Hakim ve savcıya hız yapmak serbest

Yargıtay, araç kullanırken hız sınırını aşan savcılara ceza kesilemeyeceğine hükmetti.

Trafik kurallarını ihlal eden vatandaşlar ceza öderken, yargı mensupları bundan muaf tutulacak. Yüksek Mahkeme'nin kararı, Manisa'daki bir olayın Yargıtay'a taşınması üzerine gerçekleşti. Trafik denetimi yapan polis ekipleri, kuralları ihlal eden bir savcı hakkında tespit tutanağı düzenleyerek Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Ancak başsavcılık, savcıya trafik cezası uygulanamayacağını belirtti. Buna itiraz eden Manisa Emniyet Müdürlüğü, cezanın ödenmesi talebiyle ağır ceza mahkemesine başvurdu. İtirazı kabul eden mahkeme, savcı hakkındaki tespit belgesinin 'ceza tutanağı' haline getirilmesine ve kararın başsavcılık tarafından uygulanmasına hükmetti. Bu kez Adalet Bakanlığı devreye girdi, savcıya verilen cezanın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle olayı Yargıtay'a taşıdı. Dosyayı inceleyen 7. Ceza Dairesi, hakim ve savcılara idarî para cezası verilemeyeceğine hükmetti.

Kararın gerekçesinde Kabahatler Kanunu'nun 23. maddesine atıf yapan Yüksek Mahkeme, savcılar hakkında sadece kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde idarî yaptırım kararı verilebileceğini belirtti. Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yargı mensupları hakkında idarî yaptırımın hangi merciler tarafından verileceğine dair bir düzenleme bulunmadığını vurgulayan Yargıtay, kıyas yoluyla para cezası uygulamanın yasaya aykırı olduğunu kaydetti. Bu karar, hakim ve savcılarla ilgili benzer olaylarda emsal oluşturacak. Yargıtay, trafik kurallarını ihlal eden yargı mensuplarına ceza kesilmesinin yolunu tamamen kapatmış oldu.

Yargıtay'ın aldığı karara göre, trafik kurallarına aykırı davranan vatandaşlar hakkında uygulanan para cezaları hakim ve savcılar hakkında uygulanamayacak. Daha önce İçişleri Bakanlığı, trafik polisinin ceza kesemeyeceği kişilere ilişkin bir genelge yayımlamıştı. Zaman'ın manşetten duyurduğu yoğun tartışmalara yol açan genelgede, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay, Yargıtay mensupları ile asker ya da sivil tüm hakim ve savcılara trafik cezası kesilemeyeceği belirtilmişti.

12.03.2007

Zaman

Alıntı:

---

elvancetinkaya rumuzlu üyeden alıntı

Yargıtay, araç kullanırken hız sınırını aşan savcılara ceza kesilemeyeceğine hükmetti.

Trafik kurallarını ihlal eden vatandaşlar ceza öderken, yargı mensupları bundan muaf tutulacak. Yüksek Mahkeme'nin kararı, Manisa'daki bir olayın Yargıtay'a taşınması üzerine gerçekleşti. Trafik denetimi yapan polis ekipleri, kuralları ihlal eden bir savcı hakkında tespit tutanağı düzenleyerek Salihli Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Ancak başsavcılık, savcıya trafik cezası uygulanamayacağını belirtti. Buna itiraz eden Manisa Emniyet Müdürlüğü, cezanın ödenmesi talebiyle ağır ceza mahkemesine başvurdu. İtirazı kabul eden mahkeme, savcı hakkındaki tespit belgesinin 'ceza tutanağı' haline getirilmesine ve kararın başsavcılık tarafından uygulanmasına hükmetti. Bu kez Adalet Bakanlığı devreye girdi, savcıya verilen cezanın hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle olayı Yargıtay'a taşıdı. Dosyayı inceleyen 7. Ceza Dairesi, hakim ve savcılara idarî para cezası verilemeyeceğine hükmetti.

