Reşit olmayanla cinsel ilişki

iyigünler ben 1989 dogumlu bir gencim başımdan çok büyük bir olay geçti bundan 1 ay önce kız arkadaşımla dolaşmaya çıktık ve ogünde annesigil antepe gitmişti beni evine davet etti...ve bende hemen kabul ettim ogün cinsel ilişki yaşadık benim kafam çok güzeldi ve alkol almıştım o gün kız arkadaşım da adet geçiyorudu olaydan iki gün sonra kızın annesi ögreniyo ve jandarmaya gidiyor şikayet ediyor ve geri şikayetini alıyo bende kızın ailesiyle birlikte 20 gün birlikte kaldım..adet geçirdigi için kızlık zarının ne durumda oldugunu anlayamadım ve 21 gün ben kaçtım eger tekrar şikayetci olurlarsa benim durumum ne olur

ben 1989 dogumluyum

kız 1991 dogumlu

bana bi yardımcı olurmusunuz lütfen

Madde 103 - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;

a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,

Anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) (Değişik fıkra: 29/06/2005 - 5377 S.K./12. md.)(*) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi halinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması halinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması halinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.


Madde 104 - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

pekala buna göre ben nekadar ceza yerim yada kız benden önce biriyle yaptıysa neolur duygu hanım

Davanın seyrine göre buna hakim karar verecektir. Bunu bizlerin bilmesi imkansız

2253 sayılı kanunun 6. maddesinin birinci fıkrasında geçen ve yaşa göre çocuk mahkemelerinin görev alanını belirleyen #8220;15 yaş#8221; ibaresi, 7. Uyum Paketi kapsamında, 7.8.2003 tarih ve 4963 sayılı kanunla yapılan değişiklikle #8220;18 yaş#8221; olarak değiştirilmiştir.

yukarıdaki kanun hukmune gore oncelikle sen normal sahıs olarak degil cocuk olarak cocuk mahkemesinde yargılanacaksın demektir... cunku 18 yasını doldurmamıs oluyorsun...

diger yandan kızın 91 dogumlu oldugunu soylemissin hangi ay oldugunu da soylersen kız da 15 yasını doldurmus olabilir yani bu durumda av hanımın yazdıgı hukumlerin yaptırımından da nisbi anlamda yani 15 yasından kucuk olanla cinsel iliskiye girmek durumu icin duzenlenmis olanlardan kurtulabilirsin

cocuk mahkemesinde yargılandıgında uygulanacak yaprıtım da normal mahkemelerde alacagın yaptırımlardan elbette farkı olacaktır...

ancak avukat arkadasımızın belirttigi gibi acık bir sey soylemek imkansız bu konuya elbette hakim karar verecektir...

diger yandan sikayet geri alınmıssa bunun cocuk oyuncagı olmaması lazım yani geri alınan bir sikayetin tekrar yapılabilmesi icin belli sartların olusması gerekir en basitinden sikayete baglı suclarda suc tarihi uzerinde 6 ay gecmekle artık sikayet hakkı düser yani bir daha aynı konu ve taraflar sikayet konusu olamaz...

kaldı ki somut olaya bakıldıgında cebir siddet veya herhangi bir zorlama gozukmuyor kız kendi istegi ile iliskiye girmis yani istismar zor kullanma ırza gecme vs gibi bir durum yok

gorunuste hersey senin icin olumlu gozukuyor ama tabi yine de somut olayda kızın aile baskısı ile ifadesinde degisiklik olması vs gibi durumlarda ne olur bilemem

sen en iyisi durum ciddiye binerse bir avukat ile gorus
benim bilgilerim bu kadar umarım biraz yardımım olmustur
diger meslektaslarım da yardımcı olacaktır...

iyigunler

İlişkiye girdiğiniz bayan eğer 15 yaşını doldurmuşsa ve rızası ile sizle ilişkiye girmiş olup sizden herhangi bir şikayeti yoksa suç oluşmaz. Mağdurun anne veya babasının şikayetçi olması da birşeyi değiştirmez çünkü 765 sayılı yasanın aksine yeni TCK cinsel suçlarda suçtan zarar göreni sadece mağdur olarak belirlemiştir.15 yaş ise yasakoyucu tarafından kışının yaşamı üzerinde sahip olduğu mutlak hakları, ki buna şikayetçi olma veya olmama hakkı da dahildir, kullanabilecği bir yaş sınırı olarak belirlenmiştir.Kısacası eğer ilişkiye girdiğiniz bayan 15 yaşını doldurmuşsa ve sizden herhangi bir şikayeti yoksa, annesi şikayetçi olsa bile, ortada suç yoktur.

