-
Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Genelkurmay Başkanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur" denildi.
Genelkurmay Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde bugün yayınlanan açıklamanın tam metni şöyle:
"Türkiye Cumhuriyeti devletinin, başta laiklik olmak üzere, temel değerlerini aşındırmak için bitmez tükenmez bir çaba içinde olan bir kısım çevrelerin, bu gayretlerini son dönemde artırdıkları müşahede edilmektedir. Uygun ortamlarda ilgili makamların, sürekli dikkatine sunulmakta olan bu faaliyetler; temel değerlerin sorgulanarak yeniden tanımlanması isteklerinden, devletimizin bağımsızlığı ile ulusumuzun birlik ve beraberliğinin simgesi olan milli bayramlarımıza alternatif kutlamalar tertip etmeye kadar değişen geniş bir yelpazeyi kapsamaktadır.
Bu faaliyetlere girişenler, halkımızın kutsal dini duygularını istismar etmekten çekinmemekte, devlete açık bir meydan okumaya dönüşen bu çabaları din kisvesi arkasına saklayarak, asıl amaçlarını gizlemeye çalışmaktadırlar. Özellikle kadınların ve küçük çocukların bu tür faaliyetlerde ön plana çıkarılması, ülkemizin birlik ve bütünlüğüne karşı yürütülen yıkıcı ve bölücü eylemlerle şaşırtıcı bir benzerlik taşımaktadır.
Bu bağlamda;
Ankara’da 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ile aynı günde kuran okuma yarışması tertiplenmiş, ancak duyarlı medya ve kamuoyu baskıları sonucu bu faaliyet iptal edilmiştir.
22 Nisan 2007 tarihinde Şanlıurfa’da; Mardin, Gaziantep ve Diyarbakır illerinden gelen bazı grupların da katılımı ile, o saatte yataklarında olması gereken ve yaşları ile uygun olmayan çağ dışı kıyafetler giydirilmiş küçük kız çocuklarından oluşan bir koroya ilahiler okutulmuş, bu sırada Atatürk resimleri ve Türk bayraklarının indirilmesine teşebbüs edilerek geceyi tertipleyenlerin gerçek amaç ve niyetleri açıkça ortaya konulmuştur.
Ayrıca, Ankara’nın Altındağ ilçesinde “Kutlu Doğum Şöleni” için ilçede bulunan tüm okul müdürlerine katılım emri verildiği, Denizli’de İl Müftülüğü ile bir siyasi partinin ortaklaşa düzenlediği etkinlikte ilköğretim okulu öğrencilerinin başları kapalı olarak ilahiler söylediği, Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Nikfer beldesinde dört cami bulunmasına rağmen, Atatürk İlköğretim Okulunda kadınlara yönelik vaaz ve dini söyleşi yapıldığı yolunda haberler de kaygıyla izlenmiştir.
Okullarda kutlanacak etkinlikler, Milli Eğitim Bakanlığı’nın ilgili yönergelerinde belirtilmiştir. Ancak, bu tür kutlamaların yönerge dışı talimatlarla yerine getirildiği tespit edilmiş ve Genelkurmay Başkanlığınca yetkili kurumlar bilgilendirilmesine rağmen herhangi bir önleyici tedbir alınmadığı gözlenmiştir.
Anılan faaliyetlerin önemli bir kısmının bu tür olaylara müdahale etmesi ve engel olması gereken mülki makamların müsaadesi ile ve bilgisi dahilinde yapılmış olması meseleyi daha da vahim hale getirmektedir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkündür.
Cumhuriyet karşıtı olan ve devletimizin temel niteliklerini aşındırmaktan başka amaç taşımayan bu irticai anlayış, son günlerdeki bazı gelişmeler ve söylemlerden de cesaret almakta ve faaliyetlerinin kapsamını genişletmektedir.
Bölgemizdeki gelişmeler, din ile oynamanın ve inancın siyasi bir söyleme ve amaca alet edilmesinin yol açabileceği felaketlerin ibret alınması gereken örnekleri ile doludur. Kutsal bir inancın üzerine yüklenmeye çalışılan siyasi bir söylem veya ideolojinin inancı ortadan kaldırarak, başka bir şeye dönüştüğü, ülkemizde ve ülke dışında görülebilmektedir. Malatya’da ortaya çıkan olayın bunun çarpıcı bir örneği olduğu ifade edilebilir. Türkiye Cumhuriyeti devletinin çağdaş bir demokrasi olarak, huzur ve istikrar içinde yaşamasının tek şartının, devletin Anayasamızda belirlenmiş olan temel niteliklerine sahip çıkmaktan geçtiği şüphesizdir.
Bu tür davranış ve uygulamaların, Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısında ifade ettiği “Cumhuriyet rejimine sözde değil özde bağlı olmak ve bunu davranışlarına yansıtmak” ilkesi ile tamamen çeliştiği ve Anayasanın temel nitelikleri ile hükümlerini ihlal ettiği açık bir gerçektir.
Son günlerde, Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde öne çıkan sorun, laikliğin tartışılması konusuna odaklanmış durumdadır. Bu durum, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından endişe ile izlenmektedir. Unutulmamalıdır ki, Türk Silahlı Kuvvetleri bu tartışmalarda taraftır ve laikliğin kesin savunucusudur. Ayrıca, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılmakta olan tartışmaların ve olumsuz yöndeki yorumların kesin olarak karşısındadır, gerektiğinde tavrını ve davranışlarını açık ve net bir şekilde ortaya koyacaktır. Bundan kimsenin şüphesinin olmaması gerekir.
Özetle, Cumhuriyetimizin kurucusu Ulu Önder Atatürk’ün, “Ne mutlu Türküm diyene!” anlayışına karşı çıkan herkes Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.
