Doktor hasta sırları elde etmeyle velayet alınır mı?

Merhaba,

Dört senedir devam eden boşanma davamda son aşamaya gelindi. En son yapılan celsede mahkeme hakimi önümüzdeki celse karara bağlıycam dedi.

Ancak ben yeni bir bilgiye sahip oldum, araştırdım ve doğruluğuna maalesef kanaat getirdim.

Öğrendiğim gerçek şuydu; 5 sene evvel evlendiğim eşim daha evvel yaşadığı bir ilişki sonucu kızlığını kaybetmiş bu durum sebebiyle de annesiyle beraber doktora giderek " kızlık zarı diktirme " operasyonu yapmışlar. BAhsi geçen doktoru araştırdım buldum, hasta bilgilerini kimseye veremem dedi. Bunun üzerine benimle aynı söktörde çalışan bir arkadaşım vasıtasıyla ( bu ara da ben bilgisayar sektöründe çalışıyorum ve her doktorun bir bilgisayarcısı vardır diye düşünerek hareket ettim) bilgisayar kayıtlarından ilgili operasyon kayıtlarına ulaştım. Hatta operasyon öncesi hastaya ve annesine (eşim ve kaynanam) imzalatılan sözleşmeninde bir fotokopisine sahibim. O sözleşmede kendi isteğiyle operasyon yaptırdığı sorumluluğun onlara ait olduğunu ve 350 milyon TL bedel alınacağı yazıyor. İmzalar da mevcut.

Henüz kimseyle paylaşmadım bu konuyu ancak eniştesi ile paylaşmayı düşünüyorum. Bu onur kırıcı olayın davaya yansımadan boşanmanın bitmesi için.

Çok zorda kalırsam bu iğrenç olayı , mahkemeye yansıtmalımıyım? Elimdeki deliller geçerlimidir, doktoru şahit yazsam şahitlik etmek ve bilgi vermek zorundamıdır, çocuğumun velayetini almam için yeteri kadar iğrenç bir olaymıdır hukuken?

Bu konu hakkında fikri olanlar, benimle paylaşırlarsa sevinirim.
Saygılarımla.

doktor hakkında idari soruşturma açılır doktorun şahit olacağını düşünmüyorum . ayrıca mahkeme üzerinde nasıl bir etkisi olmasını bekliyorsunuz bakire olmamasının. bakire olmayanlar evlenemez veya velayeti alamazlar diye bir kural mı var. ayrıca hukuken iğrenç diye birşey yoktur. hukukukun velayet için aradığı şartlar kimde mevcutsa velayet ona verilir. bunun için gelir durumu, çocuğun yaşı ve cinsiyeti, kişilerin yaşam tarzları vs. gözönünde bulundurulur. eşinizin evlenmeden önce bakire olmaması onun ahlaksız bir yaşam gösterdiğini ispat etmez.

Böyle bir konunun velayeti almanız için bir yarar sağlamaz size. Annesinin evlenmeden önce bakire olmaması ile çocuğun velayeti arasında nasıl bir ilişki kurulabilir?
Ancak böyle bir durumda tazminat talebinde bulunabilisiniz (Diğer tüm şartlar da oluşmuş ise)

Doktorun ceza davalarında bile tanıklıktan kaçınma hakkı vardır. Ki boşanma davasında tanık olması için zorlanamaz.

Ayrıca bana göre, sizin bu belgeleri hukuka aykırı olarak ele geçirmiş olmanız sebebiyle sorumluluğunuz söz konusu olacaktır.

Siz bir Babasınız ve çocuğunuz velayetini almak istemek hakkınız.Fakat çıkaracağınız raporda çocuğunuz annesi.Bunu yapmadan önce çok iyi düşünmelisiniz.Mahkeme bu rapora dayanarak size velayeti vermeyecektir.Fakat olduki verdi Buda velayetin niye babaya verildiği kısmında gözükecektir.İlerki yıllarda çocuğunuz eline bu belge geçerse e düşüneceğini iyi düşünün.
Saygılar...

