Güle Güle Cumhurbaşkanım

Bekir Coşkun imzalı veda yazısı, her satırına ayrı ayrı imza atarak Güle Güle Sayın Cumhurbaşkanım.!


BEKİR COŞKUN:
Güle güle Cumhurbaşkanım...


DEVLET adamı "gelişinden" değil "gidişinden" bellidir.

Bir manevi yolun iki yanına dizilmiş insanlar, dudaklarında dua, gözlerinde yaşla uğurluyorlarsa devlet adamını...

Yüreğinde yurtseverlik olan herkes "teşekkür" ediyorsa...

Eller sallanıyorsa arkasından...

Fısıltılar onun gidişinin ülkemiz için bir güven kaybı olduğunu durmadan tekrarlıyorsa...

Çocuklar onu seviyorsa...

Trafik polisi; kendisine ve kırmızı ışığına saygı gösteren bu devlet adamına son selamını verirken burnunu çekiyorsa...

Bu ülkenin tüm zenginliklerine sahip çıkmış adamsa o...

Bir misal; diyelim ki o manevi yolun iki yanındaki ağaçlar, ağaçlardaki kuşlar dahi (2-B yasasının durdurulmasından dolayı) huzurlarını ona borçlularsa...

Yüzü ak...

Anlı açık...

Vicdanı rahat...

Başı dikse gidenin...

O benim Cumhurbaşkanımdı...

*

Bu yazı yazıldığı sırada Cumhurbaşkanımız Sezer'in görevi teslim edip Çankaya'dan ayrılmasına artık saatler vardı.

Son eşyasını toplamış, boşalttığı çekmecesini çekip son kez bakmıştır.

Eminim, telleri tamir edilmiş şemsiyesine, mutfak kapısının arkasında asılı fileye kavuştuğu için sevinçlidir bile.

Ama bir yandan da kendisine huzurlu bir gidiş hakkı vermeyen bu topluma kırgın...

Endişeli...

Tedirgin...

*

Ne yapacaksınız...

Arkasında yolsuzluk dosyaları onu kovalamadıysa...

Ne gelirken, ne giderken, sorgulanmaktan korunmak için bir "zırha" gereksinim duymadıysa...

Aslında rejimi yıkmak istemediğini anlatmak zorunda kalmadıysa...

Onu ikinci cumhuriyetçiler sevmediyse...

Tarikatlar, mollalar ona kızdılarsa...

Ve yobaz gidişini bayram sayıyorsa...

O benim Cumhurbaşkanımdır...

http://news.yahoo.com/s/ap/20070828/...e_mi_ea/turkey
Yahoo - Former Islamist wins Turkish presidency
http://www.thedailystar.net/story.php?nid=1535
Daily Star - Gul, Turkey's new president
http://news.bbc.co.uk/2/hi/europe/6966216.stm
BBC - Turks elect ex-Islamist president
http://www.guardian.co.uk/turkey/sto...d=networkfront
Guardian - Abdullah Gul, as president, making him the first former Islamist to hold the post.

MADDE 101. – Cumhurbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisince kırk yaşını doldurmuş ve yükseköğrenim yapmış kendi üyeleri veya bu niteliklere ve milletvekili seçilme yeterliğine sahip Türk vatandaşları arasından yedi yıllık bir süre için seçilir.

Cumhurbaşkanlığına Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri dışından aday gösterilebilmesi, Meclis üye tamsayısının en az beşte birinin yazılı önerisiyle mümkündür.

Bir kimse, iki defa Cumhurbaşkanı seçilemez.

Cumhurbaşkanı seçilenin, varsa partisi ile ilişiği kesilir ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyeliği sona erer.

Anayasa'nın 101. maddesinin son fıkrası göz önünde bulundurulmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı sıfatını kazanan ve aynı zamanda başkomutan olan GÜL, artık bir AKP mensubu değildir. Dolayısıyla, Çankaya'nın her zaman sahip olduğu şeref, şan ve saygı aynı düzeyde kalacaktır, umudumuz bu yöndedir.

Sayın Ahmet Necdet Sezer hakkında herkes yazıp çiziyor, o nedenle yorum yapmaya gerek yok, okuyoruz, farkındayız; biliyorum ki, ona hep saygı, sevgi duyacağım, cumhurbaşkanlığı makamını en iyi şekilde temsil ettiği, 7 yıl boyunca bu makamını sadece görevi için kullandığı ve milli menfaatleri herşeyden üstün tuttuğu için daima minnetle anacağım.

Umarım ki, umuyorum ki, yeni cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül için de 7 yıl sonra aynı duyguları beslerim.

Sayın Sezer'e geçtiğimiz 7 yıl için tüm kalbimle teşekkür ediyor,bundan sonraki hayatında başarı ve mutluluklar diliyorum.Yolunuz açık,günleriniz hep aydınlık olsun Cumhurbaşkanım...

Ne denir ki? söyleyecek hic bir sey yok!

Aslanlı yol... Ata'nın ebedi istirahatgahı... Çankaya Köşkü... Balkona Çıkınca Baktığımda Çankaya Caddesindeki taşlar bile tek tek titriyor...

Ve Türkiye'nin yeni cumhurbaşkanı Anıtkabirde defteri imzaladıktan sonra beklenen konuşmada LAİK kelimesini kullanmıyor bile

"Türkiye Cumhuriyetinin demokratik ve sosyal nitelikleri" diyor... yoksa ben mi kulaklarıma inanamıyorum?

Anayasa
MADDE 2. - Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir. madde 4. - Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez

nereye gitti laik niteligi bu devletin bir anda??

Geçmiş olsun Türkiye!

New York Times, Gül'ün Cumhurbaşkanlığı'na yorumu: LAİK YAPININ 84 YILLIK TEKELİ SONA ERDİ.

Peki yerine ne tekeli gelecekmiş? Onu da söyleseymiş New York Times. Aslında dün Çankaya Köşkünde yapılan yeni cumhurbaşkanının ilk resepsiyonunda gördük tekeli.

Sayın Sezer Cumhurbaşkanlığı için yetesizdi, yanlışları da vardı, dürüstlüğü konusunda aleyhinde bir şey söylemek insafsızlık olur. Bizim cumhurbaşkanımızdı. Bundan sonraki yaşamında huzur ve mutluluk dilerim.

Alıntı:

---

Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Sezer Cumhurbaşkanlığı için yetesizdi, yanlışları da vardı, dürüstlüğü konusunda aleyhinde bir şey söylemek insafsızlık olur. Bizim cumhurbaşkanımızdı. Bundan sonraki yaşamında huzur ve mutluluk dilerim.

---

Devir artık sizin devriniz, ben bundan böyle iktidar ve mentalitesi ve uygulamaları hakkında hiç bir şey yazmamaya çalışacağım. Meydan artık tamamen 2. cumhuriyetçilere, bölücülere, entel dantel liboşlara kaldığına göre bakalım sizler bundan böyle neler yazabileceksiniz, ne gibi eleştirilerde bulunacaksınız, merakla bekliyeceğim ve bir arşiv oluşturacağım. İddia ediyorum ki bu site formatında 3 sayfayı geçemeyecektir.

http://212.12.148.169/panel/images/h...-2926298_1.jpg

YORUMSUZ !

Bu ilanın hangi gazetede yer aldığını yazmama gerek yok,anladınız siz...

Hoşgeldin Cumhurum Başkanım Cumhurbaşkanım.iyi ki varsın ve iyi ki başımıza geldin...

Evet Cumhurbaşkanı yetersizdi!!!

