Printable View
Alışageldiğimiz siyaset ve siyasetçi tipolojisinin dışında, bağırıp çağırmadan, kavga etmeden, diyalog, olgunluk ve güleryüzle siyaset yapabilen, dürüst ve mütevazi bir bilim ve devlet adamıydı.
ABD'de tedavi gördüğü kanser hastalığına yenik düştü. Allah rahmet eylesin, mekanı Cennet olsun.
İnanın ne diyeceğimi bilemiyorum. :( Duyunca çok şaşırdım. Gerçek devlet adamıydı. Halktan biriydi. Geçmişi temiz, sade, dürüst, yalan söylemeyen, kısacası adam gibi bir siyasetçiydi. Bu ülke insanı onu hep bu yönleriyle hatırlayıp, unutmayacaktır. Kendisine Allahtan rahmet diliyor, tüm sevenlerine ve Türk ulusunun başı sağolsun diyorum. :(
Kendisini rahmetle anarken gazetelerde de yayınlanan gülümseten anılarını paylaşmak istedim.
Onu hep gülümserken anımsayacağım.
Erdal İnönü, çok renkli bir siyasetçiydi. Özverili tutumu, mütevazı kişiliği ve ince espri anlaşıyışla pek hatırlanacak.
İŞTE O ESPRİLERİNDEN BAZILARI:
GÖREMEZSİNİZ TABİİ!
Kendisini sinema çıkışında yakalayan bir gazeteci sorar:
- Sayın inönü, sizi bu sıralar sinema salonlarında göremiyoruz pek?
- Tabii göremezsiniz sinema salonları karanlık oluyor.
ÖLÜRÜM YOLUNA
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.
O BENİM İŞTE!
Erdal Bey bir gün İstanbul'da taksiye binmiş. Şoför:
"Sen ne kadar Erdal İnönü'ye benziyorsun" demiş.
"O, benim" diye cevap vermiş Erdal Bey...
Şaşırmış taksi şoförü...
"Yahu" demiş, "...birisi daha var. Harbiye'nin oralarda dolaşıyor. O da aynı Erdal İnönü".
Bunun üzerine Erdal Bey, espriyi patlatmış:
"O da benim....!"
BİRBİRİMİZİ YİYECEĞİZ
SHP genel başkanlığı dönemimde diğer sol parti liderleri ve bürokratlarla bir restorana gider. Garsonun "Birşey almak ister misiniz, efendim" sorusu üzerine "Teşekkürler biz birbirimizi yiyeceğiz" yanıtını verir.
FİLM İYİ Kİ BİTTİ
SHP Genel Başkanıyken Sosyalist Enternasyonal toplantısı için Paris'e gitmişti. Beraberinde SHP Genel Sekreter Yardımcısı İstemihan Talay da vardı. Toplantıdan sonra Champs Elysees bulvarındaki bir sinemaya gittiler. Filmin öyküsü, iki mafya ailesi arasındaki çatışmaydı. İki saat boyunca beyaz perdede silahlar konuştu. İnönü film bittikten sonra koltuğundan kalktı. İstemihan Talay, "Filmi nasıl buldunuz?' diye sordu.
İnönü cevapladı:
- Çok beğendim ama iyi ki bitti. Yoksa çok daha fazla adam ölecekti…
KARAYALÇIN YAPAR!
Kars ve Van mitinglerinden Ankara'ya dönüyordu. Sivas üzerinde uçağın pilotu
"Efendim Ankara semaları kapalı. Kirli bulutlar var. İnişimiz çok güç olabilir. " dedi. Ön koltukta gazete okuyan İnönü'nün cevabı ise şöyle oldu:
- Hiç bir şey olmaz merak etmeyin. Ankara Belediye Başkanı Karayalçın çok çalışkandır. O kirli bulutları hemen temizler!
PLATONİK AŞK
İnönü SHP Genel Başkanıyken dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz ile görüşecekti. O günlerde İnönü Yılmaz'ı sert biçimde eleştiriyordu. Yılmaz, Necatibey caddesinde bulunan SHP Genel Merkezine geldi. SHP ile ANAP Genel Başkanları baş başa uzun bir görüşme yaptılar. Herkes sert tartışmalar yaşanmasından endişeliydi. Görüşme sonrası dönemin SHP Genel Sekreteri Fikri Sağlar, İnönü'ye biraz da endişe ile görüşmeyi sordu. İnönü şöyle dedi:
- Çok iyi geçti, Mesut bey partimize aşık oldu. Ama platonik.
