Printable View
Arkadaşlar bir komşu iflas etti ve evine haciz gelecek. Ama adam eşyalarını kaptırmamak için eşyalarını başka bir komşusunun evinde saklıyor. Eğer eşyaların nerde olduğu saptanırsa;
*Haciz memurları komşusunun evinden o adamın eşyalarını alabilir mi?
*O adamın eşyalarını sakladığı kişiye herhangi bir ceza gelir mi?
*Eğer gelirse nasıl bir ceza olur?
Değerli hukukçularımızın engin anlayışlarına sığınarak konuyla ilgili birkaç şey söylemek istiyorum; :)
Arkadaşınız hakkında icra takibi başlatılmışsa, bu süreçte ödeme emri de usulüne göre tebliğ edilmişse ve mal beyanında bulunurken (tabi bulunduğunu farzediyorum!) komşusunun yerine bıraktığı eşyaları belirtmeyip bu eşyaların kendisine ait olduğu sonradan bir şekilde tespit edilirse vay onun haline! Olacağı şudur o zaman; Gerçeğe aykırı beyanda bulunmaktan dolayı hapis cezası alır. Bana göre şu anda komşusunun evine kimse girip de eşya filan kaldıramaz.
Saygılar...
Eşyaların nerde olduğu nasıl saptanacak önce buna bakmak lazım...Başkasının evinde mal haczedilmez..özel şikayet olursa evet komuşunun evinde mal kaldırılır..komşu mallar benim derse bunu istihak davası açarak yapacaktır...
cezaya gelince....borçlu alacaklıdan mal kaçırdığı için hapiz cezası alır...
saygılarımla
NOT:Ev eşyası ile ne borç ödenir nede alacaklıdan bişey kaçırılmış olur....kaldırılan mallar 2.ihalede %40 değeri ile satılırki oda masraflara yetmez...en güzeli dürüstçe alacaklı ile anlaşmaktır...ama dürüstçe....1 kazanıyorsa yarısını alacaklıya sunmalı borçlu kişi...öteki türlü hep zararlı borçlu olacaktır....
Borçlunun üçüncü kişide bulunan mallarıda haczedilebilir. Burada malın borçluya ait olduğunu ispat yükü alacaklınındır
2 - ALACAKLAR VE ÜÇÜNCÜ ŞAHIS ELİNDE HACZEDİLEN MALLAR HAKKINDA:
Madde 89 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/49 md.)
Hamiline ait olmıyan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmıyan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2,3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Üçüncü şahıs; borcu olmadığı veya malın yedinde bulunmadığı veya haciz ihbarnamesinin tebliğinden önce borç ödenmiş veya mal istihlak edilmiş veya kusuru olmaksızın telef olmuş veya malın borçluya ait olmadığı veya malın kendisine rehnedilmiş olduğu veya alacak borçluya veya emrettiği yere verilmiş olduğu gibi bir iddiada ise, keyfiyeti, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yazılı veya sözlü olarak bildirmeye mecburdur.
(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde itiraz etmezse, mal yedinde veya borç zimmetinde sayılır ve kendisine gönderilen haciz ihbarnamesine süresinde itiraz etmediği, bu nedenle de malın yedinde veya borcun zimmetinde sayıldığı ikinci bir ihbarname ile bildirilir. Bu ikinci ihbarnamede ayrıca, üçüncü şahsın ihbarnamenin kendisine tebliğinden itibaren yedi gün içinde ikinci fıkrada belirtilen sebeplerle itirazda bulunması, itirazda bulunmadığı takdirde zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmesi istenir. İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur. Bu süre içinde 106 ncı maddede belirtilen süreler işlemez. Bu davada üçüncü şahıs, takip borçlusuna borçlu olmadığını veya malın takip borçlusuna ait olmadığını ispat etmeye mecburdur. Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse, mahkemece, dava konusu şeyin yüzde kırkından aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir. Bu fıkraya göre açılacak menfi tespit davaları maktu harca tabidir.
