Printable View
Sayın hukukçular....
Malum olan konu hakkında bana boşandığım eşimce iletilen bir soruyu size ileteceğim...
Boşandığım eşim yaz dönemi nedeni ile ailesini ziyaret amacı ile başka şehirde olsa idi ve pazar günü icra müdürünün kapıyı çalmasına cevap veremese idi ne olacaktı...
Şu malum olan çilingir olayınımı yaşayacaktı...(İİK da tarifi yapılan eylem)
Saygılarımla
Sayın AKIN, Sevgili Doktor'umuz...
Yapmayın, bu kadar her şeyi kafaya takmayın... Siz daha iyi bilirsiniz ama bu gidiş iyi gidiş değil...
Ben şimdi bu sorunun cevabını nasıl vereyim;
Pazar günü eski eşiniz evde yokken kapısını çilingir marifetiyle açarlar mı desem, açmazlar mı?
Açarlarsa, evdeki telefon, su, elektrik faturalarına bakıp, bu evde sizin olmadığınızı anladıktan sonra kapıyı eski hale getirip giderler mi? Yoksa faturalara hiç mi bakmazlar? Kapıcıdan sorarlar mı acaba sizin orada olup olmadığınızı? Yoksa hiç sormadan ne varsa alıp götürürler mi?
Faturaların birisinde sizin adınız var mı acaba?
Ya da, kapı açılmadığı için Pazar günü çilingir de bulamazlarsa çekip giderler mi? Yoksa, çilingiri hazır mı ederler?
Sevgili AKIN;
Hukuk, maalesef her olaya hazır "aspirin" şeklinde çözümler üretemiyor. Hukuk matematiksel bir şey değil çünkü... İki kere iki dört etmiyor.
Derdinizi anlayabiliyorum ama size, "merak etmeyin, bir Pazar günü, eski eşiniz evde yokken, icra memurunun çilingir marifetiyle evine girmesi hukuken mümkün değildir" diyemiyorum... Diyebilen varsa, ellerinden öperim...
Ama sakın ola bunu hukukun aczi zannetmeyiniz.
Gerçekten yardımcı olmak isterdim, bir meslekdaşımın profesyonel yardımına müracaat edin diyeceğim ama anladığım kadarıyla zaten arkadaşlarınız varmış... Onlara danışın... Onların görüşlerine göre hareket edin...
Sağlıcakla kalın...
Onur Bey.....
Bu saatte uzun cevabınız için teşekkür ederim..
kafaya takmaya gelince....
ben boşanmış olabilirim ama ilgili bayan iki kız çocuğumun annesi...Ona olan kızlarıma olacak düşüncesi bende doğal olarak var.....
Halihazırda oturdukları ev kızlarımın okullarına ve annelerinin işyerine yürüme mesafesinde...mevcut evden başka eve çıkmak bu anlamda sıkıntı...
Ayrıca ayrıldığım eş sen kaynaklı bir nedenle neden radikal karar alıp evden çıkayım der....işte olay bu Onur Bey...
Her ay 2500 ytl ödememe ve benim oturduğum ayrı bir evim olmama rağmen bunu yaşıyorum...
sizden anladığım çocuklarımın annesi evde olmadığında evi girip aranabilir...ne acı bişey bir kadın için malesef....
ilginize teşekkürler...
Saygılarımla
Rica ederim, bu akşam sitenin nöbetçi avukatı benim...
Kemal bey aslında ben size yanıtı dolaylı olarak verdim. Değerli avukat üyemize katılmakla birlikte ben size şunu diyebilirimki eşiniz pazar günü evde yokken ve siz gerçekten icra dosyasına mahkeme ilamını yeni adresinizi iş adresinizi muhtarlıktan kaydınızı aldırma belgenizi koydu iseniz çilingir filan çağrılmadan geri giderler. Asıl amaç İCRA DEĞİL SİZİN ALDATMALI BOŞANMA YAPIP YAPMADIĞINIZIN TESPİTİ dolayısı ile eşiniz bile evde yokken sizin evde olmanız mümkün değildir. Sakın bunu yanlış yere icraya gitmekte yaşanan sıkıntılarla karıştırmayın. O belgeler oradayken siz evde yakalanmadığınız sürece ( kanuni velayet için çocukları alma görme hariç o evde kaldığınızı belli eden bir şekilde ) bir çöp alamazlar almazlar... Yazılı olmayan kurallar var... Bu da onlardan biri bence tabiiki ...
