Başlığı açıp beklemeye koyulalım, sandıklar açıldıkça seçim sonuçlarını aktarmaya, sonuçlar hakkında yorum yapmaya başlarız. :)
Printable View
Başlığı açıp beklemeye koyulalım, sandıklar açıldıkça seçim sonuçlarını aktarmaya, sonuçlar hakkında yorum yapmaya başlarız. :)
1600 itibarıyla 32 ilde seçim bitti. İlk haberler..
Kenan Evren Oy pusulasını yırttığı için tutanakla ikinci kez oy puslası alarak oy verdi... Muhtemel onuda yanlış vermiştir ama neyse..
Van başkalede ilk seçim sonucu alındı 95 sendık açılıp sayımı bitti...
ÇOK İLGİNÇ BİR ŞEKİLDE HALKIN AKIN AKIN HUKUKİ NET E OY VERDİĞİ GÖRÜLDÜ AMA HUKUKU NET SEÇİMDE YOKTU... dEMİREL BUNU BÜYÜK HATA OLARAK NİTELEDİ...
Seçimin sonucu ile ilgili değil ama seçimin kendisi ile ilgili bir not. Kapı numaramı bilen YSK yaşımı bilmiyormudur? Oy verdiğim binanın 3. katındaydı sandığım ve oflaya puflaya zorlukla merdivenleri çıkan 70 'in üzerinde pek çok vatandaş gördüm. Dönüşte kapıdaki görevliye sorduğumda yardım istendiği takdirde alt katta oy kullanabildiklerini söyledi. Herhalde benim gördüğüm vatandaşlar kapıdan girerken başka yana bakıyordu. Çünkü hemen önümde oy kullanan en az 80 yaşında olan bastonuyla bile 90 derecelik açıyı zorlayarak ayakta duran dedeciğin o merdivenleri çıkmasına insafı olan biri izin vermezdi!!!!!
Seçmen listeleri oluşturulurken düzenlense bu durum daha insancıl olmaz mı?
İlk gelen sonuçlar umulandan çok farklı çıkıyor bazı bazı şyleri umanlar için..İnşallah böylede devam eder...
Şu yasağı kaldırsalar artık... :)
Yasak 2100 da kalkacak ama sonuçlar akmaya başladı bile ...
YİTİK OYLAR....
Şanlıurfa’nın Siverek ve Viranşehir ilçesine bağlı iki köy ve bir mezrada tüm seçmenler sandık başında toplandılar, ancak köylerine ne yol, ne su gelmediği için oy kullanmayacaklarını belirterek alkışlar arasında seçmen bilgi kartlarını yırttılar. http://www.ntv.com.tr/news/414974.asp
Konya’nın Çumra ilçesi Belediye Başkanı Nasır Ersöz, Çumra bölgesine Adana, Mersin ve doğu illerinden gelen tarım işçilerinin yol masrafı nedeniyle oy kullanmak için geri dönemediğini söyledi. http://www.ntv.com.tr/news/414981.asp
Antalya Bedensel Engelliler İl Temsilcisi Soner Yaşak, bazı engelli vatandaşların üst katlarda bulunan sandıklara kaydedildikleri için oylarını kullanamadıklarını açıkladı http://www.ntv.com.tr/news/414979.asp
Seçim sonuçları açıklama yasağı saat 19:00'a çekildi, yani 35 dakika sonra sonuçları öğrenmeye başlayacağız. Hadi hayırlısı...
Buyrun ekranların başına. Yasak delindi.
Ekran başındayız... Hiç ekran başından ayrılmayalım, diziler, şarkı yarışmaları, dans yarışmaları, güzeller ve dahiler eksik olmasın ekranlarımızdan.
Seçimin seçim sonrası klasikleride başladı.
Mehmet Ağar istifa etti. Her seçimde istifa edip bir sonraki seçimde parti başında olmalarına alışığız. Eminim DP'liler bile ciddiye almıyordur.
Herkese geçmiş olsun. AKP bu sefer iktidar oldu. Geçen sefer oy oranı nedeniyle hertürlü icraatları şaibeli bulunmuştu. Şimdi böyle bir çekinceleri kalmadı. Üstelik seçim öncesi açıkça AKP ye destek vereceklerini ifade eden Bağımsızlarla anayasa değiştirecek çoğunluğa ulaşıyorlar.
Atadıkları binlerce imam ve din kültürü öğretmeni üstlerine düşen sorumluluğu en iyi şekilde yerine getirmiş gözüküyor.
Türk Milletinin başı sağolsun
Her şey istediğimiz gibi gitmemiş olabilir.Ama adı geçen parti %47-48 oy toplarken bizim gibi düşünenler neredeydi?Nerede yanlış yapıldı?Bazı şeyleri putlaştırırken acaba asıl görevimiz olan milleti unutmuş olamaz mıyız?Hatayı biraz da kendimizde arayalım.
Hayretler içerisindeyim...
Hata bizde Alper, "vatanını deli gibi sevmek" eğer hataysa.