BEN KEDİ MİYİM ?
İnönü gençlik yıllarında evinde otururken mutfaktan bir çığlık duydu. Eşi Sevinç Hanım "Erdal koş fare var' diye bağırıyordu. İnönü istifini bozmadı ve eşine öyle seslendi:
- Ne yapayım Sevinç. Ben kedi miyim… ?
NECCAR BEY
İnönü İzmir'e mitinge gidiyordu. Uçakta İzmir milletvekili Neccar Türkcan, yanına gelerek "Efendim İzmir'de vurucu bir konuşma yapmalısınız. Yumruğunuzu da kürsüye vurun. Nasıl iktidara geleceğimizi sert bir üslupla anlatın lütfen' dedi. İnönü ise şu cevabı verdi:
- " Peki ben anlatırım, sonra sözü size bırakırım. Vuruculuğu ve diğer işlemleri siz yaparsınız'...
Mükemmel bir siyasetçi, çok kibar ve güleryüzlü bir insan... Allahtan rahmet sevenlerine başsağlığı diliyorum. Nur içinde yatsın:(
Gerçek bir insan değerli bir bilim adamı saygılı bir siyasetçi kısacası adam gibi adam bir değerimizi daha kaybettik. Başımız sağ olsun. Cenazesi pazartesi istanbul da toprağa veriliyor.
Tüm sevenlerinin bası sağ olsun.
Paylaşımınız için teşekkür ederim sayın Duygu Tekay hanım.
Küçüklüğümden beri kim olduğunu bile tam olarak kavrayamayacak yaşta iken, o tatlı güleç yüzüne hayran olduğum bir insandı. Bundan sonra da o gülümseyen şirin yüzü hep özleyerek hatırlayacağım.
Bakınız o denli ciddi rahatsızlığında bile doktoruna ne demiş:
İnönü, yaşama tutunduğu o son anlarda dahi yüzünden gülümsemeyi eksik etmiyordu. Hatta doktorlarına, "Eğer 6 ay ömrüm varsa izin verin Türkiye'ye gidip, kitabımı bitireyim" diye baskı yapıyordu.
İşte İnönü'den geriye kalan son gülümsemeler:
http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=111333
Ve minik bir "Albüm"
http://w10.gazetevatan.com/fotogaleri/resim.asp?kat=1421&resimno=1
Allah Rahmet Eylesin, Ailesinin ve Türkiyenin Başı Sağ Olsun.
Gerek özel yaşamı gerekse siyasi kimliğiyle siyasetçilerimizin/siyasetçi adaylarımızın örnek alması gereken bir ismi daha kaybettik. Yakınlarına ve milletimize başsağlığı, kendisine rahmet diliyorum...
Asla siyasetçi olamayan gülümseyen yüzü ile bilim adamı idi sayın İNÖNÜ.
Siyaset te kalmadı kalamadı çünkü o kadar uzak o kadar zıt idi politika kaypaklıklarına.
Bir soyadına bir insan bu kadar yakışabilirdi. O taşıdığı soyadını sonuna kadar hak ettiği gibi temsil etti.
Allah rahmet eylesin adam gibi bir adam daha göçtü. İçim acıdı ama inanın hala o gülümseyen yüzü karşımda.
İçim acırken bile bir sevgi bir sevinç var nedense. O sevgi dolu gülümseme galiba buna sebep.
Çok saygı duyduğum ve hep özlemle anacağmıza inandığım bu değerli bilim adamı ve politikacımıza Allah'tan rahmet diliyorum.
Bu arada üç cilt halinde yayınlanmış olan anılarını hararetle tavsiye ederim. Çok değerli ve düşündürücü bir kitaptır. Kütüphanenizde mutlaka bulunsun derim.
Türk Siyasetinin ve Türk Milletinin Tekrar Başı Sağolsun. Bilim Adına Kendini Son Nefesine Kadar Feda Eden Böyle değerli bir insanı kaybetmemiz çok acı.
Ne Varki Anıları ve Deneyimleri ile daha bir çok nesile katkı sağlayacağı aşikardır.
Kendisini her zaman gerçek bir sevgi, tebessüm ve saygı ile anacağız.
Küçük bir anı alıntısı:
TEK ÇARE YERE YATMAK: Anadolu'yu gezerken kendisini omuzlara almak isteyen bir grup partiliye bundan hoşlanmadığını söyler, ama ısrarları kıramaz. Sonunda, çok iyi bildiği fizik kurallarını uygular. Omuzlara alınmaktan kurtulmanın tek çaresi olarak boylu boyunca yere yatmayı seçer. Bunu, partililer pes edene kadar her omuza alınma girişiminde sürdürür
Allah rahmet eylesin. Şimdi hiç istemediği omuzda taşınmaya bir itirazı olamayacak.