Kararın gerekçesinde Kabahatler Kanunu'nun 23. maddesine atıf yapan Yüksek Mahkeme, savcılar hakkında sadece kanunda açıkça hüküm bulunan hallerde idarî yaptırım kararı verilebileceğini belirtti. Hakimler ve Savcılar Kanunu'nda yargı mensupları hakkında idarî yaptırımın hangi merciler tarafından verileceğine dair bir düzenleme bulunmadığını vurgulayan Yargıtay, kıyas yoluyla para cezası uygulamanın yasaya aykırı olduğunu kaydetti. Bu karar, hakim ve savcılarla ilgili benzer olaylarda emsal oluşturacak. Yargıtay, trafik kurallarını ihlal eden yargı mensuplarına ceza kesilmesinin yolunu tamamen kapatmış oldu.

Yargıtay'ın aldığı karara göre, trafik kurallarına aykırı davranan vatandaşlar hakkında uygulanan para cezaları hakim ve savcılar hakkında uygulanamayacak. Daha önce İçişleri Bakanlığı, trafik polisinin ceza kesemeyeceği kişilere ilişkin bir genelge yayımlamıştı. Zaman'ın manşetten duyurduğu yoğun tartışmalara yol açan genelgede, Anayasa Mahkemesi, Sayıştay, Danıştay, Yargıtay mensupları ile asker ya da sivil tüm hakim ve savcılara trafik cezası kesilemeyeceği belirtilmişti.

12.03.2007

Zaman

---

****************************************
Bal tutan parmağını yalar..iyide insan kendi kendine nasıl ceza verecekki..Helal olsun hukuğa..Yerinde bir karar...Millet vekillerinde dokulnulmazlığı var..

Yani adalet için sığındığımız merciiler, kendileri için adaleti çiğnemekte bir sakınca görmemişler. Tebrikler doğrusu.
(özellikle hukukçu) Üyelerimizin yorumlarını bekliyoruz.
Esenlikler.

Yasalar Ya Vardir,yada Yoktur, Varsa Herkese Uygulanir,yok İse HİÇ Kİseye Uygulanamaz!! Aaaa Pardon,ben Nededİgİmİ Bİlİyormuyum.






GÜndelİk Hayatta KarŞilaŞtigimiz KÜcÜk Veya BÜyÜk KİŞİsel Sorunlar BÜyÜk BaŞarilarin ÖnÜnde Engel Degİldİr.

Bizim sorunumuz, bulunduğumuz makamı, konumu dışarıya taşıma ve kötüye kullanma alışkanlığı. (Böyle olmayan birçok hakim ve C.savcımızı tenzih ederim) İster milletvekili olsun, ister başbakan, ister hakim, ister savcı, görevi ile ilgili faaliyetleri dışında her konuda sıradan bir vatandaş gibi olmalıdır. Milletvekili olmak, hakim, C.savcısı olmak, kurallara uymamayı; uyulmadığı takdirde yaptırımı tanımamayı gerektirmez. Aksini düşünmek bile istemiyorum...

Otomobil uçar gider
Ömrüm gibi geçer gider
Ben talihin peşindeyim
Talih benden kaçar gider
Yar yar güzel yolcu güle güle

Anayasanın 10. Maddesi derki :
'X. Kanun önünde eşitlik

MADDE 10. – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.

(Ek: 7.5.2004-5170/1 md.)Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Birde George ORWELL in başyapıtı vardır. ( Bir baş yapıtıda 1984 tür ama onun bu konuyla ilgisi yok ) Kesilmekten, kırkılmaktan, sağılmaktan, dövülmekten gına getirerek zalim sahiplerine karşı ayaklanan Manor Çiftliği hayvanlarının hikayesinin anlatıldığı Hayvanlar Çiftliği (Animal Farm )nde Hayvanlar, çiftliği geri almayı deneyen insanlara karşı yiğitçe çarpışır, gövdelerini mermilere siper eder; el sahibi olmadıkları halde çiftliğin zor işlerinin üstesinden gelmeyi, hatta bir değirmen inşa etmeyi bile başarırlar. Ne yazık ki zaferleri, yöneticiliğe soyunup gitgide 'insanlaşan' domuzların hırsları ve entrikaları tarafından gölgelenmeye başlar. Ve müthiş akıllarda kalan sözleri ile tarihselleşir. Bütün hayvanlar eşittir den Bütün hayvanlar eşittir, ama bazı hayvanlar öbürlerinden daha eşittir e gider...
Demekki neymiş.... Bütün insanlar eşittir ( Anayasa Madde10 ) Ama bazı insanlar öbürlerinden daha eşittir. ( Yargıtay ve İçişleri bakanlığı )... Yargıtay görülen o ki açıkça anayasayı ihlal etmektedir. Hemde anayasayla kurulmuş bir kurum olmasına vede Anayasanın aslında temel hukuk olduğunu bilen hukukçularala birlikte...