Sayın csonur,
Rıza, hukuka uygunluk nedenidir. Bu yüzden, büyüklerde, suçun takibi mağdurun şikayetine tabi kılınmıştır. Fakat küçüklerin rızası yok sayılmıştır.

Md. 103'deki;
Cinsel istismar deyiminden;

a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,

b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.

denilmekle yine -15 olan küçüklerin rızasının yok sayıldığı açıklanmaktadır.

Konuyu tam olarak açıklığa kavuşturmak gerekirse, suç ancak bir reşit ile bir reşit olmayan arasındaki cinsel münasebette gerçekleşebilir. Çünkü reşit olmayanlar arasında yaşanan cinsel ilişkide kimin kimi şikayet edeceği açık değildir. Kanun bu fiili yasaklamış olsa da, iki küçüğün yaşadığı cinsel eylemi müeyyideye bağlamamış, yani fiili suç saymamıştır.

Sayın Emrah Bey, 103. madde çocukların cinsel istismarını düzenler ancak burdaki somut olay cinsel istismar değil 104.maddede düzenlenen reşit olmayan kişiyle cinsel ilişki suçudur.Somut olay hakkında daha özel bir yasa hükmü var iken olayı cinsel istismar olarak değerlendiremeyiz. Nitekim 104.maddenin gerekçeside bu suçun bağımsız bir yapıda olduğunu vurgulamıştır.Öncelikle iki suçu birbirinden ayırmakta yarar var diye düşünüyorum.
103.maddeyi ayrıca incelediğimizde ise çocuklar için cinsel istismar suçunun oluşabilmesi için;
a)15 yaşını tamamlamamış veya 15 yaşını tamamlamasına rağmen maruz kalınan fillin anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olmaması halinde çocuk rızasını açıklasa bile fiil her halukarda suçtur.
b)15 yaşını tamamlamış ve fillin anlam ve sonuçlarını kavrayabilecek durumda olan çocuklar için ise ancak cebir,tehdit,hile gibi iradeyi zorlayan nedenler varsa suç oluşacak,rızanın varlığı halinde suç oluşmayacaktır.
104. madde ise der ki; cebir,tehdit ve hile olmaksızın reşit olmayanla cinsel ilişkiye girilirse şikayet üzerine......cezalandırılır.
Maddeleri yorumlarsak;
Bir kere 15 yaşını bitirmemiş veya bitirmiş olmakla beraber eski deyimle farik ve mümeyyiz olmayan çocuklara yönelik yapılan her cinsel davranış rıza olsa dahi 103/1-a gereği cinsel istismardır.
Eğer çocuk 15 yaşını doldurmuş ve farik mümeyyiz ise,
a) Eğer ilişkiye girerken rızası cebir,tehdit ve hile ile sakatlanıyorsa 103/1-b uyarınca cinsel istismar,
b)Eğer ilişkiye kendi rızasıyla giriyorsa ancak sonradan herhangi bir nedenle şikayetçi oluyorsa 104 madde tatbik edilecektir.
Somut olayda mağdurenin 15ini doldurduğunu ve farik ve mümeyyiz olduğunu düşünerek bu yorumları yaptık ancak 15 ten küçükse tabiki cinsel istismar olacaktır.
Saygılar sunuyorum...

