Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır
Bu ülke topraklarında yaşayan insanlar yüzyıllardır birarada yaşamıştır ve hala da yaşamaya devam etmektedirler. Lazı, Çerkezi, Türkü, Yahudisi, Kürdü, Ermenisi, Rumu hep birada yaşamış ticari, sosyal birliktelikler kurmuştur. Ta ki Emperyalizm kirli ellerini bu ülke topraklarına uzatıncaya kadar. Unutmamak gerekir ki bu ülke Kurtuluş Savaşını sadece Türklerin yaptığı mücadeleyle kazanmadı. O kurtuluş mücadelesinde ülkemizin her bireyi milet farkı gözetmeksizin kanını, canını verdi. Ama Emperyalizmin kanlı elleri bu ülkenin üzerinden çekilmemişti. Savaşı kaybeden Emperyalizm zamanla kaybettiği savaşı masada kazanmaya başladı. Başlangıç Adnan Menderes hükümetiyle oldu. Nato'ya girme vaadiyle ve 50.000.000 Dolar karşılığında askerlerimiz emperyalizm adına ilk kanlarını Kore'de dökmeye başladılar. Bundan sonra da Mustafa Kemal'in kurmuş olduğu Anti-Emperyalist ülke bu ülküsünü bir kenara bırakıp Emperyalizmin kucağına oturtuldu. 27 Mayıs ihtilaliyle( her ne kadar darbeleri savunmasakta) Anti-Emperyalist tavır yeniden ülke yönetimine girdi fakat bu da uzun sürmedi. Ondan sonra gelen tüm iktidarlar Anti-Emperyalizmi bir kenara bırakıp ucuz milliyetçi söylemle şu anda halen olduğu gibi halkı kandırarak ülke değerlerini bir bir Emperyalizme sattı. Kırılma noktası ise 12 Eylül faşist darbesiyle oldu. Amerikan Büyükelçisinin Pentagona geçtiği mesajdaki "Bizimkiler Başardı" mesajı o anı en iyi özetleyen mesajdı. Plan çok basitti, ülke siyasetinin üzerinden silindir gibi geçilecek halk siyasetin sadece siyasetçilerin ve askerlerin işi olduğuna silah, işkence ve kanla inandırılacaktı. İkinci aşamada bir millete tarifi imkansız acılar yaşatılacak ve onların isyan etmesine sebep olunacaktı. O millette ne yazık ki bölgesel ve nüfussal olarak çok güçlü olan Kürtlerdi. Bir milletin konuştuğu dil yasaklanabilir mi. Evet yasaklandı hem de ülkenin her tarafında. Diyarbakır Cezaevinde PKK yaratıldı işkencelerle, ölümlerle. Köyler boşaltıldı, yakıldı. Plan kusursuz bir şekilde işliyordu. Bundan sonara gelinen noktayı ise yazmama gerek yok zaten bu dönemin çocuklarıyız. Hala ucuz milliyetçi propagandayla halk istenilen pasifist düzeyde tutuluyor. Ve bu arada savaş ortamı kızgınlaşıyor. Artık hepimiz farkındayız. Sosyalist bir söylemle kurulduğu söylenen PKK artık tam bir milliyetçi yapılanma içerisine girmiş, Amerikan Emperyalizminin kucağına oturmuştur. Yaptıkları mücadelenin ülkemiz toprakları üzerinde herkese zarar verdiğinin farkında olmalarının zamanı gelmişte geçiyordur. Zaman Savaş zamanı değil Barış zamanıdır. Çözüm ortadadır; dağdaki herkese kayıtsız şartsız pişmanlık hakkı verilecek ve eşzamanlı olarakta PKK silahlarını bırakacaktır. Yoksa hepsi gelsin teslim olsun demekle bir yere varılamaz. Kan bu şekilde duracaksa buna herkesin razı olması lazım. Yoksa bu kan daha uzun bir süre akacak ve Amerikan Emperyalizminin ekmeğine bu şekilde yağ sürülecektir. Asalım keselim demek kolaydır. Zor olan barışalım demektir.