Bu habere ya da duruma çok mu şaşırmamız gerekiyordu?

Yani bu trafik yasası ayrıcalığı bu kadarcık mı? İnanmam, mutlaka haddini bilmeyip ceza kesmeye yeltenen trafik polisini evire çevire dövme yetkisini de kapsıyordur.
Aslında yasal sündürmeleri gayet eksik bulmaktayım. Bu eksiklik bize yakışmıyor.
Halbuki acilen bir YSK (bildiğiniz değil bu. Yüksek Sündürme Kurulu) kurulmalı ve bu ayıp giderilmelidir.
Cumhurbaşkanına, dilediği zaman ve yerde, dilediği kadar insan öldür(t)me yetkisi verilebilir.
Meclis Başkanı ve Başbakanınki daha kısıtlı olmalıdır tabii. Ayda en fazla 3 kişi gibi mesela.
Bakanlara 6 ayda , milletvekillerine yılda 1 kere uygundur bence.
Neden olmasın ki. Severiz milletçe ayrıcalığı.
Ha! aklıma gelmişken, aslında avukat arkadaşlara da (birer hukukçu olmaları hasebiyle) bazı ayrıcalıklar tanınabilir. Bin zahmetten sonra, gözünüzün içine baka baka aleyhinize karar veren hakimin önünde, en azından karşı tarafın müvekkiline iki tokat çekmek nasıl olurdu acaba?
?????????!!!!!!!!!!!!
Aman Allahım! Bu kadar ciddiyete önem veren ben neler söylüyorum böyle?
Bu kadar dengesizlik arasında dengem bozuldu galiba.
.........

Bu Habere Güler misin ağlar mısın?

Anayasamız kanun önünde eşittir diyor ama bazı kesimler bunu delmek için elinden geleni yapıyorlar.

Trafik Polisleri ne yapsın kurallara uymayan kimlere ceza kessin, garibim kimsesi olmayan fakir halkımdan başka. Birisi hakimdir, biri savcı, biri siyasi partiden, biri zengin bebesidir artistlik yapar, birini ankarada dayısı var "sen beni tanıyor musun lan" der, biri vurur biri sıkar, bir kaçar,....

Hakkıyla görev yapmak çok zor çok.