Şu ortamda en büyük hata "vatansever" olmak zaten Başakcım, işte bu bağışlanamaz hatamızın cezası da bu maalesef...
Şok!!!!!!ŞOK!!!!!!!!!! ŞOK!!!!!!!!!!!
Bu sonuç demokrasi sorunu yaşatacak, halkın demokrasiden ne anladığını tartışmak gereğini çok açık ortaya koymuştur.
Aksi takdirde demokrasinin başı sağolsun !!!!!!!!!!!!!!!!!!
Bakalım AKPyi kimler neden tebrik ediyor:
"New York Times gazetesi, Türkiye’deki seçimleri değerlendirdiği haberinde “Seçim sonuçlarının, Türkiye’nin kimin tarafından yönetilmesi gerektiği konusunda son bir yüzleştirmek için sahneyi hazırladığı”nı öne sürdü.
AKP’nin Anamuhalefet partisine göre çok büyük bir oy kazandığını belirten gazete, laik ve milliyetçi partilerin, AKP’nin “İslamcı bir gündem”i getirmeye çalıştığı için seçmenlerce cezalandıracağını öne sürdüklerini belirterek “Sonuçlar, kurulu düzene bir tokattır” diye yazdı.
NYT, “NATO üyesi ve Amerika’nın sorunlu bir bölgedeki güçlü bir müttefiki olan Türkiye’nin istikrarı hayati önem taşıdığı”nı da kaydetti."
Fransa'daki televizyon kanalları, akşam ana haber bültenlerinde AK Parti'nin seçim başarısına geniş yer verdiler... France2 televizyon kanalı, seçimlerle ilgili verdiği ikinci bir haberde de, "Türkiye'nin enerji koridorlarının kesiştiği bir bölgede bulunduğunu" hatırlattı ve "AB için Ankara'nın Rusya karşısında doğal gaz ihtiyacı için önemli ve vazgeçilmez bir ortak olacağı" yorumunu yaptı.
Le Monde gazetesi, “İslamcı hareketten çıkan iktidardaki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin parlamentodaki tam çoğunluğu elde edeceği”ni belirtti.
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya'dan sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza, Türkiye'de yapılan genelseçimlerin, Türk demokrasisi açısından büyük bir başarı olduğunu söyledi.
BBC, “Kökleri siyasi İslam’da olan AKP’nin ülke çapındaki oyların yüzde 51’ini elde etmiş olabileceği”nin sanıldığını kaydetti. Anamuhalefet partisinin ise oyların yüzde 16'sını aldığına ilişkin tahminlere de yer veren BBC, oy verme oranının “çok yüksek” olduğuna da işaret etti.
Yunan Eleftrotipia gazetesi muhabiri Angeliki Spanou, Yunan hükümetinin AKP’yi açık şekilde desteklediğini ve bunda başlıca etkenin AB politikaları olduğunu söyledi. Yunanistan’da “güçlü ve istikrarlı bir AKP Hükümeti olmazsa Türkiye’nin AB perspektifinin duracağı” görüşü olduğu kaydeden Spanou, “Yunan bakış açısına göre AKP’nin zaferi, derin devletin yenilgisi olacak” dedi. Spanou, Yunanistan’da MHP’nin Meclis'e girmesi konusunda da kaygılar olduğunu belirterek, olası bir koalisyonda MHP’nin AKP’yi daha sert davranmaya itebileceğine dikkat çekti.
Japon Nikkei gazetesi muhabiri Ken Moriyasu da Cumhuriyet mitingleri ardından Türkiye’deki İslamcılara ne düşündüklerini sorduklarında “sandığı bekleyin” yanıtı aldığını ve bugün bu yanıtın ne olacağını göreceklerini söyledi. Moriyasu, AKP’nin seçimi kazanması halinde, İslamcı bir partinin ılımlı olabileceğini kanıtlayacağını ve bunun da Hamas’ın zaferi ile sarsılan Orta Doğu’ya olumlu bir işaret olacağını söyledi.
Time dergisi seçim sonuçları "Türkiye'nin kimliğini belirleyecek " demiş.
Biraz da bu seçim yasasını tartışsak. 42.5 milyon seçmen sayısı, 34.7 milyon oyun 16 milyonunu alan parti 550 milletvekilinin 342 sine sahip olması, 12 milyon oya 112+69=181 milletvekili ne derece demokratik?
Seçim siteminde bir sakatlık var da o hep gözardı ediliyor.
Tarih: 16 Şubat 1997. Cumhuriyet Gazetesi’nden Leyla Tavşanoğlu, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’le röportaj yapıyor. Bir yanıt şöyle: "Perinçek: ABD Tayyip Erdoğan’ı Başbakan, Abdullah Gül’ü de Dışişleri Bakanı yapacak. CIA’nın yan kuruluşlarından Rand Corporation’ın yayın organında da bu yazıldı."
Doğu Perinçek, bu saptamayı 3 Kasım 2002 seçimlerinden 5 yıl 8 ay önce yaptı. Aydınlık da 20 Ekim 1996 tarihinde "Abramowitz, Tayyip’i Erbakan’ın yerine hazırlıyor" kapak haberiyle ABD’nin Erdoğan’a verdiği görevi duyurmuştu.