Size başımdan geçen (işgüzarlık edip karıştığım demek daha doğru) bir olayı anlatmak istiyorum bende.
Tanıdığım bir kadının maaşında haciz vardı. Yani maaşının %25 borçunun ödenmesi için haczedilmişti. Kadın boşanmış ve bir çocuklu. Maaşını ve çocuğunun babası tarafından yatırılan nafakayı çekemediğini hepsine birden banka tarafından el konulduğunu ağlayarak anlattığında beynimden vurulmuşa döndüm. Ay başında elime bir kuruş bile geçmediğini düşündüm bir an. Ödemeler kira vb. Nasıl sinirim bozuldu anlatmam. Kendi başıma gelmişçesine olaya el attım. Bir yandan esip savuruyorum haksızlık mahkemeye vermeli tazmin etsinler falan. Hani nerdeyse durduk yerde olayla sadece empati yapmam nedeniyle sinirimi bozdukları için bile tazminat davası açacağım. Öyle kızdım.
Neyse ilgili bankanın sorumluları ilgili icra dairesinden gelen yazı üzerine böyle bir işlem yaptıklarını belirttiler. Ancak ilgili daireden gelecek yazı üzerine bu blokenin kalkacağını söylediler.Yok efendim nafakanın nafaka olduğunu belirten bir ifade yokmuş zaten. Yok bu hesap zamanında maaş hesabı olarak açılmamış. Kurumdan maaş ödemesi olduğunu ispatsak vs. ikna olmadılar. Kızgınlığım dakika dakika artıyordu. Neyse olaya şahinler gibi atılmıştım geri çekilemezdim. (avukatçılık oyununu sevmişte olabilirim:o )
İlgili icra dairesi falan derken kendimi alacaklının avukatıyla konuşurken buldum telefonda. Daha önce alacaklı arkadaşla konuşmuş olacak ki alacaklının nesi olduğumu sordu. Avukat bana standart bir işlem yaptığını, şu an yapılmakta olan kesintinin kendileriyle değil bir başka borçla ilgili olduğunu vs anlattı. Ben ısrarla olayın akla mantığa hukuka aykırı olduğunu,özellikle annesinin borcu nedeniyle çocuğun nafakasına elkonulmasının yanlışlığını anlatıyorum. (Sanki o bilmiyor) Dinledi, dinledi. Kendisinin bir kusuru olmadığını falan açıkladı. Tabii ben dinlemiyorum bile. Ondan ısrarla bu işe çözüm bulmasını istiyorum. İnsani duygulara hitap etme çabasıyla bu kadın ve bu çocuk böyle perişanken nasıl rahat uyuyacaksınız diyebilecek kadar kendimden geçmişim bir ara. O an sayın avukat bir şey söyledi ve olayın diğer yüzünü gördüm. "Benim görevim bana müvekkilimin hakkını sonuna kadar savunmak ve onun çıkarını gözetmektir. Bu amaçla yapılabilecek herhangi bir girişimi herhangi bir nedenle yerine getirmezsem o zaman ben suçlu olurum ve gece rahat uyuyamam" dedi. Sonra bu borcun kaynağını bilip bilmediğimi sordu. Meğer bu arkadaş aynı işyerinde çalışan birini kefil gösterek kredi çekmiş. Borcunu ödemeyincede olan kefile olmuş. Kefilde icra yoluyla bu parayı almaya çalışıyormuş. Oda düşük ücretli bir memurmuş. Ve dört çocuğu varmış. Avukat bey nezaketinden olsa gerek açıkça belirtmedi ama ben "bana hesap soracağınıza arkadaşınıza o adamın çocukları mağdurken nasıl uyumuş onu sorun önce... " demek istediğini net bir şekilde anladım.
Hiç banka soymamış olmanıza, böyle bir şeyi tasvip etmemenize rahmen filim izlerken kendinizi hırsız yakalanacak diye endişelenirken bulursunuz ya. Öyle bir durum.
Sanırım haciz olayındaki durum genel olarak bu. Sonuçta haciz çok sevimsiz bir olgu. Ancak durduk yerde değil bir başka sevimsiz durumun sonucunda gerçekleşiyor.
