-
Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
TBMM Başkanı Arınç, Köşk'e dindar bir ismin çıkacağını söyledi..
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in "Rejim hiç bu kadar tehlike altına girmemiştir" sözlerine sert cevap vererek, "Tehlikede olan rejim değil, statükocuların gücü tehlikede. Bu ne kadar acı ve insaftan yoksun bir iddiadır" dedi.
Turgut Özal Düşünce ve Hamle Derneği bu yıl "Demokrasi Ödülü"nü TBMM’nin manevi şahsiyetine verdi. Düzenlenen törenle ödülü alan Arınç, yaptığı konuşmada özetle şunları söyledi:
"Sivil, dindar ve demokrat cumhurbaşkanı taraftarları ile onun tam tersi tanımların tartışması son 50 yıldır hiç bitmedi. Meclisimizin sivil, dindar ve demokrat bir cumhurbaşkanı seçecek olmasına yine itiraz ediliyor. Meclis üyeleri gericilikle suçlanıyor. Birileri ’Rejim hiç bu kadar tehlikede olmamıştır’ diyor. Bu ne kadar acı ve insaftan yoksun bir iddiadır.
Gerçek şudur; rejimimiz tehlikede değildir. Ama statükocuların gücünün tehlikede olduğu kesindir. Türk Milleti özlediği cumhurbaşkanına çok az zaman sonra kavuşacaktır."
16 Nisan 2007
Haber3 com.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı olabilir mi?
Kamuoyu yoklamaları; yoklaya yoklaya, AKP'nin tek başına yeniden iktidar olacağını, Başbakan Erdoğan'ın da Cumhurbaşkanı olacağını bulmuşlar! Kendi kendilerini tekrarlıyorlar! Belli ki; konuyu ve reklamı "sıcak" tutuyorlar, kamuoyunu hazırlıyorlar. Bazılarına göre de kurbağa yavaş yavaş ısıtılıyor! Ne diyelim, demokrasilerde olabilir!? Yokla bir kamuoyu, demli olsun!
Belki de, Sayın Erdoğan demokrasimizin son zamanlarda yetiştirdiği ender liderlerden birisidir! Bizim bilmediğimiz, göremediğimiz meziyetleri vardır! Belki de daha önceki Cumhurbaşkanlarımızdan, Kenan Evren'den, Turgut Özal'dan, Süleyman Demirel'den bir farkı da yoktur!? Öyle ya! Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki; yazdığı bir kitapta, Erdoğan ile Hz. Musa'nın yaşamları arasında ilginç paralellikler keşfetmiş! Hayret! Hz. Musa'nın "üç noktalı ..." "ananı da al git" gibi mesajlar verdiğini ben duymamıştım! İstihareye yatıp, Hz. Musa'ya şeyhinden resmen mesaj ileten profesörleri de duymadım! Hz. Musa'nın, dönemin kadısına, "parası kadar kefil" olduğunu da duymadım! Siz duydunuz mu?
Önce, "Şeyini şey eden" sonra da "heykeli dikilecek adam" olduğunu iddia eden TBMM Başkanı Bülent Arınç Beyefendi ile Başbakan Erdoğan birlikte aday olursa, nasıl olurdu acaba? Ne de olsa, birbirlerinin dilinden iyi anlıyorlar!
Cumhurbaşkanı Seçimi ve Tayyip Erdoğan
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan; Cumhurbaşkanı olmak istiyor, ancak bunu resmen açıklayamıyor. Adaylığını açıklamayı ve bu adaylığa karşı tartışmaları erken bulduğunu söylüyor. Bunun yerine dolaylı olarak imalarda bulunuyor, bulunduruyor.
Anayasa Hukuku çerçevesinde tartışmalar hariç, AKP kağıt üzerinde, Erdoğan'ın TBMM'nde Cumhurbaşkanı seçilmesini sağlayacak çoğunluğa sahip gibi görünüyor. Ancak, çeşitli nedenlerden dolayı, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olmasına ve seçilmesine ciddi bir muhalefet var. Öyle ki; Erdoğan'ın henüz adaylığını açıklamamış olmasına rağmen, muhalefet tartışmaları başlatmış bulunuyor. Tartışmaların özünde şu başlıklar dikkat çekiyor:
- Başbakan Erdoğan'ın; Türkiye'de islamın siyasallaştırılmasının temsilcilerinden olması, siyasal-yeşil sermaye ile içiçe olması,
- AKP'nin dört sene önceki seçimlerde seçim sisteminin de bir cilvesi olarak %34 oy ile TBMM'nin çoğunluğunu ele geçirmesi ve bu anlamda "haksız" AKP çoğunluğunun cumhurbaşkanını tek başına seçme gücüne sahip olması,
- dinin siyasallaştırılmasının boyutunun cumhurbaşkanlığı makamına taşınması,
- parlamenter rejimin özünü teşkil eden kuvvetler (yasama, yürütme ve yargı) ayrılığı ilkesinin ortak paydasının siyasallaştırılmış din olması, diğer bir ifade ile kuvvetler ayrılığının din temelinde kuvvetler birliğine dönüşmesi,
- ılımlı/güdümlü islam, Büyük Orta Doğu Projesi, Soros'un temsilciliğini yaptığı finans kapital gibi Atatürk, Kemalizm ve ulus devletler karşıtı kökü dışarıda akım ve dayatmalarla içiçe olması, paralel hareket etmesi,
- Gulbettin Hikmetyar, Fatih El Hassenein ve Yasin El Kadı, Barzani ve Talabani ile sıradan olmayan ilişkileri,
- AKP Hükümeti döneminde irticai tırmanma, rejim kaygısı, laikliğin tehdit altında olması,
- Erdoğan'ın sabıkalı geçmişi,
- "Damardan girilen" yolsuzluklar ve "görünmez holding",
- eşinin türbanlı olması,
- Anayasa'da tanımlanmış olan Cumhurbaşkanı seçileceklerde aranacak nitelikleri taşımaması,
- Cumhurbaşkanı adayında ve seçiminde siyasal uzlaşı ve mutabakat gerektiği ve muhalefet partilerinin Erdoğan'ın Cumhurbaşkanlığı konusunda mutabakat içinde olmaması.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına en fazla karşı olan CHP ve MHP liderleri, seçmenlerine şimdiden Erdoğan'ın aday olması ve Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde, "köşk"ten indirme sözünü verdiler. CHP ve diğer siyasi partiler için birlikte ve gerektiğinde sine-i millete dönme ihtimalinin değerlendirilecek olması konunun ve muhalefetin ciddiyetinin ayrı ayrı göstergeleri arasında. Bir çok AKP'li milletvekili, siyasal liderleri Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin AKP'ye ciddi oy kaybettireceği endişesi taşıyor.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanı adayı olmasının ve/veya seçilmesinin; siyasi olduğu kadar hukuki ve ekonomik gerilimlere neden olacağı ortada. Bu gerilimlerin ve yaratacağı olumsuz etkilerin ve risklerin sosyo-ekonomik büyüklüğü, boyutu, derinliği ve sonuçları ciddi, ama tam olarak da önceden kestirilebilir nitelikte değil.
Önümüzdeki dönemde; "gülü seven dikenine katlanır", "aşığa Bağdat uzak değil", "canı oynamak istemeyen gelin, yerim dar dermiş" gibi atasözlerimiz ön plana çıkar mı dersiniz?
Fazla Söze Gerek Var mı?
İslamın siyasallaştırılmasına ve piyasalaştırılmasına, dolayısıyla da hem inananların, hem kutsal değerlerimizin hem de İslamın; kişisel çıkarların, ulusal ve uluslararası güç odaklarının hizmetine sunulmasına, yönlendirilmesine, kullanılmasına karşı çıkmak gerekir. Samimi ve içten gelen inancı, gerçek islamı Allah ile başbaşa yaşamak varken, kendileri dışındaki diğer insanları beyinleri yıkanmış, Kur'an yolundan çıkmış olarak nitelendirip, değiştirmeye çalışmak nedendir ki? Özellikle de dünyada insanlığın geleceğini tehdit eden ve mücadele edilmesi, ortadan kaldırılması gereken onca haksızlık, eşitsizlik, adaletsizlik, yolsuzluk, yoksulluk, hastalık, çevre sorunları ve risk varken!
Başbakan Erdoğan'ın Açıklanmaya Muhtaç İlişkiler Ağı
Başbakan Erdoğan Cumhurbaşkanı adayı olabilir. Bu gayet normal! Ancak, açıklanması gereken bazı ilişkilerini izah edip, kamuoyunu bilgilendirmesi muhalefeti engeller:
Başbakan Erdoğan; Barzani ve Talabani'ye bir zamanlar kamyonlarla taşıdığını beyan ettiği yiyecek, giyecek vs yardımlarının kaynağını, kayıtlarını ve sebebini neden açıklamaz ki? Barzani ve Talabani yönetimine, Türk Halkına verdiğinden çok daha ucuza elektrik vermesinin sebeplerini neden izah etmez ki? Iraktaki Türkmen değil de ayrılıkçı Kürt bölgesine açılan, ayrılıkçı Kürtleri ihya eden gümrük kapılarımızın sebeplerini neden söylemez ki? Türkmenlerin maddi zenginliğe ve güce ulaşması kimleri rahatsız eder ki? Başbakan Erdoğan, Barzani ve Talabani ile neleri görüşmeyi neden istediğini ve neleri görüşeceğini neden saklı tutar ki? Barzani ve Talabani'nin Türkiye'de hangi şirketlerinin olduğunu, hangi yandaş Türk şirketlerinin Irak'ta Barzani ve Talabani yönetimiyle yakın iş ve işbirliği yaptıklarını, aracılarının kimler olduğunu neden açıklamaz ki?