Türk Silahlı Kuvvetleri, bu niteliklerin korunması için kendisine kanunlarla verilmiş olan açık görevleri eksiksiz yerine getirme konusundaki sarsılmaz kararlılığını muhafaza etmektedir ve bu kararlılığa olan bağlılığı ile inancı kesindir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur."
www.hurriyet.com
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Sizde tıpkı Genelkurmay başkanı sertliğinde yazmışsınız iletiyi sayın Tekay:)
Keşke elden birşey gelebilseydi!!!!!!
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
AKP Nasıl Oy Arttırır?
A) Toplumda kendini mazlum gösterir.
B) Dürüstce Çıkar ve 4 yılın hesabını verir.
Maalesef son zamanlarda AKP'nin alıştığı şeyi yani A seçeneğini yapması için sebepler oluşturuluyor. İyi niyetle yada bilinçli ama AKP bunları kesinlikle kullanacaktır.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Ben de diyorum ki ;
Askerler de bu toplumun fertleridir. Başta laiklik ve Cumhuriyetimizin temel değerlerinin aşındırılmasına dair eylem ve söylemler Tandoğan ve yarın Çağlayan'da olacak vatandaşlar gibi onları da etkilemektedir. Sert açıklamada (muhtıra demeye medyanın dili varmamış) belirtilen konularda askere hak vermemek mümkün değildir. Aynen öyle düşünüyorum , bu toplumun büyük bir kesimi de böyle düşünüyor ve muhtırada geçen örneklerle bağlı kalınamaz, bunlar sadece son 1 haftadaki örneklerle sınırlı değildir.... Çok daha vahimleri hem de mevcut iktidarca yapılmış ve dile getirilmiştir.
Ancak gerçekten demokrat bir ülkede yaşama karar ve azmindeysek, Cumhuriyeti koruma ve kollama görevini bir kere de olsa geçmiş dönemlerde olmadığı ve bu ülkeye , ülke insanına ne kadar pahalıya malolduğunu da düşünerek askerin sırtından almamız ve antilaik uygulamalara karşı demokratik tepkilerimizi her platformda, her fırsatta dile getirmemiz gerekir. Askerin asli görevi dış düşmana karşı savaşmaktır. Gaflet, dalalet ve hıyanet içerisinde olanlar demokratik yollarla yine bu toplum, sizler, bizler tarafından tasfiye edilmelidir. Bunun da nihai ve tek yolu sandıktır. Vatandaş yan gelip yatarsa, asker ne yapsın?!!! O bu ülke için canını veriyor, biz kalkıp oy vermeye üşeniyoruz.
Onun için "Ne postal, ne takunya milletindir Çankaya"....
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Ülkemizde maalesef Demokrasi denince "istediğimi yaparım,bana kimse karışamaz"mantığını yürüten bir azınlık var ve AKP de aynı düşünceleri taşıyor.Sn.Genelkurmay Başkanımızın açıklamalarının sonuna kadar arkasındayım ve iyi ki varsınız sayın Paşam ve Kahraman Mehmetçiklerimiz.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama-Neden laiklik?
NEDEN LAİKLİK:
Laiklik her tur dini itikatin olustugu zemine saygi
duyar.Yoneticilerin hicbir dini duzenleme yapma ve halki baskilama
hakki yoktur.Laiklik;birey yada topluluk olarak tum inanclara
saygili olmayi ve insana ozgu bireysel algi degerlerinin guvence
altina alinmasini saglar.Boylece cagdas yonetim her turden insani
esit degerlendirir.Yurttaslarini, inanclarinin cesidi,azligi,
coklugu ile degil,insan olmalari ile ilgili degerleri baz alarak
yapar.* Kaynak:Nur Demirok
Laiklik, kutsallıkta,dini yaklaşımlarda fasist bir yaklasimi ortadan
kaldirmak amaci tasir.İnsanları inançlarından dolayı
bolmeyi,sınıflandırmayı ortadan kaldırır. Egemen gücün siyasi amaçlarına kutsallık alet edilemez.Kimsenin kutsallık üzerinde,ipoeteği yoktur ve olamaz.Kutsal olan kimsenin babasının malı değildir buna tüm hazretlerde dahildir. Hazretler, en yüce varoluş düzeyinin varlığına dair birer uyaran,hatırlatandır.Hazret vasfı taşımadığı halde, yönetimi ele geçiren kişiler kutsal olan uzerine de el atarlarsa,kutsal olanın saf değerlerini de güc ve iktidar mucadelesine bulastırırlar. Kerbeladaki gibi kutsal olanın adını lekelerler. Daha kerbalanın kanı kurumamıştır.Muaviye ve Yezid unutulmamıştır.En yüce olanın,takım taraftarı gibi taraftara ihtiyacı yoktur. Mühim olan nicelik (sayısal cokluk)degil niteliktir(vasıf). Kutsal olanın, gönüllerde taht kurması gerekir kişisel egoların oyuncağı olması değil. Bizden uzak olun din tüccarları, bezirganbaşları.Önce kalbinizde sevgi ve yüzünüzde bakılacak bir tatlılık oluşturun.Daha sonra gelip dini değerler ve kutsal olan adına konuşmaya kalkışın. Tek kelimeyle bizden uzak olun da kendi kutsalınızın cennetine mi gidersiniz nereye giderseniz yolunuz açık olsun.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
14 Nisan 29 Nisan yeni bir dönemin öncüleridir.
Buğün Türkiye de bir dayatma yönetimi özlemi içinde olanlar,geçmiste Anayasayı ve halkı yok sayan yönetcilerin hazin sonlarını unutmamalıdırlar
Doğu Silahcçıoğlu.
Cumhuriyeti ve kaznımlarını korumak şeriata bölücülüğe ırkcılığa karsı koymak
ATATÜRK ilke ve devrimlerini savunmak laikliğin savunuculuğunu üslenmek
ATATÜRK ün NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE. Anlayışına karşı çıkan herkez TÜRKİYE CUMHURİYETİ nin düşmanıdır ve öyle kalacaktır.T.S.K.
ORDU Bildirisinin muhatabı çokmu demokrat!..