Kendine tahsis edilen parayı kullanmayıp Maliye'ye aslında Kemal Abiye devretmek ne demek?
Oğlunun düğününü Köşkte yapıp, Allahı var haberimiz bile olmadı, o gece yakılan elektriği cebinden ödemek ne demek?
O kadar hediye, uuhuu, hepsini demirbaşa kaydettirip, orada bırakmak ne demek?
Kırmızı ışıkta durmak, kendi alışverişini kendi yapmak, karısı bacağını kırdığında sivil aracı ile hastaneye gidip, vatandaş gibi sırasını beklemek ne demek?
Davulcuya kaçmayan, kanunlarca yasak iken televizyon sahibi olmayan çocukları, köşk bahçesinde papatyalara lale devri yaşatmayan karısı, Devleti hortumlamayan yeğenleri ve aile fotografından hortumcu yakınları olmamak ne demek?Daha da sayılır!!! Bir adam dürüstse her konuda dürüsttür. Maya meselesi!!! Yenisini biz hariç niceleri destekliyor, etkleri zil çalıyor. Kim mi onlar? İlan veren emekli imamından, ABD, AB temsilcileri ile bizim 2. Cumhuriyetçi ve bölücülere kadar , hangisini sayalım?

Yeterli ve renkli Cumhurbaşkanları size ve onlara yakışır, bana yakışmayacak.

:! Dikkat edin. Sizi fizana (neresidir orası bilmem ama) sürerler Sayın Turkuaz. Bilmiyormusunuz yoksa 1.den 10.ya bütün Cumhurbaşkanlarına istediğinizi söyleyebilirsiniz. Ama 11. Cıssss.

Amerika vatandaşı "Sen benim başkanım değilsin" yazılı tshirt ile dolaşıyor. Kimsenin aklına tepki göstermek, çek git demek gelmiyor. Bu onun demokratik hakkı diye saygı gösteriliyor. Bizde neden yok.? Amerikalı'nın hakkı Türkün değil. Malum konumuz Özde mi yoksa söz demi demokrat olduğumuz.
Özal dahil hiçbir cumhurbaşkanı'nın dokunulmazlık ihtiyacı olmadı. Kayıp trilyon davası için yargılanmadan, bu hesap verilmeden nasıl tartışılmaz?
Elbette seçilmesi ,orada olması demokrasinin kuralları içinde çok doğru ve yasaldır. Ama..........
Saygılarımla.

Güle güle sayın Cumhurbaşkanım güle güle . Çankaya nın değeri sayenizde çok yükselmişti 50 lerden sonra inişe bir dur demiştiniz . Ne kadar da iyiydiniz. Ve de çok büyüktünüz. Tek başınıza arkanızda hiç bir güç yokken onurlu bir duruş sergilediniz.
Güle güle Sayın Cumhurbaşkanım güle güle ama müsaade buyurun yetersizliklerinizi sayayım size....
1 Mart Teskeresi meclisten reddedildiğinde Zamanın başbakanı hiç bir uygar ülkede görülmeyecek bir şeyi yaptı istifa etmedi aslında o gün çekip gitmesi gerekirdi. Garip bir diplomasi kurdu ve teskerenin bir daha oynanmasını istedi size çıktı kendisine Devlet yönetmenin çocuk oyunu olmadığını nasıl anlatabildiniz bilmiyorum, çünkü kanun anayasa dinlemeyen bir grubun başıydı geçicide olsa zaten üç ay öncede ''BAŞBAKAN DIŞARDAN OLSA NE OLUR Kİ '' diye anayasa dışı taleple huzurunuza çıkmıştı. Başbakan olmasını istediği kişide o da büyük devletleri kızdırmamak lazım biz neyiz ki dediler ama siz YETERSİZLİĞİNİZLE KAPI GİBİ DURDUNUZ yetmedi ABD başkanı aradığında TÜRKİYE NİN ULUSAL ÇIKARLARI abd ÇIKARLARININ ÖNÜNDE GELİR diyerek reddettiniz ve BU YETERSİZLİĞİNİZLEDE Türkiyeyi inanılmaz onore edip çok saygın bir yere getirdiniz.Gerçi bu iç medyada neredeyse yer bulmadı ama bir çok ülkede manşet haber oldu. Hatta durduk sene o sene Sertap Erener erovizyon da birinci oldu. İşin daha da ilginci 70 bin yabancı askeri toprağımıza gelsin diyenlerin ne kadar süreyle izin verdiklerini de bilmedikleri ortaya çıktı AMA ONLAR ÇOK YETERLİYDİLER.
İki kız ve bir oğlunuza Ne bıraktınız sayın SEZER? Onurlu bir geçmiş hukuka uygunlukla dolu bir ömür emekli maaşı bolca saygınlık. Ne kadar YETERSİZSİNİZ bir gemicik bile alamadınız. Bir burscuk bile bulamadınız daha kötüsü işe bile sokamadınız. Şöyle Ankara hipodromunu kapatıp kırk gün kırk gece süren bir düğün bile yapamadınız. Bak elalem bir düğün yapıyor ne biçim takı ve hediye geliyorsa ABD de ev Gemi ana parası işe giriş bir türlü bitmiyor. Ne bıraktınız siz? Ayağı çatlak Ebru hastahaneye dolmuşla gidecekti neredeyse de GÜVENLİK GEREKÇESİYLE gidemedi ona bile bozuldunuz. Yetmedi bir de düğünden tek zarar eden baba olarak tarihe getiniz Valla yetersizsiniz ...
Karı koca hayatınız boyunca çalıştınız emekli ikramiyeleriniz tüm birikiminizle Gölbaşında bir villa alabildiniz hala borcunuz var Azıcık YETERLİ olsanız Boğazda da bir villanız olurdu. Ama nerede sizde o yetenek . Hukuk diye bir şey tutturdunuz bir de anayasa mı ne Hükümette topluca Çalar saat gibi GUGUK dedikçe bıkmadan usanmadan hayır hukuk dediniz. Yanar döner değişkenler beğenmedikleri kararlarda '' ulemaya sorun '' dedikçe gidip gidip ANAYASA mahkemesine sordunuz. Valla yetersizsiniz billa yetersizsiniz. bakın bazılarına orman filan dinlemeyip villayı konduruyor kaç dairesi var bilmiyor pastorize yumurta gemi kabzımallık taşımacılık onlarda İnşaat desen peee. Sizde ne var ?
Laiklik diye içi boşaltılmaya çalışılan kavramı korudunuz. Hemde top yekün saldırı karşısında Arkanızda hiç bir güç yoktu Bir parti bile bulamadınız. Saldıranlarda Türkiye yetmedi Utah destekli saldıran takiyeci grubuydu. Laiklik ne menem bir şeymiş onların tarifinden asla anlaşılamadı ama duruşunuzla ne olduğunu gösterdiniz. sanki size kaldıydı. Hem yetersiz hem inatçı oldunuz pes ki pes... Bazıları tüm geçmişin bırakıp değiştim diye tutturdu hatta kapı kapı dolaştı valla billa değiştim milli görüş neyim beni bağlamaz illa Çankaya diye takiye yaparken hayatınız boyu nedense bir kere bile şakacıktanda olsa DEĞİŞTİM DİYEMEDİNİZ Ne yetersizsiniz ??? Gerçi değiştim diyenlerin hiç değişmediği ortadaydı. Başarılı siyasi kariyerlerinde üç siyasi partiye üye olup şeriat odaklı diye kapattırmak , tekinden trilyon davası sanığı olmak bilahare kısacık başbakanlığında tek iş olarak tezkere oylaması yapıp kaybetmek sonra ki bakanlığında da külli haya yaparak kariyerini sürdürmek vardı Sevr özentileri ile bölücü terör destekçileri ve Yunanistan ile Rum kesimi pek bir sevdi övdülçe övdü ne büyük başarı yarabbim.. O kadar değiştiki eşinin türban davasını kaybedeceği hafta bakan olarak eşinin davasını çekmesini sağladı.. Çaktırmadan Türkiyenin AİHM hakimini aldı bir başka türban davasında Türkiyenin savunmasını geri çekti tepki üzerine yumuşatıp göndermeye uğraşırken Türkye Cumhuriyeti savunma dahi yapamadığı davayı kazandı çok değişen kişi şaşırdı ama belli etmedi. O kadar değişti ki tüm yurt dışı elçiliklere başta Fethullah olmak üzere tüm tarikat büyüklerine ve ileri gelenlerine kapıyı açtırıp yardımcı oldu amma siz bunu öğrenince YETERSİZLİĞİNİZ devreye girdi durduruverdiniz. Bakan gözün gördüğü gibi aslında hiç değişmemişti işin gırgırı islamda olmayan bir HIRSA da sahipti. SİZ YETERSİZ OLDUĞUNUZ İÇİN emekli olup evinize giderken beş partinin imzasıyla durduk yere deyim yerindeyse ZORLA cumhurbaşkanı yapıldınız. Değişen ise ülkeyi allak bullak etme kargaşa çıkartma gerilime yol açma pahasına ZORLA bu makama geldi. Ne ilginçtir ki ikinizde ZORLA geldiniz. Aslında değiştim diyerek yaptıkları değişmemiş halinden daha beter oldu. En azından ne olduğu bilinen marjinal bir görüş sahibiyken bu sefer sağın merkez partisi de olma sevdasına düşerek tüm yazılı kanunlar hilafında ülkeyi hallaç pamuğu gibi satmaya üniter yapıyı zorlamaya birliği yok etme durumuna geldiler. Yıllar sonra NE MUTLU TÜRLÜM diyene SÖZÜNÜNASLINDA yanlış OLDUĞUNU ÖĞRENDİK NE MUTLU TÜRKİYELİYİM DİYENE OLACAKMIŞ. Vah benim köse sakalım... Türk olduğunu söylemekten imtina eden bir değeri Türk ün başına cumhur başkanı olarak getirdik ya helal olsun bize... ( Buda tasnif dışı duygusal patlama )
Sanki Cumhurbaşkanlığı makamı şaklabanlık makamıymış gibi hiç gülmediğiniz güldürmediğinizden hep eleştirildiniz. Biz alışığız bir gün önce söylediğinin tam tersi çıkan siyasetçilere gülmeye ondan yadırganıp yetersiz kaldınız. YETERSİZ kaldınız çünkü hep doğru çıktı dediğiniz bu bize fazla geldi. Ama iki konu varki tüm Türkiye yi güldürdüğünüzü ( teki desteklide olsa ) ve başka kimseye nasip olamayacağını bilmenizi isterim. 204 mü 2005 mi ne anımsayamıyorum bir yerden geliyorsunuz. Atatürk bulvarından Köşke doğru gidiyorsunuz. TRT kavşağında kırmızı ışığa yakalandınız ve mutat durdunuz. Konvoyunuzla birlikte ne Ama ne oldu ? Yanınızdan bir taksi geçti gitti kırmızıya bile aldırmadan Bir taksi şöförü kadar bile olamadınız ama o gün ben koptum gülmekten tv den izlerken o taksi şöförü ne oldu bilemem . Ötekide geçen sene 29 Ekim töreninde ettiğiniz laftı . Sizden gerçekten beklenmeyecek bir laf ama muhteşem. Genelkurmay başkanıyla tokalaştıktan sonra eşinize dönüp '' Hanım seneye gelmeyelim butaya hava soğuk oluyor bu aylarda '' diyorsunuz. ( Emekli olacağınızdan.)
Kırmızı ışıkta duran alışverişini kendisi yapan markette bile sıra bekleyyen birisi olarak Bazı gösterişli günlerde ve zamanlarda halkın içine girmediğinizden BU KONUDA YETERSİZ OLAN TEK CUMHURBAŞKANISINIZ.