Aslında hız sınırına tabi olmayanlar belli toplumcada kabul görmüş
Ambulanslar... Tercihli yola girebilir hız yapabilir çünkü can kurtarma görevi vardır...
İtfaiye.... Her türlü yola girebilir gerekirse trafik bile kesilir. Hem can hem mal hem çevre kurtarılması görevi vardır...
Polis ... Görev ve takip için giderlerken sınırları aşabilirler...
Aslında ne kadar ilginçtir HIZ SINIRI CEZA İÇİN DEĞİL CAN GÜVENLİĞİ İÇİN KONMUŞ BİR SINIRDIR. Normal şartlarda bu sınırı KAFASI ÇALIŞMAYAN birileri aşabilir. Başka bir deyişle Yargıtay ve İçişleri bakanlığı kafası çalışmayanların listesini yapmış gibi algılanmalıdır bu durum.... 70km hızla emniyet kemerini takmış olarak giderken TC bariyeri hariç normal bir kaza yaparsanız büyük olasılıkla burnunuz bile kanamadan kurtulursunuz. Amma 150km ile gidiyorasanız hayati tehlikeniz vardır. Belikde Yargıtay ve içişleri bakanlığı kanun ve genelgesiyle TEMİZLENSELERDE KURTULSAK mantığı ile hareket etmiştir...
Neyse devam edeyim ben...
Formula yarışçıları... Özel pistlerinde hız sınırına tabi değildirler taki bunu sokağa taşımasınlar...
Bağdat Caddesi 2300-0400 İsteyenin istediği sürati yapabileceği anahtarların alınıp verildiği serbest saat kurtarılmış bölgedir. Ne kadar sonradan görme it varsa sükse budalası şaşkınların devlete meydan okuduğu yerdir.
Şaka bir yana aslında avukatlara hız sınırı olmaması lazım düşünürsek hakim ve savcılar tren gibi 0900-1700 saatleri arasında gider gelirler ve hep aynı adliyeye ... Hakim zaten sanık tanık avukat savcı mübaşir haneberduş avere boşta gezen filan dinlemeden ''yaz kızım''diye kendi kendine yazdırır durur ve sonuçte kendi kendine yazdıklarıyla bir karara varır ya yargıtaydan ya avrupadan döner sonra iş yükü çok diye gürültü kopar keşke birde dinleseler kim ne diyor ki diye... Belki mağdur kendisine ne olduğunu hakimden iyi biliyordur... Savcılar genelde mahkeme süresince bir köşede hiç konuşmadan oturup şekerleme yaparlar dört celsede bir de bir kelam ederler zaten hakim savcınında ne diyeceğini kendi kendine sorup yanıtladığından gelmeselerde olur amma usule uygun olmadığından orada bulunurlar... Amma avukatlar özellikle İstanbul da birbirinden ilgisiz adliyelerde ve nedense genelde 0900 da olması gereken duruşmalara yetişmek için koşturur dururlar. 0900 duruşmasına yetiştiklerinde 0900 da aynı salonda aynı hakimin 15 duruşma birden yapacağını görüp bir mucizeye tanık olurlar ancak genelde mucize ya öğlenden sonraya kalmaları yada 1100 a doğru mahkeme salanuna girmeleriyle gerçekleşir. Öbür duruşmalarıda ne hikmetse saat tam 0900 da başlar halbuki dava 1020 de görüşülecektir amma aradakiler gelmediğinden hop sırası gelir avukatsız görülür geçer... Genelde de avukatlar duruşma salonunda yerlerini alıpta hazırlanana kadar hakim duruşmayı bitirmiş olur amma o da Şamda kayısı o kadar hata olur.... Peki ben bunları neden yazdım? Bilmiyorum!!! Amma sanırsam avukatlarda hızlı gitsin diyecektim...

Yargıtay, trafik kurallarını ihlal eden hakim ve savcılara polisin ceza kesemeyeceğini, yaptırımın sadece yargı tarafından uygulanabileceğini açıkladı.

Hakim ve savcılara trafik polisinin ceza kesemeyeceğiyle ilgili karar, 12 Mart tarihinde Zaman'ın manşetinde yer almıştı.

Zaman'ın pazartesi günü manşetten duyurduğu 'Hakim ve savcıya hız yapmak serbest' başlıklı haber üzerine yazılı bir açıklama yapan Yüksek Mahkeme, yargı mensuplarının kanundan muaf olmadığını; ancak polislerin savcıya ceza kesmesi halinde 'yargı teminatı'nın zedeleneceğini savundu. Böyle bir duruma sebebiyet vermemek için yasalara özel hükümler konulduğunu anlatan Yargıtay, bunun vatandaşların kanun önündeki eşitliğinin de güvencesi olduğunu ileri sürdü. Manisa'da trafik denetimi yapan polis ekiplerinin, aşırı hız yapan bir savcı hakkında tespit tutanağı tutması Yargıtay'ın gündemine taşınmıştı. Dosyayı ele alan 7. Daire, hakim ve savcılara idarî para cezası verilemeyeceğine hükmetmişti. 7. Daire'nin aldığı kararla Yargıtay'ın dün yaptığı açıklamanın çeliştiği belirtiliyor. İlgili yasada boşluk olduğuna dikkat çeken hukukçular da, hakim ve savcılara trafik cezası kesecek merci bulunmadığını vurguluyor.

