Sağlık sıkandalı ya da ihmalkarlık
Değerli hukuksever arkadaşlar, sizinle paylaşmak istediğim konu yakın bir arkadaşımın başından gecen kötü,üzücü ve bir okadar da uzun bir süreçe dayalı sağlık ihmalkarsızlığı...Paylaştığım metin İlkay K. arkadaşımın sağlık bakanlığına yazmış olduğu mailden kopyadır..Sizlerden ricam bu maili okuduktan sonra yapılan eksikliklere ve yalnış tedaviler sonucunda annesini kaybeden bir genç kızın bu saatten sonra adalet önünde neler yapılabileceği konusunda yardımcı olmanız...
Adım İlkay K. bu maili size gönen den yazıyorum,25 yaşındayım. Başıma gelenleri anlatmak istedim size.
Annem 2000 yılında hasta oldu. Sadece tek kolunda uyuşma oldu acilden bandırma SSK hastanesi
Kaldırıldı. Bütün incelemeleri yapıldıktan sonra eve geri gönderildik. Bir kaç ilaç verildi.
Ama annemin bu hali devam etti daha da ilerleyerek. Zamanını hatırlayamayacağım ama bir kez
Daha SSK hastanesinde yattık. eegsi, kan tahlilleri, idrar tahlilleri yapıldı bu arada annemin
Sol tarafı kol ve bacağı hafif aksamaya başladı. Anneme o zamanın doktoru B. Bey sara
Başlangıcı teşhisini koydu.2 çeşit ilaç verip annemi geri gönderdi. Bu arada annemde krizlerde
Başladı. Zaman zaman kriz gelip sol tarafında kasılmalar oldu. Her seferinde ilaç yazdırmaya
SSK yolunu tutuyorduk. Öyle bir hale geldi ki annem artık otobüse binemez hale geldi.
B. beye dedim bu ilaçları kullanacaksa ömür boyu rapor yazın diye. yazmadı, işin kötü tarafı maddi durumumuz kötü olduğu için
Özel muayenesine gidemediğimiz için ve sürekli hastane kapılarında olduğumuzdan bizimle doğru
Dürüst hiç ama hiç ilgilenmedi. muayane bile etmedi annemi. Çoğu zaman bizi ağzında sakızla
Karşıladı. Bu arada annemde düzelme olmadığından
Babam hiç alakası olmasa da onu dâhili uzmanı Ümit Kolçak' a götürdü. Hem de her seferinde yok canımızdan para
Vererek. Yok böbrekten yok kolesterolden oluyor falan diye.
o buralarda o kadar kötü olmuştum ki ağlayarak bir gün hastaneyi aradım sskyı bandırmayı.
Dedim sizin hiç vicdanınız yok mu neden bizi oralara sürüklüyorsunuz madem ssk lıyız bundan neden
Yararlanmaya hakkımız yok diye. Sonrasında beni bandırmaya çağırdılar üşenmedim gittim
Başhekime kadar çıktım B. beyi şikâyet ettim ona kesinlikle para veremediğim için bize
Rapor yazmadığını annemin günden güne kötü olduğunu söyledim. Bu seferde bizi A. beye yönlendirdiler.
Hakkını yemeyim doktor muayene etti. Şikâyet ettiğimden dolayı da bize raporu verdiler.
gel zaman git zaman annem daha da ağırlaştı. sol kol hiç tutmaz hale geldi. Kolu düşük gibi geliyordu
Bize acaba çıkık mı var diye tereddütlere düştük.
Gönen devlet hastanesinde ve gönenin diğer doktorlarına birkaç kez daha götürdüm annemi. Devlet
hastanesinde ortopedici ilk krem verdi gönderdi. Biri çıkık var dedi
öyle geçti.( Ki sonradan çıkık olmadığı ölmeden 1 ay önce anladık ve düzelttirdik)
Bu arada ortopediye Gönen Devlet hastanesine gitmişken belki annemde beyninde bişey vardır düşüncesiyle
B.Y.'a da gösterdim. Uzaktan bakıp ilaç yazıp geri döndük.
En son 1.5-2 sene önce tekrar annemi Gönen devlet hastanesine kol için götürdüm. Film çekildi tam öğlen saatine
girildi zor bela inanın bana annemi eve götürdüm otobüse binemiyor yürüyemiyor. Bizde para yok araba
bulalım. Öğlenden sonra doktora ben çıktım. Baktı emar lazım dedi kol için Balıkesir’e gönderdi.
Madem kol için emara gidicez bide beyin emarı çekilsin dedim B. beyden sıra aldım.
Ama annem bu esnada yanımda yoktu.
B. beye durumu izah ettim sadece bir kol için Balıkesir gitmeyim emar yazar mısınız dedim.
Hastayı görmem lazım dedi. Dedim daha önce size getirdim sara başlangıcı teşhisi konuldu. Uzaktan baktınız bişey
Yapmadınız. Yazın dedim bir emar daha sonrasında gene gelicez size dedim. Nuh dedi peygamber demedi.
