Ev hayvanlarının haczi kabil midir?

Bekir Coşkun'un dünkü köşe yazısını okurken bu soru geldi aklıma... Yazıda her ne kadar Komşuluk Hukuku bahse konu olsa da, konuyu hem Komşuluk Hukuku hem de İcra İflas Hukuku açısından ele alalım istedim.

1. Komşuluk Hukuku, hayvan haklarına aykırı mıdır?
2. Ev hayvanlarının haczi kabil midir?

*************

Mahkeme karar verdi...

KÜÇÜK Cooker'i evden atıyorlar.

İcra memurları kapıya dayandı.

"Annesi" Gülseren Uğurlu, çöktüğü koltukta, kendisini hayata bağlayan, yaşam sevinci veren dokuz yıllık arkadaşı için ağladı.

Cooker, öbür koltukta...

Upuzun, lüle lüle kulakları, iri kahverengi gözleri, ufacık bedeni ile öyle hareketsiz bakıyor. Arada bir kafasını sağa-sola yatırarak anlamaya çalışıyor konuşulanları.

Ama bu hukuku(!) anlaması olanaksız.

(.......)

İcra memurları kapının eşiğinde ayakta duruyorlar ve gerekirse Cooker'e de el koyacaklarını söylüyorlar. Hayatı boyunca güçsüz ve dilsiz canlılara yardım etmiş Gülseren Hanım, karşısında duran gücün merhametsizliği karşısında eziliyor:

"Ona ne yapacaksınız?.."

"Uyutulur..."

*

"Uyutulur..."

Bu "öldürülür" demek.

Ya evden atılacak ya da "uyutulacak" Cooker.

Bu mahkeme kararı...

Olayı izleyip Ankara ilavesinde haberleştiren arkadaşlarımız, muhabir Deniz Biliroğlu ilefotomuhabiri Oğuz Demir, icra memurlarının pazartesi gününe kadar (yarın) süre verdiklerini söylediler.

Pazartesi, ya küçük Cooker evden atılacak, ya uyutulacak.

*

Oysa 5199 sayılı Hayvan Hakları Yasası; hayvanların sahipleri tarafından asla terk edilemeyeceğini, sokağa atılamayacağını, sokaktaki evcil hayvanların ise korumaya alınacağını emrediyor.

Yargıçlar bu yasayı yok sayıyorlar.

Hukukun varlıklı ve güçlüler lehine işlediği bir ülkede bu çok da tuhaf değil.

Bu sebeplerden ben Türk hukukuna asla güvenmem.

Önemsiz gibi gözüken bu olay, aslında bize "hukukumuzu" anlatır.

Bakın yakın tarihe; şairlerini, yazarlarını, aydınlarını, fidan gibi gençlerini, hatta devlet adamlarını "atmış" ya da "uyutmuş" bir hukuktur bu hukuk.

Yineliyorum:

Bir ülkenin kültürünü, vicdanını, uygarlığını, hukukunu tanımak için; doğayla ve öbür canlılarla ilişkisine bakın...

Görürsünüz...


Bekir Coşkun / Hürriyet

Mesleğimi çok seviyorum,bir hukukçunun bir köşe yazısını okurken aklına takılan soruları belki hukukçu olmayan üyeleri anlayamaz ve hatta belki de saçma bulur ama hukukçu bakış açısı böyle bir şey işte.İyi ki hukukçuyum... :)


İİK'nın 82. maddesinde ev hayvanlarından bahsedilmemiş, dolayısıyla hukuken haczi kabil diyebiliriz. Olanı tespit ettikten sonra gelelim olması gerekene.

Olması gerekeni irdelerken,ev hayvanlarını ne olarak gördüğümüz son derece önem arz etmektedir.Eğer ev hayvanlarını mal, eşya olarak görürsek haczi mümkün olabilir diyebiliriz. (Sahibinin geçimini sağlamayacağına göre)

Ev hayvanlarını bir birey olarak algılarsak (ki evinde hayvan besleyen arkadaşlarımdan bildiğim için bence evin bir bireyidir) haczi düşünülemez.Aksi kanaat aile bireylerinin haczi anlamına gelir ki bu düşünce korkunçtur.