12 Mart'ta Zaman'da 'Hakim ve savcıya hız yapmak serbest' başlığıyla yayınlanan haber, gözleri yargı mensuplarına uygulanacak idari para cezasını düzenleyen kanunlardaki boşluklara çevirdi. Konuyla ilgili tartışmaların artması üzerine Yargıtay, bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada, Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin verdiği kararın, hakim ve savcılara trafik cezası kesilemeyeceğini öngörmediği belirtildi. Açıklamada kararın bir cumhuriyet savcısı için düzenlenen 'tespit tutanağının' ilgili yerdeki cumhuriyet başsavcılığınca 'ceza tutanağı' haline getirilemeyeceğine ilişkin olduğu ifade edildi. Açıklamada, "Hâkim ve cumhuriyet savcılarının Trafik Kanunu'na aykırılık teşkil eden eylemlerinden dolayı ilgili zabıta tespit tutanağı düzenleyecek. Tutanak, ilgilinin yargı çevresindeki ağır ceza mahkemesine gönderilecektir. Hakimler ve cumhuriyet savcılarına elbette yaptırım uygulanacaktır; ama adli amiri oldukları merciler tarafından değil, daha üst yargı mercilerince." denildi.

Ancak Yargıtay'ın açıklaması habere konu olan kararla çelişiyor. Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin kararında, trafik suçu nedeniyle idari yaptırımın hangi merci tarafından uygulanacağına ilişkin bir düzenleme bulunmadığı ve bu merciin kıyas yoluyla da belirlenemeyeceği vurgulanmıştı. Daire, hakim ve savcılara ceza uygulanması konusunda yasada boşluk olduğunu vurgulamasına karşılık Yargıtay, bu konudaki cezaların ağır ceza mahkemesince uygulanması gerektiğini belirtiyor.

Yargıçlar ve Savcılar Birliği Başkanı ve Yargıtay Savcısı Ömer Faruk Eminağaoğlu, hakim ve savcılar hakkındaki idari para cezalarını uygulayacak merci konusunda yasalarda boşluk olduğunu vurguladı. Yargıtay 7. Ceza Dairesi'nin Manisa'da hız sınırını ihlal eden bir savcıyla ilgili verdiği kararda yasadaki bu boşluğa dikkat çektiğini söyleyen Eminağaoğlu, yüksek mahkemenin cezayı uygulayacak merciin kıyas yoluyla belirlenemeyeceğine karar verdiğini ifade etti. Burada hakim ve savcılara tanınmış bir dokunulmazlık ya da ayrıcalığın söz konusu olmadığını savunan Eminağaoğlu, "Yasalar alelacele çıktığı için bu sorunlar oluyor. Yasama organı, suçu düzenlemiş, cezayı koymuş; ama hakim ve savcılara kim tarafından uygulanacağını göstermemiş." dedi

T.C.

YARGITAY

BASIN BÜROSU

Sayı: 1619

BASIN AÇIKLAMASI

13 Mart 2007 tarihli bir kısım gazetelerde, Yargıtay 7. Ceza Dairesinin verdiği bir karar nedeniyle, Hâkim ve Savcılara trafik cezası kesilemeyeceği yönünde haberlerin yer aldığı görülmüştür.

Karara yanlış anlam verildiği ve hatalı yorum yapılarak ortaya gerçeği yansıtmayan haberlerin çıktığı anlaşılmış, kamuoyunun yanlış bilgilendirilmesine meydan vermemek için konuya açıklık getirilmesi gerekmiştir.