Sayın bb35,

ERKEK DEDİĞİN ERKEK GİBİ OLMALIDIR...

Siz ne biçim erkeksiniz ki, artık boşanma arefesindeyken karınızın sizden önce yaşamış olduğu, ve asla onun ahlaksızlığı için bir kriter teşkil edemeyecek olan, ama belki de onun için son derece yaralayıcı olabilecek bir konuyu uluorta gündeme getirmeye kalkıyorsunuz......

Hem de bu bilgilere ulaşmak için, teknolojiyi kullanarak, bilgi hırsızlığı yapmaktan ve bunu marifetmiş gibi anlatmaktan da çekinmiyorsunuz.

Bu iğrenç olayı demişsiniz. Haklısınız yaptığınız gerçekten iğrenç.
5 sene aynı yastığa baş koyduğunuz insanla ilgili konuştuklarınıza yapmaya çalıştıklarınıza bakın...
Utanmalısınız....utanmalı.:kızgın:

Alıntı:

---

KASIMAN rumuzlu üyeden alıntı

Sayın bb35,

ERKEK DEDİĞİN ERKEK GİBİ OLMALIDIR...

Siz ne biçim erkeksiniz ki, artık boşanma arefesindeyken karınızın sizden önce yaşamış olduğu, ve asla onun ahlaksızlığı için bir kriter teşkil edemeyecek olan, ama belki de onun için son derece yaralayıcı olabilecek bir konuyu uluorta gündeme getirmeye kalkıyorsunuz......

Hem de bu bilgilere ulaşmak için, teknolojiyi kullanarak, bilgi hırsızlığı yapmaktan ve bunu marifetmiş gibi anlatmaktan da çekinmiyorsunuz.

Bu iğrenç olayı demişsiniz. Haklısınız yaptığınız gerçekten iğrenç.
5 sene aynı yastığa baş koyduğunuz insanla ilgili konuştuklarınıza yapmaya çalıştıklarınıza bakın...
Utanmalısınız....utanmalı.:kızgın:

---

Ağzınıza sağlık Sayın Kasıman.

Sayın KASIMAN ,

Öncelikle bekaret konusunda ben dahil olmak üzere kimse sizin gibi düşünmek zorunda değildir. Bir çok insan için de bu kabul edilemeyecek kadar iğrenç ve ahlaksız bir durumdur. Bunu normal ya da kabul edilebilir bulanların ahlakı hakkında fikir belirtmek hattim değil. Ancak gene de tebkinizi gösterirken saygı kuralları çerçevesinde olmasını beklerdim.

Asıl mesele şuanki yaşamının şahsiyetsiz olduğu gibi (4 senedir süren boşanma süreci) evlenmeden önceki yaşamının da şahsiyetsiz olduğunun ortaya çıkması ve evlilik süresince de şahsiyetsiz bir yaşam sürüp sürmediği konusunda ben de haklı olarak şüphelerin oluşmasıdır.
Mahkeme şuanki yaşamının şahsiyetsiz olduğuna karar vericek olursa geçmiş yaşamınında şahsiyetsiz olması sebebiyle velayet konusunda benden yana karar verebilir mi? Ailesiyle birlikte yaşıyor ailesi de bu durumda sorumlu olduğu için bu da sanırım lehimize olacaktır?

Sayın asumanselin,
Çocuğumun geleceği ile ilgili endişenize tamamen katılıyorum. Zaten bu sebeple önce ailesiyle görüşücem bu konuyu. Umarım mahkmeye yansıtmadan hallederler. Çocuğumun velayetini verdikleri taktirde bu işten vazgeçerim.

Ya kabul etmezlerse ne yaparım bilmiyorum, ama sanırım gene de mahkemeye götürürüm bu konuyu. Öyle bir ortamda büyümesinden se varsın ergin bir yaşa geldiğinde öğrenicekse öğrensin (öğrenmemesi için elimden geleni yaparım).

