-
Miras devri ve geri alınması
Babam vefat ettikten sonra miras %25 erlik hisselerle bir anneme ve biz 3 erkek kardeşe verildi.Ben de TOKİ'den ev alacağımdan ve üzerimde her hangi bir mülk bulunmaması gerektiğini bildiğimden kendi hakkımı 2 erkek kardeşime SATIŞ USULÜYLE verdim.
Şimdi kardeşlerim bana bu hisselerimi geri vermezlerse benim hangi yola başvurmam gerekir,ne yapabilirim?
Şimdiden teşekkürler.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Kardeşlerinizle yaptığınız satış işlemi,mutlak muvazaalı bir işlemdir. Buna dayanarak satışın iptali için dava açabilirsiniz.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
muzaalı ne demek bilmiyorum.çünkü bu işleri yani evrak düzenlemesini tapu dairesi kendisi yaptı.kardeşlerime çok güveniyordum.her hangi bir iş karıştırdıklarını falan düşünmeyi bile aklıma getirmiyorum.
bunlar için nasıl bir dilekçe yazmam gerekli bilmiyorum.
ve işlemin muvazaalı olduğunu nasıl öğrenebilirim?Teşekkürler.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Bir hukuki işlemin geçerli olabilmesi için, hem karşılıklı iradelerin ve buna dayalı olarak beyanların uyuşması,hem de gerekli şekil şartlarının yerine getirilmesi gereklidir. Siz şekli şartları gerektiği gibi yapıp,tapu idaresine satış yapılmış gibi gösterip tapu kaydını düzenlettirmişsiniz. Ancak sizin ve o anda karşı tarafın asıl iradesi, gerçekten satışın yapıldığına yönelik değildir. İşte bunun gibi "tarafların gerçekte herhangi bir muamele yapmayı düşünmedikleri halde, sadece üçüncü şahısları yanıltmak amacıyla, aralarında bir muamele yapılmış gibi göstermeleri " muvazaadır, bu şekilde yapılan hukuki işlem de muvazaalı işlemdir.
Mahkemeye başvurarak, satış işleminin muvazaalı olduğunu, nedenlerini belirterek bir dilekçe yazmalısınız,işlemin iptalini istemelisiniz.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Aynı fikirde değilim.Çünkü kimse kendi muvazaasına dayanamaz.Ben satış işlemi yapmak istemedim ama satiış gibi göstermek zorunda kaldım,görünüşteki irade satış,gerçek irade satış değil,ama bu bizzat işlemi yapanın iradesi ve buna dayanmak isteyen de bizzat taraflardan biri,hatta temlik eden taraf olmaktadır.Kendi muvazaasına dayanmak mümkün değildir düşüncedindeyim.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Muvazaalı bir işleme dayanılarak yapılan tescil yolsuz bir tescildir. Çünkü taraf iradelerinde sakatlık vardır. Hakim de muvazaayı re'sen değerlendirmek zorundadır. Bunun, muvazaalı işlem taraflarından biri tarafından ileri sürülmesinin farklı değerlendirilmeyeceği, taraflardan birinin ileri sürmesi nedeniyle yolsuz tescilin geçerli bir tescil haline dönüşmesinin mümkün olmayacağı kanısındayım.
Ancak Sayın üyemiz tk 46'ya belirtmem gereken bir husus var ki, muvazaa ancak yazılı bir delil ile yani bir belge ile ispat edilebilir.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Kardeşlerimden biri benim lehimde. (TOKİ'den ev alacağım için SATIŞ yaptığımı ve geri vereceğini söylüyor) Bu durum mahkemede rol oynar mı?