Ben Sayın Erdal İnönü'yü bu şiire başka bir anlam katan gerçek bilgeliği ve asla teslim olmayan gülümseyebilen yüzüyle hatırlayacağım, saygı ve rahmetle...
BİZDEN SONRA DOĞANLARA
I
Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım!
Ahmaktır hilesiz söz. Düz bir alın
Vurdumduymazlığa işaret. Gülen
Kötü haberi almamış henüz.
Nasıl bir çağdır bu,
Ağaçlardan bahsetmenin neredeyse suç sayıldığı
Birçok alçaklığa suskun kalışı içerdiğinden.
Yolu kaygısızca karşı karşıya geçen
Ulaşılmazdır artık herhalde
Zorda kalan arkadaşları için.
Doğrudur: geçimimi sağlamaktayım hala
Fakat inanın: bu sadece bir tesadüftür.
Yaptıklarım
Arasında hiçbir şey hak vermiyor karnımı doyurmaya.
Tesadüfen ayaktayım. ( Şansım ters giderse mahvoldum.)
Diyorlar ki: ye ve iç sen! Sevin, neyin varsa!
Fakat nasıl yiyip içeyim ki, yediğim
Bir açın ellerinden kaptığım lokmaysa, bir
Susuzun sorduğu bardak suysa içtiğim?
Ve yine de yiyip içiyorum ben!
Ben de bir bilge olmak isterdim.
Yazıyor eski kitaplar bilgelik nedir:
Dünya kavgalarına uzak durmak ve o kısa zamanı
Korkusuz geçirmek
Şiddete başvurmadan hem
Kötülüğe iyilikle karşılık vermek
Düşlerini gerçekleştirmek değil, unutmak
Bilgelik olarak kabul ediliyor.
Tüm bunları yapamıyorum:
Gerçekten karanlık bir çağdır yaşadığım!
II
Kargaşalık döneminde geldim şehirlere
Açlığın hüküm sürdüğünde.
Girdim insanlar arasına isyan döneminde
Ve öfkelendim onlarla birlikte.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde verilmiş bana.
Savaşlar ortasında yedim ekmeğimi
Katiller arasında yattım uykuya
Özensiz yaklaştım aşka
Ve doğayı sabırsızlıkla izledim.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde verilmiş bana.
Yollar bataklığa gidiyordu zamanımda.
Cellada bildiriyordu beni konuştuğum dil.
Çok değildi yapabileceklerim. Fakat iktidardakiler daha
Güvende hissediyorlardı kendilerini bensiz, ümit ediyordum.
Böyle geçti zamanım
Yeryüzünde verilmiş bana.
III
Battığımız dalgalardan
Yükselecek olan sizler
Zaaflarımızdan söz ederken
Unutmayın
Karanlık çağı da
Sizlerin kurtulmuş olduğu.
Yürüdük ya, pabuçlardan çok ülke değiştirerek
Sınıf savaşlarının ortasında, çaresiz
Haksızlığın olup öfkenin olmadığı yerde.
Biliyoruz halbuki:
Aşağılıklara duyulan nefret de
Bozar şeklini yüzün.
Kısar sesi haksızlık karşısındaki
Öfke de. Ah, güleryüzlülüğe
Ortam hazırlamak istemiş bizler
Güleryüzlü olamadık kendimiz.
Sizler fakat, geldiğinde vakit
İnsan insanın yardımcısı olduğu
Zaman.
Hatırlayın
Hoşgörüyle bizi.
Bertolt Brecht
Eski Başbakan yardımcılarında Prof. Dr. Erdal İnönü, 21 Şubat'ı, ''Erdal İnönü Günü'' olarak kabul eden İstanbul Kültür Üniversitesinde düzenlenen etkinlikle anıldı.
http://www.internethaber.com/images/news/49484.jpg
İnternethaber
Etkinliğe İnönü'nün ailesi, çalışma arkadaşları ve öğrencilerinin de aralarında bulunduğu davetliler katıldı.
Etkinlikte konuşan Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çiğdem Kağıtçıbaşı, İnönü'nün kadın haklarına ve gelişimine çok önem verdiğini vurgularken, 2008'de Türkiye'nin cinsiyet güçlendirme endeksinde 0,29 oran ile 93 ülke arasında 90. sırada yer alabildiğini söyledi.
