Re: Senet yoksa iş de yok!
İş hayatında böyle bir uygulama bir süredir mevcut,
amaç personelin şirketi zarara uğratması halinde dava ile uğraşmadan ve zaman kaybına uğramadan belki de İHTİYATİ HACİZ yaparak zararı telafi etmek.
Tabi bu iyiniyetle yapmış olduğumuz bir yorum, iş hayatında kötüniyetli işverenlere de kötüniyetli işçilerede sıkça rastlıyoruz.
Senedi imzalayan kişi bu yönüyle aslında bir RİSKE girmiş oluyor. Senedin artniyetli kullanılmasına engel olabilmek için senedin TEMİNAT AMACIYLA alındığına dair yazılı bir sözleşme yahut belge almasında fayda var. Ancak uygulamada bunu yapmak ne mümkün,
Bir gün işveren senedi kullanmaya kalkarsa, işçi sadece senedin ZORLA İMZALATILDIĞINI, imzalamak zorunda olduğunu iddia ederek bu borçtan kurtulmaya çalışacaktır. Yani bunu imzalamazsam işe almazlardı, herkesten alıyorlar, işe çok ihtiyacım vardı, açım vs.. diyecektir. Ancak mahkemenin bunu ne kadar ZORUNLULUK olarak kabul edeceğini bilemiyorum. İşçi açısından bu durumun büyük bir risk olduğunu düşünüyorum.
Saygılarımla,
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın Av.Fahri Sürücü;
İlginiz ve açıklamalarınız için çok teşekkür ederim.
Saygılarımla,
Re: Senet yoksa iş de yok!
Bu arada aklıma gelmişken sormak istedim; Bu uygulamanın yani zorunlu olarak senet imzalatmanın hiçbir hukuki dayanağı yok mudur? Bence hiçbir borç-alacak-zarar ziyan yokken senet ile çalışanı en baştan borç yani risk altına sokmak çok yanlış ve haksız diye düşünüyorum. Böyle bir tedbir şekli olur mu! Üstelik bunu tek taraflı kullanıyorlar. Mesela personelin hesabına atılan bir parayla ilgili kendini savunması neredeyse imkansız gibi. Bir birimde birisi şirketi sözde zarara uğratan bir hata yaptığında o birimde çalışan herkesin hesabına borç atılması durumu da var ki bence bu da çok yanlış.
Yani bu uygulamayı yapan şirket dava edilemez mi?
Saygılar...
Re: Senet yoksa iş de yok!
Evet risk var ama uygulamada işçi lehine çok fazla karar da var. Bizde çalışan bir personel eski işinden istifa ederek bizde işe başladığında bu sorunu yaşadı. Kendisine işyeri avukatımız yardımcı oldu. Önce derhal noterden senede ilişkin ihtarname gönderdiler.( senedin teminat olarak alındığına tanıklık eden aynı iş yerinde çalışmış kişi ifadeleri eklenerek)Sonra Çalışma bakanlığı Müfettişlerine şikayet edildi. Sonrasında hiçbir şey olmadı.Senet adi posta ile isimsiz olarak gönderildi. Bölge çalışma müdürlüğü müfettişlerine de kendilerinde herhangi bir senet olmadığını beyan etmişler. Ayrıca senedin ilgili bölümlerinin sonradan doldurularak kambiyo senedi vasfına büründürülmesinin TCK ya göre suç olduğu gerekir ise bu konuda suç duyurusunda bulunulacağı avukatımızca ihtar edildi. Ama bu bizim olayımız için geçerli elbette.
Saygılarımla.
Re: Senet yoksa iş de yok!
Teşekkürler Sayın mkocagul.
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın tamerce,
Güncel ve sosyal bir problemi gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim.
Konuyu biraz daha fazla inceleme ve irdelemeye çalıştım.
Öncelikle açık senet imzalatmak, bu şekilde teminat senedi almak bir suç değil. Yani savcılığa yapılacak müracaat neticesinde muhtemelen TAKİPSİZLİK kararı çıkacaktır.
Senedin iptali için açılacak hukuk davasında açığa imza atıldığını ve senedin TEMİNAT SENEDİ olduğunu ancak YAZILI BİR BELGE ile ispat edebilirsiniz.
SENEDE KARŞI İSPAT SENETLE OLUR. Yani bir yanda YAZILI BELGE (SENET); diğer yanda TANIK BEYANI bu iki delil terazide DENK GELMEZ. Bütün hukuk sistemleri YAZILI DELİLİ sözlü beyana ÜSTÜN TUTAR.
Birde işverenin senedi CİRO EDİP bir başka şahsa devretmesi halinde iş tamamen ÇÖZÜMSÜZ HALE GELİYOR. KISMA İŞVEREN BİLGİLERİ değil de ALAKASIZ BİR İSİm yazıldığı takdirde bu senedin o senet olduğunu ispat etmek de mümkün olmayacaktır.
Meslektaşlarımla yapmış olduğum görüşmelerde benzeri davaların İŞÇİ ALEYHİNE SONUÇLANDIĞINI öğrendim. Maalesef durum bu. Herkes tedbirini alsın
Re: Senet yoksa iş de yok!
Özetle benim anladığım herşeyi HUKUKTAN BEKLEMEK yerine, atılan İMZALARIN SORUMLULUK GEREKTİRDİĞİNİ ve kötüniyetli insanların elinde PERİŞAN olabileceğimizi iyi bilmek gerekiyor.
Nasıl insanlar KEFİL OLURKEN sanki asıl borçlunun borcu ödememe ihtimalini hiç düşünmezler ya aynı şekilde. Arkadaşımızdır, akrabamızdır, söz vermiştir ve bizi mağdur etmeyecektir. Ancak çok geçmeden gerçekler ortaya çıkar FAkat iş işten geçmiştir.
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın mkocagul;
Anlatmış olduğunuz örnekte işveren yaptığının arkasında duramamış ve tedirgin olarak inkar cihetine gitmiş. Demekki işveren yaptığının bilincinde değil. Müfettişleri görünce başının belaya girmesinden korkarak geri adım atmış.
Mahkemelerde işçi lehine pek karar yok.
Örnekteki işveren senedin varlığını inkar etmese ve senedi iade etmese durum çok farklı olurdu.
İşçi lehine MAHKEMEDEN karar alan varsa lütfen yazsın,
Saygılarımla,
Re: Senet yoksa iş de yok!
Fahri bey yanıtlarınız için teşekkürler. Senet imzalamamak seçeneği olsa haklısınız. Piyasalarda iş aslanın ağzında. Ya senedi imzalayacak yada o işi alamayacak. Başka bir seçenek sunulmuyor. Bu şartlarda alınan senedin rıza ile verildiğini kimse söyleyemez. Ancak bu senetler tanzim tarihi dahil boş alınır. Bu boş bölümler sonradan ister işveren adına isterse bir başkası adına doldurulsun, resmi evrakta sahtecilik suçu oluşmazmı?
Saygılarımla.
Y A R G I T A Y
6. Ceza Dairesi
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No :2002/19832
Karar No :2003/8766
Tebliğname :6/2002005251
Y A R G I T A Y
6. Ceza Dairesi
Katılanın aşamalardaki anlatımı, sanık savunması ve dosya içerisinde fotokopisi bulunan yasal ögeleri tamamlanmış bono ile kambiyo senetlerine özgü ödeme emri içeriğine göre; başlangıçta düzenleme ve ödeme tarihleri boş bırakılan bononun yasal tüm ögeleri tamamlanmış olarak icra takibine konulmuş olması karşısında; eylemin sübutu halinde TCK.nun 342/1.maddesine uyan suçu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delilleri takdir ve tartışmanın üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken duruşmaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan Cengiz vekili ve sanık Hasan savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle istem gibi BOZULMASINA, 17.11.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Re: Senet yoksa iş de yok!
Senet imzalamama gibi bir seçenek olmadığı konusunda sizde haklısınız,
ancak her işveren bu şekilde bir uygulama yapmıyor, yani bir başka iş bulsaydın ve senedi imzalamasaydın denilecektir mahkeme tarafından.
Sunmuş olduğunuz yargıtay kararı, konuyla birebir ilgili değil, unsurları oldukça farklı. Açıklık getirmek gerekirse, açığa atılan imza ve boş olarak tanzim edilen bono, senet KANUNEN GEÇERLİDİR. Tabiki senedin tarafların anlaşmaları doğrultusunda ve gerçeklere uygun olarak doldurulması gerekir. Buraya kadar kanunlar gayet güzel,
Ancak SENEDİN ANLAŞMAYA ve GERÇEKLERE AYKIRI OLARAK DOLDURULDUĞU İDDİASININ İSPAT ŞEKLİ ANCAK VE ANCAK YAZILI BELGE İLE OLUR DİYOR.
Buyrun burdan yakın. Nasıl ispat edersiniz. Böyle bir belge getirebilecek insan var mı.
Sizin sunmuş olduğunuz kararda anladığım kadarıyla senedin daha önceden bir kısmının BOŞ OLDUĞUNUN görüldüğü FOTOKOPİLERİ var. Yani senedin sonradan doldurulduğunu ispata yarayacak fotokopi yahut bağlantılı evraklar var.
Kaldı ki böyle bir durumda bile daha MAHKUMİYET verilmemiş, GÖREVSİZLİK KARARI verilmesi gerekir denmiş, yani henüz kesin bir karar da değil.
Ben önceki beyanlarımı tekrar etmiş oldum ama maalesef durum bu.
Selamlar
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın Fahri bey yazdığım içtihatda yasal ögeleri tamamlanmış senedin fotokopisinden bahsediliyor. Senedin tahsili aşamasında bu senet sorun yaratır. Kesinlikle size katılıyorum. Ama bu konuda suç duyurusu ile sonuç alınır kanısındayım. Ceza mahkemesinin vereceği karar diğer mahkemenin sonucunu etkileyecektir. Çünkü mutlaka bir iş yerinde daha önce giren çıkna oluyor. Ceza davsında şahit dinlenir ve sonuç alınır diye düşünüyorum. Benim örnek olarak yazdığım çalışanımızın konusunda da senedi takibe vermeye cesaret edemediler. Elbette her olayı kendi içinde değerlendirmek gerekir ama,bu senedin neye istinaden verildiğini ispatlamak karşı taraf açısından da sorun değilmidir? 50000 YTL tutarlı bir senet için icra yapılsa ve resmi evrakta sahtecilik nedeni ile suç duyurusunda bulunulursa, bence karşı taraf ciddi bir sorun yaşar. Senedin boş olarak verilmesi ve bu şekilde tahsil edilmek istenmesi ile senedin yasal unsurlarının sonradan tamamlanması yolu ile tahsili arasında ciddi bir fark olduğu kanısındayım.
Yanıtlarınız ve ilginiz için teşekkürlerimle.
Saygılar.
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın mkocagül,
aşağıda sunmuş olduğum İÇTİHADI BİRLEŞTİRME KARARI durumu gayet iyi özetliyor. sizde biliyorsunuz ki bu içtihat bütün mahkemeleri bağlıyor. Dikkate alınması zorunlu.
Zannediyorum konuya biraz duygusal bakıyoruz. İşçinin mağduriyetinin bir şekilde yargı tarafından giderilememiş olması insan olarak bizleri rahatsız ediyor. Ancak bu durum sonucu değiştirmiyor.
Görüldüğü üzere Ceza Mahkemelerinin tabi olduğu ispat kuralları hukuk mahkemelerinden ayrı tutulmamış.
Saygılarımla
T.C. YARGITAY
İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu
E:1988/1
K:1989/2
T:24.3.1989
• İMZALI VE YAZISIZ KAĞIDI SAHİBİ ZARARINA DOLDURMAK
• TANIKLA İSBAT EDİLEMEME
• TÜRK CEZA KANUNU M.509'A DAYANILARAK ŞİKAYET ÜZERİNE AÇILAN DAVA
• SENEDE KARŞI İDDİANIN SENETLE İSBATI
• SERBEST DELİL İLKESİ
• CEZA MAHKEMESİNİN YARGILAMAYA ARA VEREREK HUKUK DAVASI AÇILMASI İÇİN SÜRE VERMESİ
• MAHKEMESİ KARARININ CEZA MAHKEMESİNİ BAĞLAMASI
• GÜVENİ KÖTÜYE KULLANMAK
ÖZET : CMUK.nun 255. maddesine göre, bir fiilin suç olup olmaması adi hukuka ilişkin bir sorunun çözümüne bağlı ise, ceza mahkemesi bu sorunu ceza işlerinde uygulanan serbest delil ilkesi çevresinde çözümler. Bununla beraber ceza mahkemesi, yargılamaya ara vererek hukuk davası açılması için ilgililere uygun bir süre verebilir ve hukuk mahkemesinden bu konuda bir karar çıkmasını da bekleyebilir. Ceza mahkemesi, ilgililere süre vererek hukuk mahkemesinden bir kararın çıkmasını beklediği takdirde, hukuk mahkemesi, ceza usulünde benimsenen serbest delil ilkesi hükümlerine göre değil, hukuk usulünde uygulanan istisnalar dışında senede karşı ancak senetle iddiaların ispat edilebileceği ilkesi uyarınca bir karar tesis etmek zorundadır. Bunun sonucu olarak hukuk mahkemesinin senet hakkında verdiği kararın ceza mahkemesini bağlayacağının tartışmasız olması gerekmektedir.
(765 s. kanun m. 509)
(1086 s. kanun m. 287, 288)
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın kocagül,
içtihadı inceleme fırsatı buldunuz mu,
tüm kararı görmek isterseniz gönderebilirim,
Re: Senet yoksa iş de yok!
Sayın kocagül,
içtihadı inceleme fırsatı buldunuz mu,
tüm kararı görmek isterseniz gönderebilirim,
Re: Senet yoksa iş de yok!
Pardon Fahri bey notunuzu geç gördüm. Ceza Yasasından kayınbiraderimin yaşadığı ve siteye yazdığım sorun nedeni ile yoğun bir yaşıyorum ve bu nedenle geç gördüm. Yazdığınız İBK nı okudum. (ayrıca bilgilendirmeniz ve emeğiniz için çok teşekkürler.)Tamamınıda buldum. Ancak buna rağmen 2001, 2003, hatta 2004 tarihli 342 ve 509 dan verilmiş ceza kararları ve içtihatları da buldum. Farklı kararlar neden olarak bulabildiğim gerekçelerde senet üzerine malen yada nakten yazılması ile ilgili hukuki ispat farklılıkları olduğunu gördüm.
dediğim gbi her davanın kendine özel bir durumu var. Boş olarak senet fotokopisinin alınmasının yararlı olduğunu, ama bir başka davada fotokopinin bir anlam taşımadığınıda gördüm.
Benim sizden nacizane dileğim şudur. Bu uygulama inanın çok yaygınlaştı. Çalışmak ve iş isteyen insanlara alınan senet ile ilgili ilerde sorun yaşamamaları için ne önerirsiniz? ( Senedin alınma gerekçesine uygun personel ihmal ve suistimalleri hariç elbette)
Saaygılarımla.
Re: Senet yoksa iş de yok!
HUMK Madde 317 - Sahtelik iddiası 308 inci madde ile mevaddı mütaakıbesi ahkamına tevfikan tetkik olunur. Sahteliği iddia kılınan senedin ehlihibre marifetiyle tetkik ve tatbikına ve vakayi ve hadisattan haberdar olanların istimaına karar verildiği takdirde bu kabil senedat, neticei hükme kadar bir güna muameleye esas ittihaz kılınmaz. Ancak bu senede müsteniden evvelce ittihaz edilen ihtiyati tedbirlere de halel gelmez ve ledelhace senet sahibi hukukunun muhafazası zımnında sair ihtiyati tedbirlere de tevessül edebilir.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 2003/12-3
K. 2003/28
T. 22.1.2003
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; Borçlunun hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü iddia ettiği ceza dosyasının getirtilerek, HUMK.nun 317. maddesindeki koşulların oluşup oluşmadığının belirlenmesinin gerekip gerekmediği, noktasındadır.
