Bildiğiniz üzerine 'zina' cezayı gerektiren bir suç olmaktan çıkarılmıştı. Yeni hazırlanan Ceza yasasında da ceza öngörülmüyor. Ben bu duruma...
Yorumlar
Hukuki NET
Printable View
Bildiğiniz üzerine 'zina' cezayı gerektiren bir suç olmaktan çıkarılmıştı. Yeni hazırlanan Ceza yasasında da ceza öngörülmüyor. Ben bu duruma...
Yorumlar
Hukuki NET
Sayın Av_s_engin çok teşekkür ederm katılımınıza ;
sayın avukatlar saygıdeğer üyeler lütfen görüş te bildiriniz ki çorbada bir parça tuz olsun sesimizi duyuralım..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Sayın Av.s-engin'in görüşleri toplumumuzu anlatmakta ve tüm gerçekleri gözönüne sermektedir fakat beklenen şudurki meslektaşım s-engin ve diğer meslektaşlar çözüm önerilerini daha kesin ve toplumun gerçeklerini göz önüne alarak ortaya koyarlarsa daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
malum bizim ülkemizde kadın istemediği sürece boşanamıyorsunuz. kadınlarımızın büyük çoğunluğuda evliliklerini kurtarma amacıyla değil sadece karşı tarafı süründürmek için boşanmıyor. bir evlilik sarsılmışsa bitmişse bitmiştir. erkek yada kadın olsun sırf karşı tarafa işkence çektirmek için boşanmamanın nedeni nedir? hele ki arada 3. bir kişi varsa. neyi kurtamaya çalışırsınınız? düşünsenize senelerce boşanmak isteyipte boşanamayan yüzlerce insan var. bu insanlar evlilik ilişkileri bitmiş olduğu halde sırf nikahları var diye senelerce yalnız yaşamak zorundalar mı? evliliği kurtarmak karşılıklı çabayla olur bence tek taraflı değil. Bizim kanunlarımız her zaman kadından yana. erkeğin lehine olan tek bir şey varsa oda zinanın suç olmaktan çıkarılması. e o kadar da olsun diye düşünüyorum açıkcası. şöyle bir düşünsenize, hiçbir gelir kaynağınız yok kendinizi geliştirememişsiniz,okumamışsınız yada çalışmak istemiyorsunuz. işte bu durumda evlenip boşanmanız yeterli. eski eşiniz size ömrünüzün sonuna kadar (tekrar evlenmediğiniz sürece) bakmakla yükümlü. emekli maaşınız cebinizde yani bunun için senelerce eğitim görüp çalışıp didinip biryerlere gelmenize hiç gerek yok. çocuğunuzun varsa velayeti bile çoğunlukla kadında kalıyor. peki erkeklerin lehine olan durum kanun nerde? bende bir bayanım ve ülkemizde asıl erkeklerin ezildiğini düşünüyorum. ezilen kadın varsa inanın kendi kendini ezdiriyordur!
Ama ne yaptınız sayın dilek hanım, çok hassas bir konuda çok aykırı bir fikir öne sürdünüz!!! bakın şimdi bundan sonra ne yaman cevaplar gelecek size!!
(işin şakası tabii ama bu yaman cevaplar da mutlaka gelecek değil mi sevgili dostlar, hani kadın-erkek eşitliği gibi, erkeğin de iddet müddetine tabi olması gibi gibi gibi)
ceteris paribus
Bu forumu açan arkadaşımızın zinanın suç olduğunu düşündüğünü 3 şıkkın o yönde olmasından anlayabiliyorum Zina elbette suç olmalı ama sadece kadının Zinası değil bu kadın erkek eşitliğine aykırı sadece ortadaki mantıksızlığı belirtmek için bir örnek yeterli eğer zina suç olursa ki olmalı kadın ve erkek eşit derece de ceza almalı ayrıca bu ceza evlilere mi bekarlara mı uygulanacak yoksa her ikisine de mi evlilere uygulandığını varsayarsak Devlet kendi elleriyle açtığı Genelevlere giren herkesi kontrol etmeli ve Müşterileri evli çıkarsa onlar hakkında cezai işlem yapmalıdır. Eğer takibi şikayete bağlı bir suç olur diye düşünürsek o halde geneleve gittiğini eşine söylemeyecek olan erkeğin işlediği suçu devlet saklamış olacak :O) bununla birlikte orada devlet memuru olarak görev yapan bekçi kardeşimizde bir suçu gizleyerek suç işlemiş sayılacak :O) Bence çok karmaşık en iyisi galiba seçeceğimiz kişiyi düzgün seçmek devletin bu konuda mantıklı bir yasa çıkarmasını beklemekten daha iyi
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
Söz de 79 doğumlu genç bir bayanmışsınız ki bayan olduğunuza inanmak bile istemiyorummm...Sakın yanlış anlamayın bu hemcinslerini korumak değil sadece haksızlığa bir savunmadır o kadar.Söz konusu erkeklerin hakları olsa yine aynı şekilde haklının yanında olurdum ..Günümüz dünyasında onu da boş verin Türkiye'de o kadara açık bazı gerçekler varki nasıl oluyorda bu kadar sabit fikirli konuşuyorsunuz anlamıyorum Ama sanırım insanlara biraz sataşıp eylenmek istiyorsunuz yoksa değil bir bayan aklı başında hiç bir erkekte size katılmayacaktır..
Ayrıca Fırat Bey size de teessüf ederim kadınlarla ilgili o Bekir Coşkun'nun yazısımıydı hatırlamıyorum bir yazı yayınlamıştınız sayfada Ben sizden daha ciddi yaklaşmanızı isterdim Dilek hanıma Öyle bir yazının üstüne Dilek kardeşimize çok daha ciddi cevap verebilirdiniz
Bilemiyorum belkide sizde ciddiye almadınız yazılanları ve gülümsediniz
Belki de ne bileyim erkeklik gururunuz okşanmıştır biraz :)))
Gelelim zina konusuna; İki kişi birbirini severek ve isteyerek birlikte oluyorsa bunun adı neden zina olsunki.İki seven yüreğin aşkla birleşmesini zina olarak kabullenemiyorum
O zaman bütün erkeklerin zinadan hayatlarının bir döneminde içerde yatmaları gerekirdi Tabi bu erkeklerde yalnız yapmıyorlar bu işi karşılıklı bir istek bu
Tecavüzzzz okey çok yıpratıcı ve insan dışı bir olay buna yürekten inanıyorum da zina ne ya varmı böyle birşey
Hiç kimse içinde yaşattığı kedini yaşama bağlayan parantez içi yaşamlarından dolayı suçlu tutulamaz.
Dilek Hanım talihsiz bir açıklama yaptığınızı düşünerek size de hoşgörüyle yaklaşamak istiyorum ve biraz daha düşünmenizi istiyorum ama at gözlüğüyle değil İYİ GECELER EFENDİM...
bdilek hanıma katılıyorum. evet ezilen erkekler. Şöyle bir olay düşünün, kadın banyodan çıkmış ve tesadüf griş katta oturuyor ve perdeler aık. tam balkona yaklaşırken havlusu düşüyor ve çıplak halde iken bir erkek onu görüp duruyor. Kadın feryat, polis geliyor ve erkek röngencilikten kodes. Veya şöyle bir olay, aynı evde erkek banyodan çıkıyor, havlusu düşüyor, yoldan geçen bir kadın feryat ve polis.... erkek teşhircilikten kodes. demek ki erkek hep mağdur.( güzel bir ironi ama )Sayın bdilek'in de ironi yaptığına inanıyorum
şaka bir yana, zina suç olur ya da olmaz, benim vicdanımda her zaman suçtur. Tartışmalarda yanıldığımız bir nokta var. zina karı-kocayı ilgilendiren bir şey değil. Bu insanların çocukları var, ana babaları var, eş dost arkadaş çevreleri var. Kocası başka erkekle yakalanan bir kadının çocuklarınanasıl baktığını ya da çocuklarının ona nasıl baktığını hiç gördünüz mü? ya da eş-dostunun, arkadaş çevresinin bakışlarını gördünüz mü: ya da kadının acaba arkamdan ne diyorlar diye düşünüp kimseyle konuşamadığını ve tüm sosyal çevresini terk ettiğine şahit oldunuz mu?
Peki aynı olayın erkekler için daha vahim olduğunu ve sırf çevresinin tepkileri ve alayları yüzünden, belki de affedebileceği karısını öldürebildiğini düşündünüz mü?
zaten bitmiş evlilikte insanların başkasıyla olabileceği masalı gerçek değil. birbirini aldan eşlerin kaçı, ayrı yaşadıkları zaman eşini aldatmış bu oran o kadar küçük ki!
bdilek hanıma katılıyorum. evet ezilen erkekler. Şöyle bir olay düşünün, kadın banyodan çıkmış ve tesadüf griş katta oturuyor ve perdeler aık. tam balkona yaklaşırken havlusu düşüyor ve çıplak halde iken bir erkek onu görüp duruyor. Kadın feryat, polis geliyor ve erkek röngencilikten kodes. Veya şöyle bir olay, aynı evde erkek banyodan çıkıyor, havlusu düşüyor, yoldan geçen bir kadın feryat ve polis.... erkek teşhircilikten kodes. demek ki erkek hep mağdur.( güzel bir ironi ama )Sayın bdilek'in de ironi yaptığına inanıyorum
şaka bir yana, zina suç olur ya da olmaz, benim vicdanımda her zaman suçtur. Tartışmalarda yanıldığımız bir nokta var. zina karı-kocayı ilgilendiren bir şey değil. Bu insanların çocukları var, ana babaları var, eş dost arkadaş çevreleri var. Kocası başka erkekle yakalanan bir kadının çocuklarınanasıl baktığını ya da çocuklarının ona nasıl baktığını hiç gördünüz mü? ya da eş-dostunun, arkadaş çevresinin bakışlarını gördünüz mü: ya da kadının acaba arkamdan ne diyorlar diye düşünüp kimseyle konuşamadığını ve tüm sosyal çevresini terk ettiğine şahit oldunuz mu?
Peki aynı olayın erkekler için daha vahim olduğunu ve sırf çevresinin tepkileri ve alayları yüzünden, belki de affedebileceği karısını öldürebildiğini düşündünüz mü?
zaten bitmiş evlilikte insanların başkasıyla olabileceği masalı gerçek değil. birbirini aldan eşlerin kaçı, ayrı yaşadıkları zaman eşini aldatmış bu oran o kadar küçük ki!