Miting düzenliyenleri,meydanlara toplanıp sesini duyurmaya çalısanlara bindirilmiş kıtalar sayan zihniyete demokrat denir mi?
A.K.P MKYK liderine tam yetki veriyor
Cumhurbaşkanı nı sen belirle diyor.
O da Ailesine danısıyor..
Ailesi sen olma diyor.Peki ailesi bu kararı nasıl veriyor?
Eşi istihareye yatarak..İYİ RÜYA GÖRMEDİM olma diyor O da olmuyor
Yardımcısını aday gösteriyor..
BU MU DEMOKRASİ.
Sivil giyiniyorlar diye bu anlayışı savunmak zorundamıyız?
HAYIR.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Kaynak: http://www.harbiyeli.net/?q=node/58
Genelkurmay Başkanlığı’nın resmi web sitesi olan tsk.mil.tr adresinde, 27 Nisan 2007 tarih ve BA-08/07 sayı ile yayınlanan geceyarısı açıklaması, Sayın Genelkurmay Başkanımız ve bütün Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının düşüncelerini doğru olarak yansıtmamaktadır.
Bahse konu açıklama, dört ay sonra emekliliği kesinleşen bir orgeneral tarafından, bazı gazetecilerin katkısı ile aynı akşam apar topar hazırlanarak Sayın Gnkur. Bşk.mızın tam onayı alınmadan web sayfasına konulmuştur. İlgili orgeneral önce bazı basın yayın organlarına böyle bir açıklama yapılacağı konusunda haber vermiş, yazı sitede yayınlandıktan sonra da Org. Büyükanıt’ı telefonla usulen bilgilendirmiştir.
Açıklamadaki “Sn. Genelkurmay Başkanı’nın 12 Nisan 2007 tarihinde yaptığı basın toplantısı” ifadesi bu açıklamanın Org. Büyükanıt tarafından yapılmadığının en açık delilidir. Bu açıklama kendisine ait olsaydı, Sayın Gnkur. Bşk.ımız kendisinden üçüncü şahıs olarak bahsetmeye gerek duymazdı.
Sayın Gnkur. Bşk.mız, oldu bittiye getirilip yayınlanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mal edilen bu açıklamayı kabullenmek ve savunmak durumunda bırakılmıştır.
Kamuoyunun açıklamadan haberdar olması sonrasında, Sayın Gnkur. Bşk.mızın halk ve politikicılar karşısında TSK’nde bölünmüşlük görüntüsü verecek bir red tavrı göstermemesi tamamı ile doğrudur. Bununla birlikte toplumun TSK’nin gerçek düşüncelerini öğrenmesi, asil Türk milleti ve onun bağrından çıkmakla onur duyan kahraman Türk ordusunun asırlık güven ilişkileri açısından hayati öneme haizdir.
Türk milleti ve ordusunu etle tırnak gibi birleştiren yüce değerler ve asırlık birliktelik, halkın manevi değerlerini zedeleyen, dini hassasiyetlerini küçümseyen hatta toplumun bir kısmını hain ilan eden bir geceyarısı açıklamasına kurban edilemez.
Açıklamanın konu ve anlam bütünlüğünden uzaklığı, Genelkurmay Başkanlığı’nın daha önceki açıklamaları ile karşılaştırıldığında ne kadar hazırlıksız ve çalakalem olduğu, toplumu kucaklamaktan mahrumluğu, aksine bağrından çıktığı halkı, Türk Silahlı Kuvvetleri’nden soğuttuğu gazeteler ve köşe yazarları tarafından acımasızca ifade edilmiştir.
Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları Türkiye’de yükselen irticai ve bölücü tehlikenin farkındadır ancak bunu ifade etmenin ilgili açıklamada olduğu gibi acele, acemi ve aşırılıkla olmayacağının da bilincindedir. Aynı şekilde irtica ve bölücülükle mücadelenin, geçmişte olduğu gibi, sadece gazetelere manşet attırmakla, Türkiye’yi uluslararası arenada sürekli üçüncü dünya ülkesi durumuna düşüren darbe ve darbe tehditleri ile daha fazla yapılamayacağı da açıktır. Ne Dünya ne Türkiye ne de Türk Silahlı Kuvvetleri artık o eski günlerde değildir.
Demokrasiye müdahale söylentilerinin meydana getireceği ekonomik dalgalanmalar da eski günlerdeki kadar hafif atlatılamaz. Bahse konu açıklamayı kaleme alanların, Türk Devletinin dış ve iç borçları yanında, özel sektörün de 100 milyar doları aşan dış borcundan haberdar olmaması mümkün değildir. Bu dev meblağın bir gecede ikiye üçe katlanması ve bunun sonucu olarak ortaya çıkacak ekonomik kriz, iflaslar, işsizlik ve açlığın faturası acaba kime kesilecektir? Toplumun belini kıracak bir ekonomik krize dolaylı da olsa sebep olmak TSK’ni halkın gözünde büyütmez.
Türkiye’yi uçuruma sürükleyen irtica ve terörle mücalenin, Cumhuriyet ve demokrasiye zarar verilmeden nasıl yapılacağı artık bellidir. Yüce önderimiz Atatürk’ün mavi gözleriyle ümitle izlediğimiz, Tandoğan’da güneş gibi doğan ve bugün de Çağlayan’da çağlayanlara dönen coşkun halk mitingleri ile bu ortaya koyulmuştur. Yaşlısı ve genci ile Anadolu’nun dört bir yanından gelerek Ankara ve İstanbul’da bayrak gibi dalgalanan bu insanların kimisinin başörtülü, kimisinin sakallı ve kimisinin de poşulu olması herkese çok şeyler anlatmaktadır.
Atatürk’ün önderliğinde milleti ile omuz omuza istiklal mücadelesi veren kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri bugün halkına ve onun değerlerine sırtını dönerek bir mücadele içinde olamaz. Halkı arkasına almayan, halkın desteğini kazanamayan hiçbir hareket başarılı olamaz.