Bu seçimler Türk demokrasisi açısından büyük bir başarıymış. Öyle diyor ABD!
Bu seçimler bir kere daha gösterdi ki; halkımız,
Sevilmekten hoşlanıyor,
Barzani ve Talabani'yi seviyor,
ABD ve AB'ye yürekten bağlı,
Siyasetçiler ve aile fertlerinin kaşıkla (eskiden kömür çekiyle verilirdi) verip gemiciklerle aldıklarından memnun,
Altına yılan aksa kalkmaz, aslında altındaki toprağı götürüyorlar ama yine de kalkmaz,
.................................................. .................................................. .................................................. ................................................
Falan filan...
Halk iradesine saygı gösterilmesi gerekir ve buraya ne yazar, çizersek yanlış olur... Onun için bekleyelim görelim...
Tabi bunlar iktidar tarafı ile yazılanlar, muhalefetin de durup bir ciddi düşünüşe geçmesi gerekir, bu sonuçlardan sonra...
Selamlar,
AKP'yi ve AKP'lileri tebrik ediyorum,haksız (Oy satın aldıklarını hepimiz biliyoruz.) da olsa kendileri adına büyük başarı, yiğidi öldür hakkını ver demişler...
Yalnız şunu da belirtmeden geçemeyeceğim,RTE bir konuşma yaptı ve kafamda birtakım soru işaretleri bıraktı.Eğer RTE gerçekten bu kadar kibar ve uzlaşmacı idiyse şimdiye kadar neden bu yönünü göremedik.Yok eğer RTE şimdi rol kesiyorsa vay halimize vayyy...
Bir de Arınç'ın konuşması var ki akıllara zarar...
Bu arada MHP'yi de tebrik etmek istiyorum,her ne kadar birinci parti olarak çıkamadıysa da oy oranını oldukça artırdı.
Ama yinede MHP'nin de, diğer muhalefet partilerinin de takkeyi önlerine koyup düşünmesi yararlarına olacaktır.
Neyse bekleyip göreceğiz...
Sayın Öztürk, "Türk halkı artık suni laiklik krizi çıkaranlara, cumhurbaşkanı seçtirmeyenlere, ülkeyi muhtıra ile gerenlere, kendisini anlamaktan uzak olanlara, komik ve gerçek ötesi vaadlerde bulunanlara, vaadlerinin kaynaklarını açıklamayanlara, hakettikleri cevabı verdi..." diyor.
AKP Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez geçen hafta ekranlarda Balıkesir'de gerçekleşen bir arazi vurgununu anlattı, izlemişsinizdir...
Türk halkı gereken cevabı verdi.
AKP Balıkesir'de 5 milletvekilliği kazandı.
Demokrasi kazandı...
Her millet layık olduğu biçimde yönetilir (yada layık olduğu idareyi seçer):o :kızgın: :( :)
İşte bir kez daha "demokrasi" den bahsederken, demokrasinin anlamını bilmediğinizi göstermiş oldunuz.Öyle ki, AKP'nin yaptığı yolsuzlukları, vurgunları, hırsızlıkları bir bir "belgeleriyle" açıklayan Turhan Çömez'in,halkın tercihine duyduğu saygıdan ötürü gayet demokratik bir şekilde AKP'nin almış olduğu oy oranınından bahisle "başarılı" bulmasını bile kendinize yontmuşsunuz.AKP'nin almış olduğu oyların (her ne kadar haksız olarak alındıysa da) büyük bir başarı olduğunu ben de dile getirmiştim, gerçek demokrasi budur. Ne olursa olsun halkın iradesine saygıdır bu.Ama demek ki bizler,demokrasiyi yanlış biliyormuşuz,bu hususta siz "demokratlardan" öğreneceğimiz çok şey varmış...
Evet, AKP başarmıştır, halkı kandırmak konusunda 1 numara olduğunu kanıtlamıştır, başarısı bundan ibarettir. Ama ne olursa olsun AKP'nin %46 oranında oy almış olması icraatlerinde başarılı olduğunu göstermez. Açık açık "demokrasi bizim için amaç değil, araçtır." diyen bir başbakan, yoksullaştırdığı halka erzak dağıtarak oylarını satın alan bir parti ile bakalım nereye sürükleneceğiz. İnşallah bizi utandırırlar,bunu gerçekten yürekten diliyorum...
Evet demokrasi kazandı ama kime göre demokrasi?
İşin açıkçası, dün akşam yazıma aldığım kısa paragrafı bugün çıkarırken ve gerekçe olarak da "gereksiz polemik yaratmamak" yazarken; durmuş saatin günde iki kere doğruyu göstermesi misali yaptığınız yorumun bilinen sebeplerle doğru çıkmış olmasını gözönüne almış ve samimi olarak , seçim ve demokrasi?! sevincinizi kursağınızda bırakmak istememiştim. :o
Görüyorum ki gene yarım sayfa yazıp, hiçbirşeyi doğru anlatamamayı başarmışsınız.
