Bir gün bu konuda bir başlık açaçcağımı ummuyordum ama bu da oldu.
AV.KAMİL SEZGİN'E SALDIRI
Aksaray Barosu avukatlarından Kamil Sezgin, haciz görevi esnasında saldırıya uğramıştır.
Printable View
Bir gün bu konuda bir başlık açaçcağımı ummuyordum ama bu da oldu.
AV.KAMİL SEZGİN'E SALDIRI
Aksaray Barosu avukatlarından Kamil Sezgin, haciz görevi esnasında saldırıya uğramıştır.
AV.BARIŞ ELÇİ
Ankara Barosu avukatlarından Barış Elçi, haciz görevi esnasında saldırıya uğramıştır.
Saldırıyı Kınıyoruz. Geçmiş olsun.
Hukuki.Net Ekibi
AV.YILMAZ KELEŞ
Kocaeli Barosu avukatlarından Yılmaz Keleş, 27 Mart 2007 günü kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıya uğramış ve ağır yaralanmıştır.
Meslektaşımıza acil şifalar dilerken; saldırıyı da nefretle kınıyoruz.
Hukuki.Net Ekibi
Kocaeli'nin Gölcük ilçesinde bir avukat, silahlı saldırıya uğradı.
Alınan bilgilere göre, olay 19 Mayıs Caddesi üzerinde Çınar Apartmanı No 23'te meydana geldi. Kocaeli Barosu avukatlarından Yılmaz Keleş (42), bürodan ayrılıp evine gitmek üzereyken kimliği belirsiz bir şahıs tarafından silahlı saldırıya uğradı. Kar maskeli olduğu öğrenilen saldırgan, silahını çekerek Yılmaz Keleş'in ayaklarına 6 el ateş ettikten sonra olay yerinden kaçmayı başardı.
Keleş çevreden gelen vatandaşların yardımıyla kendisine ait 34 GGG 59 plakalı Mercedes marka aracına bindirilerek Gölcük Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Durumu telefonla polise ve yakınlarına bildiren Keleş, hastanede yapılan ilk müdahalesinin ardından tedavi altına alındı.
Ağır ceza davalarına baktığı öğrenilen Keleş'e yapılan saldırının savunma ya da müdahil vekili olarak katıldığı bir davadan kaynaklanabileceği üzerinde duruluyor. Keleş olayla ilgili bir açıklamada bulunmazken, polis saldırganın yakalanması için operasyon başlattı.
Anladığım kadarıyla siz kendi kendinize kınayıp duruyorsunuz. Yazmayacağım demiştim bu foruma ama dayanamadım.
Öncelikle saldırıya uğrayan yaralanan avukatlara geçmiş olsun dileklerimi sunuyorum.
İkinci olarak taksiciler kadar bile aranızda birlik anlaşma sevgi olmadığını gördüğümden çok üzülüyor tüm avukatları kınıyorum...
Eşek yükünü tuttukça yol alır derler. Umarımki çok geç olmadan siz değerli avukatlarda okumuş aydın birer insan olduğunuzu hukuk nosyonunu aldığınızı birlikten kuvvet doğar sözünün doğru olduğunu hayatta paradan değerli şeyler olduğununda farkına varırsınız. Benim artık pek umudum yok bu konuda amma olsun varsın.... Çıkmadık candan umut kesilmezmiş...
Baronun ve baroların en etken en etkili sivil toplum kuruluşu olması gerekirken neden olamadığını avukatların bile baroyu ciddiye neden almadığını daha iyi anlıyorum artık... Bir şeyler daha yazacağım ama hukuk sitesinde hukukçulara böyle ağır yazı yazmak ayıp olacak...
AV.SEVİNÇ GÜMÜŞ'E SALDIRI
Kocaeli Barosu avukatlarından Sevinç Gümüş, 19 Mart 2007 günü görevi esnasında saldırıya uğramıştır.
Meslektaşımıza acil şifalar dilerken; saldırıyı da nefretle kınıyoruz.
Hukuki.Net Ekibi
Mersin'de bir avukatın cesedi, öldürüldükten sonra bir valizin içinde bulundu.
Mersin'de, öldürüldükten sonra bir valizin içinde otonun bagajına konulmak istenirken bulunan İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat Uğur Özdemir'in cesedinin en az 4 günlük olduğu bildirildi.