Türk Silahlı Kuvvetleri’ni eleştirmeyi varlık sebebi edinen dış bağlantılı sözde köşe yazarları, açıklamadaki “Kutlu Doğum Şöleni” münasebetiyle Atatürk ve Türk bayrağı dekorlu salonlarda başörtülü küçük kızların ilahi söylemesi ve kuran okunması gibi ferdi uygulamaların TSK tarafından tehdit olarak değerlendirilmesini alay konusu yapmıştır. Ellerine iyi bir malzeme sunulan bu kişiler, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, ölme ve öldürme yeminleri eden, evlerinden C-4 ve elbombaları çıkan bazı çeteciler hakkında bir tehdit açıklaması yapmaması tezatından hareketle çirkin iddialarını güçlendirmişlerdir.
Bahse konu açıklama, TSK’nin din karşıtı olduğu ve halkın yüzde doksan dokuzunu oluşturan müslüman çoğunluğa kem gözle bakıldığı yanlış fikrini akıllarda yerleştirmeye çalışan radikal dinci çevrelerin ve PKK’lıların ekmeğine yağ sürmüşür. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Cumhuriyetin bütün diğer temel değerleri gibi laiklik ilkesine olan bağlılık ve hassasiyetini, halkı askerlikten soğutmada bir araç gibi kullananlara gün doğmuştur.
Türk Silahlı Kuvvetlerini yıpratmaya çalışan alçakların basın ve internet ortamında hangi iftiraları kustuklarını yakın geçmişimizden hepimiz biliyoruz. Bu çevrelerin çirkin iddialarını güçlendirmekten kaçınmak bütün TSK mensupları için temel bir görevdir. Emekliliği yaklaşan bir orgeneralin bunalım ortamından kendisine bir makam çıkarma beklentisi, Türk milletinin kahraman ordusundan beklentilerinden daha değerli olamaz.
İlgili orgeneral daha önce de Amerika’da bazı basın mensuplarıyla sözde gizli buluşmalarında TSK’nin Nisan ayında darbe yapacağını ifade ederek ülkemizi ve TSK’ni kamuoyu huzurunda zor duruma düşürecek bir krize sebep olmuştu.
Org. Büyükanıt’ın Genelkurmay Başkanlığı öncesindeki iğrenç ve asılsız iddiaların o dönemde emekliliği yaklaşan ve halen sivil ortamlarda makam kavgası veren bir emekli general tarafından üretilerek malum çevrelere servis edildiği de sonradan basın yoluyla kamuoyuna yansımıştır.
Makam ve rütbe hırslarını ülke menfaatlerine tercih ederek radikal gruplarla işbirliğine girebilecek kadar küçülen şahsiyetsizlerin, yüce Atatürk’ün gençliğe hitabesinde “gaflet, dalâlet ve hattâ hiyanet içinde bulunan, sahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid eden” o dönemin hainlerinden hiç bir farkı yoktur.
Halkın din ve kimlik değerlerini hiçe sayan bir anlayışın Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hakim olduğu boş söylenti ve iddiaları ile Türk halkı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin binlerce yıllık ruh ve beden birliğini zedelemeye çalışanların hevesleri kursaklarında kalmaya mahkumdur.
Mevcut hükümet Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecini basiretsiz bir yaklaşımla krize döndürmüştür. Anamuhalefet partisi dahil olmak üzere diğer siyasi birimler de en azından başka bir aday göstererek toplumun ve siyasetin önünün açacak bir öngörüyü sergileyememiştir.
Sayın Genkur. Bşkanımızın önderliğindeki Türk Silahlı Kuvvetleri herşeye rağmen yüce Atatürk’ün mirasına saygının bir ifadesi olarak, bu süreçte, Türk milletinin huzur ve menfaatlerini göz önünde bulundurmuş ve siyasete, halkın tercihlerine ve hukuka müdahaleden uzak kalmıştır ve bu tavrını sürdürmekte kararlıdır. Tandoğan ve Çağlayan’da dalgalanan hareket Türk siyasetine yön verecek güçtedir.
Türk Silahlı Kuvvetleri ülkesi ve milleti ile Türkiye’nin bütünlüğün teminatı olarak olarak asil Türk milletinin kalbindeki yerini herzaman koruyacaktır. Türk ordusu demokrasiye ve Türk halkının sahip olduğu bütün yüce değerlere saygılıdır. Türk Silahlı Kuvvetleri, başta laiklik olmak üzere, Cumhuriyetin bütün temel değerleri kadar modern çağın vazgeçilmez değeri olan Türk demokrasisinin de teminatıdır.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Utah Fettullah Bilgi İşlem Kuvvetlerinin Harbiyelileri yine iş başında maşallah!!!
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
bana göre bu açıklama sadece döviz ve altın fiyatlarını yükseltmek vatandaşa ve ülkeye zarar vermekten başka neye yaradı TBMM varken demokrasi varken asker işini yapmalı siyasete karışmamalı herkes sorumluluğunu bilmeli halkın seçtiği adamları hiçe sayan halkı hiçe saymıştır bana göre bu açıklama gereksiz ve zarar verici bir açıklamadır doğru olan neyse bunu demokratik yollarla savunalım ayrıca ben AKP li değilim fakat yanlış ve zarar verici hal ve hareketler kimseye fayda getirmez
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Tayyip Erdoğan neler söylemişti?
AKP ve sözde demokrat yalakaları, kamuoyunun ezici bir çoğunluğunun hassasiyetiyle alay ederek hedeflerine ulaşacaklarını düşünüyorlar. Atatürk’e ve devrimlerine, cumhuriyetin temel ilkelerine sahip çıkanlara “ulusalcılar, laikçiler” diye lakaplar takmak veya “bunlar statükocu, bunları aşmak lazım” gibi küçültücü sıfatlarla saldırmanın demokratlık olduğunu sanıyorlar.
