Yalan Tanıklık

Selamlar
asliye ceza mahkemesinde görülen kamu davamda çağrılan tanıklar yanlışifade verdiler bu kişiler hakkında verdikleriyalan ve yanlış ifadelerinden dolayıne yapabilirim.Hangi mercie başvurabilirim.Bu kişiler verdikleriifadelerden ne kadar sorumlular.Ne yapabilirim. ÇOK TEŞEKKÜRLER:)

Türk Ceza Kanunu'nun Yalan Tanıklık başlıklı 272. maddenin 2. fıkrası hükmü şöyledir:
[2] Mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapan kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Savcılığa şikayette bulunabilirsiniz.

Diğer fıkralar şöyledir;
[3] Üç yıldan fazla hapis cezasını gerektiren bir suçun soruşturma veya kovuşturması kapsamında yalan tanıklık yapan kişi hakkında iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
[4] Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi ile ilgili olarak gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri uygulanmışsa, yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
[5] Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişinin gözaltına alınması veya tutuklanması hâlinde; yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olması koşuluyla; yalan tanıklık yapan kişi, ayrıca kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
[6] Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, yirmi yıldan otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti hâlinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar hapis cezasına hükmolunur.
[7] Aleyhine tanıklıkta bulunulan kimsenin mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, altıncı fıkraya göre verilecek ceza yarısı kadar artırılır.
[8] Aleyhine tanıklıkta bulunulan kişi hakkında hapis cezası dışında adlî veya idarî bir yaptırım uygulanmışsa; yalan tanıklıkta bulunan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Öncelilkle alakanıza teşekkürler.
Bahsigeçen kişi ytarafıma açılan emniyeti suistimal adı altında asliye ceza mahkemesinde görülen kamu davasında tanıklık yapan kişi ve kişilerce mahkemehuzurunda bazı iddialar ortaya atılmış gerek diğer tanığın ifadesinde ve şahsımdaki belgelerlede bu söylediklerinin yalan olduğu kanıtlanabilir.Örneğin kişilerden biri yönetimde görevliolduğu halde denetim kurulu başkanıyım diyerek beyanatta bulunmuşve mahkeme tutanaklarına öyle geçirilmiş.Bu beyanatta bu kapsama girermi(Yalan ifade)Diğer tanıklarda ifadelerinde bazı yalanlar söylediler bunlarında doğruları şahsımdaki belgelerle ispat edilebilir.Bu konuda dava sonuçlanmadanmı asliye ceza mahkemesine başvurmalıyım yoksa dava bittikten sonramı.

Burada, yalan tanıklık suçunu oluşturan fiil,mahkeme huzurunda ya da yemin ettirerek tanık dinlemeye kanunen yetkili kişi veya kurul önünde gerçeğe aykırı olarak tanıklık yapmaktır, dolayısıyla soruşturma veya kovuşturmanın sona ermesi suçun oluşumunda etkili değildir. Yalan tanıklık yapıldığına ve verilen beyan mahkeme tutanaklarına geçtiğine göre, dava sonuçlanmadan da, savcılığa şikayette bulunabilirsiniz. Savcı iddianızın doğru olduğuna kanaat ederse asliye ceza mahkemesinde dava açacaktır.

çok teşekkürler

Selam
Kafama bir şey takıldı tanık mahkemedeki fadesinde şahsım denetim kurulu başkan yardımcısıyım diyor hlbukibu kişikat malikleri genel kurul tutanaklarında yönetimkurulu üyesi ve denetm kurulu başkakişilerden oluşuyor ve belgelerivar.Bu konuda da savcılığa başvurabilirmiyimsavcı dava açmassa bu kişi benimahkemeye verirmi. Teşekkür

Kişi denetim kurulu başkan yardımcısı değilken, neden denetim kurulu başkan yardımcısıyım dediğini gözönünde bulundurmak gerekli diye düşünüyorum; bir hata, yanılgı sonucu söylemiş olabilir; kasten, mahkemeyi yanıltmak amacıyla söylendiyse, özellikle bu beyanın davanın sürecini etkileyeceği ihtimal dahilindeyse yalan tanıklık olarak değerlendirilebilir.