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Öncelikle siz muvazaa davasında taraf olduğunuz için yani muvazalı işleminin tarafı oludunuz için bu iddianızı ;işlemin muvazaalı olduğunu yazılı belge ile (yazılı delil)ispat etmek zorundasınız.Eger siz bu iddianızı yazılı delille ispat etmediğiniz taktirde eger davalı taraflar işlemin muvazaa olmadığını iddia ediyorlarsa sizin bu iddialar karşısında yemin etme hakkınız mevcut.Burdaki yeminin amacı iddianın ispatı sağlamak tır.Zaten davalı kardeşlerinizden biri sizin tarafınızda olduğuna göre bu iddianızı daha çabuk ispatlayabilirsiniz.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Yardımlarınız için çok teşekkür ederim.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Şimdi Muvazza davası açsam kardeşim ve annem benim lehime tanıklık yapsalar öbür kardeşime karşı davayı sizin de yukarıda dediğiniz gibi davayı kazansam,mülkiyetim eski şekline yani babadan kalma miras statüsüne mi döner? teşekkür ederim.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
bu konuda bir katkı da benden olsun. :)
olay şu :
bir arkadaşım var. anne tarafı hayatta bulunan 3 kardeş ve hepsi 60 yaşı geçti. en büyükleri annesi 2 çocuğu var. ortancaları hiç evlenmedi ve yalnız. küçük olan kardeş evli ve 2 çocuu var. annesi istanbulda oturmasına karşın manisada evi vardı. ve küllüm anne tarafı akrabaları da manisada bulunmakta. binanın 1nci kati annesine 2nci katı ortanca kardeşe aitti ve 1nci kat kiradaydı.
ortanca kardeş rahatsizlanınca küçük kardeşin oğlu evli olmasından sebep ona bakmak için bu evde kalmak istedi ancak kiracı çıkmak istemedi ve mal sahibini yasal haklarını gerekçe göstererek tersledi. annesi çok sinirlendi ve evi yeğeninin üstüne devretti. 80 000 ytl değerinde açık tarihli ancak pulsuz imzalı senet alındı. ancak gayrimenkulün rayiç değeri bugün 100 000 ytl yi geçti. kiracı çıkarıldı ortanca kardeşe bakmak üzere küçük kardeşin oğlu eve yerleşti ve kira ödemesini sürdürdü. muvazadan çekindiği için de annesi yapılan sözlü anlaşma gereği evi tekrar kendi üzerine devralmak için 2 yıl bekledi.
2 yıl sonra evi geri devralacaktı. şu anda ise evi devralma konusunda şüphe var süre dolmuş olmasına rağmen yeğen sürenin 3 yıla çıkarıldığını öne sürerek evi devretmeye yanaşmıyor.
1 - olayın hukuki sonucu nedir?
2 - gayrimenkulü geri alabilmek için neler yapılabilir? ne derecede başarılı olunur?
3 - olayda muvaza var mıdır?
4 - muvaza varsa hukuki sonuc ceza-i ve hukuk-i müeyyide veya olası sonuçlar nelerdir?
5 - hukuki karşiliği ve/veya olaya emsal danıştay kararları var mıdır? nelerdir?
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Sayın TK_46;
Eğer kardeşleriniz ile aranızda yazılı bir sözleşme yapmadıysanız malesef ki iddianızı yazılı deliller ile ispatlamak zorunda olduğunuzdan eğer muvazaaya dayalı olarak tapu iptal ve tescil davası açacak olur iseniz pek muhtemel olarak davanın reddi ile karşılaşacağınızı söyleyebilir. ( Bakınız: Aşağıdaki Yargıtay kararı )
Sayın Operatör21;
Sizin anlattığınız somut olayda da muvazaa bulunmakta ve Sayın TK_46 ile aynı durum söz konusu bu sebeple, taraflar arasında muvazaayı kanıtlayan yazılı bir belge yok ise iddianın ispatı mümkün olamamaktadır.( Bakınız: Aşağıdaki Yargıtay kararı )
Bu bakımdan aksi yöndeki görüşlere katılamıyorum.
Saygılarımla
Yargıtay Kararı:
T.C. YARGITAY
1.Hukuk Dairesi
Esas: 2005/7006
Karar: 2005/9494
Karar Tarihi: 13.09.2005
ÖZET: Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescil yolsuz bir tescil hükmündedir. Tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da iptali gerekir. Ayrıca muvazaalı sözleşmeler yapıldığı andan itibaren taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurmayacağından açılan dava sonunda verilen karar, yenilik doğurucu bir hüküm değil, açıklayıcı bir hüküm durumundadır.
(4721 S. K. m. 6, 1025) (818 S. K. m. 18)
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişmeli 2694 sayılı parseldeki payını 3.kişilere olana borcundan dolayı emaneten davalının miras bırakanı Namık Şahin'e devrettiğini ancak tapuda satış gösterildiğini, bu hususta harici belge de düzenlendiğini ileri sürerek tapusunun iptaliyle adına tescilini istemiştir.
Davalı vasisi, olayı sonradan öğrendiğini, harici belgedeki imzanın miras bırakana ait olduğunu belirtmiştir.