Olay yerinde yapılan incelemenin ardından Mersin Devlet Hastanesi morguna kaldırılan avukat Özdemir'in cesediyle ilgili otopsi tamamlandı. Otopsi sonucuna göre, cesedin en az 4 günlük olduğu belirtilirken, başına sert bir cisimle vurulduktan sonra boğularak öldürüldüğü anlaşıldı.
Biri bayan 2 kişinin gözaltına alındığı olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü bildirildi.
haber3.com
*******
Meslektaşımıza yönelik bu saldırıyı nefretle kınıyor, meslektaşımıza rahmet, yakınlarına sabır diliyoruz.
Hukuki.net Ekibi.
İnsanlarımız çok değişmiş,eskiden hukukçulara hürmette kusur etmeyenler şimdilerde canlarına kast eder hale gelmişler.Saldırıları ve saldırganları nefretle kınıyor ve telin ediyoruz,Başta Türkiye Barolar Birliğini ve tüm Baro Başkanlarını bu saldırılara karşı etkili eyleme ve önlem almaya davet ediyoruz.Sadece kınamak yetmiyor...
İstanbul Barosu'na kayıtlı avukat 33 yaşındaki Uğur Özdemir, Mersin'de öldürüldükten sonra cesedi bavulda bulundu. Cesedi koyduğu bavulu otoparkta bir otomobile yüklerken yakalanan 29 yaşındaki Gülsen Özay, aile dostu olan avukat Uğur Özdemir'i evde kendisine tecavüze kalkıştığı ve küfrettiği için 6 gün önce başına sopayla vurarak öldürdüğünü söyledi.
Eşinden 3 ay önce boşanan Gülsen Özal ile cesedin yüklendiği otomobilin sahibi Derviş Tümüklü ile Orkun O. adlı kişi gözaltına alındı.
Mersin'in merkeze bağlı Mezitli Beldesi'nde sahilde bulunan ve hem yazlık hem de kışlık olarak kullanılan Üstaş Sitesi’nde oturan Gülsen Özay, bugün saat 10.00 sıralarında büyükçe bir bavulu sürükleyerek 400 metre ilerideki Barbaros Sitesi’nin otoparkına götürdü. Özay, bavulu Derviş Tümüklü'ye ait otomobilin yanına getirdi ve otomobile koymak için bagajı açtı. Bavulu kaldırıp bagaja koymakta zorlanan Gülsen Özay, bu sırada siteye bir başka konuyu takip etmeye gelen polislerin dikkatini çekti.
Gülsen Özay'ın yanına gelen polis, bavuldan kan aktığını görünce müdahale etti. Açtıkları bavuldan bir erkeğe ait cesedin çıkması üzerine Gülsen Özay gözaltına alınırken, öldürülen kişinin İstanbul'daki evinden 2 Nisan günü ayrılan ve yakınlarının bir daha haber alamadığı avukat Uğur Özdemir’e ait olduğu saptandı.
Olay yerine gelen savcının tespitinden sonra avukat Uğur Özdemir'in cesedi bavuldan çıkarılıp cenaze aracına konularak Adli Tıp’a götürüldü.
“TECAVÜZE KALKIŞTI, ÖLDÜRDÜM”
Evli ve 3 çocuk babası avukat Uğur Özdemir'in katil zanlısı olarak Gülsen Özay ve içinde ceset bulunan bavulun konulmaya çalışıldığı otomobilin sahibi Derviş Tümüklü ile olayla ilgisi olabileceği belirtilen Orkun O. adlı kişi gözaltına alındı.
Mersin Emniyet Müdürlüğü’nde sorguya alınan Gülsen Özay ilk ifadesinde, daha önce bir süre İstanbul'da kaldığını, avukat Uğur Özdemir'in aile dostları olduğunu söyledi.
Eşinden şiddet gördüğü için boşanıp 3 ay önce Mersin'e geldiğini anlatan Gülsen Özay, kiraldığı yazlık eve yerleştiğini anlatırken, avukat Uğur Özdemir'i kendisine tecavüze kalkıştığını ve küfrettiği ileri sürdü, bu nedenle öldürdüğünü söyledi.
