Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Ah be tepkili amca ;
Sana kızsam mı bravomu desam anlayamadım işte şimdi... Bravo diyeceğim dediklerin komple doğru az bile... Kızacağım jeton yeni mi düştü diye ? Hoş jeton düşse ne olacak ? Ankasörlü telefonlarda jetonlu olan kalmadıki... Hepsi değiştirildi çağ atlattı hükümet jetonlular ise bir depoda çürüyor jeton düşsede hat yok...
Bu arada çağ atlattı bu hükümet dedimde aklıma geldi.Telefon konusunda cidden çağ atladık. Ama seksek usulümü yana mı öteyemi beriye mi pek belli değil. İleriye doğrunun görünümü yanında geriye doğru olduğunun ciddi belirtileri seksek usulü olduğunu betimleyen çalışanları ne araan var.
Uyduruk kaydırık bir sürü kart satıyorlar çağ atlayan telefon dünyamızda büfeler. Amma bazı kartlar ankasörlü telefonlarda çalışmıyor :) onlar özel telefonlarda özel yerdeymiş ' bre aman neden verdin o halde bu zıkkımı bana?' dediğinde aval aval bakan büfeci kullanıma açıldığından kartı alamayacağını söyleyince nerede işe yarayacağını bilmediğiniz bir telefon kartınız olur. Anlarsınız ki siz çağ dışı kalmışsınızdır. Çağı yakalasan anlasan o kartı sokacak yeri bilir öküzün trene baktığı gibi karta bakmazsın.
Sonunda sen çağı yakalayamasanda çağ seni yakalar ve doğru karta kavuşursun. Ankasörlü bir telefon bulup kartı takarsın amma oda ne. Çağ atlayan telekominikasyon müdürlüğünün telefonu digital olarak size ' bu telefon arızalıdır lütfen 122 nolu arza SERVİSİMİZE sağ üst köşedeki telefon kodunu ÜCRETSİZ söyleyebilirsiniz'' yazısını okursunuz. Digital yazıda harikadır ha , akıyordur ekrandan. çağın son harikası kayan yazı. Kıvanç duyarsın ülkenle bu çağda ücretsiz iş yaptıklarından dolayı. Çağıma bir destekte benden der çevirirsin 122 yi...
'' Ne var...'' diyen uygar ses sizi kendinize getirir ' pardon abi yanlış aradım'' demek istersiniz ama çok geçtir uygarlığa yakalanmışsındır. O garip numarayı söylersiniz adama çalışmıyor diye o ara uygarlığın bir şoku çarpar sizi başka yere çalışmayan telefon 122 ye çalışıyordur. Gözleriniz dolar uygarlıktan ne başarı dersiniz gerçi hala aramanız gereken yere ulaşamamışsınızdır amma olsun '' Lan Cemal *** no için gene arıza veriyorlar bakmadın mı?'' sesi kulağınızda çınlar gururlanırsınız demekki sorumlu vatandaşlar var ülkemde ki bildirmişler dersiniz. Bu arada sorumsuz memurun adınında Cemal olduğunu öğrenmiş olursunuz. Ötelerden bir ses gelir...'' ........ telefonu nerdeymiş sor herife....'' Nokta nokta olan yerleri yazmaya terbiyem ve site kuralları müsait değil.
Anlarsınız ki Memur Cemal hem sorumsuz hem sapık. Milli servet sayılabilecek ankasörlü telefonla cinsel tatmin olma yollarını söylüyor her ne kadar detay duyamasanızda mesai arkadaşlarına anlattığını bilirsiniz... Bu arada ''herif' in kendiniz olduğunu uyanırsınız gözleriniz yaşarır çağ atlamış ülkemdeki bu kibarlık beni öldürecek diye... O ara kulağınıza ses gelir '' o telefon nerede?'' Çağdaşlık bu olsa gerek dersiniz içinizden ankasörlü telefonların üzerine kod numaraları yazılıyor amma nerede olduğu kimseye söylenmiyor. Çünkü kodu yazan ayrı bir çağdaş arıza servisi ayrı çağdaş. Bu kadar çağdaşlıkta fazla tabiii ayrı ayrı durmalarında yarar var. Kadıköy ün göbeğindeki PTT nin dibindeki telefonun yerini adama anlatana kadar çatlarsınız sonunda pek te emin olmadan ama vatandaşlık görevini yapmış olma bilincinde çağdaş bir birey olarak 45 dakika sonra telefonu kapatırsınız... Hala aradığınız yerle konuşamamışsınızdır.
Cep telefonun varken neden böyle bir maceraya girdiğinizide anlamadan dalgın dalgın yürürsünüz. Taki bir diğer arızalı ankasör bulana ve aynı olayı sil baştan yaşayana kadar.