Yapılan bu değişiklik tamamen dogru,anlamlı ve yapılması gereken bir değişikliktir.Çünkü gerek kanunlarımız gerek yasantımız gerekse de uymaya calıstıgımız avrupa yasaları hep özgür iradeyi vurgulamış,özgür iradeye ket vurulamayacagını belirtmiş ve özgür iradeleriyle bir araya gelen insanların birleşmelrine de ceza vermeyerek cok büyük bi atılım gercekleştirmiştir.Bunun erkek ya da kadın hgamonyasıyla alakası yok bu sadece bireylere tanınan(belirli sınırlar içerisinde)bir beraberliktir.Tabi ki bunun böyle olmasını kimse istemez ama yapılabilecek en mantıklı ve meşru sey de budur.Sonucta iki özgür irade ve birleşme vardır.Zaten kanunlarımız yası kücük olanlar için ceza öngörmüştür buradan da bunun yetişkin ve özgür biraylar için oldugu ve gerceği yansıttıgı söylenebilir.
ERDAL
YAKIŞIKLI
Merhabalar;
Zinanın suç sayılması bana göre ortaçağın karanlık yıllarında kalması gereken bir olgu olmalı. Nasıl bu gün hukuk sistemimiz kısasa kısası, kölelik sistemini vb. uygulamaları bir kenara bıraktıysa zinayıda bir kenara bırakmalıdır.
Zaten zinanın neden suç sayıldığını bir türlü anlayamıyorum. Bu suçla korunmaya çalışılan hukuki yarar ne? Aile düzeni mi? Eğer aile düzeni ise zaten zina boşanma sebeplerinin başında geliyor. Bu niye yetmiyor? Bunun haricinde özgür iradeli ve iradesi hukukça tanınan kişilerin kendi istemleri sonucu yaptıkları cinsel eylemi hangi evrensel hukuk mantığına dayanarak suç sayacaz?
Lütfen arkadaşlar biraz daha rasyonel düşünelim. Bu konunun erkeklikve bayanlıkla alakası yok.
Bir arkadaşımız kocası zina yapmış bayanın mali durumu ve ya eğitim durumu kötü diye boşanamayacağını dolayısıyla fiilin suç olmaktan çıkarılmasını hatalı bulduğunu yazmış. Sayın av_s_engin boşamak mı yoksa ailenin reisini(!) cezalandırmak mı o üç çocuk ve parasız eğitimsiz eş için daha hayırlı olacaktır?
Arkadaşlar konuyu nasıl kadın erkek ezilmesine çektiğinizi bir türlü anlayamadım. Konumuz erkeğin veya kadının zinası değil ki!!
Hepinize saygılarımı sunuyorum
Gökçe Erünsal
Konuya en güzel cevabı Alisinkay vermiş. Bu konuya hukuki yaptırımlar yolu ile çözüm bulunmasını beklemektense sorumluluğu baştan alıp doğru kişiyi seçmek en mantıklısı. Zaten konu da lastik gibi her yöne çekilebilecek türden. Toplumsal ahlak çöküntüsü devam ettiği sürece konuyu namus-eşitlik edebiyatları yaparak tartışmanın anlamı yok. Ayrıca cezai müeyyide ile aile kurumunu ayakta tutabileceksek eşini aldatan tarafı ipe gönderelim daha etkili olur bence. Gerçi aldatacak taraf ipe gideceğini de bilse aldatır. Yasal yaptırımlarla insanların hayat bağlarınıkesemezsiniz.
Fikrimce evlilik bir sözleşmedir. Sadece bu nedenle bile ceza hukununun konusu olamaz, zina suç sayılması ahlak kurallarının hukukda yer almış biçimi hepimizin bildiği gibi. Toplumlar sürekli bir değişim içindedir. Bİrbirini seven yada sadece birbirleriyle olmak isteyen insanları suçlamak, eylemlerini suç saymak İlişkinin tarafları açısından hariç) bana anlamsız ve garip geliyor. (Burda korunanan nedir.) Eğer toplum sağlığı ise sürekli gelişen, değerleri değişen bir toplumda korunan değerde değişecektir. Ailenin korunması hususu ise dışarıdan gelen tehlikeler için evet de. içerdeki tehlike başka bir şeydir. Ve bu ceza hukukuyla düzenlemez. Korunan çocuklar ise eğer, zaten korunuyor. Zinada yakalan bir eşin ailesinin toplum karşısındaki durumu elbette üzücü, ama eylemi yakalanılması gereken bir durum olarak, bir suç olarak değerlendirilmezse ortada yakalama diye bir şeyde olmaz.
Aslında bazen hukukda toplumsal gelişmeye faydası olabilir. Belki sadece bu yüzden cinayetler kısmen engellenebilir.
Düşüncelerimi bir düzen içinde sunamadığım için özür
zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Zina şu nedenle suç olmalı sevgili ırmak aldatılan taraf için çok ağır bir psikolojik sorun doğurduğunu kabul etmeliyiz.Bunu önemsemeyen kişiler ise zaten herhangi bir psikolojik probleme girmez ve boşanma nedeni de zina affedildiğinde tekrar zina nedeni ile boşanma davası açılamıyor yani zina yapmak isteyen aldatmak ve aldatılmak isteyenler ve bunun normal olduğunu kabul edip evlenenler için zaten bir sorun yok ama bunu normal kabul etmeyenler ise psikolojik bunalımlara giriyor ve tüm hayatı altüst oluyor bunu biliyorum çünkü yaşadım hukuk toplumu geliştirir konusuna gelirsek bir tartışmaya girmemiz lazım hukuk toplum için midir toplum hukuk için mi? birçok hukuk kuralı toplumda benimsenmediği için önemini yitirmiştir.Mesela şapka kanunu daha çok etik bir konuda yorum yapmak oldukça zor ama ben aldatmayı müessir fiille eşdeğer tutuyorum çünkü yaralanan bir manevi yön var
Yapamam deme yapan senden iyi değildir
Sayın yetkililer ;
İlk ileti neredeki ? Benim yazım boşta kalmış, kendi kendime konuşmuşum gibi olmuş..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Şu ana kadar yazılanları okudum ;
Değerli üye alisinkay doğru tespitte bulunmuş ben bu formu açan olarak zinanın çok ciddi bir suç olduğunu hemde çok adi bir suç olduğunu düşünüyorum.
Fikir bildiren arkadaşlarımız ;
Denizz_71 'İki kişi birbirini severek ve isteyerek birlikte oluyorsa bunun adı neden zina olsunki.İki seven yüreğin aşkla birleşmesini zina olarak kabullenemiyorum ' demiş , sayın Irmak ta '
Bİrbirini seven yada sadece birbirleriyle olmak isteyen insanları suçlamak, eylemlerini suç saymak İlişkinin tarafları açısından hariç) bana anlamsız ve garip geliyor. (Burda korunanan nedir.) ' demiş. Diğer arkadaşlarımızda buna uymuşlar..
Zina zaten iki kişinin ilişkisinden doğan bir suç değildir. Zina 3. kişinin şikayetinden dolayı oluşan bir olgudur. Yetişkin ve hukuki yeterlilik ve sorumluluk yüklenebilecek iki bekar insanın ilişkisi asla zina değildir. ( Böyle bir cümle kurma nedenim kişi 18 ini geçse bile zeka ve akıl yönünden yeterli değilse vasi gerekiyorsa hukuki sonuçlar farklı olacağı içindir. )
Bundan dolayı Zina da zarar gören evlilik akdinin tamamlamış olan eşlerden birisinin ALDATILMASIDIR. Sorun iki seven kişinin birlikte olması değil üçüncü bir kişinin aldatılmasıdır. Bu aldatılan kişinin aslında ruhuna tecavüz edilmiş , duygularıyla oynanmış, her nedense toplumda utanılacak bir duruma düşmüş, tertemiz ruhu lekelenmiş, bir bakıma ruhu öldürülmüştür. Zina bundan dolayı ciddi bir suç olmalıdır.
Erkek/Kadın evlenene kadar seviyorduda evlendikten sonra mı başkasını sevmeye başladı? sorusunun yanıtı evet ise burada ki çözüm boşanma olacaktır. Ancak kişiler yasal olarak ayrıldıktan sonra başkası ile birlikte olabilirler ( Hatta Türkiye' de bazı erkekler boşandıktan sonra bile eski karısının başkasıyla yaşamasına razı olmamakta sorun çıkarmaktadır. )
Sayın av_S_engin in değerli tespitlerine katılmamak mümkün değildir. Namus niçin sadece kadının omzundadır ki? Namus cinayetlerinde (hatta çoğu töre cinayetinde ) baş sorumlu kadındır. Hatta öylesineki 4-5 insanlıktan nasibini alamamış hayvan desek hayvana hakaret olacak kişinin tecavüzüne dahi uğrasa sorumlu kadın olmaktadır. ( Saate bile bakmaksızın ' o saatte dışarda ne arıyordu?''kapıyı neden açtı ' ' aslında kadın istemese erkek yapamaz'v.s v.s) Hatta neredeyse Tecavüze uğradı diye ceza alacak konuma düşürülmektedir kadın. ( Törelerde ise ölümle cezası infaz edilmektedir zaten. hatta ne yazıkki polis korurken.. ) Aslında ise namusun asıl sorumlusu vurup kırıp dökmeden önce erkeklerin omuzlarındadır..
Zinanın ciddi bir ceza olmasının gerekçesi bu suçun işlenmesinin önlenmesidir. Kişi başkasıyla olacaka gider boşanır. Sonra ne hali varsa görür. Çünkü kanun koyucu ' eğer eşini aldatırsan seni 15 sene içeri atarım derse ve bunu uygularsa ' kişiler ya anlaşmalı boşanır yada toplumsal çöküntüye yer vermekten kaçınır. Hatta ve hatta evlenirken taraflar iki kere düşünür. Aslında mantıklı düşünülüğrse cezaların amacının uygulanmak değil caydırmak olduğu görülmektedir.
genelevler ise arkadaşımızın yazdığı anlamda zina değildir. O bir ironik durumdur. Aklıbaşında hiç bir evli erkek o tip yerlere zaten gitmemelidir. Zaten dikkat edilirse o tip yerlerde ki amaç para karşılığı kısa süreli ilişkidir. ne duygusallık ne birşey sadece daha sonra getirebileceği hastalıktır o, Metres hayatı yaşayan birisi bunu arkadaşlarına söylerken oraya gittiğini asla söyleyemez çünkü yadırganır..