Dedim özel muayenenize gelsem bunu bana yapmazsınız. Bayağı bir tartıştık.
Bana dedi ki bu hastanenin ambulansı var annen yürüyemiyor çağır acile kaldırsınlar dedi. Dedim aklımın bir ucunda olsun
bir gün bu dediğinizi yapıp gelicem o zaman bakacak mısın dedim bakarız dedi.
Zaman dediğin şey öyle çabuk geçiyor ki artık ailecek annemin hastalığın kabullenir olduk. Arada bir kriz geçiriyor
sol taraf tutmuyor. Yere düştüğünde tek başına kalkamıyordu. Ama git gide ağırlaştı. En son bundan 08.03.2007 annem sabah
11gibi yere düşmüş kriz olmadan bu da annemde yeni başlamıştı. Durup dururken düşmeleri. akşam 7 de işten çıktığımda
Yerde annemi gördüm kilolu olduğundan tek başıma kaldıramadım. Komşuları çağırdım. Haliyle böyle bir durumda insanın
Psikolojisi bozuluyor. Komşular gitti annemi giydiricem ama annem ayakta kaldı ne ileri ne geri hareket edemiyor.
Dedim tamam arıyorum ambulansı... Dedim o gün bu günmüş. Ağlamaklı olarak ilk olarak polisi aradım acilin numarasını
Bilmiyordum. Ağladığım için sürekli polis sakin ol diyordu. dedim hareket ettiremiyorum nasıl sakin olayım. Bunları yazarken
o anı anımsıyorum. Sonrasında acili aradım ambulans yok dediler, nasıl olur dedim ya biz burada ölsek ne olacak.
Taksiyle götürün dediler. Dedim hareket ettiremiyorum nasıl taksiye indireyim. Sonrasında hastaneyi aradım. Onlarda cevap aynı
Bekleyin ya da taksiyle getirin diye.
Döndüm tekrar polisleri aradım Allah razı olsun bir ekip gönderdiler. ayrıntılara girip anlatmayayım.polis annemi sırtına alıp
aşşağa polis otosuna koydu acile gittik. B.Y.ı çağırmalarını anneme bakmalarını ya da bizi sevk etmeleri söyledim
2 doktorda derdimi Allah için dinledi. Annemin kronik hasta olduğu için bişey yapamayacaklarını sevk etsede bandırmadan da
Bizi eve göndereceklerini. B. beyin başhekim olduğu için böyle bir durum için acile gelmeyeceğini, yarın polikliniğe
Gelmemizi söylediler.
Doktorun adını bile bilmiyorum ama Bandırmada M.S.Nöroloji uzmanını tarif etti. Zaman kaybetmeden randevu aldım
ve bandırmaya gittik( işyerinden araba ayarladılar yoksa böyle bir ihtimalim bile olmayacaktı belki)
M. hanım muayene etti ve emar çekilmeden bişey söyleyemeyeceği söyledi. Teşekkür ettim emar çektireceğiniz için dedim.
M.hanım bana bu sizin hakkınız teşekküre gerek yok dedi.
16 Mart da bandırma devlet hastanesindeydik gene işyerinden verilen bir insan ve araba ile. Bütün tahliller yapıldı. emar çekildi.
p.tesi sonuç alacaktık ama oradaki adam c.tesi alabileceğimi söyledi.
p.tesi günü güle oynaya sonuçları almaya gittim aldım. Dr M.hanımın yanına gittim
daha hiç bir sonuca bakmadan emarı çıkardı... Ve dediklerini aynen yazıyorum;
dedi annen kaç senedir hasta 7 senedir, yazık dedi
Annenin beyninde kocaman bir tümör var. Dünyam başıma yıkıldı.
7 senedir bütün gittiğimiz doktorlar bizi oyalamışlar. Acilen hastaneye kaldırmamızı bir iğne vurulması gerektiğini söyledi.
Beyin cerrahisinin bu sonuçları hemen görmesi gerektiğini söyledi.
Elim ayağıma dolaştı otobüs gönene gelirken B. beye ulaşmanın derdine düştüm. Sonuçta o da beyin uzmanı. Cep tel buldum
Kapalı. Hastaneyi aradım nasıl ulaşabilirim diye. Nerdeyse oraya gideyim diye. Yok. İndiğim gibi otobüsten gönen devlet hastanesi
Acile gitim. Dedim annem bu durumda ona bir iğne yapılması gerekiyormuş. B. bey nerdeyse ya ben gideyim yâda o gelsin baksın
Allah aşkına dedim. tel ettiler ulaştılar onlar. acildeki doktor sadece B. beye beyinde tömür var dedi. B. beyde tel ucundan
Şunun içine şunu katın. İğne yapın dedi başından savdı. Annem benim canım. Yediremedim böyle bişey yapmasını. Oradaki doktora dedim
Anneme bişey olursa mesullerinden birde B. bey. Yalvardım ona ne olur annemin emarını çekin diye. ama yapmadı dedim.