Bunu neden anlattım hiç bir fikrim yok. İçimden geldi Çağdaşlığı paylaşmak istedim. Kendime gelincede ( İçimde olduğumdan kendime gelmem lazım ) asıl yazmak istediğimi yazarım.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
E pes doğrusu. Namkörlüğün de bu kadarı fazla yani. Daha ne istiyorsunuz anlayamıyorum. Adamlar ağızları ile kuş tutsalar yaranamayacaklar. Bin çeşit takıyye yaptılar anlamadınız. Resmen sosyal refah patlaması yaşıyoruz ,gözardı ediyorsunuz. Yalan mı? Açın sabahları televizyonunuzu bakın. Kimin eli kimin şeyindeden başka sorun var mı? Ekonomi deseniz mükemmel. Geçenlerde Mülayim Abiye sordum, abi işler nasıl diye, (kendisi şerefli bir altın kaçakçısıdır) süper yeğenim, bu adamlar geldiklerinden beri işler tavan yaptı dedi.
Adamlar size yaranabilmek için İstiklal Marşı'nı bile söylediler. (gerçi yanlış söylediler ama ossun, niyet önemli. Ayrıca hayatları boyunca antremansız olduklarını da unutmamak lazım.)
Başefendi her fırsatta çocuklara şeker, çikolata, oyuncak dağıtmıyor mu?
Hasetten, sloganlarını bile saptırmaya çalışıyorsunuz.
2 MİLYONA İŞ : Aynen doğrudur. Bastır bakalım 2 milyon YTL'yi de gör işin alasını kapıyormusun, kapmıyormusun.
1 MİLYONA EĞİTİM : Evet ne var bunda. Bastır 1 milyon YTL yi sana doktor diploması bile verirler.
Daha çok yazarım ama sinirim bozuldu. Taippppp.... Taippppp...
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Seçime üç buçuk kala bol keseden dağitmaya başladılar batan geminin mallarını dağıtıyorlar sanki düne kadar karsı geldikleri ne varsa yapıyorlar
çifçiye borçlarını ertele sıfır kıredi ver kanser ilaçlarını ödemezken simdi ilaç alımını kolaylastır 4 sene bizi özel hastanelere söğüslet simdi her yer herkese serbest de kdv indirimi yap sağlık raporlarını 2 seneye çıkart
bankaların verdiği puromosyoları 4 sene kullan seçime giderken yasa çıkar
benim bulabildiklerim bu kadar yersen
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Paketler, torbalar çuvallar...
SEÇİM yaklaştıkça insancıl AKP’nin beş yıl boyunca silindir gibi ezdiği kesimlere insancıl yardımları hızla büyüyor. Özellikle AKP’li belediyeler ve devletin kurduğu vakıflar eliyle ahaliye paket, torba, çuval dağıtımı olanca hızıyla sürüyor. Okuyucum Ankara’dan yazıyor:
"Sevgili abi, karı koca çalışıyoruz. Sadakaya muhtaç değiliz. Geçen gün eve geldiğimde, büyük bir koli buldum. Üzerinde belediye arması. Açtığımda içinden çıkanlar: Deterjan, sabun, pirinç, nohut, bulgur, kuru fasulye, salça, reçel, tuz, kesme şeker, çay, yağ. Evde dört kişiyiz, bize 15 gün yeter! Koliyi evde bulunan yeğenime bırakmışlar, ’Seçimde bizi unutmayın’ diye bir de rica etmişler. Apartman komşularımıza sordum. Onlara da bırakılmış. İşin matrağı, bizim ev sahibi sekiz dairelik apartmanda dört daire sahibi, varlıklı biri. Ona da vermişler. Bunların parası aslında vatandaşın cebinden çıkıyor. Koca koca paketleri özellikle bizim semtlerde her eve bırakıyorlar. Ayvalık’ta yeğenim var, onlara da iki torbada 500 kilo kömür getirmişler. Karakoldaki polis arkadaşlarla konuşurken öğrendim. Onların mahallede bizim koliye ek olarak birer çuval soğan ve patates dağıtımı yapmışlar. Sizin yazdığınız gibi tam bir sadaka ekonomisi. Böyle bir rezilliği, böyle bir hortumu bugüne kadar görmek nasip olmamıştı, şimdi oluyor. Siz paketleri alın ama oyunuzu bildiğiniz gibi kullanın demiştiniz, biz de aynen öyle yapacağız. Merakım, bu değirmenin suyu nereden geliyor? Trilyonları babalarının cebinden mi karşılıyorlar? Saygılarımla."
* * *
İş iyice çığırından çıktı. Bir yanda ahaliye koliler, çuvallar, torbalar dağıtılıyor. Öte yanda ise beyefendiler, altlarında devletin uçağı, helikopteri, kırmızı plakalı makam araçları, TOKİ mitinglerinde, yani devlet parasıyla miting meydanlarında. Her yerde düzmece açılışlar yapılıyor. "Başbakan dün falanca ilimizde 340 yeni tesisi ve altyapı yatırımını hizmete açtı!.." Atma Recep, din kardeşiyiz.Düzmece açılışı yapılan yerler yıllardır hizmette. Hastanelerde binlerce ameliyat yapılmış, okullarda çocuklar kaç yıldır diploma almış! Bunların açılışı yapılıyor!
