Terimlerinizi anlayamıyorum ama

Merhaba. Hukuk terimlerinden hiçbir şey anlayamdığım için sorumu ancak buraya yazmamın uygun olacağını düşündüm. Aslında bilginize başvurmak istediğim en önemli şeyi yazacağım sadece(konuyu fazla ayrıntılandırmam gerekiyor mu bilmediğim için özetle soracağım). Ağır ceza mahkemesinde bir davanın sonucu bizim ve avukatımızın tahmininin aksine olumsuz sonuçlandı ve hapis+para cezasıyla sonuçlandı. Dava kardeşimle ilgiliydi; sanırım internet dolandırıcılığı diye geçiyor. Avukat temyize gidileceğini söylemiş fakat benim asıl merak ettiğim nokta şu; sonuç yine olumsuz olursa hapis cezası para cezasına çevrilebiliyor mu? 1yıl 3ay hapis cezası ve 4600 dolaylarında bir para cezasından bahsediliyor.

Sonuç yine olumsuz olursa yani temyiz makamı olan Yargıtay tarafından karar aynen onanırsa hapis cezası para cezasına çevrilemez.

Cevabınız için teşekkür ederim. Sorumu ayrıntılandırabilir miyim peki? Şöyle ki devletin kardeşime tahsis ettiği avukat dışında istersek biz kendimiz ücretli bir avukat ayarlayabiliyor muyuz ve bu bir işe yarar mı sizce?

Alıntı:

---

gmzclk rumuzlu üyeden alıntı

devletin kardeşime tahsis ettiği avukat dışında istersek biz kendimiz ücretli bir avukat ayarlayabiliyor muyuz

---

Evet.

Cevaplarınız için çok teşekkür ederim. Sanirim zaten bu saatten sonra avukatı değiştirmenin bir anlamı kalmıyormuş; çünkü bizim dava artık yargıtaya intikal etmiş. Hayatımda ilk defa mahkemelik bir durumla (yada nasıl tabir edilirse içinde bulunduğum durum)karşı karşıya kaldığım için bu konuda oldukça cahilim. Dediğim gibi siz hukukçuların kullandığı pek çok terim de bana çok yabancı olduğu için durumu anlatmaya çalışan avukatlarla iletişimde sıkıntılar yaşıyoruz. Sonuçta anladığım kadarıyla "pardon" filminin bir benzeri yaşanacak ve mağduriyeti engellemek mümkün değil:(

Ben son olarak birşey daha sormak istiyorum; yardımcı olursanız yine çok sevinirim. Açıkçası anladığım kadarıyla resmi anlamda bütün deliller (yada yine her ne deniyorsa bunlara) kardeşimin aleyhine fakat ortada işlenen suçtan kardeşim dışında mağdur olan başka kimse yok. Yani hem suçlu hem mağdur gibi birşey sanırım. Özetle kardeşim bir iş başvurusunda bulunuyor fakat işveren kardeşimin hesabına internetten çalıntı bir kredi kartından para aktarıyor ve daha sonra işveren firma ortadan kayboluyor. Bu sanırım üniversite öğrencileri kandırılarak birilerinin internet aracılığıyla dolandırıcılık yapması(çünkü iş teklifi ünv.mail grubundan geldi ). Yani demek istediğim şu ki; kardeşim iş teklifi adı altında bir dolandırıcılık suçuna bulaşmış bulunuyor fakat işin aslını farkettiği anda paraya dokunmayarak geri yolluyor ve kendisi savcılığa gidip durumu anlatıyor. Sonuçta hesabından para çekilen kişiye parası geri yollanıyor, asıl dolandırıcılığı yapan kişiler bulunamıyor ve iş bahanesiyle kandırılarak dolandırıcılığa bulaştırılan kardeşim(ki henüz yeni mezun ve askerde) hapis cezasına çarptırılıyor. Muhakkak ki yanlış davrandı ama ortada daha öğrenciyken kendisi kandırılan bir çocuk var ve mahkemeye gitme şaşkınlığını bile üzerinden atamamışken nasıl hemen cezaya çarptırılıyor anlayamadım. Bunun ilk suçu olması yada kendisinin de kandırılmış olması hatta belki de tek mağdurunun kardeşim olması sonucu etkilemez miydi? Sonuçta her şekilde geleceği karatılacak yeni mezun bir çocuk mevzubahis..(PS: dava henüz temyizde)

Sayın Karavelioğlu; siteye yeni üye olduğum için mesajınıza cevap yazamıyorum(en az 3 günlük üyelik istiyor). Fakat sanırım sorunuzun cevabını bilmemem biraz şaşırtacak(gerçekten yabancıyım bu mevzuya). Ama şöyle söyleyeyim bu bahsettiğim olay en fazla 1,5 yıl önce İzmir'de gerçekleşti. Yani varsa izmir ağır ceza mahkemesidir sorunuzun cevabı. Dava dosyalarını almaya pazartesi günü gideceğim. Buarada kardeşim ailemi endişelendirmemek için kimseye bahsetmedi olaydan ve kendi başına halledebileceğini sandığı için zaten çok geç kalınmış herşeye.