Av. Elmas hanımefendi nin beklentisine katılmakla birlikte kendisinin hiç bir çözüm önerisinin olmamasını garipsedim :)) Neticede tüm avukatlar kendisinin meslektaşı ve hepsi aynını düşünürse çözüm önerisini kim yapacak onu anlayabilmiş değilim.
Bizim ülkemizdeki kadınların hali hazırda ekonomik özgürlüklerini tam kazanamadıkları ve gerek ailevi gerek cinsel olarak çok baskıda kaldıklarından dolayı aile kurumunda korunan taraf olmuştur. Bunun çözümü eğitimli özgüveni olan kendi ekonomik koşulu olan bir kadınlar grubunun çoğalmasıdır. Ama bunun mahkemeye yansıması çok değişik olmaktadır ki bu ayrı bir form konusudur. Ülkemizdeki kadınlar boşandıktan sonra her yönüyle ezilmemek için boşanmayı zorlaştırmaktadır, ancak anlattığım tip kadınlar ise boşanma olayı ortaya çıktığında çok kolay ''byeee' diyebilmektedir. Yani özetle kadınlar ezilmemek için uğraşmaktadır..
Sayın bayındır herzamanki gibi ince uslubu ile katılım sağlamak amacıyla ironik bir yazı yazmış ve çok latif kaçmış..
Zina ve sonuçlarında bir de çocukların durumu varki o ise tam bir trajedi oluyor. Anne baba ayrılığı veya şiddetli geçimsizliği çocukta psikolojik ciddi sorunlar yaratıyor buda zamanla tüm topluma yansıyor ki buda farklı bir form konusudur...
Özetle neticeden Zina nın suç sayılması ve cezasının çok ciddi şekilde ağır olması gerektiğini düşünüyorum UNUTMAYINIZKİ CEZA NIN ASIL AMACI AKLIMIZI BAŞIMIZA TOPLATMAK VE CAYDIRMAKTIR...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
EEEEE Güzel kardeşim bizde biliyoruz 3. kişinin şikayetinden zina oluştuğunu
Bizde biliyoruz evlilik sözleşmesiyle bağdaşmadığını Ama unutmayalım ki yüreğine söz dinletemezsin İster evli ol , ister çocuğun olsun Aşk bu Aşk anlaşılan başınaıza hiç gelmemiş o yüzden bu kadar rahat en ağır cezayı veriyorsunuz böyle ince bir konuya.Ama olsun verin sorun değil cezalar asla aşkı yıpratamaz ve de durduramaz Siz kendinizi kandırır durursunuz....
Cezanın asıl amacı aklımızı başımıza toplatmak ve caydırmaktır demişsiniz...
Valla ne yalan söyleyeyim çocukluğumdan beri cezalardan pek hoşnut kalmamışımdır,,,,Yani anlamsız cezalardan Bence hukuk toplum düzenini korur Ceza makinası değildir....Ayrıca sevmenin cezası varsa inanın seven her insan bunu bile bile bu işe girer kalbe yasak yoktur isteseniz de istemesenizde olacak olan er ya da geç olur...
Konuşmalarınızı gelişi güzel okudum satır satır değil ama ne kanun koyarlarsa koysunlar bu sizin tabirinizle çöküşü önleyemezlerrrr...
Tecavüz başka zina başka bencede tecavüz en ağır cezayı almalı Ama düşünün ya adam veya kadın farketmez evli çiftlerden biri evliyken birine aşık olamazmı İnanın benim eşim yapsa saygıyla karşılarım Çünkü benim aşka saygım sonsuzdur ve Evet boşanırımmmm Fakat asla bastırıpta ceza alması taraftarı olmam.....sadece yollarımız ayrılır sexüel anlamda o kadar
Umarım Commodore1tr sizin başınıza yazdıklarınızı çürütecek böyle olaylar gelmezzzzzzz....Sen 2 saatte konuşsan günlercede bazı gerçekleri değiştiremezsinnnnn...Hayatta insanın başına herşey gelebilir, Gizli ilşkilerde bunlardan biri Bu belki tasvip değil ama yargı da değil...Yaşamları zedelemediği sürece mutlu olan insanların ve aşkın sevginin yanındayımmmm Cezayı tekrar koysalar bile kimsenin umru duymaz emin olun...Ya ben çok kısır düşünüyorum ya da siz Ya da konuya ikimizin bakış açısı birbirinden çok farklı ...Farklı yönlerinden konuyu ele alıyoruz sanırım Ama ben yinede size sinirlenmiyorum sadece aynı görüşü paylaşmıyorum o kadar
Tüm düşüncelerimi bu forum sayfasında dile getiremesemde.....
İYİ GECELER ARKADAŞLARRRR...
Sayın commodore1tr anne baba ayrılığı ve şiddetli geçimsizlik her çocuğun başına gelebilir ama anne veya babası zina suçundan hapis yatmış bir çocuk hayatının geri kalanını nasıl geçirir sizce?
Ben yazıma başlarken, zina benim vicdanımda suçtur. yasa ne ders desin demiştim. Yasanın düzenlemesinin hiç bir önemi yok ister cezalandırsın, ister serbest bıraksın. İnsan kendi vicdanıyla baş başa kalmalı.
sayın deniz ve sayın alişankay doğru tesbitte bulunmuşlar ama eksik olan şu ki, yüreğine söz dinletemeyen insan, önce bağımlı olduğu aile kurumunu bitirmali. Hukuken olmasa bile fiilen bitirmeli. Hem başka biriyle yataacaksın, hem de akşam gelip" nasılsın karıcığım (ya da kocacığım) bu gün seni özledim" diye rol yapacaksın. Erkek ya da kadın ayrımı yapmıyorum. Başkasını kandırmanın bile suç olduğu bir hukuk düzeninde, hayatı paylaşmaya söz verdiğin bir insanı kandıramazsın.
Fiilen bitmiş evliliklerde, insanların zina cezası nedeniyel, tehdit edilmesi de mantıksız. BU konuda xewer de doğru düşünüyor.
Sanırım en mantıklı yorum Comodorun son yorumu.
Çok kaba kaçacak ama eşini aldan arkadaşlar, Bu işin Y....ğı da var böreği de var. Hep börek istemeyin
sayın forum üyeleri; şu an en yeni üyeniz sıfatıyla birşeyler yazma ihtiyacı duydum, ilk kez bir foruma ileti göndermekteyim, yönetici arkadaşlar hatam varsa düzeltsinler, geri kalanı affetsin..
buraya google da birşeyler ararken düştüm, konu enteresan geldi, takıldım, memleketimde böyle ortamların varlığı içimi açtı, konuyu açan yönetici kardeşim ( abimse abim) niyetini ayan beyan ortama dökmüşken gelen cevaplar karşısında paniklemeden durabilmiş..bravo..
dilek kardeşe candan alkış...aslında deniz de farklı tonlarda aynı notaları çalmakta..ona da bravo..
ben hayatını yazmakta olan bir abiniz, kardeşiniz, arkadaşınızım. konu dikkatimi çekmeyecek gibi değildi, çünkü:şimdi gülebildiğim hatırladığımda, ama yaşarken nerdeyse kalbimi durduracak birkaç olay yaşadım ZİNA konusunda..bunları kitabımda anlatıyorum uzun uzun, ama burada kısaca birkaç şey söylemek istiyorum.
buraya düşen ben gibi acemilerin ilk tepkisi bence bu oluyordur. HERKES HAKLI. avukat avukat gibi, hakim hakim gibi, kadın kadın gibi, erkek erkek gibi düşünmekte...İNSANLIK nerde? ben boşanma davası açayım, hakim boşamasın (istatistik ne der bilmiyorum ama çoğunluğun süründüğü aşikar).
şimdi ben ne yapmalıyım..HAK.im.LIDIR mı demeliyim, o dört duvar arasında o mu benle birlikte yaşadı?şunu sordum hakimime(kulakları çınlasın) birlikte yaşamak zorunda mıyım bundan böyle? hayır dedi hakimim..de bakalım sayın yöneticim, alibaba ne yapsın? eh bir de yıllar içinde birkaç kriz kalbi yokladı polisleri görünce kapıda...hoş hepsi de yanlış alarmmış ya:))
neymiş zina....kılıç...tepene ne vakit düşeceğini bilemediğin bir kaya..birşeyi atlıyorsunuz beyler, sayın avukat ve hakimlerim...dedim az önce, istatistik bende yok, ama yaşadıklarımı bir istatistik kabul edersem, zina davasını kimler açar? erkek açar mı, kendini bilen, çocuğunun anasına kendi dilekçesiyle o***** damgası vurdurabilecek kaç babayiğit gördünüz o meydanlarda? ama kadın düşünüyor mu bunu, erkekten ne de olsa çok cılk değilse o***** olmaz..o zaman.vur....
yer kalmadı, ama yazacak çok şey var bu konuda..neyse..sonuç olarak sayın üyeler ( mahkeme gibi oldu demi..):):
zina ile uğraşacağınıza, millet nikahlı karılarının üzerine döverk mi, severek mi, hiç anlamış değilim bu yaşıma kadar, babalar gibi imam nikahlılarını getirmekte ve çoğu zaten asgari ücrete talim ettiğinden gül gibi aynı odalarda gruplar olarak yaşamakta...ama zavallı 3. kişi yiyeceği dayaktan mıdır, ölüm korkusu mudur, katlanmakta ve de biz çoook mutluyuz demekte, kimbilir belki de çok mutlu olanları da vardır, bunlarla uğraşın. baba, abi, yeğenlerin tacizleriyle intihar edenleri, edemeyip hamile kaldıklarında yine tacizcileri tarafından töreselleştirilenlerle uğraşın bence..
saygılarımla
çok yaşayan değil çok gezen, gezerken boş durmayan bilir.
Sayın xewer ;
Dünyaya gelmek ve yaşamak zorunda olmaktan başka hiç bir günahı olmayan masum bebekleri !! konuya karıştırarak aslında zinanın ne iğrenç bir suç olduğunu kanıtlıyorsunuz.