Başbakan miting meydanlarında ve her yerde, nereye giderse gitsin, otobüsünde ve kendisini izleyen devlet araçlarında götürdüğü oyuncakları çocuklara dağıtıyor. Çocukları çok severmiş!.. Küçücük çocuklar oyuncaklara saldırıyor, ucuz Çin malı plastik nesneler kapış kapış gidiyor.
Oy kepçelemek için küçük yavruları ve onların üzerinden anne babalarını bile kullanmaktan sıkılmıyorlar.
* * *
Şimdi yeni bir uygulama başlattılar... Çünkü korku dağları bürüdü. Bazı kamu kuruluşlarında, hatta özel sektörde patron, şef ve müdür düzeyindeki kişiler personeli çağırıyor. Lafa dostça girdikten sonra şöyle deniliyor:
"Oy verme yerine girdiğinde evet damgasını AKP’ye bastığının fotoğrafını cep telefonunla bir çekiver, biz de görelim."
Devlet ve kendi atadıkları kadrolar, özellikle büyükşehir belediyeleri ile bunlara bağlı belediye şirketleri, şimdi AKP kurtulsun diye trilyonlar harcıyor. Baskılar inanılmaz boyutta. Düşünün ki Ankara’da Bayındırlık Bakanlığı, İstanbul’da Milli Eğitim Müdürlüğü’nde olduğu gibi cep telefonuyla çekilen fotoğraf bile isteniyor.
* * *
Bütün bunlar, avanta dağıtımı, baskılar, şantajlar, kibar ricalar niçin yapılıyor?.. Çünkü iktidar partisi, gerçekleri gördü.
MHP gümbür gümbür geliyor. CHP zaten geliyor.
İlk girişte Meclis’te en az üç parti olacak. Yeniden bir AKP iktidarı ciddi tehlikede.
Bu yolsuzlukların, devlet ve millet parasını yağmalamanın, peşkeşin, siyasal amaçla kullanmanın hesabının sorulacağını, iktidar partisi artık iyi biliyor.
Şimdi bütün umutları şu: "Biz kaç milyon aileye beleş kömür, beleş gıda paketi dağıtırsak, bu sadaka ekonomisi ile kaç milyon oy apartırız!"
Dikkat ediniz, bu dağıtım önümüzdeki 2l Temmuz günü bitecek. Sonra ak koyun kara koyun belli olacak. Takke düşecek, kel görünecek.
Alın paketinizi, oyunuzu bildiğiniz gibi kullanın.
Transfer çalışmaları
CİDDİYETSİZLİK o boyuta vardı ki, hayatında Eskişehir’de bir gününü geçirmemiş olan Maliye Bakanı Kemal Unakıtan, şimdi oradan aday gösterilince Eskişehir’de "şirinlik gösterileri" yapmaya başladı.Eskişehir’den Halkbank’a emir veriyor: "Buradaki esnafın borcunu erteleyin, yeniden kredi verin."
Spor yaşamını ne yazık ki sona erdiren futbolcu Sergen, Eskişehirspor’a transfer oldu. Bu yaşından sonra Eskişehirsporlu olmaya soyunan Unakıtan imza töreninde, el kol sallıyor!Diyarbakır milletvekili, Tarım Bakanı Mehdi Eker, Diyarbakır’da dört bin kişilik Metina aşiretini AKP’ye transfer etti. Tören düzenlendi, orada nutuk bile attı!Helal olsun!
Paketler, torbalar, çuvallar, futbolcu ve aşiret transferleri... Türkiye çapında bir kara mizah yaşıyoruz, bildiğiniz gibi değil. Allah kurtarsın.
Emin Çölaşan
Hürriyet
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Paketler, torbalar çuvallar...
Eskiden Refah/Fazilet Partisi dağıtırdı? Şimdi AKP mi dağıtıyor? Saadet Partisi erzak/kömür dağıtmayı bıraktı mı?
Necmettin ve Recai amcamları Kanalturk'te gördüm. 1 nisan mı diye takvime baktım. Bu bir şaka mı yoksa?
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
Necmettin ve Recai amcamları Kanalturk'te gördüm. 1 nisan mı diye takvime baktım. Bu bir şaka mı yoksa?
Demek ki kanaltürk, CHP'nin kanalı değilmiş... Aynı kanaltürk, AKP milletvekillerini/adaylarını da programlarına davet ediyor ama nedense katılan olmuyor... AKP'liler kanalda yer almayınca da ne hikmetse kanal, CHP'nin kanalı oluveriyor...