Bunun yanı sıra Tayyip Erdoğan ve zihniyetini desteklemenin “demokrasi gereği” olduğuna da inandırmışlar kendilerini.
Oysa halkın ezici çoğunluğu Tayyip Erdoğan’ın siyasete girdiğinden bu yana söylediklerini unutmuş değil. Bu sözlerin Cumhuriyetin temel ilkelerini, Atatürk devrimlerini yok etmeyi amaçladığını ve bunun demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını biliyor.
Bugün sizlere Tayyip Erdoğan’ın sözlerinden bazı seçmeler sunmak istiyorum. Bunlar Tayyip Erdoğan’ın “Biz Anayasa’ya, cumhuriyetin temel ilkelerine sonuna kadar bağlıyız” sözleri ile çelişiyor mu çelişmiyor mu, kim nasıl isterse öyle karar versin.
- Demokrasi amaç değil araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.
- Demokrasi bir tramvaydır. İstediğimiz durağa geldiğimizde ineriz.
- Yolumuzun üzerine bir inek oturmuş. Yolumuzu kapatıyor, menzilimize ulaşmamızı engelliyor. İneği yolumuzdan önce lafla usul usul sonra evvel Allah sizlerin yardımıyla artık nasıl olursa, nasıl denk gelirse kaldıracağız.
- Elhamdülillah şeriatçıyız.
- Ata’ya saygı duruşunda sap gibi durmaya gerek yok.
- Her 10 Kasım’da yaygara koparılıyor.
- İçki yasaklansın.
- İstanbul’u Medine yapacağız.
- Bütün okullar imam hatip yapılacak.
- Ben İstanbul’un imamıyım.
- Mayo reklamları şehvet sömürüsüdür.
- Milli Piyango zulümdür.
- Taksim’deki caminin temelini inşallah atacağız.
- Cumhurbaşkanı’nın imam hatipli olacağı günler yakındır.
- Türkiye kendine din olarak Kemalizmi almış. Hiçbir dine hayat hakkı tanımayarak bunlar zorla dikte ettirilmiş.
- Hem laik hem Müslüman olunmaz.
- Referansımız İslamdır.
- Sen ne mutlu Türküm diyene dersen, onun da ne mutlu Kürdüm deme hakkı vardır.
- 1.5 milyarlık İslam âlemi Müslüman milletimizin ayağa kalkmasını bekliyor. Kalkacağız. Bu ayaklanma başlayacak, ışık göründü. Allah’ın izniyle kıyam başlayacak.
- Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir lafı koca bir yalandır. Egemenlik kayısız şartsız Allah’ındır.
- Anayasayı sarhoşlar hazırladı.
- Yahu bu milletin bütünlüğü ne mutlu Türküm ifadesiyle sağlanır mı? Osmanlı 30’u aşkın etnik grubu ümmet düşüncesiyle bir arada tuttu. Biz de öyle yapacağız.
- Bir tutturmuşlar, laiklik elden gidiyor diye. Millet isterse gidecek be.
- Sonra nedir şu laiklik Allahaşkına. Ne menem bir şey?
- Sayın Öcalan düşüncelerinin değil aldığı kellelerin hesabını veriyor.
- Türkiye’yi pazarlıyorum. Benim için verilecek para önemlidir. Her şeyi pazarlar satarım, parayı veren düdüğü çalar.
- Türkiye’de Kürt sorunu vardır. Bunu Türkiyelilikle çözeriz. Türkiyelilik her vatandaşın üst kimliği olmalı. Türk kavramını alt kimlik olarak değerlendirebiliriz. İsteyen varsa yine Türküm diyebilir.
- Sana mı kaldı türban konusunda karar vermek? Bu ulemanın işidir. (AİHM’ye)
- Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (şeriat hukuku) karar verir. (Danıştay’a)
- ABD’de özgürlük anlayışı var, ama benim ülkemde yok. (Amerika konuşması)
- Burası (kafası) basmıyor. Hayatında iki koyun gütmediği için kavrayamıyor. (YÖK Başkanına)
- Sanki maçta gibi bağırıyorlar. (Türkiye laiktir diyenlere)
*****
Demokrasi yara almadı
AKP’liler, yandaşları sözde demokrat yalakalar bir yandan askere küfürlerini sürdürürken, öte taraftan “demokrasinin büyük yara aldığını” ileri sürerek Türkiye’nin yine geri gittiğini ileri sürüyor.
Ne yazık ki bazı düzgün aydın ve yazarlar da sırf demokrasi inançları nedeniyle duydukları rahatsızlığı dile getiriyor.
Elbette normal demokrasilerde elinde silahlı güç bulunduranların her türlü müdahalesi yanlıştır, olmamalıdır.
Ancak Türkiye’de yaşanan bu değil. Asker demokrasi rayında giderken bir uyarıda bulunmadı. Zaten Türk halkının ezici bir çoğunluğu aylardır muhtıra üzerine muhtıra veriyor. Ama iktidar bunların hepsine kulaklarını tıkıyor.
Uyarı bu kez askerden de geldiği için güya demokrasi adına ayaklandılar.
Oysa askerin açıklaması ne muhtıradır, ne demokrasiye müdahaledir. Türkiye demokrasisi halkın şahlanan uyanışı ile çok daha emin adımlarla yoluna devam edecektir.
Bu şahlanış, sözde demokrasi söyleminin ardına sığınarak Orta Çağ karanlığını Türkiye’ye taşımak isteyen AKP zihniyeti ile bu zihniyete kapı kulluğu yapan sözde demokratik yalakaların derin bir korkuya kapılmalarına neden olmaktadır.
“Muhtıra” “Yine demokrasiye müdahale” “Ülkeye zarar verildi” “Darbe” çığlıklarının anlamı budur. Kimsenin endişeye kapılmasına gerek yok. Demokrasi kervanı yürümektedir. AKP’yi ebedi iktidar yapmak istemenin demokrasi olduğunu ileri sürenlerin cakası yakında bitecektir.
