Pislik pisliktir - Atatürk büstü

Aradım ama bulamadım. Bazı insan kılıklı hayvanların Atamıza yaptığı saldırıları içeren bir forum vardı.... Forum yok olmuş keşke bunlarda yok olsa....
İzmir'in Karşıyaka ilçesinde, lise bahçesindeki Atatürk büstü, kaidesinden sökülerek yakıldı.

Örnekköy Cumhuriyet Mahallesi 6653 Sokak'ta, kimliği belirlenemeyen kişi veya kişiler Behçet Uz Anadolu Lisesi bahçesinde bulunan Atatürk büstünü kaidesinden söktü.

Sökülen büst üzerine yanıcı madde dökülerek ateşe verildi. Polyesterden yapıldığı belirlenen büst, büyük ölçüde tahrip oldu.

Olayla ilgili soruşturmanın sürdürüldüğü kaydedildi.

İzmir'in Karşıyaka ilçesinde, lise bahçesindeki Atatürk büstünün kaidesinden sökülerek yakılması olayına karıştıkları iddiasıyla 12 ve 13 yaşlarında 4 çocuk yakalandı.
Alınan bilgiye göre, Karşıyaka Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin yanısıra, Güvenlik ve Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğü ekipleri de olayla ilgili inceleme başlattı.
Ekipler, yaptıkları çalışma sonrası, büstün kaideden sökülerek yakılması olayına karıştıkları iddia edilen 12 yaşındaki H.T. ile 13 yaşlarındaki S.A., Ş.Ş. ve H.T.'yi yakalayarak gözaltına aldı. Yakalanan çocukların 4'ünün de öğrenci olduğu bildirildi.
Yakalananların, yaşlarının küçük olması nedeniyle, adliyeye sevkedilmeleri için çocuk şubesine teslim edildiği öğrenildi.
Örnekköy Cumhuriyet Mahallesi 66. sokaktaki Behçet Uz Anadolu Lisesi'nin bahçesinde bulunan Atatürk büstü, kaidesinden sökülerek ateşe verilmişti. Büst, büyük ölçüde tahrip olmuştu.

Sabancı Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim üyesi Doç. Cemil Koçak, Radikal'de Neşe Düzel'le yaptığı konuşmada Atatürk'ü ve Cumhuriyet'i sıradanlaştıran yorumlar yaparken bir yerde de şöyle diyor:
"Kurtuluş Savaşı üç yıl sürdü ve şehit-yaralı toplam 30 bin kişilik zaiyatımız oldu. Kurtuluş Savaşı'nın pırıltılı hale getirilmesinin nedeni, Cumhuriyete ve Cumhuriyetle birlikte yapılanlara bir meşruiyet kazandırmak içindir."
Anlaşılan bu zata göre 30 bin kişi önemsiz bir rakam. Ne olması gerektiği konusunda da herhangi bir fikri beyanı yok . Olsa daha iyi olur en azından doçent sıfatlı bu kişinin fikrini öğrenir ona göre yazardık...

Demek Kurtuluş Savaşı öyle önemsenecek bir başarı veya zafer değil. Buradan o sonuç çıkıyor. Muhterem söylememiş amam önemsenecek savaş başarı nedir ?
Demek Kurtuluş Savaşı parlatılmasa Cumhuriyet meşruluk kazanmayacaktı! Bunu derken nasıl bir ruh halinde olduğunu ne demek istediğini anlamak için çok ama çok uğraştım başaramadım...
Kurtuluş Savaşı "Cumhuriyetle birlikte yapılanlarla meşruluk kazandırmak için" parlatıldığına göre demek Cumhuriyetle birlikte gayri meşru işler yapıldı.
Yazık... Neye mi? Bu tür hocalara emanet ettiğimiz çocuklarımızın yarınlarına... Bunun yetiştireceği gençlerin ne olabileceğini düşünebiliyor musunuz ? Yazık bunu doçent yapana
yazık bunu hoca diye tutana yazık bundan ders alana...