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
İsterse AKP çıksın takiyye yapıyoruz desin, bütün yaptıklarımız seçim yatırımı desin farkeden birşey olmaz olaylara at gözlüğüyle koşullanmış şekilde bakan bu büyük kitleler mevcut oldukça. Vatandaşa 4 ytl fındık fiyatını çok gören zihniyet bugün seçim yatırımı olarak 5.15 verdiğinde ( hatta rekoltede düşüş olduğundan geçen seneki fiyattan bir farkı yok) göklere çıkarılıyor. Ücretsiz hasta baktığı için doktorlar soruşturmaya uğrarken seçime iki gün kala güya sağlık ocakları ücretsiz yapılıyor. Kimse de çıkıp sormuyor, marifet ücretsiz olan birşeyi ücretli yapıp tekrar ücretsiz mi yapmaktır. Bu ahlakdışı seçim kampanyasının bir ayağı da Kayseri'deydi. Kocatepe Camii müzezzinleri ne hikmetse AKP mitinginden bir gün önce Kayseri'ye geliyorlar ve yatsı ezanını iki defa okuyorlar. İşte dinin siyasete alet edilmesinin çarpıcı bir örneği ama birşey değişmeyecek yine gidip o koşullanmışlıklarla AKP'ye oy vereceğiz.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Demek ki kanaltürk, CHP'nin kanalı değilmiş... Aynı kanaltürk, AKP milletvekillerini/adaylarını da programlarına davet ediyor ama nedense katılan olmuyor... AKP'liler kanalda yer almayınca da ne hikmetse kanal, CHP'nin kanalı oluveriyor...
Ben "Kanalturk CHP'nin kanalı" demiş olsam bu savunmanızı anlayabilirdim.
Kanalturk CHP'nin kanalı olabilir, belli bir ideolojinin kanalı olabilir, bunda hiçbir sorun yok. Kendi görüşünden kişileri ekrana çıkarabilir. Buraya kadar herşey normal.
Ama Kanalturk'ün, Saadet Partilileri bir tarafsız yayın anlayışıyla çıkardığına inanacak kadar saf birileri var mıdır, bilemiyorum.
"düşmanımın düşmanı dostumdur" mantığı bana tutarsız geliyor, yanlış geliyor.
Aynı bugün Can Ataklı'nın yazısında "AKP %40 oy alsa da 276'yı bulamayabilir. CHP nasıl olsa barajı geçti. MHP-DP-GP'den hangisi size yakınsa oylarınızı ona verin. Meclise 4-5 parti sokarsak AKP %40'la bile iktidar olamaz." dediği gibi.
Ben partimi iktidar yapmak için oy veririm. Başkasının iktidarını engellemek için değil.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Ah benim memleketim cahil ve saf halkım köyüm'de yaşlı teyzeye sormuşlar kime oy vercekşin diye coçuğum müslüman adam hemde dindar yağ veriyor un veriyor LAMBA'ya vericem !
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Sayın macera siz de kanaltürkün yaptığını yapıyorsunuz o zaman,keşke chp tek başına gelse ya da dpyle iktidar kursa demişsiniz başka bir konuda,burda tam bir zıt tutum içindesiniz düşmanımın düşmanı dostumdur deyimini kullanarak,hem chp diyosunuz hem de kanaltürk chpye haksız oy kazandırıyo diyosunuz,ya da akpnin oylarını düşürüyor,dp büyük ihtimalle barajı geçemeyecek acaba oy vereceğeniz parti olarak geriye ne kaldı.Siz de chpnin oylarını düşürme gayretindesiniz ve oyunuzun nereye gittiği de gayet açık Ahmet çakarın bi deyimi var ya onu yapıyosunuz liderinizin her zaman yaptığı gibi.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
Ben "Kanalturk CHP'nin kanalı" demiş olsam bu savunmanızı anlayabilirdim.
Kanalturk CHP'nin kanalı olabilir, belli bir ideolojinin kanalı olabilir, bunda hiçbir sorun yok. Kendi görüşünden kişileri ekrana çıkarabilir. Buraya kadar herşey normal.
Sayın ma_cera,
İlk olarak, iletim size hitaben yazılmamıştır, bu tip iddialarda bulunanlara yöneliktir, bu nedenle lütfen üzerinize alınmayınız. (Alıntıyı sizin iletinizden kopyalamış olmam bu sonucu doğurdu sanırım, bunun için kusura bakmayınız.)
Bana göre tv kanalı bir partiye ait ya da bir ideolojiyi benimsemiş olsa dahi, sadece kendi görüşünden olanları ekrana çıkarması doğru bir tutum değildir. Karşıt görüşler ve görüştekiler hakkında (Lehte ya da aleyhte) haber, program yapıp da bunlara cevap hakkı tanımamak hakkaniyete aykırıdır.
Alıntı:
Ama Kanalturk'ün, Saadet Partilileri bir tarafsız yayın anlayışıyla çıkardığına inanacak kadar saf birileri var mıdır, bilemiyorum.
Demek ki ben safım. Kaldı ki, dediğiniz gibi taraflı yayın anlayışı ile çıkarılmış olsa bile bu durum tüm partililere kendilerini ispat etme, kendi tabanlarından farklı (CHP'nin kanalı olarak düşünürsek) kitlelere hitap etme, kendilerine yönelik eleştirilere aynı platformda cevap verme şansı tanındığı için bence takdir edilmesi gereken bir tutumdur.
Alıntı:
"düşmanımın düşmanı dostumdur" mantığı bana tutarsız geliyor, yanlış geliyor.
Aynı bugün Can Ataklı'nın yazısında "AKP %40 oy alsa da 276'yı bulamayabilir. CHP nasıl olsa barajı geçti. MHP-DP-GP'den hangisi size yakınsa oylarınızı ona verin. Meclise 4-5 parti sokarsak AKP %40'la bile iktidar olamaz." dediği gibi.
Ben partimi iktidar yapmak için oy veririm. Başkasının iktidarını engellemek için değil.
Herkes istediğini söyleyebilir, herkes de herhangi bir saikle istediği partiye oy verebilir. Sizin son söyleminiz de muhalefet partilerinin oylarını bölmeye dolayısıyla AKP'ye yarayacak nitelikte. Siz dilediğinizi söyleyin ama başkası söyleyince tutarsızlık olsun, etiğe aykırı olsun öyle mi?
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
unbelievable rumuzlu üyeden alıntı
hem chp diyosunuz hem de kanaltürk chpye haksız oy kazandırıyo diyosunuz, ya da akpnin oylarını düşürüyor, dp büyük ihtimalle barajı geçemeyecek acaba oy vereceğeniz parti olarak geriye ne kaldı.Siz de chpnin oylarını düşürme gayretindesiniz ve oyunuzun nereye gittiği de gayet açık Ahmet çakarın bi deyimi var ya onu yapıyosunuz liderinizin her zaman yaptığı gibi.
Sayın unbelievable,
Ben hiçbir yerde Kanalturk CHP'ye haksız oy kazandırıyor iddiasında bulunmadım. Kanalturk'un AKP'nin oylarını düşürdüğünü de zannetmiyorum. AKP seçmeni ancak küfretmek için seyreder o kanalı. CHP keşke oy kazansa. CHP keşke iktidar olsa.
Anayasa mahkemesinin 367 kararını eleştirdim diye beni AKP'li yaptınız. Aynı DYP üyesi olduğunu açıklayan Av. Abbas Bilgili veya AKP ile alakası olmayan Av. Hanife Ebru Öztürk gibi.
Can Ataklı diğer partiler de barajı geçsin diye CHP'lileri kendine en yakın ikinci partiye oy vermeye davet ediyor. Ben bunu eleştiriyorum. CHP'liler CHP'ye vermeli diyorum. Siz de buradan yola çıkıp beni CHP'nin oylarını bölmekle suçluyorsunuz. Çok enteresan ki, Av. Dilek Kuzulu Yüksel ise asıl bunun AKP'ye yarayacağını söyleyerek beni eleştiriyor. Sayın Yüksel'in eleştirisi daha makul.
Merak ediyorsanız söyleyeyim, oyumu ya CHP'ye ya DP'ye vereceğim.
Deniz Baykal'a, Kanalturk'e, Mehmet Ağar'a ve Can Ataklı'ya rağmen.
İlkeli siyaset yapmak lazım. Demokrasi hepimize lazım. Bugün AKP'nin oy patlamasının iki sebebi vardır:
1. alternatifsizliği
2. çifte standartlardan dolayı mağduriyeti
Bugün CHP ve MHP halkın korkularına hitap ediyor. "Laiklik elden gidiyor." "Terör azıyor." söylemiyle oy toplamaya çalışıyor. Yanlış olan bu.
Sen ne vaad ediyorsun? Senin planın projen ne? Bunları ortaya koy ki halk sana oy versin.
AKP'nin iktidar olmasını istemiyorsak, başarısız olan muhalefeti eleştirmeli, onların kendine çeki düzen vermesini sağlamalıyız.
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Demek ki ben safım. Kaldı ki, dediğiniz gibi taraflı yayın anlayışı ile çıkarılmış olsa bile bu durum tüm partililere kendilerini ispat etme, kendi tabanlarından farklı (CHP'nin kanalı olarak düşünürsek) kitlelere hitap etme, kendilerine yönelik eleştirilere aynı platformda cevap verme şansı tanındığı için bence takdir edilmesi gereken bir tutumdur. Sizin son söyleminiz de muhalefet partilerinin oylarını bölmeye dolayısıyla AKP'ye yarayacak nitelikte. Siz dilediğinizi söyleyin ama başkası söyleyince tutarsızlık olsun, etiğe aykırı olsun öyle mi?
Saf olup olmadığınızı bilecek kadar zeki olduğunuzu düşünüyorum.
Elbette ki, cevap hakkı, kendini ifade hakkı vermek önemli.
Ama herhalde hiçbir kanalın yayınlamadığı Saadet Partisi kongresini de Kanalturk'ün yayınladığından haberiniz yok.
Benim söylemim, belki kısa vadede AKP'nin faydasına olacak. Ama uzun vadede Türkiye'nin ve ilkeli siyaset yapacak muhalefet partilerinin yararına olacak.
