İşte 2007'de Türk Kadınının Temsilcisi: Time'a Kapak Olduk

7’nci Türk

14 Temmuz 2007Aslı SÖZBİLİR / İSTANBULhttp://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/3728349.jpg Daha önce Atatürk, İsmet İnönü, Şükrü Saracoğlu, Adnan Menderes, Naim Süleymanoğlu ve Mehmet Ali Ağca’nın yer aldığı ünlü Time Dergisi’nin kapağında bu kez Mine Karakaş adlı bir türbanlı var. "Türkiye’de Büyük Bölünme" konu başlığıyla verilen yazıda, son dönemde yaşanan kutuplaşma, Türklerin ağzından anlatılıyor.

DÜNYANIN en saygın dergilerinden TIME, Avrupa baskısının kapak konusunu Türkiye’ye ayırdı. Kapaktan "Türkiye’nin ikilemi" başlığı ve Mine Karakaş adlı türbanlı bir genç kızın fotoğrafıyla verilen makaleyi, Andrew Purvis kaleme aldı. "Türkiye’deki Büyük Bölünme" başlıklı yazı, son dönemde yaşanan kutuplaşmayı, Türklerin ağzından anlatıyor. Makale, 27 yaşındaki avukat Utku Köseoğlu’nun, "laik kimliğe yönelik son 50 yılın en ölümcül tehdidini" görmesi üzerine kariyerini bırakıp nasıl "siyasi eylemci" olduğunu anlatmasıyla başlıyor.

GENÇLER POLİTİZE Arkadaşlarıyla birlikte internetten organize olarak Atatürkçü bir grup kuran Köseoğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın "Türk demokrasisinin altını oymayı amaç edinen tarikatlarla bağlantısı olduğuna inandığını" söylüyor ve bu tehlikenin üstesinden sandıkta gelinmesi gerektiğinin altını çiziyor. Dergiye göre, laikler kadar, genç muhafazakarlar da aynı amaç için bir araya geliyor ve böylece 1980 darbesinden sonra gençler ilk kez politize oluyor. Laiklik yanlıları kadar, AKP sempatizanları da mitingler için meydanlara dökülüyor. AKP’nin genç liderlerinden biri olarak tanıtılan Ali Kemal Ekşioğlu (30), "köktencilik bahanesiyle muhafazakarlara karşı bir cadı avı başlatıldığını" savunarak, "2007 yılında hala bu kadın niye türban takıyor diye sormak çok fazla" diyor.

ABD’DE OKUMUŞ Derginin görüşlerine yer verdiği 27 yaşındaki Mine Karakaş, 10 yaşından beri taktığı türbanla üniversiteye giremeyince, ABD’de okuduğunu anlatıyor. 11 Eylül’ün ardından buradan da ayrılmak zorunda kalan ve şu anda dünyadaki Müslüman kimsesizlerle ilgilenen özel bir vakıfta çalışan Karakaş, Erdoğan ve Gül’ün iktidarında "kendisini daha rahat hissettiğini" söylüyor.

2.5 ay önce konuşmuştum çok şaşırdım

TIME’a kapak olan Mine Karakaş (27) Hürriyet’e şu açıklamayı yaptı: "Benden Türkiye’deki başörtüsü sorunu ile ilgili görüşlerim soruldu. 2.5 ay önce yapılan röportajın seçimlerden bir hafta önce laik-antilaik tartışmalarına malzeme edilmesi ve makaleden benden çok az bahsedilmesine rağmen resmimin kapak yapılması beni çok şaşırttı." Karakaş’ın 11 Eylül olaylarının ardından ABD’den Türkiye’ye döndüğü, savaş bölgelerindeki yaşlı, kadın, çocuk, hasta ve yetimlerin ihtiyaçlarını karşılamayı amaçladığı iddia edilen İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı’nın (İHH) İstanbul şubesinde gönüllü olarak çalışmaya başladığı öğrenildi. 1996’da Meclis araştırması açılması için verilen önergede, "Kamuoyunda Refah Partisi’nin gizli kasası olarak tanınan Süleyman Mercümek ve RP’nin kontrolündeki IHH’nin Kurban Organizasyonu çerçevesinde, milyarlarca lira yardım parası topladığı, ancak söz konusu kurbanların kesildiğini belgeleyemediği" iddia edilmişti.

