Taşınmazın mülkiyetinin işgal yoluyla kazanılması

Merhaba, bahsedeceğim konuya yorumlarınızı eklerken lütfen kanuni dayanaklarınızıda belirtmenizi rica ediyorum.
Belediyeye ait bir arsanın, bir vatandaş tarafından 30 yıl kesintisiz olarak kullanılıyor olması, sözkonusu arsanın bahçe duvarları ile çevirili bulunması ve üzerinde yine 20 ila 30 yıllık ağaçların yetiştirilmiş olması, bu arsa ile ilgili olarak kullanan şahsa karşı açılmış hiçbir davanın bulunmaması, şahsa karşı bu arsanın işgalinin sona erdirilmesi ile ilgili Belediye tarafından herhangibir yazışmanın yapılmamış olması sonucu şansın bu bahse konu Belediye arsası üzerinde kazanılmış olan haklarının neler olduğu, Belediyenin bu şahsa karşı şu aşamadan sonra, işgalin sona erdirilmesi yönünde yapabilecekleri ile şahsın bu arsayı Belediyeden bir bedel karşılığı ihale yapılmadan öncelikli olarak satın almasının hukuki olarak mümkün olup olmadığı ve Belediyenin bu arsayı ihale yolu ile satmasının bu aşamada mümkün olup olmadığı hakkında yorumlarınızı bekliyorum.

8049 Sayılı Türk Medeni Kanununun 707. maddesine göre "Tapu kütüğüne kayıtlı bir taşınmazın mülkiyetinin işgal yoluyla kazanılması, ancak kaydının malikin istemiyle terkin edilmiş olmasına bağlıdır. Tapuya kayıtlı olmayan taşınmazlar üzerinde işgal yoluyla mülkiyet kazanılamaz." denilmektedir.
Benim bu konudaki yorumum, işgal yolu ile kazanılmada arsanın maliki olan Belediye tüzel kişiliğinin 20 yıldan daha uzun süredir arsanın zilyetliğini kaybetmiş olması ile ve işgalin sona erdirilmesi konusunda bir çabasının bulunmayışı ile bu taşınmazın Belediye tüzel kişiliğince terkin edildiği anlamını taşır ve mülkiyet şahsa geçer.

Kanun maddesini de okuduğunuz gibi, işgal yoluyla kazanmanın gerçekleşmesi için, tapu kaydının malikin isteği ile terkin edilmiş olması gerekmektedir. Belediye kendisine ait gayrimenkulün tapı kaydını terkin etmediğine göre, işgal yoluyla iktisap gerçekleşmez. Yani gayrimenkulün tapuya kayıtlı olup, sicile göre sahipsiz hale gelmesi gerekir.

Söz konusu taşınmazın sizin tarafınızdan 30 seneden beri kullanılıyor olmasından yola çıkarsak, olağanüstü zamanaşımı ile kazanabileceğinizden sözedebiliriz.Ancak bunun için de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesine göre tapuya kayıtlı olmayan veya sahibinin kim olduğu tapudan anlaşılamayan bir gayrimenkul olmalıdır.

Anket Hala halka açıktır. Çekinmeden tıklayın. :)

Aynı şeyden bende muzdaribim. Fakat bir farkımız var benimki yaklaşık 40 yıl.
O zaman dan bu zamana kadar verilen vergilerin matbuu evrakların hepsi duruyor.
Arsadan kira bedeli olarak para alınmış. İmar Affından yararlanılmış ama imar ıslah planı yapılamadığından tapu alamamışız.
Bu durumdaki yasal hakkımız nedir?
İlgilenelere şimdiden Teşekkürler...

Medeni kanunun 999.md sine göre Kamu malı vasfındaki bir taşınmaz istisnaen tapuya kaydedilmiş olsa veya yanlışlıkla kaydedilmiş veya kaydı kapatılması gerekirken kapatılması ihlal edilmiş olsa dahi böyle bir taşınmazın mülkiyeti zamanaşımı yoluyla kazanılamaz.

İşgal yoluyla da kazanılamaz zira arkadaşlarımız ona da değindiler.

Benzer bir konuda yazacağım, ama bizimkisi uluslararası.
Anneannem ve ağabeyi 1920'lerde Suriye'de, Şam'da bir evin sahibi iken tayin yoluyla, İstanbul'a dönüyorlar. Düzenli olarak kiralarını ödeyen kiracı, 30 yıl sonra Suriye yasalarına göre, evi satıyor 30.000 altına. Para bankada bloke vaziyette Şam'da bizleri bekliyor. Ancak iki hükümet arasındaki anlaşmalar doğrultusunda parayı Türkiye'ye getiremiyoruz. Ancak turistik amaçla oraya gidip harcayabilirmişiz.
Burada şu sorulabilir; şu anda yürürlükteki yasalara göre bizim durumumuzda bir değişiklik olmuşmudur? Yoksa 80'lerde öğrendiğimiz bilgiler geçerlimidir?

Alıntı:

---

igk rumuzlu üyeden alıntı

Benzer bir konuda yazacağım, ama bizimkisi uluslararası.
Anneannem ve ağabeyi 1920'lerde Suriye'de, Şam'da bir evin sahibi iken tayin yoluyla, İstanbul'a dönüyorlar. Düzenli olarak kiralarını ödeyen kiracı, 30 yıl sonra Suriye yasalarına göre, evi satıyor 30.000 altına. Para bankada bloke vaziyette Şam'da bizleri bekliyor. Ancak iki hükümet arasındaki anlaşmalar doğrultusunda parayı Türkiye'ye getiremiyoruz. Ancak turistik amaçla oraya gidip harcayabilirmişiz.
Burada şu sorulabilir; şu anda yürürlükteki yasalara göre bizim durumumuzda bir değişiklik olmuşmudur? Yoksa 80'lerde öğrendiğimiz bilgiler geçerlimidir?

---

Eğer sizin sorununuz sadece bu ise cevap çok basit: Parayı orada harcayıverin. Harcayarak satın aldıklarınızıda tekrar satarak paraya dönüştürürsünüz. Aklıma bu geldi. Kötü bir durum gerçekten.

Sayın igk,
Anladığım kadarıyla en son 80 li yıllarda konuyu takip etmişsiniz, üzerinden en az 20 sene geçmiş. Bu süre içerisinde, bankada bloke edilen paranın sahibi çıkmayınca, parayı almayınca, belli bir süre sonra para devlet hazinesine geçmiş ya da geçecek olabilir, tekrar araştırmanızı öneririm.

kenan7070 ve Başak Şahin'e ilgileri için teşekkür ederim.
kenan7070 öneriniz çok güzel ama, Suriye hükümeti bunu da düşünmüş ve satılıp sonra paraya çevrilebilecek şeyleri satın alamıyorsunuz. Yani, ancak otel, yemek, yol gibi masraflara harcayabiliyorsunuz. Forumda bu konuya rastlamasaydım, aklıma yine gelmezdi. Demek ki araştırmalara tekrar başlamak gerek. Deneyelim bakalım...

Sayın igk, size birşey sormak istiyorum.
Suriye'ye gidip ilgili bankadan bahsettiğiniz parayı çekemiyor musunuz? Örneğin o parayı çekip orada değerlendiremiyor musunuz? Yatırım yapamıyor musunuz?

Sayın K.V., önerinizi bir kaç kanaldan araştırmam gerekiyor. Öncelikle annemlere konunun son halini sorayım. Son dönemde yaşadığım tatlı yoğunluklardan dolayı bu konu ile fazla ilgilenemedim. Hatta foruma bile giremedim. Edineceğim bilgileri paylaşırım. Teşekkürler.