Unutmayın Emperyalizm kanla beslenir. Kanı çıkaracak olanda savaştır.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Sayın ilkine;
Yazdıklarınızın önemli bir kısmına katılmakla birlikte, 27 Mayıs yönetiminin anti amerikancı olduğu şeklindeki düşüncenize katılamıyorum. Menderes dönemi ABD'ye çok yakındı, ancak Menders'in son zamanlarında ABD ile arası giderek soğumuştu. Bu sebeple Menderes'in son zamanlarda Sovyetlere yanaştığı, bu durumun da ABD'nin hoşuna gitmediği bazı yazarlarca dile getirilmiştir. Bu açıdan bakılırsa 27 mayıs darbesine ABD sevinmiştir de denilebilir.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Sayın Bilgili,
Beni yanlış anlamışsınız. Ben 27 Mayıs yönetimi Anti- Amerikancıdır demiyorum zaten. O dönemde toplum içinde Anti - Emperyalist tabanda yeniden bir hareketlenme oluştuğundan bahsetmek istemiştim. Bunun içinde o dönemde halka verilmiş ve şu anda bile açıkçası mumla aradığımız bazı haklarda bu söylemin içindedir.
Fikirlerimin çoğuna katıldığınız için de ayrıca teşekkür ederim.
Saygılarımla.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Ama biz ne yazık ki boşuna konuşuyoruz. Ne kadar uğraşırsak uğraşalım boşuna. Terör gene bilinçli bir şekilde beslenmeye devam ediyor. Forumlarda defalarca dile getirmemize rağmen Askeri Mahkeme, Sivil Mahkemenin verdiği kararı hiç görmemecesine Şemdinli olayında adı geçen iki asker ve bir itirafçıyı jet hızıyla beraat ettirdi. Sivil yargının 39 yıl 5 ay 10 gün ceza verdiği bu kişiler Askeri mahemenin ilk celsesinde tahliye edildi.
Ne olacak canım Genelkurmay Başkanı kendilerini tanır "iyi çocuklardı". Beraat için bu yetmezmi ki.
İşte dağa çıkış biletlerine bir yenisi daha.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Hukuk yahu birazıcık hukuk...
Hukuka saygılı olmak bu kadar mı zor. Ülkeye bakın ne hale geldi. Hukuk bile herkesçe farklı yorumlanıyor...
Hukuk Fakültelerinde bir ders olmalı ve tüm okul hayatı boyunca her dönem okutulmalıdır diye düşünüyorum...
Konu Adalet Mülkün temelidir.
Alt başlık olarak
Hukukun Üstünlüğü
Bu ders çok önemli olmalı çünkü güzel yurdumda asla bilinmeyen bir gerçek. Hukukun üstünlüğü... İşin garibi en acısı bunu bilmeyenlerin başında HUKUKÇULAR geliyor. En başta Cumhuriyet savcıları sonra Hakimler Sonra Avukatlar... Savcısı öyle olunca polisi de böyle oluyor...
Hukukun üstünlüğü demek son derece açık bir şekilde yasaların hakim olması adil olarak dağıtılması demektir. Yani Hukuk üstündür HUKUKÇU değil. Adalet saraylarında görev yapanlar bu temel kavramı kendilerinin üstünlüğü olarak gördükleri için bir türlü işler rayına oturmamaktadır.
Bir ülkede savcının karşısına çıkan kişiye savcı köpek muamelesi yapar gibi davranıyor mahkemede hakim avukat dahil herkese laf söyleyip duruyorsa orada hukukun üstünlüğünden söz edilemez. Yetkinin kötüye kullanılmasından söz edilebilir ki buda HUKUKA göre suçtur....
Şemdinli davasından beraat eden yoktur, tutuksuz yargılanan kişiler vardır. Şemdinli davası aslında tam bir hukuk skandalıdır. Hukukçu ve siyasetçi içiçe girmiş bu garabet doğmuştur.
Bin yıllık devlet geleneklerini hiç sayan yetkisini olayı çözmeye harcayıp kullanacağına skandal olması için kullanan bir savcı ile bir şey var diye ortaya atlayan hukuku içe sayan RTE nin geldiği noktadır aslında...
Savcının dava boyunca telsiz kayıtları ve telefon kayıtları deşifresini göz ardı etmiş olması kepazelik değil midir ? Özel harekat timinin görevli iki astsubayının üzerinde silah bagajında tüfek çıktı diye dava açılır mı? Ne çıkacaktı ? karanfil mi? Süren bir dava olduğu için fazla detaya girmek istemiyorum. Amma askeri yargı hakkında düşüncelerimi yazıp soru sorduğum forumumda alamadığım yanıt aslında verilen en güzel yanıt oldu ... Bazı hukukçuların bile askeri yargıya karşı olmak için karşı oldukları... Nedeni mi ? Ben söylemeyeyim...