Kağıtçıbaşı, bir toplumun ilerlemesinde ekonomik gelişme kadar sosyal bilimin gelişmesinin de önemli olduğuna işaret ederek, az gelişmiş ülkelerdeki kadının negatif durumunun Türkiye'yi de etkilediğini, Türkiye'nin insani gelişme endeksi raporunda cinsiyete ve bölgelere dayalı büyük gelişme farklılıklarının olduğunu aktardı.
Sabancı Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Ali Alpar, Erdal İnönü'nün gerçekçi bir iyimser olduğunu dile getirerek, İnönü'nün herkesi bilimsel çalışmalar yapmaya teşvik ettiğini söyledi.
İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Feza Günergun, İnönü'nün ''1923-1966 Döneminde Türkiye'nin Astronomi ve Astrofizik Dallarındaki Araştırmalara Katkısını Gösteren Bir Bibliyografya ve Bazı Gözlemler'' isimli kitabını tanıttı.
Erdal İnönü'nün öncü bir bilim tarihçisi olduğunu vurgulayan Günergun, İnönü'nün bibliyografya projesine, yakın geçmişte temel bilimlerin gelişmesine Türkiye'nin katkısı ne olduğu sorusuna cevap bulmak için başladığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığında büyükelçilik görevini sürdüren Sumru Noyan, Erdal İnönü'nün UNESCO'nun Yönetim Kurulu üyeliğine seçilmesiyle ilgili anılarını anlattı.
İnönü'nün bütün toplantılarda söz alarak gözlemlerini ilettiğini belirten Noyan, Türkiye'nin adını UNESCO'da çok iyi şekilde duyurduğunu dile getirdi.
Nazım Hikmet'in kitaplarının UNESCO tarafından başka dillere çevrilmesinin İnönü zamanında gerçekleştiğini vurgulayan Noyan, İnönü'nün UNESCO'nun Bilim Komitesi Başkanlığına da seçildiğini hatırlattı.
İstanbul Kültür Üniversitesi, İnönü'ye onursal doktora ünvanının verildiği tarih olan 21 Şubatı ''Erdal İnönü Günü'' olarak belirlemişti.
TÜBA, Prof. Dr. Erdal İnönü’nün Astronomi Bibliyografyası Kitabını Yayımladı
Türkiye Bilimler Akademisi, merhum Şeref Üyesi Prof. Dr. Erdal İnönü’nün vefatından önce kaleme aldığı ancak bitiremediği bibliyografya kitaplarını yayımlamaya başladı.
http://www.tuba.gov.tr/userfiles/ima...inonukapak.jpg
TÜBA Erdal İnönü Bibliyografyaları adıyla başlatılan dizinin ilk kitabı 1923-1966 Döneminde Türkiye’nin Astronomi ve Astrofizik Dallarındaki Araştırmalara Katkısını Gösteren Bir Bibliyografya ve Bazı Gözlemler’in baskısı tamamlandı.
Devamı: http://www.tuba.gov.tr/haber.php?id=329
Erdal İnönü ölüm yıldönümünde anıldı
http://image.haber7.com/haber/haber7/photos/83222.jpg
SHP tarafından, İnönü'nün ölümünün birinci yıl dönümü dolayısıyla Çağdaş Sanatlar Merkezinde düzenlenen tören, saygı duruşuyla başladı.
SHP Genel Başkanı Murat Karayalçın, SHP'nin Onursal Genel Başkanı merhum Prof. Dr. Erdal İnönü'nün ''ilkelerinden ödün vermeden siyasi yararın maksimize edilmesini ortaya koyan bir kişi olduğunu'' söyledi.
İnönü'yü anlatan kısa film gösteriminin ardındın konuşan Murat Karayalçın, İnönü'yü birinci ölüm yılında özlemle andıklarını ifade etti.
Kamuoyunun, İnönü'nün siyasi kimliğini çok öne çıkarmadığını belirten Karayalçın, bu özelliğinin öne çıkmamasının nedeninin ''İnönü'nün siyaseti bilmemesi değil, kamuoyunda siyaset denilince akla gelen uygulamaları benimsememiş olmasından'' kaynaklandığını söyledi.
Karayalçın, İnönü'den çok şey öğrendiğini ve en çok da dostluğundan etkilendiğini ifade ederek, ''İnönü, ilkelerinden ödün vermeden siyasi yararın maksimize edilmesini ortaya koydu'' dedi.