Sayın bb35:
Sizin iğrençliğinizi bir yana bırakalım, olaya hukuki açıdan bakalım:
1. Mahkeme karar aşamasında olduğu için son celsede karar açıklanacaktır. Sunacağınız hiçbir yeni delil değerlendirmeye alınmayacaktır.
2. Delillerin elde ediliş şekli hukuki değildir, karınız bunları ikrar etmedikçe hiçbir değer taşımaz. Bundan dolayı siz tazminat davalarına muhatap olabilirsiniz.
3. Evlilik öncesi olan birşey evlilik sırasında da aynı şeyin tekrar ettiğine delil teşkil etmez.

Neden böyle bir konuda herkes bana yükleniyor.

Mesele evlenmeden önceki yaşamı değil. Sizce evlenen bir erkek evlendiği kişinin kızlık zarının dikilmiş olmasını kabul etmelimidir? Yani madem evlenmeden bir ilişki yaşamak gayet normal ( ki böyle düşünenlere saygı duyuyorum) neden kızlık zarını diktiriyor. Diktirmesin, benim senden önce de ilişkilerim oldu desin. Kabul edersem evleneyim.

Kızlık zarının dikilmesini değilde bunu öğrenen eşin bunu dile getirmesi iğrençlikse varsın öyle olsun.

Zaten belli nedenlerden dolayı bir geçimsizliğiniz olmuş. Bundan dolayı boşanmaya karar vermişsiniz. Mahkeme karar aşamasına gelmiş. Kendinizin kusurlu olmadığından emin değilsiniz, karşı taraf için yeni kusur arıyorsunuz.
Mahkemede karşılıklı olarak ortaya konan gerekçeler yeterli değil mi?
Yoksa kendi kusurunuzdan dolayı nafaka ve tazminat almamak için mi böyle farklı yollara başvuruyorsunuz?

İğrenç olan bu.

Kimse eşinizin yaptığı ile ilgili yorumda bulunmuyor bulunmaz. Çünkü cevap hakkı olmayacak. Anlamadığım şu
4 yıldır boşanma davası sürüyor yani boşanmaya neden eşinizin önceki ilişkileri değil. Bunu önceden bilmiş olsaydınız herhalde bu bilgiyi önceden kullanırdınız. Öte yandan beş yıl önceki bir olayı araştırmak nerden aklınıza geldi? Herhalde doktorun adına kadar sizi bilgilendiren kişi annesi olamaz değil mi?

Ben karar verici olsam başkalarının kayıt ve bilgilerini yasa dışı yollardan ele geçirme çabasına girmiş birine çocuk teslim etmem. O doktorun yerinde olsam hem sizi hemde bu konuda size yardım eden kişiyi mahkemeye veririm.
Eğer öğrenirse öğrensin diyebiliyorsanız çocuğunuz için siz zaten o çocuğu almayın beyefendi. Velayet sizi mutlu etmek için verilmeyecek. Çocuğun yararı düşünülerek verilecek. Siz şimdiden onun yararını kendinizinkine tercih etmişsiniz. Ev araba değil o. Boşanma savaşının galibinin ödülü hiç değil.

Gene aynı şeyi yapıyor insanlar,

Post Modern Yaşam adına, toplum ahlakını hiçe sayan davranışları masum bir davranış olarak gösterip klasik "mağdur kadın" portresi çiziliyor.

Evet tek suçlu benim. Bu gerçeği duyduğumda araştırıp teyid ettiğim için. Teyid ermek için kabul edilemeyecek yollara başvurduğum için.Yargısız infaz yapmadığım için. Böyle bir olayı hangi erkek kabul edebilirki, bunun için müğdesiz olmak gerekmez mi?

Eğer toplum için bu tür olaylar önemli değilse, insanlar neden " aldatılmayı affedermisiniz" diye anket yapmak zorunda hissediyorlar kendilerini. Bu da bir tür aldatmak sayılmaz mı?