Casper 762 deyerlerimizi kaybettikmi altınımız olsa dolarımız alsa ne yazar
İranı Irakı görüyoruz.Bu adamlar sivilleri milyondan sıfır attık diye alay ederse
olacağı budur Bu ORDU DU MEMLEKETİN ORDUSUDUR
Unutmayalım rejimin bekçisidir Ülkemiz için doğuda onlarca ŞEHİT(kelle)veren
ASKERİMİZLE KİMSE URAŞMAŞIN
HALKIN SESİNE KULAK VERİP ERKEN SEÇİMDEN KORMASINLAR.
HALKIN MUHTURASINA DEYER VERŞİNLER OK YAYDAN CIKTI ARTIK.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Alıntı:
turkuaz1923 rumuzlu üyeden alıntı
Utah Fettullah Bilgi İşlem Kuvvetlerinin Harbiyelileri yine iş başında maşallah!!!
Bravo. Sizi zekanızdan ötürü gerçekten kutlamak istiyorum.
Dezenformasyon haberlere balıklama dalanları da biraz daha zekice hareket etmeye davet ediyorum.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Bazılarımız bilinçli veya farkında olmadan Fettoshcuların ekmeğine yağ sürüyor. Bir çoğumuzun da uyguladıkları yöntemlerden haberi yok. Öyle sinsi, sabırlı, derinden ve bel altı vurarak çalışıyorlar ki her geçen gün hala uyanamamış birilerini daha saflarına katıp güçleniyorlar. Gerçekten çok yazık.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Duygu Hanım siz benden çok yaşayacaksınız, geçen hafta dergiyi alınca (yaşım pek uygun değil ama Doğramacı'nın İstanbul Üniversitesi'nin üzerine yaptığı kapakla çıkan ilk sayısından bu yana- Limon'du derginin o zamanki adı- alırım dergiyi. Gerçi gazete bayileri bir bana bir de aldığım dergiye bakıyorlar son zamanlarda, herhalde teenager işi olarak görüyorlar dergiyi) direkt bu forumu düşündüm. Tarayıcıdan geçirip eklemek iyi olur diye...
Bizim ülkede mizahçılar aç kalmaz, öyle karamizah işler oluyor ki, 70 milyon mizahçı olsa az bu memlekete... :o
Tabi bazıları mizahı abartıp Utah'tan iş gönderiyorlar ama olsun...:o
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
TARIH : 08 HAZİRAN 2007
NO : BA- 13 / 07
1. Sayın Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar BÜYÜKANIT, 12 Nisan 2007 tarihinde yapmış olduğu basın toplantısında, terörün Mayıs 2007 tarihinden itibaren tırmanacağını, kamuoyuna açık bir şekilde açıklamıştır.Son günlerde ortaya çıkan terör olayları, bu açıklamaların gerçekçi olduğunu göstermiştir.
2. Bu terör eylemleri, aynı zamanda bölücü ve ırkçı terör örgütünün gerçek niyetini de çok açık bir şekilde ortaya koymuştur.
3. Her fırsatta, yurt içinde ve yurt dışında barış, özgürlük ve demokrasi gibi insanlığın yüksek değerlerini, terör örgütüne paravan olarak kullanan kişi ve kuruluşların, bu olayların gerçek yüzlerini görme zamanı artık gelmiştir.
4. Türkiye Cumhuriyeti, ulusal ve üniter yapısının, çağ dışı bir yapı olduğunu düşünen bir yaklaşım ile karşı karşıyadır.Ulusumuzun bu tehlikeli yaklaşımı fark etmek zorunluluğu vardır ve olmalıdır.
5. Ortaya çıkan ve giderek artan terör eylemleri, bu tür düşüncelerin ve bunları dolaylı veya doğrudan destekleyenlerin çarpık düşüncelerinin çok açık bir göstergesi olduğu şüphesizdir.
6. Türk Silahlı Kuvvetleri, terörle mücadele konusunda sarsılmaz bir kararlılığa sahiptir ve bu tür saldırılara gereken cevabı vereceği tartışılmaz bir gerçektir.
7. Türk Silahlı Kuvvetlerinin beklentisi; bu tür terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesidir.
Kamuoyuna saygı ile duyurulur.
www.tsk.mil.tr
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Demokrasinin gereği, ordu içte ve dışta her türlü gaflet-delalet ve hıyanet içinde olanlara karşı görevini yapmalıdır.
Genelkurmay bu açıklamaların altına daha anlaşılır olması için RTE'nin 12 yıldır yaptığı açıklamaları ve Cumhurbaşkanı adayının geçmişi ve kimliğini belirten dökumanı da koysaydı, yapmalıdır, yapmamalıdır geyik muhabbetleri olmazdı.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
ORDU MİLLETİ GÖREVE ÇAĞIRIYOR
Dün yayınlanan Genelkurmay bildirisinin en önemli yönlerinden biri 'ulus-devlet' vurgusuysa, bir başkası da Silahlı Kuvvetler'in milletten bir beklentisini açıklamasıydı:
7. Türk Silahlı Kuvvetlerinin beklentisi; bu tür terör olaylarına karşı, yüce Türk milletinin kitlesel karşı koyma refleksini göstermesidir.
Bizim bu sütunlarda yaklaşık bir yıldır, 'Doktrine balans ayarı', 'Post-postmodern süreç', 'Ordudan demokratik tepki' başlıklarıyla anlatmaya çalıştığımız yeni dönemin belki de en çok tanımlanabilir parametresini bu ifadede bulabiliriz diye düşünüyorum.
Bilirsiniz, Türk toplumunun geleneği 'ordu-millet' olmaklığıyla diğer toplumlardan ayrılır. Ordu, milletin dışında, ondan bağımsız, negatif anlamıyla profesyonel bir yapı değil; milletin ta kendisidir.
Dolayısıyla, milletin başı sıkıştığında orduyu göreve çağırması, Türk toplumunun geleneği açısından yadırganacak bir özellik değildir.