Sayın Mustafa Mutlu da bir örnek bulmuş yazmış... Elifine dokunmadan ....

Beyefendi demiş ki, Kemalizm ilerlemeden çok gerilemeye tekabül eder...

Kim bu beyefendi?

Başı sarıklı, cüppeli, sakallı bir mürteci mi?

Hayır...

Başında sarık falan yok. Üzerinde son moda takım elbise, boynunda kravat var. Yüzü pırıl pırıl, sinekkaydı tıraşlı...

Kendisi ilim irfan sahibi bir hoca...

Hoca dediğime bakmayın; cami hocası değil, profesör...

Henüz 49 yaşında... Ekonomi okumuş, yüksek lisansını tamamlamış.

Doktorasını siyaset bilimi üzerine yapmış.

1984ten bu yana da üniversitede gençlerimizi yetiştiriyor.

Türk Demokrasi Vakfında, Dış Politika Enstitüsünde görev almış.

Bugün hâlâ Liberal Düşünce Topluluğu Derneğinin Yönetim Kurulu Başkanı...

Yani İslamcı falan değil, liberal...

1992de liberalizmin kitabını bile yazmış! Yetmemiş, bir de Liberal Bakışlar kitabı yazmış.

Ama dinci partilerle hep yakın ilişki içinde olmayı da ihmal etmemiş; öyle ki 1996da Refah Partisi Üzerine isimli bir kitaba bile imza atmış.

Atatürkten Bu adam diye söz ederek, Atatürk düşmanlarının gözdesi olmuş.

Türkiyede İslam, İnsan Hakları ve Demokrasi konusunda döktürdüğü makaleyle dinci çevrelere yakın gazetelere kapağı atmış.

Önce Yeni Şafakta, şimdi de Zaman Gazetesinde haftalık yazılar yazıyor.

Ekşi Sözlük yazarlarının da ilginç tanımlamaları var onun hakkında... İşte birkaçı:

Derslere gelmeyen hocadır. Sınavda burdan sorarım diye bir kitabı size çakar, sonra bambaşka sorular sorar, okula pek uğramaz, gariptir.

Bir sınav sorusu şöyledir: Machiavelli Machiavelist midir?Enteresan adamdır.

Bu enterasan adam bir süre önce de Türbanlı öğrencilerin üniversitede okumasının engellenmesi bir suç teşkil etmekte ve bunu yapanların cezalandırılması gerekmektedir diyerek adından söz ettirmeyi başarmış.

Yani ona göre Atatürk başta olmak üzere Kılık Kıyafet Kanununu çıkaranlar, suçludur ve cezalandırılmalıdır!



***


Bu sayın beyefendi, Prof. Dr. Atilla Yayla!

Liberalizm savunuculuğu adı altında İslamcı kesimin sözcülüğünü, hatta avukatlığını yapan bu çağdaş görünümlü beyefendi, bugün hâlâ nerede çalışıyor biliyor musunuz?

Gazi Üniversitesinde!

Yani beğenmediği, yerden yere vurduğu Atatürkün isimlerinden birini taşıyan kurumda.

İşin ilginci, kimse de ona Türkiye Cumhuriyetinin laiklik anlayışına, Kılık Kıyafet Kanununa, Atatürk ilkelerine ve devrimlerine bu kadar karşıysan bu ülkenin kurucusunun adını taşıyan bir üniversitede ne işin var arkadaş demiyor...

Tanıyın bunları, sevgili okurlar...

Lütfen tanıyın!

AKÇAABAT Anadolu Lisesinde öğrencilere üniversite hazırlık deneme sınavı için verilen soru kitapçığında yer alan değiştirilmiş İstiklal Marşı dörtlüğü ile ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı.