Öykünün devamını merak edenler için.
Toplandık karar verdik. Sonuçta bu insanı nekadar hatalı olursa olsun öylece bırakamazdık. Çocuğuna kıyamazdık. Maaştaki bloke kalkana kadar ona yardım edebilirdik (borç versek alamayacağımıza göre) Ya da blokenin kaldırılmasını sağlayabilirdik. Böylece hem ona yardım etmiş hemde zavallı kefile yardım etmiş olacaktık. İkinci yolu seçtik tabiki... Öyle aman aman bir şey değildi zaten. Bana katlanmak zorunda kalan Sayın Avukatta hem borcu bir miktar düşürdü (emin değilim ama kendi alması gereken ücretten feragat etti sanırım ) hemde blokenin yıldırım hızıyla kalkmasını sağladı. Bölük börcük birşeyler yatıyor hesabıma. Yatan paraya değil, tutum değişikliğine seviniyorum.
Çilingir eyleminin yapılış şekli nasıl oluyor...lütfen anlatırmısınız....
Yani kimin eşliğinde....kapıcı yönetici muhtara vb soruluyomu...kayıtlara bakılıyomu....yoksa çal kapıyı ses yok açtır kilidi içeri gir şeklindemi...
Saygılarımla
Çilingir şu şekilde oluyor Adrese gidiliyor adresin boş olduğu çevreden sorulup öğreniliyor. Eğer sorulacak bir komşu vs. yoksa adres kapalı ise ve kapı açılmak zorundaysa polis eşliğinde eve giriliyor. Polis bulundurmak zorunlu mudur diye soracak olursanız polis olması gerekir çünkü mahalde daha sonra kıymetli eşya kaybı yaşandığı iddiasında bulunabilirsiniz.. (bildiğim kadarını yazıyorum yanlışım varsa düzeltilsin ) Saygılar..
Sayın Tangör Evren ve Sayın Onur Tunga;
Konuyla ilgili detaylı ve aydınlatıcı açıklamalarınız için sizlere çok teşekkür ederim.
Saygılarımla...
Sayın tamerce...
Lütfen benim açıtığım konuya bu tarz müdahale etmeyiniz....Katkı var ise elbette yapınız...ki faydalanalım...
Saygılarımla
Sayın AKIN,
Kimseye müdahale etmek gibi bir maksadım yoktur. Ayrıca konulara dahil olmak zannedersem sizin tabirinizle "müdahale" olmayıp bunun her üye gibi medeni bir hak olduğunu düşünüyorum. (Kurallar dahilinde tabiki)
Açtığınız konuyla ilgili site yetkilileriyle ve bazı üyelerle önceden bir hayli görüş alış-verişlerimiz olmuştu hatırlarsanız. Bütün bunlardan sonra aslında verilmesi gereken cevaplar böyleydi bence o nedenle sayın yetkililere teşekkürü borç bildim.
Durum bundan ibarettir.
Saygılar.
Açtığım konuya lütfen açıklayıcı cevap yazarmısınız...
Saygılarımla
Sayın KlmAkn;
Konu aslında çok karmaşık bir durum değil bana göre.
Eğer bu şekilde yapılan bir işlemin usulsüz olduğuna inanıyorsanız ki bence öyle, ben bunu tabiri caiz ise "hırsızlık" veya buna teşebbüsten farklı görmüyorum! Şahsen benim başıma böyle bir hadise gelse yani hiçbir ilgimin olmadığı eski eşimin evine çilingirle girseler kesinlikle dava açmasını önerir ve bunu yapanları pişman edinceye kadar uğraşırdım emin olunuz. Kanun, alacaklı hakkını arasın alsın diye dilediği heryere girme hakkını kimseye vermiyor.
Yetkisi vardır, bunu kötüye de kullanabilir, cesaretlidir yapar ama usulsüz yaparsa neticesine de katlanır her kimse.