Daha öncekikapaklar

TIME 1923 ve 1927’de Atatürk’ü, daha sonra İsmet İnönü, Şükrü Saracoğlu, Adnan Menderes, Mehmet Ali Ağca ve Naim Süleymanoğlu’nu kapak yapmıştı.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/6891233.asp?gid=180

Time'a kapak olan bir başbakanı asmak veya Papayı vuran bir Türk'ün kapak olması gerçekten çok utanç verici.

Dünyanın en zengin generallerinden Tahsin Şahinkaya'nın da Newsweek'e kapak olduğunu unutmayalım. Gerçi bunu hatırlayan çıkmaz, çünkü o sayı Türkiye'ye girememişti.

Şimdi neyse ki, her sayı ülkeye giriyor da, neler olup bittiğinden anında haberdar oluyoruz.

Alıntı:

---

gecem1970 rumuzlu üyeden alıntı

7’nci Türk

14 Temmuz 2007Aslı SÖZBİLİR / İSTANBULhttp://www.hurriyet.com.tr/_newsimages/3728349.jpg Daha önce Atatürk, İsmet İnönü, Şükrü Saracoğlu, Adnan Menderes, Naim Süleymanoğlu ve Mehmet Ali Ağca’nın yer aldığı ünlü Time Dergisi’nin kapağında bu kez Mine Karakaş adlı bir türbanlı var. "Türkiye’de Büyük Bölünme" konu başlığıyla verilen yazıda, son dönemde yaşanan kutuplaşma, Türklerin ağzından anlatılıyor.

---

Bu konunun başlığını anlayamadım, bu bayan hangi yönüyle Türk kadının temsilcisi? Ne yapmış? Kim seçmiş? Bayan yazıya konu edilmemiş ki, Türkiye'deki kutuplaşmalar yazının konusu ve bayan da temsili bir resim olarak kapağa konulmuş,ayrıca konuyla ilgili görüşleri alınmış. Yoksa Türk kadınını temsilen konulmamış.

Bunları buralara taşıyıp prim yaptırmayalım.

Uyduruk haber derim ben buna.. :rolleyes:

Türk Kadınının temsilcisi imişşş

Püffff :o

Aydın alper bey doğru söze ne denir.aynennn

Türk kadınını temsil edebilmek için, nereye kadar açmalı veya nereye kadar kapatmalı?
Bu ülkemizin bir gerçeği değilmi?
Top mermisini taşıyan Elif ninem, nekadar açılmıştı. O kapaktaki kadın Elif ninem olsa, Türk kadınını temsil edememiş mi oluyor.

Dikkatinizi çekerim o normal başörtüsü değil, Türban!
Bir de Meclisteki kadınlarımız türbanlı mı ki? Cumhuriyetten sonra "Türk Kadını" hangi giyim tarzı ile anılabilinir sizce? Yerel kıyafetlerle karıştırmayalım ama bunu!

Bu konuda Sevgili Başak'a katılıyorum. Tartışmak da istemiyorum bu konuyu, çünkü sitede yeterince tartışıldı zaten...

Saygılarımla.

Lütfen konuyu hep istediğimiz yere çekmeyelim. Ben başörtüsüne değinmemiştim bile. Türk kadınının temsilcisi olmak için ne yaptı diye sordum? Elbette başörtülü bir kadın da Türk kadınının temsilcisi olabilir. Derginin yazısında bu bayanın ne yaptığından bahsetmiyor, alelade, sizin, benim gibi bir bayansa, neden temsilci, bunu merak ettim. Lafı sürekli aynı konuya çekiyorsunuz ya, helal.

Time dergisinin tuttuğu bir bayan :)
Belkide türk bile deyildir. Tartışmaya deymez bile :)

Neden temsil etmiş olabilir Bunu kadın deyince akılarına açma ve kapamayı getiren arkadaşlara sormak gerekir!
1 Balki yurt dışında bizim haberimiz olmadan genetik araştırma dalında
bulşları vardır.
2 Elif Ninem hakında yapmış olduğu çalışmalarından dolayı ödülleldirilmiştir
Sırtında mermi taşıyan TÜRK kadını kendisinin sahilde dolaşmadığının
farkındadır(o tarihte kadınlarımız belli bir siyasetin önçülüğünü
(yapmıyorlardı
3 İrandaki kadınların Baş örtülerinin siyah olması için baskı yapan iran
iran mollalarına karşı baş örtümün rengine karışmayın renk seçimi
özgürlüğümü elimden almayın mitinğleri düzenlemiş olabilir?