Babasına dahi kefil olmayan Başbakan Erdoğan, El Kaide, Hamas gibi örgütleri ve küresel terörü finanse etmekle suçlanan Yasin El Kadı'ya neden kefil olduğunu niçin net olarak ifade etmiyor? Sadece, tekrar tekrar kefilim diyor! Kefil olduğu misyoner Yasin El Kadı'nın yakın ilişki içinde olduğu, Rabıta, El Kaide'nin kurucularından olan Wa'el Hamza Julaidan gibi kurum ve kişilerle ilişkisini ve ortaklığını neden açıklamıyor? Yasin El Kadı ile ortaklık kurmuş olan Zapsu, Fatih Saraç, Topbaş, Korkut Özal ve diğerleri ile ilişkilerini neden açıklamaz ki? Erdoğan'ın tanıyorum, kefilim, kendime inandığım kadar inanıyorum dediği; şimdi de CIA tarafından kullanıldığı iddia edilen Yasin El Kadı, örneğin; "Usama bin Ladin'i tanıyorum, Dick Cheney'i de tanıyorum" diyor. Erdoğan'da, yakın dostu, "hayırsever" Yasin El Kadı kadar samimi açıklamalarda neden bulunmaz ki? Topluma mal olmuş, Başbakanlık seviyesine yükselmiş, Cumhurbaşkanı adayı olan insanlar açıklayamayacağı şeyleri yapar mı? Yaptığı şeyleri saklar mı? Pişmanlık duyar mı? Değiştim der mi? Açıklayamayacakları şeyleri varsa, Cumhurbaşkanı adayı olma hakkını kendilerinde bulabilirler mi?
Başbakan Erdoğan; Afganistanda El Kaide'nin kurulmasına vesile olan, ABD ile SSCB arasındaki savaşın ünlülerinden olan, hakkında uyuşturucu ticaretinden, silah ticaretine kadar ciddi iddialar bulunan, meşhur BCCI tarafından finanse edilen, Stinger füzeleri kullanan Afgan mücahiti şeriatçı Gulbettin Hikmetyar ve Hizb-i İslam ile ilişkisini neden açıklamaz ki? Hikmetyar'ın Türkiye'de hangi şirket ve faaliyetlerinin olduğunu neden açıklamaz ki?
Başbakan Erdoğan; Avusturya'yı skandalları ile birbirine katan, islami hareketlere silah vb yardımları ile uluslararası alanda "islami hareketlerin hamisi" ünvanını kazanan, TWRA, El Fetih organizasyonlarının lideri olan ve Alman vb istihbarat raporlarına geçen Fetih El Hassanein ile Türkiye, Sudan ve uluslararası arenadaki ilişkilerini, başbaşa gizli görüşmelerini neden açıklamaz ki? Hassenein'in Türkiye'de hangi şirket ve faaliyetlerinin olduğunu neden açıklamaz ki? Kadim dostluk kuran; El Hassanein, Fethullah Gülen, Tayip Erdoğan arasındaki ilişkileri bilmek seçimde yardımcı olabilir.
Bütün bu sayılan isimler ile hangi siyasal islamcı vakıfların ve hangi mensuplarının hangi faaliyetlerinde birlikte hareket ettiğini neden açıklamaz ki? Uluslararası akredite olmamış hangi dinci vakıfların kanunlara aykırı olarak hangi uluslararası faaliyetlerde bulunduğunu neden açıklamaz ki?
Kendisi ve geçmişi ile hesaplaşamayanların cumhurun başkanı olmak istemesi hak mıdır? Batıl mı? Diğer gelişmiş ülkelerde, böylesi olaylar ve ilişkiler hükümet düşürmez mi?
Kendisinin "halkı için var olduğunu" sık sık beyan eden Sayın Başbakan Erdoğan bunları samimiyetle açıklasın ve hep beraber bir kamuoyu yoklaması yapalım! O zaman, hep beraber görürüz, ampülün aydınlığını!
Bazılarınız, İstanbul Belediyesi, Kombassan, Yimpaş, Kayıp Trilyonlar, ülke pazarlaması, Putin-Berlusconi, Ofer, doğal gaz formülü ve dağıtımı, BOTAŞ, elektrik üretimi ve dağıtımı, kamu ihaleleri, özelleştirme ihaleleri, TMSF uygulamaları, imar yağması, kıyı yağması, turizm, görünmez holding vb gibi "icraatları" unuttuğumu sanmasın!
Yok! Yok! İşi "yılan hikayesine" çevirmeyelim. Sayın Başbakanımızı da kızdırmayalım! Gelin, biz en iyisi kısa bir reklam arası verelim!....
"Tehlikenin farkında mısınız?"
Tuncay Mollaveisoğlu
www.kanalturk.com.tr
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
16 Nisan 2007 https://www.hukuki.net/images/siyah_ok.jpg Tufan TÜRENÇ
tturenc@hurriyet.com.tr
https://www.hukuki.net/_yazarlar/images/39b.jpg Bu bir halk hareketidir
GEÇTİĞİMİZ cuma günü Cumhurbaşkanı Sezer Harp Akademileri’nde çok önemli bir konuşma yaptı ve herkesi düşündüren uyarılarda bulundu.
Sezer, rejimin ılımlı İslam’a dönüştürülmek istendiğini söyledi "Ilımlı İslam’ın çok kısa sürede radikal İslam’a dönüşmesi kaçınılmazdır" dedi.
Cumuhurbaşkanı, görevi din adamı yetiştirmek olan okulları bitirenlerle tarikat ve cemaat mensuplarının devletin her kademesine yerleştirilmeye çalışıldığını söyledi.
Rejimin tehdit altında olduğunu özellikle vurguladı.
Başbakan ise Cumhurbaşkanı’nın konuşması için "Çok isabetsiz buluyorum. Çok yanlış tespit" dedi.
Erdoğan’ın çarpıcı mesajlar içeren bu konuşmayı anlamamak sanırım işine geldi.
Ama ertesi gün Ankara’da toplanan yüz binlerce insan Cumhurbaşkanı’nın söylemlerinin ne kadar isabetli olduğunu haykırdı.
Başbakan ve arkadaşları (özellikle de Arınç) gerek Sayın Cumhurbaşkanı’nın gerekse halkın verdiği mesajları anlamaya çalışsalar çok iyi ederler.
Çünkü Ankara’daki miting laf olsun diye yapılmadı.
Kendi olanaklarıyla yurdun dört bir yanından koşup gelen o kadar insan AKP zihniyetine şiddetle karşılar.
Onlar, laik demokratik cumhuriyet rejimi içinde yaşamak istiyorlar.
AKP zihniyetini, o dünya görüşüne sahip bir insanı Çankaya’ya layık görmüyorlar.
* * *
Ankara’daki Türkiye tarihinin en büyük halk hareketi bütün karşıt propagandaları zerre kadar umursamadan gerçekleşti.
Halk, bu iktidarın Türkiye’nin üzerine geçirmek istediği ılımlı İslam örtüsünü Atatürk’ün huzurunda paramparça etti.
Burada halkımıza bazı anımsatmalarda bulunmak istiyorum.
Ankara’da yaşanan bu heyecan hiç kaybolmamalı.
Bu heyecan mutlaka ve mutlaka sandığa yansımalı.
Hepimiz şunu aklımızdan çıkarmayalım: Eğer küsüp sandığa gitmeyen 10 milyon insan oy kullansaydı bugün bu açmazların içine yuvarlanmazdık.
Ona buna küsme lüksümüz yok. Bunu unutmayalım.
Yüreği bu ülke için çarpan herkes ama herkes sandığa gidip laik demokratik cumhuriyeti savunan partilere oylarını vermelidir.
Türk halkı AKP zihniyetini sandıkta yenmedikçe cumhuriyetini bu tip tehlikelerden koruyamaz.
Ankara mitingi bunun bir şahlanışı olmalı ve şahlanış mutlaka sandığa yansımalı.
Herkes bu ülkenin çocuğu olmanın sorumluluğunu yüreğinde duyarak sandığa koşmak zorunda olduğunu unutmamalı.
www.hurriyet.com.tr
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
DİNDAR BİR CUMHURBAŞKANI SEÇİLECEK
Laiklikl konusundaki bildikleriniz tekrar gözden geçirin. Yanıt yazmayı zul addediyorum.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın Atay,
Sadece Laiklik konusundaki bildikleri değil gözden geçirmeleri gereken, bence din bilgilerini de gözden geçirmeleri gerekmektedir. Kimin dindar olduğu ya da olmadığını sadece ve sadece Allah takdir eder. Sayın Arınç dinden imandan behsederken kendisini (haşa) Allah yerine koyarak şirk etmektedir,bilmem farkındalar mı?!...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Arınç ın dili sürçmüş.... Dindar değil DİNCİ DEMEK İSTEMİŞ . Ama halka konuşmanın gideceğini bildiğinden sürçü lisan etmiş...