Eve geldim M. hanıma tel ettim. Dedim annemi bandırmaya getireceğim diye burada bakmıyorlar diye.
Acilden 19 Mart günü bandırma devlet hastanesi yattık. Beyin cerrahi dr H. Bey. Annemin beynindeki tömürün çok büyük olduğunu
Bu zamana kadar nasıl bir emar istemez hiç bir doktor diye anlam veremediğini söyledi.
Kesinlikle hemen ameliyat olması gerektiğini de ekledi.
Sevk aldık H.beyden bursa fakülteye çünkü bu beyin riskli bir ameliyat ve annemin sakat kalması söz konusu olabilir.
bursadanda dr E. K.ya şans eseri gittiğim gibi gösterebildik.
31.03.2007 Tarihinde Bursa Fakülteye başarılı bir ameliyat geçirdi.
Yanlız nefes darlığı söz konusu oldu ameliyattan sonra. Tam hatırlamıyorum ama sanırım 2 kez acile Gönen Devlet hastanesine götürdüm.
Oksijen verildi ve rahatladı.
En son 16 Nisan 2007 sabah annemi yerde düşmüş buldum. Ama bayılma falan değil. Kendindeydi.
Nefesi sıklıkla gidip geliyordu. Hastaneye götüreyim seni dedim. Götürdüm. Günlerden pazartesi.
Acilde indik. Doktora şikâyeti söyledik. Tansiyon kan şekeri ölçtü. Ki tansiyon düşüktü 8/6 ama iyi dedi. Benim yapabileceğim bişey yok dedi
Polikliniklere götürün dedi. Poliklinik ana baba günü. A.bey alamam ben dedi. Acilin beni araması lazım dedi.
Acildeki doktor bakmamak için mana yapıyor ben onu ne sebeple arayacakmışım dedi.
En son acildeki doktor size dâhiliyeden yer alamadım ama ortopediden aldım dedi. Ne yapacağım onu dediğimde anlı hafif kızarmış ya
Onu gösterirsin dedi.( Dalga geçer gibi.)
En son üst kata S. beye çıktım. Saat öğlene geliyordu hatta ve biz sabah 9 gitmiştik hastaneye.
S.beye direk dedim. Bakıyorsanız bakın ama bakmıyorsanız lütfen oyalamayın dedim.
Tahlillerini yazdı. Öğlen olana kadar tahliller bitti. Biz gene evin yolunu tuttuk.
Öğlen arasında evde annem iyice fenalaştı.
Ambulansı çağırdım geldiler baktılar, Doktor diyor neden getirdin anneni eve. Dedim kimse birşey demedi ki.
Bir şeyi yok dedi. En azından kalp krizi geçirmiyor dedi. Tahlilleri bekleyin dedi ve gitti.
Öğlenden sonra saat 14.30 S. beyin yanındaydım napalım dedi. Dedim kendini kötü hissediyor. Yatıralım dedim.
En son annemi artık sandaliye ile evden çıkardık 4 kişi. Yatırdık S. bey baktı soldan nabız alamadılar. Yoğun bakıma yatırdılar.
Sonrası: S.Bey benim dalım değil dedi. B.beyle beraber geldiler baktılar beni yanlarına çağırdılar. B. bey
Yüzüme bakamadan. Ben ameliyat etmedim, benim yapabileceğim bişey yok dedi. Kim ameliyat ettiyse oraya götürün dedi. Tamam dedim.
Bursayı aradım. Ordaki doktorun araması lazım dedi. S. beyi aradım B. beyin uzmanlık alanı o aramalı dedi. B.beye gittim
Toplantıdan çıkana kadar beklemelisin dediler. Velhasıl bize saat 18,00 yaptırdılar.
B.bey çıktığında ben arayamam dedi. Bana şimdi diyecekler şunu yaptın mı, bunu yaptın mı?..
Kalakaldım ne yapacağım peki dedim( çünkü hastanede kalmamızı da istemiyorlardı)
Siz olsanız napar sınız dedim.
Ambulansı vermiyor bana. Neden bursaya boşu boşuna gitme olayı olabilir yer olmaz diye.
bir ambulans veriyor sadece şoför var. Arada kalakaldım..Ona bile o an tamam kabul ediyorum dedim..
Yukarı yoğun bakıma çıktığımda taaa ilk sabah acildeki doktorla karşılaştım ne oldu dedi. Dedim yoğun bakımda. Tavır hala dalga
geçer gibi.
En son hemşire çıkıp ne yapıyorsanız yapın iyice ağırlaştı dedi.
Ben S. beye yalvardım ne olur arayın diye. B. bey aramıyor diye.
10 dk kalmadan S. Bey geldi. Ambulansa koysanızda dayanamaz dedi. Metin olun dedi.
Göz göre göre kaybetmek dedikleri bu olsa gerek. Ve annemi kaybettik……….