Saygılarımla,
"...Ancak; icra müdür yardımcısı olan sanığın İcra İflas Yasası'nın 85. maddesi uyarınca alacaklı vekilinin gösterdiği yerde haciz yapmak zorunda olduğu halde, o yerde borçlunun oturmadığı gerekçesiyle haciz yapmayarak görevi savsama suçunu işlediğinin anlaşılması karşısında 5237 sayılı TCY'nin 7/2 ve 5252 sayılı Yasa'nın 9/3. maddeleri hükümleri gereğince 765 ve 5237 sayılı Ceza Yasaları'nın lehe olan hükümlerinin belirlenerek uygulanması zorunluluğu..." (Y.4.CD.17.4.2006, 2004/7934 E. 2006/9415)
"...İİK.nun 85. maddesi gereğince icra müdürlüğü alacaklının talebi doğrultusunda gösterilen adreste haczi uygulamak zorundadır. Somut olayda olduğu gibi üçüncü şahsın vergi levhası ibraz ederek haciz yapılan yerin kendisine ait olduğunu ileri sürmesi halinde anılan maddenin müteakip fıkraları uyarınca işlem yapılması gerekirken haczin uygulanması yerinde olmadığından mahkemece şikayetin kabulü gerekirken reddi isabetsizdir...." (Y.12.HD.7.3.2006, 2006/1147-4484 E.-K.)
"...İİK'nın 85. maddesine göre, haciz isteminin icra memurunca yerine getirilmesi zorunlu olup memurun haczedilecek menkul, gayrimenkul ya da hakların niteliği esas alınarak bunun haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir hakkı yoktur. Her ne kadar, 506 sayılı Kanunun 121. maddesi gereğince işçinin SSK'dan almakta olduğu emekli maaşının haczi mümkün değil ise de, bu husus haciz işleminden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulacağından ( HGK'nın 31.03.2004 tarih ve 2004/12-202 Esas - 2004/196 Karar ) Mahkemece, şikayetin kabulü ve İcra Müdürü işleminin iptali yerine, bu istemin reddi yönünde hüküm kurulması isabetsizdir..." (Y.12.HD.12.7.2005, 2005/11976-15468 E.-K.)
"Belirtilen adreste haczin uygulanması sırasında adreste bulunan ... bu yerin kendisine ait olduğunu evde bulunan eşyalarında tarafından satın aldığını iddia edip ve belgeler sunması üzerine icra müdürlüğünce bu yerde haczin yapılmadığı görülmektedir. İİK.nun 85. maddesine göre icra dairesince haciz isteminin yerine getirilmesi zorunlu olup memurun bu konuda takdir hakkı bulunmamaktadır." (Y.12.HD.10.3.2005, 2005/1389-4924)
"... İcra müdürlüğünün talimatı üzerine Ankara 1.İcra Müdürlüğünce 26.3.1997 tarihinde ... adresinde haciz uygulaması yapıldığı ve mahcuzların muhafaza altına alındığı anlaşılmaktadır. Şikayetçi .... borçlunun boşandığı eski eşi olduğunu belirtip boşanma ilamını, yeni kira sözleşmesini ibraz ettiği ve mahcuzların kendisine ait olduğunu açıklayıp haczin kaldırılmasını ve kendisine iadesi talebinde bulunduğu görülmüştür. Başvuru bu niteliği itibari ile istihkak davası olarak tavsif edilmelidir." (Y.12.HD. 5.6.1997, 1997/6300-6633)
Selamlar...
Hepsi muhakkak mümkündür, katılıyorum. :) Demekki alacaklı vekili icra memurunu yanına alıp istediği her yere istediği şekilde girebilir. Sonrası malum herkesin bildiği gibi...
Saygılar...
İstisna !!!
:) Evet Sayın Tunga. Sayenizde hukukla ilgili bilgilerimiz gün geçtikçe artmakta. Teşekkürler.
Saygılarımla...
Yukarıdaki "İstisna !!!" ifadesi, tamerce isimli üyemizin, değiştirmeden önceki mesajında, belirtmiş bulunduğum Yargıtay kararlarını "muhakkak ki, istisna" şeklindeki ilk değerlendirilmesi üzerine yazılmış ve fakat Sayın üyemiz cevabını değiştirdiği için anlamsız kalmıştır.
Saygılarımla...
Sayın tamerce;
Önyargılarınızdan kurtulur, sabır gösterir ve hukukçuların görüşlerini dikkate alırsanız, elbette öğrenebileceğiniz çok şey olacaktır.
"Bu adam hala öğreniyor, ne zaman bilecek" deyimi hepimiz için geçerlidir.
