Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Anayasa bu ülkede herkes yasalar karşısında eşit yazmıyor mu?
Milletvekili seçilen Av.Sebahat Tuncel, terör örgütü PKK üyesi olduğu iddiasıyla yargılandığı dava nedeniyle 9 aydır Gebze Cezaevi’nde tutuklu iken şimdi TC.nin TBMM de milletin temsilcisi oluyorsa örgüt, diğer suçlardan cezaevinde tutuklular için Anayasal eşitlik nerde?
TCK nın çıkarılış mantığında,cezalar artırılırken ülkenin başındaki terör belası gerekçe gösterilerek cezalar artırılır, terör yasası çıkartılır,sonra topluma kazandırma yasası ile ortadan kaldırılırsa, bu da yetmez, tutuklu sebebi görülen PKK ve Abdullah Öcalan davasından örgüt suçlusu TBMM ne girerse, bu nasıl bir adalet sistemi, yargı sistemi, hak-hukuktur?
Diğer devlete,anayasal düzene,insanlığa karşı suç işlememiş hapislerde tutuklu 10 binler, mal beyanından hapis yatanlar çok mu büyük suç işlemiştir?
Bu durumda, eşitlik adına, TCK dan Anayasal düzene, devlete karşı işlenen suçları suç olmaktan çıkarmak gerekmiyor mu? Şimdi bu örgüt liderleri seçimle meclise girdiyse buna karşı tutum sergileyenler için meşru müdafaa hakkı doğmuyor mu?
RTE nı milletvekili, başbakan yapmak için bu ülkede kişiye özel yasa çıkarılmadı mı?
Yasalarla, yasalar ve Anayasa by-pass edilirse, o ülkede hukuk devletinden nasıl söz edilebilr?
Bu durum akıl,mantık ölçeğinde duraksamaya yer vermeden hukuk-adalet-yargı adına hızla yol alıyor. Hakim ve yasama vicdani kanaatini bilmem de, kamu vicdanı linç ediliyor.
Hukuk devleti ve demokrasi bu kadar basite alınacak uygulamalar mı?Yoksa amaç hukuk devletini, hukuk ve yasaları kullanarak ortadan kaldırmak mı?
Kimden hukuk devletine ve yargıya güven bekleyebilir, kime yanlış yaptın diye ceza vermeyi hak görebilirsiniz?
Bu nasıl bir paradokstur. İçinden çıkan var mı?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Bir hukuk sitesinde tık yok. Yoruma değer bulunmadı sanırım.
Yargıtay Onursal Başsavcısı Kanadoğlu, DTP destekli bağımsız vekil Sebahat Tuncel’in milletvekili seçildiği için tahliyesinin çok vahim hata olduğunu söyledi. Kanadoğlu, "Seçimden önce işlediği suç dokunulmazlık kapsamı dışındadır" dedi.
’367 formülü’nün mimarı Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, DTP’nin desteğiyle İstanbul’dan bağımsız milletvekili seçilen Sebahat Tuncel’in, tahliyesinin "Vahim bir hukuk hatası olduğunu" savundu. Kanadoğlu, "Yalnız DTP’li değil, hangi partiden olursa olsun, milletvekili seçiminden önce devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne karşı işlendiği öne sürülen suç, dokunulmazlık kapsamı dışındadır" dedi. Kanadoğlu, Tuncel’in durumu hakkında şunları söyledi:
YARARLANAMAZ
"Milletvekili seçilen Tuncel hakkında, bölücü örgütle ilişkisi nedeniyle hakkında seçimlerden önce soruşturma başlıyor. Soruşturma seçimden önce başlandığı için yasama dokunulmazlığı ile ilgili hükmün uygulanması olanağı da ortadan kalkar. Tuncel, bu durumda yasama dokunulmazlığından yararlanamaz. Çünkü, yasama dokunulmazlığı kazanılmamıştır. İşlediği öne sürülen suçtan dolayı soruşturmanın yürümesi gerekir. Tuncel, milletvekili olduğu için tahliye edilemez. Böyle bir karar, hukuki bir hatadır. Anayasa’nın 83. maddesinin yasama dokunulmazlığına getirdiği ayrı hali gözardı edilmiştir. Anayasa’nın 14. maddesine aykırı suç işlediği öne sürülen kişinin, milletvekili seçilmesi halinde soruşturma durdurularak, Meclis’e göndermeyi mahkeme yapamaz."