Cesedi evdeki bir odaya koyduğunu, ancak kokuşmaya başlayınca araziye atmak için plan yaptığnı söyleyen Gülsen Özay, ilk ifadesinde olayı şöyle anlattı:
“Aile dostumuz olan Uğur Özdemir, bana telefon edip, Mersin’e bir iş için geldiğini, işi bittikten sonra görüşmek istediğini söyledi. Ben de eve çağırdım. Birlikte bir lokantaya akşam yemeğine gittik. Yemekten sonra beni eve bıraktı. Yarım saat sonra tekrar eve geldi. Üzerime saldırdı, küfür etti. Bana tecavüze kalkıştı. Ben de başına sopa ile vurdum. Sonra ne yapacağımı şaşırdım. Cesedi 6 gün sakladım. Barbaros Sitesi'nde oturan arkadaşım Derviş Tömüklü’yü arayıp konuşmak istediğimi belirtip aşağıya inmesini söyledi. Avukatın cesedini de bavula koydum. Tömükçü'nün oturduğu sitenin otoparkındaki otomobilinin yanına götürdüm. O anda ne olduğunu anlamadım yanıma polisler geldi.”
Gözaltına alınan Derviş Tümüklü ve Orkun O. ise olayla ilgisinin olmadığını söylemekle yetindi.
Polis avukat cinayetiyle ilgili soruşturmayı sürdürüyor.
Kayseri Barosu avukatlarından Murat Şahin'e geçtiğimiz günlerde bir saldırı yapılmıştır.
Meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi sunuyor, saldırıyı nefretle kınıyoruz.
Hukuki.Net Ekibi
Kredi kartı borcu yüzünden İstanbul'da bir yıl önce cinnet getirip ateşe verdiği evini havaya uçuran avukat, Bursa'daki annesinin evinde 9. kattan atlayarak intihar etti.
Alınan bilgiye göre, Üsküdar'daki evinde doğalgazı açıp havaya uçuran ve kendisi de ağır yaralanan avukat İhsan Özgür Çevik (39), yanık tedavisinin tamamlanmasının ardından Bursa'da oturan annesi Özlem Çevik'in yanında kalmaya başladı. Annesinin merkez Nilüfer ilçesi Ertuğrul Mahallesi Yurtkent Sitesi'ndeki evinde kalan bekar avukat, bir süre psikolojik tedavi gördü. Kredi borcu yüzünden psikolojisi bozulan avukat, bir süre dışarıda dolaşıp sigara içtikten sonra apartmanın 9. katına çıktı. Pencereden
etrafa bakan Çevik, kendisini ikna etmek için konuşma teşebbüsünde bulunan apartman sakinlerine aldırış etmedi. Vatandaşlar, pencerede bekleyen İhsan Özgür Çevik'in intihar edeceğini düşünerek polis ve itfaiyeden yardım istedi. Olay yerine gelen Bursa Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı'na bağlı kurtarma ekibi, apartmanın önüne şişme brandayı açtığı esnada Çevik kendisini boşluğa bıraktı. Apartmanın girişindeki beton korkuluğa düşen Çevik, olay yerinde hayatını kaybetti.
Polis ekipleri olayla ilgili soruşturma başlatırken, İhsan Özgür Çevik'in evini havaya uçurduktan sonra yanık tedavisini tamamlayıp taburcu olduğu ve 1 yıldır da psikolojik tedavi gördüğü öğrenildi. Cumhuriyet Savcısı'nın talimatıyla ceset Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Morgu'na kaldırıldı.
gencavukatlar net
DHA- Mehmet YİRUN/ ÇORLU
Tekirdağ 'ın Çorlu İlçesi'ndeki evinin önüne otomobilini park eden 29 yaşındaki avukat Umut Sönmez, kimliği belirlenemeyen 3 kişinin sopalı saldırısıyla yaralandı.
Olay, dün gece Ali Paşa Mahallesi Belediye Konutları'nın bulunduğu bölgede meydana geldi. Tekirdağ Barosu'na kayıtlı avukat Umut Sönmez, evinin önüne otomobili park ettikten sonra yanına yaklaşan 3 kişinin saldırısına uğradı. Vücuduna aldığı sopa ve yumruk darbeleriyle kanlar içinde kalan avukatı, bölgeden geçen polisin çalan sireni kurtardı. Polis sirenini duyan 3 saldırgan kaçtı.