Mesajımda da belirttiğim gibi; öncelikle halk iradesine saygı gösterilmesi gerekir. Bu irade size göre doğru, bana göre yanlış tecelli etmiş olabilir. Yine de saygı duyulmalıdır. Ancak bırakın % 46-47'yi % 99 çoğunluğun iradesi de her zaman doğru, gerçekçi ve ülke çıkarına olmayabilir. Bunu zamanla yaşayıp göreceğiz, ümit ediyorum ben fena şekilde yanılırım ve siz haklı çıkarsınız.
Konuya dönersek, sağ partiler ve liderler hakkında yazdıklarınıza yorum yapmayacağım. Bugün icraatleri ile gayri milli ve dinci olarak görülen ancak halkın % 46-47'sinin teveccühüne mazhar olmuş partinin oluşumunda, palazlanarak bu hale gelmesinde hepsinin büyük payı bulunmaktadır. Özellikle 12 Eylül darbesi sonrası oluşturulan ortamda Türk-İslam sentezi düşünce yapısı, tarikatlara, cemaatlara, gerici Cumhuriyet karşıtlarına istedikleri ve palazlandıkları ortamı vermiştir. Bir yandan Kuran Kursları, cemaat evleri ve hatta Milli Eğitimde öğrenim birliğinin ortadan kaldırılması, eğitimin paralı hale getirilmesi, diğer yanda topluma dayatılan pop kültürün etkisi ile toplum eğitimsizleştirilmiş ve duyarsızlaştırılmıştır.
1980-2007 tam 27 sene olmuş, çeyrek asırı geçmiş, sadece liselerden her yıl 500.000 gencin mezun olduğu düşünülürse, eğitim sisteminin, pop kültür ve medyanın başını çektiği bilinçli yozlaştırmanın bu 27 yıl boyunca neler başarabileceğini, ne "göbeğini kaşıyan adam"lar yetiştireceğini hayal bile edemezsiniz. Bu insanlar bizim insanımız, asla onları hakir görmüyorum, gerçekte bu insanların göbeğini kaşıyan adam olmakta hiçbir suçları da yok, suçlusu ne yazık ki bu bozuk düzen...
Gelelim solun haline... Sovyetler Birliği'nin dağılması, Berlin duvarının yıkılması, dünyada solu bitirmedi , zira sol ne Marks ne de Engels ile ne de Ekim Devrimi ile başlamıştır ki onların ideolojilerinin belli konularda çöküşü ile sona ersin. Sol düşünce, emek sömürüsüne başkaldırı, insan olmanın onurunu koruma içgüdüsü çok eski çağlardan günümüze gelen insanın temel değerlerinden olagelmiştir. MÖ 73'de Spartaküs'ü okuyun dediklerimi anlarsınız. Türkiye'de 12 Eylül ardından sol büyük tırpan yedi, kan kaybetti ve yukarıda yazdığım nedenlerle döngüyü çevirmek kolay değil, bunda Baykal'ın hiç mi rolü yok derseniz elbette var ama düşünüldüğü ölçüde değildir. Zira sol, bizim bazı aydınlar tarafından liberal düşünce olarak evrilmeye çalışılmıştır, bunda ABD ve Soros'un maddi manevi desteği büyüktür.
Yurtdışında bir siyasetçi resmi amaçlı uçuşları için kullandığı miles kartın bonuslarını özel amaçlı uçuşlarında kullandığı anlaşıldığında istifa etmişti. Bizimkilerin yeni yetme oğulları gemiler alıp babaları bunlara "gemicik" diyebiliyor ve o siyasetçi halkın % 46-47 oyuna mazhar olabiliyor. Bunun da ismi demokrasi oluyor?!!! Unutmayın demokrasiyi ancak demokrasi kültürü olan toplumlar korur ve geliştirirler, yoksa bunun adı alaturka demokrasi olur, o da bize yakışır, son seçimle yakıştı zaten...
Selamlar,
Kesinlikle katılıyorum size...
Asıl sorun oyların altın , para, çek v.b. ödeneklerle satılmasıydı burda. AKP oyları satınaldı. Cami cikışlarında çek dağıtılmış,altın dağıtılmış ve oylarını AKP ye vermeleri için yemin ettirilmiş . KİT leri özelleştiren satan bir yönetimden başka ne beklenebilirki..
Oy satın aldıklarını biliyorsunuzda daha ne diye duruyorsunuz. Hemen gerekeni yapın. Bu bir suçtur. Ama eğer ispatlayamazsanız, sizinkide bir suçtur.
Evet MHP ninde diğer muhalefet partilerininde takkeyi önlerine koyup düşünmeliler. Yine aynı hatayı yaparda diretirlerse Cumhurbaşkanını seçtirmemek için , MHP barajın altına iner DP gibi, CHP bir o kadar oy kaybeder.
Bakın borsa nasıl yukarıya tırmandı ve daha neler. Bu istikrarı bozmaya hiç kimsenin hakkı yok.