ADALET BAKANLIĞI NE DİYOR?
Sebahat Tuncel'in serbest bırakılmasıyla ilgili olarak Adalet Bakanlığı'nın üst düzey yetkilisi Hürriyet'e "Tuncel, yalnız milletvekili olduğu için salıverilmedi. Dosyadaki delil durumu, tutuklu kaldığı süre, milletvekili seçildiği için kaçma ihtimalinin ortadan kalkmış olması da değerlendirildi. Ayrıca, Tuncel serbest bırakılmamış olsaydı, bu konuda iç ve dış tepkileri de olacaktı. Salıverilmeyle bunlar da ortadan kalktı" dedi.
Siz ne dersiniz?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Alıntı:
hukuk ve adalet rumuzlu üyeden alıntı
Bir hukuk sitesinde tık yok. Yoruma değer bulunmadı sanırım.
Haklısınız kimse yorumda bulunmamış ama sizin de yorumunuzu göremiyorum.
Nedir yorumunuz? Tabi üye adınıza göre hukuki ve bilimsel olmasını tercih ederdim.
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Geçen dönemde milletvekili olan 128 kişinin dokunulmazlıkları nedeni ile haklarındaki yargılamaya ara verilmişti. Bu kişilerin haklarındaki iddialar ise hiç de küçümsenecek gibi değil. Yasa dışı örgütlerle ilişkiler, görevi suistimal, resmi evrakta sahtecilik, zimmet, kalpazanlık gibi soruşturma konuları söz konusuydu. Hatta müstakbel cumhurbaşkanımız Abdullah Gül hakkındaki iddia kayıp trilyon davası kapsamında evrakta sahtecilik. Bütün bu milletvekilleri dokunulmazlıktan yararlanıyor, yargılamaları duruyor da, Sebahat Tuncel neden yararlanamasın?
Ayrıca Anayasa 83. maddede 3 şartın birlikte gerçekleşmesi halinde dokunulmazlığın dikkate alınmayacağı ifade edilmiştir. Suçüstü hali gerçekleşmiş midir?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
İlk bölüm yorumlarıma göre sorularıma yanıt beklemiyor mu ?
Daha açık ne yazabilirim sizce?
Bu ülkede hukuk adına savunabilecek birşey kaldı mı?
Bu ülkede demokrasiden anlaşılan tablo mu?
Siz hukukçular olarak neyi savunacağınız konusundan emin misiniz?
Yasalar çerçevesinde doğru yanlış tartışması gerçekleşen durumda adalet ve bağımsız yargı için yeterli mi?
Kamu vicdanı nerede, bu yasalar kamu vicdanını tatmin ediyor mu?
Bu ülke gerçekten hukuk devleti mi? Neyin peşindeyiz?
Şayet milletin meclisinde bu kişilerin beni temsil etme hakkına hukuk ve yargı olanak tanıyorsa, bu uğurda neden binlerce şehit veriliyor?
Terör belasını başımıza saran PKK örgüt liderleri,seçimle TBMM ise, diğer suçlar sizce ne kadar ciddi ve önemli?
Bu durum demokrasi adına haksa, anayasal düzeni bozmak, devlete karşı suçlar TCK da geçerli olmalı mı? Ne anlam taşıyor?
Yoksa başımızda terör belası diye en ağır cezaların caydırıcı olması gerekçesiyle oluşturulan ceza yasamız tümüyle iptal, ortadan kaldırılmalı mı?
Bağımsız yargının hak olarak oluşturduğu mevcut durumda ben sade vatandaş olarak eşitlik anlayışında suçsuz olmak için, TBMM girmek için hangi eylemleri yapmalıyım?
Ben de Sn.Öcalan deyip, saflarında yer alırsam, vatansver ve TBMM daha kolay girme yollarını açmış mı olacağım?