Bunlar azıcık dindar olsa TARİKAT ŞIH ŞEYH HOCA TÜRBAN BÜYÜ FALCI KARABÜYÜ MUSKA DİN SÖMÜRÜSÜ kalır mI ?
Asla unutmayın dinleri en iyi koruyan yönetim biçimi laikliktir.....
Bunlara sorsan ATEİSTLİK Mİ SATANİSTLİK Mİ kötü diye satanizm derler neden bilmezler ....
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Nereye tıklasam acaba? :eek: hani diyorum şöyle dinsiz bir tıklama olsun ki imana geleyim. :p
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Yok sizi Türkçe kursuda kesmez... Başka kurslarda gerekli...
'' dinsiz bir tıklama olsun ki imana geleyim'' deyimi için TDK teşekkür edecektir size. Din tıklamalarda değil kişilerin iç dünyasındadır.
Bazılarınında dinden ilgisi olmadığı halde dindar gibi gözükmek uğruna diline vurur örnek mevcut hükümet gibi...
Her türlü yolsuzluğu yapacaksın Allahu ekber diyeceksin...
Milyarlar harcayıp otoban yaptırmayıp yandaşlarına bu parayla garip bir yol yaptıracaksın her daim bakıomda olacak Allahu ekber diyeceksin...
Akbil ayakları altında trilyon götürüp İETT matbası dışında bilet bastırıp dağıtacaksın Allahu Ekber diyeceksin...
Yandaşın şirketten bayiliğinden ayrılırken dudak ucuklatan rakam alacaksın sonra İDO da bunların malını dolduracaksın Allahu ekber diyeceksin...
Yok öyle... Ben bunlardan kurtulduğum an Hacca gideceğim...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
TÜRKİYE’DE LAİKLİĞİN GARANTİSİ BENİM"
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, cumartesi günü düzenlenen mitingle ilgili konuştu. Bakan Şener, ’Ükenin gelilşmesi için illaki farklılıklar olacak’ dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, cumartesi günü düzenlenen mitingle ilgili olarak, Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu vurgulayarak, "Bu büyük mitingde de Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine, özellikle ’laik’ niteliğine vurgu yapılmıştır ve önümüzdeki süreçle ilgili hassasiyetini ilgililere bu mitinge katılan insanlar ifade etmişlerdir" dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener, Özel Cihangir Okulları tarafından düzenlenen ’’1. Kariyer Günleri ve Meslek Tanıtım Günleri’’nin açılışına katıldı. Açılış konuşmasını yapan Şener, "Geçmişte yaşanan çekişmeler Türkiye’ye çok şey kaybettirdi. Farklılıklar olabilir. Herkes aynı olamaz. Herkes aynı olsaydı bu ülke hiç gelişmezdi. Herkes aynı şeyi düşünseydi bu ülkede hiçbir düşünce gelişmezdi. Düşüncenin gelişmesi için farklı düşüncede, anlayışlarda ve farklı yaşama biçimlerinde olunması gerekiyor. Farklı anlayışlardan dolayı da üzülmememiz gerekir. Farklı düşünceler, ülkeyi zenginleştiren bir şeydir. Eğer farklılıklarımızla birbirimizi sevmeyi öğrenirsek bileceğiz ki bu ülke yarınlarda daha güçlü olacaktır. Bu ülkenin çocukları yarınlarda daha başarılı olacaktır’’ dedi.
’’Bizim milli kültürümüzün özünde birlik, beraberlik, sevgi, dostluk, kardeşlik vardır" diyen Şener konuşmasına şöyle devam etti:
"Bunun en güzel kanıtı 12 ve 13. yüzyıllardır. Bu yüzyıllarda Orta Asya’dan Türk göçleri Anadolu’ya başlamıştır ve o dönemin Anadolu’sunda 73 ayrı millet vardı. Farklı dinlerden, farklı ırklardan, değişik insanların yaşadığı bir Anadolu. O dönemde yaşamış toplum önderlerinin tamamı insanları çatışmaya, kavgaya değil, birbirini sevmeye davet etmişlerdir. ’Birbirinizi sevin, birbirinizi kardeş olarak bilin, birbirinizi kucaklayın’ diye öğütler vermişlerdir".
Bakan Şener, konuşmasının ardından öğrencilerin sorularını cevapladı.
Ankara’da yapılan mitingle ilgili bir soru üzerine, Türkiye’nin demokratik bir ülke olduğunu vurgulayan Şener, "Anayasamıza baktığımız zaman Türkiye devletinin bir Cumhuriyet olduğunu ifade eder ve arkasından ’Türkiye demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devletidir’ diye devletimizin niteliklerini sayar. Bu niteliklerin içerisinde bu kavramlara vurgu yapar, demokratik bir devlet olduğunu belirler ve böyle bir ülkede insanların kendi düşüncelerini, taleplerini değişik vasıtalarla ifade etmeleri sağlanır. Demokratik, laik ve hukuk devleti ilkelerine bağlı bir ülkede insanlar hangi düşünceye mensuplarsa, neyi istiyorlarsa ya da istemiyorlarsa bunu özgürce ifade edebilir. Mitingler de bunu gösterir. Mitingler, toplantılar, gösteriler ilgililere belli bir kalabalığın, yığınların veya grupların düşüncelerinin ne olduğunu duyurmada etkili bir yöntemdir" dedi.
Cumartesi günü Ankara’da büyük bir miting düzenlendiğinin altını çizen Şener, "Bu mitinge Türkiye’nin değişik kentlerinden yüz binlerce insan katılmıştır. Bu cumhuriyet tarihinin en büyük mitinglerinden biri olarak nitelendirilmiştir. Bu büyük mitingde de Türkiye Cumhuriyeti’nin temel niteliklerine, özellikle ’laik’ niteliğine vurgu yapılmıştır ve önümüzdeki süreçle ilgili hassasiyetini ilgililere bu mitinge katılan insanlar ifade etmişlerdir. Bu, ülkemiz adına demokratik bir süreçtir ve herkesin saygıyla karşılayıp ’acaba bu kalabalık ne istiyor’ diye düşünmemiz gereken bir olaydır’’ ifadelerini kullandı.
Bir öğrencinin, ’’ ’Cumhuriyet elden gidiyor’ diye gösteri yapılıyor neden?’’ soru üzerine ise Şener, bu tür mitinglerde ve taleplerde zaman zaman sloganların biraz uç seçilebileceğini belirterek, "Olan veya olmakta olan bir şeyi vurgulamak için değil. Sadece dikkat çekmek, neye hassasiyet, neye özen gösterildiğini göstermek için belirlenir. Önümüzdeki cumhurbaşkanlığı süreci ile ilgili olarak bu katılan kalabalık cumhuriyetin temel niteliklerine vurgu yapmak suretiyle bu sürecin buna uygun olarak yapılması beklentisini ifade etmiştir.’ Anayasamızın temel niteliklerine ve hükümlerine uygun bir süreç olarak bu tamamlanacaktır. Ben bireysel olarak Türkiye Cumhuriyeti sadece birilerinin garantisi altında diye düşünmüyorum. Sivil toplum kurumlarında, kuruluşlarda görev alanlar dahil bu kurumların kendisi de dahil bu ülkede yaşayan her bir bireyin, vatandaşımızın demokratik, laik, sosyal hukuk devletinin garantisi olduğuna inanıyorum. Laik cumhuriyetin garantisi bu ülkede yaşan 73 milyon insanımızın tamamıdır. Laik cumhuriyetin garantisi benim" şeklinde cevapladı.
Başka bir soru üzerine sevginin kendisine göre kuru laf olmadığını ve sevginin emek ve fedakarlık istediğinin altını çizen Bakan Şener, ’’’Ben ülkemi seviyorum’ diyorsak bu sadece sözcüklerde kalıyorsa bence bu da sevgi değildir. Sevgi olabilmesi için el emeğimizi, bilgi birikimimizi bu ülke için harcamamız lazım. Aşk ise ’’yürekten ve çok derinden sevmek’’tir bence. Bana kalırsa doğruluk dediğiniz şey ilişkide olduğunuz ya da muhatap olduğunuz insanların sizinle hayal kırıklığına uğramayacağınız dürüst bir ilişki içerisinde olabilmesidir’’ şeklinde konuştu.
2007 yılının UNESCO tarafından ’’Mevlana Yılı’’ olarak ilan edilmesiyle ilgili üzerine de açıklama yapan Şener, Mevlana’nın bir Türk düşünürü olduğunu dile getirerek, Mevlana’nın çatışmaya değil sevgiye, dostluğa vurgu yapan bir düşünür olduğunu ve bu karar nedeniyle büyük bir gurur duyduğunu söyleyerek, "Böylece Mevlana dünyaya tanıtılmış olacak, bu bizim için son derece önemli bir hadisedir. Biz de ülke olarak ’Mevlana yılını nasıl daha etkili kutlarız, dünyaya bunu nasıl duyururuz’ diye hükümet olarak da sivil toplum kuruluşları olarak da büyük çabalar içindeyiz’’ dedi.