Emrah bey verdiğiniz ikinci cevaba yetişemedim ancak bahsettiğinizin aksine 104.madde reşit olmayanla cinsel ilişkiyi düzenlemiştir.Bu kapsamda müeyyidesi yoktur yorumunuza katılamayacağım.Bu madde uyarınca 17 yaşında iki çocuk ilişkiye girseler ve daha sonra birbirlerinden şikayetçi olsalar her ikiside cezalandırılacaktır. Yasa her ne kadar 15 yaşını bitirmiş olan çocukla ilişkiye giren kişi demiş ise de, cezalandırabilme alt sınırının 12 yaş olması ve kişi kavramının çocuklar ve 18 den büyükleri kapsaması karşısında 15ten büyük çocukların aralarında rıza ile yaşadıkları ilişkiden sonra birbirlerinden şikayetçi olmaları halinde suç oluşacaktır.

Sayın csonur,
" 104. madde ise der ki; cebir,tehdit ve hile olmaksızın reşit olmayanla cinsel ilişkiye girilirse şikayet üzerine......cezalandırılır." denilmiştir fakat yalnızca kızın mağdur olduğu sonucuna nasıl vardınız? Somut olayda iki taraf da reşit değildir. Erkek tarafın da küçük olması dolayısıyla bulunduğu eylemin sonuçlarını bilememesi durumu mevcuttur.
Bu sebeple, iki tarafın da reşit olmaması dolayısıyla suçun oluştuğu kanaatinde değilim.

Her iki tarafında reşit olduğunu eldeki verilere göre tabi bilemeyiz,zaten çeşitli olasıklara göre cevap vermeye çalıştım yukarda.
Benim itirazım her iki tarafta reşit değilse suç oluşmaz yorumunuza. 104.madde varken bu düşüncenize katılamıyorum çünkü bu madde taraflardan birinin reşit olmasını zaten aramıyor.Reşit olmayanla ilişkiye girilirse şikayet üzerine diğer taraf cezalandırılır diyor. Kısacası 17 yaşında iki çocuk ilişkiye girseler ve şikayet olsa 17 yaşındaki çocuk ceza alır 104 uyarınca ve yaşı gereği cezasında (TCK 31) indirim yapılır.
Saygılar sunuyorum iyi bayramlar...

http://www.baskent.edu.tr/~zekih/uyg...nselsuclar.doc
dosyasında Zeki Hafızoğullar'nın BEŞERİ CİNSELLİK VE YENİ TÜRK CEZA KANUNU başlığını taşıyan makalede "Reşit Olmayanla Cinsel İlişki" bölümünü okumanızı arzu ederim. İyi bayramlar...

104.madde her ne kadar bu tür tartışmaları doğurabilecek gibi kaleme alınmış olsa da sonuçta amaç çocuğu korumaktır; o halde çocuk büyüğe karşı korunacaktır. bu nedenle 104.maddenin faili sadece reşit kişi olabilir.

Her iki küçüğün şikayetçi olması durumunda iki tarafın ceza alacak olması ceza hukuku ilkelerine terstir, zira bir suçta faillik ve mağdurluk sıfatları birleşemez. Akla "rüşvet suçu" gelebilir nitekim bu suçta da alan da veren de ceza alıyor, ancak dikkat edilirse alan da veren de fail durumundadır, mağdur olansa kamudur, korunan hukuki değer kamu idaresinin güvenilirliğidir. bu nedenlerle de bu suç, 104.maddenin aksine şikayete tabi değildir.

İyi günler dilerim...

Yaptığınız yorum biraz kanun metnini dışını çıkıyor diye düşünüyorum, nitekim kanun metni açık ve ceza kanunları dar yoruma tabidir. Amacın çocuğu korumak olduğu doğrudur keza madde metni reşit olmayanla cinsel ilişki olarak düzenlenmiştir ancak malesef burada failin reşit olmak zorunda olduğuna dair bir hüküm bulunmamakta ve kişi demektedir.Aynı kişinin mağdur va fail olamayacağı yorumunuza ise ceza hukukumuzda müşteki/şüpheli kavramının olduğunu hatırlatarak katkıda bulunmak isterim,yani bir kişi bir suçta hem mağdur hem şüpheli pekala olabilir.Örnek vermek gerekirse iki kişinin birbirine hakaret etmesi ve birbirlerinden şikayetçi olması gösterilebilir, 104.madde kapsamında da eğer taraflar karşılıklı şikayetçi iseler müşteki/şüpheli olurlar ve yargılama sonunda her ikisi ceza alabilir veya biri ceza alıp diğeri beraat te edebilir.Saygılar sunuyorum...