Sayın cumhurbaşkanım bu konu yaz yaz bitmez. Güle güle gidiniz iyiki vardınız bu dikenler içinde gerçek bir GÜL gibi durdunuz. Bunun isimle olmadığını kanıtladınız. Atatürk ilke ve inkilaplarına bağlılığınız Türkiye sevginiz Hukuka saygınız ve bağlılığınız herkese yol gösterici olmalı aslında ama nerede...
Sayın Cumhurbaşkanım ben aslında GÜLÜ hiç sevmem. En dandik bitkidir aslında. Anlamsız bir bitkidir o yüzden her rengine başka bir anlam yüklemeye çalışılmış tarih boyu bir işe yaramamış. BELEŞ PARA KAZANMA YOLU OLMUŞ gül tacirliği nereye çeksen gider her ortama uyar Düğünede cenazeyede sevgiliyede anayada babayada kaptır gitsin misali.. Hele günümüz gülleri ne yenir ne kokar hormonlu hormonlu durular öyle. Her an her yere dönmek üzere..
Sayın cumhurbaşkanım işte bu yüzden Gül olmaktansa Vadideki zambak olmak daima iyidir... Gül unutulur zambak asla ....Gerçek TÜRKLER SİZİ ASLA UNUTMAYACAK YOLUNUZ AÇIK OLSUN SAYGILARIMLA

Sayın Sezer'in dürüst kişilikli, mütevazi bir yönetici olduğu doğrudur. Bunu inkar edemeyiz ve bu özelliklerinden dolayı da kendisini kutluyoruz. Ancak, o makam için yeterli olmadığı, dünyaya kapalı bir yöneticiydi.

Anayasa Mahkemesi Başkanı iken oldukça özgürlükçü konuşma ve kararları vardı, ama Cumhurbaşkanı olunca bu görüşlerinden eser kalmadı. Köşketeki bürokratlarından birini YÖK üyesi yapabilmek için YÖK'teki kontenjanı uzun süre boş bıraktığı şeklindeki iddiası ciddi bir iddiadır. Nitekim, yeni hükümeti onaylama işini yeni Cumhurbaşkanı'na bırakma "jestini" yaparken, bazı kişilerle birlikte bu yakınındaki bürokratı giderayak YÖK üyeliğine atamıştır.

Herşeye rağmen şu andaki Cumhurbaşkanımız gibi Sayın Sezer de bizim Cumhurbaşkanımızdı. Kendisine saygımız sonsuzdur. Sayın Sezer hakkında ileride tarih hükmünü verecektir. Kendisine huzur ve mutluluk dileriz.

Sayın mkocagul;
Bir konuda dikkatinizi çekmek istiyorum. Amerika'da "benim başkanım değil" tişörtleri giyildiğinden bahsederek, bizdeki benzerlerinin de aynı şeyi yapmasına cevaz vermeye çalışıyorsunuz. Binbir türlü engele rağmen demokratik ve hukuka uygun olarak seçilen yeni Cumhurbaşkanına saygı göstermek gerekir diye düşünüyorum. Lütfen, bu konuda Amerikan halkından örnek vermeyiniz. Onların terbiye ve saygı anlayışı bizden oldukça farklıdır. Ameriekan halkı Ameriken bayrağını don olarak da kullanıyor. Bu bizim saygı ve terbiye anlayışımıza uygun mu? Sanıyorum, aklı başında hiç bir Türk, bayrağımızı Amerikalılar gibi yapmaz. Bu nedenle onların bu tavrını bizim topluma "demokratik" diye lanse etmek doğru değildir.

Selamlar.

Evet Allahtan bizimkiler bayrağı don olarak kullanmıyor.

Bayrağı bayrak yapan değerlere (biiip) bulaştırmak serbest nasıl olsa...

Sayın Gür;
Siz de her (biiip) i biliyorsunuz.

Eee (biiip) ten dünya, burayı da bayağı kokuttuk bu arada, ileti ile rakı istemek caiz mi? Malum anason kötü kokuyu alır.:o

Beyler siz hala masaya oturmadınız mı? Kozlarınızı masada paylaşın, bizim için de kaldırın kadehlerinizi emi? :)

Devlerin savaşı büyük olurmuş.