Çağrılan sağlık ekiplerinin yaptığı ilk müdahale ardından Çorlu Devlet Hastanesine kaldırılan Umut Sönmez tedavi altına alındı. Soruşturma sürüyor.
Hürriyet
Adana Barosu avukatlarından Kerim Şahin'in saldırıya uğraması ve Adana Baro Başkanının konuya ilişkin açıklaması aşağıdaki linktedir.
http://www.adanabarosu.org.tr/HaberOku.Asp?id=173
Ankara'nın Keçiören semtinde icra için gelen avukatı öldüren esnaf, daha sonra da intihar etti.
Sanatoryum Caddesi üzerinde bulunan bir pen bayine icra işlemleri için gelen avukat kurşunlarla karşılandı. İşyeri sahibi Yılmaz Ketenci(46), icra işlemine başlamak isteyen Ankara Barosu avukatlarından Cengiz Kaya(25) ile tartışmaya başladı. Avukattan malları almaması için ikna etmeye çalışırken tartışma kavgaya dönüştü.
Bu arada silahını çeken işyeri sahibi Ketenci, avukatı öldürdü. Daha sonra silahı kafasına dayayan Ketenci, çevredekilerin şaşkın bakışları arasında ateş ederek intihar etti. Emniyet yetkilileri olayla ilgili soruşturmanın devam ettiğini bildirdiler.
Mynet Haber
Kocaeli Barosu avukatlarından Yılmaz Keleş, 27 Mart 2007 günü kimliği belirsiz kişiler tarafından silahlı saldırıya uğramış ve ağır yaralanmıştır.
Meslektaşımıza acil şifalar dilerken; saldırıyı da nefretle kınıyoruz.
tüm hukukculara şifalar dilerim
Tersine bir haberi okumak zevkinden sizleri yoksun bıraktığım için özür dilerim. Yarınki gazetelerde " bürosunda kendisine hakaret ve ölümle tehdit eden borçluyu avukat hacamat etti" başlıklı bir haber çıkacaktı ancak ne yazık ki nasip olmadı, elimden aldılar. Üzgünüm:kızgın:
Bir meslektaşımız yıllar önce bürosunun önünde silahlı saldırıya uğramıştı. O da silahını çekip karşılık vermiş idi. Malesef saldırganlardan biri ölmüş idi. Sonrasında meslektaşımızın evi basılmış, ev ateş edilmesi üzerine babası da tüfeğini ateşlemiş bir saldırganı da öldürmüş idi... Uzun yargılamalarına ardından meslektaş beraat ederken baba ise ceza almıştı... Aklıma bu geldi şimdi... Ve o meslektaşımız hukuki netin buraya gelmesinde katkısı olan kişilerden biriydi... Şu anda aramızda yok ama görüyorsan, unutulmadın ozcanh....
Senin gibi birine de saldırılabiliyorsa bu ülke vatandaşının aklından zoru var derim sayın ÜSTADIM.
Siz bu ülkedeki vakur, saygıdeğer, kendini yetiştirmiş hukukçulardan birisiniz. Ama gelin görün ki kültürün değil, OY'un olduğu ülkeyi cahiller yönetir ve yönlendirirken daha çok canımız sıkılacağa benzer. Hukuk fakültelerinde sadece bize mi hukuki olun diye öğretecekler yoksa birileri insanımıza hukuka ve hukukçuya saygıyı öğretecek mi?
İşte hukuki netin bir misyonu da bu; cehaletten arındırma fonksiyonu... Ve demek hala öğrenmeyenler var...
Ve bir ek bilgi daha mazur görün lütfen: Yasalara göre Avukatlara yapılan saldırılar, aynen hakim ve savcılara yapılmış saldırı olarak nitelendirilir, ona göre koğuşturulur ve cezalandırılır !
Sayın admin'in verdiği örneğe göre, hukukçulara yapılan saldırıya karşılık vermek meşru müdafa sayıldığından, tüm avukatların anında cevap vererek kendilerine saldırmaya cürret edenlere gereken cezayı orada vermeleri gerektiğini düşünüyorum...
:(
Çareyi silah/ruhsat bulmakta arayan bir avukat yakınım şimdilerde tekerlekli sandelyeye mahkum! O haliyle bile çalışmasına devam ediyor, bir eşi ve iki çocuğu var çünkü... Her duyduğum olayda yüreğimdeki yaraya tuz ekilmiş oluyor, yüreğim yanıyor, içim acıyor... O sinsi kahpe kurşunlarla nasıl başa çıkabilirsiniz ki...
Korunmanın bir başka yolu olmalı, ama ne!...
Sayın Av.Fırat Bayındır, size yapmayın demeyceğim. Ama bazı insanların avukata, hakime, savcıya saldırıldığını duyunca "oh olsun dediklerini" biliyorum.
Bu hazımsız ve aciz insanları en azından isimleri ve varsa resimleri ile birlikte anasayfaya ekleyip, yüzlerine hep beraber tükürelim, rezil edelim.
Şu siteye günde on binlerce insan geliyor, tanısınlar hukuk tanımazları, hukuka ve hukukçuya saygı göstermeyenleri... Hukuka ve hukukçuya saygı göstermeyenin hiç kimseye saygı göstermeyeceğini de anlasınlar.
Sizden site yöneticisi olarak ricam, bundan sonra bu tip saldırıların forum köşelerinde kalmaması, tam tersine anasayfada teşhir edilmesidir. Tazminat mı ödemeniz gerekecek? Gerekirse hepsini ben ödeyeceğim. Ama artık yeter. Onlar bu forum sayesinde zarar verdikleri avukatların ve hukukçuların çetelesini tutacağına, biz bu rezillerin çetelesini tutalım!
Hangisi doğru bilemiyorum. Siz şimdi korunma amaçlı silah alsanız bu sefer de elinizin altında böyle bir alet bulunduğunda belki de siz zor durumda kalacaksınız. İnsanın kendisini korumak için aldığı bu alet öyle bir an gelecek belki de size zarar verecek.
Öte yandan sizlere yönelik saldırılar da söz konusu. Şimdi herkes kendini korumak için silahlansa (Amerika Birleşik Devletlerinde öyledir mesela) bu sefer de şiddet daha beter yaygınlaşacak! Peki kurban mı olmalıyız diyeceğiz? Hayır..Buna şiddete şiddetle karşılık vermeyecek şekilde çüzümler üretilmeli.
Bürosunda yalnız başına çalışanların uğradığı (sadece avukatlar için değil, başka bu şekilde çalışan meslekler için de geçerli) ya da okulda öğrencisinin saldırısına uğrayan, yolda evine giderken çevirilip darp ve gasp edilen, sadece görevini yaptığı için saldırıya uğrayan pek çok insan var. Şimdi diyelim ki hepimiz silahlandık o zaman durumu eşitledik. Bir sonraki aşama ne olacak o zaman..? Daha ağır silahlar mı alacağız kendimizi silahlı birinden korumak için..?Atış poligonlarına kayıt mı yaptıracağız daha isabetli ateş edebilmek için??
Hayır bence bu yaklaşım doğru değil.. Daha farklı çözümleri olmalı bunun..
Sayın akademiksultan, halihazırda başka bir yol şu an için bulunmamaktadır. Beklediğiniz çare, "avukatın, asilin temsilcisi olduğu, müvekkilinin adına hareket ettiği, müvekkilinin hak ve menfaatlari doğrultusunda işlem yaptığı" bilgi ve bilincine ulaşılmasıyla kendiliğinden gerçekleşmiş olacaktır ki "yaz gelince yonca yenecek" demektir.
Bu ülkede yaptıkları yanına kâr kalan insanların sayısı arttıkça özsavunma kaçınılmaz olur.Acı ama böyle bu iş.
Söylediklerinize katılıyorum Sayın Bayındır. Ancak bizi diğerlerinden farklı kılanı kaybedersek o zaman ne olacak sorusu beynimi tırmalıyor.
İnsanın doğuştan kendini savunacak niteliklerle yaratılması elbette tesadüfi olamaz ve tehlike karşısında verdiğimiz tepkiler bunun ispatıdır. Çözümler yine de hukuk içinde üretilmelidir. Herkes kendi adaletini kendisi gerçekleştirmeye çalışırsa halimiz ne olur sonra? Bu buna benziyor işte.
Ben her koşulda şiddet karşıtıyım. Bireysel Silahlanmanın bela getireceğine inanıyorum. Hukuk, sadece konulmuş kuralları uygulamak olmamalı, hukukçuların misyonu bana göre bu kuralları geliştirmek ve günün koşullarına göre düzenlenmesi yönünde görüşler üretmek olmalı diye düşünüyorum.
Bugün sadece siz hukukçular değil, toplumun her katmanında şiddet giderek yaygınlaşıyor ve suç oranlarında artış söz konusudur. bunun sorumluları sosyal devlet politikalarından taviz vererek kapitalist bir düzeni yerleştirmeye çalışan devlet politikalarıdır. çok uzağa gittim farkındayım. ancak sorunun köküne inmediğimiz sürece bu bataklık kurumaz..
Zorda kalınırsa elbet kendimizi korumamız şarttır ama bunun için silah kullanmak yerine uzak doğu savunma tekniklerini silaha tercih ederim ben yine.. :)
konu ciddi farkındayım ama , her konuya esprili bir bakış atmadan yapamıyorum. lütfen ciddiyetsizlik olarak algılamayın..
saygılar..
Yaş geldi 52' ye. Bu saatten sonra kung-fu öğrenmeye kalkarsam sağlam kemiğim kalmaz heralde:o En pratik çözüm yolu bu, yani işaret parmağı kaslarını çalıştırmak.:)Alıntı:
Zorda kalınırsa elbet kendimizi korumamız şarttır ama bunun için silah kullanmak yerine uzak doğu savunma tekniklerini silaha tercih ederim ben yine.. :)
Biz hukukçuların içinde bulunduğu ortam sanıldığından ve medya'ya yansıdığı/yansıtıldığından çok daha vahim Akademik Sultan.Bu yansıyanlar sadece sizin bildikleriniz.Ama biz gerek duruşmalarda,gerekse haciz, keşif gibi hukuki görevimizi icra ettiğimiz her alanda sözlü veya fiili saldırılara uğruyoruz.Ben de bu saldırılara uğradım.-Tehdit ve hakaret babında-
Avukata hakaret konulu bir ceza davası açarak sanıklardan şikayetçi oldum.Sonuç ne mi oldu; Duruşma sırasında şahsıma hakim huzurunda hakaret edilldiği ve bu fiil tutanağa geçtiği halde sanık; Avukata hakaret'ten değil, Alelade hakaret suçu işlemekten ceza aldı ve cezası ertelendi.Sayın Admin de avukata hakaret fiilinin;"Yasalara göre Avukatlara yapılan saldırılar, aynen hakim ve savcılara yapılmış saldırı olarak nitelendirilir, ona göre koğuşturulur ve cezalandırılır !"ne şeklide yargılanacağını anlatmış zaten.
Uzakdoğu savunma sporları ile size yöneltilen saldırıyı bertaraf etmeniz çok güçtür.Uzaktan size namluyu yöneltmiş bir kişiye karşı bu durumda nasıl kendinizi savunacaksınız? Silahların eşitsizliği ni yaratmıyor mu bu durum.
Silah almak hukukçular için elzem haline geldi.Silah kullanmak tabi ki hoş bir şey değil.Ama kutsal bir mesleği, hukuku icra ederken saldırgana karşı savunmasız kalmak da hoş değil doğrusu.
Farkındayım Ferda Hanım. Ne kadar zorluk yaşadığınızı ve müvekkilinize duyulan olumsuz duyguların size yöneltildiğinin de farkındayım aslında. Bundan dolayı da bu düşüncemde çok da ısrarlı olamadığımı farketmiş olmalısınız. Şiddet karşıtı olmak demek kurban olalım anlamında algılanmamalı elbette ve çözümün yine hukuken üretilmesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak isterim.
Ancak bireysel silahlanmanın savunulamayacağının da lütfen siz farkında olunuz. Yapılan istatistiki çalışmalar gösteriyor ki bireysel silahlanma giderek artıyor ve bu konuda yine yapılan araştırma sonuçları şiddeti körüklediğini de ortaya koymaktayken kendimizi savunmak için dahi olsa ( ki silahlanmada birincil gerekçe olarak bu gösteriliyor kayıtlarda) bunun çözüm olarak gösterilmesi üstü örtülü de olsa "benim güvenliğimi ancak ben silahlanarak sağlayabilirim" bakış açısının yayılması anlamına geliyor. Bu çok tehlikeli bir düşünce tarzıdır.
Bu tartışmalar bana bireysel silahlanma konusunda da bir forum açma fikri verdi. Dilerseniz bu konudaki bilgilendirmeleri oraya aktarayım ve sadece hukukçularımızı değil kitle olarak hepimizi ilgilendiren bir konuyu orada da tartışalım..
Saygılar.
Not: Ferda Hanım her daim bir hukukcafeci olarak:) siz ne derseniz kabülümdür , böyle biline:)))
Uğur Mumcu ile ilgili konu başlığı neden bizim yetki alanımızda yazamayacağımız olan bölüme taşındı?
Uğur Mumcu sadece sizin mi arkadaşlar???
İstanbul Barosu avukatlarından Erkan Sabri Ünüvar, evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda yaralandı.
Alınan bilgiye göre, işe gitmek üzere çıkan Ünüvar'a, kimliği henüz belirlenemeyen bir kişi tarafından silahla ateş açıldı.
Sol diz kapağına isabet eden kurşunla yaralanan Ünüvar, Büyükçekmece'de özel bir hastaneye kaldırıldı. Ünüvar'ın, bacağı alçıya alındıktan sonra taburcu edildiği bildirildi.
Olayla ilgili jandarmaya ifade veren Ünüvar'ın, geçen ay baktığı bir tahliye davasının ardından müvekkilinin silahla yaralandığını ve saldırının aynı kişiler tarafından yapılmış olabileceğini söylediği öğrenildi.
Olaydan sonra kaçan zanlının yakalanması için çalışma başlatıldı.
-İSTANBUL BAROSUNDAN KINAMA-
Öte yandan, İstanbul Barosu, yazılı açıklama yaparak saldırıyı kınadı. Açıklamada, saldırının, avukatlık görevinin ifa edilmesinden dolayı yapıldığı belirtilerek, ''Meslektaşımıza yapılan bu saldırıyı nefretle kınıyoruz'' denildi.
Bu saldırının, meslektaşlarının şahsında hukuk devletine karşı yapılmış bir saldırı niteliğinde olduğu kaydedilen açıklamada, ''Savunma öylesine kutsaldır ve avukatlar bu konuda öylesine inançlı bir mücadelenin temsilcileridir ki, şimdi meslektaşımıza yapılan bu saldırının failleri yakalanırsa, onu da bir başka meslektaşımız savunacaktır'' ifadelerine yer verildi.
Zaman
Kendilerine acil şifalar diliyoruz!
Avukat Erkan Sabri Ünüvar'a
geçmiş olsun diyorum.
Arkasında olduğunu bilmesini istiyorum
YİNE ÖLÜM
YİNE BİR AVUKAT
Muğlalı genç avukat piknikte öldürüldü
2 çocuk babası Bekir Aydemir, Köyceğiz'de sahilde dolaşırken Bursa'dan geldiği öne sürülen zanlı Z.Ç. tarafından başından vuruldu, olay yerinde can verdi
OSMAN AKÇA (MUĞLA)
http://www.yeniasir.com.tr/images_ha.../11/02/uc1.jpg
Muğla'nın Ortaca ilçesinde Muğla Barosu'na kayıtlı avukat Bekir Aydemir, başından tek kurşunla vurularak öldürüldü. Genç avukatın katil zanlısı Z.Ç, olayın ardından emniyet yetkililerine teslim oldu. Ortaca'da avukatlık yapan 33 yaşındaki Bekir Aydemir, dün 8 yaşındaki oğlu Zafer'in okuduğu Özel Meltem İlköğretim Okulu'nun Köyceğiz'de düzenlediği pikniğe katıldı.
TAKİP EDİLDİ
Piknikten bir ara tek başına ayrılıp sahile inen genç avukat, kendisini takip eden Bursa nüfusuna kayıtlı Z.Ç. isimli kişi tarafından arkasından bir el ateş edilerek vuruldu. Başından vurulan avukat Bekir Aydemir, olay yerinde hayatını kaybederken, Cumhuriyet Savcılığı cinayetle ilgili soruşturma başlattı. Aydemir'in cesedi Köyceğiz Devlet Hastanesi morguna kaldırıldı. Katil zanlısı Z.Ç'nin olaydan sonra ellerini yıkadığı, çay içtiği, daha sonra da polise teslim olduğu belirtildi.
BELLİ DEĞİL
Katil zanlısı 34 yaşındaki Z.Ç'nin avukat Bekir Aydemir'i öldürmek için Bursa'dan özel olarak geldiği öne sürüldü. Zanlının sabaha karşı 04.00 sıralarında otobüsle Köyceğiz'e geldiği, sahile yakın bir pansiyonda konakladığı belirtildi. Katil zanlısı konuşmazken, cinayetin nedeni öğrenilemedi. Suç aleti silah ise bulunamadı. Zanlının göle attığı sanılan silahı bulmak için Marmaris'ten su altı arama ekibi istendiği belirtildi. Avukatın eşi ve 2 çocuğu, güvenlik amacıyla bir süre Köyceğiz İlçe Emniyet Müdürlüğü'nde tutuldu.
BARO ŞOKTA
Muğla Barosu Başkanı Mustafa İlker Gürkan, olay sonrası yaptığı açıklamada, "Şu anda şoktayım. Baromuzun en sessiz ve sakin üyelerinden birisiydi. Kimseyle bir alıp veremediği olduğunu sanmıyorum. Herkesle iyi geçinen sevdiğimiz bir arkadaşımızdı. Köyceğiz Cumhuriyet Başsavcılığımız olayla ilgili olarak soruşturmayı sürdürüyor. Zanlı, arkadan bir el ateş etmiş. Daha sonra ellerini yıkayarak çay içmiş ve ardından teslim olmuş" şeklinde konuştu.
MESLEKTAŞIMIZA ALLAH' TAN RAHMET DİLİYORUZ.
MUĞLA BAROSU BAŞKANLIĞIBASIN AÇIKLAMASI
03.11.2008Bekir AYDEMİR Baromuzun 661 sicil numaralı üyesi. Alçakça ve Zalimce bir saldırı sonucu öldürüldü. Derin acılar içindeyiz.
Arkadaşımız Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesinden 15.10.1998 de mezun oldu ve 26.11.1999 tarihinde Baromuz levhasına kaydoldu. Ortaca ilçemizde görev yapıyordu.
Sevgili Bekir’i, Baromuzun “güler yüzlü çocuğunu” yitirdik.. Daha doğrusu elimizden aldılar. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine ve hukuk dünyamıza başsağlığı diliyoruz.
Bu saldırı; mesleki faaliyetleri nedeniyle avukatlara yapılan ne ilk saldırıdır ne de son olacağa benzemektedir. Hepsini lanetle kınıyoruz. Ancak bilinmelidir ki; Avukatlar savunma mesleğini sürdürmeye devam edeceklerdir.
Serbest Piyasa ekonomisi denen vahşi düzendir asıl sorumlu olan. İnsanlara aklını yitirten, kötü niyetlilerin önünü açan, adeta “taşları bağlayıp köpekleri serbest bırakan” bir ahlaki çöküntü yaşıyoruz. Bütün değerlerimiz derin bir erozyon yaşıyor.
Bu orman düzenine karşı sabırla, hukuka bağlılıktan bir an bile ayrılmadan toplumu ayakta tutmaya çalışan kurumların başında Yargı geliyor. Yargı ise Cumhuriyet tarihinin en ağır saldırıları, baskıları altında.
Yargının Savunma ayağı ise bu saldırılardan en büyük payı alıyor. Daha ötesi Avukatlar suç’un ya konusu yada mağduru oluyorlar.
Boşanma davası; adliyede avukat saldırıya uğruyor. Borcunu ödemiyor; hacizde avukata saldırıyor. Ceza alıyor; Sanık yakınları “katılan”ın avukatına saldırıyor..
Bu yapılanlar kimsenin yanına kar bırakılmayacaktır. “Adaletin değirmeni ağır işler ama tane bırakmaz”… Herkesin avukata ihtiyacı olur. Bunu görmek istemeyenlere … Gösterilecektir.. Bu böylece bilinsin.
Saygı ile duyurulur.
Muğla Barosu Başkanı
Av.Mustafa İlker Gürkan
Allah rahmet eylesin...
Kederli ailesinin arkadaşlarının ve tüm hukuk camiasının üzüntüsünü paylaşıyor ve sabırlar diliyorum.
Bir daha böyle acıların yaşanması dileğiyle...