Danıştay 8. D. avukatın aylık ücretini 1000 YTL olarak belirleyen hükmü iptal etti

Danıştay 8. Dairesi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde Bir Avukat Yanında Çalışan Avukatın Aylık Ücretini 1000 Ytl Olarak Belirleyen Hükmü İptal Etti

Danıştay 8. Dairesi, Türkiye Barolar Birliği'nin 2006 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nde, bir avukat yanında çalışan avukatın aylık ücretini en az 1000 YTL olarak belirlemesi üzerine Adalet Bakanlığı ve bir avukat tarafından açılan ve önce yürütmenin durdurulması kararı verdiği davada; "Bir avukat ve yanında çalışan avukat arasında, iş akdinden doğan çalıştıran-yanında çalışan ilişkisi, bir başka deyişle istihdam ilişkisi bulunmaktadır. Çalışan ve çalıştıran avukat arasındaki vekalet, avukatlık asgari ücret tarifesindeki hukuki yardım ve vekalet sözleşmesi kapsamında bulunmamaktadır." gerekçesi ile tarifenin bu hükmünü iptal etti.



http://www.barobirlik.org.tr/calisma..._adb_dava.aspx

Ne diyelim ki bizi temsil eden kurum hukuku bilmiyorsa? Bir zamanlar ücretlerde KDV hariç diye de tarife çıkarmışlardı o da iptal edildi. Tarifeyi çıkartan Barolar Birliği ve onaylayan Adalet Bakanlığı, iptal eden de yargı. Komedi dans üçlüsü yani.

"Haydaaa" deme hakkımı kullanacaktım öncelikle,
Fakat Danıştayın İptal Kararının gerekçesini okuduğumda vazgeçtim. Danıştay Haklı görünüyor.

Avukat yanında çalışan avukatın alabileceği asgari ücret ayrı bir yasa ile (Avukatlık Askeri Ücret Tarifesi dışında bir yerde) düzenlenebilir. Bu konuda bir engel yok.

Konuya değişik bir bakışla bakmak yararlıdır diye düşünüyorum ve 2005 yılında yine bu sütunlarda yayınlanmış olan "AVUKATLIK ASGARİ ÜCRET TARİFESİ'NDE “Bir Avukat Yanında Aylıklı Olarak Çalışan Avukatın Aylık Ücreti”ni BELİRLEYEN DÜZENLEME NEDEN YAPILDI? " başlılı makaleyi okumanızı öneririm. Olaya yalnızca maddi anlamda bakmak yerine meslek onuru olarak da bakmakta yarar var diye düşünüyorum.

Sayın cucu70 çok güzel bir tespitte bulunmuşsunuz.
Belirttiğiniz makale (TBB çalışması) linki :
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 'nde "bir Avukat Yanında Aylıklı Olarak Çalışan Avukatın Aylık Ücreti "ni Belirleyen Düzenleme Neden Yapıldı?
https://www.hukuki.net/hukuk/index.php?article=438

Bu uygulamanın, bir avukat yanında (işveren) çalışan/çalışmak zorunda olan avukatların (en azından parasal olarak) meslek onurlarını korumak olduğu açıktır.İlgili linkteki makale de bunu açıklamaktadır. 88 adet hukuk fakültesinin mevcut olduğu, her yıl yüzlerce mezunun verildiği bu ülkede bu sonuç elbette kaçınılmazdı.Öte yandan, makalededeki avukatın bağımsızlığı kavramının da bu duruma uyduğunu söylemek bana pek de mümkün görünmüyor. O takdirde bağlı çalışan avukatlar için de aynı durum söz konusu olacaktır. Bağlı çalışan avukatın da örneğin işi reddetme hakkı bulunmamaktadır. Bu düşünce biçimi giderek avukatlığın mutlaka serbest meslek olarak yapılması gerektiği sonucuna ulaştırır.Kendi bürosunu açmak için yeterli bir mali durumu ve çevresi olmayan avukat bu durumda çalışamayacaktır ki makalede belirtilen yasa maddelerini makaledeki gibi kabul edecek olursak Anayasal çalışma özgürlüğünü de kısıtlamş oluruz.

Sorun, işçi avukatlara işveren avukat tarafından ödenen ücretin düşüklüğüdür.Bu elbette büyük bir sorundur ve avukatın emeğinin bir meslektaşı tarafından istismarından başka birşey değildir. Ancak, yasada ücret tanımlanmıştır ki o da asgari ücrettir. Yasa bu asgari miktarın altnda çalıştırmayı yasaklamış olup bir üst sınır veya tarife getirmemiştir. Örnek olması bakımından,İşyeri hekimleri hakkındaki tarifenin iptal nedeni de budur. Dolayısıyla eğer biz hukukçu isek, hukukun sınırlarını zorlamadan, yasaya dolanmadan başka hukuki yollarla sorunu çözümlemeliyiz, ki TBB de yoğun tartışmalara neden olan Avukatlık Yasasa değişiklik taslağında buna çözüm getirmiştir. İşçi avukatların baroya kaydının zorunlu olmaması, oy hakkından mahrum edilmeleri gibi son derece demokratik, pratik, hukuki çözümlemeler getirmiştir.