Deneme sınavı için öğrencilere dağıtılan Uğur Dershaneleri kitapçığının 26'ncı sayfasındaki 4'üncü edebiyat sorusunda, ''Bastığın yerleri toprak diyerek geçme, tanı/ Sermayeye satılık her santimi her gramı/ Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı/ Kime çok verirse ona sat cennet vatanı'' şeklinde değiştirilmiş İstiklal Marşı dörtlüğü ile Bu dörtlük aşağıdaki şiir türlerinin hangisine örnektir: A- Satirik, B- Dramatik, C- Pastoral, D-Epik, E-Lirik şeklindeki soru yer almıştı. Ancak önce öğrencilerin, daha sonra da velilerinin sert tepki göstermesi üzerine okul yönetimi, kitapçıkların Uğur Dershanesince dağıtıldığını açıkladı.

Tepkiler üzerine açıklama yapan Uğur Dershanesi Trabzon Şube Müdürü Mustafa Kul ise, daha önce de tepki toplayan bu sorunun bulunduğu kitapçığın imha edilmek için depoya kaldırıldığını belirterek, "Bu kitapçıklar diğer soru kitapçıklarıyla karıştırıldığı için okula gönderilmiş. Bu olayda herhangi bir kasıt yoktu demişti.
Olayın ardından, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü#nün başvurusu üzerine Cumhuriyet Savcılığı konuyla ilgili olarak soruşturma başlattı. Sorunun yer aldığı kitapçığın inceleneceği, okul ve Uğur Dershanesi yetkilileri ile sınava giren öğrencilerin ifadelerine başvurulacağı öğrenildi.

La havle...

Bence savcılık F-HEPSİ seçenekli cevabının olmayışı nedeniyle soruşturma açmıştır. Zira doğru cevap F şıkkıdır.
Bu dörtlük liriktir çünkü melmekâtın içinde bulunduğu acıklı durumu yansıtmaktadır. Bu acıklı durum herkeşleri ilgilendirmektedir, ortak tasayı ifade etmektedir. Lir ile değil amma bando mızıka eşliğinde okunabilir, bence sakıncası yokturdu. Küntürünüz artsın deye bknz aşağıya)
(Lirik şiir: Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç,coşku veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir. Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler lir denen bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır.

Bu dörtlük epiktir çünkü toprak,vatan,şehitlik vs.den söz etmektedir.Kahramanlık her ulusun ihtiyaç duyduğu övündüğü olaylardır. Bu anlamda Pamuk'çukun eserleri de serdettiği görüşleri de highli kahramancadır. Malum artık kahramanlık ulusuna, ulusun geçmişine küfretmek, aşağılamak iftira atmaktır. Elbetteki bu kahramanlığın da bir ödülü olmalıdır ki Pamukçuk da bunu haketmiş ve eline DİNAMİTİ tutuşturmuşlardır. Şafak kızımız da uluslararası bir ödülü bu sayede haketmiştir. Bu kızımız içinde doğduğu, yaşadığı toplumun tarihini Ermenilerden öğrenmiştir. Küntürünüze katkı için bknz aşaa,

Epik Şiir :

kahramalık,yurt sevgisi gibi liriklik bildiren Epik şiirler Doğal Epik ve Yapay Epik olarak ikiye ayrılır.
( Bir de yatay epik vardır ki konu mevzuunun dışında olup ayrı bir forum yada ansiklopedi konusudur)
Doğal Epik ; Milletin hayatını etkileyip , derin izler bırakan tarihi olayları , kahramanlık yönü ile işleyen manzum hikayelerdir. Yunanlıların İlyada sı , Finlerin Kalevala sı , Hintlilerin Mahaharata sı örnek verilebilir.

Yapay Epik ; Yakın çağdaki milletlerin hayatlarına ait tarih ya da toplum olaylarını anlatan şiirlerdir. İtalyan Tasso'nun Kurtarılmış Kudüs' ü , Firdevsi'nin Şehname si , J.Milton'nun Kaybolmuş Cennet i , örnek gösterilebilir. Yakın dönem şairlerimizden Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın Üç Şehitler Destanı ve benzeri eserleri yapay epik şiirlere örnek gösterebiliriz.