Bu çocukları dünyaya getiren anne ve baba eğer üçüncü bir şahıs çıkarsa uygarlıktan nasip alarak boşanmalılar. Elbetteki boşanmanın yarası ( elbette aslında hatalı sanıyorum ki daha doğru ) zina nedeniyle hapiste yatan bir ana/babanın yarasından hafif olacaktır. (görünüşte) Ancak bunu düşünmek zorunda olanlarda zinayı yapan anne/baba değil midir ? Sanırım soruyu yanlış adrese sordunuz. Kadın içinde erkek içinde doğru tercih birinci şarttır. Ona sözüm yok zaten doğru tercih zinayı engeller.
Peki şöyle düşünün zinayı en son nedense eş duyar bu atasözüdürde aynı zamanda ' en son boynuzlanan kocanın haberi olur ' der bilenler. Evli bir çiftin zina yoluyla olan (anne aldatıyor) çocuğunun durumu bunu öğrenirse ne olacak ? Dolayısıyla hiç hoş durum değil o yüzden dedim zaten caydırıcı olmalı zina suçunun cezası kişi bu suçu işleyeceğine boşanmalı ...
Sayın Denizz_71 bu yaşıma kadar bu tip işlerden uzak durdum erdemin ne olduğunu bilirim. Her ortamda dediğim bir söz var ' boşanmam için tek şey lazım ihanet' onun dışında asla ve kata, insan hatalarının bedelini çekmeli... Evlilik kurumu ciddidir bekar olmama rağmen saygı duyarım. Erkek milleti Horoz olmadıkça yada kız milleti dişi kedi kimse bana zinayı masum göstermesin lütfen Horoz her tavukla yatmak ister erkek değil...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Syn. Commodore1tr, baştan beri demek istediğimizi anlamamışsınız. Hiç birimiz zinanın olağan bir şey olduğunu söylemiyoruz ya da eşler birbirini aldatsın, birbirini aldatan çiftler boşanmasın da demiyoruz. Tabiki evli çiftlerin arasına üçüncü bir şahıs girdiği zaman çiftler boşanmalıdır. Düzgün giden bir evlilikte hiç kimse eşini aldatmaz, aldatıyor ise ya yaptıkları evlilik baştan sevgi temellerine oturmamıştır ya da aldatmak için geçerli bir nedeni vardır. İşte böyle durumlarda yani soyut olarak bitmiş evliliklerde, boşanmanın da uzun bir süreç aldığı düşünülürse insanları bir de hukuki yaptırımlarla zorlamak hayatı daha da çekilmez hale getirir. Evlilik ticari bir alışveriş değildir ki katı hukuk kuralları ile şekillendirilsin. Evlilik kurumunu yasal yaptırımlarla ayakta tutmak mümkün değildir ve nedensiz yere aldatmanın cezası insanın vicdanındadır bizim anlatmak istediğimiz budur.
Dediğim gibi anne-baba geçimsizliği, anne ve babanın ayrı yaşaması, boşanma her çocuğun başına gelebilir bu durumlar olağan karşılanmalıdır çünkü neticede anne ve baba da insandır.
Sayın xewer ;
Boşanma aşamasındaki evlilik bitmiştir. Eğer boşanma sebebi taraflardan birisinin başkasını sevmesi ve onunla olmak istemesi ise olay çok farklıdır. Anlamadığınız yer sanırım evlilik devam ederkenki aldatmanın konu olmasıdır.
İnsan başkasıyla birlikte olup akşam evine dönüp hiç bir şey yokmuş gibi davranmasını tartışıyoruz burada yoksa başkasına duyulan aşktan dolayı olan boşanma aşamasını değil...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Sayın Commodore 1tr bu ikinci yazmam sayfa siliniyor bu seferde silinirse bir daha denemeyeceğim....
Her neyse efendimmm.Belliki biz ayrı yönleriyle değerlendiriyoruz olayı ama yine de ben sizin erdeminize dil uzatmayacağım ..Tabirinizle biz erdemsiz olmuşuz ya o açıdan.....
Efendim sizde bilirsiniz bekarmışsınız da üstelik ''Bekara kadın boşa mak kolaydır '' derler....
Umarım yaşantınız boyu tüm doğrularınızla erdemli bir şekilde yaşarsınız ve hayat umarım değişmez diye düşündüğünüz fikirlerinizden sizi saptırıpta yıpratmaz..Temennim karşı fikirlere bu kadar sinirlenmeden önce biraz daha düşünmenizdir....
Saygılarımlaaaa......
Syn. denizz 71, bu foruma katıldıktan sonra kendimi mühendis olduğum için şanslı sayıyorum. Biz mühendisler olayların şeklen varlığından çok gerçekliğine önem veriyoruz hayatı da öyle yaşıyoruz. Zaten piyasada iş yapan adamın işini de bürokrasi ve düzeltilmesi gereken bazı yasalar zorlaştırıyor.
Borçlar-İcra İflas vs. Hukuku katagorisinde muhtemelen harita mühendisi olan bir arkadaş, “Bu nasıl bir adalet mekanizması” adında bir forum açarak yargı eliyle uğradığı zararı anlatmış ilgilenen yok. Ancak biri Ceza Hukuku katagorisinde “adam öldürmek” adında fantazi ağırlıklı bir forum açmış herkes seferber olmuş. Herhalde akşama kadar kafa yorsak benzer bir çok ( halamın bıyıkları olsa amcam mı olurdu?) forum açarız.
Syn. Commodore1tr , sizi kızdırmamak için cümleleri özenle seçmeme rağmen yine sinirlenmişsiniz. Daha açık ve net nasıl yazılabilir. Eğer devam eden bir evlilikte eşlerden biri diğerini aldatıyor ise mutlaka geçerli bir neden vardır yani suçun bir kısmı da aldatılandadır. Ya da baştan seçimi yanlış yapan aldatılandır ve bunun sonucuna katlanmalıdır. Eşinizin sizi aldatması, ortağınızın size kazık atmasına veya birinin sizi dolandırmasına benzemez ve benzemediğinden hukuken cezası olmamalıdır sadece boşanma sebebi olmalıdır. Eğer aldatılıyorsan boşanırsın, aldatmayacak birini bulursun. (eşiniz sizi aldatırsa kusurun bir kısmını da kendinizde arayın lütfen) Evliliğinizi hukuki yaptırımlar üzerine kuracaksanız eşinizden evlenmeden önce bir de boş teminat senedi alın, aldatılırsanız işleme sokarsınız işi sağlama alın bence eşiniz kımıldayamasın ömür boyu mesut olun.(bu işin şakası sakalara açık olalım)
Sayın denizz_71 ve sayın xewer ,
İletilerimi bir kez daha okudum ve sinirli olduğum bir yeri bulamadım. Gösterirseniz sevinirim... Farklı bir fikri savunmak sizler için sinirlenmekse evet anormal sinirlendim !!!! hatta yerimde duramadım önüme gelene dalaştım. Bu formun amacı fikirlerin yoğunlaşarak aslında neyin ne olduğunun anlaşılmasıdır. Gerçekte oylama hariç özellikle hukukçu kimliği taşıyan arkadaşlarımızın katılımı az olmuş , tabiiki toplumumuzda zinanın suç olmasını savunan kadar olmamasını savunanlarda çıkacaktır. iki düşünceyede temelde insan olarak saygı dumak birinci görevimizdir. Kaldı ki ilk şıkta 'cezanın yanlış olduğu yönündedir.' Ben sadece yüksek bir katılımla ve neticeden toplumsal bir veri olarak neticeyi analiz etmek istedim. Hiç bir yerde sinirlenmedim ve aşırı tepki göstermedim.
şaka yı sevdiğiniz için yazayım gelişmiş ülkelerde dandik sayılacak bir deprem bizdeki MÜHENDİSLER MİMARLAR sayesinde katliama döndü , JAPONYA DA 25 senedir olan hızlı tren bizdeki muhendisler sayesinde KATLİAMA DÖNDÜ... EE bu tip muhendislerimizin bu olayıda böyle görmesi son derece normal değil mi? Hızlı tren konseptini dünyaya tanıtan Japonyada eşini aldatan treni ni durduk yere deviren 7,8 şiddetinde kidepremde evi yıkılan mühendis HARAKİRİ YAPIYOR bakan İSTİFA EDİYOR düzen değişiyor. Norveç'te evli çiftler arasında aldatmada 14 sene hapis ve evlilikten men katolik aleminde afaroz uygulanıyor doğru ya onlarda gerzek... ne depremde öleni var nede inşaat mühendisleri sayesinde durduk yere yıkılan apartmanları daha da acısı bunu yapanların MÜHENDİSLER ODASI BAŞKANI olduğu tek ülkedir canım vatanım... o yüzden siz haklısınız...
Sayın Denizz_71;
Sanırım sizde bekarsınız , eşinizin başka bir kadınla birlikte olup akşam birşey olmamış gibi sizinle oturup yemek yemesini allah nasip etmesin , sevgi başkadır tutku başka aşk başka (iclal aydın a göre aşk a bakınız) bunlar karıştığı zaman karmaşa çıkar 30 küsür senedir istte yaşayan birisi olarak neyin ne olduğunu hele istte iyi bilirim. Ne demek istediğinizide anladım o yüzden size bir şey demiyorum sadece anladım ama anlamam sizin haklılığınızı göstermez..
Sayın xewer;
eğer o 'adam öldürmek ' isimli formu bir daha okursanız o form başlığı altında bir üstadla bir hukuk öğrencisinin 'tecrübe -eğitim' diyoloğunu görürdünüz. Belki form yeri yanlış ama yazışmalar muhteşem eğitici ben okumamıştım sayenizde okudum. Ancak ilk yanıtı ben vermişim bu bir fantezi diye... sonraki konular o değil.. lütfen okuyun bir kez daha ;
demişsiniz ki '' Biz mühendisler olayların şeklen varlığından çok gerçekliğine önem veriyoruz hayatı da öyle yaşıyoruz'' nasıl yani ??? yaptığınız evler sapır sapır dökülürken mi? durdk yere yıkılırken mi? Kaldırımlar her sene sökülürken mi ? Trenler çarpışırken mi? Hangisinde???
Lütfen yazdıklarımı birkere daha okuyunuz açık ve net diyorum ki evlilik kurumu çerisinde aldatma olmamalı eşler gündüz başka gece başkasıyla olmamalı başkasını seven eş olabilir saygı duyarım o zaman boşanıp istediğini yapsın en azından DÜRÜSTÇE tavrını ortaya koysun başkasıyla olurken evliliğin sürdürülmesi kelimenin tam anlamıyla bunu yapan için sahtekarlıktır. Aldatılanın kusuru ise bir başka konudur ki konumuzla ilgisi yoktur. Çünkü o her ne sebepse direkt BOŞANMA NEDENİDİR asla ALDATMA DEĞİL umarımkibabalar çocuklarının gerçek babası olsun anlatabilmişimdir inşallah...