Bir suçta faillik ve mağdurluk sıfatının aynı kişide birleşemeyeceği öncelikle benim yorumum değildir, çünkü bu bir yorum değildir.

Ceza hukuku kavramı ile ceza usul kavramlarını karıştırmamak lazım. Fail ve mağdur ceza hukuku kavramı iken şüpheli-sanık ve müşteki ceza usul kavramlarıdır.

İki kişi birbirine hakaret etmişse bir suç değil iki suç vardır. Aynen, A şahsı hakaret etmiş ve B şahsı da bunun üzerine etkili eylemde bulunmuşsa-her ikisi de birbirine şikayette bulunmuşsa- A şahsı da B şahsı da müşteki-şüphelidir. A şahsı etkili eylem suçundan müşteki ama hakaret suçunda şüphelidir, B şahsı ise aynı şekilde tam tersi olarak. ortada yine iki suç vardır.

104.madde söylediğiniz gibi açık olsa bu tartışma neden yapılıyor? Emrah beyin verdiği linkteki yazıyı okumadım ancak kendi görüşüne destek olarak verdiğine göre... Şu ana kadar bu konuda yazılan tüm yazılarda ve yapılan tüm konferanslarda 104.maddeye ilişkin aynı yorumu duydum. (Madde eksik kaleme alınmıştır; ancak anlaşılması gereken şudur: Bu suçu sadece reşit olanlar işleyebilir. Yargıtay bu konuya açıklık getirecektir.)

İyi günler dilerim.

Yargıtay bile tartıştığına göre bizler elbet tartışacağız, tüm hukukçuların bir konuda aynı fikirde olması takdir edersiniz ki olanaksız, katkılarınız için teşekkür ederim saygılar...

Bu konuda bilginiz dahilinde olan başka kaynak varsa, bunları da bu foruma eklemenizi rica edeceğim.

Emrah bey, sanırım soru bana sorulmuş.

Ne yazık ki bahsettiğim yazılar, kanun yürürlüğe girmeden ve girdikten hemen sonra kanuna ilişkin yapılan incemeler olup genellikle dergi-gazete ve konferanslarda yapılan tartışmalardı. Bu tartışmalardan aklımda kalan yukarıdaki yorumdu. İnternetten şu an link veremeyeceğim. Rastlarsam paylaşırım.

Sayın salih33, ilginiz için teşekkür ederim. Son yazdığım yazı siz dahil, tüm üyelerimize yöneliktir. Açıklığa kavuşturulması gereken bir konu olduğu kanaatindeyim. Saygılar

Yeni Türk Ceza Kanununu#8217;nda* Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

Yrd. Doç. Dr. iur. Öykü Didem Aydın
...
2. Küçükler Arasındaki Cinsel İlişki
Onsekiz yaşından küçüklerin kendi aralarındaki cinsel ilişkilerinin akıbeti ise biraz muğlaktır. Yasanın felsefesine göre temel suç tipi #8220;cinsel saldırı#8221; olduğuna ve hem kadın hem de erkeklerin buna maruz kalabilecekleri kabul edileceğine göre örneğin biri onaltı diğeri onyedi yaşındaki çocuklar arasında rızaya dayalı cinsel davranışlar ya da cinsel ilişkide fail kim olacaktır mağdur kim olacaktır? Eğer 104. maddedeki #8220;Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi#8221; sözünden reşitleri anlayacaksak sorun yoktur. Kişi teriminden reşitlerin dışında küçükleri de anlayacak isek, her iki tarafın da hem mağdur hem de fail olduğu (hatta işin içine organ sokma girdiğinde normal cinsel ilişkide sadece erkeklerin fail olabileceği ) komik bir tablo ile karşı karşıyayız demektir. ...

TCK SEMİNER NOTLARI #8211; MURAT AYDIN #8211; ADANA HÂKİMİ
...
REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ (MADDE 104):
Bu suç aleni ortadan gerçekleşiyor ise (aleni ise hayasızca hareket olur) bu suçun fail ve mağdurunu belirlemek çoğu zaman mümkün değildir. Örneğin 16 yaşından gün almakta olan iki kişi rızaya dayalı olarak ilişki gerçekleştirir ise suçun faili kimdir mağduru kimdir bunu belirlemek mümkün değildir. Bu nedenle 104. maddedeki tanım yanlış olmuştur.
Bu tanıma göre suçun mağduru veya failinin belirlenmesi mümkün değil ise şikayet hakkının belirlenmesi de mümkün olmayacaktır. Oysa bu suç şikayete bağlı tutulmuştur.
İlişkiye girenlerin birisi 16 yaşında birisi 19 yaşında ise 16 yaşında olan kişi mağdur diğeri fail olacaktır. ...

http://www.mersin.adalet.gov.tr/semi...tlar%C4%B1.doc

Kiz arkadasim 17.04.1989 dogumlu ve 10 gun once biz gonullu olarak cinsel iliskiye girdik ve bunu ailesine ikimiz soylemeyi dusunuyoruz. Eger ailesi buna siddetle karsi cikar ve sikayetci olursa bunun cezasi nedir? ben 24 yasindayim.Kiz arkadasim sikayetci olmazda ailesi olursa bunu cezasi nedir ogrenebilirmiyim?

Senın olayın 103 e gırmez 104 e gırer ama kız dersekı benimle zorla ilişkiye girdi o zaman iş kotu 103 e girerki vah başına

sizinde başlıkdabelirtiginiz gibi suc REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ sucudur Türk ceza kanununa göre;Madde 104/1 fıkrada
cebir,tehdit ve hile olmaksızın,on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilşkide bulunan kişi,şikayet üzerine,altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
maddede açıkca görüldügü gibi suç takibi şikayete bağlı bir suçtur ve mağdurun şikayeti üzerine soruşturma başlatılır ve açılan dava da yetkili mahkeme delilleri inceleyerek kanaat verir.
iyi günler.

[QUOTE=network2;15334]iyigünler ben 1989 dogumlu bir gencim başımdan çok büyük bir olay geçti bundan 1 ay önce kız arkadaşımla dolaşmaya çıktık ve ogünde annesigil antepe gitmişti beni evine davet etti...ve bende hemen kabul ettim ogün cinsel ilişki yaşadık benim kafam çok güzeldi ve alkol almıştım o gün kız arkadaşım da adet geçiyorudu olaydan iki gün sonra kızın annesi ögreniyo ve jandarmaya gidiyor şikayet ediyor ve geri şikayetini alıyo bende kızın ailesiyle birlikte 20 gün birlikte kaldım..adet geçirdigi için kızlık zarının ne durumda oldugunu anlayamadım ve 21 gün ben kaçtım eger tekrar şikayetci olurlarsa benim durumum ne olur

ben 1989 dogumluyum

kız 1991 dogumlu

bana bi yardımcı olurmusunuz lütfen

SELAMLAR.

Sizinde başlıkdabelirtiginiz gibi suc REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ sucudur Türk ceza kanununa göre;Madde 104/1 fıkrada
cebir,tehdit ve hile olmaksızın,on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilşkide bulunan kişi,şikayet üzerine,altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
maddede açıkca görüldügü gibi suç takibi şikayete bağlı bir suçtur ve mağdurun şikayeti üzerine soruşturma başlatılır ve açılan dava da yetkili mahkeme delilleri inceleyerek kanaat verir.
iyi günler.

Sayın TATLIBİRÇOCUK,

Reşit olmayanla cinsel ilişki

MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Önerim şu,kız arkadaşınızın 18 yaşını tamamlamasına kısa bir süre kalmış.Kız arkadaşınız ve siz olayın,bir ceza davasına konu olmasını istemiyorsanız aileyi durumdan daha sonra da haberdar edebilirsiniz.

bende bişey sorabilirmiyim ben 1991 dogumluyum kız arkadasım 1993 dogumlu nisan ayınca ılıskıye gırdık temmuz da 18 olcam kız arkadasımda bende ısteyerek cınsel ılıskıye gırdık bakıreydı ben kız arkadasımdan ayrılmak ısteyınce aılesıne anlatmıs sıkayetcı olcaz dıyorlar ceza alırmıyım alırsam ne kadar nasıl bı ceza alırım para cezasımı hapıs cezasımı alırım

Alıntı:

---

Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı

Bu konuda bilginiz dahilinde olan başka kaynak varsa, bunları da bu foruma eklemenizi rica edeceğim.