Konuşmaların sonunda Şener’e plaketle birlikte çiçek verildi.
Objektif haber
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın veezy37,
Dikkat ediyorum, kişisel görüşlerinizi lütfetmek yerine, sürekli birtakım
gazete haberlerini verip, soru işaretleri yaratmaya çalışıyorsunuz.
Yanılıyormuyum acaba........
Esenlikler,
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Erdoğan'dan ilginç 'köşk' yorumu
ANKARA (İHA) - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kendisine 'Başka bir alternatifimiz yok, Köşk'e siz çıkın' diyen milletvekillerine, "Bu fakirin Köşk diye bir derdi yok. Cumhurbaşkanı olayım, Başbakan olayım derdim yok. Benim derdim bu ülke" diye cevap verdi.
Başbakan Erdoğan, yaklaşan cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde nabız yoklama turlarına ağırlık verdi. Bugüne kadar 120 milletvekiliyle görüşerek cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin fikirlerini alan Erdoğan, bugün de üç ayrı milletvekili grubuyla biraraya geldi. Toplantıda konuşan milletvekillerinin büyük bölümü Başbakan Erdoğan'ı Çankaya Köşkü'nde görmek istediklerini vurguladı. Başbakan Erdoğan, "Vereceğiniz karara saygılıyız ancak sizden başka alternatifimiz yok" diyen milletvekillerine ilginç bir cevap verdi. Erdoğan'ın, "Arkadaşlar, ben fakirin Köşk diye bir derdi yok. Cumhurbaşkanı olayım, Başbakan olayım derdim yok. Benim derdim bu ülke, vatandaşların ağız tadıyla yaşadığı bir ülke olsun. Fert başına milli gelir 10 bin doları bulsun. Bu ülke bölgesinde etkili bir ülke olsun, bölgesinde izzetli bir ülke olsun" dediği öğrenildi.
(haber.mynet.com)
RTE'nin cumhurbaşkanı olmak gibi bir derdi yokmuş, ama milletvekilleri çok ısrar ediyormuş, ne yapsın adam, ısrarları kıramaz belki. O kadar da ısrarcı olunmaz ama, istemiyor adam işte, anlayın. :rolleyes:
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın Şahin;RTE tabiki eleştirelecek yanları vardır.Cumhurbaşkanlığı konusunda izlediği siyaseti beğeniyorum.Danışıyor, derler ya ;danışan yanılmaz
sonuçta topladığı bu fikirleri sentezleyip bir kanıya varacaktır.Makamları,mevkileri hizmet mantığı ile düşünmek her insanoğlunun harcı değildir.Bu danıştıkları içerisinde yağcılık olsun diye destekleyenler de vardır.Sanırım sizde milli gelirin 10 bin dolar,ülkenin barış içerisinde, uluslara arası arenada söz sahibi olmasına destek olanlardansınızdır.Sevgilerimle.....
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Alıntı:
veezy37 rumuzlu üyeden alıntı
Sanırım sizde milli gelirin 10 bin dolar,ülkenin barış içerisinde, uluslara arası arenada söz sahibi olmasına destek olanlardansınızdır.Sevgilerimle.....
NEEEE !! 10.000 $ mı ?:eek: :eek:
"Ak Parti Şanlıurfa Milletvekili Faruk Bayrak Ak Parti hükümeti döneminde yapılan yatırımlar ve reformlarla ülkedeki refah seviyesinin yükseldiğini söyledi.
AK Parti’nin insan odaklı hizmetlerle “Her şey Türkiye için” diyerek önemli icraatlara imza attığını vurgulayan Milletvekili Faruk Bayrak, hükümetin iktidarda kaldığı süre içinde ekonomi, sağlık, eğitim, tarım ve ulaşım gibi birçok alanda büyük başarılar gösterdiğini ve başarının da gerek halk gerekse dünya ülkeleri tarafından takdirle karşılandığını dile getirdi.
Ülkede yıllarca 2 haneli rakamlarda seyreden enflasyonun % 9’a kadar düştüğünü anlatan Bayrak “ 2002 yılında % 69 olan faiz oranları şimdi % 13’lere gerilemiş durumdadır. Kişi başına milli gelir 5 bin 216 dolara çıktı” dedi.
2006 yılında eğitime ayrılan payın 16.5 milyar YTL olduğunu kaydeden Bayrak “4 yılda 3 bin 807 okul, 107 bin derslik eğitime kazandırıldı. Eğitime % 100 Destek kampanyasıyla bugüne kadar 100.272 derslik yapıldı. Kitapları ücretsiz oldu, öğrencilerimize maaş bağlandı” dedi.
Bayrak açıklamasına şöyle devam etti; “2002 yılında 2 milyar 188 milyon YTL olan tarım desteklemeleri, 2006 yılına geldiğimizde % 100 artarak 5 milyar YTL’ye ulaştı. Çiftçilerimizin borçları yeniden yapılandırıldı. Çiftçimize 2002 - 2006 yılları arasında 1,5 Milyar YTL’ yi aşan mazot desteği verildi. KÖYDES projesine 2007 bütçesinden de toplam olarak 2 Milyar YTL ayrılarak toplam 4,2 Milyar YTL tahsis edildi. 2007’de hayata geçirilecek olan Bel-Des projesiyle birlikte Beldelerin altyapı sorunlarına da önemli katkılar sağlanacaktır. Sosyal Yardımlaşma çerçevesinde 3 milyon ton kömür ve 3 Milyar YTL yardım muhtaç ailelerimize dağıtıldı. Bu rakamlar Cumhuriyet Tarihimizde bir ilktir.”
Ben de adamcağızın iyi salladığını düşünüyordum.....
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın Veezy37 ;
Ben inanınki anlamakta zaman zaman zorlanıyorum. Demokrasiye saygılı olunmalı bağırış çığırışları içerisinde olan AKP de Nasıl bir demokrasi olduğunu anlayamıyorum. Milletvekili olmuş ama konuşmaya korkan bir koyun sürüsü bir kişinin ağzının içine bakıyor TEK KİŞİ bekleniyor ve bu demokrasi oluyor çok ilginç...
Yaşınızı filan bilmediğimden bakın size ilginç bir bakış açısı ile geçmişten bir olay anlatayım..
Aralık 79 yılbaşı mesajlarında bir mesaj vardıki diğerlerinden çok farklı çok sert ''sonun başlangıcının'' mesajı olduğunu o zamanki idareciler çok geç anladı Genel Kurmay Başkanı Orgeneral Kenan Evren yeni yıl mı kutluyor alenen parti liderlerini mi azarlıyor anlaşılamadı ama 12 Eylül sinyalleri verildi. 6 Eylül 80 olayları bardağı taşıran son damla oldu ve 11 Eylül de terör içinde AP idaresinde uykuya dalan ülke 12 Eylülde Askeri yönetimle uyandı.
Şimdi burada ki konum asla ihtilali anlatmak haklı haksız bulmak değil. Başta da dediğim gibi farklı bir bakış açısı ile değişik bir platform dan bakacağım.
Askeri ihtilal adı üzerinde demokrasinin askıya alındığı bir süreci içermektedir. Yani demokratik hak ve ödevlerden söz edilemeyecek bir karanlık dönem. Kenan Evren Komutasındaki 3 Kuvvet ve Jandarma genel komutanının mutlak hakimiyeti altında geçen bir yarı dikta dönemi. Bu dönem de bile seçimle olmasa bile 21 Eylül 1980 de bir başbakan atanarak sürdürüldü. Ağustos ayında Dz. K.K dan ayrılmış olan Bülent Ulusu başbakan olarak atandı danışma meclisi kuruldu v.s v.s. ...
İlginç iki nokta 12 eylül 1980 den 4 Aralık 1983 e kadar TBMM si başkanı yoktu ve Türkiye 9 kasım 1982 ye kadar Cumhurbaşkansız bir ülkeydi. Yani başbakanı var gerisi yok...
Kenan Evren Genel Kurmay Başkanlığı yanında Devlet Başkanlığını da üstlendi ve 8 Kasım 1982 ye kadar devlet başkanı görevini sürdürdü sonrada Cumhurbaşkanı oldu. Aslında Cumhurbaşkanı olduğu 9 Kasım 1982 tarihinde kimsenin farkına varmadığı ve büyük olasılıkla halen kimsenin uyanmadığı bir garabet ortaya çıktı Kenan Evren hala Genel Kurmay Başkanıydı. Bu garebet ilginçtir 1 Temmuz 1983 e kadar sürdü yani sekiz ay Ülkenin Cumhurbaşkanı Aynı zamanda genelkurmay başkanı idi ; Cumhurbaşkanı olarak tek Genelkurmay başkanı olarak idari yönden başbakana bağlı olan enteresan bir durum. Hele hele 4 Aralık ta TBMM si resmen başlayınca iyice ilginç oldu TC Devlet Protokolunun 1 ve 4 numaralı adamı aynı kişiydi Kenan Evren... İşin gırgırı idari yöndende 13 aralık 1983 ten sonrada Cumhurbaşkanı olarak hiç sevmediği başbakanı Turgut Özal a bağlıydı yani hem astı hem üstüydü...
Buraları neden anlattım bilmiyorum ama bir anda aklıma geldiğinden yazma ihtiyacı duydum tarihe hukuki.net olarak not düşmüş olalım diye... Çünkü o dönemi inceleyenler neyin ne olduğunu belki bu yazıyı okuyunca çözebilirler. Kendi kendinede direk bağlı bir görevi idame ettiren garip ve anlaşılması zor bir dönem ama nedense hiç olay olmadı. Nedenini bilen bilir...
Neyse ben asıl anlatmak istediğim konuya döneyim. 12 Eylülden sonra doğal olarak ortada bir anayasa kalmadı. Orhan Aldıkaçtı başkanlığında kurulan bir Anayasa komisyonu yeni anayasayı hazırladı. Hazırlanan anayasa durduk yere Kenan Evren anayasası gibi oldu. Kenan Evren de buna hayır demedi ve anayasaya sahip çıkarak '' Halk oylamasına '' sunacağını ve bu anayasaya ''evet'' demenin aynı zamanda kendisinin de Cumhurbaşkanlığına evet demek olduğunu deklere ederek il il diyar diyar dolaşarak önüne gelene anayasayı anlattı '' Hayır'' denmesi durumunda ne olacağı ise muğlakta kadı...
7 Aralık 1982 de yapılan halk oylaması sonucunda yüzde doksan iki ile Anayasa kabul edilirken HALK cumhurbaşkanı olarak KENAN EVREN i seçmişti. Böylece ilginç bir şekilde İLK HALK OYUYLA SEÇİLEN CUMHURBAŞKANI da Kenan Evren oldu.
Anayasanın kabulünden bu yana herkesin 'ne biçim anayasa ?'' dediği bu anayasayı değiştiren olmadı. Uyduruk kaydırık yerlerinin değiştirilmesi ise önem arz etmedi. Hiç beğenilmeyen anayasanın değiştirilmeden kabul edilerek günümüze gelmesi ve hatta muğlaklıktan dolayı Cumhurbaşkanlığı seçiminde her okuyanın farklı anladığı ve RTE nin yeter sayı sağlanamazsa seçilemeyeceği yorumu bu BEĞENİLMEYEN anayasa sayesinde oldu. Özal dahil RTE dahil değiştirme olanağı bulunmasına rağmen değiştirilmemiş olması aslında başka gerçeklerin habercisi olmuştu ama kimse bunu dünden bugüne anlamadı. Örneğin halen daha 12 Eylül mimarı beş general/amiralin yargılanmasını herkes istemekle birlikte yargılanmalarının önündeki tek engel olan geçici 15. maddeyi değiştirmek kimsenin aklına işine gelmedi...
Kıssadan hisse ( Ne biçim kıssa ise ) bölümüne gelirsek 12 Eylül ü o beş generali dikta rejimi yapmak ve demokratik olmamakla suçlayanlar bugüm iktidardadırlar. Kenan Evren in Cumhurbaşkanlığı oluş sürecine bakın birde şimdiki tek iradenin ağzından çıkacak sözü bekleyen AKP sürüsüne ve karar verin Bu mu Demokrasi ?????
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Laik-Anti laik tartışmasının yeni formu mu bu
Dindar- Dinsiz
Bence karşı kaşıya getirilen kavramlar birbirlerinin karşıtı olamıyor.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Laik yobaz dinci tartışması var kısmen...
Laiklik dinsizlik demek değildir o aşamalar çoktan geçildi...
Ama yobaz la dinci nin çok tehlikeli olduğuda ayrı...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın commodore1tr,
Geniş yer vererek anlatmış olduğunuz dönemi tasvip etmemiz mümkün değil demokrasi adına kara bir leke nitelemesi sanıyorum yanlış olmaz.Günün şartlarına göre makul olarak belki değerlendirelebilir bunu için durumun iyice analiz edilmesi gereği vardır.Geçen onca zamana rağmen gelmiş geçmiş ve günümüz iktidarlarıda dahil somut anlamda bir ilerleme olmadığını maalesef görüyoruz.Birtakım süsleme sanatıyla durumu kurtarma çabası içine giriyorlar neşter vurulması gerekirken rahmetli özal döneminde kısmen bir kıpırdanmadan sözedilebilir fakat arkası gelmemiştir.Hukuki anlamda gerekli düzenlemeler yapılamadığı için dönemi yaşatan şahsiyetlere günmüzde dahi birşey yapılamamaktadır.Cesaret edip fezleke hazırlayanların akibeti hepimizce malumdur.Buna rağmen bir takım hukuki zorlamalar bu konuya hevesli şahsiyetler üzerinde rahatsızlık verecek düzeyde etkilediği gözden kaçmamaktadır.Halkımız bu tür hadiseleri tasvip etmeyerek tavrını ortaya koymuştur.Neticesinde bu günlere kadar geldik.Günümüz iktarıda bu durumları analiz edecek yaşanmış tarihten dersler çıkartıp cumhurbaşkanını katılımcı anlayışla seçecektir.Şahsi fikrim halkın seçmesi yönündedir.Çok kısa bir süre kaldığından mümkün gözükmemekte bunun bu hale gelmesinde bu zamana kadar bekleyen muhalefetin payının gerekli hukuki düzenleme konusunda üzerine düşeni yapmamasınında katkısı vardır.Laik-anti laik-dinci yobaz gibi kelimelerle kavram kargaşası oluşturarak durumu çıkmaz hale getirmek sanırım kimseye fayda sağlamaza zaman kaybettirmeden başka,o halde hepimiz müslümanız mevcut şartlarda demokratik ortamda seçimler yapılacak kırmadan dökmeden ne diyelim Hayırlısı ne ise o olsun!
Saygılarımla...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Ne güzel siteymiş burası:
Herhalde demokrasi adına; okuma yazmayı, okuduğunu anlamayı bilmeyenleri araya özellikle serpiştiriyorsunuz!!! Bu kadar yazmışsınız çizmişsiniz, dünyaya kapak olmuş adamlar ama hala bunları savunanlar var (mı)?
Kimse site yöneticisi, diyeceğim var!
"Demokrasi gericiliği hoşgörmek değildir"
Dünyada öyle bir tane demokrasi gösterin de biz de bilelim.
Saygılarımla...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
ERDOĞAN MEMURUN FİKRİNİ ALDI
Cumhurbaşkanı seçimi konusunda sivil toplum örgütlerinin görüşlerini alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Aksu ile beraberindeki konfederasyon ve sendika yöneticilerini kabul etti.
Memur-Sen Genel Başkanı Aksu, AK Parti Genel Merkezi’nde basına kapalı gerçekleşen kabulün ardından çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. ’’Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda kendilerinde nasıl bir izlenim bıraktığının sorulması üzerine’’ Aksu, Erdoğan’ın daha önce kamuoyuna yaptığı açıklamaları tekrarladığını belirtti.
Bu konuda fazla detaya girilmediğini ifade eden Aksu, şöyle devam etti: ’’Sayın Başbakan, ’milletin iradesinin TBMM tarafından belirleneceğini ve bu konunun TBMM’de görüşüleceğini, sonuçta bir karar verileceğini’ söyledi. Bu konuda bizim görüşümüz de aynı şekildedir. Halkın seçmiş olduğu TBMM’nin vereceği karar, halkın kararıdır, Meclis’in kararıdır ve sağduyunun kararıdır. TBMM iç tüzüğünde ve Anayasa’da Türkiye’de cumhurbaşkanının nasıl seçileceği, buna ait kurallar, koşullar açıkça belirtilmiştir. Bundan önce olduğu gibi, 10 cumhurbaşkanının seçildiği gibi bundan sonraki cumhurbaşkanının seçimi de eğer herhangi bir değişiklik olmadıysa aynı şekilde olmalıdır diye düşünüyoruz.’’
Aksu bir gazetecinin, ’’Sizce aday olacak mı? diye sorması üzerine’’, ’’Bu konuda Sayın Başbakanımız ketum. Bu konuda bize herhangi bir açıklama yapmadı, herhangi bir izlenim de alamadık. Ama kamuoyunda sizin almış olduğunuz izlenim de bizim izlenimle aynıdır. Bu konuda açıkçası Sayın Başbakan herhangi bir renk vermedi’’ dedi. Aksu, ’’Siz, Sayın Başbakan’a, ’sizi öneriyoruz’ dediniz mi?’’ sorusu üzerine, TBMM kararına saygı duyacaklarını belirtti.
Aksu, ’’Sayın Başbakan Cumhurbaşkanlığına aday olur, TBMM de seçerse bu da bizim kabulümüzdür ve Sayın Başbakan o andan itibaren Sayın Cumhurbaşkanımızdır. Bu konudaki düşüncelerimiz de haftalardan beri açık ve seçiktir’’ Başbakan Erdoğan’ın tepkisinin ne olduğuna yönelik soru üzerine Aksu, ’’Sayın Başbakan teşekkür etti, halkın iradesine saygı duyulan her şeye saygı duyacağını belirtti’’ dedi.
Objektif haber
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Haklısın evet, dünyada öyle demokrasi anca bizde olur!!!
Gidilen yerlere bak, HAK-İŞ, Fettullah, Mazlum-Der, İnsan Hakları Derneği, "sayın" sıradadır herhalde, yahu hadi şunu yazan çizen adına medya diyor utanmıyor, bari alıntılarken sen utan...
Ankara'da olduğu gibi Tatlıcılar Odası, Ayakkabıcılar Odası, Terziler Odası tamam , kalan sivil toplum örgütlerinin!!! de yönetiminde çöreklenirseniz size havada, karada, ölüm yok!!!
Yahu bu site harbi komikmiş be !!!
Saygılarımla,
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın turkuaz,sizin demokrasi anlayışınız bu sadace bir kesime hitap eder sadece sizinle aynı fikri paylaşan bu anlayıştan nasibini alır biz de bunun adına demokrasi denmez bir de Atatürk resmi ve 1923 gibi milletin gönlünde taht kurmuş resim ve tarihleri kullanmayınız tüm insanlığı mal olmuş bu argümanları temsil edemiyorsunuz.Sembol olarak kalıyor.Bunun içini doldurabilecek şahsiyetler ve kabiliyetler çıkacaktır ama yerini alamayacaktır.Bu yüzden şekilciliği bırakınız.Gerçeklerle yüzleşmeyi ihmal etmeyiniz:Çünkü bu kuruluşu temsil edenlerde bizim insanlarımız ve bu toplumda yaşıyorlar.Saygı duyulması gerekenlerdir.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Atatürk ve resmi,1923,1920,19 Mayıs,10 Kasım,14 Nisan gibi değerler sizi çok mu rahatsız etti?Ha doğru ya,unutmuşum,resmi kurum ve kuruluşlardan Atatürk resim ve heykelleri kaldırılsın diyen sizlerdiniz,resmi bayramlar,kurtuluş günleri çok abartılıyor,her yıl kutlanmasın diyenler de sizlerdiniz.Tabi ki sizi rahatsız edecek bu kavramlar,bendeki de laf işte...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Şeytan çok üzgündü...
BAŞBAKAN’ın cumhurbaşkanlığı turları sürüyor.
Yedi kez garpten şarka doğru, yedi kez şarktan garba doğru tur attıktan sonra, Çankaya’ya tavaf vecibesi için üç adım öne...
Sıra şeytan taşlamaya geldiğinde ise taşı sallıyor;
"Çırpındıkça batıyorlar, çırpındıkça batıyorlar... Daha da batacaklar... Beni sen seçecek değilsin, ben de seçecek değilim... Kim seçecek?.. Parlamento..."
Şeytanın kafası, şeytan olalı ilk kez karışıyor.
Parlamento kim?..
Ayrıca nasıl oluyor ki; bundan beş yıl önce aldığı yüzde 34 oyla beş yıl başbakan olduktan sonra, şimdi o beş yıl önceki oyla artı yedi yıl cumhurbaşkanı olacak?
*
Muhtemelen şeytan "Buralar bana göre değil..." deyip tam tüyerken, TBMM Başkanı Bülent Arınç’tan şu müthiş "şeytan çatlatan" açıklama geliyor:
"Millet dindar cumhurbaşkanı istiyor..."
Ve şeytan oturup dizlerine vurarak ağlıyor.
Söyleniyor burnunu çeke çeke:
"Ben de kendimi şeytan zannederdim... Buralarda şeytanlık vazifesi yapmam mümkün değil... Nedir bu başıma gelenler?.."
"Dindar"lık her işlerine yaradı bu arkadaşların.
Parti kurdular, oy topladılar, iktidara geldiler, hükümetler oluşturdular, Türkiye’nin altından girip üstünden çıktılar.
Tümü "dindarlık" sıfatı altında.
Ama bir gün dindarlığın "cumhurbaşkanı seçmeye de yarayacağını" duysaydık asla inanmazdık.
Çünkü bizler laik bir ülkemiz var sanıyorduk.
İşte o zaman haber geliyor:
"Şeytan kafasını taşlara vuruyor..."
*
Eğer bu ülkedeki yaşam standardı; Rus steplerindeki, Arap adalarındaki, bir zamanlar Osmanlı’nın vilayetleri Balkan ülkelerindeki, yirmi yıl önce böcek yiyerek beslenen Uzakdoğu memleketlerindeki yaşam standartlarının daha altındaysa bir nedeni vardır.
Açlığın, sefilliğin, hırsızlığın ve yağmacılığın bataklığında debeleniyorsa koca Türkiye, sebepsiz değil bu...
Bol şeytanlıkların ve o şeytanlıklara kananların ülkesi eğer bu haldeyse...
Bu sefilliğin bir sebebi vardır da ondan.
Ve burnunu çeke çeke gitti şeytan...
Bekir COŞKUN
Hürriyet
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Aylardan Ekim Ekimin 9 u Salı ;
Muhtemelen Alışılmış bir Ekim havası hakimdi Ankara'ya yani hazan zamanı sonbahar hafif soğuk yağmurlu...
Çalışma odasında gece gündüz çalışıyordu. TBMM sine pek gitmiyor arasıra uğramasına karşın özelllikle akşamları tüm haberler kendisine özellikle sofrada geliyordu. Konu ilginçti. ''En iyi yönetim biçi mi neydi ?'' gerçi kendisi yaklaşık 4 sene önce kararını vermişti ama şimdi o günlere gelindiğinde çevresindekilerinde fikrini almak bir şekilde kendisine destek bulmak istiyordu yada vicdanen iyice rahatlamak... Yaveri kapısını çaldı Mavi güzel gözleri kapıya döndü şevkat dolu bir sesle '' girin '' dedi... yaveri saygı dolu bir şekilde içeriye girdi ve kendisine Ankara şehrinin ileri gelen molla şeyh ve din büyüklerinin ve bir kısım imamın şehir dışından gelenlerle birlikte kendisini ziyeret etmek istediklerini bildirir. Mavi gözler bir an buğulanır '' Buyursunlar'' der...
Gelenler devlet yönetim şeklinin '' din temeline ' dayalı olmasını ve devletin dini esaslar gözetilerek tönetilmesi gerektiğini telkiinde bulunurlar ve kendisini de ''halife'' seçecekleri imasında bulunurlar . Paye büyüktür... Mavi gözler dalar gider. Zaten herkesimden destek aramaktadır buda toplumun bir kesimidir.
'' Beyler efendiler'' der. '' Bu konuyu detaylarıyla düşünüp konuşmamız gerekir madem bu kadar din büyükleri mollalar hocalar böyle taktir ediyor elbet düşünmek gerekir. 12 Ekim Cuma namazından sonra toplanıp bu konuyu etraflıca konuşalım ve bir karara varalım. Ancak sizlerden bir isteğim var Cuma günü hepiniz Bakara suresini 288 . ayete kadar okuyup anlayıp gelmenizdir. Buyurun efendiler.'' diyerek gönderir. Ciddi çalışmasına devam eder....
12 Ekim Cuma günü öğlen namazını müteakip aynı mollalar şeyhler ve din büyükleriyle bir kısım imam kabul edilir... Cumalaşmanın ardından konu ciddi konuya gelir. Mavi gözler delici bakışla salonu dolaşır. Soru gelir .
'' Efendiler , bu toplantıya gelmeden önce hepinizden Bakara suresini 288. ayetine kadar okumanızı rica etmiştim. Kimler okuyabildi Bakara suresini 288. ayetine kadar ?''
Delici mavi bakışlar altında tüm eller havaya kalkar. Herkes okumuştur bu sureyi 288. ayetine kadar. Mavi gözlerde önce bir hüzün sonra bir kararlılık dolaşır.
'' 288. Ayeti anlamayan var mı ?'' Anlamayan yoktur koca koca din alimleri anlamazlar mı ?
'' Yaver getir Kur'an - ı Kerim i '' Yaver Kur an ı getirir. ' aç sureyi...''
Bakara suresini açtıktan sonra mavi gözler kızgınlık kırgınlık ve kararlılıkla oturan din büyüklerine döner...
'' Beyler efendiler , yaverin elinde Kur an Açık olan yer Bakara suresidir. Salonu terkederken hepiniz bakınız. Kuracağımız devletin din esasına dayanmaması gerektiğinin sebebini siz bana verdiniz. Bakara suresi 286 ayettir. Kuracağımız devlet bundan dolayı CUMHURİYET olacaktır...''
Aylardan Ekim Ekimin 12 si Cuma yıl 1923.....
YUKARIDAKİ OLAY ANKARANIN HAVASI SUYU YAĞMURU VE BELİRLİ MİZANSENİ BANA AİT OLMAK ÜZERE TAMAMEN DOĞRUDUR. DİNDARIZ DİYE GEÇİNEN BİR GRUP ŞEYH HOCA MOLLA VE İLERİ GELEN DİN ALİMİ GEÇİNEN KİŞİLER ATATÜRK E GELMİŞ VE DİNE DAYALI DEVLET TEMELİ İSTEMİŞLER ATATÜRK TE KENDİLERİNDEN BAKARA 288. AYETE KADAR OKUYUP GELMELERİNİ İSTEMİŞ NASIL BAŞARDILARSA HEPSİDE OKUMUŞTUR. BELİK TAM O GÜN ULU ÖNDER GAZİ MUSKATA KEMAL ATATÜRK CUMHURİYETE VE LAİKLİĞE KESİN KARARINI VERMİŞTİ. BİLEMEM....
AMA BİLDİĞİM ŞUKİ MECLİS BAŞKANI DAHİL DİNDAR CUMHURBAŞKANI DİYE LANSE EDİLMEYE ÇALIŞILAN RTE NİN BU MOLLALARDAN FARKININ OLMADIĞIDIR. BUNLARDA BAKARA SURETİNİ 288 AYET OLARAK OKUYANLAR HATTA O GÜNDEN BU GÜNE ARTMIŞ 350 OLMUŞ OLABİLİR....
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Ne seveni varmış Atatürk'ün ve Cumhuriyetin ki, en radikalleri bile takiye yapmaktan geri duramıyor.
Resim ve tarihle sınırlı değil: balyozu alan yandaşın tüm heykellerini kırsa, avanesi olduğun Tayyip, ekonomiyi krize sokmasınlar diye Devlet Daireleri'nden resimlerini kaldırsa, işbirlikçi medya, bir kısım sermaye, cemaat , tarikat, bölücü şerefsizler, 2.Cumhuriyetçiler (demokratik!!! cumhuriyetin "sayın" versiyonu bu) 1923 'ü ve ruhunu unutturmaya çalışsa da, inadına Cumhuriyet, inadına Atatürk, inadına gerçek demokrasi!!!
14 Nisan'da bu tayfaya verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dilemiyoruz, rahatsızlık artarak devam edecek. Çok rahatsız olanlar Soros'a sığınsın, O size dünyanın herhangi bir sömürgesinde gerçek demokrasiyi tattırır. Tadından yiyemezsiniz!!!
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Dindar derken;
-hangi dine göre dindar olacak?
-dindar olup olmadığını turnusol kağıdından mı anlayacağız?
-Ahmet Necdet Sezer belki de kendisinden daha dindar,deruni bir meseleyi dışarıdan nasıl anlayacağız?
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Şöyle anlayacağız.
Kişi olur olmaz yerde dinden bahsetmiyorsa. Dini kullanarak siyaset yapmıyorsa. Dini kullanarak cebini doldurmuyorsa abuk sabuk hareketleri dinlere göre günah sayılan hareketleri pek yoksa vicdanı temiz ve rahatsa insanlara olur olmaz müdahale etmiyor değerlere saygılı ahlaklıysa dindar olma olasılığı yüksektir.
Kişi zırt pırt dinden söz ediyorsa bu sayede cebini dolduruyorsa dinen söyledikleri dini kurallara aslında uymuyorsa hurafelere daha yatkınsa din elden gidiyor yaygarası altında huzuru bozuyorsa gösteriş ve parayı seviyorsa etik değerleri pek yoksa din sadece dilindeyse bunun dinci olduğunu anlayacağız. Dindar mı değil mi şüpheyle yaklaşacağız.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kişi olur olmaz yerde dinden bahsetmiyorsa. Dini kullanarak siyaset yapmıyorsa. Dini kullanarak cebini doldurmuyorsa abuk sabuk hareketleri dinlere göre günah sayılan hareketleri pek yoksa vicdanı temiz ve rahatsa insanlara olur olmaz müdahale etmiyor değerlere saygılı ahlaklıysa dindar olma olasılığı yüksektir.
E bu Ahmet Necdet Sezer değil mi ????
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Kişi zırt pırt dinden söz ediyorsa bu sayede cebini dolduruyorsa dinen söyledikleri dini kurallara aslında uymuyorsa hurafelere daha yatkınsa din elden gidiyor yaygarası altında huzuru bozuyorsa gösteriş ve parayı seviyorsa etik değerleri pek yoksa din sadece dilindeyse bunun dinci olduğunu anlayacağız. Dindar mı değil mi şüpheyle yaklaşacağız.
E bu da RTE değil mi ????
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
yazmaya bile değmez . hatta bu kadar yazmam bile fazla
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Dogru söze sapka çıkarılır.YAZYAZ ANLAMAZLAR Belgeleri önlerine koysan GÖRMEZLER!!
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Arınç dindar bir cumhurbaşkanı seçemez, kavun mu koklayacak? Sadece dini inaçları sömüren bir cumhurbaşkanı seçer, onu da beceriyorlar. İnsanların dini duygularını ölçebilecek ölçü birimleri nedir, bu görevi onlara kim vermiştir? Onlar dini, inanışları kendilerine, çıkarlarına ve siyasetlerine araç etmiş günahkarlardır.Dini kullanan din,toplum ve ahlak düşmanlarıdır.Yerüzüne gelmiş şeytanlardır.
Biz uyumaya devam edelim, onlar demokrasinin, hukuk ülkesinin her türlü nimetlerini kulllanarak, bunları yok etsinler. Yasaları kullanarak. % 26 ya millet iradesi desinler. Gülmeyin ağlayın, biz böyle iktidar olmuşlarla, yasal! olarak yönetiliyoruz.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Gül kimin Cumhurbaşkanı? Yanıt aşağıda...
Fethullah Gülen Cemaati'nin her yıl New York'taki Waldorf Astoria Oteli'nde düzenlediği "Dostluk Yemeği"ne bu yıl BM Genel Kurul toplantıları için ABD'ye gelecek olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın yanı sıra eski ABD Başkanı Bill Clinton'ın katılması kesinleşti.
Clinton ve Gül, gecede birer konuşma da yapacak.
25 Eylül Perşembe akşamı verilecek iftar yemeğine New York ve New Jersey eyalet senatörlerinin yanı sıra akademik çevrelerden ve sanat dünyasından isimler de davet edildi. Gülen Cemaati'nin geçen yıl da düzenlediği "Dostluk İftarına" New York Senatörü Hillary Clinton ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan katılmıştı.
Cemaat, geçen yılki yemekte Hillary Clinton'ın başkanlık seçim kampanyası için 250.000 dolar bağış toplamıştı.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
bu açıklama o dönem hayli tuhafıma gitmişti... şöyle düşünmüştüm : "dindar olmayan kim var acaba?" dindarlık nedir , ölçüleri nelerdir ? birinin dindar olup olmadığına kim karar verecek , hangi ölçütlerde karar verecek ?
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Sayın erenalp;
İlgili ilgisiz her yere ve özellikle siyasi konulara yazmanız ancak görüşünüzü net belirtmemeniz çok ilginç. Dikkatimi çekiyor oldukça yönlü sorgulamada yapıyorsunuz ki burası sorgulama alanı değil.
Alıntı:
bu açıklama o dönem hayli tuhafıma gitmişti... şöyle düşünmüştüm : "dindar olmayan kim var acaba?" dindarlık nedir , ölçüleri nelerdir ? birinin dindar olup olmadığına kim karar verecek , hangi ölçütlerde karar verecek ?
Bu açıklama ne o ara nede başka zaman hiç tuhafıma gitmedi. Çünkü söyleyen kişinin dinle ilgisi olmayan din tacirliği yapan bir badem bıyık olduğunu biliyordum. Amaç gerçek anlamda inananları gaza getirmekti maalesef o zamanda şimdi de başarılı oldular ve olmaya devam ediyorlar. Her türlü kepazeliğe rağmen gözünü kapamış bir kitle var istenende zaten bu.
Dindarlık sadece kişinin kendisiyle Allah arasında ki ilişkisidir. Birinin dindar olup olmadığına o kişinin kendisi kendi iç sesiyle karar verebilir. Birde kesin kararı Allah verir. Başka da kimse veremez. Hatta normal olarak konuşamaz.
İslamın kutsal kitabı olan Kur'an da bazı davranışlar belirtilmiştir. Örneğin Namaz , oruç, hac, zekat, fitre, iyilik v.s Bunlar şekli gözlemimize dayanarak fikir verselerde doğru olmayabilirler. Kişinin gösteriş veya çıkar amaçlı namaz kılıp kılmadığını biz bilemeyiz onu kendisi ve Allah bilir. Biz kişinin hangi parayla hacca gittiğinide bilemeyiz. Yolsuzlukla devletin parasıyla sahtekarlıkla ihtilasla rantla imar değişikliği ile fener yoluyla saadet zinciriyle din sömürüsüyle tehtitle tefecilikle ülkeyi satmakla şantajla ele geçmiş para olabilir. Dolayısı ile şekli yönler net bilgi vermezler. Kişini içini bilemeyiz...
Birde dindar görünmek için tam bir şekil hastaları vardır. Şalvarımsı bir şeyler giyerler yada uzun beyaz giyisiler başlarına mes türü şeyler takarlar sakal bırakırlar giyimleriyle 600 lü yılların görüntüsünü oluştururlar ve utanmadan dindar giyeceği bu derler nedeni ise İslam Peygamberinin giyimi ve tarifini alırlar amma bu hödükler son model aşırı lüks arabaya binmekte zarar görmezler o an peygamberin deveye bindiğini unutuverirler. Nede olsa kendileri devedir...
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Fethullah Hoca, bu kadar dindarligina ragmen HACI degildir. Mekkeye medineye gidemez. Neden mi? Şeriat kanunlarına göre Fethullah hoca ŞEYH statüsüne soyunduğundan ve müritleri olduğundan Suudi Arabistan sınırları içerisinde ele geçirilirse hemen katledilir.
Çünkü; İslamiyette şeriatta ve Kuran'da şeyhlere ve / veya tarikat liderlerine yer yoktur.