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Sayın commodore1tr, ülkede hukuk mu kaldı ki, hukukun üstünlüğünden bahsediyorsunuz, bırakın Allah aşkına, olmayan şeyin üstünlüğü mü olurmuş?!.. (Ne acı ki bunu bir hukukçu olarak artık ben de söylüyorum.)
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Yazılanlardan anlaşılıyor ki sizin yaşadığınız ülkeyle benim yaşadığım ülke farklı herhalde. Monarşiyle yönetilen ülkelerdeki hukukun üstünlüğünü de bu kadar saygılı karşılar mısınız merak ediyorum?
Ne kadar da rahat söylüyorsunuz özel harekat timindeki iki astsubayın aracından silah çıkmasından daha normal ne var ki diye. Bence konuyu daha özenli incelerseniz yapılan bu eylemlerin terör örgütüne çıkar sağladığını görebilirsiniz diye düşünüyorum. O bölgede hatta o bölgeyi geçin o şehirde bu kitabevi bombalamasından birkaç gün önce o kadar büyük çaplı patlamalar gerçekleşti ki o patlamalar batıdaki herhangi bir şehirde olsa yeryerinde oynardı. Ama haberlerde bile küçük ayrıntılarla geçiştirildi. Siz ise hala özel timdir normaldir diyebiliyorsunuz.
Hukukun üstünlüğünden bahsettiğiniz yazılarda bile hukukun siyasileştiğinden bahsetmeniz bir çelişki değil mi? Askeri mahkemeler hakkında açtığınız forumdan ve verilemeyen yanıttan haberim yok fakat benim askeri mahkemelerle ilgili yorumumu merak ederseniz eleştirdiğiniz sivil mahkemeldeki siyasileştirildiğini söylediğiniz kararlardan daha siyasi kararlar alındığını da söylemek istiyorum. Sivil mahkemeleri eleştirebildiğiniz kadar askeri mahkemeleri de eleştirebildiğiniz noktada daha özgür olabileceğinizi de ayrıca belirtmek isterim.
Kimseye hukuk dersi verme gibi bir niyetim olmadığını ve kimseden de ihtiyacım olmayan hukuk dersi almaya da niyetimin olmadığını belirtmek isterim. Üyelerin ihtiyacı olduğu zamanlarda hukukçu arkadaşlar zaten yardımlarını esirgemiyorlar.
Saygılarımla.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Güneydoğu'da geçmişte görev yapmış olan bir paşanın bir dergiye verdiği beyanatta; "bölgede görev yapan bazı hakim ve savcıları hizaya getirmek için evlerinin yakınında bir kaç bomba patlattık" anlamında açıklamalar yapmıştı. Güneydoğu'daki bazı olaylar ve özellikle de Şemdinli olayı konusunda bu beyanat ip uçları veriyor gibi..
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Ne güzel konu başlığı böyle. Önünü tutsan arkası gelmiyor, arkasını tutsan önü açıkta kalıyor. İlk tarafına katılıyorum, ülkemizi ABD veya başka herhangi bir ülkenin emperyalizmine böldürmeyelim. E nasıl olacak bu iş?
Terörist örgütü kim destekliyor? ABD ve bazı AB ülkeleri. Peki terörist örgütü gittiği yere, girdiği ine kadar imha etmeden , bu arada ağababalarının desteklerini kesmeden nasıl bölünmeyecekmiş bu ülke?
O zaman şimdi barış zamanı falan değil, tam da savaş zamanıdır. Bu savaşı canı pahasına veren de ordudur. ABD'de çöreklenip gözyaşlarıyla milletin gözünü boyayacağını sanan emekli imamın Van'daki uzantıları ,orduyu çökertmeye çalışıyor. Bizim çok bilmiş demokratlarımız da hala liberallik, solculuk, demokrasicilik oynuyor.
Bu kafayla giderseniz çelik çomağı elinize almanıza az kaldı, şeriat içerisinde demokrasicilik oynarsınız yakında, tabi oynatırlarsa!!!