Haberlere dayanak gösterilen karar, Yargıtay 7. Ceza Dairesi’nin 27/12/2006 tarihli hükmü olup; Adalet Bakanlığı’nın “Kanun Yararına Bozma” istemine istinaden ele alınan bir dosyaya ilişkindir. Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının 2918 sayılı Trafik Kanununa aykırılık teşkil eden eylemlerinin 2802 sayılı Hâkimler ve Savcılar Kanununun 93. maddesi kapsamında kişisel suç oluşturduğu bu nedenle ilgili zabıtanın yalnızca tutanağı düzenleyebileceği yasada açıkça belirtilmiştir. Anılan yasa gereğince Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının haklarında hangi usul ile soruşturma ve kovuşturma yapılacağı açıklanmıştır. Buna göre; Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarının 2918 sayılı Trafik Kanununa aykırılık teşkil eden eylemlerinden dolayı ilgili zabıta tespit tutanağı düzenleyecek, bu tutanak, ilgilinin yargı çevresinde bulunduğu Ağır ceza mahkemesine en yakın Ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet savcılığına, Savcılık tarafından da karar verilmek üzere o yer Ağır ceza mahkemesine gönderilecektir.

Somut olayda Yargıtay 7. Ceza Dairesi, bir Cumhuriyet Savcısı için düzenlenen “tespit tutanağının”, ilgili yerdeki Cumhuriyet Başsavcılığınca “ceza tutanağı” haline getirilemeyeceğine karar vermiştir. Tamamen teknik bir inceleme konusudur ve “idari yaptırım kararının doğrudan cezaya ilişkin bulunması sebebiyle bu yaptırımın ya da yaptırımı uygulayacak merciin kıyas yolu ile belirlenemeyeceğine” dairdir. Haberde aktarıldığı gibi Hâkim ve Savcılara ceza verilemeyeceğine değil, hangi merci tarafından bu işlemin yerine getirileceğine yönelik bir karardır. Hukuki bir belirlemedir.

Hâkim ve Cumhuriyet Savcılarını yasaların uygulanamayacağı görevliler gibi göstermek, konuyu çarpıtarak, kamuoyunu yanlış bilgilendirmektir.

2918 sayılı Karayolları ve Trafik Kanunu’na aykırı davrandığı belirlenen ve haklarında tespit tutanağı düzenlenen Yargıtay Üyeleri hakkında bu yaptırımı uygulama yetkisi Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu’nun olup, sadece bu yıl içinde Yargıtay Daire Başkanı ve Üyesi olan, haklarında tutanak tanzim edilen 6 Yüksek Yargıca ceza uygulanmış ve yerine getirilmiştir.

Ayrıca ve önemle belirtmek gerekir ki, açıklanan husus “yargı teminatının” sağlanmasının ön şartıdır. Hâkimlere ve Cumhuriyet Savcılarına elbette yaptırım uygulanacaktır. Ama adli amiri oldukları merciler tarafından değil, daha üst yargı mercilerince. Yoksa Anayasa’da yer alan hâkim teminatı zedelenir, yargı idarenin etkisi altına girer. Böyle bir duruma sebebiyet vermemek için; özel yasalardaki hükümler gereği, cezaları uygulayacak merci değişmektedir. Bu husus temelde vatandaşların yasalar önündeki eşitliğinin ve güvencesinin dayanağıdır.

Bu ülkede hiç kimse yasaların üzerinde değildir, ayrıcalıklı hiç değildir.

Kamuoyunun bilgisine saygı ile sunulur.

YARGITAY BASIN BÜROSU

Ya bu ne yaman çelişki elbette yargıtayın cevabi yazısı yerinde ama
Burda düşünmesi gereken Hukuki yönden savcı ve hakimlere bağlı idari yönden kendi amirlerine bağlı olan arkasında dayısı olmayan 12/12 saat görev yapan çocuklarına duyduğu şefkatle ayakta durmaya çalışan onları hep uykularında seven herkesin kalpsiz bildiği ama yürekli polis memurlarıdır.
Kimse kendini üzmesin. Eminim onlar bizim için yeteri kadar üzülüyorlar zaten.

Bu konuda Yargıtay basın bürosu sözcüsü son noktayı koymuş..
Benim merak ettiğim bir konu ; bir savcı veya hakim Trafik kuralını ihlal eden bir kişiyi gördüklerinde kendi yetkileri dahilinde işlem yapabilirlermi ? Yani ceza yazma veya haklarında adli takibat yapabilirlermi..Trafik polis tutanağı(Zabıt varakası)Olmadan..