"Halkın demokrasiden ne anladığını tartışmak lazım" diyen dostlara şunu söylemek istiyorum. Demokrasilerde halkın önüne bir seçim sandığı konur, halk da yöneticilerini seçer. Beğeniriz ya da beğenmeyiz, ama oyunun kuralı budur. Demokratsan bu sonuca saygı göstereceksin, demokrat değilsen, halkı küçümseyerek sonucu içine sindiremeyeceksin.
Beğenelim ya da beğenmeyelim. Adamlar başarılı bir seçimle %46 oy aldılar. Buna saygı göstermek gerekir.
Halk bu işi bilmiyor diyorsanız, o zaman oyunun kuralını değiştirelim. Halk bu işi bilmiyorsa halkın oylarını bir kenara atalım ve halkın yerine "haklın partisi" olan CHP'yi doğrudan iktidar tayin edelim. Halka gerek yok ve zaten halk bu işten anlamıyor. Halk partisi varken, halkın ne gereği var değil mi?
Ya da yeni bir kural koyalım. CHP'ye verilen oylar 2 oy sayılsın.. Ama bu da çözüm değil, çünkü yine AKP'ye yetişemiyor. O zaman AKP'ye verilen her oy yarım oy sayılsın. Cahil kalabalıklar demokrasiyi ne bilsin, onların oyunu yarım saymak bile onlara fazla aslında. Bu da çözüm olmazsa bir mahkeme bulup bu seçimleri iptal ettirmek lazım. Gerçi mahkemeler "bu iş bizim yetkimizde değil" diyebilirler, ama buna da bir kılıf bulunabilir. Anayasa Mahkemesi de "eylemli iç tüzük değişikliği" gerekçesi ile acaip bir karara imza atmadı mı?
Görüldüğü gibi demokrasilerde çare tükenmiyor.
Yahu arkadaaşlar işin şakası bir yana.. Benim partim DP de dahil olmak üzere bir sürü beceriksiz partinin yetersizliği ile bu adamlar bu oyu aldılar. Bu işin altınla, satın alma ile bir ilgisi yok. Bu iddialar gülünç iddialar. Adamları suçlayacağımıza kendi partilerimize çeki düzen vermeye çalışalım.
Aşağıdaki orjinal metinde de görüldüğü gibi bu imzalar Öcalan'ın asılmaması için değil, infazın ertelenmesine ilişkindi. İdam cezasının kesin olarak kaldırılmasına neden olan işlem 2003 yılında Akp iktidarı zamanında yapılmıştır.
11 NOLU PROTOKOL İLE DEĞİŞİK İNSAN HAKLARINI VE TEMEL ÖZGÜRLÜKLERİ KORUMA AVRUPA SÖZLEŞMESİNE ÖLÜM CEZASININ KALDIRILMASINA DAİR EK 6 NOLU PROTOKOLUN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN
Kanun No. 4913
Kabul Tarihi : 26.6.2003
MADDE 1. - Avrupa Konseyi bünyesinde hazırlanarak 1983 yılında imzaya açılan ve Ülkemiz adına 15 Ocak 2003 tarihinde Strasburg’da imzalanan “11 No’lu Protokol ile Değişik, İnsan Haklarını ve Temel Özgürlükleri Koruma Avrupa Sözleşmesi’ne Ölüm Cezasının Kaldırılmasına Dair Ek 6 No’lu Protokol”un onaylanması uygun bulunmuştur.
MADDE 2. - Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 3. - Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k4913.html
http://img165.imageshack.us/img165/7715/p08bj4.jpg
Sanırım meramımı ya anlatamamışım ya da siz anlamak istememişsiniz.
Seçimden birkaç gün önce iktidar partisinin bir milletvekili, kendi seçim bölgesinde ve iktidarın bilgisi dahilinde bir yolsuzluk ve vurgun düzeni kurulduğundan ve bu düzenden birilerinin nemalandığından ve bunu engelleyemediğinden söz ediyor.
Sonra o seçim bölgesinde iktidar partisi 8 milletvekilliğinden 5'ini alma başarısını gösteriyor.
Turhan Çömez'in Cine5'te AKP'nin başarısının ne kadar büyük bir başarı olduğunu söylemesine şaşırmadım. Bu görüşe ben de katılıyorum, gerçekten büyük bir başarı bu...
Ama demokrasinin zaferi diye yutturmaya kalkmasın kimse, yemezler...
Hala yemeyenler var Allaha şükür...
AZİZ NESİN GELDİ AKLIMA. NE DİYORDU?
pkk'nın siyasi kanadı olan Dtp ile koalisyon
MHP Meçlise girmemeliki Dtp den seçileçek olan ve pkk'nın uzantısı olduklarını ilan edenlerle daha kolay iş birliği yapıp ülkeyi daha kolay bölebilsinler. LAYİK OLDUĞU İDAREYİ SEÇENLERE
Gerici olmayan halkımıza ona göz açtırmak istemeyen dar kafalı çıkarcılara ümmetçilere Atatürk'e ve devrimlerine saldırıların coşkuların hat safhaya ulaştığı dönemlerde kanlı düşmanlığın meclişe:dtp: girdiği bu günlerde
YÜREYİNİN KÖŞESİNDE HALA BİRAZCIK YURTSEVERLİK ATATÜRK'CÜLÜK ULUS SEVGİSİ KALMIŞA BUNLARA KARŞI YILMADAN UMUTSUZLUĞA KAPILMADAN SAVAŞIMIZI GÖREVİMİZİ YERİNE GETİRMEYE ÇALISAÇAĞIZ.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE.