:rolleyes:

Sayın Abbas bey hiçbir şeye cevaz verme peşinde değilim. Allah aşkına bir yazın yarın böyle bir tshirt giyip sokağa çıksam başıma neler gelir? Hayal bile edemezsiniz değilmi? Bana, bu ülke insanına bu kadarcık bile tanınmayan özgürlük kayıp trilyon davasından yargılanmadan o makama oturan sayın Cumhurbaşkanına sınırsız ve hesapsızca tanınıyor. Benim Amerikan vatandaşından neyim eksik? Amerikalının bayrağını don yapması başka bir sevgi türü. O onların değer yargısı. O donu giyen adamın ülkesini sevmediğini yada bayrağına hakaret ettiğini savunabilirmisiniz? Amerikan halkından örnek vermememi istemişsiniz. Hangi ülkeden örnek yazayım istersiniz.? Meksika desem yine benzer şeyler söyleyeceksiniz. Benzer örnekleri çoğaltabilirim. Ama gelişmiş ve çağdaş toplumların hepsinde bu veya buna benzer tepkiler artık çok normal. Asıl sorun bizlerin seçen onların seçilen olduğunu kabul etmekten geçiyor. Seçen seçilenleri eleştirir. Sevmiyor ise sevmek zorunda değildir. Nasıl ki sayın Ahmet Necdet Sezer i sevmeyen bunu açıkça ifade edenler var ise ve bu bir hak olarak görülüyor ise., Sayın Yeni Cumhurbaşkanımız içinde aynı şeyleri düşünen insanların olması garip yada yasak mı? Hala çifte standartlar koyacağız değerlerimize?
Sayın Commodere1tr nin yazısına bayıldım. Siz beğenmeyebilirsiniz. Bu sizin doğal hakkınız ama ben beğenmekten öte bayıldım . Bu da benim hakkım. Yaptığı yorumların hangisine yanlış diyebileceksiniz? Sayın Cumhurbaşkanı nın dünü bizi rahatsız ediyor. Bugün neler yapacağını elbette hep beraber göreceğiz. Bu ülkem için, bu ülkemin insanları için örnek işler yapmasına saygı duyarım. Önünde saygı ile eğilirim Ama dününe değil.
Saygılarımla..

Dünyaya kapalı bir yönetici nedemek ? Ulu önder Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 15 sene 11 gün bu ülkenin Cumhurbaşkanlığını yaptı bir kere dış ülkeye gitmedi ziyarette bulunmadı yani o da mı Dünyaya kapalıydı ? Dünya ayağına geldi . Kelimenin tam anlamıyla hemde Birleşmiş milletler kanunu değişti '' Katılmak üsteyen üke müracaat eder ''gitti '' davet edilen ülke'' tanımı geldi. İsmet İnönü bir kere gitti o da yalvar yakar ABD ye ve özür için tarihe geçen lafı '' Yeni bir dünya kurulur Türkiye de orada yerini alır'' bir dahada çıkmadı. Son başbakan RTE de Türkiye ye dönemedi bir türlü 59 ülkeye 187 kere ile rekor kırdı Türkiye ye uğramaya vakit bulduğunda sadece kriz çıkardı. Laf yani...
Köşkteki birisini Yök kontenjanına alabilmek için o kontenjanı uzun süre neden boş bıraksın atar giderdi. Boğazından haram girmedi. Haram girenlere 46 milyar YTL bıraktı.
İyi takip ediniz 7 Eylülde veya ona yakın bir tarihte Yeni Cumurbaşkanının kızının düğünü var aradaki farkı görün. Görmekle kalmayın Ahanda buraya yazın yazın ki eşitliği burada savunduğunuza inanayım.
'' Herşeye rağmen şu andaki Cumhurbaşkanımız gibi Sayın Sezer de bizim Cumhurbaşkanımızdı.'' Sayın Bilgili bu tamamen sizin görüşünüz saygı duyarım . Ama Ahmet Necdet Sezer Sayın CUMHURBAŞKANIM Şimdi ki zat ise Sayın CUMHURBAŞKANI olmaktan öteye gidemeyecek. Türk olduğunu söylemeye utanan Cumhuriyetin temeline dinamit koyan AB de ve tüm dış ilişkilerde izi kötü temsil edem kişiye '' M '' sahiplik takısı takamayacağım için özür dilerim . Benden göreceği en derin saygı oda inanmadığı üniter LAİK DEMOKRATİK SOSYAL HUKUK devleti olan Türkiye Cumhuriyeti adına SAYIN CUMHURBAŞKANI dır. ötesi değil. Hak edemeyeceğinide biliyorum. Verdiği ilk resepsiyona ve katılanlara bakın anlarsınız.
Bu arada üyemiz sayın mkocagul e verdiğiniz yanıt ta yanlış , ABD de bayrak kanunu yok tam tersine değişebilir bir bayrak yasası var. Bizde bir kere Türk bayrağının şeklini nereden aldığını bilmeyen bir densiz çıktı ki o da bir AK parti milletvekiliydi yanında br takım milletvekili daha alarak ay ın şeklini beğenmediler ''sözde islamlar'' önce bil sonra konuş değil mi nerede.. Sadece önerge verdiler Sayın CUMHURBAŞKANI destekledi gerçeği öğrenince geri adım attı bu mu beni temsil edecek ? Hadi canım sende ...
Dün SKYTÜRK te bir hatun kişi vardı ismini bilmiyorum söyledi sipiker ama unuttum türbanlı bir hatun Hayrinüsa Hanım dan bahsediyor. Karşısındakide saçlarını sarıya boyatmış açık bir hatun. Söyleşi bana ( Türbanlı için değil ama ) genelde her başını örteni şeriatçı her başı açık hatunu aydın sanma dedirtti. O kadını oraya kim oturttu ise helal olsun. Türbanlı bayan Hayrünisa hanım için diyor ki...
'' Hayrünisa Hanımı Atatürt'ün eşiyle kıyaslıyorlar ( bu Arada Atatürk ün eşinin adını unutuyor besbelli bakışlardan anlaşılıyor. ) Türban dışında bir benzerlikeri bir kesiştikleri nokta daha var. O da bundan ( Türbandan ) dolayı halkın gadrine uğramaları onlar Atatürk ün ihtirasları yüzünden boşandılar bunlar iyi olacak...'' ( Kelimesine kelimesine böyle değilde anımsadığım yerimden zıpladım çünkü. ) Başı kıçı açık hanım da gözlerini de açıp '' aaa Bu incelenmeli benzerlik pes...'' diyor. Ki pes.... pesss pesss
Burada demesi gereken '' Bacım sen kafayı mı yedin salak mısın tipin mi öyle gösteriyor yoksa bizi aptal mı sanıyorsun ? Latife hanım örtülüyken ''Kılık kıyafet kanunu yoktu '' kanun çıkınca ilk başını açan kişidir latife hanım Bu kanun çıkalı 82 sene olmuş Hayrünisa hanımın haberi yok OHA!! Kaldıki Atatürk aslında Türkiye ile evliydi Ama Latife Hanım hem Atatürk ün önüne geçmek istedi hemde gereksiz emirler verdi doğu gezisi sorunlarını anımsatırım '' diyemedi. Halkımızda seyretti o tesettürlü hanıma hak verdi ..
Kaçtene ben seyretti o haberleri ???
Kısacası eski dost düşman olmaz, düşman dost olmaz, ayıdan dost düşmandan (kadından, kafirden siirden danimarkalıdan, eski sevgiliden ) post olmaz.
Türkiye nin en iyi CUMHURBAŞKANLARINDAN BİRİ emekli oldu bir CUMHURBAŞKANI GELDİ. Cumhuriyetin 27. yılında doğdu diye Cumhuriyet savunucusu demek değildir.

simdiye kadar hic bir cumhurbaskanı dokunulmazlık ihtiyacı duymamıs?? 11inci cumhurbaskanının bu ihtiyacı neden acaba? AKP neden bir an once cumhurbaskanına da dokunulmazlık getirmek icin ugrasıyor???

simdiye kadar gelen 10 cumhurbaskanı neden hic akıl edemedi bu dokunulmazlıgı

ne yapmayı düsünüyor yada ne gibi bir endisesi var da karsılıgında dokunulmazlık istiyor sayın cumhurbaskanı???