Neyse, konuyu daha fazla uzatmak istemiyorum. Ancak bitirmeden önce söylemek istediğim bir şey var, dava sonucunda çocuğumu ödül olarak görmüyorum. Ona daha sağlıklı-ahlaklı-daha rahat bir yaşamı verme imkanına sahip olmayı ödül olarak görüyorum.

Anladığım tek şey bu konuda kimsenin yaşamadan,cocuk sahibi olmadan sağlıklı-mantıklı ya da kabul edilebilir fikre sahip olamıyacağı.
Umarım eleştirenlerin daha sağlıklı düşünmek için butür şeyleri yaşamasına gerek kalmaz.
Herkese saygılar.

Sayın bb35
burada kimse, başkasının ahlak anlayışını yargılamaz. Buna hakları yok. Biz hukuki açıdan olaya bakıyoruz.
Kızlık zarının diktirilmesi, yasalarımıza göre suç değil. Ancak, başkalarına ait bilgilerin hele ki bir hekime ait bilgilerin çalınması suç. ne yazık ki, sizin yaptığınız hırsızlık. Başakalarına ahlak dersi verene kadar, kendi yaptığınız eylemin niteliğini düşünseniz iyi olur.
Siz bu bilgileri mahkemeye sunduğunuzda, eşiniz açısından kanıt olmayacağınız söyleyebilirm. Ancak hakim, sizin hakkınızda suç duyurusunda bulunacaktır.

Sapla samanı karıştırmayalım bb35 ;
Sizin evliliğinizde eşinizin yaptığı hata olarak görünen tek şey ki onuda konuşup konuşmadığınızı bilmememize rağmen sizden yana olarak diyebiliriz ki kızlık zarı konusunu sizden saklamış olmasıdır. Evlilik güven temeline dayanmalıdır. Sizin ilişkinizde bunun olmadığı açık ve seçik görülmektedir.
Kızlık zarı konusuna gelince . Kızlık zarı kızların bebeklikten belirli bir yaşa gelene kadar hastalıklardan korunması için vücut savunma mekanizmasının bir parçası olmaktan öteye bir şey değildir. Yani görevi kız bebekleri dışardan genital yolla gelebilecek virüslerden mikroplardan korumaktır yoksa ilk gece kocası tarafından yok edilsin diye oluşan bir zar değildir. Kaldıki bu konuda söz söyleme hakkı olabilmesi için birisinde kendisininde hiç bir şekilde ilişkiye girmemiş olması gerekir. Çünkü asıl zar beyindedir. Sen her türlü ilişkiye gireceksin ancak müstakbel gelin bakire olacak. Kızlar ikişer ikişer yaratılmalıymış anladığım kadarıyla teki ilişkiye girecek kız öteki evlenecek kız. Peki kız sevdiyse evlenmeyi düşündüğü biriyle ilişkiye girdiyse ne olacak ? Günahı ne ? Peki Allah göstermesin tecavüze uğradıysa ? peki genital bölgesinden bir yaralanma çarpma sonucu zar yırtıldıysa ? Kız bunu yaparken İğrençlik oluyor da siz yaparken ZEVK mi oluyor ? Peki kimle yaptığınıza baktınız mı hiç o da bir kadındı yada kızdı onun için de iğrenç miydi ? ZAR A BUKADAR MERAKLIYSANIZ BENCE SOĞANLA EVLENİN SİZ HER KATMANINDA ZAR VAR KULLAN KULLAN BİTMEZ ALIRSINIZ BEŞ KİLO BİR SENE YETER HER GECEDE BAKİRE SOĞANINIZ OLUR. BOŞANMA DERDİDE OLMAZ BİTTİKÇE ALIRSINIZ. sOĞAN KOKARSINIZ BİRAZ AMA OLSUN BAKİRE SOĞAN SEVEN KOKUSUNA KATLANIR DERSİNİZ. UNUTMAYIN BAKİTELİK BACAK ARASINDAKİ ZARDA DEĞİL BEYİNDEKİ AKIL DENEN GÖRÜNMEZ OLGUNUN İÇİNDEKİ BİR ZARDIR.
Birde işin diğer boyutu var. Muhtemelen yasa dışı elde ettiğiniz delili mahkeme kabul etmez ancak doktoru çağırır. Sizede bunca senelik evliliğinizi bitirirken başka nedenlerle biten evlilikte bunun ne ilgisi olduğunu sorar ne dersiniz bilemem .Eşinizde muhtemelen on sekiz yaşında sevmiştim birisini evlenecektik birlikte olduk ama sonra olmadı der geçer gider. Büyük olasılıklada doktor ne derse desin esasa yönelik olmadığından etkili olmaz. Ancak Cumhuriyet Savcısı delilinizi aynı zamanda '' samimim ikrar'' sayarak Bilişim suçu işlemekten 3-5 , gizliliğin ihlalinde 3-5 , özel yaşamın dokunulmazlığını mahremiyetin ihlalinden 3-5 , yasa dışı delil elde etmekten 3 sene olmak üzere toplamda 12-16 sene hapis istemiyle hakkınızda dava açar. Eşinizde kesinlikle 20-25 bin ytl lik bir tazminat davası açar. Böylece boşanmış velayeti kaybetmiş 12-16 sen hapis cezası almış nafaka hariç 20-25 bin ytl tazminata mahkum olan birisi olarak konuşur durursunuz. Bizde size dedikti deriz.
Bir çocuğa annesinin evlenmeden önce bakire olup olmadığını kim sorar kim söyler ki öğrenmemesi için elimden geleni yapacağım diyorsunuz. Siz çocuğunuza '' Oğlum/kızım ben varya ananızla evlenmeden önce ne haltlar yedim...'' diye başlayan cümleler kuracak mısınız ?
Bu yaptığınız size büyük zarar vermenin dışında eşinizi yaralamak ve çocuğun psikolojisini bozmaktan öteye bir şey sağlamaz. İğrençlik dediğiniz bölüm ise çok ilginçtir .Siz yatarken zevk o yatarken iğrençlik olarak mı algılayacağız bunu ? Peki sizin birlikte olduklarınızla aynı anda size göre zevk ona göre iğrençlik mi olacak ?

Sayın bb35,

Doktor tanıklık yapmak zorunda değildir ve meslek sırrı nedeniyle tanıklıktan çekilebilir..

Diğer yandan sizde bu delilleri hukuka aykırı yollardan elde ettiğiniz için doktor tarafından kişisel sırlarının gayrimeşru yollardan ele geçirilmesi nedeniyle bir ceza davasına maruz kalabilirsiniz..Çünkü doktoru zan altında bırakıyorsunuz ve onun rızası olmadan bu bilgilere ulaşmışsınız..Her yönden hukuka aykırı bir durum.. Eğer bu konuyu illaki boşanmada kullanmak istiyorsanız ve kandırıldığınızı düşünüyorsanız araya kimseyi sokmadan eşinizle birebir görüşerek halledin ve ne diğerlerini nede kendinizi böyle zor bir durumun içinde bırakmayın..Saygılar

Eğer siz aranızda başka bir sorun yokken bir şekilde karınızın kızlık zarını diktirdiğini öğrenseniz ve bu benim değer yargılarıma aykırı, evlenmeden önce bunu benden sakladı, benim bunu hazmetmem mümkün değil deyip boşanma davası açsaydınız, haklı olabilirdiniz.

Ben bir erkek olarak evlilik dışı hiçbir kadınla birlikte olmadım, karımın da bir evlilik dışı ilişkisinin olmamış olmasını isterim.