Merhabalar Başak Hanım. Benim bir davam var. Bana isnad edilen suç; kasten yaralama, memurun görevini engelleme,hakaret. Ambulans ile götürüldüğüm hastane acil servisinde, doktorun tedavimi yapmaması sonucu sedye üzerinde yaşadığım tartışma sonucunda, doktor tarafından; alın bunu sedyeyle acilin kapısına bırakın, ne yaparsa yapsın denilmesi üzerine doktora vurduğum iddia ediliyor. Fakat ben 1,5 yıldır panik atak tedavisi görüyorum ve %78 engelliyim. İsnad edilen vurma olayına şahit olarak 2 tane güvenlik görevlisi göstermişler. Daha sonra da, güvenlikler tarafından sedye ile polis noktasına götürldüm ve sedyede yatarken, ellerim arkadan kelepçelendim. Polis odasına alınarak güzel bir dayak yedim. Sonra karakola götürüldüm, kendimi savunamayacak durumda olduğum halde ve istememe rağmen, avukat çağırılmadı. Karakola gelen eşim, babam ve kardeşim de gördü doktoru ve yüzünde veya başka bir yerinde hiçbir şekilde iz veya yara yoktu. Karakola getirilmeden önce de, hiçbir şekilde muayeneden geçirilmediğim halde hakkımda sağlam raporu yazdırmışlar. Karakol çıkışında da muayeneye gönderilmedim. Çağırdığım ambulans ile karakolun önünden alınarak, başka bir hastaneye götürüldüm ve darp raporu tutturdum. Ertesi gün de adli tıp kurumundan daha detaylı bir darp raporu tutuldu. Doktora da kendi hastanesi yüzünde sadece bir bölgede ödem var diye rapor yazmışlar. Ertesi gün de başka bir sivil hastaneye giderek, kendi meslektaşından, başka yara izleri olduğuna dair rapor yazdırıp adli tıp kurumundan onaylatmış. Böyle bir iz varsa bile, muhtemelen kendisi yapmıştır. Çünkü belirttiğim gibi; karakolda hiçbir şeyi yoktu ve eşim, babam ve kardeşim de buna şahit. Ayrıca iddia edilen vurma olayına şahit olan güvenlikler ve doktorun ifadeleri birbiriyle kesinlikle tutmuyor. Doktor demiş, güvenliklerle birlikle hastanın yanına gittik. Güvenlikler da tam tersine demiş ki, koridorda devriye gezerken sesleri duyduk ve yanlarına girdik:)) Ondan sonra da; ben kendimi duvarlara, camlara vurmuşum ve kaçmaya çalışmışım, kendime ve çevremdekilere zarar vermeye kalkışmışım da, onun için beni kelepçelemek zorunda kalmışlar. Bu ifade, polis ve 2 güvenlik görevlisi tarafından verilmiş ifadeler.Fakat bu ifadeleri yalanlayan şey ise, yine kendi imzalarının bulunduğu olay yeri tutanağı. Kendi imzaladıkları tutanakta ise, tam tersini yazmış ve belirtmişler:))) Ben, güvenlik kamerası kayıtlarının istenmesini talep ettim sayın savcıdan, hastaneden göndermediler. 10 günden fazla kayıt saklayamıyorlarmış. İddia edilen vurma eylemiyle ilgili kayıt yok, şahit ifadeleri de ortada, aynı Namı Kemal fıkrası gibi. Tek somut delil sayılacak şey, adli tıp raporu. O raporun da doğruluğu şüpheli, çünkü olay sonrası gittiğimiz karakolda doktoru ben,eşim,babam ve kardeşim de gördü ki, yüzünde hiçbir şey yoktu. Bu olaylardan sonra, ben de polis, doktor, muayenemi yapmadan rapor düzenleyen diğer doktor ve güvenlikler hakkında şikayette bulundum. Bilirkişi incelemesi yapılıyor ve incelemeyi yapan hakem hastane, doktrların ihmalleri olduğunu söylüyor. Çünkü beni muayene ve tedavi etmek yerine, bu kadar olay yaşattılar ve raporlarıma hep sağlam yazdılar. Anca daha sonra başka hastanede devam ettirdiğim muayene sonucunda, boyun damarımda daralma ve epilepsi teşhisi konuldu. Bu rahatsızlıklarım ilk defa teşhis edildi. Benim yaptığım şikayet sonucundaki dosyaya, memur suçlarıyla ilgilenen sayın savcı bakıyor. Diğer dosyaya ise başka savcı bakıyor. Konular farklı olduğu için de dosyalar birleştirilemiyor. Ha bir de; karakola götürüldüğümde, doktorlar, polis ve güvenliklerden şikayetçi olduğumu ifademde belirttiğim halde, sadece beni şüpheli, diğerlerini müşteki ve tanık göstermişler. Konu aslında çok basit ama, karşımda polis, doktor ve yapılmayan şeyleri yapılmış gibi gösteren hastane var. Yani kamuyla mücadele ediyorum. Karşı tarafın bu tutarsız ifadelerine göre hakkımda dava açılması zor gibi görünüyor ancak, tek somut delil, doktorun aldığı şahibeli adli tıp raporu. Bu raporun da yalanlığını veya usulsüz olduğunu, ailemin doktorun sağlamlığını gördüğü şeklindeki tanıklıklarıyla ispat edebilir miyim? Tavsiyeniz ve yönlendirmeniz ne olur? Tecrübelerinizle, beni bilgilendirebilirseniz sevinirim. Saygılarımla