Ben diyorum ki, hangi parti siyasi görüşünüze en yakınsa ona oy verin.
CHP'ye oy verecekken gidip 3-4 yıl önce faşist dediğiniz MHP'ye oy vermeyin.
Partinizi siyasi görüşünüz açısından tutarlı olması için çalışın. Kendi kapınızın önünü süpürün ki, AKP en azından 22 temmuzdan sonraki seçimlerde oyların çoğunu süpürmesin.
AKP'yi büyüten Baykal'dır, muhalefetin basiretsizliğidir. Adam gibi bir iktidar alternatifi olsa AKP bir gün daha iktidarda kalamaz.
Bu seçim sonuçları belli. AKP ya 276'yı bulacak, ya da bağımsızlarla tamamlayacak. Meclise CHP+MHP'nin 276'yı bulması için toplam %44 oya
ihtiyacı var.
Bir sonraki seçimlere kadar en azından hatalardan ders alalım.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
http://www.haberturk.com/images/yazar/3.gifAtılgan Bayar
HabertürkANNENİ SEV, BABANI SEV, EŞİNİ SEV... OY VER....09.07.2007 14:35 Bu yeni moda. Etrafımda çok duyuyorum:
'Oyumu CHP'ye mecburen vereceğim, yoksa Deniz Baykal'ı hiç sevmiyorum.'
'Deniz Baykal olmasa, CHP tek başına iktidar olur.'
Neden, diye sorduğum zaman, doyurucu hiçbir yanıt alamadığımı ifade etmek zorundayım.
Deniz Baykal antipatisi, büyük ölçüde muhalifleri tarafından beslenen kişisel bir mitoloji.
Ama ilginç olan, insanların oy verme motivasyonlarını etkileyen 'sevgi-nefret' ilişkisi.
Türk Grup Psikolojisi'nin temel unsurlarından biri siyasi liderlerle, tarihi şahsiyetlerle, teknik adamlarla 'sevgi-nefret' ilişkisi kurma hevesi.
'Deniz Baykal'ı hiç sevmiyorum,' diyenlerde, sanki onunla bir Mavi Yolculuk tatiline çıkacakmış, flört edecekmiş, hatta neredeyse evlenecekmiş gibi bir zihniyet yapısı tezahür ediyor.
Oysa, oy verme motivasyonunda kişisel sempati/antipati ilişkisinden daha çok fikriyat ve bu fikriyatın tatbikatı ön palanda olmamalı mı?
Örneğin, hasta olduğunuzda doktorunuzu mesleğindeki uzmanlık ve başarısına göre mi seçiyorsunuz, yoksa kişisel sempatinize göre mi?
Siyasi mekanizmanın sevgi/sempati üzerine çalışması eğer doğru olsaydı, alıp Cem Yılmaz'ı Merkez Bankası Başkanı yapmamız gerekmez miydi?
Ama biz Türkler böyleyiz işte...
'Deniz Baykal'ı sevmiyorum...'
Yahu senden sevgi bekleyen yok ki, akıl bekleyen var.
Deniz Baykal'ı sevmesi gereken; eşi, çocukları, torunları, dostları, arkadaşları...
Senin fikirlerini ve projelereni değerlendirmen gerekiyor... Diyen yok...
Bu zihniyet dizgesi kırılmadığı sürece de, Türkiye'de siyasetin 'televole' düzeyinden 'içerik' düzeyine sıçrayabilmesinin imkanı yok.
E, güzel kardeşim, sen Deniz Baykal'ı sevmiyorsun da...
AKP iktidarına karşı direnç alanının merkezini o inşa ediyor...
Bu direnç merkezini, dış kaynaklı, doğan görünümlü şahin misali sol maskeli truva atlarına karşı onun inisiyatifi koruyor.
Senin sevip sevmemen ne ifade ediyor?
Artık hisli dünyaların sol seçmeni, liderle veya kadroyla 'samimiyet buhranı'na girme arzusundan kurtulup siyasi değerlendirme yapmaya başlasa memleket hakkında hayırlı olmaz mı, ne dersiniz?
Ey duygusal sol seçmen...
Sen Deniz Baykal'ı sevme! Anneni sev, babanı sev, eşini sev...
Kimi sevip, kime oy vereceğini karıştırma artık.
Deniz Baykal'a oy ver.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
Ama herhalde hiçbir kanalın yayınlamadığı Saadet Partisi kongresini de Kanalturk'ün yayınladığından haberiniz yok.