Üçüncü şahıs, haciz ihbarnamesine müddeti içinde itiraz ederse, alacaklı, üçüncü şahsın verdiği cevabın aksini icra mahkemesinde *1* ispat ederek üçüncü şahsın 338 inci maddenin 1 inci fıkrası hükmüne göre cezalandırılmasını ve ayrıca tazminata mahkum edilmesini istiyebilir. İcra mahkemesi *1* , tazminat hakkındaki davayı genel hükümlere göre halleder.
Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik cümle: 17/07/2003 - 4949 S.K./22. md.) Her halde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.
Malın teslimi mümkün olmazsa, alacaklı icra mahkemesine *1* müracaatla değerini üçüncü şahsa ödetmek hakkını haizdir.
KONU ispat etmek sınırlarında bence.
TAŞINIR VE TAŞINMAZ MALLARIN HACZİ :
Madde 85 - (Değişik madde: 03/07/1940 - 3890/1 md.)
Borçlunun kendi yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır mallariyle taşınmazlarından ve alacak ve haklarından alacaklının ana, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı haczolunur.
(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/8 md.) Borçlu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahıslar, taşınır mal üzerinde üçüncü bir şahsın mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakkının bulunması veya taşınır malın üçüncü şahıs tarafından haczedilmiş olması halinde bu hususu haciz yapan memura beyan etmek ve beyanının haciz tutanağına geçirilmesini talep etmek, haczi yapan memur da borçluyu yahut borçlu ile birlikte malı elinde bulunduran şahısları bu beyana davet etmek zorundadır. Bu tür mallar ile üçüncü şahıs tarafından ihtiyaten haciz veya istihkak iddia edilmiş bulunan malların haczi en sonraya bırakılır.
Ancak haczolunan taşınmaz artırmaya çıkarılmadan borçlu borcun itfasına yetecek taşınır mal veya vadesi gelmiş sağlam alacak gösterirse taşınmaz üzerinde haciz baki kalmak üzere önce gösterilen taşınır veya alacak da haczolunur.
İspat edilmediği sürece yani yasal dayanağı olmadan üçüncü kişide bulunan mallar haczedilemiyor değil mi Sayın Eyilik ?Alıntı:
Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı
Haczedilir ancak istihkak iddiası üzerine alacaklının bu itirazı sonuçlandırması lazım
sevgili arkadaşlar.....
alacaklı alacağının olduğu şahsın bulunduğu her mekandaki maları haczeder...karine bunu gerektiriyor...
varsa mallar benim diyen gider istihak davası açar...işte problem bu bence.......
alacaklı temsilcisi ezbere borçluyu sahtekar yerine koymaktadır...icra memuruda alacaklının gösterdiği heryeri hazce gitmekle yükümlüdür....neden diye sormaz....bu da bana göre sıkıntılı bir olaydır....
bu konuda benzer şeyleri daha önceleri benim açtığım konularda tartıştık....
(ayrıldığım eşin evine baskın hacizler.....uygun olmayan saatler vb)
saygılarımla
Pardon, ben bu noktayı anlayamadım sanırım;
Ben ev eşyalarımı komşumun veya başka bir arkadaşımın evine koydum diyelim. Alacaklının normalde zaten bunu tespit etmesi veya ettirmesi neredeyse imkansız gibi bana göre. Ama zaten kritik nokta da bu gibime geliyor. Yani bu tespit nasıl yapılabilir ki!? Yani diyelim ki şu şekilde yapılsa bile alacaklı "Biz bir duyum aldık adamın eşyaları iki sokak arkadaki bir arkadaşının evindeymiş (artık ne varsa) hadi gidip haciz yapalım" mı diyor! (Borçlunun bulunmadığı bir yer üstelik!) Bana bu pek mümkün gibi gelmiyor.
Merak ettiğim için sorayım dedim.
Saygılar...
Bir düzeltme yapayım. İstihkak iddiası var ise, (İcra tutanağına yazılmış olan)alacaklı üç gün içinde icra dairesine itiraz eder, itiraz etmez ise iddiayı kabul etmiş sayılır. itiraz halinde dosya icra hukuk mahkemesine gönderilir. Burada icranın devamına veya talikine karar verilir.