Neyse ki bana bir yanıt yok, aman sakın yanlış anlamayın sizi yanıt vermeye zorlamak için yazmıyorum. Zaten yazmayın aksi halde karşı fikirle yine rezil rüsva olursunuz.
Siz seçim döneminde bazı partilerin seçim ilan ve propagandalarını bile, "aman iktidar kızar" diye yayınlayamayan medya yerine alternatif medya için yine çok derinlikli bir yazı yazmışsınız. Helal olsun, tehdit eden demokrat, gerçekleri yazanlar hırt oldu size göre...
Selamlar,
Sayın myirtici, bunu yalnızca ben söylemiyorum, bunu bizzat bu yardımları alanlar ve AKP teşkilatında yer alanlar dile getiriyor. Hatta öyle bir dile getiriyorlar ki aynen şu cümleyi kullanıyorlar; “Sizin partileriniz de yapsaydı, haticeye değil neticeye bak!” Hatta, bazıları da (Bizzat şahit oldum.) diyor ki, “Size ne kardeşim, dağıttılarsa kendi maaşlarını dağıttılar.” İşte insanları böyle saf yerine koyuyorlar,ne maaşmış ki hem yedi göbeklerini zengin ediyor,hem de fakir fukaraya bağışta (!) bulunuyorlar. Kimse de demiyor ki bir milletvekili maaşı bunları yapmaya yeter mi? İşte, sorgulamayan, arkasını aramayan, günü kurtarmak gayesinde olan yoksul, gariban bir toplum yarattılar şimdi aynı toplumdan nemalanıyorlar.Demokrasi bu ise yazık bizlere, yazık bu halka, insaf yahu…
İspat istiyorsanız yazılı belge ile ispat etmek mümkün değil ama tanıklarla ispat edebilirim. Ancak bildiğim kadarıyla ilgili mevzuata göre bu suç değil,bağışlarla ilgili hükümlerde parasal sınır var. Siz bana hangi kanunun hangi maddesine göre suç olduğunu söyleyin,ben de gereğini yapayım.
Ayrıca doğu ve güneydoğu illerinde AKP’nin nasıl çalıştığını da duyduk, “Bize oy vermezseniz yeşil kartınızı elinizden alırız.” şeklinde tehditlerde de bulunulmuş, işte bu suç ama bunun da ispatı maalesef mümkün değil, minareyi çalan kılıfını çoktan hazırlamış çünkü, öyle bir korkutmuşlar ki insanları konuşamıyor, sadece kabulleniyorlar. Şimdi diyeceksiniz ki her söylenene inanmayın,peki hiç kimse bunun doğru olup olmadığını araştırmayacak mı? Ben bireysel olarak,mesleğimin de avantajlarını kullanarak çeşitli beldelerde çeşitli çalışmalar yaptım,yapıyorum da bu anlattıklarım da bizzat bu çalışmalar sırasında ilk ağızdan edindiğim bilgi ve izlenimler. Eğer böyle bir gerçek varsa,bunu vatandaş olarak içinize sindirebilir misiniz? Bunlarla mücadele etmek ben (bizler) kadar sizin de göreviniz değil mi? Yoksa işinize gelmediği için susmak mıdır size yakışan?
Times dergisi ile ilgili forumda, Marie Claire Dergisinin haberine yaptığınız yorumu ne çabuk unuttunuz?Siz değil miydiniz yorumunuzla AKP’yi yerden yere vuran, ama tabi o dönemdeki iktidarı karalarken aslında partinizi karaladığınızı bilmiyordunuz.Eminim bilseydiniz daha farklı bir yorum getirirdiniz. O konudaki cevabınızı (varsa) hala sabırsızlıkla bekliyorum.