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Sadece başlığı okuyacağına zahmet edipte içeriğini okusaydın keşke. O zaman belki böyle hariçten gazel okumazdın.
Ama ne olacak ki yazdın oldu değil mi? Bu kolaycılıktan kurtulduğumuz noktada özgür olacağız.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Alıntı:
ilkine rumuzlu üyeden alıntı
Zaman Savaş zamanı değil Barış zamanıdır. Çözüm ortadadır; dağdaki herkese kayıtsız şartsız pişmanlık hakkı verilecek ve eşzamanlı olarakta PKK silahlarını bırakacaktır. Yoksa hepsi gelsin teslim olsun demekle bir yere varılamaz. Kan bu şekilde duracaksa buna herkesin razı olması lazım. Yoksa bu kan daha uzun bir süre akacak ve Amerikan Emperyalizminin ekmeğine bu şekilde yağ sürülecektir. Asalım keselim demek kolaydır. Zor olan barışalım demektir.
Sonuna kadar okuduğum yazılanlarda güzel girizgahtan sonra hariçten gazel okuma olmasaydı keşke. Slogan solculuğu yapma kolaycılığına düşülünce işin nereye varacağı kestirilemiyor demek ki!!! Dağdaki teröristler de zaten dilimizi konuşamıyoruz vb. sebeplerle dağa çıktılar, konuşmalarına izin verin hemen inerler oradan. Tam da sınırötesi operasyonlar yapılırken, oldu olacak Apo'ya da özgürlük deyiverin de hep birlikte özgür olalım.
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Bence konuyu biraz daha sosyoloji ve tarih boyutlu ve birbirimize kızmadan, birbirimizi kırmadan tartışalım. 12 Eylül, Diyarbakır Cezaevi, dil konusu, bazı yanlış uygulamalar tamam da bunlar olmasaydı, sizce PKK terörü olmayacak mıydı?
Tarihteki Kürt isyanlarına ve tarihlerine bir bakın. Dikkat ederseniz isyanlar hep aşiret isimleri ile anılır. Tarihlerine bakarsanız, zamanlamaları hep önemli bir olayın, savaşın, toprak talebi veya kaybının önünde ve arkasında yer alır.
Birbirimize dürüst olalım en önce de kendimize; Kürtlerin özgürleşmesi (aslında Devlet indinde değil, kendi iç yapılarında) ülkemizin demokratikleşmesi ile olur, ülkemizin demokratikleşmesi ise, aşiret , cemaat ve tarikat yapılarının ortadan kalkması ile sağlanır. Bu olmadığı sürece siz sosyal ve ekonomik reform yapıyorum diye oradaki biçare vatandaşa değil, o yapılara kaynak aktarırsınız, aslında bu da işinize gelir. Bir dolu adamı kandırmak yerine aşiret reisini, tarikat şeyhini, cemaat önderini kafala, sonra da gelsin oylar. Oooh, alan memnun satan memnun. 1950'lerden itibaren siyaset de bu yolu tercih etmiştir.
Son olarak; PKK terör örgütüdür, kayıtsız şartsız teslim olmaları veya birer birer etkisiz hale getirilmeleri dışında başka bir çözüm yolu yoktur. Daha fazla kan akmasın söylemiyle, terörle mücadelenin beynelminel kuralları değişmez. Kuralı Devlet koyar, kuralı terör örgütü koymaz. Teröristlere seslenelim : "Daha fazla kan akmasın, analar ağlamasın, barış güvercinleri uçsun." Bu sözlerin bir anlamı varsa gelin derhal kayıtsız şartsız teslim olun.
Olmuyor musunuz? Neden , yukarıdaki koyulaştırılmış sloganları sahiplenenler sizler değil miydiniz?
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Kürt kardeşim gördün mü Bush şeker oldu!
Arkadaşım, benden küçüğüm, benden büyüğüm, benden daha akıllı ve bilgili olanım; dostum, komşum, hemşehrim, köylüm, kirvem, kız aldığım, kız verdiğim, hısım olduğum; aynı Allah’a ve aynı peygambere inandığım Kürt kardeşim, gördün mü?
Haberin oldu mu?
ABD Başkanı Bush, sanki kafasına bir ilahi taş düştü, birdenbire biz Türklerin “baş dostu, baş ahbabı, baş stratejik ortağı” oluverdi.
Şeytan Bush’tu!
Şeker Bush oldu.
