Muvazaa sonrası ecrimisil
kök muris 1990 yılında vefat etmeden önce oğluna bri miktar tarla satmıştır.Muris vefat ettikten sonra diğer oğul muvazaa davası açarak 2004 yılında tapuları iptal ettirip 1/2 hisse oranında hak sahibi olmuş ve 2005 yılında da geriye dönük 5 yıllık ecrimisil davası açmıştır.
1-Muvazaa davası 2004 te sonuçlanmasına ramen 2002-2003-2004-2005 ve 2006 yıllarından itibaren ecrimisl talep etmesi yasalmıdır?Yoksa muvazaa davasının 2004 yılında sonuçlanması ile sadece 2004-2005 ve 2006 yıllarındanmı ecrimisil talebinde bulunur.
Yargıtay kararı bulabilirmiyim.Kolay gelsin.
Re: muvazaa sonrası ecrimisil
Kanımca dava 2004 yılında sonuçlanınca tarlada bir müşterek mülkiyet durumu sözkonusu olmuştur. Medeni Kanunun 693.maddesine göre müşterek mülkiyette paydaşlardan her biri, diğerlerinin hakları ile bağdaştığı ölçüde paylı maldan yararlanabilir ve onu kullanabilir. Müşterek mülkiyetin özelliği taşınmazın hisselere ayrılmış olmasına rağmen, hissedarlardan her birinin taşınmazın her zerresi üzerinde hak sahibi olmasıdır. Dolayısıyla dava tarihinden sonra müşterek mülkiyet konusu taşınmaz üzerinde sizin yararlanma hakkınız bulunmaktadır. Ancak sizin diğer paydaşın taşınmazı kullanma hakkını da kısıtlamamış olmanız gerekmektedir. Ancak bunun için karşı tarafın size bir ihtarla taşınmazdan kendinin de faydalanmak isteğini bildirmesi gerekir.Aslında bunun için ihtara da gerek yoktur, tanıkla da ispat edilir. Önemli olan karşı tarafın taşınmazdan yararlanma isteğini size bildirmesi ve sizin de fiilen taşınmazdan yararlanıyor olmanızdır. Eğer taşınmaz ürün getiren bi taşınmazsa ihtara da gerek yoktur. Bu anlattığım şartlar varsa sizden ecrimisil alabilir.Saygılarımla
Re: muvazaa sonrası ecrimisil
Sayın Gülerci cevabınıza teşekkür ederim.Ancak Davacılar 2004 yılında muvazaa mahkemesinin sonuçlanması ile hissedar oldular.Daha önce hisseleri yoktu.Fakat 2002 yılından itibaren ecrimisil talebinde bulunuyorlar.Ve bizden noter kanalı yada herhangi bir kişi aracılığı ile bir talepte bulunmadılar.Zaten 2002 ve 2003 yıllarında hisse sahibi de değildiler.Muvazaa mahkemesi devam etmekteydi. Talepte bulunulmaması bir zımni rıza da olabilirmi?Yoksa Muvazaa davası açmaları zımni rızayı ortadan kaldırırmı?Teşekkür ederim.Kolay gelsin.....!
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Ecrimisil davaları 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Ayrıca ecrimisil ancak, karşı tarafın mülkiyet hakkının tesbitine ilişkin mahkeme ilamının kesinleştiği tarihten sonrası için istenebilir. Zira mülkiyet bu tarihten itibaren davacılara geçecek, iyiniyette bu tarihte sona erecektir. Olayımızda karşı taraf davanın sonuçlandığı tarihten sonrası için ecrimisil isteyebilir. Daha öncede beirttiğim gibi ihtarın noterden olmasına gerek yoktur. Kullanma talebi tanıkla dahi ispat edilebilir. Bu anlattıklarım Yargıtay'ın yerleşik uygulamasıdır.
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
bence siz burda karşı tarafa taşınmazdan her zaman faydalanabileceği, kullanım alanının ortaklaşa belirlenebileceğine ilişkin bir ihtar çekin. Ya da taksim isteyin.
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Sayın rumelibeyi22,
Kanaatimce davayı açmış oldukları tarihten itibaren rıza ortadan kalkmıştır.Dolayısıyla dava açtıkları tarihi geçmemek üzere geriye dönük 5 yıl için ecr-i misil isteyebilirler.
Saygılarımla...
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Yargıtay 3.Hukuk Dairesi E. 2004/2963 K. 2004/3034 T. 1.4.2004 :
"Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamasına göre; ecrimisilin davacının aldığı çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin tesbitine dair ilamın kesinleştiği ( 29.1.1999 ) tarihten itibaren başlaması gerekir. Zira mülkiyet bu tarihte davacılar eline geçer ve davalının tapuya dayalı iyiniyeti de bu tarihte sona erer. Bu bakımdan mahkemece bu kural ve ilkeler gözetilerek davanın reddi gerekirken, mülkiyetin davacılar murisi adına tescil tarihinden önceki süreler için saptanan ecrimisile hükmedilmesi doğru görülmemiştir. " Görüldüğü üzere ecrimisil talebi mahkeme kararının kesinleştiği tarihten sonra başlamaktadır.
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Sayın GÜLERCİ.Çok teşekkür ederim.İşte budur.:) Muvazaa davası 2004 te sonuçlandığı ve bu tarihten sonra hak sahibi oldukları halde nasıl olurda 2002 den itibaren ecrimisil talebinde bulunurlar anlamıyordum.Ve yerel mahkeme onların lehine karar verecek gibide gözüküyordu.Göndermiş olduğunuz yargıtay kararı çok iyi oldu.Tam içerğini yargıtay sorgulama sayfasından bulmadım gerçi de neyse bir yerlerden bulurum herhalde.Saygılarımla.Kolay gelsin.
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Alıntı:
rumelibeyi22 rumuzlu üyeden alıntı
Muris vefat ettikten sonra diğer oğul muvazaa davası açarak 2004 yılında tapuları iptal ettirip 1/2 hisse oranında hak sahibi olmuş ve 2005 yılında da geriye dönük 5 yıllık ecrimisil davası açmıştır.
Burada bahsedilen diğer oğul.Sonradan kazanılan bir davayla ortak olma değil,miras hakkının mahkeme kararıyla alınması değilmidir?Bu durumda kök muris diye tabir edilen,tarafların babasının ölüm tarihinden itibaren edinilen kazanç davaya konu olamazmı?
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Syn ekircali: Muvazaa davası diğer türlüde sonuçlanabilirdi.Tapu iptali söz konusu olmayabilirdi.
Şimdi davacı muvazaa davası sürerken sonuçlanmadan.Gel kardeşim hissene düşen yeri işlemi demeliydi?Ki henüz hissedar olamamış konumda olan birine?:)
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Sayın rumelibeyi22,
Yargıtay'ın kararını bana göre yanlış yorumluyorsunuz.Yargıtay'ın kararında;''Zira mülkiyet bu tarihte davacılar eline geçer ve davalının tapuya dayalı iyiniyeti de bu tarihte sona erer.'' ifadesi geçmektedir.Burada davalının iyiniyetinden söz etmek imkansız.Muvazaalı bir işlem var ve bu işlemi yapan taraflardan biri sizin olaydaki davalı.Yani burada iyiniyet değil kötüniyet sözkonusu.Ve bu durumda dava açıldığı tarihiten itibaren ecrimisil isteyebilir diye düşünüyorum.
Saygılarımla...
Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
1. Muvazaa nedeniyle tapu iptal ve tescil davalarında muvazaa olduğu tespit edilirse yapılan tapu işlemi geçersiz sayılır. Davalının kötü niyetli olduğu kesinleşmiş olur.