Yabancı ülkelerin Türkiye'ye yaklaşımları gerçekten çok enteresan..Geçenlerde Fransa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine engel olmak için yayınladığı maillerden birini gördüm..Mailde bir Fransız gencine sarılan resmen arap yada afrika kökenli türbanlı kız ve altında da Türkiye ile bir ömür değil bir gece bile çekilmez yazıyordu..Yahu bu haberi yayınlayanlar bir kere düşünsün..Türban yada başörtüsü denilen şey şu an dünyanın tüm ülkelerinde var..ABD'den bilmem nereye kadar herkes bunu takıyor..Niye Türkiye'de takılınca sorun oluyor yada niye Türkiye'yi haber yapmak için ille de türbanlı biri seçiliyor.. Burada kasıt olduğu çok açık..Marie Claire dergisinin Fransada yayınlanan bir sayısında da PKK'lı militan kadınlar çok sevimli bir şekilde "amaçları uğruna savaşan cengaverler" kıvamında bir haberle yayınlanmışlardı..O zamandan beri marie claire almam..Çünkü amaçları belli..Sizde bu tarz dergileri almaz ve prim vermezseniz yada en azından bir maille onları uyarırsanız tepkisiz kalmamış olursunuz..Zira Türk milleti bu zamana kadar hep sessiz kalmak, olayları umursamamak ve biz gerçeği biliyoruz başkası bilmese de olur tarzında umursamaz tavırlar sergilemek yüzünden kaybetti...Ermeni olayları buna en güzel örnektir..Yumurta kapıya dayanmadan tepkimizi koyalım..Zira yarın çok geç olabilir..Biz inançlı yada inançsız bir arada yaşamayı seviyoruz..Size ne kardeşim alla alla..İllede bir Türk haberi yapacaksan haberi yapılacak pek çok başarılı Türk kadını var demek lazım kendilerine..:rolleyes:

Bizler vatandaş olarak tabi ki tepkimizi koyalım ancak asıl tepki göstermek zorunda olanlar da uyumamalı.Hükümetin akıl almaz (olmayan) dış politikası yüzünden gelmiyor mu bunlar başımıza?Sen ülkene sahip çıkar,onurunu korursan bu kendini bilmezler bunu yapmaya cesaret edebilirler mi?Başımıza çuval geçirip hatıra fotoğrafları çektirebilirler mi?Böyle saçma sapan fotoğraflarla hakkımızda saçma sapan yorumlar yayınlayabilirler mi?Marie Claire almamakla çok iyi etmişsiniz ama tek başına yeterli değil,bu tip yayınları yapmaya cesaret edememeliler.Bunun için de artık kukla olmaktan vazgeçmeliyiz,yoksa daha çok fotoğraf koyarız "Utanç" albümümüze.

Kapaktaki fotoğraf kesinlikle Türk kadınını temsil etmiyor,Elif Ninemizi,fedakar Türk kadınını bunlarla birlikte anmanız bile hata.Hiçbiri ülkesini satmadı, cepheye gidemedikleri için üzüldüler, bebelerini ihmal edip cephelere akın akın mühimmat taşıdılar.Ne için?Bu zavallılar ülkeyi parsel parsel satsın,ona buna kendi yandaşlarına,Türk düşmanlarına peşkeş çeksin diye mi?

Elif Ninemi bunlarla birlikte anmayınız,istirham ediyorum.Elif Ninem, ülkesini düşmanlarına şikayet etmedi,Elif Ninem vatanını satmadı...