Mahkemece, kanıtlanamadığından bahisle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 13/9/2005 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili avukat S.İlgün Ünsal geldi. Davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı, bilahare Tetkik Hakimi Murat Ataker tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Karar
Dava, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu 5694 sayılı parseldeki davacı payının 8.10.2003 tarihli resmi akitle davalının miras bırakanı Namık Şahin'e satış yoluyla temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, anılan temliki işlemin gerçeği yansıtmadığını, muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Bilindiği üzere; muvazaa kısaca irade ve beyan arasında bilerek yaratılan uyumsuzluk şeklinde tanımlanabilir. Muvazaada taraflar üçüncü kişileri aldatmak amacıyla gerçek iradelerine uymayan, aralarında hüküm ve sonuç doğurmayan bir görünüş yaratmak için anlaşarak bazan aslında bir sözleşme yapma iradesi taşımadıkları halde görünüşte bir sözleşme yapmaktadırlar (mutlak muvazaa). Veya gerçek iradelerine uygun olarak yaptıkları sözleşmeyi iradelerine uymayan görünüşteki bir sözleşme ile gizlemektedirler (nisbi muvazaa) Yanlar, ister salt bir görünüş yaratmak için, ister başka bir sözleşmeyi gizlemek amacıyla, sözleşme yapsınlar görünüşteki sözleşme gerçek iradelerine uymadığından, tabandaki sözleşmede tapulu taşınmazlarda şekil koşullarını taşımadığından geçersizdir.
Her ne kadar muvazaayı düzenleyen Borçlar Kanununun 18. maddesinde ve öteki kanun hükümlerinde muvazaalı sözleşmelerin hüküm ve sonuçları hakkında bir açıklık bulunmamakta ise de; taraflar arasında alacak ve borç ilişkisi doğurmayacağı, muvazaanın varlığının hiçbir süreye bağlı olmaksızın her zaman ileri sürülebileceği, mahkemece kendiliğinden (resen) göz önünde bulundurulması gerektiği, belirli bir sürenin geçmesi, sebebin ortadan kalkması veya ilgililerin olur (icazet) vermesi ile geçerli hale gelmeyeceği, uygulamada ve bilimsel görüşlerde ortaklaşa kabul edilmektedir.
Hemen belirtmek gerekir ki, muvazaa nedeniyle geçersiz sözleşmeye dayanılarak bir taşınmazın tapuda temliki yapılmışsa bu tescil yolsuz bir tescil hükmündedir. Tapuda yapılan temlik ve tesciller illi işlemler olduğundan tapunun dayanağı sözleşme geçersiz ise tapu kaydının da Medeni Kanunun 1025. maddesine göre iptali gerekir. Ayrıca muvazaalı sözleşmeler yapıldığı andan itibaren taraflar arasında hüküm ve sonuç doğurmayacağından açılan dava sonunda verilen karar, yenilik doğurucu (inşai) bir hüküm değil, açıklayıcı (ihdasi) bir hüküm durumundadır.
Öte yandan, muvazaanın varlığını iddia eden taraf veya bunların ardılı (halefi) sıfatı ile hareket eden, başka bir anlatımla sözleşmenin yanlarından birine teb'an dava açan kişi Medeni Kanunun 6. maddesi gereğince bu iddiasını ispat etmek zorundadır. Senede bağlı bir sözleşmeye karşı muvazaa iddiası, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288 ve 290. maddelerinde belirtildiği üzere ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Sözleşme aynı kanunun 293. maddesinde sözü edilen yakın akrabalar arasında yapılmış olsa dahi muvazaanın yazılı delille ispat edilmesi gerekir. Böyle bir sözleşmenin resmi şekilde yapılması halinde dahi olayın özelliği itibariyle adi yazılı delilin yeterli olacağı öğretide ve kararlılık kazanmış içtihatlarda ortaklaşa kabul edilmiştir. İşte bu görüşten hareketle 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihatları Birleştirme Kararında taraf muvazaası ve takma ad (namı-müstear) davalarında iddianın ancak yazılı delille kanıtlanabileceği kabul edilmiştir.
Somut olaya gelince; davacı, iddiasının kanıtı olarak <sözleşme> başlıklı belge ibraz etmiş, belgedeki imzanın davalının miras bırakanına ait bulunduğu davalı temsilcisi tarafından kabul edilmiştir.
