Printable View
Yıl bin dokuz yüz seksen
Mevsim İlkbahar…
Not al kaptan!
Bir can daha doğacak
Sırası değil muhasebenin
Yolcu yolunda gerek
Kuyruklar tünelinden akıyor zaman
Ne yol ama…
Daha yolun ilk mevsiminde miyim?
Yıl bin dokuz yüz seksen!
Mevsim Sonbahar
Not al kaptan!
Bir fidan daha yetişecek
Sırası değil darbelerin
Yolcu yolunda gerek!
Kâbuslar tünelinden akıyor zaman
Ne yol ama…
Daha yolun ilk başlarında mıyım?
Yıl...
İyi ki doğmuşsun Sevgili deniz02, paylaşım için teşekkürler... :)
Yıl bin dokuz yüz kaç?
Mevsim Hazan
Not al Kaptan!
Bir vurgun daha yedik
Sırası değil bu münakaşaların
Yolcu yolunda gerek!
Şehitler veriyoruz durmadan, akıyor KAN
Ne savaş ama…
Daha neler görmek için mi yaşıyorum?
( Teşekkür ederim Sevgili Dilek )
Sevgili deniz, izin verirsen avatarını ben de kullanmak istiyorum, hatta hukuki net olarak tüm üyelerimizin kullanmasını (tabii ki senin onayınla) rica ediyorum. Ne dersin, böylesine anlamlı bir avatarı, hiç olmazsa tepkimizi ortaya koymak için kullanmamıza izin verir misin?.. Elimizden isyan etmekten başka bir şey gelmiyor ama en azından olanlara seyirci olmadığımızı, olmayacağımızı gösterelim mi?..
Elbetteki Sevgili Dilek;
Teşekkür ederim. Ne demek, o hepimizin avatarı...
Sevgilerimle, Şehitlerimize Allah'tan Rahmet diliyorum.
:(
Ben teşekkür ederim.
Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun...
Yıl bin dokuz yüz seksen
Mevsim İlkbahar
Not al kaptan!
Bir can daha doğacak
Sırası değil muhasebenin
Yolcu yolunda gerek!
Kuyruklar tünelinden akıyor zaman
Ne yol ama…
Daha yolun ilk mevsiminde miyim?
Yıl bin dokuz yüz seksen
Mevsim Sonbahar
Not al kaptan!
Bir fidan daha yetişecek
Sırası değil darbelerin
Yolcu yolunda gerek!
Kâbuslar tünelinden akıyor zaman
Ne yol ama…
Daha yolun ilk başlarında mıyım?
Yıl bin dokuz yüz kaç?
Mevsim Hazan
Not al Kaptan!
Bir vurgun daha yedik
Sırası değil bu münakaşaların
Yolcu yolunda gerek!
Şehitler veriyoruz durmadan, akıyor KAN
Ne savaş ama…
Daha neler görmek için mi yaşıyorum?
Yıl sayısız acı günler?
Her gün bir isimsiz mevsim…
Not al Kaptan!
Sırası değil günleri saymanın
Yolcu yolunda gerek!
Bırak bende akayım bir zaman
Ne akma ama…
Akamadığım için mi kendimden tiksiniyorum?
Yıl sayısız 15’ ler?
Mevsim nurlu yüzler…
Not al Kaptan!
Artık sayılara kıyamıyorum
Sırası değil tesellilerin
Yolcu yolunda gerek!
Bir yol ver de o sayılara karışayım
Ne karışmak ama…
Kaderimde karışmak olmadığı için mi soluyorum?
Yıl...
Sevgili deniz bu güzel şiirin için seni kutluyorum.Sevgiyle
Sevgili deniz02, seni bu güzel şiirin için kutluyorum. Biliyorum bu forum kişisel şiirlere ait ama bu şiiri eklemezsem eksik kalacağını hissettim.
Çok yorgunum , beni bekleme kaptan,
Seyir defterini başkası yazsın.
Çınarlı, kubbeli, mavi bir liman,
Beni o limana çıkaramazsın.
Nazım Hikmet
Sevgi ve selamlar,
ŞEHİT EVLADI
Bekledim,küçükken çıkar gelirsin diye,
Asker olduktan sonra gelmedin baba.
Bayram oldu bekledim,elini öperim diye,
Asker olduktan sonra gelmedin baba.
Bekledim elimden tut , okula götür diye,
Asker olduktan sonra gelmedin baba.
Derken seneler geçti genç delikanlıyım artık,
Ben mezarını ziyaret ettim baba.
Şimdi ben asker oldum ,anam yol gözler.
Senin görevini ben üstlendim babam.
Yazdığım şiiri sizlerle paylaşmak istedim. Tekrar şehitlerimize Allahtan rahmet,ailelerine Allahtan sabır diliyorum .Türkiye' nin başı sağolsun.Bu vatan hepimizin.
Yıl iki bin yedi
Puslu bir hava, mevsim aşikâr…
Not al Kaptan!
Yaşam bir oyunmuş
Hayat ise bir bilmece…
Sırası değil mızıkçılığın
Bu oyunda kaç kişi olur ebe?
Yolcu yolunda gerek!
Azrail el pençe; oyunumuz körebe
Ne oyun ama…
Ardıma bakmadan kaçıyorum ben
Sence bu oyunu daha çok oynar mıyız?
Yıl olmuş hayli zaman
Mevsim kovalar mevsimi…
Not al Kaptan!
Yapılacak daha çok iş var
Sırası değil sitem etmenin,
“Yol biter, iş bitmez” demiş Atalar
Ağırdan almaya gelmez bu işler
Yolcu yolunda gerek!
Ne yol ama…
Lakin gönülden bir pupa yelken
Yoksa rotası belirsiz, uzun ince bir yolda mıyız?
Yıl rüzgârlı bir sis
Mevsim karlara bürünmüş
Not al Kaptan!
Görevin içime sinmiş
Sırası değil dalga geçmenin
“Külâh”ını alma zamanı çoktan gelmiş
Ustaya ustalık neyime benim!
Yolcu yolunda gerek!
Ne yol ama…
Bir kaptan selamı verdim diye
Çırak bile olamadan beni usta mı sandın?
Teşekkür ederim Arkadaşlar.
Gecikmeli de olsa, yine de hoşgörünüze sığınarak teşekkür etmek istedim.
Bu bölümde her üye arkadaşın açtığı/açacağı her konu kendine özel olsa da, konuyu açarken; “Seyir Defterim” diye açmadım, olur ya, belki başka bir arkadaşın da dikkatini çeker ve yazabilir diye… Nihayet, “ Kime niyet , kime kısmet” diye, bir söz vardır hani, işte bu da onun gibi bir şey oldu. Gönül ister ki hep iyiyi , güzeli yazalım fakat bu konu , “Neye niyet, neye kısmet” de diyebileceğimiz gibi gelişti.
Dilerim, bundan sonrasında daha güzel olayları konu alırı(m)z.
Şimdi biraz da kendimi eleştireyim: Sayenizde öğrendim ki; herkesin bir seyir defteri varmış, üstelik büyük üstatlar bile notlarında “Kaptan”ın emirlerini yerine getirirken, ben, daha çırak olamadan Kaptan’a emir vermişim! Epey düşündüm, acaba bunu neden yaptım? diye! Sebebini ben de tam olarak çıkaramadım doğrusu! Şöyle de diyebilirim; hani klavye benim ya, tuşlara basan da kendi ellerim olunca, kendimi hemen de bir baş “Kaptan” olarak görme isteğinde hissetmişim, ya da kendi adıma “hayat yolculuğuna yön veren dümeni” kimseye kaptırmamak mı istemişim, o anda ne düşünmüşsem artık!
Ayrıca; site kurallarına aykırı düşmüyorsa eğer, bu forum konusu hepimizin ortak “Seyir Defteri” olsun (mu) isterim?
Sayın deniz2 bende aynı fikirdeyim hatta çok güzel olur.Eğer sitedeki yetkililerde aynı fikirde olursa bende seyir defterine katkıda bulunabilrim ayrıca şiirlerin çok güzel iyiki seyir defterini açmışsınız.Umarım sitede yetkilileride bu karara olumlu bakar.
Sayın MeryemT;
Benim için sakıncası yok, bilakis sevinirim, ancak site yönetimi buna benzer "başka konular açılabilir" endişesi duyabilir. Bu nedenle görüşlerini almakta fayda var, ama yine de;
Bana kalırsa sadece bu konu olmak üzere hepimizin "Seyir Defteri" olsun. Yazın yazabildiğiniz kadar. Konu benim değil mi, izni verdim gitti... :)
Şimdi bizimle paylaşacağınız "Sayfaları" merakla bekliyorum, kolay gelsin...
Sevgilerimle,
Bu defter sevgili deniz02'nin izniyle hepimizin seyir defteri olmuştur bundan böyle, buyrun yazın yazabildiğiniz kadar... :)
Bindik bir gemiye çıkalım diye seyire
Pusluda bir hava vardı ama
Kaptanı tanıdık dedi coçuklar
Hiç de yasamamıştık böyle bir hayatı
Bindik tanıdık kaptanın gemişine
o dane küçük olan coçuk bulmaz mı
Kaptanın not defterini...