Özetle Allah ile kul arasina kimse giremez!!
BUGÜNÜN YOĞUN GÜNDEMİNDE ÖNEMİ DAHA DA ARTTI.
Uyandırın
Korkmayın heryerde konuşun konuyu siz açın
Takside taksiciye konuşun
Apartmanda kapıcıya konuşun
Sakallı gazete bayinize konuşun
Eve gelen gündelikçiye konuşun.
Anlatın eğer Fethullah dindarsa peygamber gibi ise neden Amerika'da yaşıyor ?
Neden Mekke'de Kabe yakınlarında bir malikanede değil de
Amerika'da FBI çiftliğinde.
Söyleyin bu zat değilmiydi 25 yıl o cami senin bu cami
benim salya sümük ağlayarak FAİZ haram diyen ?
Sorun kapıcınıza peki BANK ASYA nedir ?
Önce alıştırmanız gerekir.
Görüntüye.
Seslere.
Hareketlere.
Sessizliğe.
Çevrenizde olup bitenlere.
Yavaş yavaş alıştırırsınız.
Alışırlar.
Türbana.
Çarşafa, peçeye.
Taşyapı'ya.
Oğulların gemilerinin olmasına.
Çocukların televizyon kurmasına.
Yakınların yolsuzluklarına.
Sevgililere alınan evlere.
Çokeşliliğe.
Erkeklerin, kadınların ayrı ayrı oturmasına.
Ramazanda öğle yemeği verilmemesine.
Beyaz takkeyle gezenlere.
Hem de öyle alışırsınız ki size çok doğal gelmeye başlar.
Bizde böyle deyip geçmeye başlarsınız.
'Galiba demokrasi bu da biz mi anlamıyoruz?' diye
kuşkulanırsınız.
Sonra da uyuşursunuz.
Yavaş yavaş uyuşursunuz.
İçinizden bile tepki duymaz olursunuz.
'En az üç çocuk yapın' derler, dinler geçersiniz.
'Bizi azaltmaya çalışıyorlar' derler, gülme duygunuz
bile kaybolmuştur.
'Batı'nın ahlaksızlığını aldık' derler, öyle dinler
durursunuz.
Uyuşturmuşlardır sizi.
Bir yandan Çanakkale zaferini kutlarsınız.
Öte yandan Çanakkale savaşını yıllar sonra
kaybettiğinizi bile fark etmezsiniz.
Başbakanınız planlarını Amerika'ya açıklar.
Siz burdan dinlersiniz.
Amerika Ankara'yı işgal etmektedir.
Siz İngilizce öğrenmeye çalışırken durumu
göremezsiniz.
***
Alışırsınız ve uyuşursunuz.
Geçmişe dalıp gitmişken,
geleceği kaybetmekte olduğunuzu fark edemezsiniz.
Plan da bunun için yapılmıştır.
Önce alıştırma.
Sonra uyuşturma.
Yüzünüze demokrasi derler, arkanızdan gülerler.
Yüzünüze çokkültürlülük derler, arkanızdan bölerler.
Yüzünüze değişim derler, arkanızdan soyarlar.
Yüzünüze gelişim derler, arkanızdan bakarlar.
Alışırsınız.
Uyuşursunuz.
Tehlikenin farkında mısınız?
Önce Alıştırma - Sonra Uyuşturma...
PROF. DR. ERDAL ATABEK
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
kim dinsizmiş???din bunların kisbesi altındamı gördük işte deniz fenerini;peygamber ocağı olan askeriyeden kaçan damatları oğulları gördük adi vampir pislik herife sayın diyenleri ne dini ne dindarı bunlar dindarsa ben dindar değilim.sayın hanfendinin yüzüğü milyon dolarlar bedelinde eee o takarda öyle yüzük emine geri kalırmı oda alsın bir tane vatandaş ise açççç işsizz canından bezmiş varmı??? dinde komşu aç iken senin tok yatman hem tok yatsan sadece birşey demiyecem yat alma gemi alma yarışına girdiler,bunları başımıza saran fetto ve cemaatidir.bunlarla benim inandığım ALLAH baş etsin.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Allah bize akıl fikir vermiş sayın Banu79 neden Allah a havale ediyoruz. Allah bunların hesabını bunlardan öbür tarafta elbet soracak buna inanıyorum ben. Amma bu dünyada bu kepazelere dur demek bizim boynumuzun borcu.
Her gün hemde Ramazan gibi kutsal bir ayda halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyen riyakarlık yapan kişilerin iç yüzünü anlatmamız gerekir her ortamda. Onların insanları nasıl kandırdığını bilerek tam tersini aydınlatmayı yapmalıyız. Karanlığın kötü yönü insanları çabuk sarar uyuşturur yaşam şekli olur. Aydınlığın iyi yönüyse meşakkat doludur eğitim çalışma ciddi uğraş ister. Çünkü kandırılmış din adına uyuşturulmuş beyinlere dinin bu olmadığını anlatmak bile zordur. Ama başkada yol yoktur.
O öcüler gibi dolaşan insanların beynini yıkayan sözde kadınlar kolunun kadınlarından çok daha fazla çalışmak zorundayız bunun farkında olmadıktan sonra tehlikenin farkına varsak ne olur varmasak ne olur ?
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Fettullah Gülen in daveti üzerine ABD ye Gülen in çiftliğine iftar yemeğine gitti.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Allah bize akıl fikir vermiş sayın Banu79 neden Allah a havale ediyoruz. Allah bunların hesabını bunlardan öbür tarafta elbet soracak buna inanıyorum ben. Amma bu dünyada bu kepazelere dur demek bizim boynumuzun borcu.
Her gün hemde Ramazan gibi kutsal bir ayda halkın gözünün içine baka baka yalan söyleyen riyakarlık yapan kişilerin iç yüzünü anlatmamız gerekir her ortamda. Onların insanları nasıl kandırdığını bilerek tam tersini aydınlatmayı yapmalıyız. Karanlığın kötü yönü insanları çabuk sarar uyuşturur yaşam şekli olur. Aydınlığın iyi yönüyse meşakkat doludur eğitim çalışma ciddi uğraş ister. Çünkü kandırılmış din adına uyuşturulmuş beyinlere dinin bu olmadığını anlatmak bile zordur. Ama başkada yol yoktur.
O öcüler gibi dolaşan insanların beynini yıkayan sözde kadınlar kolunun kadınlarından çok daha fazla çalışmak zorundayız bunun farkında olmadıktan sonra tehlikenin farkına varsak ne olur varmasak ne olur ?
onların dili ile konuşuyorum sayın commodore1tr yoksa işimi sağlam kazığa bağlayıp daha sonra ALLAHA havale etmem gerektiğini biliyorum.kör bir inanan değilim akp önceside müslümandım sonrasıda inşallah ölene kadarda ama bir poşet kömür için,kuruerzak için,para için değil dinimi de oyumuda satmam :) satanlar var memlekette ne yapabiliriz anlat anlat anlamıyor.ben birine bak askerlik yaptınmı dedim evet dedi oğlun askere gittimi dedim evet dedi peki bu seçtiğin kişinin oğlu neden asker kaçağı damadı neden asker kaçağı (onların deyimi ile raporlu) eee dedi adam başbakan o kadarda olsun cevabını aldım.gemilerden bahsettim ee sen başbakan olsan sen almazmısın dedi adamların hırsızlığını söylüyorsun haklı çıkarıyorlar ne yazıkki ülkem insanı farkında olmuyor olamıyor böyle bir insana kalk laikliği anlat boşş anlat anlat dur.
-
Re: Arınç: ''Dindar bir Cumhurbaşkanı seçeceğiz''
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Fethullah Hoca, bu kadar dindarligina ragmen HACI degildir.
(...)
PROF. DR. ERDAL ATABEK
Bir kişiyi eleştirirken eleştirilerinizi doğru bilgiler üzerine kurmak gerekir.
TTB başkanı ve Cumhuriyet yazarı Erdal Atabek, Cumhuriyet gazetesinin sembol ismi Uğur Mumcu'nun "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olunmaz." ilkesini umursamıyor.
Google'a "Fehullah Gülen" "hacca gitti" diye yazdım. Fehullah Gülen'in 1968 yılında yani bundan 40 yıl önce ilk kez hacca gittiğini saniyeler içinde öğrendim.
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
Mekkeye medineye gidemez. Neden mi? Şeriat kanunlarına göre Fethullah hoca ŞEYH statüsüne soyunduğundan ve müritleri olduğundan Suudi Arabistan sınırları içerisinde ele geçirilirse hemen katledilir.
Çünkü; İslamiyette şeriatta ve Kuran'da şeyhlere ve / veya tarikat liderlerine yer yoktur.
şeklindeki kısma gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Hadi yazarın "İslamiyette şeriatta ve Kuran'da şeyhlere ve/veya tarikat liderlerine yer yoktur." iddiasını (tartışmalı da olsa) doğru kabul edelim.
"İslamiyette şeriatta ve Kuran'da şeyhler ve/veya tarikat liderleri katledilir." şeklinde bir hüküm mü var? Bunu bana birisi gösterebilir mi?
Suudi Arabistan'da şeyh veya tarikat lideri olduğu için katledilen (kastedilen idama mahkum olan olmalı) bir kişi var mı?