Sayın Karavelioğlu, bilgilendirdiğiniz ve ayrıca hassasiseyiniz için teşekkür ederim. Anladığım kadarıyla bahsettiğiniz büyük şehir kapsamına giriyor İzmir. Umarım hala yapılacak birşeyler vardır. Dediğiniz gibi büyük ihtimalle onanacak ceza ama hala son çırpınışlardayız. Peki suçlu bulunduğu durumda dahi bunun ilk suçu olması birşeyi değiştirmiyor mu? Biryerlerde ilk suçu olması durumunda 5-10 yıl gibi bir süre içerisinde tekrarlanması durumunda infazı yapılacağını duymuştum. Bir de merak ettiğim bir şey daha var ne kadar ilgisi var bununla bilmem ama: Denetimli Serbestlikler bu tarz suçları da kapsamıyor mu?

Buarada forumda sorulan tüm sorulara cvp verilememesini anlayışla karşılayabiliyorum tabi ki. Amacım kesinlikle buradan eksik bilgiler edinerek avukatın karşısına geçip"ama şöyle şöyle oluyormuş" demek değil. Benim arka arkaya bu kadar sık soru sormamın en önemli nedeni durumu henüz yeni öğrenmiş olduğum için hala üzerimden atamadığım şaşkınlığım. Tabi hala bazı terim yada kavramları anlamkta zorlanıyorum.Örneğin "temyiz" ve "yargılanmanın yenilenmesi" birbirini takip eden süreçler midir yada ilki ikincisi amaçlı mı yapılır? Yargılanmanın yenilenmesinin tek koşulu temyize gidilmesi midir?

Çok soru sorduğumun farkındayım. Bilgilendirebilirseniz sevinirim.Şimdiden teşekkürler.

Temyiz ve yargılanmanın yenilenmesi birbirini takip eden veya biri olmazsa diğeri olmaz nev inden değrlendirilmesi gereken durumalr değildirşöyleki Temyiz hukuk ve ceza ilk derece mahkemesi kararlarının süresi içinde yargıtaya veya idare mahkemeleri için danıştaya gönderilmesidir.İade-iMuhakeme(yargılanmanın yenilenmesi) ise ister temyiz sonucu olsun isterse temyiz süresini geçirmek kaydı ile olsun kesinleşen bir yargılamanın ardından ortaya çıkan ve yargılamanın sonucunu çok önemli oranda değiştirecek yeni belge bulgu ve vakıaların ortaya çıkması sebebiyle yeniden yargılama yapılmasını istemektir.Yani yargılanmanın yenilenmesi HUMK a göre ortaya çıkan etkili durumlar için sözkonusudur temyiz ise rutin bir süreçtir..saygılarımla
hukuk yargilamasinda iade-i muhakeme humk'un 345-354 maddeleri arasinda duzenlenmis olup, 345. maddede sayılan 10 halden biri yoksa iade-i muhakeme talebi dinlenemez.

hukuk yargilamasinda iade-i muhakeme humk'un 345-354 maddeleri arasinda duzenlenmis olup, 345. maddede sayılan 10 halden biri yoksa iade-i muhakeme talebi dinlenemez.Temyiz ise rutin bir süreçtir iade-imuhakeme(yargılanmanın yenilenmesi) ile teknik zorunlu bir ilgisi yoktur ..hükmün kesinleşmesi bakımından mantıksal bir ilgisi kurulabilir..ama temyize gitmeden de (zamanaşımı)ile de hüküm kesinleşebilir...

Bilgilendirdiğiniz için teşekkür ederim. Yazınızdan anladığım kadarıyla yargılanmanın yenilenmesinde temyize gidilmiş olması yada temyizden sonucun gelmiş olması bir engel teşkil etmiyor. Aslına bakarsanız bahsetmiş olduğunuz dava için önemli olan delillerin ortaya çıkması durumunda delillerin yada tanıkların davanın sonucunu değiştirip değiştirmeyeceğine kim tarafından ve nasıl karar verildiğini anlayamadım tam olarak ama sanırım bunu sormam çok da bir anlam ifade etmeyecek.Zaten siz avukatlar işin uzmanı olarak o kısmını takdir edebilecek formasyondasınızdır. Yalnız bugün dava dosyasını almaya gittiğimde çok enteresan bir şey öğrendim. Yeri burası mı bilemem ama yanlış anlamamanızı dileyerek ve tabi ki genellemenin pek de doğru olmadığını düşünen biri olarak ufak bir eleştiride bulunacağım(haddim mi onu da bilemem tabi ama). Sadece bugünkü örnek olay ve avukatımızın anlattıkları üzerinden yola çıkarak nacizane bir görüştür diye tekrar belirtmek isterim. Sanırım adalet sistemindeki ve özellikle belli bir yaşın üzerindeki ve belli mevkilere gelmiş adalet personelinin ciddi anlamda teknoloji konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Sonuçta çok ciddi sorumlulukları olan bir mesleğiniz var ve enazından karar merciinin bence bu konuda bilinçlendirilmesi gerekiyor. Umarım sözlerim yanlış anlaşılmaz; bunlar sadece bir sosyolog olarak gözlemlediğim duruma ufak bir eleştirel bakıştan ibarettir. Umarım kimseyi rencide etmemişimdir. Tekrar çok teşekkür ediyorum. İyi akşamlar.