Başbakanımıza sarılıyor, Cumhurbaşkanımızı kucaklıyor, “Terör örgütü PKK’nın ortak düşmanımız olduğunu” ilan ediyor.
Kürt kardeşim hatırla!
Bizim için aniden şekerleşen Bush, daha üç ay önce, bilemedin 4 ay önce senin oğullarının gidip militan yazıldığı PKK’ya, C3 ve C4 patlayıcı veriyor; patlayıcıları nasıl kullanacağını öğretiyor, mayın veriyor; mayınları nasıl döşeyeceğini belletiyor, Glock tabancalar sunuyor, PKK’yı hava savunma silahlarıyla donatıyor ve Türk ordusunun üzerine saldırtıyordu.
***
Nefreti artırıyordu.
Türk’ü Kürt’e!
Kürt’ü Türk’e!
Düşman kılıyordu.
Senin, “Türk kardeşim” demeni, benim ise seni “Kürt kardeşim” diye çağırmamı neredeyse unutturmak üzereydi. Dün PKK’yı destekleyip Türk ordusunun üzerine saldırtan Bush, bugün “Türk ordusuna istihbarat sağlayarak ve güçlü ordusu, güçlü teknolojisi, güçlü finansmanı, güçlü diplomasisi ile işgal ettiği Irak’ın hava sahasını açarak Türk askeri pilotların PKK kamp ve mağaralarını vurmasına” destek veriyor.
3 ay önce bizi satıyordu.
Şimdi PKK’yı satıyor.
Niçin bunu yapıyor?
Ortada bir yığın “iyi niyet içerikli yakıştırma” laflar, Amerikan üretimi propaganda malzemesi dolaşıyor. Diyorlar ki “ABD Türkiye ile dosttan öte dost olmaya” karar verdi, çünkü kendisi Irak’tan çekilip gittiğinde Irak’ın ve Orta Doğu’nun “petrol kaynakları ile doğal gaz kaynaklarının hem çıkartılmasını, hem işlenmesini, hem pazarlamasını” Türkiye’nin ortaklığına bırakacak.
***
Kürt kardeşim!
Bu laflar doğruysa; rüzgâr döndü, PKK’nın işi bitti, yakında Barzani’nin de suyu kaynayabilir. Türkiye, ABD’nin verdiği destekle Orta Doğu’nun Washington’u yapılırsa “Barzani’nin Amerikancı bir Kürt Bağımsız Devleti” kurma hayali ve Irak petrollerinden pay alma iştahı da kursağında kalabilir.
Şu da gerçek!
ABD’ye ne kadar güvenilebilir? Bugün Türkiye için şeker oluveren Bush, yarın çıkarları icabı, yeniden Türkiye’ye karşı şeytanlaşabilir.
Kürt kardeşim!
Biz kendimize bakalım.
Kardeşliği unutmayalım.
Kardeşliği besleyelim.
Kardeşliği büyütelim.
Çocuklarının PKK’ya militan durmalarına izin verme... Bak, ABD’den techizatlı PKK senin kanından, senin canından, senin soyundan Kürt çocuklarını bile, Diyarbakır’da dershanede kurs görürlerken acımadı, öldürdü.
Kürt kardeşim!
Emperyalizm bitmedi.
Sürüyor.
Önce İngiliz emperyalizminin Orta Doğu petrol kaynakları üzerindeki çıkarları, “Türk ile Kürt’ü bölüyor,” birbirlerine “kardeş demelerini” unutturmaya çalışıyordu. Başarılı da oluyordu. Sonra da Amerikan emperyalizmi “Kürt’ü Türk’e, Türk’ü Kürt’e” kırdırıyor.
Bu kanlı oyun!
150 yıldır sürüyor.
Kürt kardeşim!
Bir olursak!
Oyunu bozabiliriz!
Necati DOĞRU / Vatan
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Kürt kardeşim, ‘Amerika binmediği sıpaya yular bağlamaz’
Kürt kardeşim! Bu son tabloya bakıp, senin yaşadığın köylerde, kasabalarda ve şehirlerde söylenen bir atasözünü bugünkü duruma uyarlayıp yazarsak ikimiz birlikte; “ABD binmediği sıpaya yular bağlamak niyetinde hiçbir zaman olmadı” dememiz gerekir.
23 yıl doldu.
Ne fidanlar öldü.
