Hürriyet, internette artık çıplak kadın fotoğrafı yayınlamayacak
Hürriyet Gazetesi, internet sitesinden 'çıplak kadın' fotoğraflarını kaldırma kararı aldı. Kararın, çocukların da internet sitelerine kolaylıkla ulaşabildiği göz önünde bulundurularak verildiği açıklandı.
Gazetenin internet sitesindeki açıklamada, artık 'çıplak kadın' fotoğrafının girilmeyeceği deklare edildi.
İnternet sitesinde 'çıplak kadın' fotoğrafı kullanmama kararını hürriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Fatih Çekirge açıkladı. 'Kadın teşhirinin rekabetini reddediyoruz' başlıklı bir yazı kaleme alan Çekirge, "İnternet gazeteciliğiyle hiç ilgisi olmayan yalnızca kadın teşhirine dayanan, çıplak, yarı pornografik fotoğrafları tümüyle kaldırıyor ve yayınlamama kararı alıyoruz." ifadelerini kullandı. Düzeyli gazetecilik uğruna internet sitesinde bazı değişiklikler yaptıklarını dile getiren Çekirge, şunları yazdı: "Bu belki de bizim günlük tirajımızı ya da sayfa görüntülenmemizi düşürebilir; ancak biz tirajın değil düzeyin ve doğru haberciliğin yüksekliğini önemsiyoruz. Bunu yaparken sizlerin de bu düşünceyle bize daha yüksek destek vereceğinize inanıyoruz." Foto galerilerinin habercilikle ilgisi olmadığının altını çizen Çekirge, "Üstelik kadına yapılmış bir saygısızlık olduğunu da söylüyoruz. Umarız aynı uygulamayı diğer internet gazeteleri de yapar." ifadelerini kullandı. Hürriyet'in internet sitesi 'porno içerdiği' gerekçesiyle bazı Arap ülkelerinde yasaklanmıştı.
Zaman
........................................
Dilerim diğer basın yayınlarımız da aynı hasassiyeti gösterirler. "Sosyal Dokumuzda Tahribat Var" yerine, toplum olarak gururla "Sosyal Dokumuzda İyileşme Var" diyebileceğiz. Özgürlüğün de bir sınırı mutlaka olmalıdır; basın ve yayının, toplum üzerindeki etkileri göz ardı edilemez. Basınımız; doğru , abartısız haberciliğin yanında bu tür etkileşimleri de mutlaka göz önünde bulundurmalıdır, diye düşünüyorum. "Hacivat-Karagöz"ü örnek verecek olsam ne alaka diye düşünebilirsiniz ancak son dönemlerini de unutmamak gerekir;
Bir kısa hatırlatma:
"Karagöz oyunları hep dönemlerin iyi ya da kötü yanlarını yansıtmış, yeni kuşakların gereksinim duydukları terbiye ve kültürün taşıyıcısı olmuşlar ve hep ahlak, doğruluk, iyilik gibi erdemleri savunmuşlardır. Karagöz oyunları ayrıca nitelikli müzik eğitimini de üstlenmiş ve halk müziği sevgisini özellikle çocuklara taşımıştır."
Son dönemlerinde:
"Orhan Gazi' den II. Mehmet dönemine kadar şairler ve sanatçılar elinde oldukça seçkin bir yere sahip olan Karagöz 17. yüzyılda hokkabazları mugallitelerin, elinde sıradan bir kazanç aracı durumuna düşerek 18. yüzyıldan itibaren bir şehvet ve rezalet örneğine dönüşür. Bu olumsuz gidiş 19. yüzyılda daha da artar."
Fıransız elçilerinde Marquis De Nointel yazdığı Sefaretnamesinin 202. sayfasında:
" Şark'ta temaşanın yegane enmuzeçi son derece gayrı ahlaki olan Karagözcüdür" demiştir.
Bu gözlem doğru-dur. Tıpkı Romanın çöküş dönemindeki o korkunç şehvet ve hayvansal güdülere dayanan davranış ve düşünüş biçimleri Osmanlı'da da aynı yıkımı gerçekleştir-miştir. Bir terbiye aracı olan ve seçkin bir ahlak yaratan Karagöz, İttihad döneminde ahlaksız ve düşkün bir biçim ve öze dönüşerek düzeysiz sahnelerle dolu bir seyirlik olmuştur.
Aradaki benzerlik?
Bence pek fark eden bir durum yok aslında, günden güne biraz daha yozlaşıyoruz gibime geliyor. Öncelikle bizi kültürümüzden uzaklaştırabilecek ne/neler varsa, göz yummayıp, hiç değilse bir "DUR" demeyi öğrenmenin zamanı gelmiş de geçiyor bile...
Bu güzel ve taktire şayan kararından ötürü "Hürriyet Gazetesi"ni kutluyorum. Şimdiye kadar on kez tıklamışsam, bundan sonra en az elli kez tıklayacağım. Teşekkürler HÜRRİYET :)