Ama anladığım kadarıyla başka bir nedenle o veya siz boşanma davası açmış, dava karar aşamasına gelmiş, muhtemelen nafaka ve tazminat bakımından aleyhinize sonuçlanacak, siz de bu işten nasıl kurtulurum hesapları yapıyorsunuz.

İşte iğrenç olan bu.
Sadece iğrenç değil diğer üyelerin de açıkladığı gibi başınızı daha büyük belaya sokacak bir şey.

Bir önceki mesajımda yazmıycam demiştim ancak, tüm eleştiriler de sayın Av. Hanife Ebru Öztürk bir kaç arkadaş dışında kimse saygı ve tarafsızlık ilkesiyle cevap vermiyor.

Sayın Tangör Evren, öylesine tuhaf bir boyuta getirdiki meseleyi bana bir soğanla yaşamayı tavsiyete edicek kadar haksızlık etmekte. Ancak kendi ahlaki ve yaşam tercihleri sebebiyle kendisine söylüycek bir sözüm yok. Toplum ahlakını ve hukuku ilgilendiren bu konudaki hukuksal değerlendirmenizde haklsınız. Ancak ahlak yönünden değerlendirmeiniz kabul etmiyorum. Eğer soğanla yaşamak sizin için mantıklı geliyorsa buyrun siz yaşayın. Site de üye olan bayanların sempatisini kazanmak adına böyle bir tavır sergilemeniz doğrusu çok tuhaf. Oysa sadece hukuki boyutunu öğrenmek için yazmıştım siteye bu konuyu. Zaten sitenin amacıda bu değilmi.

Birileri çıkıp başkasının iğrençliklerine bakıcağınıza kendi iğrençliğinize bakın diyor, başkası dediği insan benim hala resmen karım soy adımı taşıyor hepsinden daha önemlisi çocuğumun annesi.

Öncelikle şunu beklerdim insanlardan, bu adamı araştırmalara iten sebep nedir? Kadın adama ne den güven verememiş ve böyle bir iddeayı teyi etme ihtiyacı duymuştur. Ona bu bilgiyi kim vermiştir. Böylesine önemli bir sırı kiminle paylaşmış kime (alkollüyken) " enayi beni bakire sanıyodu o yüzden benden kurtulabilmek için açık çek bile önerdi" diye iğrenç itiraflarda bulunmuştur. İşte asıl iğrençlik budur.

Meseleyi bu kadar basite alıp soğana indirgeyecek kadar haksızlık eden ve bu eksende söylemlerde bulunan herkese teessüf ediyorum.

Belgelerin temin edilişi ve doktor meselesine gelince; dün doktorla tekrar görüştüm. Mağduruyetimi sabimiyetle aktardım. Karşı tarafıda iyi şekilde tanıyor olması konuda hakkında karar vermesine yardımcı oldu. Başkalarına söylüyecek kadar önemsemiyorlarsa bu onlar için bir sır değilmiş, o zaman benim de bu konuda gerektiğinde konuşmamda bir sakınca yok diye düşünüyor.Bana hak verdi.Çok zorda kalırsam (yani olay mahkemeye kadar uzarsa, konuşarak halledemezseniz) ifade veririm diyor. Kimse için yemin edipte yalan söylemem diyor. Ancak mahkemeden önce konuşarak haletmemi önerdi. Zaten ben de ilk onu deniycem.Dava bitme aşamasına geldiği halde bu konuyu neden gündeme getirdiğim ise, bu olayı benden gizlemesi-sindiremiyor oluşum. Kabul edemiyorum bunu benden saklamış olmasını.

Nafakayı haklarını zaten yasal olarak taşımıyor (işyeri sahibi vs.) sadece verilmiş tedbir nafakası var oda önümüzdeki celse de düşecek.

Sadece hukuki boyutu hakkında bilgi almak istediğim bir konunun bu kadar dallanıp budaklaması açıkçası beni rahatsız etti.

Meselenin hukuki boyutuyla ilgilenip cevaplarını (olumlu-olumsuz) o konuda veren tüm üyelere teşekkür eder saygılarımı sunarım.