Sen ve ben!
Kürt ve Türk!
Bir bütün elma gibiydik.
Aramıza kin girdi.
Nefret büyüdü!
Senin oğullarının gidip militan yazıldığı ve 23 yıldan beri Türk askerini, polisini, vatandaşını öldürerek “terörü yükselten” PKK’yı aslında ABD ve AB ülkeleri, “bağımsız Kürdistan kurulacak” hayalini yükselterek destekledi, gözetti, kolladı; silah verdi, eğitti. Ve şimdi ABD Başkanı Bush, bizim Cumhurbaşkanı Gül’e besleyip gözettiği, eğitip büyüttüğü “PKK’yı dağdan indirip bitirmek karşılığında Türkiye’ye şunu yap... Bunu yapma...” diye buyruk veriyor.
***
Kürt kardeşim anla!
Birlikte anlayalım!
İki kardeştik!
İkimizi de kullandı.
Seni bana karşı kışkırttı, “ülke bölünecek” korkusuna soktu. Bana “senin oğullarının militan yazıldığı terör örgütünü ezmem için” bol silah; askeri jet uçakları, F-16’lar, AVACS’lar, hava savunma sistemleri, Patriot PAC füzeleri, savaş helikopterleri Sikorsky ve Black Hawk’lar sattı.
Satıyor.
Satmaya devam edecek.
Kürt kardeşim!
Bu kadar para silaha yatırılmak yerine doğu ve Güneydoğu Anadolu’da “yatırıma-üretime-eğitime-sanata-kültüre-spora-insana” yapılsaydı, Güneydoğu Anadolu uçardı. Ancak özür, kabahat tek yanlı değil. Sen oğullarının “ABD ve AB’nin kuklası olmayı peşinen kabullenmiş PKK terör örgütüne ve bölünmekten yana seçim yapmış olanların kamplarına” militan yazılmalarına göz yumdun, çatışma başladı, “ver kurtul-vur kurtul” formülleri ortaya atıldı ve iki ayrılamaz kardeş; Türk ile Kürt, “öp namlunun ucunu” deme noktasına geldi, getirildi.
***
Şeytan taşlamıyorum.
Biz iyiyiz.
Emperyalizm kötü!
Demek istemiyorum.
Biz de kabahatliyiz.
Cinnete düştük.
23 yıl cinnetle geçti.
Sonunda PKK, Diyarbakır’da üniversiteyi kazanmak için dershaneye giden lise çağındaki “Kürt oğlu Kürt çocuklarını” öldürdü. Ve senin “Kürt oğlu Kürt çocuklarını” da öldürenleri yuvalandıkları dağlardan söküp alabilmek için “aklı fikri Orta Doğu’daki enerji kaynaklarında olan Amerika ile işbirliği yapmaya” mahkûm olduk.
Kürt kardeşim!
Bu ayıp ikimize de yeter!
Bu ayıp ikimizi de öldürür!
Sen, “ülkeyi parçalamak için” ABD kuklası olmayı kabul etmiş bir terör örgütüne oğullarının militan olmasına gerekli tepkiyi göstermedin, ben o çocukları dağdan indirmek için ABD’nin desteğine ihtiyaç duydum.
Kürt kardeşim!
Aptallığın da bir sınırı var.
Uyanalım!
Necati DOĞRU / Vatan
Re: Ülkemizi A.B.D. Emperyalizmine Böldürmeyelim.Savaş Değil Barış Zamanıdır.
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Birbirimize dürüst olalım en önce de kendimize; Kürtlerin özgürleşmesi (aslında Devlet indinde değil, kendi iç yapılarında) ülkemizin demokratikleşmesi ile olur, ülkemizin demokratikleşmesi ise, aşiret , cemaat ve tarikat yapılarının ortadan kalkması ile sağlanır. Bu olmadığı sürece siz sosyal ve ekonomik reform yapıyorum diye oradaki biçare vatandaşa değil, o yapılara kaynak aktarırsınız, aslında bu da işinize gelir. Bir dolu adamı kandırmak yerine aşiret reisini, tarikat şeyhini, cemaat önderini kafala, sonra da gelsin oylar. Oooh, alan memnun satan memnun. 1950'lerden itibaren siyaset de bu yolu tercih etmiştir.
http://www.haberturk.com/haber.asp?i...&dt=2008/01/20