Sayın mkocagul;
Aslında çok farklı bakış açımız yok diye düşünüyorum. Ben sayın Sezer'le ilgili düşüncelerimi söyledim. Buna katılan ya da katılmayan mutlaka olacaktır ve ben farklı görüşlere saygı duyan biriyim. Esasen, bizim ülkemizdeki enbüyük sıkıntılardan brisi farklı düşünceye saygısızlıktır. Sayın Sezer'in değerlendirmesini bu aşamadan sonra tarihe bırakmak gerek.

Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanlığı dah bir kaç günlük. Bu günden bu adamaı eleştirmenin, peşin hükümlü olmanın insafsızlık olduğunu düşünüyorum.

Kayıp trilyon konusunda sizden farklı düşünüyorum. Bu konudaki davaların seyri hakıkında çok kısa açıklama yapmak istiyorum. Bu konuda iki dav var,
1) Ceza davası; Ceza davasından bildiğim kadarı ile Sayın Erbakan ceza aldı ve cezası kesinleşti. Diğer sanıklardan genel başkan yardımcıları ise berat ettiler. Abdullah Gül ile Abdulkadir Aksu da genel başkan yardımcısı idi. Ancak bu ikisi millet vekili dokunulmazlığı nedeni ile yargılanamadılar. Ama kendileri ile aynı konumda olan diğer genel başkan yardımcıları berat ettikleri için sayın Gül için de emsal teşkil edecek bir karar var. Kaldı ki, sayın Gül o dönemde dış ilişkilerden sorumlu idi. Parasal konulardan değil. Her ne kadar yargılanmamış ise de kuvvetli bir emsal karar vardır.

2) Hukuk Davası; kayıp trilyon için Hazine alacak davası açtı, bu dava sonucunda sayın Erbakan ve Mali işlerden sorumlu Genel Başkan Yardımcısı R. Ulucak aleyhine karar verildi. Sayın Gül ve diğerleri yönünden Hazine davayı kaybetti. (Hukuk davalarında dokunulmazlık geçerli değildir).

Kayıp trilyonla ilgili davaların sonucu (unuttuğum yönleri yoksa) izah ettiğim gibidir. Şimdi bu durum karşısında sizin kayıp trilyon konusunda Sayın Gül'e yüklenmeniz ddoğru mudur?
(Nok; Sayın mkocagul; sakın beni AKP'li falan zannetmeyin. Sizinle yeni tartıştığımız için beni AKP'li zannedebilirsiniz. Ben siyasal düşüncemi bir çok defa açıkladım. Liberal demokratım. Bazı arkadaşların deyimi ile "entel dantel liboş". Ama ben böyle düzeysiz bir üslupla hitap etmemye çalışırım. Herkesin üslubu kendisinin aynasıdır. selam).

Sayın Toklu;
SayınGül'le ilgili değindiğiniz dokunulmazlık konusu şayet "kayıp trilyon" konusunda ise, bunu bir önceki cevabımda açıkladım. Açıklamalarımda eksik ya da aynlış varsa, düzeltin ya da tamamlayın.

Dokunulmazlığa gelince.. Milletvekillerinin dokunulmazlığı daraltılmalı, Cumhurbaşkanı'na da dokunulmazlık getirilmelidir.

Alıntı:

---

Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Toklu;
SayınGül'le ilgili değindiğiniz dokunulmazlık konusu şayet "kayıp trilyon" konusunda ise, bunu bir önceki cevabımda açıkladım. Açıklamalarımda eksik ya da aynlış varsa, düzeltin ya da tamamlayın.

Dokunulmazlığa gelince.. Milletvekillerinin dokunulmazlığı daraltılmalı, Cumhurbaşkanı'na da dokunulmazlık getirilmelidir.

---

dokunulmazlık nedir???? kapsamı nedir?? ve neden ihtiyac duyulur???

Sayın T. Evren;
Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olarak hiç yurt dışına çıkmadığı doğrudur. Böyle bir davranış doğru mudur yanlış mıdır ayrı bir tartışma konusu. O zaman için ve Atatürk için belki öyle davranmak gerekiyordu. Ama siz bugün de bir Cumhurbaşkanının hiç yurt dışına gitmemesi gerektiğini savunuyorsanız, hiç tartışmaya dahi gerek yok. Böyle bir düşüncenin bu çağda geçerli olacağını düşünemiyorum. Dünyaya kapanmış ülkeler dahi bunu yapmaz diye düşünüyorum.

Amerikalıların bayrakla ilgili davranışları ve bizdeki durum konusunda ben kanundan zaten hiç bahsetmedim. Benim demek istediğim, kanun meselesi değil, bizim saygı anlayışımızın onlarınkinden farklı oluşu noktasındaydı.

Sayın Abbas Blgili
Değerli açıklalarınız için teşekkürler. Sayın Apdullah Gül ün pek çok uygulaması, görüşü, ve yaptıkları bu güne adar eleştirildi. Bu eleştirilerin pek çogunun arkasında çok ciddi endişeler vardı. Detaylarına girmeye bence gerek yok. Hepimiz bunları iyi biliyoruz. Sayın Gül e yapılan eleştirilerin kaynak noktasıda dünüdür. Benim yada benim gibi düşünne insanların endişesi dünden gelen kendisinin yaptığı işleredir. Elbette şu an bu görevde çok yenidir. Henüz uygulama görmek gereklidir. Ama sizden örnek vereyim. Bu güne kadar ne iseniz böyle bir makama oturunca herşeyiniz birden değişirmi.? Bu kadar önemli bir makama bu kadar eleştirilen biri seçilmemeliydi diyorum. Bu makamı bu tartışmalardan uzak tutmak, kişisel ihtiraslardan daha önemli değilmidir? Türkiye Cumhuriyetinden sayın Gül den daha başka uygun aday yokmuydu? Sayın Gül ün bu makama seçilmesi halinde bu eleştiri ve tepkilerin olacağını herkes bilmiyormuydu? Şimdi tartışılınca neden bu demokratik hak çok görülüyor? Bu makamın tartışılmamasını istiyorsanız (seçenleri kastediyorum) adayınızı özenle seçmeniz gerekir. Beğenin yada beğenmeyin Sayın Ahmet Necdet Sezer'in seçiminde bu eleştiriler oldumu? Yanıtınız olmadı ise nedenini sorgulamamız gerekir. Ben AKP li değilim demişsiniz. İnanın hiç fark etmezki. Olabilirsiniz, bence hiçbir önemi yok ve sadece sizi ilgilendirir. Bende asla CHP li değilim. Evet Atatürk ün kurucusu olduğu bu partiyi severdim ama bu CHP nin o parti ile ilgisi yok. Nedense bu konular hep bu çerçeveye geliyor. Savunuyorsanız AKP lisiniz. Karşı iseniz CHP lisiniz. Ben Türkiye cumhuriyeti vatandaşıyım ve Yeni Cumhurbaşkanı nı kabullenemedim. Ön yargım yok. Kendisinin dünden gelen çizgisi beni rahatsız ediyor. Hepsi bu.
Ben şahsen vatandaş Murat olarak kendime dokunulmazlık istemem. Hangi makamda olursam olayım istemem. Çünkü verilemeyecek hesabı olanlar hiçbir makamı hak etmez. Dokunulmazlık ne için gerekir? Ben siz, sizler yıllardır böyle bir koruma olmadan yaşıyoruz. Bir tek gün sahsen ihtiyaç duydunuzmu? TBMM kürsüsünden söylenen herşey için kürsü dokunulmazlığı dışında tüm dokunulmazlıklara karşıyım. Sayın Cumhurbaşkanının halkından başka koruması olamaz. Onun zırhı halkıdır. Sayın Gül ün kayıp trilyon davası hakkında ise, ben ön yargılı olarak zaten ceza almazdı gibi bir yaklaşımı red ederim. O zaman gider mahkeme huzurunda hesabınızı veririsiniz. Alnınız ak , kahraman gibi çıkarsınız. Korkacak şeyiniz yok ise neden mahkemeden huzursuz olasınız ki? Sayın Erbakan tek başına kimse görmeden ve duymadan paraları nasıl iç edebilir. Bir şirket düşünün, bu şirketin bir kademesinde üst düzey yönetici olun. İllaki mali işler müdürü olmanız gerekmez, mutlaka birşeyleri hissedersiniz. Bu şirkette bir dolap dönüyör dersiniz. Aksi hayatın olağan akışına aykırı değilmidir. Ben ceza alırdı gibi saçma ve dayanaksız bir iddianın arkasında değilim. Sadece zaten ceza almazdı yorumuna cevabımdır.
Saygı ve sevgilerimle.