Gerekli kararı verdim, benim için bu mesele kapanmıştır.

Sayın bb35 delılı elde edıs bıcımınız hukuki degil.elınızdeki fotokobı hukuka aykırı yollarala elde edılmıs bır delıldır.HUMK m.245/4e gore memurıyet,sanat ve mesleklerı ıtıbarıyle bır kımsenın sırrını bılenler davanın bızzat tarafı muvafakat verırse ancak o zaman sahıt olarak dınlenebılırler...olayınız hakkındaysa yorum yapmak ıstemıyorum(!)..saygılar...

Sayın bb35 ;
Sayın Tangör Evren size soğanla yaşamanızı tavsiye etmemiş orda çok ince bir ironi var. Evlilik temelinin bir zara bağlanamayacağını karşılıklı güvenme olduğunu eşinizin sizi bu yönde aldatmış olmasından dolayı boşanma davası açılmamış olduğu anlaşıldığından bu konunun çok ilgisiz olduğunu belirtmiş.
Son yazmış olduğunuz iletiye dayanarak sizin söylemleriniz esas alındığında eşinizinde pek etik kurallara uymadığı aşikar '' enayi beni bakire sanıyordu.'' hiç hoş değil. Ancak sizin şuanki davranışınızda hoş değil.
Velayet o anki aşam koşullarına kimin daha iyi bakabileceğine göre belirlenir ve şartlar değişirse yeni bir mahkeme kararıyla değiştirilebilir ancak eşinizin evlenmeden önceki bakirelik durumu bu hususu etkiliyen bir faktör olamaz. Velev ki eşiniz yaşamını hayat kadınlığı ile sağlamıyor ve gene o yaşama dönmediyse.
Evlilik sürenizi göz önünde tuttuğumuzda çocuğunuzun çok ufak olduğu anlaşılıyor. İstisnaları olmakla birlikte genelde velayet bu gibi durumlarda anneye verilmektedir. Delil elde edişiniz yasa dışı olması sizin için ayrı bir hukuki sorun doğurur.

Sayın bb35
Son iletiniz olduğunu belirtmişsiniz okur musunuz bilmiyorum.
Çocuğunuzun velayeti annede kaldığı için ve başınıza gelenlerden dolayı kızınız ile ilgili endişe duyduğunuz için belki de velayetin sizde kalmasını istiyorsunuz.Kanımca haklısınız ancak diğer üyelerin de belirttiği gibi bu durumda bir ceza davası ile karşı karşıya kalabilirsiniz.Ancak velayet konusunda şunu söyleyebilirim eğer eşiniz sizden sonra tekrar evlenirse velayetin değiştirilmesi davası açarak çocuğunuzun velayetini albalirsiniz.
Ayrıca sizi eleştiren üyelerin görüşleri sadece kendilerini bağlar.Değer yargılarının farklılığı,eleştiri boyutlarını aşıp hakaret düzeyine varan sözler sarf etmenin gerekçesi değildir elbet.Böyle bir şeyi kabullenip kabullenmemek onların sorunu.Siz bunları düşünmeyin, söylediklerinizde ve yaptıklarınızda(bilgisayar konusu dahil) kanımca haklısınız.
İnşallah herşey gönlünüze göre olur.

Alıntı:

---

dermanturk rumuzlu üyeden alıntı

Sayın bb35
Ancak velayet konusunda şunu söyleyebilirim eğer eşiniz sizden sonra tekrar evlenirse velayetin değiştirilmesi davası açarak çocuğunuzun velayetini alabilirsiniz.

---

Yanlış yönlendirmeyelim. Çocuğun velayetini almak için kadının evlenmesi gerekçe olmaz. Mahkemede kabul görmez.

Küçük yaşta çocuk, eğer kadın haysiyetsiz yaşam sürmüyor veya akıl hastası değilse istemesi halinde kadına verilir.