Allah hiç kimseyi mesleğini sevmeden yapanların eline düşürmesin. Ben çok çektim... Annem derdi İlkay onları mahkemeye ver
diye. Giden gitti ama. Bu yazıyı da sadece ben en azından elimden geleni yaptım demek için yazdım.
Yoksa en ufak bir ümidim yok bana bu haksızlıkları yapan insanlara herhangi birşey geleceğine dair.
Birçok kez B. beyden şikâyet eden birçok insan duydum. Özellikle bu emar konusunda. Sonradan herkesi göndermeye başlamış ama
Arada benim gibiler yandı tabi.
İnternetten tümör belirtilerini okudum aynıları annemde de var. Nasıl olurda biz bütün doktorlara annemdeki
Belirtileri anlattığım halde beyninde tümör olduğundan şüphelenmezler ben anlamıyorum...
Bu kadar ayrıntıya gerek yok diyebilirsiniz. Ama diğer türlü derdimi ifade etmek çok zor...
Saygılarımla.
İlkay K.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Öncelikle vermiş yapmış olduğunuz yorum için teşekkür ederiz.Tüm bu yaşanlar göz önünde bulundurularak açılabilecek bir davada kazanma şansı nedir? Deliller nasıl ispatlanabilir? İzlenecek yol nasıl olmalıdır?
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Acemi bir hukukçu olarak teorik bilgiden fazlasını vermeye kalktığım anda hata yapma ihtimalim muhtemel olabilecektir.Dolayısıyla sizi de yanıltmak istemediğim için o konulara hiç girmedim,lütfen tecrübeli bir arkadaş izlemeniz gereken yol hususunda size yardımcı olsun.Bu arada kaç gündür sizin bu yazınız burada cevap arar şekilde dururken benim gibi bir amatörden başka hiç kimsenin cevap vermemesi veya verememesi de ilginç.Daha fazla aydınlatamadığım için tekrar özür dilerim...
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Ülkemizin genel durumuna,ormanlarımıza,börtü böceğimize gösterdiğimiz duyarlılığın,sadece yönlendirme konusunda yardım isteyen mağdur kişilere de gösterilmesini özellikle bu sitede(çünkü duyarlı olduğunu inandığım ve ilgiyle takip etmeye çalıştığım bir site)çok isterdim.Kimseden maddi destek istenmiyor sadece bilgi isteniyor.Çok mu zor bilgilendirmek?
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Yazıyı arkadaşım benden izin alıp yayınlamıştı.Amacım herkes gibi giden gitti deyip acıyı tek başıma yaşayıp kader deyip geçmemekti.Susmamaya başıma gelenleri herkese elimden geldiği kadar anlatmaya çalıştım.
Bilmedende olsa yasaya uygun şekilde davrandığımı geçen birkaç gün önce öğrendim.
Annemin ölümünden sonra hasta haklarına şikayette bulundum üstte yazan metinle.Geri dönüş bulunduğum ilçenin yani annemi kaybettiğim hastaneden oldu.
Hiçbirşey çıkmayacağını zaten biliyordum beni tel dinleyen doktorlarada söledim bunu.Umduğum gibi. Ölümle sonuçlandığı ve olayın içinde yanlış teşhis olduğu için İl Sağlık Müdürlüğüne başvurabileceğimi onların bu durumda hasta öldüğünden dolayı herhangi birşey yapamayıcaklarını söylediler.
İadeli olarak metni aynen İl Sağlık Müdürlüğüne gönderdim.Balıkesirden bir doktor ve hemşire gelip görüştü benle.Hastaneyide araştıracaklarını söylediler. Şimdi onlardan gelecek olan sonucu bekliyorum.
Geçen günlerde görüştüğüm bir avukat.Doğru şeyi yaptığımı eğer başvurumum araştırmaya değer çıkarsa.Başıma gelenlerden sorumlu olanlar hakkında soruşturma açılacağını söyledi.Bir tek orasını tam anlamış değilim. Benim anladığım Sağlık mnüdürlüğünün soruşturma açık dava açması. Herhalde benim yerime olacak öle bişey.
Eğer itiraz edilirse iptali için dava açabileceğimi söyledi.
Zaman aşımınında olmadığını ekledi.Umarım öğrendiklerim doğrudur.
Şimdilik beklemedeyim. Ekim ayında gönderdiğim dilekçeye kasımda beni arayarak dönmüşlerdi ve araştıracaklarını eklemişler. Bu zaman zarfına bakarak 1 aya kadar bana dönmeleri lazım.
Şans dileyin bana...
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Sayın İlkay Hanım, yaşadıklarınızı okurken inanın utandım, hem insanlığımdan hem de bu yazıyı geç fark eden bir hukukçu olduğumdan. Öncelikle başınız sağolsun, anneniz huzur içinde yatsın, Allah size hem yaşadığınız sıkıntılar hem de acı kaybınızdan dolayı sabır versin.
Bu kadar mı, bana yol göstermeyecek misiniz demeyin? Sizin için bir şeyler yapmaya çalışacağım. Lütfen benden haber bekleyin...