Selamlar...
Hukukçu gözüyle bakmadığımız için bazen olaylar karşısında önyargılı olabiliyoruz maalesef ama daha dikkatli olmaya çalışacağım bu konuda. Tekrar teşekkürler ve saygılar...
Çok saygılı fakat alttan alta göndermelerin olduğu bir platform olmuş. Konunun dışına taşmalar ve beyin fırtınaları başka bi yerde yapılsa ne dersiniz hoş olmaz mı . bide benden saygılar.
Sevgili arkadaşlar....
Bu konuyu tartışarak ve SİTEMİN saygın hukukçularından edindiğim bilgileri harmanlayarak öncelikle kız çocuklarımın bi daha uykuda iken rahatsız olmamalarını sağlamak amacı ile aşağıdaki önlemleri almaya karar kıldım ve aldım..
1-Tekrar ilgili icra müdürlüğüne bizzat gidip yeni adresimi muhtardan aldığım belgeyide ekleyerek bildirdim ve bunla ilgilide onlardan belge aldım.(bu yeni adresimi ikinci bildirmem olmuş oldu.....)
2-Ayrıldığım eşime diğer deyişle çocuklarımın annesine bahse konu muhtardan aldığım belgeyi ilettim..İkinci uyandırma servisi! kapıyı çaldığında kapıyı açmasını , amaçlarının ne olduğunu sormasını, öncede gelip tutanak tuttuklarını hatırlatmasını ve kendisine verdiğim ikametimi onlara vermesini bunun dışında ilgili kişileri hiç bir sürette eve almamasını söyledim..Hemfikir olduk..Gelen kamu görevlisi (alacaklı temsilcisi değil ki onun hiçbirşartta eve girmeye hakkı ve yetkisi yoktur) ) illaki girip arama yapmayı planlıyorsa bunu kamunun kolluk kuvvetleri ile yapması gerektiğini söyleyip kapıyı kapatmasını kararlaştırdık...
Bu arada malumunuz ikametler ayrıca ikametin bulunduğu mahaldeki karakolada bildirilir...ben önceki oturduğum karakoldan ve yeni oturduğum mahallenin karakolundan da ayrı ayrı belgeler alıp ayrıldığım eski eşime verdim...bu belgelerde gelme ihtimali olan kamu görevlisine takdim edilecektir...
Bütün bunlara rağmen gene sabah çocuklarım uyurken kamu eliyle eve zorla girilirse şayet , başta savcılık olmak üzere bütün yasal yollara başvurma kararı aldık (yani ayrıldığım eşim başvuracak..)....Yapılması gereken başka önlem varsa lütfen eksikliğimi tamamlayınız...
Saygılarımla
Türk medeni kanunu: MADDE 24.- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
2. Davalar
MADDE 25.- Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.
Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
Benim bulabildiğim yasa maddeleri bunlar. Mahkemeden tedbir isteyebilirdisiniz gibi geliyor.
Ayrıca yeni hazırlanan İcra iflas kanunu taslağını inceledim. O taslak yasalaşırsa bu sitede dile getirilen pekçok sorunu kaldıracak hissine kapıldım. Okunmasını tavsiye ederim. (www.adalet.gov.tr)
Saygılarımla.
Evet haklısınız. Neden denemiyorsunuz!? :)Alıntı:
d.umut rumuzlu üyeden alıntı
Sayın AKIN;
İstihkak davası lehine sonuçlanan üçüncü şahıs, yapılmış olan haczin haksız olmasından doğan maddi ve manevi zararını hacizi uygulayan alacaklıdan isteyebilir.
Sayın Tunga..
Asıl amacımız haciz yapılıp dava açmak değilki..Bu elbet kaçınılmazsa açılacaktır dava....
amaç buna engel olmak yani evi haczettirmemesi ayrıldığım eşimin.......kamu eliyle evi kaldır.....daha sonra işi gücü bırak gene kamu eliyle giden eşyaları depodaki perişan halinden geri al...ve bunu ülkemde boşanmış bir kadın olarak yap....ve çocuklara harcaman gereken paraları başka yerlere harca....revamı bu yani...