Saygılarımla.
Yani hacze uğrayan kişi eşyaların kendine ait olduğunu belirterek bu ifadesi tutanağa işlenmişse bu yeterli oluyor mu? Başkaca bir işlem yapmasına gerek kalmıyor mu? Bu durumda itiraz alacaklı 3 gün içinde buna itiraz etmezse eşyaları kaldıramıyor yani icraya devam edemiyor yani öyle mi?Alıntı:
mkocagul rumuzlu üyeden alıntı
Sayın avukatımızın yazdığı gibi.Alıntı:
Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı
Saygılarımla.
Daha doğrusu bu yanıt.Alıntı:
Av.Tayfun Eyilik rumuzlu üyeden alıntı
Mümkün.Alıntı:
tamerce rumuzlu üyeden alıntı
mrb şöyle bi sorum olacak.eşimin kredi kartı borçlarından dolayı icra takibi başlatılmıştır.benim kendime ait bir mağazam var bu borçlarından dolayı benim mağazama icra gelebilir mi?birde daha önceden eşimin ek kartını kullanıyordum bundan daolayı bir sorun çıkarmı?şuan eşimle ayrılmadık beraberiz.fakat benim mağazamla hiçbir alakası yoktur.ama daha önceden bu mağaza eşimin üzerine kayıtlıydı.yorumlarını bekliyorum.şimdiden teşekkürler
Muvazaa iddiası ile karşılaşabilirsiniz. Ayrıca ek karttan harcadığınız bölümden sorumlusunuz. Tabii bu bölümden bir icra takibi yapıldı ise.
Saygılarımla.
Herkese merhabalar.konum şu:eşimin 7 tane bankadan kullandığı kredi kartlarından dolayı yüklü bir miktar borç birikti.faizleriyle beraber bu borç tamamen büyüdü ve ödenemez hale geldi.şuan eşimle beraberiz aynı evde oturuyoruz.fakat eşimin ikametgah adresi farklı bir yerde.benim bir mağazam var ve benim üzeriem kayıtlı ancak bu mağaza daha önceden eşimin üzerine kayıtlıydı.ondan öncede oğlumun üzerine kayıtlıydı.asıl sorum şu olacak:EŞİMİN KREDİ KARTI BORÇLARI NEDENİYLE BENİM İŞYERİME HACZE GELEBİLİRLER Mİ?YADA OĞLUMUN BORÇLARI NEDENİYLE BENİM MAĞAZAMA İCRAYA GELEBİLİRLER Mİ? dipnot:daha önceden eşimin ek kartını kullanıyordum.
Muvazaa iddiası ile dava açılabilir. Ek kart konusunda ise içtihatlara göre kullandığınız kadar olan borçtan sorumlusunuz. İcra işleminden 2 yıl öncesine kadar yapılan işlemler için muvazaa iddiası yapılabilir.
Saygılarımla.
muavaza davası nedir?
tam anlayamadım
Muvazaa = Anlaşmalı işlem Yani sizin hacizden mal kaçırmak amacı ile bu işlemleri yaptığınızı iddia edebilirler.
Ek kart hamili ayrıca kefil olmadı ise kendi harcamalarından sorumludur. Sorumlu olan borçlu kendi malvarlgı ile o borcun ödenmesinden sorumldur. Borçlar eşinize ait ise eşiniz borçtan mal varlıgı ile sorumlu olacaktır. Yasadaki karineden dolayı borçlunun bulunduğu yerdeki mallar borçlunun kabul edilerek haczedilebilir. kocaya ait iş yeri evvelce eşe ait ise yapılan devrin iptali ile mağazadaki malların haczi istenebilirAlıntı:
densizz rumuzlu üyeden alıntı
Merhaba, Konuyla İlgili olduğu için yeni bir konu açmak yerine ilgili konudan bir sorum olacak değerli hukukçulara.