Özür dilerim, bir düzeltme yapmak istiyorum. Olay ÇORUM'da oldu, davam da ÇORUM'da görülecek. Fakat ben İZMİR'e yerleşiyorum. Davalarımın İZMİR'de görülmesi için ne yapmalıyım?

Ceza davalarında olay yeri mahkemeleri yetkilidir. Mahkemelere siz gidip gelmek zorundasınız. Mahkeme değismez. Diğer konuyla ilgili tanık beyanları ceza davalarında önemli rol oynar. Sizin tanıklar yakınlarınız olduğu için zayıf görülebilir. Çeliskileri delillerle de desteklerseniz lehinize olur.

Teşekkür ediyorum Engin Bey. Karşı tarafın tanıklıkları ve delilleri hep çelişkili. Benim, bunları ispat etme imkanım var. Fakat yalan yere adli rapor almış doktor bey. Fakat olay günü ailem ve bir arkadaşım, doktor beyi gördü ve hiç bir şeyi yoktu. Çünkü darp izinin olduğunu iddia ettikleri yer, doktor beyin yüz bölgesi. Yani ilk bakışta görünebilecek bir yer. Ayrıca; adli rapor almaya gittiği zamanki adliye güvenlik kamerası kayıtlarının incelenmesini talep edebilir miyim? Adli tıp şubasine gittiğindeki yüzü pekâlâ görülebilir. Davanın içeriği ve sonucu için önemli bir ayrıntı bu

Teşekkür ediyorum Engin Bey. Doktor beyin tanıklarının ifadeleri çok çelişkili ve benim de bunları, belgelerle ispat etmem kolay. Fakat doktorun adli tıp raporunda yazılı olan darp izlerinini olay günü oluşmadığını tüm ailem ve arkadaşım gördü. Muhtemelen, mesleğini kullanarak rapor yazdırdı. Bir de; adli muayeneye gittiği günki adliye güvenlik kamerası kayıtlarının tespitini talep edebilir miyim? Çünkü darp izinin yüzünde olduğu yazıyor raporunda. Kamera kayıtları incelenirse, o anki durumu tespit edilebilir. Bu konudaki görüşünüzü öğrenebilir miyim?

Tevsi-i tahkikat talebinde bulunarak varsa adliye güvenlik kamerası kayıtlarının celp edilmesini isteyebilirsiniz. Ancak saat ve yoğunluk vs. nedeniyle kayıtlardan doktorun durumunun kameradan tezpit edilmesi kolay olurmu mahkeme bu talebi kabul eder mi bilinmez.