Üst mesajlarımda bu konuyla ilgili yapılacakları izah ettim...eksik varsa lütfen tamamlayın.....bahse konu tasarruflara rağmen hala kapıya dayanma olursa kolluk kuvveti eşliğinde gelmeyen hiçkimseyi çocuklarımın annesi evine almayacak...gerisinin olay olduğunda görecez ve sizlede paylaşacağım bunları..
Saygılarımla
Sayın AKIN, aldığınız tüm önlemlere rağmen istemediğiniz olay gerçekleşirse diye yazdım.
Teşekkür ederim Sayın Tunga...
Negatif anlamda bişey demek istemedim..öyle anlaşıldı ise afedersiniz....
Ama size şöyle bir soru sorarsam ne cevap verirsiniz...
Böyle bir alacaklı olsanız...Tecrübeli bir hukukçu olarak ne yapardınız...
Saygılarımla
CVP KM ilede gelebilir...
Sayın AKIN, çok yaşanın emi...
Son iletimi yazarken, "ben alacaklı vekili olsa idim ..." şeklinde bir cümle de kurmuştum ama sonradan bunun yersiz olacağını düşündüğümden yazmaktan vazgeçtim...
Saygıdeğer hukukçular...
Daha önceden forumda epey tartıştığımız bir konu olan ayrıldığım eşin evine haciz memuru ve alacaklı vekili gelme eylemi 2 kez daha çok uygun olmayan saatlerde tekrarlamış...
Bunun sonu ne olacak sayın hukukçular...
Çocuklarımın annesi artık taciz olan bu eyleme nasıl son verecek....
Somut öneriler bekliyorum...
NOT: Benim evim var...içinde yaşamak için gerekli eşyalar var....Ben kamunun doktoruyum...yerim yurdum belli..her ay düzenli ödeme haciz yoluyla devam ediyor....boşnadığım eşin evinden ayrıldığım resmi yollarla yapıldı..yani kayıtlar nakiller usülüne uygun....Site yöneticisi gelenlere bu mealde bilgi veriyor ki doğrusu bu zaten....
saygılarımla
Türk medeni kanunu: MADDE 24.- Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı korunmasını isteyebilir.
Kişilik hakkı zedelenen kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin kullanılması sebeplerinden biriyle haklı kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her saldırı hukuka aykırıdır.
2. Davalar
MADDE 25.- Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de bulunabilir.
Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır.
Manevî tazminat istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez; mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara geçmez.
Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açabilir.
Bence medeni kanun çok açık bunu dava konusu yapmanız gerekir. Tedbir istemek en doğal hakkınız. Bu hakkın sizin anlatımınıza göre artık kasıtlı hale geldiğini düşünüyorum.
Saygılarımla.
Ayrıca biz bir alacağımız için icradan randevu alabilmekte çok zorlanıyoruz. Yoğunluk nedeni ile çok uzun süreler verilebiliyor. Sulh Hukuk personelleri icraya yetişemiyor.Size hemde arka arkaya gelebilmeleri çok ilginç. Bu nedenle kasıt deyimini kullandım.
Saygılarımla.
Arkadaşlar....
ayrıldığım eşim adına olmasada iki kız çocuğumun adına bu anlamda savcılığa suç duyurusunda bulunabilirmiyim....ve dilekçe içeriğim nasıl olmalı..
lütfen somut bilgiler veriniz...
saygılarımla....
Konut dokunulmuzlağı kararı nasıl aldırılır...
saygılarımla
ne tür bir uyusmazlık uzerine alındı bu konut dokunulmazlığı kararı??Alıntı:
klmakn rumuzlu üyeden alıntı
Konut Dokunulmazlığı
Kimsenin konutuna dokunulamaz. Millî güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.
sanırım bahsettiğiniz bu yani konut dokunulmazlığı kararı değil konut dokunulmazlığının bir karar ile kaldırılması sonucu o kararın nasıl kaldırılacagını soruyorsunuz sanırım???
söz konusu konut üzerinde dokunulmazlık kaldırılmıs ve bir arama kararı tahsis edilmis ve siz bu arama kararını mı kaldırmak istiyorsunuz??
hayır nasıl kaldırılacağı değil...nasıl aldırılır..nereye ne gerekçe ile başvurulur..
bu arada ilginize teşekkürler
Konut dokunulmazlığı, anayasal bir hak olarak zaten vardır. Bunun için karar alınamaz.