Sayın bihaber,

Bu sorun ne yazık ki sadece şu andaki değil bunun öncesindeki hükümetlerinde vurdumduymazlığından kaynaklanıyor..Ermeniler seneler öncesinden dünyanın dört bir tarafında lobiler kurarken bizim hükümetlerimiz hepsine seyirci kalmış, onlar şimdi senelerdir verdikleri mücadelenin meyvelerini topluyorlar.. Marie Claire dergiside bu hükümet zamanında değil bundan bir önceki hükümetlerimizden biri zamanında yayınlanmıştı yanlış hatırlamıyorsam ama ben o zaman hükümet tarafından ciddi bir tepki verildiğini duymadım bile zira onlar altından kalkamadıkları ekonomi yüzünden imf'den para rica (!) etmekle meşgullerdi o dönemde ve tehlikenin büyüklüğünün farkında bile olamadılar.. Ben şahsen şu anki hükümetin AB ve Türkiye imajı konusunda diğerlerinden daha verimli çalıştığını düşünüyorum (çıkarılan kanun sayısı ve açılan başlıklara bakıldığında bu daha net anlaşılacaktır ) ancak ne yazık ki Batı toplumlarının bize bakışı ne yazık ki çok çirkin..Ve ağzımızla kuş tutsak onlara yaranmamız mümkün gibi gözükmüyor.. İşte bu nedenle Türkiye'yi acaba nasıl karıştırsak derdindeler.. Mesel İHD'ye sürekli destek oluyorlar.. İHD'nin ise Türkiye'de kimlere faydalı olduğu çok açık.. Kaldı ki diğer yandan ben bu tarz bölücü haberler karşısında hükümetler tarafından değil bizzat halk tarafından da tepki gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum, sadece hükümetin tepkisinin yanında, iş adamları sosyal toplum örgütleri ve bireyler tarafından da tepki konulmalı..Zamanında Fransanın çirkin yaklaşımı nedeniyle gösterilen tepki ne yazık ki çok uzun sürmedi çünkü içinde bulunduğumuz ekonomik şartlar buna müsade etmiyor..Bu nedenle öncelikle ekonomimizi güçlendirmeliyiz. Örneğin son zamanda pkk'ya destek veren ülkeler arasında İtalyan malı mayınların çıkması üzerine Nato'dan çekilmemiz en güzel tepkilerden biriydi.. Türkiye işte bu gibi korkmadığını ve gerektiğinde tavır koyabileceğini gösterirse çok daha iyi olur..

Alıntı:

---

Marie Claire dergiside bu hükümet zamanında değil bundan bir önceki hükümetlerimizden biri zamanında yayınlanmıştı yanlış hatırlamıyorsam ama ben o zaman hükümet tarafından ciddi bir tepki verildiğini duymadım bile zira onlar altından kalkamadıkları ekonomi yüzünden imf'den para rica (!) etmekle meşgullerdi o dönemde ve tehlikenin büyüklüğünün farkında bile olamadılar..

---

Marie Claire, Ekim 2005 sayısı.

Çok haklısınız Sayın Öztürk,dergide bu yazı yayınlandı fotoğraflarla birlikte ve o dönemdeki hükümet (AKP hükümeti) bırakın ciddi tepki vermeyi, hiç tepki vermedi.Zira onlar sizin de bahsettiğiniz üzere,altından kalkamadıkları ekonomi yüzünden IMF'ye yalvarmakla,AB ve ABD'ye onurumuzu satmakla,ülke topraklarını,kar eden kitleri,kamu kurum ve kuruluşlarını Türk düşmanlarına (Buna Ermenistan da dahil, Petkim'in kime satıldığını bir araştırın isterseniz.) peşkeş çekmekle meşgullerdi.Aslında onlar tehlikenin büyüklüğünün de farkındaydılar ama umurlarında değildi,çünkü o tehlikeyi yaratmaktı onları görevi. Ülkeyi bölmek için gözleri üzerimizde olan Türk düşmanlarına hadiye etmekti gayeleri,hem de sadece ve sadece kendi çıkarları için...

Bu arada,Fransa'nın Ermeni Soykırım Yasası da aynı hükümet döneminde geçti ve yine tepkisiz kalındı.Bunu da dipnot olarak aktarmak isterim.

Alıntı:

---

Ben şahsen şu anki hükümetin AB ve Türkiye imajı konusunda diğerlerinden daha verimli çalıştığını düşünüyorum (çıkarılan kanun sayısı ve açılan başlıklara bakıldığında bu daha net anlaşılacaktır )

---

Pardon ama,bunu bir hukukçunun dile getirmesine inanamıyorum,hayretler içerisinde okudum yazınızı.Kanun çıkarmak mıdır bunu kriteri? Sayın Öztürk, bir hukukçusunuz, hiç mi çıkarılan kanunları açıp incelemediniz? Hadi merak etmediniz,en azından medyada uzunca bir süre tartışılan Vakıflar Yasası,Petrol Yasası gibi yasalara da mı vakıf değilsiniz?AKP hükümeti,her zaman yaptığını yaptı ve tek başına iktidar olmanın verdiği rahatlık ve ülke menfaatlerinin umurlarında olmamasının verdiği yüzsüzlük ve aymazlıkla birçok kanun çıkardı haklısınız.Ama o kanunları bir inceleyin ne olur,eminin fikriniz değişecek,bir hukukçu olarak ülkemizin başına ne gibi bir felaketin geldiğini en azından çıkarılan kanunları incelediğinizde göreceksiniz.