Taslakta

ÜCRETLİ AVUKAT

1-) Ücretli avukat, avukatlık faaliyetlerini, avukatla, avukatlık bürosu ile ya da avukatlık ortaklığı ile yapmış olduğu vekalet sözleşmesi kapsamında yürüten avukattır.

2-) Ücretli avukat, mesleki faaliyetlerini münhasıran yanında çalıştığı avukat/avukatlık bürosu/avukatlık ortaklığı tarafından verilen iş temelinde gerçekleştirir.

3-) Ücretli avukat olarak çalışanlar baronun ücretli avukatlar siciline kaydedilirler.

4-) Ücretli avukatlara kayıtlı oldukları baro tarafından avukatlık ruhsatnamesinden ayrı bir belge ve kimlik verilir.

Şeklinde getirilen düzenleme ile "işçi avukatlar" gerçek işçi haline dönüştürülmüş olmaktadır.Kutlanacak bir düzenlemedir.

Yine taslakta ücretli avukatların ücretlerinin asgari üret tarifesi ile belirleneceği öngörülmüş ise de bu düzenlemenin "asgari ücret" yasa hükmü uyarınca yargı tarafından iptal edileceğine hiç kuşkum yoktur.

Bu sorunun tasarlandığı biçimde giderilmesi bence pek mümkün görünmüyor. Sorun, binlerce yıldır uygulanan mesleğimizin uygulama içinde kazandığı yazılı olmayan meslek kuralları ile kısmen giderilebilir. Çalışma hukuku uygulamasında dahi çoğu kez karşılaştığımız "ücret" miktarı konusunda, işverence iddia edilen ücretin, yapılmakta olan işin mahiyetine göre hayatın olağan akışına aykırı olduğu gerekçesiyle daha yüksek bir ücret miktarının kabulü ile davaların sonuçlandığı malumunuzdur. Burada da elbette işçi avukatın "asgari ücret" ile çalıştırldığı iddiası meslek onuruna ve hayatın olağan akşına uygun olmadığından,dinlenemez. Bu nedenle işveren avukatlarına Barolar tarafından meslek onuruna ve iş kapasitesine göre düşük ücretle avukat çalştırması durumunda yaptırım uygulanması, sorunun kısmen çözümüne yardımcı olacaktır.Bir başka çözüm ise, avukatlık yasasında, işçi avukatına ödenecek asgari ücretin örneğin "asgari ücretin 2-3 katından az olamaz" şeklindeki düzenleme ile mümkündür. Böylece ücret "tarife" ile değil, yasa hükmü ile asgari olarak belirlenmiş olacaktır.

Bu sorun nasıl çözümlenecek merak ediyorum. Hukukçunun derdini hukukçu çözemiyor yada çözmek istemiyor. Dışarıda aramıza hergün katılan bir dolu işsiz avukat..Piyasa hergün biraz daha daralıyor..İşler giderek zorlaşıyor..Arz-talep dengesizliği hat safhada..Hatırlıyorumda avukatlık kanununda "stajer avukat ücretli çalışamaz" hükmü yüzünden staj yaparken inanılmaz sıkıntı çekmiştim, Ankara gibi bir şehirde kendi başıma yaşıyordum ve bütün gün cebimdeki para beni ay sonuna çıkaracakmı diye düşünüyordum.Staj yapılırken nasıl ücret alınmaz anlamıyorum.Hakim stajerleri bile ücret alıyorken bizim stajerlerimiz neden bu şekilde bedava işçiliğe zorlanıyor. SANKİ BÜTÜN STAJERLER ÇOK ZENGİN VE HİÇBİRİNİN PARAYA İHTİYACI YOK. (verilen kredi de çözüm değil bu arada) Bırakın stajerleri yeni avukatların asgari ücretle çalıştırılması, bir meslektaşın diğer meslektaşını komik paralarla çalıştırması çok üzücü. Bir hocamız bize İtalya'da avukatlığın lüx mesleklerden biri olduğunu söylemişti.Türkiyede ise hem hukuk okumak hemde avukat olmak çok kolay ve doğal olarak ortaya böyle binlerce mezun=binlerce asgari ücretle çalışan avukat çıkıyor, sorunlar çözülmüyor, çözümler yetmiyor. Anlamadığım birşey daha var, neden milletvekili avukatlık yapabiliyor, neden emekli olan her savcı yada hakim hemen avukat olmak istiyor.Bu ülkede avukatlık mesleğine ihtiyacı olan "tek geçim kaynağı" bu olan pek çok insan var.Artık birileri bunu görsün..!!! 1000 Ytl gibi komik çözümler üretmektende vazgeçsinler.

Serbest meslek icra eden avukatla yanında ücretli olarak çalışan avukat arasındaki sözleşmenin niteliği nedir?
1-İş akdi midir (Danıştayın dediği gibi)
2-Vekalet akdi midir? (Kanun taslağında dendiği gibi)

Vekalet akdi aynı zamanda sosyal güvenlik hakkı da vermekte midir, Kendiliğinden, başkaca düzenlemeye gerek kalmadan? (Hayır)

Danıştay'ın kararını mevcut mevzuat çerçevesinde doğru buluyorum. Olması gereken hukuk açısından konu tartışmaya müsait.