Gelelim kanaltürk meselesine,bu kanal tüm partililere yer verdi,geceleri izler miydiniz bilmiyorum ama her partiden adaylar kendilerini ifade etme fırsatı buldu.AKP’lilere her programda çağrılarda bulunuldu,ama gelen olmadı.Saadet Partisi’nin kongresi yayınlandı,aynı sizin dediğiniz gibi “Düşmanın düşmanı dostumdur.” yaklaşımı dediler. Cumhuriyet mitingleri yayınlandı,abartıldı,gereksizdi dediler,bugün RTE bile her kesimin mesajını aldım derken Cumhuriyet mitinglerinin abartıldığını hala savunabileceklere ancak “Hadi ordan!” denir ama ben gene seviyemi koruyarak demiyorum.Aynı "taraflı" kanal,seçimden sonra RTE'nin konuşmasını,CHP binasının önündeki tartışmayı yayınlamadı mı?Turhan Çömez çıktı gene aynı “Düşmanın düşmanı dostumdur.” yaklaşımı dediler.Oysa Turhan Çömez birtakım belgelerden ve partinin ilgili birimlerine sunduğu raporlardan söz etti,ya bu adam ne diyor,gerçeklik payı nedir,gerçekse hesabını soralım diyen olmadı,çünkü kimsenin işine gelmedi.Saysanız beş parmağı geçmeyen TV kanalları gerçekleri yansıttı ama iktidarın tekelinde olan diğer kanallar susmayı yeğledi diye Turhan Çömez’in iddialarını görmezden mi geleceksiniz?Bir TV kanalında programa çıkıp aynı şeyleri orda da anlattığını,tekrar program yapılması yönünde planlar varken birden bire aynı TV kanalı yetkilisinin Turhan Çömez’i arayarak, “Üzgünüm ama sizi kanala çıkarmamamız yönünde talimat verildi.” diyorsa, iktidar tekelinde olan kanallar bilinçli olarak çıkarmıyorsa bu adamı ekranlara,bunun sorumlusu da mı iktidardan korkmayan,iktidarın sindiremediği kanaltürktür?Bir taraftan kanaltürk’ün taraflı olduğunu iddia eden “tarafsız” siz,bu iddiaların gerçeklik payını araştırmayacak,sorgulamayacak mısınız?Bence hayır.Çünkü size göre Turhan Çömez de, Fuat Geçen de, Abdüllatif Şener de bu partiden uzaklaştırıldı,çünkü onlar partiye ihanet ettiler,çünkü onlar tahammül edemedikleri yolsuzluklara,hırsızlıklara, vurgunlara sessiz kalmadıkları için “kötü”ydüler.Çünkü sizin için "AKP ile Çömez arasında yaşanan olayların" önemi yok,bilemezsiniz bilemediğiniz gibi sorgulama ihtiyacı da duymazsınız.
İşte sizin demokrasi anlayışınız bu,CHP’yi,DSP’yi,MHP’yi ve diğer tüm partileri eleştirin (Doğru bilgilerle tabi.) ama desteklediğiniz partiyi de bir sorgulayın.Bunu başarabilirseniz sizin demokrasinizin samimiyetine inanırım.Ama bunu yap(a)mayacaksanız bizlere demokrasi nutku atmayınız,zira bu şartlarda sizin demokrasi anlayışınız ile bizimkinin (En azından benimkinin) çok farklı olduğuna inanacağım.Eğer bunu yapamayacaksanız siz de aynı lideriniz gibi demokrasiyi amaç olarak değil araç olarak görüyorsunuz demektir.İşte asıl tehlike budur,işte asıl tehlike “Amaca ulaşmak için her yol mübahtır.” anlayışıdır, ne mutlu ki hala bu tehlikenin farkında olanlar var…
Oylar satın alındı, askere tepki, Baykalın beceriksizliği vb.
Arkadaşlar şike var deyip hakeme yüklenerek sonuç değişmiyor.
Sonuca bakalım. AKP ve onları destekleyen ülkeler bu ülkenin yönetim biçimini ılımlı islam olarak tanımlamaktamıdır? Evet.
Dini bütün Cumhurbaşkanı vb binlerce söylemle bunu açıkça ifade etmişmidir? Evet
Hem ılımlı islam cumhuriyeti hemde laik olamak mümkün mü? Hayır.
Akp pek çok konuda halkı kandırdı ancak temel ideolojisinide açıkça ortaya koydu. Hem laiklilk hemde kürdistan konusunda hiç olmadığı kadar açık davrandı.
Türk Halkı bu mesajı anlamamış olabilr mi? Hayır. Buna rahmen halk laikliğe ve ülke bütünlüğüne arkasını döndü. Ve yeni bir sistemi onayladı. Büyük olasılıkla anayasa değişikliğini de aynı oy oranı ile onaylayarak kararını tekrarlayacaktır.
Şimdi arkadaşlar önce bu gerçekle yüzleşmeli, sonra bu süreçte başkalarının hatasını değil kendi hatamızı ortaya koymalıyız. Baykalı suçlayanlar 5 yıldır partilerinde ne yaptı. Adam istifa ediyor çağırıyorsunuz. Askeri suçlayanlar tepkisiz kalınca anayasal görevini ihmal ediyor diyorsunuz. Peki siz ne yaptınız? Neler yapabilirdiniz?
İşsiz kahvelerinin önünden tiksinti dolu bir suratla geçerek olmuyor bu işler. Beğenmedikleriniz o kahvelerde çay içiyor. Sosyal devlet okutsun yurt versin diye karşılıklı çalıp söyleyerekte olmuyor. Beğenmedikleriniz her kayıt dönemin de kamp kuruyor okulların önünde. Bunalmış veliye soğuk su servisi yapıyor. Bu arada konuşuyor ve dinliyor. Okuduğu gazeteyi çöpe (en iyi ihtimalle geri dönüşüm kutusuna ) atmıyor beğenmedikleriniz. Halka açık yerlerde unutuyor. Okul, hastane kantinlerinde.