(Bunu iş sağlamak, ya da reklam yapmak için değil gerçekten insanlığımdan utandığım için yazdım, hukukçuların kurmuş olduğu birkaç dernek biliyorum, konuyu bunlara taşıyacağım, bu mesele hepimizin meselesidir ve sessiz kalmamalıyız.)
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
İlkay Hanım,
Başınız sağolsun, anneciğinizin mekanı cennet olsun. Bu durumun sorumlusu olan kişilere ne ceza verilirse verilsin biliyoruz ki içinizdeki sızı dinmeyecek, ama yine de bu kişilerin hiç bir şey olmamış gibi, sanki insanların hayatlarıyla oynayan kendileri değilmiş gibi aramızda dolaşmasını ne siz istersiniz ne de biz. Anneniz için, kendiniz için, canını bu kişilere emanet eden herkes için bu yolda sonuna kadar gidin lütfen, biz sonuna kadar arkanızda olacağız, size inancımızla, güvenimizle hep destek olacağız. Senelerdir bu skandalların ardı arkası kesilmiyor, ülkemizde insana verilen değeri görmek için hastanelere, yetiştirme yurtlarına bir göz atmak yeterli. "Bıçak parası" denilen ücret bizim bu konuda alnımızın lekesi.
Böyle bir konuyu bu kadar geç farkettiğim için kusuruma bakmayın. Önceden görsek inanın duyarsız kalmazdık. Davadaki delilleriniz konusunda, annenizin uzun süredir süren rahatsızlıkları ile ilgili bilgi verebilecek bolca tanığınızın olduğunu tahmin ediyorum, komşular, akrabalar gibi. Hastanelerde yapılan işlemlerle, tedavilerle ilgili de evrak, dökümanlarınız vardır. Bir de aklıma gelen Bursa'daki hanım doktor, ameliyatlara giren doktorlar, her ne kadar suçlanan meslekdaşları olsa da, belki yardım edebilirler. Bütün bunları davada kullanabilirsiniz diye düşünüyorum. Fakat bence öncelikle Dilek Hanım'dan haber bekleyin.
Sabırlar diliyorum, sağlıcakla kalın.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Aşağıda verdiğim kararın size umut vermesini diliyorum...
13. Hukuk Dairesi 2004/6493 E., 2004/15431 K.
"ÖZET"
DAVALI SAĞLIK HİZMETLERİ İLE HASTA ARASINDAKİ HUKUKİ İLİŞKİ VEKALET İLİŞKİSİ OLUP, VEKİL GÖREVİNİ İFA EDERKEN EN HAFİF KUSURUNUN BULUNMASI HALİNDE DAHİ MEYDANA GELEN ZARARDAN KUSURU ORANINDA DEĞİL TAMAMIYLA SORUMLUDUR.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacılar, davalılardan T sağlık Hizmetleri Turizm. A.Ş.ne ait A................. Hastanesinden diğer davalı çocuk doktoru ....'nın kontrolü altında 17.3.1998 tarihinde ikiz çocukları dünyaya geldiğini, çocuklar prematüre doğdukları için 25 gün küvezde kaldıklarını, bu sırada aşırı oksijen yüklemesi sebebiyle çocukların gözlerinde rahatsızlık oluştuğunu ve sonuçta çocuklardan Doruk'un iki gözünde ...'ın ise bir gözünde görme tünelinin kapandığını, çocukları düzenli olarak davalı doktor ....'ya kontrole götürmelerine ve gözlerinde çapaklanma, sulanma olduğunu bildirmelerine rağmen bu durumun normal olduğunu belirterek kendilerini yönlendirmediğini, böylece telafisi mümkün olmayan zarara sebep olduklarını, çocuklarının davalıların kusurundan kaynaklanan bu rahatsızlıkları nedeniyle maddi manevi zarara uğradıklarını belirterek, toplam 90.000.000.000 TL. maddi manevi tazminat istemiş, bilirkişi raporundan sonra ıslahla maddi tazminat miktarını artırarak 277.824.523.788 TL. tazminatın 17.3.1998 tarihinden faizi ile davalılardan alınmasını istemişlerdir.
Davalılar çocukların doğumunda ve doğum sonrası bakımlarında kusur ve ihmalleri bulunmadığını, solunum problemi nedeniyle zorunlu olarak küveze alınıp yeterli oksijen verildiğini, prematüreliğin riskleri hakkında davacıların bilgilendirdiğini; istenen tazminat miktarının fahiş olduğunu belirtmişler
ayrıca ıslah dilekçesinden sonra da zamanaşımı itirazında bulunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların tüm, davacıların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacıların davalılardan T Sağlık Hizmetleri A.Ş.ne ait A Hastanesinde ikiz çocuklarının dünyaya geldiği ve prematüre doğan bu çocukların doğum sonrası sağlık kontrollerinin davalı çocuk doktoru .... tarafından yapıldığı ve çocuklardan ....'ın bir gözünün, diğer çocuk ....'un ise iki gözünün de görme kabiliyetini kaybettiği anlaşılmaktadır. Yüksek Sağlık Şurasının raporuna göre istihdam eden şirket ve davalı doktora ayrı ayrı 1/8'er kusur izafe edilmiş ve mahkemece de bu orana göre tazminat miktarından indirim yapılmıştır. Davalılarla hasta arasındaki hukuki ilişki vekalet ilişkisi olup, vekil görevini ifa ederken en hafif kusurunun bulunması halinde dahi meydana gelen zarardan kusuru oranında değil zararın tamamından sorumludur. Kaldı ki olayda davacılara izafe edilecek bir kusur saptanamadığına yani davacıların müteraffik kusuru bulunmadığına göre davalılar saptanan tazminat miktarının tamamından sorumludur. Hakim ancak BK. 43. maddesi hükmü gereğince tazminatın miktarından indirim yapabilir. Mahkemece bu yön gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
3-Davacılar davalıların ihmal ve kusurları nedeniyle çocuklarının görme kabiliyetini kaybettiğini, kaybetmeleri nedeniyle kendilerine asaleten çocuklarına velayeten manevi tazminat talep etmişlerdir. Hükmedilecek manevi tazminat miktarın hak ve nesafete uygun olmalıdır. Davalıların kusurlu hareketleri sonucunda çocuklardan .... % 85, .... ise % 100 oranında uzuv kaybına uğradığından hükmedilen tazminat miktarı zararın ağırlığı karşısında azdır. Mahkemece uğranılan zarar ve hakkaniyet gereği daha uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalıların tüm, davacıların sair itirazlarının reddine, 2 ve 3. bentte belirtilen nedenlerle temyiz olunan kararın davacılar yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 26.10.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Dün karakoldan aramışlar beni.
Bugün sabahtan gittim nedir diye.
Şikayette bulunduğum insanlar arasında Devlet Hastanesi Başhekimi olduğundan dolayı sanırım kaymakamlıktan izin alınması gerekiyormuş.Ve kaymakamlık olumsuz cevap vermiş.Tabi doktorun ifadeside yazılmış.
Okuduğunuz anda doktora haklı çıkartacak bir yazı olmuş.Yazılmayan dile getirmediği bir kaç şey.
Diğer doktorlar hakkında ne olduğuna dair daha elimde hiçbişey yok.
Bana verdikleri yazıda 10 gün içinde itiraz edebileceğim yazıyor.
Yarın büyük ihtimalle avukata gidip itiraz dilekçesi verip dava açacağım.
Tabi ne kadar doğru yada yanlış yaptığımı bilmiyorum.
Bir fikri olan varmı?
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Sayın ilkayka,
Yapacağınız en doğru şeye karar vermişsiniz zaten, itiraz etmek, itiraz hakkında ve yapılacak diğer işlemler hakkında bir avukattan profesyonel yardım almak. Ceza soruşturması için izin gerekiyor fakat tazminat davası gibi hukuk davaları için izin gerekmemekte. Bu konularda en doğru adımları birebir görüştüğünüz bir avukat ile birlikte atabilirsiniz.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Sayın ilkayka, daha önce de belirttiğim gibi size yardımcı olabilmek için birkaç dernekle irtibata geçtim ama maalesef henüz dönen olmadı. Bu bilgiyi size üzülerek ve mahcubiyetle veriyorum inanın.
Başak Hanım'ın da belirttiği üzere, cezai soruşturma için aranan izin şartı tazminat davası için aranmamaktadır. Gerek itiraz, gerekse tazminat davası için mutlaka bir meslektaşımızdan yardım alın. Yalnız, sizi hayal kırıklığına uğratmak istemem ama çok da ümitlenmemenizi öneririm, zira anneniz hayatta olmadığı için yaşadıklarınızın ispatı gerçekten çok zor. Kolaylıklar ve sabır diliyorum...
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Bir yola girdikten sonra olmuyor diye yarı yolda bırakcak biri deilim:)
Elimden gelen herşeyi yapmaya kararlıyım.
Karşı itiraz davası açıyorum.Bana gönderdikleri kağıda dayanarak.
Tazminat yada herhangi birşeyden bahsetmedi görüştüğüm avukat ama.
Sanırım çok uzun bir süreç gerekecek.
Belgeleri yani reçeteleri elime almam bile benim için yeterli olacak gibi gözüküyor.
Tabi bana ve anneme davranışlarını ispatım tabiki zor.
O da artık o insanların vicdanına kalmış.
Hayalimiz vardı bizim.Annem yaşasaydı hepsiyle tek tek hesaplaşacaktık.Çok büyük tazminat alırsakta yardım olarak insanlara dağıtacak.O insanlara o parayı yedirmicektik.
Hiç kimse yanımda olmasa bile ( ki çok yardımcı oldunuz heppinize çok teşekkür ederim) annem yanımda.Ben biliyorum.