Hal böyle olunca, anılan belgenin yukarıda açıklanan ilkeler gözetilerek değerlendirilmesi, bunun yanında HUMK.nun 292. maddesinin de dikkate alınması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 4.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 400,00 YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, peşin alınan harcın temyiz edene iade edilmesine, 13.09.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)
-
Re: Miras devri ve geri alınması
inançlı işlem olamazmı bu??
-
Re: Miras devri ve geri alınması
1 - açık tarihli senet bu durumda muvazayı ispat için yeterli delil olmaz mı?
ayrıca annesi arkadasa kalacak 140 000 ytl lik gayrimenkulü neden daha düşük bir bedelle başkasına devretsin ki onu satsa bile daha fazla değer elde eder ve o paranın faizi dahi %3 olsa her ay 3,500 ytl ye yakın bi faiz getirisi sağlar bunu neden geri çevirsin ki mantık lı mı?
2 - muvazanın, muvazayı yapan kişi hakkında oluşturacağı hukuki sonuç nedir?
idari para cezası, hapis cezası, kamu hizmetinden men, zorunlu kamu hizmeti gibi; müeyyidesi var mıdır? varsa nedir?
3 - diyelim ki işlemi iptal ettiremedik senede dayanarak ve gereken odemenin yapılmadığı beyan edilerek senede tarih atılır ve haciz işlemi başlatılırsa. bu durumda taşınmaz geri alınabilir mi? velev ki : 3ncü kişiye satılmış olma ve olmama durumları halinde olası sonuç ne şekilde cereyan eder?
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Sayın Operator21;
Açığa senedin muvazaayı tek başına kanıtlayamayacağı düşüncesindeyim.
Muvazanın herhangi bir idari veya cezai yaptırımı bulunmamaktadır.
Senedin doldurularak icraya verilmesi halinde, senet borçlusunun adına kayıtlı olan taşınmaz haczedilebilir, 3 kişiye ait olan malların ise haczi söz konusu olamaz.
Saygılarımla
-
Re: Miras devri ve geri alınması
çok teşekkür ediyorum. saygılarımla.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
https://www.hukuki.net/forum/showthre...threadid=19161
Konuyu burdaki kararları okumak suretiyle özellikle hukukçu arkadaşların katılımı ile tartışmaya davet ediyorum
-
Re: Miras devri ve geri alınması
kimse kendi muvazaasına dayanamaz bu dürüstlük kuralına aykırıdır ve hakim de bunu göz önünde bulundurur...
-
Re: Miras devri ve geri alınması
pardon ama bana bunun hukuki sonucu gerekiyordu. acaba ben yanlış bir şekilde mi ifade ettim yoksa eksik veya yanlış mı anladım. hakim bunu göz önünde bulunduracaktır ibaresi de neyin nesi? burada bir tezat mı oluştu şimdi?
bu konudaki hukuki sonuç nedir? eğer cezai bir müeyyidesi yoksa sorun yok. ancak hakim olaya nereden karıştı onu anlayamadım. konunun boyutu biraz değişti gibime geliyo. cezai müeyyide yoksa ve ortada muvazayı yapan ve yaptıran dışında bir kimse de yoksa ne hakimi ne dürüstlük ilkesine aykırı hareket. muvazanın kendisi zaten dürüstlükle bağdaşmayan bir harekettir. ve bildiğim kadarıyla kanunda hükümsüzlük dışında tanımlanmış bir sonucuda yoktur. böle bi durumda ancak tapu iptali davası söz konusu olacaktır. kaldı ki bu da kaybedilen bir dava olacaktır.
kafam karıştı şimdi.
şu olayı bana bi anlatırmısınız. tatminkar bir cevap aldığımı düşünüyordum ama yanıldım galiba. kafam karıştı.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
olay vakıa icelemesi veya takdir yetkisiyse bunun ben de farkındayım.
emsal davalar var. emsal kararlar var. kişiler kendi muvazalaarına dayanabiliyorlar. dayanamıyor olsalardı emsal davalar olmazdı ve hukukta yeri de olmasdı.
ayrıca muvazaya ilişkin davaları genellikle taraflar deil tarafların varisleri tarafından açılıyor. ama sonuçlanamıyor. yani kişi kendi muvazasına dayanabiliyor bir yerde; iş bir sonraki nesle geçecek miras düzeyine indirgendiği için farklı bir boyut kazanıyor.