27 Mayıs sürecindeki 'Ordu-Millet el ele' sloganlarıyla, son dönemlerin 'Ordu Göreve' çağrıları bu mantık içinde gelişmiştir.
Ancak, tehdit analizini, bu dönemde milletten daha ileri seviyede yapmış Silahlı Kuvvetler'in milleti, (yani Türklerde Ordu'yu) göreve davet etmesi de yadırganacak bir özellik değildir. Aynı şeydir.
Yeni tehdit algısı, Orgeneral Büyükanıt'ın Harp Akademileri'nde yaptığı konuşmada telaffuz ettiği 'Karanlık Savaş' teşhisinin, askeri dille 'Milli Güç'ün bütün unsurlarıyla harekete geçmesini gerektirdiğini düşünebiliriz.
Çünkü Türkiye açık bir savaşla karşı karşıya değildir. Hatta açık bir terörist saldırı ile de karşı karşıya değildir. Hatta ve hatta sadece 'ulus-devlete' yönelik entelektüelist 'gerilla savaşı' ile de karşı karşıya değildir. Devam ettirebiliriz... Sadece ekonomik bir işgal planıyla da karşı karşıya değildir. Devletin kavramlarının ve tanımlarının hemen hemen her alanda 'gerilla tacizi'ne maruz kaldığı, bunun entelektüel altyapısının hazırlandığı, ekonomik savaş palanlarının uygulandığı ve bu hareketliliğin içeride de destek bulduğu kompleks bir tehditle karşı karşıdır.
Bu yeni tehdidin sadece Silahlı Kuvvetlerin sadece konvansiyonel manevralarıyla bertaraf edilmeyecek olduğu da gün gibi ortada. Demek ki, her alanda 'Milli Güç'ün maksimizasyonu ve iradesinin hissedilmesi gerekiyor.
Anlaşılan o ki, Türk Silahlı Kuvvetleri, ulus devletimizin varoluşuna yönelik bu 'Kirli Savaş'ta yeni bir deha örneği gösteriyor ve kendisini 'demokrasi dışı'na itmeye ve o alanda yalnızlaştırmaya ve itibarsızlaştırmaya çalışan iradeye karşı, yeni stratejisini mükemmelen uyguluyor.
Kaynağını bütün emperyal miraslarda olduğu gibi 'ordu-millet' geleneğinde bulan bu yeni strateji, bir yıldır anlattığımız gibi, hem 'Milli Güç'ü maksimize ederken, hem de 'millet iradesi'nin operasyonel alanların önünü açmasını bekliyor.
Silahlı Kuvvetler, 'ordu-millet' geleneği olan Türkiye'de, 'demokrasi tuzağı' ile yanlızlaştırılamayacağını, millet iradesinin iç ve dış baskılarla sıkıştırılmaya çalışılan TSK'nın önünü açacağını ilan ediyor.
Daha önce de söylemiştik... Türkçe'de Devlet kelimesi, diğer batı dillerindeki gibi, 'state', 'etat' gibi statükoya, durgunluğa işaret eden kelimelerden türememiş, 'değiştirme iradesi' anlamına gelen 'devl etmek' fiilinden türemiştir.
Şimdi Türk devletinin bu kavramsal kodu, 'millet-devlet' ayrımının sözkonusu olmadığını kanıtlaması gereken yeni bir döneme giriyor.
Yine daha önce söylemiştik, 'Türk Silahlı Kuvvetleri' milletine (yani kendisine) güvenerek 'demokratik tutum' alıyor.
Bu 'demokratik tutum'un Türklerin kolektif bilinçaltındaki devlet millet aynılığını aktive ederek, hem teröre hem de ulus-devletin varoluşuna karşı yürütülen 'Kirli Savaş'ı bitireceği umulmaktadır.
TSK, benim 'post-postmodern süreç' olarak adlandırdığım dönemde, 'demokratik tutum' alarak; hem kendisine kurulmaya çalışılan 'demokrasi tuzağı'na düşmeyeceğini göstermiş, hem de 'Milli Güç'ü maksimize ederek düşmanlarında endişe yaratmıştır.
Atılgan BAYAR / Habertürk
Harun Gür Notu : Ağzına sağlık , bu yorumun üstüne daha ne söylenebilir ki?
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Askerimizin bizden iştediği kitlesel karsı koyma haberini basından duyar duymaz ilk olarak evime bayrak astım ve yanınada elimde bulunan ATATÜRK resmini yapıştırdım ve cevremdeki herkesede bunu yapmalarını istiyorum.
NEDEN diye soranlarada teröre şehit verdiğimiz askerlerin haberini taşıyan
gazeteyi ve Genelkurmayın yazısını gösteriyorum.herkes iş basına
AMPULU DEYİŞTİRMEYİ UNUTMAYIN alıntı (Tayfun İyilik)
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
:(
Alıntı:
alisinkay rumuzlu üyeden alıntı
AKP Nasıl Oy Arttırır?
A) Toplumda kendini mazlum gösterir.
B) Dürüstce Çıkar ve 4 yılın hesabını verir.