Hukuk sistemimizde böyle bir örneğe hiç rastlamadım, konu ile ilgili Yargıtay kararı varsa lütfen paylaşalım,ben de bulursam ekleyeceğim.

Sayın Yüksel, ben de Bekir Coşkun'un yazısını okuduğumda benzer duygu ve düşünceleri yaşadım.

Mevzuatı biraz inceleyince gerçekte her iki soruya da yanıtın HAYIR olması gerektiği görülüyor. Aksi işgüzarlık olarak değerlendirilmeli...

Yalnız yazıda bariz bir hata dikkatimi çekti. Rahmetli Pako'nun sahibi Bekir Coşkun , cinsinin ismi (Amerikan veya İngiliz) COCKER Spaniel olan köpeği COOKER olarak yazmış, eğer köpeğin değil de, cinsinin ismi ise gerçekten sıklıkla yapılan bir hatayı tekrarlamış Bekir Coşkun...
Selamlar,

Bekir Coşkun'un yazısını okuduğumda çok garip düşüncelere ve duygulara daldım. 9 yıldır beraber yaşadığı Cooker Gülseren hanım için bireydir, fakat komşuları için maldır. Komşulara göre, Cooker haczedilebilir de, uyutulabilir de, onlar için önemli değildir. Yakın zamanlarda sokaklardan köpekler toplanıp öldürülüyordu herkesin gözleri önünde, sokak köpekleri onlar için fazlalıktır, gereksizdir. Oysa bir hayvan sahibi olan insan için çocuğu gibidir. Gülseren Hanım, Cooker'ının ne uyumasına ne de sokağa atılmasına razı olmayacağı için evini taşıyacaktır, komşular da derin bir oh çekecektir.

Komşuluk hukuku hayvan haklarına aykırı değildir. Komşuluk hukuku "insan hakları" kavramının modern hukuk sistemlerine yansımasıdır.

Ev hayvanlarının haczi kabildir. Örneğin bir borç için rayici yüksek olan bir köpek haczedilebilir, sonrasında satılabilir. Bu durumda hayvan haklarına aykırı değildir. Olaya duygusal açıdan yaklaşmak mantıklı değildir. Rasyonalist düşünülmelidir.

Evet, bomba haberi veriyorum. Aslında sorunun nihai cevabı Hayvanları Koruma Kanunu 5. madde 5. fıkrada yer almaktadır.

"Ticarî amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içerisinde bakılan ev ve süs hayvanları sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler."

Sayın jilet, sanırım kanun koyucu da duygusal yaklaşmış, rasyonalist düşünerek hüküm koymamış. Bu arada komşuluk hukukunun insan hakları kavramının yansıması olduğu sonucuna nasıl vardınız? Bunu biraz açıklar mısınız? İnsan hakları, kişinin insan olmasından kaynaklanan, insanın eşit, özgür ve onurlu yaşamasını amaçlayan en temel haklardır. Komşuluk hukuku ise, insanların birlikte yaşamasından yani topluluk oluşturmasından doğan bir daldır. İnsan hakları bireyi esas alırken, komşuluk hukuku toplum içerisinde birlikte yaşayan bireyleri esas alır. Ben sizin saptamanızı tam olarak anlayamadım. Bana göre bu iki kavramın amaçları ve esasları çok farklı.

Alıntı:

---

Stj.Av.Başak Şahin rumuzlu üyeden alıntı

Evet, bomba haberi veriyorum. Aslında sorunun nihai cevabı Hayvanları Koruma Kanunu 5. madde 5. fıkrada yer almaktadır.

"Ticarî amaç güdülmeden bilhassa ev ve bahçesi içerisinde bakılan ev ve süs hayvanları sahiplerinin borcundan dolayı haczedilemezler."