Birleşik Krallık İşçi Partisi Milletvekili Ann Clwyd de İnönü ile uzun çalışmaları olduğunu belirterek, alçak gönüllü, centilmen bir kişi olan İnönü'ye siyasi alanda da herkes tarafından saygı gösterildiğini kaydetti.
Başkent Üniversitesi orkestrasının müzik dinletisi sunduğu törende, Prof. Dr. İlhan Tekeli de ''Türkiye'de Sosyal Demokrasinin Durumu'' konulu sunum yaptı.
Toplantıya, DSP Genel Başkanı Zeki Sezer, Gazeteci-Yazar Altan Öymen, eski bakanlardan Kamran İnan, Ercan Karakaş, İnönü Ailesi ve davetliler katıldı.
www.haber7.com
Saygıyla anıyorum
''Anka Kuşu'' adlı kitap tanıtıldı
http://img519.imageshack.us/img519/5769/inonu.jpg
Can Dündar tarafından hazırlanan ve Erdal İnönü'nün kendi ağzından hayatını anlattığı röportajlardan oluşan ''Anka Kuşu'' adlı kitap Pembe Köşk'te tanıtıldı.
Ankara- Pembe Köşk'teki tanıtıma Erdal İnönü'nün eşi Sevinç İnönü, kız kardeşi Özden Toker, diğer aile üyeleri, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Mustafa İsen, eski bakanlar, siyasetçi ve bürokratlar katıldı.
Sevinç İnönü, tanıtımın başında yaptığı kısa konuşmada, kitabı tanıtmak için Erdal İnönü'nün ölümünün 2. yıl dönümünü tercih ettiklerini söyledi. Sevinç İnönü, kitabı hazırlamada emeği geçen herkese ve tanıtıma katılanlara teşekkür etti.
9. Cumhurbaşkanı Demirel de yaptığı konuşmada, Erdal İnönü ile TÜBİTAK'a ilişkin kanunun yazılması sırasında 1962 yılında tanıştığını belirterek, o zaman Erdal İnönü'nün çok geniş bir bilgi birikimi ve kültürüne sahip olduğunu anladığını söyledi.
Daha sonra Türkiye'nin çok sıkıntılı bir döneminde hükümeti beraber kurduklarını anlatan Demirel, bunun da o dönem için çok önemli bir olay olduğunu ifade etti. Demirel, İnönü'nün hükümetin kurulması sırasında cesaret de gösterdiğini kaydetti.
Kurdukları hükümetin Türk siyasi hayatı açısından çok güzel bir örnek olduğunu dile getiren Demirel, bu hükümetin oluşumuyla, ''hükümetseniz böyle yapın, muhalefetseniz böyle yapın'' mesajı verdiklerini ifade etti.
Erdal İnönü'nün sadece bir siyaset adamı değil aynı zamanda bir büyük bilim adamı ve yönetici olduğunu vurgulayan Demirel, İnönü'nün mizahi yönünü de çeşitli örneklerle anlattı. Kitabın yazarı Can Dündar konuşmasında, Erdal İnönü ile her çarşamba sabahı buluştuklarını ve siyasi sohbetle röportaja başladıklarını söyledi.
İnönü ile teyp ve kameranın da kayıt yaptığı 30 saate yakın röportaj yaptıklarını anlatan Dündar, kitabın yarısının Erdal İnönü'nün Atatürk ve İsmet İnönü anılarıyla, yarısının da Erdal İnönü'nün bilim adamı ve siyaset adamı kişiliğiyle dolu olduğunu kaydetti.
İnönü hastalandığında kitabın taslağını İnönü'ye ulaştırdığını ve bazı düzeltmelerle kendisine geri iletildiğini ifade eden Dündar, Erdal İnönü'nün ölümünün ardından kitabın Sevinç İnönü, Özden Toker ve Yiğit Gülöksüz tarafından düzeltildiğini belirtti. Dündar, ''Sıcak kişiliği, tevazu ve bilgeliğinden çok fazla etkilendim'' dedi.
Konuşmaların ardından, İnönü ile yapılan röportajların bir kısmından oluşan video gösterimi yapıldı.
www.cumhuriyet.com.tr
ÖLÜRÜM YOLUNA
Seçmenlerden biri seçim otobüsünün önüne atılır ve Erdal Bey'e hitaben "Ölürüm yoluna" diye haykırır.
Erdal Bey cevap verir: Dur, ölme. Bir oy bir oydur.
Allah rahmet eylesin saygıyla.