Hukuk - adalet ve bağımsız yargı adına demokrasinin sürdürülmesi için bana ne öneriyorsunuz?
Ne anlatmak istediğimi başka nasıl anlatabilirim?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Aşağıdaki paragraf, TBMM genel kurul toplantılarından birinde Feridun Ayvazoğlu'nun konuşmasından alıntıdır.
http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/t...e1=14&page2=14
Alıntı:
Öyle ki, 83'e ikinci maddesindeki bu istisnanın dahi uygulanma imkânı artık kalmamıştır. Milletvekilleri, istedikleri şekilde, Anayasanın 14 üncü maddesinde belirtilen suçları işlemiş olsa dahi, ağır cezayı gerektiren bir suç işlemiş olsa dahi, artık tamamen dokunulmazlık süresinin sonuna kadar işleyeceğini hüküm altına almıştır. Nedeni şudur: Türk Ceza Kanunu, biliyorsunuz, değişikliğe uğrayarak 1 Haziranda yürürlüğe girdi. Türk Ceza Kanununun, şu andaki Türk Ceza Kanununun 46 ncı maddesinde cezalar tek tek sayılmıştır. Ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve hapis şeklinde cezalar sayılmıştır. Şimdi, burada "ağır cezayı" ibaresini görmek hiç mümkün değildir. Eğer, Anayasada belirtilen ağır cezayı burada tek tek arama imkânımız varsa, Ceza Kanununda böyle bir ceza kalmamıştır. O zaman, hangi milletvekili ne şekilde suç işlerse işlesin, eskiden ağır cezayı gerektiren bir adam öldürme dahi olsa, iddia ediyorum, bu şekilde çok önemli bir değişiklik yer almış ve bu, boşlukta kalmıştır. Şu anda, hiçbir şekilde, suçüstü hali de olsa, o milletvekili hakkında herhangi bir soruşturma yapılamayacağı şeklinde bunu yorumlamak zorunda kaldık, zorunda bırakıldık. Biz, bunu, Ceza Kanunu alt komisyonunda yaptığımız çalışmalarda da dile getirdik; ama, maalesef, bu hüküm görüşülmedi, tartışılmadı; çünkü, burada bir husus da şudur; meşhut suç dediğimiz suçüstü halinin de, yine biliyoruz ki, Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 18 inci maddesiyle kaldırılan Suçüstü Haline İlişkin Muhakemeye Dair Kanun da, artık, hükmünü kaybetmiştir; dolayısıyla, Anayasanın 83 üncü maddesindeki bu hükmün işleyebilmesi tamamen ortadan kalkmıştır.
Ben de bunun geçerliliğini sorgulamaya başladım. Acaba Feridun Bey 5235 sayılı kanunun 12. maddesini gözden kaçırmış mı?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Sayın Şahin,
Şimdi 128+1
Ben Sabahat Tuncel kişiliğinde, bağımsız adaylarda, TBMM de bulunma kriterlerini tartışıyorum.
Bu somut durumla Anayasal eşitlik anlayışını tartışıyorum. Çok haklısınız neden olmasın da, diğer tutuklularda siz suçüstü bir durum mu var sanıyorsunuz?
Bu bir çifte standart değil midir?
Bu gözlemlere bağımsız yargı adına RTE ve Abdullah Gül de dahil değil midir?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
TBMM'de bulunma kriterlerini tartışmaya gerek yok, çünkü bu kriterleri Anayasa zaten belirlemiş.
Diğer tutuklular derken tutuklu milletvekillerinden mi bahsediyorsunuz? Tutuklu bir milletvekili var mı? Milletvekillerinin dokunulmazlıklarına bağlı olmaksızın soruşturma ve yargılama yapılabilmesi için gerekli üç şarttan birisi suçüstü halidir. Bütün tutuklular için bu gerekli değildir.
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Sayın Şahin,
Ben de TBMM dekilerin dokunulmaz güç olarak, çıkardıkları yasalardan kendilerini nasıl muaf tutup yasaların onlara işlemediğinden haberdarım.