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Zina Konusu:
Syn.Commodore1tr sanırım sona yaklaşıyoruz. Aldatılanın da kusurlu olduğu konusunda hem fikiriz herhalde. Ayrıca bu durum bu forumda tartışılmayacak da nerede tartışılacak!! Devam eden evlilikte sizi aldatıp akşam yemekte hiçbir şey olmamış gibi davranan o sahtekara gelince, işte o sahtekarla sizi zorla kimse evlendirmedi, seçimi siz yaptınız kendi isteğinizle evlendiniz o sahtekarla. Hal böyle iken kendi hatanıza yanın bence, gereken cezayı sözlü olarak verin ve boşanın. <span id='hl' style='background-color: #FFFF00'>Devletin sizin şahsi seçiminizle ilgili olan bir evlilik gibi bir konuda sizi koruyacak yasa çıkarmasını beklemeyin.</span id='hl'> Sizi aldatan biri ile evliliğini devam ettireceksin diye seni zorlayan da yok zaten boşan bitsin.
Evlilik kurumu içinde aldatma olsun zina hoş bir şeydir diyenimizde yok. Sadece aldatılmanın dolandırılma ile aynı kefeye konulmaması gerektiğini söylüyoruz.
Ayrıca ceza olacak ise zinanın cezası idam olsun böylece gayrimeşru çocuk sayısı azalır, tüm evlilikler sağlam temellere oturur.
Diğer konu:
Ben bir meslektaşıma hitaben forum konusu haricinde iki paragraf yazı yazmıştım. Bu ne hiddet bu ne celal!!! taarruza geçmişsiniz.Depremden girip tren kazasından çıkmışsınız. Başka bir forum açın tartışalım. Doktorlar hakkındaki yorumlarınızı da bekliyoruz, Ah şu doktorlar!
Norveçlilere gelince, cezanın ne kadar etkili olduğunu turistlik yörelerimizdeki genç delikanlılarımızla tartışın isterseniz ya da Norveç'e gidin orada yaşayın evliliğinizi garanti altına alın.
Sayın Commodore 1tr iyi akşamlar öncelikle yazınızı okurken şahsı-mesleğimize yaptığınız üzücü atıflarınız beni üzdü sebebi konuyla ilgili olmaması Ama haklısınız diyecek sözüm yok her meslekte olduğu gibi insan insan dır ve malesef Türkiye de kirlenmemiş meslek tanımıyorum ben.Neyse benzetmelerinizin sonucu kafamda üzücü senaryolar oluştu bir an geçmişe gittim geldim ve keşke böyle bir forum konusunu buralara çekmeseydik...
Evet bekarım ama inanın evlenince de düşüncelerim değişmeyecek ben 1-2 günlük gönül ilşkilerinden bahsetmemiştim..Evet üzülürüm eşim bir başkasıyla beraber olursa ama sırf başka birine aşık oldu diye onu cezalandırmam yollarımızı ayırırız o kadar ....
Ve evet beni anlamış olmanız sevindirici Tabiki bana katılmak zorunda değilsiniz ..Önemli olan düşüncelerimizi düzeyli bir şekilde belirtmek ve paylaşmak ...
Sitedeki arkadaşlarıma ve size saygılarımla efendim
Sayın Denizz_71 ;
Bu yazınızda aslında açıkça aynı şeyi dediğimiz anlaşılıyor. Temeldeki mantığım şu benim. Elbette sevgi aşk tutku cezalandırılamaz elbette kişiler o yada bu şekilde bir başkasına aşık olabilir bu bekar olduğu gibi evli birisinin de başına gelebilir, buraya kadar herşey normal üzücüde olsa evlilik için normal olabilir. Ancak evli olan taraf bu durumu eşinden saklayıp hayatı normal sürdürmeye devam ederse o zaman zina suçu oluşuyor. Bundan sonra çok ciddi bir şekilde aldatmanın yanında sahtekarlık ortaya çıkıyor.
Bittiyse çeker gidersin en azından bunun girişimini yasal olarak yaparsın eğer engel ondan sonra çıkarılıyorsa en azından aldatmayı yapmamış olursun, çünkü açıkça söylemiş anlatmış olursun o zaman böyle bir tepki gelmez ama akşam evinde ' canımsın balımsın senden başkasını gözüm görmüyor ' diyecek sabah başkasına koşacaksın budur işte olay aldatma budur.
Sizinle bu konuda anlaşalım sevgi asla cezalandırılamayacak kadar değerli ve kutsaldır. Yukarıda anlattığım zina şekli ise rezalet çünkü aslında şöyle düşünün aldattığınıda aldatıyor..
Meslek konusuna gelince maalesef sizde haklısınız her meslekte ciddi çürük yumurta çıkıyor daha kötüsü bu çürük yumurtalar ayıklanacağına sanki taltif ediliyor.. Sayın meslektaşınız xewer in yazısında aslında üstü kapalı diğer meslekleri küçümseyen hitabı olmasaydı bu kadar keskin yazmazdım.. En azından o çürük mühendisin yaptığı yapılara siyasi veya maddi olarak göz yumanlara da ikiçift lafım olurdu ama formun konusu bu değil . Sizi kırdımsa çok özür dilerim.
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Sayın Commodere 1 tr sizin ne demek istediğinizi bende anlıyorummmmm.. Ama inanın yaşam o kadar kolay anlaşılır bir şey değil insanın başına gelince daha iyi anlıyor bazı şeyleri .Hııı ben yaşadım mı hayır yaşamadım ama o kadar çok yakınımın başındaki bu olay o yüzden ben belirli sınırlamalar getirmek istemiyorum bu konuya herkes kendi yaşadığından sorumludur başkasını rahatsız etmediği sürece diyorum
Diyelimki bir evlilik var Eşler mutlu değil mutsuz da ama herşey alışkanlığa dönüşmüş .Sürekli çareler arıyorsun ama nafile sen istiyorsun o düzelmiyor o istiyor sen yanaşmıyorsun..Evlilik öyle bir hal almışki hukuğunda değimiyle sadece aynı hayatı paylaştığın bir sözleşme boyutuna dönmüş herşey....
Ama boşanmakta istemiyorsun insan olarak seviyorsun onu veya da artık alışkanlıkla yürütüyorsun durumu...
Bu arada birine aşık oluyorsun dünyaya yeniden gelmiş gibi hissediyorsun kendini yapacak hiçbirşey yok dolu dizgin yaşıyorsun aşkını sahipleniyorsun sonuna kadar çünkü kalbe kilit vuramıyorsun...
Tabi eve gidipte evdeki eşe de canım cicim yok sizin tabirinizle çünkü o safhalar zaten yıllar önce bitmiştir evlilikte..Evlilik olağan seyrinde devam eder Neyaptın ne ettin bugün nasıldı vesaire
Söylermisiniz Allahaşkına hangi evlilikte 5-10 yıl sonra herşey eskisi gibi sürer zaman bu herşeyi değiştirir Sizi de Onu da
Aynı evin içinde belki sexide ara sıra paylaştığın bir olay gibi yaşarsın gider
Aslında neler söyliyecektim nerelere geldimmmm Kusuruma bakmayın konu sevgi va aşk olunca konum ne olursa olsun savunma isteği doğuyor içimde
Diyeceğim sevgili arkadaşım konu ne olursa olsun yazdıklarımız çizdiklerimiz kadar basit anlaşılır değil aslında her olay her durum kendi yaşandığı bağlamda anlam kazanıyor o yüzden yorumlarımızın çoğu bence yaşadığımız şu anı bağlıyor
Mühendislere atıflarınıza gelince kırılmadım çünkü her meslekte buna benzer durumlar var ve o sözleri diğer arkadaşa gönderme olarak söylediğiniz anlaşılıyordu zaten ben sadece sözlerinizle o trajik olayları tekrar yaşadığım için üzüldüm hepsi bu..
Bu konular yazmakla bitmez o yüzden güzelce siz tatlıya bağlamışsınız zaten sevginin kutsallığını sizde dile getirmişsiniz. Neyse daha genciz ve yaşayıp hayatı kendi gözlerimizle görüp tartacağımız çok günler var önümüzde
Saygı ve sevgiyle kalınız efendim
Syn. Commodore1tr, meslektaşım olduğunu sonradan fark ettiğim bir arkadaşa hitaben yazdığım iki paragraf yazıyı yalnış yorumlamanız forumun havasını değiştirdi. Diğer arkadaşa hitabımı diğer meslekleri kuçumsemek olarak yorumlamanıza anlam veremedim. Herkesin hayata bakış açısı farklı olabilir herkesin duşunce yapısı yaptığı işin şartlarına göre şekillendiğinden hayatı farklı yaşayabilir. Sizin bakış açınız kendinize göre bizimkinden olumlu olabilir. Hem bu şekilde yorumlasanız dahi cevabınız bu olmamalıydı. Hukukçulara Özel Forumlar katagorisinde İptal Davaları başlıklı forumda hukukçu arkadaşlarla konuya tamamen zıt yönlerden bakmamıza rağmen tartışıyoruz. Bu durum karşılıklı olarak birbirimizi kuçumsediğimiz anlamına gelmiyor inanın.
Göndermeler konusuna gelince, daha önce yazdığınız iletilerde forum konuları ile ilgili olarak diğer katılımcılara göndermeler yapmışsınız bu göndermeler de forumlara ayrı bir hava katmış hoş ve yerinde olmuş. Biz de size bu forum konusu ile ilgili olarak göndermelerde bulunduk siz diğer katılımcıların size gösterdiği hoşgöruyu bize göstermediğiniz gibi şahsınıza ya da başka bir mesleğe mensup diğer arkadaşların şahsına veya mesleklerine yönelik olmayan iki satır yazıyı farklı yorumlayıp konuyu dağıttınız sanırım.
Siz hoşgörulu olmazsanız biz de bu şekilde yanıt veririz. Göndermeleriniz forum konusu dışına çıkmazsa seviniriz, konu dahilindeki her turlu göndermeye açığız.