Tarifeden yola çıkarsak, bir doktorun yanında çalışan doktorun, bir eczacının yanında çalışan eczacının, bir mühendisin yanında çalışan mühendisin v.s. alması gereken asgari ücretin de yasal olarak düzenlenmesi gerekir ki, doğru gelmedi bu bana...

Bu ülkede beğenin ya da beğenmeyin asgari ücret bellidir. Bunun dışında belirli meslek grupları için asgari ücret belirlemek doğru değildir. Biz avukatlar kendimizi diğer meslek mensuplarından daha mı önemli görüyoruz ki, yanımızda çalışan meslekdaşlarımızın alması gereken asgari ücretin yasal olarak düzenlenmesini bekliyoruz.

Konu tamamen arz talep dengesi içerisinde belirlenecektir. Ülkede Sayın Bayındır'ın dediği gibi 88 adet Hukuk Fakültesi var da, 5 adet mi Tıp Fakültesi var? Ziraat Fakültesi'nin sayısını bilen var mı? Ya da Orman Mühendisliği Fakültesi'nin?...

Biz avukatlar, kimseden üstün olduğumuz iddiasında değiliz öyle değil mi?

Selamlar.

Alıntı:

---

Biz avukatlar, kimseden üstün olduğumuz iddiasında değiliz öyle değil mi?

---

Kesinlikle değiliz, o yüzden bizler mutasyona uğramış ayrı ve aykırı bir ırk'ız.Herkes bizden üstün ama biz hiç kimseden üstün değiliz.

Avukata biçilen maddi değer,tabiki arkadaşlarımızın daha once değindiği gibi tabiki arz talep dengesiyle belirlenir.Bunun yanında maddi değerin biçilmesi,hukuğun ve hakkı savunmanın,toplumda gorduğu değer ilede yakından ilgilidir.Oncesinde üniversite kavramının -unity(birlik) ve diversity(çeşitlilik), kelime anlamını kaybetmesi, sonucunda oluşan kaçınılmaz dejenersayon. .Birlik yerine,çeşitliliğin içinde kaybolan ruhlar. .Ve sonucunda,yıllar içerisnde oluşan kademeli çöküş.İlim ,irfan ,bilgi yuvası artık esnaf zihniyetli kurnaz bir umut taciri dostlar.Ve bu eğitim çöküşünden hukuğun ve hukukçuların payına düşenlerde pek parlak olmadı ne yazıkki .Ve haliyle hepimize oyle bir kazıkki,ne siz sorun ne ben soyleyim.Ama yinede soyleyim.Kimdir hukukçu,hukuk adamı.
Hukuk adamının, hukuk boşluğundan en iyi yararlanan,açığını bulan,hallediriz abi diyebilen olarak,acılı birbuçuk,beyti,acı son olarak belirmesi.Ve haliyle toplumun kumaltif delirmesi.Bir bakıma, bu durum sozde hukuk devletinde var olmanın acı sonucu.Kapitalist patronlar hukuğun, h sini duymak istemiyor a dostlar.Mumkunse uğramasın diyorlar bizim buraya.Bize benim çıkarımı korucak takip memuru tarzında ucuza çalışan emir eri lazım diyorlar aslında ve derin faslında.Ama biz anlamıyoruz veya anlamızlıktan geliyoruz.Bu durumda tabiki kendimizi geriyoruz.Eğer şanslı isek Yunus gibi hakka eriyoruz. Veya Karacaahmette uzun bir mola veriyoruz. Ve dost acı soylerden yola çıkarak şöyle devam ediyoruz.
Herşeyden once biz,yani siz,yani ben,yani sen aynaya baktığında karşında kandırdığın bir insanmı goruyorsun.Yani kısaca kendini mi kandırıyorsun? Avukatlık kandırıkçılık oynama sanatı halinemi geldi acaba. En iyi avukat eniyi kandıranmı,akıl duzleminde zeki olduğunu zanneden sıradan bir kurnaz musvettesimi? Nedir uzerine çöktüm mahvettim abi tribi. Nedir boyle bir ruhun biçimi,içimi,sicimi.Son yıllarda ve don yapan yıllarda(espri babında uzerinde durma) dunya bilincinde var olan manevi,gerileme her alanda bozulmayı getirmedi mi ? Artık soylevimiz,gizli bilinçaltımız ''parayı bulacaksın,parayla oynucaksın abi'' şeklinemi burundu. Ve bu haliyle çok fena sürundu.
Surundu,surundurdu ve herkesi bir şekle burundurdu.
Ah Napolyon ah,seni gidi kısa boylu kiraz.
Para,para,para dedin,
Yokluğu bir dert varlığı yara dedin.
Dedin,medin,yedin çok fena semirdin ve haliyle hepimizi kemirdin.
Sevgilerimle.S.K.