Sayın Bilgili ;
Öncelikle iki konuda anlaşalımda kargaşa çıkmasın.
1. Ben hiçbir zaman size ''entel dantel liboş '' demedim aklımın köşesinden de geçmedi.
2. Bahsettiğimiz seçim ve makam CUMHURBAŞKANLIĞI değil mi? Mahalle değnekçisi veya top toplayıcı değil ...

Demişsiniz ki ''Sayın Gül'ün Cumhurbaşkanlığı dah bir kaç günlük. Bu günden bu adamaı eleştirmenin, peşin hükümlü olmanın insafsızlık olduğunu düşünüyorum.'' Yani şimdi Gül nereden çıktıda beklememiz gerekiyor ? İnsan yanına sekreter alırken bile bakıyor bazı standartlara eskiden daktilo steno bilgisine bakılırdı şimdi PC bilgisi bildiği programlar bacak boyu ve dekoltesi öncelikli oluyor.. Ama gene bakılıyor. Cumhurbaşkanında Allah a emanet bakalım ne olacak mı diyeceğiz. Bu bana fıkrayı anımsattı hani adamın karısını başka birisi bir şey yaparken koca hala ' du bakali ne olacek ?' diyor ya onun gibi. Adamın seceresi yaptıkları yapmadıkları söylemleri ortada. Sihirli bir değnek mi değecekte değişecek küt diye. Olacak şu yaklaşık 4-5 ay müthiş bir takiye yapılacak. Sonrası Allah Kerim olacak.
Cumhurbaşkanının Cumhuriyetle ilgisi sadece kendi doğum günününde aynı gün olmasıdır. Onun dışındaki tüm gelişimi Cumhuriyet ve ilkelerine karşıdır. Tüm söylemlerinde bunu çekinmeden söylemiş Cumhurbaşkanı olması ortaya çıkınca değişivermiştir. İnanan varsa inanabilir tabiiki. İnsan olarak iyibirisidir belki ama asla Cumhurbaşkanı olmaya yeterli değildir bence. Çünküinanmadığı bir değerin en üstü olur mu insan ?
1968 den beri Milli görüşçü olan hep o oluşumda yer alan bu uğurda tutuklanan hapisten kaçırmak için Cidde ye gönderilen girdiği siyasi partiler '' İrticanın odağı'' olmaktan kapanan son partisininde sırf dini kullandığı belli olan birisinden bahsediyoruz. Sosyal devlet yapısı açısından o zamanda hoş karşılanmayacak bir şekilde 15 yaşında bir kız çocuğuyla evlenen, Türban taktıran devlet görevlisi olarak kanunları bildiği halde Türbanla eşine okulda gösteri yaptıran ( Noter ve tvlerle gitmişti) eşine Türkiyeyi şikayet ettiren, davayı tam kaybederken halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyerek Ülke için geri aldık diyen, müteakip davaya savunma bile gönderemeyen, Laikik tanımında nedense '' Din ve devlet işlerininayrılmasını '' ilk resmi Cumhurbaşkanı konuşmasında unutan, dört sene perukla gittiği üniversiteden mezun olan kızını türbanla törene yollayarak gereksiz işler yapan birisinden bahsediyoruz.
Bende bunca sene sonra o kayıp trilyon davasından bir şey çıkacağını zannetmiyorum. Zaten geciken adalette adalet değildir o da ayrı bir şey. Bu arada aklıma sayenizde birşey geldi. O zaman Gül ün Dış ilişkilerei yürüttüğünü söylemişsiniz doğrudur. Dahası da var. Meclisin türban misyoneri Merve Kavakçı Abdullah Gül ün Refah partisinin CIA ilişkilerini yürütmesinde yardımcısıydı. Yani Refah partisinin dış ilişkilerden sorumlusu diye gösterilen Gül ve yardımcısı Merve kavakçı aslında Refah partisinin CIA ile ilişkisini yürütmektedir. Ne ilginçtir Türkiye milletvekili seçilip kıyamet kopana kadar Merve kavakçının ABD vatandaşı olduğunuda bulamamıştır... Bu kişiden bahsediyoruz değil mi?
Farkındaysanız Gül ün dillere sakız olan İrticayı öven Cumhuriyeti ve Laikliği yeren sözlerine hiç dokunmadım. Dokunmaya gerekte yok.
Peki sayın bilgili Sayın Cumhurbaşkanı nın ilk resepsiyonu size bir izlenim verdi mi? Hani halkın tamamını kucaklayacak Cumhurbaşkanının. Ilıcak Koru ve iki gazeteci ve sadece AKP liler. bayağı bir kucaklamış...

Sayın Bilgili Bu demokrasi tarifi için ne diyorsunuz ???

Yönetim gücünü ellerine tamamen geçirdiklerinde bana “demokratik hak” tanımayacak olanların “yem” iyse demokrasi...
Asılsız dedikodularla asırlık değerleri yıpratmaksa...
Demokrasi iftiraysa, hakaretse, belden aşağı vurmaksa...
Irkçılıksa, yobazlıksa...
‘Beyaz saray’ların kara odalarında yapılan hain hesaplarsa demokrasi... Demokrasi; kaleyi içten fethedip, son darbeyi indirmenin aracıysa...
Sahte barış...
Yalancı hoşgörü...
Art niyetli uzlaşma...
Tilki kurnazlığıysa...
Benim yaşama özgürlüğümü laf cambazlığıyla elimden almanızsa demokrasi...
Yüzbinlerce Mehmet’in kanıyla kurulan bu vatanı, parmak hesabıyla yok etmekse...
Bölmekse, parçalamaksa demokrasi...
Ben demokrat değilim, sizsiniz “demokrat!”
Yazın üç sütun üstüne kapkara haykıran puntolarla :
Benim gibi düşünenler demokrasi düşmanlığına devam ediyor hâlâ.

Peki birde şunu düşünelim
Eğer Ahmet Necdet Sezer hala Cumhurbaşkanı olsaydı yada başka bir değer, İktidarda AKP değilde CHP veya MHP olsaydı. Hatat dagha ileri gidelip DP olsaydı. DPT denen örgütün başkan bozuntusu Ahmet Türk denen zat TSK yı bölücülükle suçlayabilir miydi ? Resepsiyona çağrılmamasını böyle eleştirebilir miydi? Kimyasal silah kullandı diyebilir miydi ?
Emin olun diyemezdi gökkubbe şuanda kafalarına yıkılırdı. Ne oldu Müthiş demokratik Cumhurbaşkanı herkesi kucaklama görevini yerine getrdi Meclis başkanı ile Başbakanda ona uydu... Devletin tepesi aynı lafı etti '' davet sahibi biz değiliz. Yorum yapmak doğru olmaz...'' Vay vay vay...