İYİ GECELER
Sayın Xewer ;
Şu ileti sizin ;
''Borçlar-İcra İflas vs. Hukuku katagorisinde muhtemelen harita mühendisi olan bir arkadaş, “Bu nasıl bir adalet mekanizması” adında bir forum açarak yargı eliyle uğradığı zararı anlatmış ilgilenen yok. Ancak biri Ceza Hukuku katagorisinde “adam öldürmek” adında fantazi ağırlıklı bir forum açmış herkes seferber olmuş. Herhalde akşama kadar kafa yorsak benzer bir çok ( halamın bıyıkları olsa amcam mı olurdu?) forum açarız.''
Burada yazdığınızı okuduktan sonra o forma birdaha döndüm ve daha önce belirttiğim durumu gördüm Arkadaşın temelsiz fantezisi ( ki sonra bir cümle bile yazmamış belkide ne diyecekler ki diye girdi.) kaldıki fantezi ürünü kurgusal olarakta hatalı formunda tartışılan sadece esin kaynağı olmuş. Bu sitenin üstatlarından avukat62 ile öğrenci arkadaşımız alisinkayın ciddi yorumlarıyla değer kazanan bir form olmuştur. Yani dediğiniz gibi seferber olup 2 omu bu mu denmemiş, zaten en sonunda alisinkay ;
'Gerçekten verdiğiniz bilgiler benim için çok yararlı oldu teşekkür ederim.Hatta bu konuyu olduğu gibi yazıcıdan çıkarıp ders çalışırken teşebbüs hakkında bir kaynak olarak da kullanabilirim olayda ilginç ve emin olun açıklamalarınızda hocamın verdiği cevaptan çok daha açıktı' diyerek bir anlamda üstada teşekkür etmiş ve ilk yazısında ileri sürdüğü fikir değişmiş. Kelimenin tam anlamıyla fantezik ve uyduruk bir form doğrusuna gelmiş ve düzeyli bir bilgi alışverişi olmuş bu husustaki yorumunuz bu açıdan bakıldığında aslında çok ağır.. Öbür forma neden yanıt verilmemiş bilemem ben okumadımda yanıtta vermedim. Ancak avukat arkadaşlarında yanıt verme zorunluluğu olmadığını biliyorum sadece keşke katılım fazla olsa demekten başka bir şey de elimden gelmiyor. ( Belkide adli tatil diyedir..)
Son iletinizi neden yazdığınızıda anlamadım çünkü benim son yazdığıma bir yanıt yazmışsınız. 'Git Norveçliyle evlen' diye , aslında bende düşünmedim değil ama boyları çok uzun arkadaşım boy sorunu olmasa düşünülebilir :)))
''Biz mühendisler olayların şeklen varlığından çok gerçekliğine önem veriyoruz hayatı da öyle yaşıyoruz. Zaten piyasada iş yapan adamın işini de bürokrasi ve düzeltilmesi gereken bazı yasalar zorlaştırıyor. '' cümlenizi yanlış yorumladığımı sanmıyorum çünkü çok değer verdiğim beş altı kişiyede okuttum hatta birisi ki kendileri konusunda uzmandır tepkisini '' biz mal mıyız yani ?' diyerek getirdi. İnanınız ki cümleniz kırıcı olmuş. Başta hukukçular ve kanun koyucuya sonra herkese, ama samimiyetinize inandığım için 'yazınızı yanlış yorumladık' kabul ediyorum . Emin olunuzki aşırı sakin ve kolay sinirlenmeyen uslubuna dikkat eden birisiyim. Kırıcı değil yapıcı olmayı isterim genelde. Ancak örnek verdiğim olaylar ne yazıkki doğru ve sadece mühendisler değil toplum olarak ta tepkisiz kaldık gittik. Bu arada şuda bir gerçek ki Yıldız Teknik Profösörü gibi nice işinin ehli kişilerde var , sayın profösör ilk günden daha tren yola çıkmadan olmazzz dediğini biliyorum işte netice toplumsal olarak hatamız gene nuksetti ve unutuldu üç ilgisiz tutuklama yeter dendi. Belkide mühendislerin içinde de olmak üzere ayakların baş başların ayak olmasının sancısı, rüşvet, para , siyasi çıkar bileşkesi böyle oluyor. Bir bizde var aslında inşaat kalfasının cebine para girince ' inşaat yüksek muhendisi ' olması Çünkü garip sistem inşaat iznini ne kolay veriyor denetimsiz ... Sonrada belki adam gibi okuyup çalışan doğrusunu bilen ama doğrusu daha pahalı olduğu için kabul görmeyen ve bundan dolayı belki işşiz kalan mühendislerin başına kabak patlıyor.. Aynı diş teknisyenlerinin azıcık bilgileri ile diş doktorluğu yapmaları gibi.. belkide öyledir... ama ölü toprağı kalkmıyor be dost...
Zina ya gelince temelde aynı şeyleri söyleyip neticede farklı sonuca vardığımız açıkça görülüyor. Anladığım kadarıyla siz başkasını sevipte boşanamak isteyip boşanma zorluğu çekenlere göre yazıyorsunuz. Ama benim anlatmaya çalıştığım o değil di . Ben yasal olarak evliliğin sürdüğü ve aldatan eşin yasal hiç bir yola başvurmadan sanki hayatın normal akışında olağanmış gibi olmasına karşıyım. Elbetteki temelinden sarsılan bir evlilik yürümemeli ama yürümemesi içinde bir şey yapmalı Varsa öyle bir sorun alırsın eşini karşına çatır çatır söylersin gerçeklerini ve evliliğinizin bittiğini açıklarsın gereği için mahkemeye başvurursun olay budur. Hem bunları yapmayıp hem de aldatırsan işte o gerçek anlamıyla cezayı gerektiriyor gibi geliyor bana.
Çünkü nedeni ne olursa olsun bir insanın ruhunda derin yaralar açıyorsunuz ruhunu öldürüyorsunuz bir yerde. Bunun diğer kişiye duyulan aşkla sevgiyle tutkuyla ilgisi yoktur. Herkes dünyaya bir kere geliyor. Hayatı doya doya yaşamak başkalarına zarar vermeden herkesinde hakkı. Bu hakkı kullanayım diye birisine zarar veriyorsanız olmaz , zinanın suç olma nedeni zaten buydu. Yani kanun koyucu demek istiyorduki evlilik saygı sevgi karşılıklı güven ve anlayoş temeline dayalıdır. Bunların bittiği yerde evliliğin sürmesi anlamsızdır. Ancak bitmesine rağmen evliliği devam ettirirsen vede buarada başkasıyla bu tip ilişkilere girersen evlilik kurumunun ve toplum etiğinin korunması vede bir kişinin manevi olarak ciddi zarar görmesi nedeni ile sana bir ceza veririm. Bencede mantıklıydı.... olmalıydı. Düşünün horoz bile kendi kümesine başka horoz almaz , aslanlar evliliklerini korur (belgesellerden ben şahit değilim ::)) ama insan bu duygudan muaf olacak olmaz öyle şey. Cezalar uygulanmak için değil caydırmak içindir kanun koyucunun asıl amacı (bizde her zaman öyle değil özellikle trafik suçlarında) kişilerin bir şeyi yapmadan önce iyice tartıp düşünmesidir.
Aslında zinanın cezasının ağır olması gerekir ancak boşanma aşamasına resmen gelen kişilerin davranışlarının zina kapsamından çıkacağı bir uygulama daha doğru olacağını şahsen düşünüyorum. Çünkü taraflardan birisi dürüstçe bunu beyan etmiş ve bu yüzden evliliği bitirmek için başvurmuştur. Bundan sonra eğer eşi evliliği zoraki devam ettirmek istiyor ise durumu zaten biliyor kabulleniyor demektir ki bu durumda olay zina olmaktan çıkar gibi geliyor bana..
saygı ve sevgilerle
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
sayın Commodore1tr nin düşüncelerine katılıyorum.ahlaki yapısı giderek bozulan toplumumuzda böyle insanların çoğalmasını diliyorum.
Aksini savunan arkadaşlarada çoçuk esirgeme kurumlarındaki çocukların bir çoğunun nereden geldiklerini merak etmelerini öneririm.
bulunduğum şehirde gençlik merkezi adı ile bir kurum oluşturuldu.tinerci ve balici erkek çocuklarını polis bulup buraya getiriyor.ben konuştum onlarla,sizde konuşun lütfen ahlaki değerlerini yitirmiş anne,babaların eserlerini görün.gurur duyun ihaneti savunanlar.doyumsuz arzularınızı alkışlayın.
demek artık nefsine teslim olmanın,cinsel arzuların kamçıladığı içgüdüyle hareket etmenin adı aşk oldu.sadece kendini düşünen ,bencil egoistler aşık olmazlar.oldum sanırlar.bu hep kendini yineleyen bir heyecandır onlar için.durun ve bir bakın kendinize ne kadar dürüst iseniz,o kadarını isteyin karşınızdakinden.
arkadaşlar zina beyinde başlar,bedende devam eder. insansanız beyninizin içini gösterin eşim diyerek yüzüne baktığınız insana.
Madalyonun 2 yüzü var.
Of of of herkes birşeyler yazmış, güzelde olmuş, zinada sakınca görende var, görmeyende (başlarına gelmediği için olsa gerek !!!),
Zinayı savunanlara, düşüncelerine saygı duyuyorum ama katılmıyorum neden derseniz çünkü aldatılanlar değil, aldatılmamış olanlar! varsayımlarla yazmış, (Sözüm zinayı az buçukta olsa savunanlara,)
Kadınlar evliliklerini kurtarmak amacı ile değil, sömürmek amacı ile boşanmıyor diyenler,
İki kişi birbirini sevmiş aldatılan kaderine razı olsun diyenler,
Sevenleri ayırmamak gerekir diyenler,
Aldatılan suçu kendinde arasın diyenler,
Aldatılıyorsa mutlaka geçerli bir sebep vardır diyenler,
Yada seçimi baştan yanlış yapmış diyenler, (kavun ya bu koklayıp alacaksınız.)
Eşim yapsaydı boşardım diyenler, (Ergen oğlana avrat boşaması kolay olur misali.)