bununla beraber muvazanın niçin yapıldığı da önemli arkasındaki mesele de önemli. tabii ki kararı etkileyecektir ancak amaç hüsniyet ilkelerine ne kadar uyar ?
bunu her olay için ayrı ayrı kanunda tanımlamak mümkün müdür? kaç olaya kadar tanımlayabilirsiniz? o zaman kanunlardan sonra mevzuata sonra yazılı içtihatlara sonra yazısız içtihatlara sonra örf adet hukuku ve en nihayetinde takdir yetkisine şeklinde tanımlanan ilkeye ne gerek var?
statik kanun bazında alındığında dediğiniz doğru ancak dinamik düzeye çekildiğinde bir kelime bile değişse olayın içeriği değişebiliyor o zaman yanıltmanın haksız olduğunu veya hüsniyete aykırı olduğunu kim iddia edebilir?
-
Re: Miras devri ve geri alınması
neyse anladığım kadarıyla ben cevabımı aldım. bu yeterli cevaptı.
katılımı olan ve yardımcı olan herkese çok teşekkür ediyor en içten saygılarımı sunuyorum.
iyi çalışmalar ve başarılar dilerim.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Arkadaş büyük bir yanlış yapmışsın. TOKİ den ev sahibi olabilirdin hiç bunlara gerek yoktu. Tokiden evi olmayanlara ev için kura hakkı tanıyorlar tamam. Hisseli evleri bulunanlarında evi yok sayılır. Şöyle ki TOKİ ye evim yok diğerek başvuranların bağımsız konutlarının bulunmaması gerekiyor. Hisseli tapular toki'de dikkate alınmıyor.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Alıntı:
tk___46 rumuzlu üyeden alıntı
muzaalı ne demek bilmiyorum..
muvâzaa :danışıklı işlem
-
Re: Miras devri ve geri alınması
iddaanı ancak yazılı belge ile ispat edebilirsin.Yazılı belgeden kasıt ise kesin delildir.Muvaaza davalarında muvaazayı iddaa eden kişi davanın tarafı ise kesin delil aranır.Bir kardeşinizin davayı kabul etmesi diğer dava için kesin karine oluşturmaz.eğer her önüne gelen bu tarz davalarda muvaazaya dayansa kardeşler tapuda devir yapamazlar.Kardeşinle anlaşmaya varsan iyi olur.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
muvazaa : danışıklı-dövüş
muris muvazaası : mirasçıların bir kısmından yada tamamından mal kaçırmak/kandırmak için yapılan danışıklı-dövüş. Yazılı delil şart değil. Her türlü delil ile ispat edilebilir. Mirasçılar sadece miras hakkı zarar gören ve hakkını arayan 3. kişi sıfatıyla açarlar.
taraf muvazaası : mirasçılar haricinde 3. kişilerden mal kaçırmak/kandırmak amacıyla yapılan danışıklı-dövüş. Her türlü delil ile ispat edilebilir. Ancak miraçılar, inançlı işlemlere dayanarak murise teb'an(murisin yerine/temsilen/külli halefi olarak) dava açarlarsa yazılı delil gerekir.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Merhaba,
Öncelikle değerli görüşerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Benim de muvazza ile ilgili bir sorum var banada yardımcı olursanır çok sevinirim.
Annem tapuda üzerine kayıtlı olan araziyi 29.07.1991 tarihinde 2 oğlunun üzerine satış yolu ile toplam 3000 000TL ye yaptı. Geri kalan 3 kızkardeşten almanyada olan hariç 2 tanesine 10'ar milyon TL lik para verildi ama herhangi bir yazılı kanıt ve şahit bulunmamaktadır. Biz 5 kardeşiz, 2 oğlan 3 kız(1tanesi almanyada dava ile alakasız). O tarihte 2 oğlu(biri ben) fabrikada çalışıyordu, yeri alabilecek paramız vardı. 1.3.2006 tarihinde annem vefaat etti.
11.2.2008 tarihinde 2 kız kardeş(ablam) muvazza lı satış(mirastan mal kaçırma) nedeni ve yerin değerin değerinin o tarihte daha düşük gösterildiği için tapu iptali istemi ile dava açtılar.
Biz 2 erkek kardes aldığımız yerleri aramızda bölüştük.Abim Hissedine düşen yerin bir kısmını aile dışında birine sattı. Ve biz diğer yerlerimize ev yaptık. Dava açılan yere abimin 3. kişiye sattığı yer dahil değil.