Doğa, köy, yayla güzelliklerini ve buralardaki yaşamı anlatan şiirlere denir.

Bu dörtlük dramatiktir çünkü vatanın satışından söz etmektedir ki bu konuda sitemizde hayli ateşli yazılar da çıkmıştır. Mesela örneğin yabancılara mülk satışı gibi. Küntür hizmetlerimize devam ediyoruz bknz aşağıda
Dramatik şiir :Dram türü konuları içeren bir şiir türüdür.

Acıklı ya da korkunç bir olayı konu alır. Genellikle konuyu okuyucunun gözünde canlandırabilir. Opera için yazılan manzum eserlerde de kullanılır. Edebiyatımızda dramatik şiire fazla örnek yoktur. ( Bu örnek dramatik şiire bir örnektir )

Bu şiir satiriktir, çünkü bizi bu hale getiren iktidarları tiye almaktadır. Bu da demektir ki tiiye almak=satirizm ammaa kadirizimle karıtırılmamalıdır.Kadirizm bir armudun yarısıysa satirizm bir almanın yarısıdır, iki yarım olsa olsa anca bir el-mut olur ki gen teknolocisi henüz böyle karışık meyveli ürün elde edememiştir.

Her neyse, biz size küntür getirmeye devam edelim, ammaa bu küntürü vallahi de billahi de demokrasi getirecez diye sunmuyoruz.Öyle bir niyetimiz olsaydı baretta ve smith wesson dostlarımıza da haber verirdik kuşkunuz olmasın, hoş onlar şu sıralar pek bir yoğunlar, çok daha önemli işler yapmaktalar, onun içinm bizimle idare edeceeniz artık.

SATİRİK ŞİİR:

Toplum hayatındaki aksayan yönlerin,düzensizliklerin,insanların çeşitli konulardaki beceriksizliklerinin ve zayıflıklarının anlatıldığı yargi şiirlerine Satirik Şiir denir.

Hülasai kelam doğru cevap F ŞIKKIDIR.

Tüh ! İstiklal Mahkemelerini yeniden hortlatıp assak mı bu Profosörü acaba ? Gerçi sarığı sakalı da yokmuş ama Maksat aydınlık olsun. Hani şu malum aydınlık...

Cin olmadan adam çarpmaya çalışmak bu olsa gerek fazla zorlandığımı hissediyorum...

Neden zorlanıyorsun ki dostum? Ampul aydınlığı bu olsa gerek.

Sevgili Fırat abi ;
Bilirsin mum dibine ışık vermez ama etrafı az da olsa aydınlatır. Bu nasıl bir ampuldür ki sadece dibine ışık verip başka yere vermez....
İnsanın yanlış ta olsa ben katılmasamda bir bilgisinin veya fikrinin olmasını ve bunu savunmasını kabul ederim hatta desteklerin... Ama ortada bilgi de fikir de yoksa olmuyor.... Sadece bir şey demiş olmak için bir şey denince karşındakinin kafasının yayık ayranı gibi çalkalanıp köpüklendiğini anlayınca zorlanıyorum... Sıkılıyorum ayran işe yarar bunlar yaramıyorda...
Okuyorum okuyorum bir yerde dediği bir yerde tutmayan dediğinin arkasında duramayan insanlardan bıkıyorum. Adamın birisi forumda derdini anlatmış.... Üç isimli bir üyemiz ilk ismi hem erkek hem kızlar tarafından kullanılan ve hoş olmayan bir isimmiş ve nefret ettiğinden değiştirmek istiyor, bu ismi hiç bir yerde kullanmak istemediğini belirtip muhtemelen ekonomik sıkıntı yüzünden avukatsız yapabilir miyim diye soruyor .... Zatı muhterem o kadar bilgili ki buna yanıt vereceğine önce bence ismini değiştirme sonra daha kötü olur millet dalga geçer hem kaan da güzerl isim diyor peşinden mahkemece daha önce değiştirilmiş bir ismi bir kez daha değiştirebilir miyim diyor ? Ben de hoppala Hasan dayı diye yerimden zıplıyorum ... Yahu kaan kim ? Adam kan ismini değiştirmek istemiyor hem istese bile sana ne ? Anket mi açmış ismi ne olsun diyede bence değiştirme diyorsun ... Ona değiştirme diyip değiştirilen ismi bir kez daha neden değiştirmek istiyorsun.....Cacığın içine konan bir cevap.....
Cesaret te yok.... Atatürk ile ilgili açılan konunun açıkça Atatürk olduğu bariz olan bir yerde abuk sabuk bir şey yazıyorsun bire iki yere Türkmenbaşı diyerek kime dedin bunu diyince ya işte Türkmen başı na dedimde bunun gibi olanlar v.s v.s. kıvırıp duruyorsun ayran çalkalanmaktan köpürüyor susurluk kıvamında amma ayran değil ki kafa .....