Özgür iradeden bahsedenler,
Değil arkadaşlar hiçbiri değil, herşey beyinde, insanın vicdanında ve eğitimde başlayıp bitiyor, başına gelmeyen bilmez, inşallah hiçbirinizin başına gelmez,
Evet tahmin edeceğiniz gibi ben aldatılanım,
Sabah öpücüklerle, kucaklaşmalarla işe gönderdiğiniz ve dünyanın onun varlığı ile dahada güzel olduğunu düşündüğünüz, sevgi sözcükleri dudaklarından düşmeyen, günde en az 10 defa arayan vs. sevgili eşiniz, işim var deyip evden çıksa, gene sevgiyle uğurlasanız, dönmesini beklerken sizi bir şey dürtse ve ayaklarınız sizi tanıdık bir eve götürse, bu evde 3. bir şahısla yatakta yakalasanız, yukarıda yazdıklarınızın, savunduklarınızın arkasında olurmuydunuz acaba?
O an ikisinide öldürmek istersiniz, insanoğlunun yapısında ne yazıkki vardır bu, ama iradeniz güçlüyse ki, o anda ne kadar kontrol altına alabilirsiniz bilemem?
Zamanla atlatırsınız yada atlattığınızı sanırsınız, ağlama krizlerine girersiniz, güven denilen kavramın bir hiç olduğunu düşünmeye başlarsınız, 60 milyonun içinde kendinizi yapayalnız hissedersiniz, başınızı alıp uzaklara, kimsenin olmadığı yerlere gitmek isterseniz, yada o an ölmek. (En azından ben öyle düşünmüştüm)
Etrafınızdaki arkadaşlarınızın, eşi aldatmış, tabiri caizse af buyurun, boynuzlamış demesi gururunuzu incitir? Ki mutlaka bir yada birkaç kişi bunu söyler, söylemesede hissettirir.
İşyerinizde yapmanız gereken onca iş varken, sizi neden aldatmış olabileceği ile ilgili senaryolar kurup, kendinizi suçlarsınız, düşünmekten dosyalar birikir önünüzde yıllarca çalışıp, edindiğiniz kariyeriniz boş gelir size arkanıza bile bakmadan istifa edersiniz, çünkü boğulacak gibi olursunuz.
Eviniz (home sweet home ) artık yuva değil, cehennemdir?
Yüreğinizin taa en dibinde bir acı hissedersiniz, (hissettinizmi hiç?)
Aşka saygım sonsuz, ama aşık olmak ayrıdır, gece gündüz herşeyi paylaştığınız eşinizin, bir başkası ile bedenini, duygularını paylaşması apayrı.
Kişi eğer bir başkasına aşık olduysa, önce kendisine, sonrada aynı hayatı paylaştığı insana olan saygısını göstermeli, bir zamanlar onunla paylaştığı güzel anların hatırına boşanmak istediğini, hayatında bir başkası olduğunu söylemeli,
Kendi adıma şunu söyleyebilirim, aldatılmaktan ve aldatılarak yaşamaktansa bavulumu alıp evimi terketmeyi tercih ettim, Maddiyat her zaman kazanılıyor, önemli olan doğrularından, onurundan şaşmamak, allah kimseyi şaşırtmasın, Sizin bir anlık zevkiniz ve mutluluğunuz!!!, bir başkasının mutsuzluğu olmasın.
Seveni, sevgiyi kaybetmek bir anlık zevke değmez, bir anlık zevklerinin sonu ömür boyu pişmanlığa dönüşenlerden bu satırları okuyan olursa, umarım onlarda cevap yazar.
Saygılarımla,
romantic
Syn. C1tr, son zamanlarda tum vaktinizi yazdığım iki paragraf uzerinde yoğunlaşarak geçiriyorsunuz herhalde. Dediğim gibi meslektaşa hitaben o an içimden geleni, duşunduğumu yazdım. Sizin ve diğer altı arkadaşınızın ne anladığı benim için çok önemli değil yine de yalnış anlaşıldı ise özur dilerim. Ben de bir sanatçının eser meydana getirdiğinde ya da bir sporcunun rekor kırdığında yaşadığı hazzı hiçbir zaman yaşayamayacağım bu nedenle de kendimi şansız hissediyorum bilmem anlatabildim mi? Diğer iki forum konusuna gelince birincisine avukat bir buyuğumuz gerekli cevabı vermiş sonraki diyologların fantastik olmadığının ben de farkındayım. İkinci foruma bizden çok daha tecrubeli olan hukukçular belki benden farklı şeyleri gördukleri için cevap vermemişlerdir, kimbilir meslek hayatlarında ne gibi haksızlıklarla karşılaştılar.
Sayemizde Norveç'in bayağı reklamı yapıldı. Boy konusunu bahane etmeyin bu işler ene boya bakmaz gönul işi. Gönul deyince hem ne demişler "Gönul bu ota da konar b....a da." İnşallah hepimiz otu buluruz ancak b...u bulan veya ileri de bulabilecek olanlar dikkatli olun devlet sizin için koruyucu yasalar çıkarsa bile sonuç değişmeyecek seçim sizin.
Zinayı savunuyor muşuz gibi bir hava oluşmuş, zinayı savunmak ya da masum gibi göstermek söz konusu bile değil, benim savunduğum aldatmanın dolandırmakla aynı kefeye konmaması gerektiğidir. Ayrıca evliliğin zinayı evliliğin gidişatına göre suç kapsamına sokmak da hiçbir şeyi değiştirmez sadece yargıyı meşgul eder. Bu gune kadar suçmuş şimdi değil; insanların yaşamında bir şey değişmeyecek. Yarın caydırıcı cezalar uygulansın yine sonuç aynı olacak. Kapkaça ağır cezalar uygulayıp suç oranı azaltılabilir ancak zinayı ister suç yapalım ister yapmayalım herhangi bir şeyi değişiremeyiz. Bekarken de aldatılmak nedensiz yere terkedilmek duygularımızı olumsuz etkiliyor, çoğumuzun başına gelmiştir. O halde bu durumda da cezai mueyyide uygulanmalı değil mi? Şahsi seçimlerimizle ilgili her şeye ceza veremeyiz. Hayat Bu!!!
Syn. romantic ne yazdıysak arkasındayız. Hepimiz acı çektik. İkisini de öldursen ya da eşini hapse attırsan hayatında ne değişecek. Hata bende değil diyorsun o psikoloji ile gerçekçi duşundun mu hiç? Hata yalnızca karşındakinde ise öyle bir insan için daha fazla acı çekmeye kafa yormaya kariyerini bir kenara atmaya değer mi duşun? O uzulsun seni kaybettiğine gerçekçi dusun gereken cezayı sözlu olarak ver. Vicdanen rahatsan ne eşin ne de etrafındakiler için kafa yormaya değmez, emin ol doğru insanı bir gun bulursun.
!!!Bu zihniyeti değiştirmezsek daha çok erkek karısını tufekle vurur bu memlekette.
Not: Forum konusu hariç tartışmalar surecekse ayrı forum açalım.
İYİ GECELER
forumun en başında yazdığım yanıtta, yasa ne olursa olsun vicdanen suç olduğunu belirtmiş ve foruma ilgisiz kalmıştım. Kadın pek kolay eşini aldatmaz. Ama ben eşimi aldatmadım diyen erkeği mumla ararsanız belki bulursunuz. Bu doğal bir olay.(doğal olması haklı gördüğüm anlamında yorumlanmamalı. Artık insan beyninin gelişimi, içgüdelerini aşacak boyuta gelmiştir.)
1- Kadınlar ayda tek yumurta üretir. Erkek her gün milyonlarca sperm üretir
2-Kadın neslinin devamı için döllenebileceği en güçlü spermi aramak ve onunla eşleşme ihtiyacı içindedir. Erkek, neslini devam ettirmek için dişinin gücünü araştıramadığı için, rasladığı her dişiyi dölleyerek, mümkün olduğu kadar yavru üretmek ve sağ kalanlarla neslini devam ettirmek ihtiyacı hisseder.
3-Erkek bu nedenle hakimiyet alanı tayin edip başka erkekleri buraya sokmaz. girmek isteyenlerle çatışır
4-Dişi zayıf olduğu için, ( en azından hamilelik ve lohusalık döneminde, bu durumun zamanı her canlıda değişiktir) erkeğin bu hakimiyetini kabul eder.
5-Dişinin bu zayıf dönemlerinde, erkeğin, üreme fonksiyonları devam ettiği için, başka dişilerle beraber olma ihtiyacı devam edr. Bu nedenle hayvan topluluklarınada bir erkek ve birden fazla dişi bulunur.(4 evliliği savunanlara ithaf olunur)
6- Erkekler, koloniyi savunurken ölmekte, başka erkekler tarafından koloniden uzaklaştırılmakta vs. bu nedenlerle, toplulukta erkek sayısı az ve dişiler çoğunluktadır. Bu durumda erkeğin birden fazla dişiyle beraber olması kaçınılmaz ve doğal bir durumdur.
Bunları daha fazla uzatmak da mümkün ama bizler erkek ve dişi diye ayrılan topluluklar olmanın ötesine geçip, aile olmayı hakeden sosyal varlıklarız.
Bir aslan yavrusu, başka anneden olan kardeşine hesap sormayabilir ama, bir insanın çocuğu babasına, başka anneden olan kardeşi için "hiç mi bize saygın yokyu" diye sorabilir.( Evliliğin fiilen bitttiği durumlarda zinadan ben şahsen söz edemem. ) ama eğer evlilik birliği devam ediyor ve aile oyunu oynanıyorsa, bu zinedır. Suç olup olmaması da hiç önemli değil.
Evli, bir insan, bu forumda savunulan şeyleri çocuklarına anlatabiliyorsa, tüm yazdıklarım için özür diliyorum. (Bazı şeyler gizli kalmalı, hoş onu da kabul ettiğim söylenemez)
Öncelikle evlenme her iki tarafın uygun irade beyanları sonucu kurulan bir sözleşmedir. bu sözleşme gereğince tarafların birbirlerine karşı bir takım yükümlülükleri vardır bu anlamda sadakat da eşlerin yükümlülükleri arasında yer alır. bu sebeple zina esasen bir suç değil bu yapılan sözleşmeye aykrıılık ahde vefa ilkesinin ihlalilidir. zinanın boşanma davalarında evlilik birliğinin ortadan kaldırılması için esaslı sebep gösterilmesi de bu nedenledir. olaya ceza hukuku açısından yaklaşırsak zinanın suç olarak nitelendirilmesi insanın evli olduğu dönem içerisindeki cinsel hayatının bir müeyyideye bağlanması söz konusudur ki bu düpedüz kişinin özgürlüğünün açık ihalalidir. zinanın suç kapsamından çıkartılmasının kadın - erkek kamplaşması üzerinden değerlendirilmesi kanımca yersizdir. genel hukuk ilkeleri ışığı altında bu düzenlemenin ne kadar mantıklı olduğu ortadadır.
ciddiyeti severim disipline hayranım..
sanıyorum formla ilgili aslında en duygularlada yoğrulmuş yazı sayın Romantic'in yazısı olmuş, bekar olmama rağmen bu kötü duyguyu yaşayan değerli üyeyle hemen hemen aynı fikerde olmam beni aslında mutlu etti çünkü dediğimin doğruluğunu anladım.