Merhaba Engin Bey. Çok ilginç bir gelişme oldu. Valilik, doktorlar hakkında, Kaymakamlık ise polisler hakkında soruşturma izni vermemiş. Adliyeden telefonla öğrendim fakat sonuç henüz bana tebliğ edilmedi. Olayda işkence,eziyet,görevi kötüye kullanma, sağlık hizmetinden yoksun bırakma, usulsüz gözaltı ve ifade alma gibi yasalara aykırı önemli eylemler var. Doktorun ise, beni muayene etmeden yalan rapor düzenlediği, karakol çıkışında ambulansla götürüldüğüm hastane raporuyla sabit. Valilik ve Kaymakamlık, nasıl oluyor da mahkemede evraklarla, ifadelerle ve BAĞIMSIZCA yargılanılması gereken bu olaylarla ilgili böyle bir karar verebiliyor? Buna itirazımı Bölge İdare Mahkemesine yapacağım. Fakat, Valiliğin kararı ve Kaymakamlığın kararı için ayrı-ayrı mı İdare Mahkemesine dava açmam gerekiyor? İkincisi ise; bu soruşturma talebi, benim suç duyuruma atfen yapılmıştı. Fakat bir de karakolda bulunduğumuz karşılıklı şikayet evrakları var. Bu evraklar da henüz Savcıda. Acaba, İdare Mahkemesine itiraz etmesem de, karakol ifadelerimiz sonucunda açılan dosyadan mahkeme açılırsa, delillerimi bu mahkemede mi sunsam daha mantıklı olur. Sizce hangisini yapmam lazım. Valilik ve Kaymakamlık kararı sonucunda, 2 olan dosya 1'e inmiş olacak. Böyle daha mı kolay yürür işim. Çünkü mahkeme olursa, elimdeki tüm somut delillerimi mahkemeye sunabilirim. Bu delillerime dayanılarak, valilik veya kaymakamlık iznine gerek duyulmadan kesin olarak soruşturma açılabilir mi? Çünkü, mahkemedeki sunduğum deliller sonucunda, valilik ''yok soruşturma açamazsınız'' gibi, kendisini BAĞIMSIZ MAHKEMELERİN yerine koyarak yine böyle bir karar verebilir mi? Bilgi ve tecrübelerinizle aydınlanmayı bekliyor, saygılar sunuyorum

Merhaba,
Ben fazla zamanınızı almak istemiyorum kısaca size durumu anlatmak istedim. Benim şuan babamdan kalan bir arazinin davası devam etmekte. Biz 9 kardeşiz ve babam 25 sene önce bu araziyi kardeşlerimden birine satmış. Yıllardır bu arazi kardeşlerim arasında sorun olmamıştı. Kardeşimin eski eşime borcu olması yüzünden 8 sene önce eski eşime vermişti 1 sene kadar eşimde kaldı, borcunu ödeyince aldığımız arazinin tamamını geri verdik. Son 2 senede arazinin değerinin çok fazla artması yüzünden kardeşler arasında davalar açılmaya başlandı. Şuanki durumum avukat tutmaya müsait olmadığından bir avukatım yok. BAna davayı açan kardeşim 4 avukat tutmuş ve tanımadığım insanlar hakkımda şahitlik yapıyor. Benim size sormak istediğim şey şu, bana davayı açan kardeşim geçtiğimiz mahkemede hakkımda yalancı bir şahit getirmiş. Şahitlik yapan şahsı hayatım boyunca hiç görmedim ve tanımıyorum. Ben bu kişiye nasıl itiraz ederim? Bu durumda ne yapmam gerekiyor? Tanıdıklarım yüzleştirme isteyebilirsin diyorlar. Hukuk konusunda çok fazla bir bilgim yok. Yüzleştirme nedir bunun için nasıl ve nereye başvurmam gerekiyor? Lütfen bilgi verirseniz çok sevinirim, iyi çalışmalar dilerim.

Savcılığa yalan tanıklık nedeni ile şikayet edeceksiniz onlar yönlendirecekler.

Peki Engin Bey benim davam Bergama Mahkemesinde devam ediyor. Ben İzmir'den savcılığa gidip şikayet edebilir miyim? Bergama'yamı gitmem gerek?

En yakın savcılığa verebilirsiniz şikayet edilekçenizi onlar yetkili yere yollar.

Engin Bey çok teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için :)