Kardeşimin 5 ayrı bankaya olan kredi ve kredi kartları borcu yüzünden Yasal takibe alındı ve çeşitli hukuk bürolarından Noter tasdikli ihtarnameler geldi ve mal beyanında bulunulması istendi. Kardeşim belirtilen sürede (7 gün) mal beyanında bulundu. Avukata da Borcu ödeyemeyeceğini ve ancak 36 yada 40 ay taksitle ödeyebileceğini söyledi. Avukat kabul etmedi ve icra işlemlerine başlayacağını söyledi.
Şimdi, Kardeşim daha önce ( 1 sene ) bizimle (ailesi) yaşıyordu yaklaşık 1 Yıldırda İkameti (resmi muhtarlık) Ablamın evinde. Ancak Bu borçlardan kurtulamayacağını anlayınca yaklaşık 2 ay önce ikametini (muhtardan) ablamın oturduğu evden de aldırdı ve şuanda ikamet beyan etmedi. İkameti yok görünüyor. İstanbulda Bir Arkadaşının Evinde Kaldığını Ancak Nerede Olduğunu Bizde Bilmiyoruz Sadece Dışarda Ve özel Günlerde Ziyaret Amaçlı Bize Gelmekte.
Bu Durumda, her iki evdeki ikametlerde de Borçlu kardeşim adına Resmi bir kayıt yada fatura tebliğ adresi yok ( elektrik,su,telefon,doğalgaz, digiturk vb.) Yani resmi olarak avukatın ispat edebileceği bir dayanağı yok.
Bu Durumda kardeşim iyi niyetli taksitlendirmek istemekde ancak maaşının elverişli olmaması nedeniyle Avukatların belirlediği vadelerde ödeme yapamamaktadır. Ablamın yada bizim evimize Haciz gelmemesi içinde böyle bir yol izledi. (Bizlerde İkamet Etmediği İçin)
Sormak İstediğim Şu, Avukatlar Bu Borçlar İçin Muhtemelen Maaşına Haciz koyacaklar. Diğer alacaklılarda Sıraya Girecektir Ve Eminimki Alacak için Araştırma Yapacaklardır. Bizim Evimize Neye Dayanarak Hacze Gelebilirler ?
Kanunda İspatı alacaklıya aittir İbaresi varken böyle bir girişimde bulunduklarında Bende İstihkak davası açacağımdır mutlaka. Peki İlgili Dava açarken Haciz Memurları malları Evden Kaldırırlar mı ? yoksa Dava sonuçlandıktan Sonra Haklı bulunurlarsa mı Malları kaldırırlar ?
Teşekkürler.
Bankalara bildirdiği adres bu evlerden biri ise sorun yaşarsınız. Hesap özeti adresi veya sözleşmedeki adres. Ayrıca haciz yapıp eşyaları yeddiemin altına almalarıda mümkün ama bunlar kanaat ile ilgili konular. Bu konuda emin değiller ise haciz yapıp yeddiemin olarak sizlere bırakabilirler. Hiç kimse sonunda kaybetme riski büyük olan br dava için büyük risk almaz. Sonrasında istihkak davası sonrası tazminat riskide vardır.Avukat bu konuyu ispat edebileceğini kendisi en iyi bilendir.
Saygılarımla.
Tamamen aynı durumda olan bir tanıdığımın yaşadıkları;
1. Oturduğu yeden ayrılmış ve yerine başka bir kiracı gelmişti
2. Gelen bütün tebligatları muhtar "adres terk" olduğu için teslim almadı. Bu durumda Md.35 e göre de tebligat yapılamadı.
3. Alacaklılar adres tesbit zabıta araştırması da dahil her yolu denediler ancak kendisine ulaşamadılar.
4. Bir süre sonra işe girdi ve 6-7 ay sonra sadece bir alacaklı ssk dan işyerini tespit etmiş, tebligat işyerine geldi.
5. Gitti süresinde mal beyanında bulundu.
6. Maaşına haciz yazısı geldi ve her ay 1/4 oranında kesinti olmaya başladı
7. Alacaklı yine de mbb davası açtı ancak usulune uygun olduğundan bir ceza almadı
8. Başka bir borcundan ötürü kendisine kefil olan kişinin annesinin evine haciz geldi! (Burası ilginç! Çünkü kefile de ulaşamamışlar demek ki)
9. Onlar da istihkak davası açtılar ve kazandılar. Borçlunun bulunmadığı yerden yani 3.şahıslardan zaten eşyaları kaldıramıyorlarmış. (Sayın mkocagul ün bahsettiği nedenlerden sanırım!) :)
Şimdi her ay bir borcuna istinaden maaşından kesinti yapılıyor ama bir gerçek var ki bütün borçları da çığ gibi büyüyerek gidiyor. Başka bir sorun yok, hepsi bu!