Baba derki coçuklar size bir bilmecen var
Bağırlar hep bir ağızdan haydi sor sor
Baba şaşırır bir anlam veremez coçuklara
Daha önce hiç sesleri cıkmazdı bunların der içinden
Ama o seyir defteri kendi elinde olsaydı
Kaçırdığı fırsatları görüp hayatı yeniden yakalamaya çalışırdı.
Kaptan cağırdı.
Kaptaaaaaaaaaaaannnnnnn
Tusinamu Tusinamuuuuuuuuuuuu
Alabora olacak bizim gemiiiiiiiiiiiiii
Mendirek... Men direeeekk
Firar ediyorum Kaptan !!!
İsyanım var çünkü
Duymayacağım artık seniiiii
Dinle Kaptan !!!
Tik tak, tik tak…
Hiçbir şey anlamadım ne sağdan, ne de soldan
Ne havadan ne sudan
Sıkıldım ben bu hayattan
Dün dündü, bugün de bugün
Değişen ne var, anlamadım hiç inan…
Candan zırh olmuş ya, şu bizim yunuslar
Yarına Allah kerim!
Gümbür gümbür çağlar zaman
Akar Allah deyu deyu
Vur dümene patlasın
Hem karadan , hem sudan…
Yecüc ile Mecüc’ü duydun mu hiç?
Yardım da dağıtırmış kıyamet günü deccal
Çizilmiş haritalar
Dağıtılmış puanlar
İster misin sana da nasip olsun Kaptan?
Evet Kaptan!
“Gidiyoruz gündüz gece”
Bilemiyoruz ki halimiz nice
Kazma kürek mezarlar
Nasıl da hortlar kemikler
Oy havar vicdanlar?
Sıradanlaşmış cinayetler
Kim kime, eren var mı hidayete…
Dirilir bir bir uyutulmuş ruhlar
Dirildikçe kan terler şakaklar
Oyyii uşağum?
Ne pakayisin şaşı şaşı, da
Ak mı sandın yoksa gördüğün her karayı
Sıksan şimdi bir avuç toprağı
Top-tüfek ne ki
Her türlüsünden fışkıracak silahlar...
Biliyor musun Kaptan?
Aydınız, aydın…
Bir sen bir de ben kalmışız yayan
Çoktan biçilmiş ya kaftanlar
Püskürdükçe sarsılır şaşkın aymazlar
Bir deprem ki sorma!
Nasıl da uğuldar kulaktan kulağa
Haktandır hukuk, o ayrı da
Yavan değil şu sözler acı da olsa:
"Kimi yem olup kurda kuşa
Kimi de köstebek gibi labirentten labirente
Koşmuşlar olamayacak bir düş peşine…"
Beri gel kaptan
O ‘Kara Para’ var ya, o kapkara illet
Öyle bir uyuşturmuş ki o sahih beyinleri
Çırpındıkça batar kör talihleri
Küstürür hem ölü, hem dirileri
Kara yel bu, deme ki Poyraz
Yalanım varsa dönsün Bağdat'tan
Terörde bile kardeşmişiz, kardeş...
Kuru fasulyeden gaz olur mu deme
Bilgi çağındayız bilemedin mı?
Gençlik, “Bilim bilim” diye dertlenirken
Mühendisimiz el için üretirken
Üç yüz bilmem kaç akça-kaime
Dolu gibi yağar, ha bire dağlara...
Gözler ise kan çanağı
Köz köz dağlanır Ana-Vatan
Ne diyordum Kaptan!
“Kaçınılmaz değişimin evrensel sancısı”
Ağladı şiirler/yakıldı türküler
Kızılca kıyamet/sorgusuz ölümler
Kök salmış hüzün çınar misali
Utanır güneş
Ay korkar oldu geceden…
Boşuna dememiş usta:
“Memleket… Memleket” diye
Kuyular da hazır boşalmış iken
Hele ki bir de üstüne AF
Takır-tukur düşmüş yola
Gelir bin bir umutla
Yine “o bildik, o eski vatan... ”
Bir uslanmaz tekerrür ki
Kör talihli /medeniyet beşiği
Böl-yut/yine kan–ser
İşte böyle Kaptan!
Hep aynı senaryo aynı hikâye…
Dinleyen yok ki anlayan olsun
Kaynaklar akmaz oldu ekonomiye
Yön-et/er–gene–kon
Globalleşmek için “çağdaşça savaşmak” (!)
Kalacağız sonunda bir güzel don–suz
Kon-ana kadar bir İshak kuşu…
İşte o vakit!...
Bülbül yuvası/güçsüzler yurdu
Güller dilsiz/ bülbüller çaresiz…
Yıl...