Bundan sonrası için bir bilgiye sanırım ihtiyacım olmucayacaktır.Ama ara ara genede gelişmeleri yazmak isterim.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Sayın ilkayka,
Belki avukatınıza tazminat istediğinizi söylememişsinizdir, kişilerin cezalandırılmasını istediğinizi söylemişsinizdir,o nedenle bahsetmemiş olabilir. Yapacağınız itiraz da olumsuz sonuçlanabilir belki. Ama tazminat da aynı zamanda bir cezadır. Annenizin değeri trilyonlarca lirayla ölçülmez, yine de bu yolu da denemelisiniz. İleride açılacak olan tazminat davası için, şimdilik kusurun tespiti amacıyla elinizdeki raporlara, sağlık karnesine, hastane belgelerine dayanarak bir tespit davası da açılabilir.
Biz sizin yanınızdayız, lütfen bize bilgi vermeyi ihmal etmeyin.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Alıntı:
ilkayka rumuzlu üyeden alıntı
Dün karakoldan aramışlar beni.
Bugün sabahtan gittim nedir diye.
Şikayette bulunduğum insanlar arasında Devlet Hastanesi Başhekimi olduğundan dolayı sanırım kaymakamlıktan izin alınması gerekiyormuş.Ve kaymakamlık olumsuz cevap vermiş.Tabi doktorun ifadeside yazılmış.
Okuduğunuz anda doktora haklı çıkartacak bir yazı olmuş.Yazılmayan dile getirmediği bir kaç şey.
Diğer doktorlar hakkında ne olduğuna dair daha elimde hiçbişey yok.
Bana verdikleri yazıda 10 gün içinde itiraz edebileceğim yazıyor.
Yarın büyük ihtimalle avukata gidip itiraz dilekçesi verip dava açacağım.
Tabi ne kadar doğru yada yanlış yaptığımı bilmiyorum.
Bir fikri olan varmı?
Merhaba ilkay,
Kesinlikle dogru yoldasin. Senin yasadiklarini bir hemsire olarak ve kendi babasinin basina benzer seyler gelmis biri olaraktan seni cok iyi anliyorum. Bende buna benzer yasadiklarimi bugun bu foruma koydum. Basin sagolsun, annenin mekani cennet olsun.
Insanlarin bir takim dogal nedenler ve surecler sonunda yakinlarini kaybetleri zaten cok aci ve agirken, birde bu sekilde ihmaller ve ilgisizlikten kaybetmesi daha da aci oluyor.
Sakin pes etme. Kesinlikle haklisin. Sonucta senin iddialarinin aksini kanitlamak karsi tarafin sorumlulugu. Zaten annenin tum kurumlardaki dosyalari incelendiginde uygulanan tani yontemleri, hekim notlari, onteshisler, hekim notlari, hangi tahlilleri ne gerekceyle istedi, hasta hangi sikayetle geldi hangi tetkik istendi (ornek olarak; kolda uyusukluk, bacakta uyusukluk varsa akciger rontgeni cektirdiyse ve beyin MR'i cektirmediyse bu sorgulanir) gibi dokumanlar incelendiginde neden bir takim tani yontemlerini bu kadar geciktirdikleri sorgulanacaktir, sorgulanmasi gerekir. Mutlaka gerekceli itiraz dilekceni yaz. Cunku bende il Saglik Mudurlugu'n den hata bulunmamistir gibisinden bir dilekce aldim ve tahmin edebilecegin gibi hayretler icinde kaldim. Bir bende bu sektorun icinde yer aldigimdan dosyalarin detayli incelendiginde tani, tedavi surecindeki akista nelerin yanlis oldugunu dosyalardan gorebilecekelerini biliyorum ve tabi en onemlisi o sureclerde bende senin gibi babamin yanindaydim ve neleri ihmal ettiklerini bildigim icin madde madde itiraz dilekcemde bunlari yazdim ve bilirkisilerin 15 sayfalik dilekcemde 4 kurumdan sikayetci oldugum halde sadece iki kurumla ilgili inceleme yaptigini ve bu kurumlarla ilgili cevap yolladiklarini, neden diger kurumlarla ilgili cevap yollamadiklarini sorguladim. Benim sana tavsiyem aklindakileri guzelce madde madde, mumkunse kisi adlariyla, yatilan hastaneleri, ihmali olan kurum ve kuruluslari dilekcende belirtmendir.
Malsef herkesin soyledigi bu tur olaylarda delil olmayisidir. Aslinda delilller hasta dosyasidir. Bilirkisiler onlari detayli ve idda makaminin verileri dogrultusunda irdelerlerse mutlaka bisiyler cikacaktir. Eger hasta dosyasina hastanin durumuyla ilgili yeterl iveriler girilmediyse buda eksik kayit nedeniyle hekimlerin, hemsirelerin aleyhinedir. Zaten delil yetersizligi gibi nedenlerle bu insanlar artik ceza alamayacaklarini bildiklerinden bu sekilde rahat davraniyorlar, haksizliga ugrayan kisilerde belli bir sure sonra bikip davalarini birakiyorlar.