Senet, bir kimsenin vücuda getirdiği ve kendi aleyhine delil teşkil eden yazılı belgedir. Kambiyo senetleri Medeni Usul Hukukunda adi ( gayriresmi ) senet kabul edilmesine karşın Ceza Hukukunda resmi varaka ( senet ) hükmündedir. ( TCK. m. 349, II )
Sahte bir senede dayanılarak aleyhine icra takibi yapılan borçlu, resmi veya gayri resmi senedin sahteliğini, açılmış bir davada hadise şeklinde ileri sürebileceği gibi, ayrı bir sahtelik davası da açabilir. ( HUMK. m. 314. c 1 )
Diğer taraftan borçlu, C. Savcılığına yapacağı başvuru ile, evrakta sahtekarlık yapan kişi aleyhine ceza mahkemesinde sahtecilik davası açılmasını sağlayabilir. ( TCK. m. 339 vd. )
Takip dayanağı senet hakkında borçlunun "sahtelik iddiası" ile şikâyette bulunmasından sonra alacaklı hakkında "sahtecilik suçu"ndan dolayı kamu davası açılmış ise, bu davanın icra takibine etkisinin ne olacağı hakkında icra ve iflas yasasında bir hüküm bulunmadığından bu konuda HUMK. 317. maddesinin 2. cümlesinden yararlanarak soruna bir çözüm getirmek gerekir.
Bu noktada borçlu, ceza davasına şahsi hak bakımından müdahale ederek ( CMUK. m. 365 ) sahte senedin iptalini istemiş ve mahkeme, sahteliği iddia edilen senet hakkında bilirkişi incelemesi yapılmasına ve senedin yazıldığını görenlerin tanık olarak dinlenmesine karar vermiş ise, senet ceza davası sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme dayanak yapılamaz. ( HUMK. m. 317 c2 ) Eş deyişle, ceza davasının sonuçlanması, icra takibi için bekletici sorun yapılır. ( Baki Kuru, Hukuk Muhakemeleri Usulü C. 2, sh:1511, Talih Uyar Kambiyo Senetlerine İlişkin Suçların İcra Takibine Etkisi-Manisa Barosu Dergisi,1984 S:11, sh. 2 )
Bilindiği ve Anayasa Mahkemesinin 26.10.1965 gün ve 25/57 sayılı kararında ( R.G. 8.12.1965 sayı 1217 ) belirtildiği üzere icra tetkik mercii şikâyet ve itirazları belli bir usule uyarak yargılayan ve objektif hukuk kurallarını şikayet ve itirazlara uygulamak suretiyle bunları takip hukuku bakımından kesin hükme bağlayan mahkeme olarak tanımlanmaktadır.
Bu bağlamda İcra Tetkik Mercii "takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıkları çözme görevini yerine getirirken kural olarak tanık dinleyemeyeceğinden dar ( sınırlı ) yetkili olup, sahtelik iddiasını incelemesi hakkındaki yetkisi genel mahkemeye göre kısıtlıdır. Genel Mahkemeler senetteki sahtelik iddiasını HUMK.nun 38, 309/1 ve 317. maddelerinin verdiği yetkiyle daha detaylı bir biçimde inceleme imkanına sahiptir.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya baktığımızda; Borçlu takip dayanağı çekin boş olarak elden çıktığını ileri sürdüğü gibi, keşide tarihinde de tahrifat yapıldığına işaretle, dilekçesinde hamil ve ciranta aleyhine resmi evrakta sahtecilikten tahkikat yürütüldüğünü bildirmiştir. Adli Tıp Kurumu Fizik/Grafoloji İhtisas dairesinin 23.10.2000 tarihli raporunda "keşide tarihinin altında bulunan rakamların okunamadığı " belirtilmekle yetinilmiş, çekte iki keşide tarihinin varlığı kesin olarak tespit edilememiştir.
Bu durumda tetkik merciince; ceza dosyası getirtilerek borçlunun şahsi hak bakımından müdahale ederek senedin iptalini isteyip istemediği, bilirkişi incelemesi yapılmasına ve tanık dinlemesine karar verilip verilmediğinin araştırılması ve böyle bir karar mevcut ise, HUMK.nun 317. maddesine göre artık bu senede göre işlem yapamayacağı cihetle, durumu ön ( bekletici ) mesele yapıp neticeyi beklemesi gerekirken, mahkemece yapılacak incelemeye ters düşebilecek biçimde, noksan tahkikatla takibin iptali ve direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı-alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 22.01.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.