Ortak olan şudur ki bir şekilde başka bir ilişkiye başlamak isteyen kişi ERDEMLİ bir şekilde durumu açıklayarak boşanmak istemesidir.
Bunu yapmayarak eşini aldatarak farklı birisiyle ilişkiye girmenin en başta son derece AHLAKSIZ bir tavır olduğu ortadadır. Bu ahlaksızlıkta hiç bir şekilde karşı tarafta kusur aranamaz . Frijitlikten çocuk olmamasına eşlerin birisinin doyumsuz olmasına fantazilere açık olmaması anlayışsız olması gibi çoğaltabileceğimiz yüzlerce neden ALDATMA VE ZİNA için mesnet teşkil etmez. Zaten düşünürsek aldatan taraf bir şekilde bir bahane bulacaktır.. Aldatılan kişinin kusuru aldatana göre her neidyse bunu ortaya koyarak gerekli tavrı sergilemesi gerekir. Doğrusu budur bunu yapmadığı sürece hiç bir haklılığı olamaz. Zaten genelde ' Onda bulamadığı sevgi mutluluk ve ilgiyi bulmuştur. Onun yanında rahat ediyordur. ' Böylesine neye göre kime göre gibi havada kalacak yanıtların haklılığı olamaz. Evini soyanın cezalandırılmasını istemek nasıl bir haksa evini soyanı vurmakta sizin haklı olduğunuz bir konuda ceza almanızı gerektirir, Çünkü ikisi apayrı olaylardır tıpkı burada olduğu gibi. Aldatana göre karşı tarafın hatası boşanma sebebidir ve ancak öyle haklı olabilir yok kendisi gidip aldatıyorsa bu haklı olmasını gerektiren bir durum değildir. bazı arkadaşlarımız düz aristo mantığı kurarak ALDATILANIN HATASINI öne çıkararak aldatmayı bir nbzede olsa haklı çıkarmaya çalışmaktadır ki eğer böyle bir hata var ise bunun çözümü boşanmadır. Çünkü nadir olan şeyler değerlidir kör at ta nadir bulunur öyleyse kör at ta değerlidir sonucu çıkarki külliyen hatalıdır.
Kesin olan temeli sağlam olmayan binaların yıkılmaya mahkum olduğu gibi temeli sağlam olmayan evliliklerde bitmeye mahkumdur. Günümüzün ahlak erozyonu altında bir çok evlilik sağlam temeller üzerine maalesef kurulmamaktadır. Aslında bir sorunda budur.
Zina suç sayılarak cezalandırılmalı mı yoksa cezalandırılmamalı mı? Konusunda benim fikrim açık ve nettir. Aslında bitmiş bir evliliği oyun gibi sürdüren çeşitli nedenlerle bunu bitiremeyen ve son derece ahlaksız bir ilişkiye giren kişi cezalandırılmalıdır. Çünkü topluma kötü örnek olmaktadır. (Toplumumuzun yapısı abuk sabuk programlar sayesinde dejenere edilmektedir) Çünkü birisini resmen kandırmakta aldatmaktadır. Çünkü birisinin duygularıyla oynamakta gururunu kırmaktadır. Çünkü birisinin ruhuna tecavüz ederek öldürmektedir. Çünkü erdemli değildir. Çünküahlaksızlık yapmaktadır. Çünkü toplumların temel direği olan aile kavramını yerle bir etmektedir.
Gerçektede hiç bir toplum tarafından hoş karşılanmayan bir durumdur. Kanunlar aile kurumunu korumalıdır, çünkü aileler çökerse ne toplum kalır ortada nede hukuk sonra saygı biter sevgi gider sadece şehvetsel duygular kalır, yani insan insan olmaktan uzaklaşır çünkü bu tip işlerin sonu yoktur. Muhtemelen aldattığınız kişiyide aldatacaksınız çünkü mutlaka ondan daha iyi sizi anlayan seven çıkacaktır. Oda aldatacak nede olsa aranızda bağ yok diye...
Neticeden bir toplumu yıkmak istiyorsanız önce dilini sonra dinini sonra aile yapısını bozacaksınız ki o toplum yok olsun ne ilginç değil mi yaşadıklarımız ....
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
Sayın xewer,
Kimseyi hapse attırmaya kalkmadım, çektiğim acıyıda yalnız başıma çektim,
İkisini de öldürsem ya da eşimi hapse attırsam hayatımda hiçbir şeyin değişmeyeceğini bende biliyorum, önemli olan zina olayı gerçekleşmeden önlem alabilmektir, biz bundan bahsediyoruz, zaten hayatım bu şekilde de değişti, ama eşlerin zina karşısında bir ceza alacaklarını bilmesi, onların en azından birazda olsa dizginlenebilmesini sağlardı diye düşünüyorum, cezaya rağmen yinede yapmak isteyene de hodri meydan acaba o zaman bu kadar rahat olabilecekler mi?
Sayın commodore1tr ninde belirttiği üzere her gün televizyonlarda absürt programlar yayınlayıp, haber aralarında bile afişe etmek, en çok televizyon izlenen saatlere alarak halka izletmek, bir günde 2 yada, 3 sevgili değiştiren insanları popüler hale getirmek, (zamanında dallas dizisini seyrederken bile olmaz bu kadar derdik, şimdi !!!) ne yazıkki toplumuzun bu konuda körelmesine yol açıyor, birde üstüne üstlük cezasız kalınca sapıtanlar çoğalıyor,
Hatanın bende olmadığını çok iyi biliyorum, kendi içimdede bunun istişaresini yaptım, zaten kendiside söyledi, kariyerimi yeniden kazandım, vicdanımlada problemim yok.
Ancak yara zamanla geçer izi kalır, acı zamanla geçer sızı kalır.
Bu zihniyeti değiştirmezsek daha çok erkek karısını tüfekle vurur demişsiniz neden? Okuduğum yazıların genelinde zina aslında çokta kötü algılanmamıştı, yoksa sadece erkekler yapabilir kadınlara haşaaa olmazmı? Evet erkek yapınca oluyor da, kadın yapınca neden erkek karısını tüfekle vuruyor, kimse kimseyi vurmasın, yasalar onlara gerekli cezayı versin, toplum karşısında yüzkızartıcı suç işlediklerini bilsinler ki, yapmasınlar. Fiilen devam eden evlilikte bu olmaz, karşısındakini kandırmak, duygularıyla oynamak, kimseye bir şey kazandırmaz.
Zina olayında; suçu işleyene değilde işletene bak misali, aldatılan eşe çamur atılması bana ahlaksızlığın prim yapmasının gündemde olduğunu anlatır.
Fiilen bitmiş evlililiği devam ettirmenin, karşısındaki insanı kandırmanın, kimseye bir faydası olmaz, eşinin zina yaptığını anlayan insan onurundan vazgeçmemeli, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışarak böyle bir pisliği kabul etmemeli. Eğer benimle ise beni seviyordur, bir başkasına gidiyor ise demekki bana ne sevgisi nede saygısı kalmamış, bana saygı ve sevgisi kalmamış bir insanla neden bir ömür geçirmeye devam edeyimki?
Eşimin eğer beni aldattığını bile bile aynı evde kalıyorsam, günlük hayatı paylaşıyorsam, bu kendime yaptığım bir saygısızlıktır, yüreğimde ve beynimde asla böyle birşeyin kabullenilebilecek bir yanı yoktur. Çocuklarımızın bizlerle ve kardeşleriyle gurur duymaları, zina sonucu doğan o günahsız bebeklerinde, böyle bir ilişkiden değil, toplumda kabul gören bir şekilde dünyaya gelmiş olmaları doğal bir haktır. daha doğmadan haklarının ellerinden alınması, yasalar ve toplum değerleri karşısında kabul görmeyen bir beraberlikten doğmalarınında onları suçu olmaması ve ilerleyen zamanda bunun acısını yaşamamaları için bunun önüne geçilmeli ve zina suç sayılmalıdır derim.
Ayrıca sayın Commodore1tr ye böyle bir forum açtığı için teşekkür ediyorum.
Erdem kavramının beyinlerden ve yüreklerden yavaş yavaş silinmeye başladığı şu günlerde kıymetinin bilinebilmesi için gerekli bir konuya değinmiş.
Saygılarımla,
romantic
Yazılan her şeyi kendince yorumlayan arkadaşlar. Her ne şartta olursa olsun, boşanma yolunda hukuki girişime başlanmamış evliliklerde "eşi kusurlu olsa dahi" eşini aldatan taraf hatalıdır. Diğer tarafın kusuru aldatan tarafı haklı çıkarmaz. Ancak aldatılan taraf da bir nebze kendini sorguya çekmelidir. Açıklayıcı oldu mu?
Evliliği düzgün giden eşine değer veren biri yazdıklarımızı okusa bunlar burada neyi tartışıyor ne diye kendini yoruyor diye düşünür. Her ne kadar baştan imzayı atsak da evlilik ticari bir şirket sözleşmesini benzetilmemeli. Evliliğin şu aşamasında şu olursa ceza verilsin caydırıcı olur, bu aşamasında ceza verilmesin demek evliliği çifleri alacaklı-borçlu yerine koymaktır. Zaten gerekli şeyler kanunlaştırılmış durumda.
Ayrıca; mademki zina yapanın cezalandırılması taraftarısınız. Mademki ceza uygulamasının gayri meşru çocuk sayısını azaltacağına, insanların duyguları ile oynanmasının önüne geçilebileceğine inanıyorsunuz o halde aklınızdan geçen caydırıcı bir kaç kanun maddesini hukukçulardan önce siz yazın. Yazarken de bu maddelerin uygulamada sizin düşünceleriniz dışında ortaya çıkaracağı sonuçları düşünün.
Syn. Romantic caydırıcı ceza da olsa aynı şeyi yaşardınız, sonunda da eşinizi içeri attırmaya çalışmazdınız emin olun uğraşmaya değmez.
İYİ GECELER (Rumuz: Ortalık Karıştırıcı)