13 Şubat Caddesi Bahçeli Kıraathanesine geçen cumartesi günü saat 17.00 sıralarında giden 29 yaşındaki L.A. bir süre arkadaşları ile oturduktan sonra aniden kalkarak, oturduğu sandalyeyi alıp, duvarda bulunan Atatürk posterine vurmaya başladı. Posteri yere düşüren L.A. bunu yaparken "Gelsin burayı da kurtarsın. Senin yüzünden ne hallere düştük" dedi ve küfür etti. Olayın duyulması üzerine Kıraathaneye gelen Emniyet Kuvvetleri L.A.'yı gözaltına aldı. Atatürk'e hakaret ve küfürler eden L.A.'nın yapılan alkol muayenesinde 170 promil alkollü olduğu öğrenildi. Gözaltında tutulan L.A. geçen pazartesi günü çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Erzincan Yarı Açık ve Kapalı Cezaevine kondu.

s
27 Eylül Pazar 2009 Melih Aşık
Atatürk'ü silmek

Kayseri Atatürk Stadyumu ve Atatürk Spor Salonu yıkıldı yerine dev bir iş merkezi yapılıyor... Şehrin Ankara çıkışına yapılan yeni stadyumun adı ise Atatürk değil, Kadir Has Stadı oldu...
Fazlı Köksal kendisine ait Blog’da ülkede Atatürk adının silinmesi için kâh sinsi kâh açık yürütülen kampanyadan örnekler veriyor:

http://i.milliyet.com.tr/GazeteHaber..._mf382513.Jpeg

Çorlu’da Reşadiye Mahallesi’nde yer alan Mandıracı Caddesi 1. ve 2. sokaklar arasında kalan Atatürk Caddesi’nin adı Şehit Yüzbaşı Ulaş Türk Caddesi olarak değiştirildi...
Kocaeli Yenimahalle Atatürk Caddesi’nin ismi Lozan Caddesi olarak değiştirildi...
Rize Atatürk Stadı yıkıldı yenisinin ismi Recep Tayyip Erdoğan Stadı yapılmak istendi, daha sonra Rize Stadı’nda karar kılındı.
Kaman’da Atatürk Caddesi’nin ismi değiştirilerek, Japon Prensi Tomohito Mikasa’nın adı konuldu...
İstanbul Üsküdar İlçesi’nde bulunan Atatürk İlköğretim Okulu’nun depremde hasar gördüğü gerekçesiyle yıkılıp tekrar yapıldıktan sonra adı Halil Türkan olarak değişti. Kırşehir’de Gazi İlköğretim Okulu yıkıldı, yeni yapılan okula, okul yapımına katkısı olan bir hayırseverin ismi verildi.
Altın vuruş ise Ankara’da Melih Gökçek tarafından yapıldı. Gençlik Parkı yeniden düzenlenirken Atatürk’ün ışıklı portresi kaldırıldı. Girişteki Atatürk panosu yerine Melih Gökçek’in el yazısıyla bir kitabesi konuldu.
ABD’nin Fuller, Huntington gibi akıl hocaları talimat verdi; siz Atatürk’ü, Kemalizmi, ulusalcılığı unutun...
Emir büyük yerden. O istikamette çalışıyoruz!
Milliyet G.Z.T
----------------------------------------------------------------------
Güngör Mengi 1-10-2009
Cumhurbaşkanlığı resmi internet sitesi Atatürk’ün 1 Kasım 1932 tarihli meclis açılış konuşmasını yayınlamış. Ama konuşmanın son bölümünü makaslamışlar!

Kesilmese siteye girenler Atatürk’ten şunları okuyacak?

“Milli kültürün her alanda açılarak yükselmesini Türk Cumhuriyeti’nin temel dileği olarak sağlayacağız. Türk dilinin, kendi benliğine, aslındaki güzellik ve zenginliğine kavuşması için bütün devlet kuruluşlarımızın dikkatli ve ilgili olmasını isteriz.”

Bu sansür, bir alınganlıktan kaynaklanıyor olmalıdır.

Bir yerleşim yerine Kürtçe eski adını veren Cumhurbaşkanı, Atatürk’ün bu konuşmasından rahatsız mı oldu acaba?

Mümkündür ama çare sansür değildir.
Vatan G.Z.T

mehmet emin sezen: Atatürk'ü sevmek şereftir.

ÜLKEMDEKİ BAZI ŞEREFSİZLER NEDEN ATATÜRK'E DÜŞMAN...

http://img5.mynet.com/ha6/d/diyar-ataturk-bust.jpg
Güncelleme:09 Ocak 2011 14:39
Diyarbakır'da Atatürk büstü yakıldı
Diyarbakır'da dün akşam saatlerinde Dağkapı meydanında bulunan Atatürk büstü kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından yakıldı.
****************************

Bursa Baro Evi'nde skandal
09 Ocak 2011 Pazar 17:34
BDP'li Sebahat Tuncel ve Ferhat Kentel'in katıldığı panel için Bursa Baro Evi'ndeki Atatürk büstü yerinden söküldü ve adeta kürsüde saklandı.
GAZETE 5- DHA'nın geçtiği görüntüler adeta bir skandal niteliği taşıyordu. BDP Bursa İl Başkanlığı'nın düzenlediği “Demokratik Anayasa’nın, Özgürlüklerin Önündeki Engeller ve Demokratik Özerklik” paneline konuşmacı olarak BDP İstanbul Milletvekili Sebahat Tuncel ve Sosyolog Ferhat Kentel katıldı.

Panel Bursa Baro Evi'nde düzenlendi. BDP'lilerin doldurduğu salonda panelistlerin oturduğu bölümün hemen arkasındaki duvarda asılı Atatürk büstü, yeriden söküldü ve kürsünün iç tarafına, izleyicilerin göremeyeceği şekilde konuldu.
Salonun önceki hali.
http://www.gazete5.com/images/other/ayni-salon.jpg
http://www.gazete5.com/images/other/40400.jpg
Kaynak:http://www.gazete5.com/haber/bursa-b...2011-74505.htm

Atatürk Suçlu!…

Sağa sola bakıyorum, gazete, kitap, dergi okuyorum; Atatürk’e saldırı, taşlama, yergi, eleştiriden geçilmiyor; anlıyorum ki Atatürk büyük suç işlemiş…

Niçin?

*

Çünkü dünya görüşünde, evrene bakış felsefesinde, ideolojik içeriğinde ‘Aydınlanma’ yı yeğlemiş Atatürk, ‘Akıl inançtan, bilim dinden bağımsızdır’ demiş. A benim canım Mustafa Kemal’im, uygarlığın ışığına neden yüzünü dönersin? İran’a bak, Suudi Arabistan’a bak!.. Bırakaydın, bağnazlığın dipsiz kuyusunun bostan dolabında dönenseydik. En büyük suçunu ‘Gerçek yol gösterici bilimdir’ diyerek işledin.

Atatürk suçlu…

“Vatanın bağrına düşman dayamışsa hançerini” Gazi Paşa görmezlikten geleydi; “İngiliz muhibbi” olaydı, “Amerikan mandacılığı” na sarılaydı; “Ya istiklal ya ölüm” deyip ortalığa atılarak pişmiş aşa neden soğuk su kattı?

Atatürk suçlu…

Osmanlı, Sevr Antlaşması’nı kuzu kuzu imzalamışken bizlere Konya Ovası yetmez miydi? Denizi zaten sevmeyiz, dağların gerisine çekilip bozkırda otururduk. Eloğlu vatanın minarelerine çan takar, bizim cami yaptırma dernekleri de Haymana bölgesinde çalışmalarını yoğunlaştırırdı. Nemize gerek İstiklal Savaşı? Nemize gerek İzmir, Aydın, Edirne, Çanakkale, İstanbul? Nemize gerek Lozan, a Mustafa Kemal Paşa?

Atatürk suçlu…

Sevgili Mustafa Kemal, kadın hakları senin neyine? Bak, şimdilerde genç kızımız başına türban dolarken sana da verip veriştiriyor. Yurttaşlık Yasası çıkardın, erkek karısını iki sözcükle boşayamıyor; ama kadın kara çarşafa girip sana beddua ediyor. Hukuk devrimini neden yaptın Kemal’im?

Atatürk suçlu…

Çünkü cumhuriyeti ilan etti. Haydi padişah efendimize kıydı, hilafete neden dokundu? Laik devletten daha büyük günah olur mu şu dar-ı dünyada Gazi Kemal’im?..

Atatürk suçlu…

Osmanlı’nın cengâverliğinden bizi soyutladı; 1923′ten bu güne “Yurtta barış, dünyada barış” diye yaşamak erkekliğimizi öldürmedi mi? Biz korkak mıyız a Gazi Paşa? Savaşçılıktan nasıl vazgeçeriz? Senin en büyük suçun barışçılık değil mi?

Atatürk suçlu…

Çünkü 1923′te kurulan cumhuriyete 1925′te başkaldıran Şeyh Sait ‘e el sürmeyecekti; hilafetçi Said-i Nursi ‘yi başkente buyur edip devletin başına oturtacaktı. On bir yıl süren savaşlardan sonra temelini attığı devleti, İngiliz işbirlikçisi şeyhlere, aşiret reislerine, seyyitlere lokma lokma sunarak, parça parça edecekti. A benim Mustafa Kemal Paşam, ayaklanmalara karşı neden beyaz teslim bayrağını çekmedin de üstlerine yürüdün?

Atatürk suçlu…

Öyle bir cumhuriyet kurmuş ki, bir türlü yıkılmıyor. 21′inci yüzyıla yaklaşıyoruz, devleti Amerika’ya teslim edemedik, parçalayamadık; bu yüzden Gazi’ye çok kızıyoruz, cumhuriyetin harcını sağlam karmış diye öfkeleniyoruz.

Atatürk suçlu…

Yetmiş yıl önce bağımsız bir cumhuriyet kurmuş, bize bırakmış; yarım yüzyıldan beri laik cumhuriyeti çağdaş demokrasiye yakışır bir düzeye getiremedik; bu yüzden öfkelendikçe yarım yüzyıl öncesine dönerek Atatürk’e veriştiriyoruz.

Atatürk suçlu…

Çünkü canım Mustafa Kemal, bizim adam olacağımızı sandı, biz cüdam olduk; başımızı dik tutacağımıza, Ortadoğu’da “süper yabancı devlet” in taşeronluğuna soyunduk; içimizdeki aşağılık duygusunu Atatürk’ü eleştirerek gidermeye çabalıyoruz.
CUMHURİYET 21-11-2006 İLHAN SELÇUK.