Bende bir iki kere tamam yeter artik, Allah'a havale ediyorum dedim ama olmuyor ve olmamali. Sana tavsiyem Yuksek Saglik Surasi'na, Saglik Bakanligi Tedavi Kurumlari Mudurlugu'ne, bulundugun il'in Valiligi'ne dilekcelerini gondermendir.
Adli yonden de bende henuz dava acmadim, bilirkisi raporlarini bekliyordum bakalim burdaki arkadaslarin bana onerisi ne olacak.
Allah yardimcimiz olsun. Isimiz hic kolay degil. Ben kararliyim. Gerekirse Avrupa Insan Haklari Mahkemesi'ne bile gidicem.
Selamlar.
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Çok uzun bir yola girdiğimin farkındaydımda bu kadar karmaşa, bu kadar duyarsızlık olabileceğini hiç aklıma getirmemiştim.
İtirazlara itirazla cevap verir bulunduğum ilçedeki doktora dava açılmasını talep ettim.
Lakin diğerlerinden yanıt gelmemeye yani esas teşhisi yanlış koyanlardan cevap gelmemeye devam etti.
Cuma günkü telefonla heryere sormamdan sonra olayın aslını öğrenip şaşırmış vaziyetteyim.
Buraya gelip benden ifade alan doktorların teşhisi koyanı deilde, sadece son zamanlarında bana ve anneme kötü davranını şikayet ettiğini.
Diğerlerini 2000 yılından bu yana kadar süre gelen bir olay olduğundan skk kayıtlarını ulaşılmasının güç olduğunu,doktorların olayı anımsamıyacağını, uzun süreden beri o doktorların orda olduğunu, kendi kendimi yıpratmamamı ve ölen öldü bu işin peşini bırak tarzı lafları duydum.
Bu ülkede ölen hep öldüğüyle kaldı kimbilir kaç kişi...
Şimdi kısadan tekrardan bir dilekçe yazıp o kişiler hakkındada şikayette bulunup yaptığım yaşadığım olayların hepsini tekrar edeceğim. Lakin şöyle bir durum sözkonusu.
Bu dilekçe tekrardan bulunduğum ilin sağlık müdürlüğüne gidecek aynı kişiler tarafından ifadem alınacak ve belkide ilgisizliklerine devam edecekler.
2000-2007 yılına kadar olan ssk kayıtlarını ssk hastanelerinde bulmama ihtimalleri varmıdır ?
Artı İl Müdürlüğü haricinden birde Sağlık Bakanlığına bir dilekçe ile yaşadıklarımı yazsam Bulunduğum İldeki sağlık müdürlüğüne olayın çözülmesi ile ilgili baskı yapabilirlermi ?
Çünkü çözmek ilgilenmek istemeyip,olanları sineye çekmemi bekliyorlar.Her defasından hüsrana uğramak artık can acıtır bir hal almaya başladı...
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
aslında bu tarz hastalıkların tanısı çok kolaydır ama bilemiyorum ya üzüldüm annenize nöroloji ve beyin cerrahları hassastır bu konuda ben uzun yıllar beyin cerrahi bölümünde çalıştım hastada her hangi nörolojik bulgu olduğunda hemen istenir mr epilepsi teşhisi koymadan bütün nörologlar ister bunu mesela ve beyin cerrahlarıda aynı şekilde nasıl gözden kaçmış çok üzüldüm
Re: Sağlık skandalı ya da ihmalkarlık...
Sayın İlkayka; Öncelikle başınız sağolsun. Bu tür şikayetlerin en hızlı çözümü Cumhuriyet Savcılığı aracılığıyla yapmaktır.
Siz şikayet ettiğiniz zaman şikayet ettiğiniz kişiler hakkında önce sağlık müdürlüğü bir soruşturma açıyor ve neticesinde yargılanmasına izin verilmemesi şeklide karar verilebiliyor.Sizin olayınızda da bu olmuş. Ve siz İdari yargıda bu karara itiraz edeceksiniz.
Niye Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile dediğime gelince; siz şikayet ettiğini kişilerin isimlerini belirterek olayı olduğu gibi savcılığa şikayet edin.Savcılık ise İdareden soruştuma açılmasını isteyecektir.İdare savcılıktan gelen soruşturma talebini istemese bile yerine getirmek zorunda.Eğer yaptıkları soruştuma sonucunda yargılamasına gerek olmadığı kararı verilirse sizin idari yargıda itiraz hakkınız oluyor.Gerekçeleriniz İdari Yargı merci haklı bulursa yargılamasına karar verecektir.
Annenizin sağlık karnesinden veya diğer evraklardan isimleri tespit edin.Yada en azından diploma sicil numaralarını bulun.Bu sonuca ulaşmanızı kolaylaştıracaktır. Ayrıca yaptıkları işlemlere ait ne kadar belge varsa toplarsanız iyi olur. Yazılan ilaçlara ait belgeler teşislere ait belgeler vs.