Sayın jilet, sanırım kanun koyucu da duygusal yaklaşmış, rasyonalist düşünerek hüküm koymamış. Bu arada komşuluk hukukunun insan hakları kavramının yansıması olduğu sonucuna nasıl vardınız? Bunu biraz açıklar mısınız? İnsan hakları, kişinin insan olmasından kaynaklanan, insanın eşit, özgür ve onurlu yaşamasını amaçlayan en temel haklardır. Komşuluk hukuku ise, insanların birlikte yaşamasından yani topluluk oluşturmasından doğan bir daldır. İnsan hakları bireyi esas alırken, komşuluk hukuku toplum içerisinde birlikte yaşayan bireyleri esas alır. Ben sizin saptamanızı tam olarak anlayamadım. Bana göre bu iki kavramın amaçları ve esasları çok farklı.

---

Haczedilir Sayın Şahin haczedilir merak etmeyin.

İnsan hakları insanın onurlu, eşit, özgür vb. yaşamasını sağlayan haklardır. Komşuluk hukuku ise temelde insanın insan olmasından doğan hakları dolaylı olarak koruma altına alan ve bireylerin komşuluk hukukundan doğan hak ve yükümlülüklerini düzenleyen böylelikle de insanın temel haklarını da koruyan sağlamlaştıran hukuk dalıdır. Biraz daha derinlemesine düşündüğünüzde aradaki ilişkiyi görebilirsiniz.

İnsanın bile haklarını korumakta zorlandığı milyonlarca açın evsizin ve insanın insan olmasından kaynaklanan milyonlarca insanın olduğu dünyamızda hayvan hakları konusunda bu kadar duyarlı olmanız gözlerimi yaşartmadı değil. Bir insanın "insan hakkı" bir hayvanın "hayvan hakkı"ndan daima önce gelir. Aslolan insandır.

Kanunda haczedilemez dediği halde nasıl haczedeceksiniz çok merak ettim.

Gözlerinizin yaşarması konusunda, belki bu diyeceğim göz yaşı bezlerinizi daha da yaşartacak ama, ben, sizin gibi insanın yaşama hakkı ile hayvanın yaşama hakkını kıyaslamaktansa her canlının yaşam hakkının olduğunu düşünmekteyim. Emin olun ki insanın eşit, onurlu, güvenli yaşam hakkını da en az bir hayvanın yaşam hakkı kadar önemsiyorum. Sözlerinizden aksi bir kanaatte olduğum düşüncesi seziliyor.

Hayvanlarin Yasam
Hakki Uygarligimizin Bir GÖstergesidir.

Mevzuat açısından her iki soruya yanıtın HAYIR olduğunda mutabıkız sanırım.

Hayvan hakları ile ilgili olumsuz yorumları genelde toplumcu geçinen, aslında öyle olmayan arkadaşlar sıklıkla yaparlar. Bu memlekette bilmem kaç milyon kişi açlık, bilmem kaç milyon kişi yoksulluk sınırında hayatını idame ettirmeye çalışırken , siz bir de utanmadan kedi, köpekle uğraşıyorsunuz.

Sn. Vardar'ın vurguladığı gibi bu konu bir uygarlık seviyesi ölçütüdür. Hem ilerici geçineceksiniz hem de medeniyetten (tek dişi kalmış olanı değil) geri duracaksınız.

Bir süre önce derede biçare durumdaki ayıya edilen zulmü gördük. Yeri geldi mi, magandalık yapan insana AYI deriz. Sorarım size o tabloda gerçekte kim ayıydı?

Doğayı, bitkiyi, hayvanı sevmeyen, insanı da layıkıyla sevemez. Günümüz toplumunda gerçek mağdurların en alt basamağı onlardır. Onları koruma bilinci gelişmiş toplumlarda insan mağdur olmaz, ola ki bir şekilde mağdur olursa, o bilinçte toplumda hakkını çatır çatır alır. İnsanı "AYI" olmayacak şekilde eğitir ve bilinçlendirirseniz, insandan insana kötülük gelmez emin olun.

Selamlar,

Çok duygusal bir olay ve çok üzüldüm ben köpekleri çok severim hemde çok ama adelet ne diyorsa o yapacak birşey yok barınağa falan bırakıp orada baksınlar.