Haberim var, hatta izledim. Ama ben bunu sizin gibi "Düşmanımın düşmanı dostumdur" mantığı olarak algılamıyorum. Kongrenin sadece kanaltürk tarafından yayınlanmış olması, kanaltürk'ün kötü niyeti midir, yoksa yayınlamayan diğer kanalların mı? Saadet Partisi'nin kongresi, yayınlanmaması gereken bir haber midir ki (Demokrasiden bahsediyorsak tüm partilerin, herkesin kendini ifade edebilme özgürlüğüne ve bu özgürlüğü kısıtlamayanlara da saygı duymalıyız.) yayınlamayan diğer kanallar normal karşılanırken, yayınlayan kanaltürk'e şüphe ile bakılmaktadır? Burada kanaltürk'ün avukatlığını yapıyormuş gibi bir pozisyona girmek istemiyorum ama yorumda bulunurken bazı gerçekleri de göz ardı etmemeliyiz diye düşünüyorum. kanaltürk Cumhuriyet Mitinglerini yayınladı, abartıldı dediler, Saadet Partisi Kongresi'ni yayınladı kötü niyetli dediler. İyi de bu kanal hiç mi haber yapmayacak, hiç mi program yapmayacak? İzlediğim hemen her programda canlı yayında bile iktidar partisine davette bulunmalarına rağmen, davete icabet edilmiyorsa bu da mı kanaltürk'ün kötü niyetidir? Davete icabet edenleri tabiri caiz ise yiyecek mi bu insanlar? Eğer gerçekten kanaltürk eleştirilerinde haksız ise, taraflı ise, aynı platformda cevap vermeleri, eleştirilere açıklık getirmeleri daha makul ve mantıklı değil midir? Buna cesaret edemeyip, kanal taraflı o yüzden çıkmıyoruz programa diyorlarsa gocundukları bir şey var diye düşünmekten alamıyorum kendimi.
Her neyse, konu kanaltürk değildi ama nerden nereye, siyaset böyle bir şey olsa gerek...:)
Alıntı:
AKP'yi büyüten Baykal'dır, muhalefetin basiretsizliğidir. Adam gibi bir iktidar alternatifi olsa AKP bir gün daha iktidarda kalamaz.
Bu söyleme anlam veremiyorum, neden iktidar eleştirilmiyor da hep muhalefet partileri, üstelik bunlardan sadece CHP günah keçisi ilan ediliyor? AKP'nin tek başına iktidar olmasında muhalefet partilerinin büyük etkisi olduğunu, AKP'nin büyük oranda tepki oylarıyla tek başına iktidara geldiğini, bu tepkinin de muhalefet partilerine olduğunu hepimiz biliyoruz. Peki AKP, sadece CHP'nin oylarıyla mı geldi bu noktaya? Bence bu imkansız, AKP daha çok sağ görüşlü seçmenin tepki oylarını topladı, eski seçim sonuçlarına bakarsanız CHP'nin aldığı oy ortalamasının çok da değişmediğini fark edersiniz. Hal böyle iken, CHP'nin basiretsizliğinden bahsetmek ne kadar uygun olur? Bir de diğer muhalefet partilerinin almış olduğu oy oranlarına bakın, AKP'ye oyların hangi partilerden kaydığını anlayacaksınız. (Tarikatlerin, Kürt kökenli seçmen tabanının etkisini hatırlatmama dahi gerek yok sanırım.)
Şu noktada sizinle hemfikirim, AKP'nin karşısında maalesef ki dört dörtlük bir alternatif yok, her partinin ve parti liderlerinin eleştirilecek bir çok icraatini ve tutumunu sayabiliriz. Ancak şu da bir gerçek ki siyaset, hiçbir dönemde bu kadar kirlenmemiş, hiçbir dönemde bu kadar çirkin ve ucuz politika güdülmemiş, hiçbir dönemde milli ve vicdani değerler bu kadar istismar edilmemişti. Bunların da mı sorumlusu CHP ve Baykal ya da diğer muhalefet partileri?
Hırsızın hiç mi suçu yok?..
Alıntı:
Partinizi siyasi görüşünüz açısından tutarlı olması için çalışın. Kendi kapınızın önünü süpürün ki, AKP en azından 22 temmuzdan sonraki seçimlerde oyların çoğunu süpürmesin.
Gönül her zaman bundan yana, temiz ve ilkeli siyasetin gereği de budur zaten. Ancak şunu da unutmamalıyız, biz kendi kapımızın önünü süpürmekle meşgulken, hırsız evimize arka kapıdan yeniden girebilir... Kim bilir belki de hırsızın yaratmaya çalıştığı zemin de budur...
Alıntı:
Bir sonraki seçimlere kadar en azından hatalardan ders alalım.
Hepimizin temennisi bu.
Saygılarımla.
Re: Seçime Üç Buçuk Kala...
Alıntı:
AKP'yi büyüten Baykal'dır, muhalefetin basiretsizliğidir. Adam gibi bir iktidar alternatifi olsa AKP bir gün daha iktidarda kalamaz.
İşte bunu hiç anlayamıyorum. CHP'li olmadığım halde bu haksız,mesnetsiz ve artık kasıtlı olduğunu düşünmeye başladığım söylemin bizzat CHP'liler veya sol seçmenler tarafından sürekli gündeme getirilmesi çok anlamsız. Bundan rahatsızlık duyuluyorsa Partinin içine girilir fert olarak ne yapılabilecekse yapılır. Ama Partiye hiç bir katkı olmaksızın durmadan bu kabil söylemlerle bir liderin yıpratılmaya çalışılmasının çok da samimi ve dürüst bir eylem olmadığını düşünüyorum. Baykal'ı hizipçilikle suçlayabilirsiniz, yukarıda Atılgan Bayar'ın yazdığı gibi onu sevmeyebilirsiniz ama onu sevmemek aynı zamanda CHP'den vazgeçmek demekse bu çok kötü bir dezenformasyondur.