Seçimden seçime iki nutuk üç beş makaleyle değil her an eğitim bilgilendirme ve nabız tutma ile alınıyor o oylar. Yavaş yavaş ama sabırla toplumu dönüştürerek evet cevabı alınıyor İslam Cumhuriyetine...
Şimdi önümüzdeki seçenekler bellidir.
A) Olmaz olsun böyle cahil kadir kıymet bilmez vatandaş der, protesto eder gibi yapıp, aslında korkundan fareler gibi kaçar bir yerlere gidersin. (gidebilirsen- alırlarsa)
B) Bağırır çağırır içini soğutursun. Kendini öyle paralayınca birşeylerin değişmiş olduğunu farzeder, bir dahaki seçime kadar unutursun. Senin gibi düşünenlerle çevrili yaşadığın, istediklerini duyup gördüğün için birdahaki seçime yada halk gerçeği gözüne sokana kadar mutlu bile olursun.
C) Birşeyler yaparsın. Sorunu saptar, çözebileceğin kadarını bireysel yada arkadaşlarınla yüklenir ve çözmek için elinden geleni yaparsın. Bu bazen konu komşuyu size kek yaptım diye toplayıp en azından adına entel denilen bir çeşit uzaylı olmadığını, içlerinden biri olduğunu ispatlamak bile olabilir.
Ben şu asmadı, ya da bu asmadı demiyorum. Öcalan'ın asılmamasında 2 hükümetin sorumluluğu vardır. 2003 yılında iktidarda olan hükümet eğer asmak isteseydi, asardı, demek ki onlar da istemedi. Yani nedenlerini bir yana bırakacak olursak, bu olayda iki hükümetin de birbirinden aşağı kalır yanı yok.
Akp bütün rakiplerini Öcalan'ın idamı, mal, mülk kazanımı ve benzer tartışmalarla, ağız dalaşlarıyla oyalayarak kendi çalışmalarını yürüttü. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Baykal'ın milletvekillerinin iradesine ipotek koyduğunu söyleyenler, bu seçimlerde gerek seçim sürecinde gerek bundan önce yaptığı yolsuzluklar ve haksız kazandırmalarla, fakir fukaraya hediye, yardım dağıtmakla, iddiaya göre tehdit etmekle ve yemin ettirmekle milletin iradesine ipotek koymuş olmaz mı? Bir günde, kolunu kıpırdatmadan 1.350.000 Ytl kazanan kişiler ve bunların tebaası, bu kazancı yeniden sağlayacakları düşüncesiyle birlikte objektif bir seçim mi yapmıştır? Evet, bu seçim Akp'nin başarısıdır. Bunları yapmayanların ise başarısızlığıdır. "Ben kömür, erzak yardımı istemiyorum, kendi ekmeğimi kendim kazanabileceğim bir iş istiyorum" demeyenlerin ayıbıdır. Yolsuzluklara ortak olan açgözlülerin vicdansızlığıdır.
Evet AK Parti Apo'nun asılmamasının daha uygun olacağını düşünmüştür, bu yüzden idam cezasını da kaldırmıştır. AK Parti asmadı diye eleştiren MHP ise elinde imkan varken asmadığı için eleştirilerinde samimi değildir.
AK Parti hükümeti AB ile uyum kapsamında idam cezasını kaldırmış, Apo'yu asarak kahraman yapmaktansa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının sürmesi yönünde siyasi tercihte bulunmuştur.
Daha önceki iktidarın ortakları DSP ve ANAP'ın görüşü budur. CHP'nin görüşü budur. Devletin partiler üstü politikası da budur. Aklı selim de bunu söyler.
MHP bile bu gerçek karşısında iktidardayken Apo'nun idam edilmesi için ısrarlı olamamıştır.
Abdullah Öcalan'ın asılmalı veya asılmamalıydı, ayrı konu. Ama MHP lideri Bahçeli'nin "Neden asmadınız?" diye sormaya hakkı yok. Çünkü o iktidarken
asılması ertelendi, MHP 367 ile gelse asamaz. Bunu ben değil, MHP kurmayı Gündüz Aktan söylüyor.
Tayyip Erdoğan ise Bülent Ecevit veya Mesut Yılmaz gibi idamın kalkması yönünde siyasi irade kullanmış ve bunun arkasında durmaktadır. Söyledikleri çarpıtılmadan dinlenirse söylediği şudur:
"Ben devlet politikamız gereği (bu parti politikası değil, partiler üstü bir politikadır) Apo'yu asmadım, asmayı vaat etmiyorum. Sen asmakta samimi olsaydın 1999-2002 yılları arasında hükümet olduğunda neden asmadın?"
Ben de buna bir ekleme yapıyorum:
MHP 367 ile iktidara gelse Apo'yu asmaz, asamaz. Bu yüzden bu konuyu bir istismar konusu yapmaktan vazgeçmeli.