Alıntı:

---

ancak ne yazık ki Batı toplumlarının bize bakışı ne yazık ki çok çirkin..Ve ağzımızla kuş tutsak onlara yaranmamız mümkün gibi gözükmüyor..

---

İşte,zihniyet Batıya yaranmak olunca sonuç da bu oluyor Sayın Öztürk. Neden Batıya yaranmaya çalışıyoruz?Siz de ifade etmişsiniz,ağzımızla kuş tutsak yaranamayız diye (Yaranmak niyetinde de değilim şahsen.) peki hiçbir şekilde bunlara yaranamayacağımızı bile bile neden her dediklerini kabul ediyor başarılı bulduğunuz AKP hükümeti?Yapılan haksızlıklara,karalamalara,çifte standartlara neden sessiz ve tepkisiz kalıyor?

Lütfen bana,"Daha önceki hükümetler de şunu şunu yaptı." , "AKP yi başımıza getiren Baykal'lı CHP'dir." demeden, AKP'yi neden başarılı bulduğunuzu izah ediniz...

Alıntı:

---

Örneğin son zamanda pkk'ya destek veren ülkeler arasında İtalyan malı mayınların çıkması üzerine Nato'dan çekilmemiz en güzel tepkilerden biriydi.. Türkiye işte bu gibi korkmadığını ve gerektiğinde tavır koyabileceğini gösterirse çok daha iyi olur..

---

Bunu unutmuşum.

İsterseniz buna,AKP'ye yakınlığı (Daha önceleri de başkalarına yakındı gerçi.) ile bilinen Nazlı Ilıcak'ın bir yazısından alıntıyla cevaplayayım.

Alıntı:

---

ANKARA'DAKİ BULANIK HAVALAR VE NATO

Başbakan'ın dar çevresinde NATO'dan ayrılabiliriz sözü hiçbir şekilde telâffuz edilmemiş. Buna mukabil, Ankara'daki bazı çevreler, Batı desteğini hükûmetin arkasından çekebilmek amacıyla, zaman zaman, böyle gerçek dışı senaryolar üretiyorlarmış. Verilmek istenen mesaj şu: AK Parti iktidarı sizin muhatabınız olamaz, gelin elbirliğiyle bir siyasi alternatif arayalım.

"İrtica iddiaları ve Turkuaz devrim" başlıklı yazıma, Başbakanlık Basın Merkezi'nden bir açıklama geldi. Bu açıklamada, yazının "dezenformasyon ürünü" olduğuna dikkat çekiliyor ve aklı başında hiçbir kişi, kurum veya kuruluşun, Türkiye'nin NATO'dan çekilmeyi tartıştığı iddiasını ciddiye almasının mümkün olmadığı belirtiliyordu. Akıl ve mantık dışı senaryo iddiasında bulunan Başbakanlık Basın Merkezi, açıklamasını şu cümlelerle tamamlıyordu: "Türkiye'nin istikrarını, dost ve müttefikleriyle ilişkilerini zedelemeye yönelik bu iftira ve iddiaların hangi kirli emellere hizmet amacıyla üretildiği kamuoyunun takdirine sunulur"

30.04.2005 Tercüman

---

Bunun üzerine yorum yapmaya gerek dahi duymuyorum,takdirlerinize sunuyorum.

Sayın "bihaber" her kim iseniz sizi yürekten tebrik ve gerçek bihaberleri haberdar ettiğiniz için teşekkür ediyorum.

Sayın bihaber,

Yayınladığınız yazı 2005 yılına mı ait bana mı öyle geldi..Zira biraz tarihi eski imiş .. Benim bahsettiğim olay ise henüz iki aylık falan "2007" diyorum dikkatinizi çekerim.. Kalkmış iki yıl üç ay önceki yazıyı alıp koymuşsunuz.. Çok sular aktı o köprünün altından...Bu arada Nazlı Ilıcak hani şu AKP'den aday olacağına kendi kendini inandıran ve kesin gözüyle bakan ama düşmanca tavırları nedeniyle partinin kapısından geri çevrilen hanımefendi değil miydi?? :o

Allah iyiliğinizi versin Sayın Öztürk,Marie Claire Dergisi’nin haberine yaptığınız yorum ile,başarılı bulduğunuz AKP Hükümetini yerden yere vurdunuz ve hala komiklik yapabiliyorsunuz,alemsiniz yahu… :o

Yazının 2005 yılına ait olduğunu zaten altına tarih atmak suretiyle belirttim ,yani size öyle gelmedi,zaten öyle. Hala NATO üyesi olduğumuzu, daha 1 ay önce şu çekildiğimizi iddia ettiğiniz NATO'nun Genel Sekreteri’nin Ankara’ya gelerek RTE, Gül,Vecdi Gönül ve Büyükanıt ile görüşmeler yaptığını bildiğim halde, sizin gibi konu hakkında bilgi sahibi olmadan yazmak yerine acaba ben bu ülkede yaşamıyor muyum diyerek yine de konuyu araştırdım.NATO’dan çekildiğimize ilişkin hiçbir habere rastlayamadım (Ki böyle bir olay yaşanmış olsaydı,yer yerinden oynar, bu da seçim propagandası olarak kullanılırdı mutlaka o yüzden de çok şaşkın olduğumu belirtmek isterim.),bu konuda bizi engin bilgilerinizle aydınlatırsanız size minnettar kalacağım.

Aktardığınız konuya ilişkin herhangi bir haber,yazı bulamayınca ve sizin bu kadar bihaber olacağınıza ihtimal vermediğim için de herhalde Sayın Öztürk 2005’teki olaydan bahsediyor diye düşünerek (İlk iletinizde “2007” den bahsetmemiş,sadece “son zamanlarda” demişsiniz ama siz daha kendi yazdığınızdan bihabersiniz,ülkenizden bihaber olmanızı gayet normal karşılıyorum bu sebeple.) alıntıladım bu yazıyı. Kaldı ki,yazıda Nazlı Ilıcak’ın yorumundan çok Başbakanlık Basın Merkezi’nce yapılan kamuoyu bildirisi üzerinde durmak istemiştim ve bu sebeple o kısmı koyulaştırmıştım ama siz yine konunun özünü görmek,tartışmak yerine isimler üzerinde durmuşsunuz,hatta bununla da yetinmemiş –hiç hakkınız olmadığı halde- karşınızdakini küçük gören bir üslupla ukalalık taslamışsınız,neyse bu da sizin kusurunuz olsa gerek.

Konuya döneyim; Dikkat buyurursanız,Başbakanlık “NATO’dan çekilme iddiasının aklı başında hiç kimse tarafından ciddiye alınmaması gerektiğini” bildirmiş. Eğer sizin övünerek dediğiniz gibi NATO’dan çekildiysek (!), demek ki aklı başında olmayan ya da tutarsız davranan AKP Hükümeti’dir.Yok eğer,böyle bir çekilme olayı yoksa sizi tebrik ederim, bunca yıllık gazetecilik hayatımda sizin kadar usta bir “asparagas” çı görmedim,tanımadım.

Hay Allah,yazarken aklıma geldi,yoksa siz NATO'dan çekilmek derken, AGSP'den askeri destek çekmeyi mi kast ediyorsunuz? Cevabınıza göre o konuda da yorum yapacağım ama şunu bilmelisiniz ki eğer NATO'dan çekilmekten kastınız bu ise,onun da gerekçesini yanlış biliyorsunuz benden size tiyo,yazmadan önce araştırmayı unutmayın. ;)

Son olarak,diğer yazdıklarıma,size yönelttiğim soruya verecek cevabınız mı yok,yoksa işinize mi gelmedi Sayın Öztürk? :o

Türkiye'mi pazarlamaya kalkacağına "al kadını git be adam" özlemini duyduğun idareyi yaşamak istediğin ülkeye derim.

Not: Dün bir arkadaşım çok özür dileyerek bir haber verdi, RTE porno sitelere seçim ilanı vermiş. Time dergisine bunları bulup gönderecek arkadaş var mı?