Sormak istediğim soru bu davayı kazanabilirler mi? Zaman aşımı bu gibi bir davada geçerli midir?Bunca yıl boyunca aranmayan bir hakkı geri almaları mümkünmüdür?
Aklımda bir sürü soru işareti var. Değerli cevaplarınız için çok teşekkürler.
YÖNETİM:Sayın onurluendüstri;lütfen konu tekrarı yapmayınız.
-
Re: Satış yapılan malı mahkeme bozabilirmi
Merhaba,
Öncelikle değerli görüşerinizi bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Benim de muvazza ile ilgili bir sorum var banada yardımcı olursanır çok sevinirim.
Annem tapuda üzerine kayıtlı olan araziyi 29.07.1991 tarihinde 2 oğlunun üzerine satış yolu ile toplam 3000 000TL ye yaptı. Geri kalan 3 kızkardeşten almanyada olan hariç 2 tanesine 10'ar milyon TL lik para verildi ama herhangi bir yazılı kanıt ve şahit bulunmamaktadır. Biz 5 kardeşiz, 2 oğlan 3 kız(1tanesi almanyada dava ile alakasız). O tarihte 2 oğlu(biri ben) fabrikada çalışıyordu, yeri alabilecek paramız vardı. 1.3.2006 tarihinde annem vefaat etti.
11.2.2008 tarihinde 2 kız kardeş(ablam) muvazza lı satış(mirastan mal kaçırma) nedeni ve yerin değerin değerinin o tarihte daha düşük gösterildiği için tapu iptali istemi ile dava açtılar.
Biz 2 erkek kardes aldığımız yerleri aramızda bölüştük.Abim Hissedine düşen yerin bir kısmını aile dışında birine sattı. Ve biz diğer yerlerimize ev yaptık. Dava açılan yere abimin 3. kişiye sattığı yer dahil değil.
Sormak istediğim soru bu davayı kazanabilirler mi? Zaman aşımı bu gibi bir davada geçerli midir?Bunca yıl boyunca aranmayan bir hakkı geri almaları mümkünmüdür?
Aklımda bir sürü soru işareti var. Değerli cevaplarınız için çok teşekkürler.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Bunca yıl boyunca aranmayan hak söz konusu değil. Çünkü ancak annenizin vefatından sonra hak arayabilirler. 1.3.2006 tarihine kadar zaten dava açma hakları yoktu.
Onlar satışın muvazaalı olduğunu değerin altında satıldığını, siz kız kardeşlere para verildiğini ispatlayacaksınız.
Hakim tarafları dinleyecek, muvazaalı bir işlem olup olmadığına bu bulgular ışığında karar verecek.
-
Re: Satış yapılan malı mahkeme bozabilirmi
Alıntı:
onurluendustri rumuzlu üyeden alıntı
1.3.2006 tarihinde annem vefaat etti..
Alıntı:
onurluendustri rumuzlu üyeden alıntı
Bunca yıl boyunca aranmayan bir hakkı geri almaları mümkünmüdür?
Bunca yıl aranmadı dediğiniz hakların kazanıldığı tarih annenizin vefat ettiği tarihtir.Annenizin vefatından önce çocukları hak sahibi olmadığından yapabilecekleri herhangi bir şey yoktu zaten.
Evet.Paylaşımda kızkardeşlerinize de paylarının verildiğini belgeleyemezseniz haklarını alma ihtimalleri yüksektir.
-
Re: Miras devri ve geri alınması
Fikirlerinizi paylaştığınız için teşekkürler.
iyi çalışmalar dilerim.
-
Cevap: Re: Miras devri ve geri alınması
merhaba
benimde aynı duruma benzer muvazaalı bir miras satışımı oldu karşılıksız. bunun iptalini yaptırma şansımız var mı. annemden kalan evin yarısını hiçbir bedel belge vs olmadan direk kardeşime satış işlemi şeklinde devrettim ama muvazaalı olarak tabi paranı aldın mı aldım şeklinde. şimdi arada 5 sene geçti ben bu işlem muvazaalı ben para felan almadım bu satıştan mirastan kalan payı kardeşime bedelsiz sattım ama şimdi pişmanım geri istiyorum deme hakkım var mı? benim hesabıma giren bir meblağ yok o da bunu ispatlayamaz zaten ancak elden verdim felan diye uydurabilir bende yeminli ifade veririm almadım diye. bu şekilde hakkımı geri alabilir miyim?