Maalesef son zamanlarda AKP'nin alıştığı şeyi yani A seçeneğini yapması için sebepler oluşturuluyor. İyi niyetle yada bilinçli ama AKP bunları kesinlikle kullanacaktır.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Genel Kurmay'ın açıklaması, hem demokrasiye ve hem de hukuka (Anayasa Mahkemesi'nin yargılama sürecine) müdahaledir. Eskiden tankla, tüfekle yapılan müdahalenin bir başka şeklidir. Çok yanlış olmuştur. Yanlış olduğunu seçim sonuçları ile de görüyoruz. Bu muhtıra, AKP'nin işine yaramıştır. Halkın askerle aynı şeyleri düşünmediği anlaşılıyor.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Seçim sonucundan Genelkurmayın açıklamasını sorumlu tutmak sadece komiktir. Halk cumhuriyete ve laikliğe sırtını dönmüştür. Tehlike bu boyutlar çıkmasa zaten o açıklama olmazdı. Nitekim seçim sonucu bunu açıkça ortaya koymaktadır. Türkiyenin eyaletlere ayrılması gereğini yüksek sesle haykıranlar ile "CHP MHP hepsi bir. Biz din kardeşiyiz" diyenler seçimi birlikte kazanmıştır. Seçim sonuçlarının açıkça ortaya koyduğu tek şey Kuzey Irakta kurulan Kürt Devletinin sınırlarının genişletilmesine dayanak olarak gösterilebilecek bir yapıyı ortaya çıkarmasıdır.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Sayın gecem1970;
Genel Kurmayın açıklaması seçim sonuçlarına etki eden sebeplerden sadece biridir. Tabi ki, daha bir çok sebep var. Tek sebep değildir. Demokratik hukuk devletlerinde askerin bu tür açıklamalar yapması rastlanan bir durum değildir. Bizim halkımız askeri sever ve sayar. Bu nedenle de halkın en güvenilir kurum olarak orduyu gördüğünü biliyoruz. Ama halk, sevdiği bu ordunun siyasete müdahalesine hiç bir zaman olumlu bakmamıştır. 27 Mayıs 1960 darbesinden sonra da, 12 mart ve 12 eylül sonrasında da askerlere (veya onların telkin ettiği kişilere) oy vermemiştir. Bu da halkın aslında ordu konusunda bilinçli olduğunu gösteriyor. Yani asker olarak seviyor ve güveniyor, siyasete müdahale ettiğinde hiç kabullenmiyor. Son gelişmelerden de bu sonucu çıkarmak mümkündür. Genel Kurmay'ın Anayasa Mahkemesi kararından bir gün önce yaptığı "sanal muhtıra" ve de sınır ötesi operasyon istekleri halk tarafından olumlu bulunmamıştır. Halk sınır ötesi operasyon istese idi bu konuda istekli olan MHP ve CHP'ye temayül ederdi. Durum ortada.
Halkın laikliğe ve cumhuriyete sırtını döndüğü şeklindeki görüşünüz de bana biraz abartılı geldi. Laiklik ve cumhuriyet bu ülkenin ve bu halkın benimsediği değerlerdir, değiştirilemez. Türkiye'de laikliğie ve cumhuriyete karşı olan (şeriat isteyen) bir kesim olduğu bir gerçektir, ancak bunların çok az olduğunu bilimsel çalışmalar gösteriyor. Hatta şeriat isteyenlerin bir kısmı da şeriatın ne anlama geldiğini çok iyi bilmeyenler. Sanıyorum siz AKP'ye oy veren geniş kitleleri laiklik ve cumhuriyet karşıtı diye değerlendiriyorsunuz. Bunların büyük kısmının laiklikle ve cumhuriyetle problemleri yoktur. Son zamanlarda "laiklik ve cumhuriyet elden gidiyor" şeklinde abartılı bir söylem geliştirldi, ama halk bu söyleme katılmıyor. Laiklik ve cumhuriyetin elden gittiği falan yok. Müsterih olun. Kimse de götüremez. (Not; Bu düşüncelerimden dolayı, tek tip düşünmeye alışmış dostlar beni AKP'li zannediyor. Ben DP (DYP)'nin eski il yöneticisi, şimdi de kayıtlı üyesiyim. Oyumu da DP'ye verdim. AKP ile bir yakınlığım yok.)
Selam ve saygılar.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
Sayın Bilgili,
Nasıl ki halkın bir bölümü şeriat nedir bilmiyor, eğer siz haklıysanız önemli bir bölümüde laiklik nedir onu bilmiyor demektir. Laikliği ve cumhuriyeti halkın benimsediği görüşünüze kesinlikle katılmıyorum. Bu ülkedeki vatandaşların önemli bir bölümü bu ülkenin sınırlarını bile benimseyememiştir ne yazıkki.
Demokratik hukuk devletlerinde askerlerin açıklamalar yapması alışıldık bir durum değildir diyorsunuz. Pek çok konuda referans olarak gösterilerilen ABDyi bu açıdan incelemenizi öneririm. Ağırlıklı olarak dış politika olmak üzere sayısız açıklama göreceksiniz. Ekonomide dahil.
Her ülkenin kendi iç dinamikleri yapısı farklıdır. Dışarıdan bakanların durumu yanlış anlamasını anlıyorumda TC devlet yapısında ordunun yerini ve bu durumun tarihi kültürel temellerini bilmezden gelmenizi anlamıyorum.
Şahsen benim oyunuzu ve politik duruşunuzu sorgulamak gibi bir niyetim olmadı. Ama madem söylediniz bende sizin şahsınızda Demokrat Partiye şunu söylemeden edemeyeceğim. Zamanın da Cumhuriyetin değerleriyle oynayarak siyasi rant elde etmeye çalışanlar rüzgar ekenin fırtına biçeceğini görebilselerdi bu sabah bir demokrat parti iktidarına uyanabilirlerdi.
-
Re: Genelkurmay'dan çok sert açıklama
MUSTAFA KEMAL,Ruşen Eşrefünaydın'a hitaben yaptığı ve 25Mart 1931 tarihli vakit gazetesinde yayımlanan konusmasında şöyle diyor:
Milletlerin tarihinde bazı devirler vardırki,belli amçlara ulaşabilmek için,madi ve manevi ne kadar kuvevet varsa hepsini bir araya toplamak ve aynı istikamete yöneltmek gerekir.
Yakın senelerde milletimiz böyle bir toplanma ve birleşme hareketinin verdiği önemli sonuçları idrak etmiştir.
MEMLEKETİN ve DEVRİMİN İÇERİDEN ve DISARIDAN GELECEK TEHLİKELERE KARŞI KORUNMASI İÇİN BÜTÜN MİLİYETÇİ ve CUMHURİYETÇİ KUVETLERİN BİR YERDE TOPLANMASI LAZIMDIR. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK.