Davalı idarenin savunması tebliğ edilmedi

Ufak bir kasabanın malmüdürlüğünde memur olarak çalışıyorum.bundan 4-5 ay önce,mesai arkadaşım olan bir bayanla yaptığım sert tartışmada kullandığım bazı kelimelerden ötürü,bu bayan şikayetçi olunca hakkımda idari soruşturma açıldı.Soruşturma memuru,dairemizin müdürüydü.Soruşturma ifademde şikayetçi bayana karşı kullandığım-afedersiniz-"geri zekalı" kapa çeneni" gibi kelimeleri kullanmamın nedeni,bu şikayetçi bayanın bir haftadır şahsıma karşı devam eden hakaret,taciz ve aşağılamaları olduğunu anlattım.Olaydan bir hafta önce,bu bayanın bana dangalak diye hakaret ettiğini,bu kelimeden rencide olmakla birlikte belki pişman olur diye şikayet konusu yapmadığımı,ancak birkaç defa hakaret değil ama sataşma olarak nitelenebilecek davranışlarda bulunduğunu,en sonunda yaşadığım şiddetli elem ve gazap duygusunun etkisiyle sonradan pişman olduğum o kelimeleri sarfettiğimi,ancak hemen akabinde özür dilediğimi söyledim.Bana dangalak demek suretiyle hakaret ettiğinde,iki arkadaşın buna şahit olduğunu ilave ettim.Bir süre sonra,il disiplin kurulu,-soruşturmacının önerisi doğrultusunda- kademe ilerlemesinin durdurulması istemiyle savunmamı istedi.Savunmamda olayın nasıl gerçekleştiğini anlattıktan sonra,şikayetçi bayanın şahsıma karşı aleni olarak yaptığı hakaret ve diğer tacizkar davranışlarının soruşturma kapsamına alınmayıp,o bayan hakkında hiçbir işlem yapılmamasının Anayasa ve 657 sayılı yasadaki "kanun önünde eşitlik" ilkesinin ihlali anlamına geldiği ve soruşturmanın iptal edilip yeni bir soruşturma açılmasının yasaya uygun olacağı şeklinde özetlenebilecek bir savunma verdim.Bu savunmama rağmen,il disiplin kurulu hakkımda kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını teklif etti ve valilik de bunu aynen kabul etti.Disiplin kurulu soruşturması sürecinde hakkımdaki soruşturma raporunu görme istemim geri çevrildiği gibi,il disiplin kurulunun kararında "gerekçe" olarak nitelenebilecek birşeye de rastlamak mümkün değildi.
Bu işlemin iptali için açtığım davada "yasa önünde eşitlik" ilkesinin nasıl ihlal edilmiş olduğunu,Anayasa ve 657 sayılı yasadaki yasal dayanakları ile birlikte ayrıntılı ve gerekçeli biçimde açıkladım.Bunun yanı sıra soruşturma raporunun bana gösterilmeyişinin savunma hakkımın ihlali olduğunu,il disiplin kurulunun kararının gerekçeli olmaması,oy birliği ya da oy çokluğu ile alınıp alınmadığına dair bir ifadeye rastlanmaması ve karar oy çokluğu ile alındıysa raportörün karşı oy yazısına yer verilmemesinin disiplin yönetmeliğine aykırı olduğunu izah ettim.Ayrıca yürütmeyi durdurma talebinde bulundum.
Yürütmeyi durdurma istemim reddedildi.Ancak işin ilginç tarafı,yürütmeyi durdurma talebini reddeden kararla birlikte idarenin savunması gönderilmemişti.Ayrıca bu kararda,idarenin savunmasını verip vermediğine ilişkin bir ifadeye yer verilmemişti.
Bu karara karşı bölge idare mahkemesine itiraz ve şikayette bulundum.İtirazımın nedeni,mahkemenin yürütmeyi durdurma istemimi reddeden kararın yanlışlığı,şikayetimin nedeni ise mahkemenin idarenin savunmasını yürütmeyi durdurma kararı ile birlikte göndermeyişi idi.Mahkeme savunmayı bana yürütmeyi durdurma istemini reddeden kararı ile birlikte göndermeyerek,bu red kararına itirazımda idarenin savunmasına dayanmak gibi bir hakkımı çiğnemişti.
Uzatmayalım;bölge idare mahkemesi itirazımı yerinde görmeyip reddetti.Ancak savunmanın gönderilmeyişine ilişkin şikayetim hakkında bir karar verilmemişti.
Sorularım şunlar:İdarenin savunmasının davacıya tebliğ edilmemesi yasaya aykırı değil midir?İdare savunma vermediyse ,yürütmenin durdurulması istemini reddeden karar açıkça yanlış değil midir?(Çünkü mahkeme ara kararında,yürütmenin durdurulması istemini karara bağlamayı , davalı idarenin savunmasının alınması sonrasına bırakmıştı!)Savunmanın davacıya tebliğ edilmemesi,temyiz aşamasında bozmayı gerektirecek ağırlıkta bir hukuka aykırılık mıdır?Savunmanın davacıya tebliğini belli bir süreye (30 gün) bağlayan medeni usul kanunu maddesinin idari yargılama alanında uygulaması yok mudur?
Son olarak,sorularıma cevap vermeyi düşünen arkadaşlar,hiç kuşku duymasınlar,bu idari işlemde yasa önünde eşitlik ilkesinin çiğnendiği sabittir.Çünkü soruşturma raporunu görmemiş olsam da,soruşturmanın nasıl yürütüldüğünü,zabıt katipliği yapan arkadaşa,ifade veren arkadaşlara,hatta soruşturmayı yürüten müdüre sordum.Benim şikayetçi bayan hakkındaki iddialarım hakkında hiçbir soruşturma yapılmamıştı.Cevap verip konuyu aydınlatacak arkadaşlara şimdiden teşekkürü bir borç biliyorum.

1- Soruşturmacı, soruşturma emrini veren makamın, soruşturulmasını istediği konu veya kişinin dışında soruşturma yapamaz, soruşturma alanını genişletemez. Bu nedenle, şikayetçi bayanın size daha önce hakaret etmesi, soruşturmacı tarafından, soruşturma kapsamına dahil edilmesini gerektirmez.

Bu konuda sizin Kaymakamlık makamına ayrı bir başvuruda bulunmanız gerekirken bunu yapmamaış; sadece ifadenizde belirtmişsiniz.

2- Şikayetçi bayanın, daha önce size hakaret etmiş olması, sadece size verilecek cezada indirim yapılmasını sağlar....

3- Davalı idarenin savunma vermemesi, davanızın aynen kabul edileceği anlamına gelmez... Mahkeme, davalı idareden işlem dosyasını ister ve evrak üzerinde karar verir...

diyelim ki,söylediğiniz gibi soruşturmacı,soruşturma makamının verdiği soruşturma konusu ile bağlıdır ve bunu genişletemez.peki bu husus neden disiplin kovuşturması kapsamına alınmamıştır?hakaret niteliğinde bir davranışın disiplin kovuşturması kapsamına alınması için hakarete uğrayan kişinin onu kaymakamlık makamına bildirmesi gibi bir kural olduğunu iddia ediyorsunuz ama devlet 657 sayılı yasada böyle bir hüküm yer almamaktadır.böyle bir kural,yani şikayetin bir dava şartı olması kuralı ceza hukukunda vardır,ancak bu kural 657 sayılı yasada geçerli değildir.idare hukuku alanında resen hareket ilkesi geçerlidir.bir disiplin suçu işlendiğinde, şikayet olsun olmasın,ilgili makam bunu soruşturmakla yükümlüdür.bu ilke geçerli değil ise yasa önünde eşitlik ilkesinin bir anlamı yoktur.eğer şikayet şartı olsaydı,bu yasada açıkça belirtilmesi gerekirdi. Diğer taraftan şikayet,ille de kaymakamlık makamına müracaat etmek gibi belli bir şekil şartına bağlanmamıştır.soruşturma memuru bunu haber aldığı anda,bunu araştırıp raporunda belirtmeliydi.savunmamda,o bayanın hakaretlerini açıkça anlatmış olmam şikayet değil midir?madem benim o itirazlarımın hiçbir hükmü olmayacaktır,o halde il disiplin kurulunun savunmamı istemesine dahi luzum yoktur.benim fiillerimin işlendiği zaten soruşturma raporunda açıktır.ikinci olarak,idarenin savunmasını vermemiş olması,mahkemenin iddialarımı kabul etmesini gerektirmeyeceğini söylüyorsunuz.öyle ise neden mahkeme,yürütmeyi durdurma kararını idarenin savunmasının alınması sonrasına bırakmıştır?neden ta başından talebimi reddetmemiştir.bu kendi izlediği yöntemle çelişmiyor mu?

aslında benim öğrenmek istediğim şey,davalı idarenin savunmasının davalıya tebliğ edilmemesinin temyiz aşamasında bozmayı gerektirecek ağırlıkta bir hukuka aykırılık olup olmadığıdır..bu konunun tartışılmasını çok yararlı buluyorum.

https://www.hukuki.net/forum/editpost...tpost&p=151342
Bizde forum kurallarına uygun iletiler yazılmasını yararlı buluyoruz.Konunun tartışılmasına devam edilebilmesi için yazım kurallarına uyarak,büyük harfle cümlelerle devam edermisiniz sn.kerbelos?

Sayın Kerbelos,

Kural olarak davalı idarenin savunmasının size tebliğ edilmesi gerekir ancak yürütmeyi durdurma talebinizin kabul ya da red edilmesinin bununla doğrudan bir ilgisi yoktur.

Davalı idare ilk başvuru layihanızın kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren 30gün içerisinde buna bir savunma verecektir. Eğer vermediyse savunma hakkını kullanmış sayılır. Eğer vermişse mahkemenin size bunu tebliğ edip sizin cevap layihanızı aldıktan sonra yürütmeyi durdurma kararını ele alması gibi bir zorunluluğu bulunmamaktadır.

Bir başka ifade ile; Mahkemenin, davalı idarenin savunmasını size tebliğ etmesi ayrı konudur. Size savunma tebliğ edilecek ancak yürütmenin durdurulması kararını kabul ya da red etmek için sizin bu savunmaya cevap vermenizi beklemeyecektir.

Yürütmenin durdurulması kararları, uygulanan idari işlemin açıkça hukuka aykırı olması ve uygulanması halinde davacı için onarılması güç ya da imkansız zararlar doğuracak nitelikte bulunması şartlarının birlikte gerçekleşmesi halinde verilir. Bu iki şart aynı anda gerçekleşmemişse yürütmenin durdurulması kararı verilemez.

Diğer taraftan yürütmenin durdurulması kararının red edilmiş olması esas kararın aleyhinize çıkacağı anlamına gelmez. Ayrıca davanın tarafı olarak istediğiniz zaman dava dosyasını inceleme hakkına sahipsiniz. İdarenin savunmasını dosyadan alabilirsiniz. Sırf savunmanın size tebliğ edilmemiş olması nedeniyle Danıştay, idare mahkemelerince verilen bir kararı bozmaz.

Bu arada yürütmenin durdurulması kararları nihai karar niteliğinde olmadıklarından Danıştay'da temyiz edilemezler. Esas kararı beklemenizi ve ondan sonra duruma göre ne yapacağınıza karar vermenizi öneririm.Saygılarımla,
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU

[QUOTE=kerbelos;151342]aslında benim öğrenmek istediğim şey,davalı idarenin savunmasının davalıya tebliğ edilmemesinin temyiz aşamasında bozmayı gerektirecek ağırlıkta bir hukuka aykırılık olup olmadığıdır..bu konunun tartışılmasını çok yararlı buluyorum.

Daha ortada aleyhinize verilmiş bir karar yokken, "bozma nedenleri" üzerinde durmak henüz erken... Adalete güvenmek lazım...

Teşekkürler Devrim Sinan KARAVELİOĞLU.Ancak soruma tam yanıt alamadığımı sanıyorum.Yürütmeyi durdurma talebimin reddedilmiş olması o kadar da önemli değil.Anayasada yürütmeyi durdurma kararlarının keyfi olmasının yolu açılmış zaten.Anayasada yürütmeyi durdurma kararlarının gerekçeli olacağı belirtildiği halde,şimdiye kadar yürütmeyi durdurma red veya kabul kararlarına gerekçe gösterildiğini ben şahsen işitmiş değilim.Ancak Davalı idarenin savunmasının gönderilmemiş olması,davanın sıhhati açısından ciddi bir sorun teşkil ediyor diye düşünüyorum.Böylece iddia ve savunmalarımı,davalının savunması üzerinden temellendirmek gibi önemli bir imkanımın önü kapatılmış oluyor.Bir düşünelim;mahkeme davacı ve davalı olan tarafların tartışmasına izin vermeyerek,karar konusunda yetkili merci konumunu abartmış oluyor.Ben savunmaya cevap,cevaba cevap sürecinin çok önemli olduğunu,bu sürecin mahkeme makamı tarafından işletilmemiş olmasının kararın sağlıklı bir şekilde oulşumunu engelleyecek önemli bir usul hatası olduğunu düşünüyorum.Davanın tarafı olarak,dava dosyasını görme,suret alma gibi haklarım var mı?Bu haklarım var ise,bu haklarımı kullanmam belli usul kurallarına bağlanmış mıdır?Mahkemeden soruşturma raporunun suretini isteme hakkım ar mı?Varsa bu hakkımı nasıl kullanabilirim?Bu konuda beni aydınlatırsanız çok memnun olacağım.Soruşturma raporunu davalı idareden bilgi edinme hakkı kanununa göre istemeyi düşünüyorum,ama idarenin isteğimi reddedip beni dava açmak zorunda bırakacağından eminim.Hakkımda kararlar alınıyor,mahkum oluyorum,dava açıyorum,yine de idari işlemleri kuşatan sis perdesini aralayamıyorum.Bu nasıl sistem,bu hangi usul,bu ne tür bir uygulama,inanın anlayamıyorum!

Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında, hakkınızda tanzim edilen Soruşturma Raporu'nu isteyebilirsiniz... Vermezlerse Başbakanlık Bilgi Edinme Kurulu'na başvurursunuz...

Bilgi edinme hakkı kanununa göre o soruşturma raporunu almamın uzun zaman alacağı kesin.Çünkü,eminim,dilekçeyi reddederken hiçbir gerekçe göstermeyecekler.Böyle olunca,Bilgi Edinme Değerlendirme Kuruluna başvurmamın önü de kapatılmış oluyor.Çünkü bu kurul,yalnızca Bilgi Edinme Kanununun 15. ve 16. Maddelerine göre reddedilen başvuruları inceleyip karara bağlıyor.İdare gerekçe göstermemişse,ya da 15. ve 16, maddeler dışında bir gerekçe göstermişse,bu,kurulun yetkisi dışında kalıyor.Bu durumda yapılacak tek şey,idari mahkemede dava açmak oluyor.Bunun da ne denli uzun bir süreç olacağını da tahmin etmek güç olmasa gerek.Mahkemeden bilgi edinme hakkım yok mu?Medeni yargı ya da ceza yargısı alanında,davacıların ya da ilgililerin dava dosyasını inceleme ve suret alma hakları varken,idari yargı alanında bunu kısıtlayan ya da engelleyen bir kural var mıdır?İdari yargı alanında çalışan avukatlar dava dosyasını görüp suret alamıyorlar mı?Gerçi o soruşturma raporunda neler olduğunu biliyorum,ama somut bir belgeye dayanmak çok farklı bir şey..

Buraya görüş yazanlar size yardımcı olmaya çalışıyor, ama siz, burada yazılanlardan yararlanmak yerine, adeta kendi düşüncelerinizin doğruluğunu teyit ettirmeye çabalıyorsunuz...

Aslında sayın Devrim Sinan KARAVELİOĞLU almak istediğim cevabı vermiş,ama ben dikkatli okumayıp o kısmı gözden kaçırmışım.KARAVELİOĞLU,davanın tarafı olarak dava dosyasını inceleme hakkım olduğunu,bu hakkım nedeniyle,temyiz aşamasında davalının savunmasının tebliğ edilmemiş olmasının bozma nedeni olamayacağını söylüyor.Benim merak ettiğim husus bu idi.Ben bu dava sürecinde gerekli açıklık sağlandığı sürece,ilk derece mahkemesinde olmasa bile temyiz aşamasında mutlaka haklılığımı ispat edip bu işlemi iptal ettirebileceğime inanıyorum.En kısa zamanda mahkemenin olduğu şehre gidip,dava dosyasını inceleyeceğim.Ama buna izin vermeyip herhangi bir şekilde engellerlerse,o zaman adaletin ciddi bir yara alma ihtimalinin mevcut olduğu kesin.konuyla ilgilenen arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Alıntı:

---

kerbelos rumuzlu üyeden alıntı

Aslında sayın Devrim Sinan KARAVELİOĞLU almak istediğim cevabı vermiş,ama ben dikkatli okumayıp o kısmı gözden kaçırmışım.KARAVELİOĞLU,davanın tarafı olarak dava dosyasını inceleme hakkım olduğunu,bu hakkım nedeniyle,temyiz aşamasında davalının savunmasının tebliğ edilmemiş olmasının bozma nedeni olamayacağını söylüyor.Benim merak ettiğim husus bu idi.Ben bu dava sürecinde gerekli açıklık sağlandığı sürece,ilk derece mahkemesinde olmasa bile temyiz aşamasında mutlaka haklılığımı ispat edip bu işlemi iptal ettirebileceğime inanıyorum.En kısa zamanda mahkemenin olduğu şehre gidip,dava dosyasını inceleyeceğim.Ama buna izin vermeyip herhangi bir şekilde engellerlerse,o zaman adaletin ciddi bir yara alma ihtimalinin mevcut olduğu kesin.konuyla ilgilenen arkadaşlara teşekkür ediyorum.

---

Davanın tarafları veya vekilleri her zaman için dava dosyasını inceleme hatta dosyanın tamamının fotokopisini almaya yetkilidir. Bunun için ilgili İdare Mahkemesi Başkanlığına hitaben dosyanın bir suretini alma talebinizi içeren kısa bir dilekçe ve kimliğinizin aslıyla başvurmanız yeterlidir. (Bazen bunun için dilekçeye de gerek görmeyebiliyorlar ancak sizin yanınızda yine de hazır olsun)