Bu arada son bir olay anlatacağım strateji ve taktik olarak sonra bırakacağım bu konuyu ( sanırım )

Alıntı:

---

Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı

Sayın T. Evren;
Atatürk'ün Cumhurbaşkanı olarak hiç yurt dışına çıkmadığı doğrudur. Böyle bir davranış doğru mudur yanlış mıdır ayrı bir tartışma konusu.

---

Herseyi tartısalım da bu kalsın!!!!!!!

Sayın mkocagül,
Yazının altına açıkça imzanızı atmışsınız ancak, yazıyı kusura bakmazsanız biraz farklı bir yönden sorgulamak istiyorum.

Sayın Bekir Coşkun’un yazısındaki EDEBİ METİNLER geçildiğinde SOMUT OLARAK DEĞİNİLEN birkaç nokta kalıyor,

1. kırmızı ışıkta beklemesi,
2. 2-B yasasını veto etmesi,
3. Telleri tamir edilmiş şemsiyesi tabiriyle zengin olmadığına vurgu yapılması,
4. Arkasında yolsuzluk dosyaları onu kovalamadıysa,
5. İkinci cumhuriyetçilerin, tarikat ve mollaların, yobazların gidişine sevinmesi,

Evet bütün yazı bundan ibaret; peki bunlar ne kadar doğru değerlendirmeler ?
1. Cumhurbaşkanı, Başbakan gibi insanların kırmızı ışıkta beklemeleri TEHLİKE ARZETMEKTEDİR. Güvenlikleri açısından bu durum doğru görülmemektedir. Trafik polisleri bu nedenle acilen gerekli tedbirleri alarak kendilerine yol vermek isterler,
2. 2-B yasasının VETOSU ile ORMANLARIN KURTULDUĞUNU düşünenler yanılıyor. Bu yasanın içeriğini bilmeden konuşmak doğru değil. 20 yıl önce orman vasfını yitirmiş yerlerin orman kadastrosundan çıkarılarak satılmasında ne sakınca vardır. İstanbul’ da SULTANBEYLİ gibi bir çok ilçe orman alanı görünmektedir. Bu nedenle birçok insan TAPUSUNU ALAMAMAKTADIR. Bu yasa çıktığı zaman ORMANLAR TALAN EDİLECEK ve talan edene tapusunu verecekler mi zannediyorsunuz, hayret doğrusu, İŞİN İÇYÜZÜNDE TABİKİ SİYASET VAR, Oysa Anayasa gereği TARAFSIZ OLMASI GEREKEN bir Cumhurbaşkanı sırf İKTİDARIN ELİNE MİLYAR DOLARLARIN GEÇMESİNİ İSTEMEDİĞİ İÇİN MUHALEFET İLE BİRLİKTE HAREKET ETMİŞ ve değişikliği VETO ETMİŞTİR. Herkes elini vicdanına koysun,
3. Sayın Sezer’in şemsiyesinin tellerinin kırık olması, yani ZENGİN OLMAMASI bir üstünlük müdür. Niye böyle ZENGİN DÜŞMANI bir anlayışı yaygınlaştırmaya çalışıyoruz bilemiyorum. Oysa herkesin zengin olmak istemesi kadar doğal bir şey olamaz. Yahut zenginler hep yolsuzluk yapan insanlar mıdır. Bu anlayışlarla nereye varabiliriz. ÜSTELİK SAYIN SEZER ZANNETTİĞİNİZ KADAR FAKİR BİR İNSAN DA DEĞİLDİR. YENİ TAŞINDIĞI VİLLA HİÇDE FAKİRHANE DEĞİLDİR. Allah daha da zengin etsin kimsenin malında gözümüz yok.
4. Cumhurbaşkanı KANUNEN YAPTIĞI İŞLERDEN SORUMSUZDUR. Örtülü ödeneği istediği gibi kullanabilir. Kimse ona hesap soramaz. Bu koşullarda nasıl bir yolsuzluk olabilir ki, yahut bugün kadar gelen cumhurbaşkanları hep yolsuzluk yaptı da bir sayın Sezer mi bu yönüyle dürüsttür. ?
5. Sezer’in gidişine sevinen herkes YOBAZ MIDIR, hizmet anlayışını yetersiz gören insanlar vatanhaini muamelesi mi görmelidir. BÖLÜCÜLÜK DEDİKLERİ DAHA NASIL OLUR LÜTFEN BİRİ ANLATSIN…


BEKİR COŞKUN KABUL EDER ETMEZ FARKETMEZ, ANCAK
SEZER BENİM DE CUMHURBAŞKANIM DI

Saygılarımla,

Alıntı:

---

Av.Fahri Sürücü rumuzlu üyeden alıntı

2-B yasasının VETOSU ile ORMANLARIN KURTULDUĞUNU düşünenler yanılıyor. Bu yasanın içeriğini bilmeden konuşmak doğru değil. 20 yıl önce orman vasfını yitirmiş yerlerin orman kadastrosundan çıkarılarak satılmasında ne sakınca vardır. İstanbul’ da SULTANBEYLİ gibi bir çok ilçe orman alanı görünmektedir. Bu nedenle birçok insan TAPUSUNU ALAMAMAKTADIR. Bu yasa çıktığı zaman ORMANLAR TALAN EDİLECEK ve talan edene tapusunu verecekler mi zannediyorsunuz, hayret doğrusu, İŞİN İÇYÜZÜNDE TABİKİ SİYASET VAR, Oysa Anayasa gereği TARAFSIZ OLMASI GEREKEN bir Cumhurbaşkanı sırf İKTİDARIN ELİNE MİLYAR DOLARLARIN GEÇMESİNİ İSTEMEDİĞİ İÇİN MUHALEFET İLE BİRLİKTE HAREKET ETMİŞ ve değişikliği VETO ETMİŞTİR. Herkes elini vicdanına koysun

---

Sn. Sürücü,

2-B ile yazdıklarınızdan Sn. Sezer'in tamamen keyfi ve başına buyruk bir uygulama ile sırf iktidara muhalefet etmek için iktidarı milyar dolardan ettiği anlamı çıkıyor. Şimdi , örneklediğiniz Sultanbeyli başta olmak üzere,

Geçmişte orman alanı olan yerler nasıl olmuştur da orman vasfını yitirmiştir?
Bu yerler, tapusuz işgal edilmiş, üzerlerine kaçak, altyapısız binalar dikilmiş midir?
Buna başta belediyeler olmak üzere resmi makamlar göz yummuş mudur?
İşgalci, talancı hak sahibi yapılmaya çalışılırsa, Kanun'a saygılı vatandaş kendini nasıl hisseder sorularına yanıt vermek gerekir.

Bir hukukçu olarak , 2-B olarak anılan Orman Kanunu'nda değişiklik yapılmasına dair Kanun'un 1 ve 13. maddelerinin Sn. Sezer'in ve CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne yürütmenin durdurulması ve iptal davası açmaları, Anayasa Mahkemesi'nin de Kanun'un ilgili maddelerinin yürütmesini durdurması ve maddeleri iptal etmesi sürecini gayet iyi bildiğinizi sanıyorum. Anayasa Mahkemesi'nin iptal gerekçesini burada bizlerle paylaşırsanız memnun oluruz. Ben fikir vermesi açısından iptal kararı üzerine o dönemde Anayasa Mahkemesi Başkanı olan Sn. Bumin'in basın açıklamasını buraya alayım:

"İptal gerekçesi Resmi Gazete'de yayımlanıncaya kadar yürürlüğü de durdurduk" İptal edilen düzenleme, orman sınırları içinde veya bitişiğinde tapulu, orman sınırları dışında ise her türlü tasarruf belgeleri ile özel mülkiyette bulunan ve muhitin hususiyetlerine göre yetişmiş veya yetiştirilecek olan kızılağaçlıkları ile her nevi meyveli ağaç ve ağaçcıkların orman sayılamayacağını öngörüyordu."