Şimdi somut bir durum var,Anayasal düzene, devlete karşı örgütlü suçlardan tutuklu kişi millete vekil oldu, çiçeklerle uğurlandı, aynı suçlardan tutuklu olanlar için Anayasal eşitlik ilkesinden tutukluluğun kaldırılması gerekmiyor mu?
Millete vekil olabiliyorsa, olmayanlar da normal yaşamlarını sürdürsünler, ceza yasasından bu konular suç olmaktan çıkarılsın, zaten topluma kazandırma yasasıyla tırpanlanıp, terör yasası da by-pass edilmemiş miydi?
En adaletli ve doğru olan, bu suçlardan tutuklu olan, yargılanan bağımsızlar da dahil kişiler, örgüt liderleri milletin vekili oluyor ise, cumhuriyeti yıkma fiilinden daha ağır suç olmayacağına göre TCK külliyen kaldırılsın. 1 adam öldürene ömür boyu hapis, hergün PKK uğruna vatani görev yapan 3-5 şehit verilen vatan evlatlarının katillerine milletvekili olmak hakkı.
Bu durum, bir hukuk devletinde,hak-adalet ve yargı adına sizde nasıl bir duygu uyandırıyor?
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Sayın hukuk ve adalet,
Serzenişlerinizde haklılık payınız olmakla birlikte, mantık hataları yapıyorsunuz diye düşünüyorum. Şöyle ki, olması gereken ile olan arasında yanlış dengeler kuruyorsunuz. Öncelikle Sebahat Tuncel'in tutukluluk halinin kalkmasının gerekçesi değiştirildi, sebep olarak kısaca "kaçma ihtimalinin olmaması" gösterildi, zira artık adreslerinden birisi TBMM. Bu bana göre daha makul ve tartışmaları bertaraf edebilecek bir sebep.
Alıntı:
hukuk ve adalet rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi somut bir durum var,Anayasal düzene, devlete karşı örgütlü suçlardan tutuklu kişi millete vekil oldu, çiçeklerle uğurlandı, aynı suçlardan tutuklu olanlar için Anayasal eşitlik ilkesinden tutukluluğun kaldırılması gerekmiyor mu?
demişsiniz. İşte burada mantık hatası var bence, yukarıda açıkladığım sebeple. Çünkü aynı suç iddiasıyla tutuklu bulunan kişilerin tutukluluk için geçerli sebepleri devam edebilir. Burada önemli olan tutuklama için gereken sebeplerin varlığı yada yokluğudur.
İkinci hatanız ise hukuk devletinin ve ceza hukukunun temel ilkelerinden biriyle ters düşmektedir ve kesinlikle çok yanlış bir tutumdur. Bu ilke "hiç kimsenin hakkında bir yargılama yapılıp, suçluluğu hakkında karar verilene kadar suçlu sayılmayacağı"dır. Bahsettiğiniz kişi henüz iddia edilen suç ile ilgili hüküm giymedi, bu nedenle 4. paragrafınızdaki ifadenizi biraz ağır buluyorum. Sebahat Tuncel hakkındaki yargılama henüz sonuçlanmamıştır, şu anda sadece iddialar söz konusudur ve milletvekili olmasında kanunen bir engel yoktur, ki zaten olmuştur.
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Sayın Başak Şahin,
Mantık hatası yaptığımı düşünmüyorum.Hukukun mantıksız işlediğini anlatmak istiyorum.Yasatakiyyeleriyle,özel yasalar çıkarılarak adaletin linç edildiği birçok örneklere sahibiz.
Mantık kavramının felsefi açıklaması "Düşüncenin ve düşüncenin varlık biçimlerinin, ögelerinin, türlerinin, olanaklarının, yasalarının ve düşünce bağlamlarının bilimi "olarak açıklanmışsa, bu ilişkileri gözden geçirerek sonuç mantıklı mı tartışmamız gerekir.
Burda kaçma şüphesi tutuklama için tek başına geçerli değildir, suçu işlediğine dair kuvvetli deliller de saptanmış olması gerekir. Bu da maddi kanıt olarak önemlidir.İkinci aranan koşul delillleri yok etme erki mecliste görev yaparken daha olanaklıdır!!!!!!!!!!!