2. Eğer muvazaa(danışıklı dövüş) işlemi yapılmasaydı, tapu memurunun önünde bedelini verdim/aldım gibi ifadeler kullanılmasaydı, gerçek niyet ortaya konup bağış şeklinde kaydettirilseydi hakkı yenen mirasçı ortaklığın giderilmesi davası ile kendisine düşen saklı paydan gelir elde edebilecekti. Bedelini vermediği tarlayı kendi adına tescil ettirerek davacının saklı payından yararlanmışsa, davalının iyi niyetli olduğundan bahsedilemez.
3. Davacının saklı payı murisin vefat tarihten itibaren ortaya çıkar ve hileli işlemlerle bu tarihinden itibaren engellenmiş demektir. Eğer ecrimisil hakkı olmasaydı, hukuki süreç ne kadar uzun sürerse davacı o kadar zarar görürdü. O zaman hukuki sürecin davacıya zarar verdiğinden bahsedilmeye başlanırdı ki bu da sürecin kısalığına, eksik inceleme ile karar verilmesine dolayısıyla yanlış kararlar alınmasına neden olurdu.
Cevap: Re: Muvazaa sonrası ecrimisil
Ecrimisilin istenebileceği tarih konusunda kesin bilgi veren arkadaşların dikkatini aşağıdaki Yargıtay kararına çekmek istiyorum.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/7515
K. 2011/11089
T. 27.6.2011
DAVA : Dava dilekçesinde, 25.000.-TL ecrimisilin faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup, gereği düşünüldü:
KARAR : Dava dilekçesinde; davacı ile davalı B.'in kardeş olup, ortak murislerinin 08.10.1988 tarihinde öldüğü, murisin ölmeden önce 1 dükkan ve 2 daireden oluşan taşınmazlarını muvazaalı olarak davalıya, onun da diğer davalıya devrettiği, davacı tarafından muris muvazaasına dayalı olarak açılan tapu iptal ve tescil davasının ise davacı lehine sonuçlandığı, ancak murisin ölümünden beri davacının söz konusu taşınmazlardan yararlandırılmadığı ileri sürülerek, dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık süre için 25.000,00.-TL ecrimisilin tahsiline karar verilmesi istenilmiştir.
Mahkemece; tapu iptal ve tescile ilişkin dava kesinleşmeden tapu kaydında hak sahibi gözüken davalıların haksız işgalci sayılmayacağı, tapu sicilindeki kaydın iptal edilinceye değin geçerliliğini koruyacağı, dava tarihi itibariyle de ecrimisili gerektirir bir durumun olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kural olarak ecrimisil, kötü niyetli şagilin ödemekle yükümlü bulunduğu bir tür tazminattır, iyi niyetli olmayan zilyed, geri vermekle sorumlu olduğu şeyi haksız alıkoymuş olması ( işgali ) nedeniyle hak sahibine verdiği zarar ile elde ettiği veya elde etmeyi ihmal ettiği semereler karşılığını tazmin etmek zorundadır ( TMK. md. 995 ).
Öte yandan tescil hukuki sebebe bağlı bir işlemdir. Diğer bir deyişle hukuki sebepten yoksun olan veya murisin mirasçılardan mal kaçırmak kastıyla muvazaalı olarak yaptığı devir ve tesciller geçersiz olup, mülkiyetin intikalini sağlamazlar. Muvazaalı bir işlemle tapuda malik olan kişinin iktisabı iyi niyetli sayılmaz. Muvazaa sonucunda tapuda malik olarak davalının gözükmesi onun hukuki açıdan gerçek malik olduğunu göstermez. Bu tür devir ve temliklerde gerçek malik murisin ölüm tarihinden itibaren onun mirasçılarıdır. Bu nedenle kendisinden mal kaçırılan mirasçı, murisin ölüm tarihinden ( zamanaşımı defi durumunda sürenin 5 yıl olduğu dikkate alınarak ) dava tarihine kadar ecrimisil isteyebilir.
O halde, mahkemece tapu iptal ve tescile ilişkin Çerkezköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2009/635 E. sayılı dava dosyası sonucu beklenip, hüküm kesinleştikten sonra yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ve yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 27.06.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi.