Sözleşme feshi ve dava dilekçesi

Üst düzey Danışman olarak 2 yıl iş sözleşmem olmasına rağmen sözleşmem bitmeden iş yeri tarafından feshedildi. İki sorum var:

1. İşyeri sözleşmemi Belirsiz Süreli gibi ele almaktadır, ben Danışman olarak çalıştığımdan ve 2 yıllık sözleşme imzaladığımdan Belirli Süreli iş sözleşmem olduğunu düşünüyorum. İş Kanununda bu konunun çok açık olmadığını düşünüyorum. Sizce hangisidir?

2. Mahkemenin sözleşmemi Belirli Süreli mi yoksa Belirsiz süreli mi olarak gözönüne alacağı belli olmadığından, dava dilekçemde her iki durum için farklı olacak taleplerimi ayrı ayrı belirtmek istiyorum, yani sözleşmem Belirli Süreli kabul edilirse şu haklarımı, Belirsiz kabul edilirse şu haklarımı istiyorum şeklinde. Bu formatta yazılacak dava dilekçesi sorun yaratır mı? Dava, bu dilekçe formatından ötürü reddedilebilir mi?


Selamlar &Teşekkürler

Mahkeme iş sözleşmenizi işyerinden isteyecek ve inceleyip karar verecektir. Siz iş sözleşmenizin belirli süreli olduğunu düşünüyorsanız buna göre talepte bulunacaksınız. Bu talebiniz kalan sürenin ücretinin ödenmesi ile sınırlıdır.

Selamlar,

Cevabınız için teşekkürler.
Benim sözleşmem için ne düşündüğüm pek önemli değil, çünkü mahkeme belirsiz derse, belirsiz süreli sözleşmede olan haklarımı talep etmediğim için kaybedeceğim değilmi?

Usul hukuku yönünden elbette talebiniz ile bağlısınız.

Selamlar,

Bu durumda 2. sorumda bahsettiğim şekilde bir dilekçe vermek mümkünmüdür?

Teşekkürler/selamlar

Değildir... Siz iddianızı ortaya koyar ve buna bağlı taleplerde bulunursunuz. Şöyle olursa bunları, şöyle olursa şunları talep ediyorum diyemezsiniz.

Selamlar,

İlginiz için teşekkürler.

Bu durumda sanırım en mantıklı yaklaşım Belirli ve Belirsiz Sözleşmeler ile ilgili tüm talepleri yazmak ve mahkemenin ilgisiz olanlarını ayıklamasını sağlamak.

Sözleşme türü belirlemede nette birçok çelişkili karar gördüm, bu yüzden konuyu bu foruma getirdim.
Sözleşme türünü mesleklere göre açık seçik belirleyen kanun maddesi bulunmamasından haklarımı kaybetmek mantıksız geliyor.

Kusura bakmayın sizin konumunuzu bilemiyorum, o tür bir dilekçe yazamayacağımı söylerken bu sizin görüşünüzmü yoksa bununla ilgili referans verebileceğiniz bir yazı varmıdır? Lütfen yanlış anlamayın sadece öğrenmeye çalışıyorum.

Teşekkürler/Selamlar

Alıntı:

---

Bilgi2005 rumuzlu üyeden alıntı

Bu durumda sanırım en mantıklı yaklaşım Belirli ve Belirsiz Sözleşmeler ile ilgili tüm talepleri yazmak ve mahkemenin ilgisiz olanlarını ayıklamasını sağlamak.

---

Sayın Bilgi2005,

Eğer Hukuk Usulü sizin dediğiniz gibi olsaydı, hiçbir avukat dava kaybetmez hatta biz avukatlara gerek bile olmazdı. Bir davada her türlü talepte bulunularak tüm hukuki ihtilaflar çözülürdü. Mantıklı bir yaklaşım olmadığını bu çıkarımdan dahi anlayabilirsiniz.

Sayın Kuzulu, yanıtınız için teşekkürler. Ben dava dilekçemde ışe iademi ve sözleşmemde kalan ayların tarafıma ödenmesini istersem mahkeme bunlardan ikisini isteyemezsin o yüzden hiçbirini vermeyeceğim diyemez kaldı ki birçok avukat bilmeden bu şekilde talepte bulunmuş durumdadır. Birçok kararda da "Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır." diyerek taleplerin uygun olanlarını değerlendirmiştir. Belirli Süreli iş sözleşmelerinde ihbar tazminatı talep eden avukat sayısı az değildir ki bu Belirsiz Süreli İş sözleşmeleri için geçerlidir.
Sanırım anlatmak istediklerim yanlış anlaşıldı. Benim durumum şudur, haksız bir şekilde sözleşmem feshedilmiştir, mahkeme sözleşmemin Belirsiz süreli olduğuna kanaat getiriyorsa işe iade talep etmem gerekir eğer mahkeme Belirli sözleşme şeklinde bir karara varırsa kalan suredeki maaşlarımı talep etmem gerekir. Bunlar benim haklarımdır diye düşünüyorum.

Selamlar

Dava dilekçenizi nasıl yazmanız gerektiğini bir avukat ile görüşürseniz , o size gereken izahatı teferruatı ile yapacak ve belirttiğiniz yanlışlara düşmenizi engelleyecektir.

Selamlar,

Sayın Gür, tavsiyeniz için teşekkür ederim. İki iş avukatı ile görüştükten sonra aldığım farklı yanıtlar yüzünden bu forumda fikir almak istemiştim. İncelediğim yargıtay kararlarında da avukat hataları gerçekten az değil. Bilhassa sözleşme tipine karar vermede çok hatalar oluyor. Bu forumda da henüz benim sözleşmemin türü konusunda açık bir yorum göremedim.
İlginiz için tekrar teşekkür ederim.

Sn. Bilgi2005,

Sitemiz bir hukuk sitesi olmakla birlikte, kesinlikle profesyonel bir avukatlık hizmetinin yerini tutamaz. Sitemiz forumlarında yer alan bilgiler tamamen genel ve birer önbilgi niteliklidir. Aksi durum Avukatlık Kanunu'na da aykırılık teşkil eder.

Sözleşmenizin; kısa açıklamanız, sözleşmenin 2 yıllık olduğunu bilmeniz ve mesleğinizin gereklerine de uygun olarak "belirli süreli iş sözleşmesi" olduğunu düşünüyorum.

Selamlar,

Sayın Bilgi2005;
Dava dilekçesi her türlü isteğin yazıldığı ve mahkemenin bu istekler içinden seçim yaptığı bir metin değildir. Dava dilekçesi yazmak dikkat ve özen isteyen bir iştir. Yanlış ve/veya fazla bir talep davayı tamamen ya da kısmen kaybetmeye neden olur.

İş hukukunda kuarl olan belirsiz süreli sözleşmelerdir. Yasa koyucu belirli süreli sözleşmeyi çok sınırlı alanlar için öngörmüştür. Yasada belirli süreli sözleşme yapmak için "esaslı sebep" aranmaktadır. Yargıtay esaslı sebep olark; "işin niteliği" ve "işçinin niteliği" hususlarına bakmakta idi. Örneğin, işin süre ile ilgisi varsa veya işçinin uzmanlığı söz konusu varsa, bunları esaslı sebep saymakta idi. Ancak, son zamanlarda artık işçinin niteliğine bakmaz oldu ve şimdi sadece "işin niteliğine" bakıyor. Örneğin, eskiden hemşirenin özel hastane ile yaptığı sözleşmeyi belirli süreli olarak kabul ediyordu, ama şimdi hemşirenin işi devamlılık arzettiğinmden sadece işin niteliğine bakarak belirsiz süreli olarak kabul etmeye başladı. Yani artık çalıştığınız iş devamlılık arzeden bir iş ise sözleşmeniz belirli süreli de yapılsa belirsiz süreli sayılacak.

Bu bilgilerden sonra sizin sözleşmenizin belirsiz süreli olarak kabul edilmesi gerekir diye düşünüyorum. Bu nedenle de öncelikle işe iade davası açmanızı önereceğim. Siz sözleşmenizi belirsiz süreli diye kabul edip işe iade davasını kaybetsenzi dahi bu taleplerinizin tersini bir başka davada istemenize engel bir durum yoktur. Yani işe iade davasında sözlemenizini belirli süreli olduğu kabul edilirse davanız reddedilecektir, bu durumda alacak davası açrak bakiye süre ücretinizi istemenize bir engel yoktur. Burada taleple bağlılık (ilk davadaki taleple bağlılık) söz konusu değildir.

Kolay gelsin, selamlar.

Sayın Gür, gerçekten zaman ayırıp ilgilendiğiniz için teşekkür ederim. Ben de sözleşmemin Belirli olduğunu düşünüyorum ama yinede hakimin ne düşüneceği önemli tabii.

Örneğin bir yargıtay kararı "Süresi belirli sözleşmelerin bitiminde ise ihbar tazminatı gerekmez. Bu cihet dikkate alınmaksızın ihbar tazminatına karar verilmiş olması doğru değildir. Karar bu nedenlerle bozulmalıdır." diyerek yerel mahkemenin ne kadar basit hatalar yapabildiğini göstermektedir. Durum böyle olunca her detayı fazlasıyla düşünmek gerekiyor.

Danıştığım bir iş avukatı sözleşmemin belirsiz olduğunu çünkü işimin bir proje şeklinde olmadığını , belirli bir olgunun ortaya çıkmasını gerektirmediğini söyledi ancak diğer avukat sizin gibi düşünüyor tabii bende açıkcası tereddüte düştüm. Bu forumun amacının sadece fikir alışverişi olduğunun tabii ki bilincindeyim. Yardımlarınız için teşekkürler.

Selamlar

Sayın Bilgili,

Problemimle ilgilenip yazdığınız için çok teşekkür ederim. Önerileriniz gerçekten çok faydalı.

Sanırım önce Belirli Süreli İş sözleşmesi ile ilgili dava açsam ve reddedilse bir ay geçtiği için Belirsiz süreli olarak işe iade davası açamam.

Sizinde işaret ettiğiniz gibi sözleşme türü konusu biraz gri alanda kalıyor ve hakimin yorumuna bağlı.

Selamlar

Bakın burada dahi fikir ayrılıkları ortaya çıkabiliyor.:) Bu durum görüştüğünüz avukat arkadaşların yetersizliğini değil konuya bakış açılarını gösterir. Farklı düşünceler olmasa zaten Mahkemelere gerek kalmazdı.

Abbas Bey'in son dönem Yargıtay kararları ışığında ortaya koyduğu yorumlara katılmakla birlikte, sizin sözleşmeye bakış açınız ve üst düzey danışman profiliniz ile kendi rızanız ile akdettiğiniz iş sözleşmesinin muhtemelen Yasanın aradığı "objektif bir nedene" dayalı olduğunu düşünüyorum.

Selamlar,

Sayın Gür,

Evet farklı görüşler almak güzel ancak tek doğruyu bulma amacımda beni ümitsizliğe düşürüyor. Keşke kanunlar daha belirli olsaydı o zaman haklarımızı net olarak bilebilirdik. Avukatların yetersizliği gibi bir yorumda veya genellemede bulunmadım ancak çok hatalar yapıldığını belirttim, bunları da yargıtay kararlarını okuduğumda gördüm. Sanırım netice olarak Danışmanlık görevi sözleşme türü olarak karar verilmesi zor bir pozisyon. Bazen ülkeme dönmekle hata mı ettim diye düşünüyorum :) .

Selamlar