Umarım size bir fikir verir.
Saygılar...
Verdiğiniz yanıtlar için teşekkürler.
Anladığım kadarıyla Sn Tamerce'nin bildirdiği gibi de Üçüncü Şahıs olarak Bizim yaşadığımız Eve (Resmi olarak ikamet etmediği Ailesinin evi) haciz için gelemeyecekler. (Resmi olarak borçlunun yanımızda yaşamadığını ispata dayanarak İstihkak Davası Açacağımı Avukata bildireceğim).
Peki ne Olucak ?
Yani Borçlu Ömrünün Sonuna Dek Mal Sahibi olamazsa Ve Adres Tayin Etmezse Alacaklı Banka Ne Yapacak ?
Maaşın 1/4 i Haczetmekle o borcun Faizinin Çeyreği Kapatılamaz. Bu konuda ne önerirsiniz değerli hukukçular ? Borçlu kardeşim iyi niyetli ve borcunu ödemek istiyor ancak Avukatlar makul bir vadeye yanaşmıyor. Avukatlar bu iyi niyete karşın işi yokuşa sürmeye devam ederlerse eğer, kardeşimde iyi niyetini bozup maaşına arkadaşı ile senet yapıp icra koyduracak. (1/4 haciz ile borcu bitmesi mümkün olmadığından).
Bunu Avukatla Henüz Paylaşmadık. Çünkü dediğim gibi kardeşim iyi niyetli ve borcunu ödemek istiyor.
Bakın bir yanlış anlama var eve gelemeyecekler diye birşey yok. GELEBİLİRLER kardeşiniz,hesap özetlerinde yada sözleşmede bu adresi bildirdi ise bu size sorun olur. Elbette istihkak iddiasını haciz esnasında ve sonrasında tutanağa yazdırır yada dava dava açabilirsiniz. Bu alacaklı avukatının bu konudaki kanati ile ilgili.
Saygılarımla.
Evet, bildikleri her adrese de haciz için gelebilirler. Siz itirazınızı yaparsınız istihkak ile bu başka. Borcun taksitle ödeme şekli ancak kanunun belirttiği şekilde olabilmektedir. Bunun dışında borçlunun borcunu daha uzun vadelerde ödemesini ve alacaklının da bunu zorunlu olarak kabul görmesini hüküm kılacak bir madde yok maalesef. Bu anlamda alacaklı sizinle uzlaşmak zorunda değil yani. Bildiğiniz gibi devletimiz bu tip borçların uzun vadelerde taksitlendirilmesi için birtakım uygulamalar yapabiliyor. Ancak şu da bir gerçek ki sizin borcunuzu yıllarca ödeyememiş olmanız hatta izinizi kaybettirmenizin bankalar için hiçbir önemi yok. Onlar zaten bu işlerden zarar etmiyorlar emin olun. Ama olan her zaman borçluya olur. Ben iyi niyetle alacaklı vekiliyle bir görüşün derim. Mutlaka size kolaylık göstereceğini zannediyorum. Hatta bazıları kolaylık göstermiyormuş gibi görünseler de esas amaç borcun tamamının hatta anaparanın bir an önce tahsili olduğundan borçlu tarafından bu şekilde algılanabiliyor. Aslında amaçları işi yokuşa filan sürmek değil. Siz herşeye kulak asmayın. Yeter ki uzlaşmaya çalışın ve ödemelerinizi aksatmadan rutin olarak yapın, gerisi kolay.Alıntı:
kaanjustin rumuzlu üyeden alıntı
Saygılar...
Sakın ola ki bu tip yanlış girişimlerde bulunmasın, sonra başını çok ağrıtırlar benden söylemesi.Alıntı:
kaanjustin rumuzlu üyeden alıntı
Bir de empati yapın. kendinizi alacaklı yerine koyun. Siz olsanız diyelim ki 3 sene sonra izini bulduğunuz borçluya ne derdiniz acaba!? O kadar zaman sonra onun size yapacağı cüzzi taksitlerle ödeme teklifini derhal kabul eder miydiniz? Bir de bu açıdan değerlendirin lütfen. Bizler bankalardan kredi alıp bir de ödeyemeyince sanki devletten yardım almışız gibi davranıyoruz! Bu zamanda 20 lira için adam öldürüyorlar. Bence bankalar ne olursa olsun borçluya gayet medeni davranıyor. (Yanlış anlamayın, farklı bir açıdan baktım bir an! :)) Siz gerçekten iyi niyetinizi ortaya koyar da uzlaşmaya çalışırsanız inanın hiçbir problem yaşamazsınız.
Saygılar...
ilgili adrese abiki adrese gelebilirler bu avukatın usulü yada insiyatifi ile ilgilidir. İstihkakla ilgili zaten Haciz Esnasında bildireceğim Bunuda.
Bahsi geçen adres hiçbir zaman sözleşmede geçmedi ve ekstre yada yazışma adresi olmadı. yani bankanın veri tabanına hiç bir şekilde girmedi bu adresler.
(Sözleşmede ki adres ise kardeşimin daha önce kaldığı ancak 3 sene önce taşındığı adrestir. )
Bütün yazışmalar ve tebligatlar iş adresi ile yapıldı.
Sadece 2 bankanın sözleşmesinde ki adreste ablamın hala oturduğu adreste ikamet ettiğine dair ikamet belgeleri mevcuttur. ancak ilgili ikamettende 2ay önce nakil alındı ve ablamın baba adı ile kardeşimin baba adı nüfus kayıtlarında farklı görünüyor. Dolayısıyla Ablamın evine de haciz için gelindiğinde onlarda bu kişiyi tanımıyoruz şeklinde itirazda bulunabilrler sanıyorum ki ?
Sayın Kaanjustin;
Tabiri caizse artık haticeye değilde neticeye baksanız daha iyi olur. İletilerime bakınız lütfen. Daha ne diyeyim size! :)
saygılar...
sn Tamerce Teşekkür ederim bilgilerinizi paylaştığınız için.Alıntı:
tamerce rumuzlu üyeden alıntı
avukatlarıda çok iyi anlıyorum neticede müvekkilleri ile protokol ettikleri bir vade süresi vardır belirli miktardaki borçlar için. Ve Biliyoruzki Avukatların bu vade süresini uzatmakla ilgili insiyatifleride vardır.
Dediğiniz Gibi yapıcam ve Avukatla son olarak tekrar görüşücem ve iyi niyetimi aktarıcam. Sizinde Bir Önceki iletinizde belirttiğiniz gibi İYİ NİYETLİ Olduğumuzu Belirticem.
bana bir konuda yardım etmenizi ve akıl vermenizi istiyorum ablam arkadaşı için bankadan tüketici kredisi çekti ve arkadaşı 4 ay ödemiş şuanda ödemiyor parayı harcayan harcadı borç bize kaldı kefilde parayı alan kişi bu durumda hacizin ablama değilde kefile gelmesi söz konusumu acaba lütfen bilgi verin..
Hayır Böyle Birşey Söz Konusu Olamaz. Kefilden Önce Asıl Borçluya Takibat Yapılır. Yani ablanıza. Banka Kartları ile ilgili Yeni düzenlemde Özellikle Buna Değinilmiştir. Önce Asıl borçlu, Sonra Kefil.Alıntı:
bennn rumuzlu üyeden alıntı
Bankalar Tüketici kredilerinde genelde mütesessil kefil alıyorlar. Yanıltmak istemem ama bu nedenle doğrudan icra yapabilirler. Sözleşmenin incelenmesini öneririrm. Ayrıca bir yazım hatası var galiba., ablanız kefil değilmi?
Saygılarımla.