Yani neymiş, iktidarın çıkartmaya çalıştığı yasa, hukuka aykırı unsurlar taşıyormuş. Ayrıca 2-B'nin gündeme gelmesinden sonra çıkan/çıkarılan orman yangınlarını bir de bu gözle değerlendirmekte yarar var.

Yasayı hiçe sayan bir iktidarı yasal sınırlar içerisine çekmeye ve uyarı görevini veto hakkını kullanarak yerine getirmeye çalışan bir Cumhurbaşkanı'nı eleştirirken, hukukun üstünlüğüne inanıyorsak, dediğiniz gibi elimizi vicdanımıza koymamız gerekir.

Selamlar,

Sayın Fahri Bey
Yazınızın bir bölümüne Harun bey yanıt vermiş. Bir Hukukçu olarak 2 - B hakkındaki hukuki görüşünüzü siz de yazarsanız bizlerde aydınlanmış oluruz. Hoş Anayasa mahkemesi gibi bir Hukukçunun saygı duyması gereken bir makam gereğini söylemiş ama ben okumaktan zevk alırım.
"Anayasa gereği TARAFSIZ OLMASI GEREKEN bir Cumhurbaşkanı sırf İKTİDARIN ELİNE MİLYAR DOLARLARIN GEÇMESİNİ İSTEMEDİĞİ İÇİN MUHALEFET İLE BİRLİKTE HAREKET ETMİŞ ve değişikliği VETO ETMİŞTİR. "
Bu hükmünüz sayın Harun Gür ün gerekçe açıklamasından sonra ne kadar ön yargılı ve desteksiz kalıyor farkındamısınız? Neye dayanarak? Hukuk gerekçe ister. Gerekçelerinizi yazarmısınız?
Ben şahsen Sayın Gül ü destekleyen ve savunan hiçbir kimseyi YOBAZ olarak görmediğim gibi bunu ifade edecek tek satır yazmadım. Sayın Gül e saygı duymamı isteyenlerin neden Sayın Sezer e aynı saygıyı göstermediğini sordum.
Haklısınız Cumhurbaşkanı örtülü ödeneği istediği kullanabilir kimse ona hesap soramaz. Ama hiç kimse Sayın Gül ün daha haftası olmadan böyle bir imada mı bulundu? Ama Sayın Sezer sizin istediği gibi harcıyabilir dediğiniz bütçesini bile harcamamış. Size göre ayıp etmiş herhalde? Kırık şemsiyenin onu tasarrufa önem vermesini vurgulayan şirin bir betimleme olduğunu sanırım anlamak istememişsiniz.
Galatasaray ın UEFA kupası final maçına gittiğimizde, stadyuma araç almıyorlardı , tüm seyirciler gibi uzun bir yoldan stada yayan giderken yanımda ilk defa bir başbakanı yürüken gördüm ben. Kimse bizleri ittirip kaktırmıyordu hemde. Sizin gibi benim gibi her vatandaş gibi öylece yürüyordu.Tabi haklısınız onlarda güvenlik dediğiniz şey başka şekilde algılanıyor.Vatandaşın değeride bir başka. Kimse kendini halktan kopmuş, sırça saraylarda görmüyor. Bizde güvenlik dediğiniz şey vatandaşa işkence ile eş anlamlıdır. Cumhurbaşkanının kırmızı ışıkta durması da bana göre çok basit bir kurallara saygı size göre güvenli zaafıdır.
Konu güzel bir veda yazısından nerelere geldi. Eğer daha çok siyasete girecek ve yapılan ve yapılmayanları tartışacak isek ekonomiden başlayalım. Telekom dan başlayıp PO ya, Petkim e kadar pekçok dev bu dönemde satılarak kaynak olarak ekonomiye aktarıldı. Sizin 2-B den gelecek dediğiniz paralar geldi yani. Sahi bu satışlardan gelen paralar ne oldu sizce? Bir tane bile bu devlere benzer bir yatırım sayabilirmisiniz? Ekonomimiz mi düzlüğemi çıktı sizce? Hayır şu an tam bir benzetme ile o kredi kartından çekip diğer kredi kartını kapatan vatandaş gibiyiz. Batıyoruz yani. Birileri ekonomi ile nasıl oynuyor, nasıl paralar kazanıyor görmüyormusunuz? Çok değil en geç iki yıl içinde bu çarkın dönmediğini herkes görecek, pembe rüyadan hepimiz uyanacağız. Erbakan ın yıllar önce dediği gibi: " Otobüs devriliyoooor " Ben ticaret yaparak yani üreterek para kazanamıyorum artık Fahri bey. Kazanabilen varmı? Buradan kazanacağım paranın mislini hiçbir emek harcamadan sezilerim ve tecrübelerimle, sermayemi kullanarak bilgisayar başından kazanabiliyorum. Doların aşağı inip yukarı çıkışında birilerinin ne kadarlık bir servet kazandığını bilmiyor olamazsınız.Yada tahmin bile edemezsiniz. Bir dostum 100000 USD faizsiz kobi kredisini aldı (Bilen bilir alması kolay ve faizsizdir.) dolar 1.380 iken bozdu. Kullandı. dolar 1.238 iken yerine koydu ve bu parayı ödeme gününe kadar vadeli olarak faize yatırdı.Faizinide üzerine koyarak bir hesaplayın kaç para kazanmış? Üstelik kendi parası bile değil.Bu işleri milyon dolar olarak yapan sermaye grupları var. Borsada keriz silkeleme dedikleri işlemin ne olduğunu ben öğrendim. Biz, yani hükümet , yani ekonomik kurmaylarımız kontrol etmiyor bu işleri. Yabancı gruplar kontrol ediyor. İsterler ise neler yaparlar bir araştırın. Hal böyle iken Sezer sayesinde 2-B ile bari ormanlarımız bize kaldı.
Kimse Sayın Sezer i sevmek zorunda değil, bende sayın Gül ü sevmek zorunda değilim. Ben sizin fikrinize saygı gösteriyor isem sizde benim yada benim gibilerin fikrine saygı göstermek zorundasınız.
Ben Sayın Gül ün dünden gelen çizgisi nedeni ile endişeliyim. Hepsi bu.
Sayın Gül sizin Cumhurbaşkanınız olabilir. Benim için sadece Türkiye Cumhuriyeti Devletinin CUMHURBAŞKANI.
Bu benzetme partinizin başkanı başbakan olduğunda da yapılır. Aynı partiden iseniz o sizin başbakanınız olur. Başkasına göre ise HÜKÜMETİN BAŞI.
Sayın Demirel yıllar önce Cumhurbaşkanı sözünü bile özenle söylemekten kaçınırdı. Ne oldu sayın Demirel vatan haini yada bölücü mü oldu?
Elinizi vicdanınıza koyun siz söyleyin.
Saygılarımla.

http://www.youtube.com/watch?v=Yw1tB...elated&search=

Sayın Sezer'in Cumhurbaşkanlığı ile ilgili Hürriyet yazarı ve diplomat sayın İlter Türkmen'in yazısına aşağıdaki linkten ulaşmak mümkün. İlginç bir değerlendirme.

http://hurarsiv.hurriyet.com.tr/gost...rih=2007-09-01

son dönemde türkiyenin bulduğu en önemli devlet adamlarından biriydi. AHMET NECDET SEZER . bende kendisine güle güle demek isterdim. ancak böylesine birikim sahibi birinin atıl kalması bu ülke için büyük kayıp olur mutlaka bir şeyler yapmalı. onun birikimlerinden fayalanmalıyız

Bütün yorumları okudum.Yorumlar üzerine yorum yapmayacağım. Uzun bir süre siyaset konuşmama kararı aldım. Sadece yazılanları takip etmekle yetineceğim.:(