Yargı görünüşe kılıf uydurmak değildir.Akıl ve mantık yoluyla duraksamaya yer vermeden........der.Somut durum bu tarife uymamaktadır. Meclise girenlerin PKK ve kürt devleti mücadelesinde Anayasal düzene ve cumhuriyete karşı örgütlenmenin liderlerinden isimler olduğunu dünya kamuoyu biliyor. Bunu red edebilir misiniz?
Ayrıca burda tartışılması gereken önemli bir konu da tutukluluk halidir, hak ve özgürlüklerin kısıtlanmasının insan onuruna yakışmayan,insan haklarını ihlal eden tutum olarak, hakim karşısına çıkarmak için bir önlem olan tutukluluğun çok zorunlu şartlarda uygulanması gerekirken, ülkemizde keyfi ve sıkça uygulanmasının sürdürülmesidir.Burada uygulanan çifte standarttır.
4. paragrafta yazdığım somut durumdur.Cezaevi nüfusunun yarısından fazlası tutuklulardan oluşmaktadır. Milletvekilinin tutukluluk nedeni en ağır cezalarla ÖGACM ne konu iken, bu konuda tutukluğun kaldırılmasına adresi sabit tek başına gerekçe olabiliyorsa, diğer suçların, tutukluluk nedenlerinin 4. paragrafta yazdığım gerekçelerle ölçülülük ilkesinden masum kabul edilmesi gerekmez mi?
Siz adalet adına bir insanı duruşmaya bile çıkarmadan uygulamada yasalarla, asgari 4-18 ay 3-5 hatta 10 yıla kadar tutuklu kalmasına imkan veren yargılama düzeninde, "bir kimse suçluluğu anlaşılıncaya kadar masumdur" demek afaki ve bir anlam taşımayan mantık dışı anlayıştır.İnsan onuru,gururu,hak ve özgürlüklerini ihlal eden bu yaygın anlayış egemenken, milletin vekili olunca ortadan kaldırılması kamuoyunu adalet/yargı anlayışı adına ciddi şekilde rahatsız/rencide etmektedir.
Yazar Ergün Poyraz'ın tutuklanması, yargı uygulamaları mantığına yeni bir çelişki örneğidir.
“Biraz güvenlik sağlayabilmek için temel özgürlüklerimizden vazgeçersek,
sonuçta ne özgürlüğü ne de güvenliği elde edebiliriz.”
Benjamin Franklin
Tartışarak doğruyu bulmak umuduyla,
Re: Hukuk yoluyla hukuk devletini by-pass
Terörist Öcalan DTP'yi eleştirdi
'Adımı kullanarak 20 vekil çıkardılar'
NAMIK DURUKAN Ankara/Milliyet
DTP'nin seçimlerdeki performansını eleştiren terörist Abdullah Öcalan, kendi adı kullanılıp 20 milletvekili çıkarıldığını savunarak, "Ben olmasam ne yapacaklardı. Benim ismimi kullanmasalardı bu sonucu alamayacaklardı" dedi.
Öcalan'ın İmralı'dan avukatları aracılığıyla gönderdiği mesajlar, Fırat Haber Ajansı'nca yayımlandı. DTP'nin seçimlerden başarısız sonuç almasını, elindeki kadroyu çalıştıramamasına bağlayan Öcalan, seçilen DTP'li milletvekillerini de, "politika ciddi bir iştir" diye uyardı. Öcalan şunları kaydetti: "Politika ciddi bir iştir, demokratlık ciddi bir iştir, yapamıyorlarsa bırakıp gitsinler. DTP bundan sonra iyi çalışmazsa elindekini de kaybeder. AKP'yi eleştiriyorlar, ama AKP seçim için çok çalışıyordu. DTP bir çatı örgütünü gerçekleştirebilir, diğer sol partileri de bu çatı altında birleştirebilir."
BUNA HUKUK DİLİNDE İLLİYETLİK BAĞI MI DENİR?