AKP' yi büyütenin CHP ve Baykal olduğunu hangi somut eylem ve söylemlere dayanarak söyleyebilirsiniz? AKP iktidarından önce iktidarda DSP-MHP-ANAP iktidarı yok muydu? O halde nasıl oluyor da AKP'yi büyüten Baykal olabiliyor?
Eğer bugünden söz ediyorsanız AKP' nin büyümediğini aksine seçimlerde hüsrana uğrayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok. Eğer iktidar partisi bir sonraki seçimde milletvekili sayısında azalma yaşarsa ki yaşayacağı muhakkak, Baykal'ın AKP' yi büyüttüğü söylenebilir mi? Bu insaf ve vicdan ölçüleriyle hiç bağdaşmayacak bir ifadedir.
Alıntı:
Bugün CHP ve MHP halkın korkularına hitap ediyor. "Laiklik elden gidiyor." "Terör azıyor." söylemiyle oy toplamaya çalışıyor.
Ne yazık ki bu söylem de 2. cumhuriyetçiler ve takunyalılar grubunun söylemi olmasına rağmen yine bazı sol seçmenler tarafından da dile getiriliyor. Bu bir korku mudur? Evet, bu benim için bir korkudur. Cumhuriyet rejimini önce demokrasi ( ama kendilerine göre demokrasi) söylemleriyle sulandırıp ardından da onu yok etmeye azmetmiş bir güruh ( ki bu güruh birbirlerine çok zıt dünya görüşü ve amaçları olmasına rağmen bu noktada birleşebilmekte ve birlikte hareket edebilmektedirler) karşısında korku duymamak mümkün müdür? Bunu söylemek nasıl oluyor da oy avcılığı oluyor? Eğer vurulacaksa adalet üzre hem nalına hem mıhına vurulmalı, en azından CHP de MHP de siyasi hayatlarının hiç bir döneminde yoksullaştırdığı halkın yoksulluğunu sömürerek seçim öncesi Temmuz sıcağında kömür, bulgur,pirinç dağıtmamış, insanların oylarını paraya tahvil etmemişlerdir. BU noktada rahmetli AZİZ NESİN ustayı hasretle yadetmek gerekir. Bu iki parti de hiç bir zaman bölücü teröre bu denli seviyesiz bir biçimde yaklaşmamışlardır.
RTE'nin değiştiğine inanan yurdum insanı nedense bir türlü MHP'nin de değişmiş olacağını kabullenememektedir. Onlara göre bu parti hala faşisttir. Oysa bunun böyle olmadığı çok açık olmasına, biraz araştırma ve kafa yormayla bu değişimi farketmek mümkün olmasına rağmen hala bu fikri sabit devam etmektedir. En azından Yaşar Okuyan gibi bir şahsiyetin partisini kapatıp CHP'ye katılması, İstemihan Talay'ın MHP adayı olması bu değişimi görmemek demektir. Sorun ulusal onurun yeniden tesisidir. Bunu ise MHP ve CHP koalisyonundan başka bir alternatifin yapabileceğine şahsen inanmıyorum. Hele fetoşun DP adayı Nevval Sevindi'yi,Sivas'ta Muhsin Yazıcıoğlu'nu ama genelde AKP' yi destekleyeceğinin açıklandığı bu günde, başka bir alternatifin olmadığını düşünüyorum, başını Hasan Cemal,İsmet Berkan ve Ertuğrul Özkök'ün çektiği sefalete rağmen.:kızgın:
Re: Seçime Üç buçuk Kala...
Dünyanın gözü bizim seçimde
Türkiye'nin kaderini çizecek yarınki seçimi dünya dikkatle izliyor. İşte dış basında çıkan son yorumlar:
Newsweek:
DAHA ÖZGÜR VE AVRUPALI
Türkiye daha çok veya az Avrupalı ve özgür olmayı seçecek. Seçim Müslüman ülkeler için de önemli.
Independent:
EN YÜKSEK SEÇİM BARAJI
Dünyada en yüksek baraj Türkiye'de olduğu için bağımsızların sayısı yüksek. Aşırı milliyetçiler de var.
El Pais: EKONOMİ İYİ DİYE AKP FAVORİ
Ilımlı İslamcılar, ekonominin iyi gitmesi sayesinde favori. Aşırı sağ ve milliyetçiler bunu tehdit ediyor.
Christian Science Monitor:
BURJUVANIN AKLI AKP'DE
Burjuvanın aklı AKP, kalbi CHP'de. AKP'nin ekonomik başarısı ile gizli İslamcı gündeminin korkusu tartılacak.
Sabah