---

5237 Sayı ve 26.9. 2004 Tarihli Türk Ceza Kanununda Beşeri Cinsellik

Yeni Türk Ceza Kanunu beşeri cinselliğin ırzına geçmiştir.
Kanun, çocukların “ evlenmek maksadı “ ve “ kendi rızaları “ ile kaçmaları fiilini suç olmaktan çıkarmıştır. Gerçekten, kıyas yapılmadığı taktirde, çocukların evlenme maksadıyla karşılıklı rıza göstererek kaçmaları fiili 109. maddesinin 5. fıkrasındaki suça vücut vermemektedir. Çünkü, hükümde yer alan “ cinsel amaç “ terimi ile “ evlenme maksadı “ terimi eş anlamlı terimler değildirler. Cinsel amaç olsa olsa “ şehvet hissi “ terimini karşılar ama, “ evlenme maksadı “ terimini karşılamaz. Evlenme maksadını cinsel amaç terimi içine sokmaya çalışmak kanunun 2. maddesinin 3. fıkrasının ihlali olur. Uygulamada günü kurtarmak için böyle bir yola gidilirse, bu hakimin kanunu düzeltmesi olur ki, hakimlerin kanunları düzeltme erki bulunmamaktadır. Öte yandan, kanunun düzenlemesinde, çocukların evlenme maksadı ile birlikte kaçmaları fiili, Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçunun basit şekline de vücut vermemektedir. Ayrıca, bu fiilin, kanunun 234. maddesinde öngörülmüş olan Çocuğun kaçırılması ve alıkonması suçu ile de her hangi bir ilgisi bulunmamaktadır. Böyle olunca, Kanunun suçun “ cinsel amaçla işlenmesi “ halini ağırlaştırıcı neden olarak değerlendirirken, suçun “evlenme amacı ile işlenmesi “ halini ağırlaştırıcı neden olarak görmemesi, dolayısıyla söz konusu fiili suç olmaktan çıkarması ciddi bir çelişkidir.
Kanun beşeri cinselliğin “bireysel tezahürlerini” ve “toplumsal tezahürlerini” ayırt etme gereksinimini duymuş ve bunları farklı biçimlerde düzenlemiştir. Gerçekten kanun, beşeri cinselliğin hukuka aykırı bireysel tezahürlerini “ Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar “ başlığı altında “ Kişilere karşı suçlar “ kategorisi içinde düzenlemiş, beşeri cinselliğin hukuka aykırı toplumsal tezahürlerini “ Genel ahlaka karşı suçlar “ başlığı altında “ Topluma karşı suçlar “ kategorisi içinde düzenlemiştir. Kanun koyucu böyle bir ayırıma niçin gittiğini kanunun gerekçesinde açıklama gereksinimi duymamıştır. Ayrıca, Kanun, az sonra değinileceği üzere, yorumla düzeltilmesi olanaksız olan ciddi yanlışlar içermektedir.
Tabiidir ki kanun koyucu böyle bir tercihte bulunabilir. İCK., yapılan bir değişiklikle, eski düzenlemesinden farklı olarak, beşeri cinselliğin hukuka aykırı bireysel tezahürlerini, kişiye karşı suçlar arasında düzenlemiştir. Değişikliğin gerekçesini göstermiştir. Üstelik düzenlemeyi de doğru yapmıştır.
Öte yandan, kanun koyucu, “ Genel adap “ teriminin yerine “ Genel ahlak “ terimini kullanmıştır. Türk Dil Kurumunun Türkçe Sözlük’ üne itibar edersek, edep ile ahlakın aynı şey olmadığını, yani birinin ötekinin sinonimi olmadığını görürüz. Gerçekten, beşeri cinselliğin hukuka aykırı toplumsal tezahürleri edep alanına mı, yoksa ahlak alanına mi girmektedir ? Kanun koyucunun bu konuda ciddi bir bilincinin olduğu söylenemez. Biz, beşeri cinselliğin hukuka aykırı beşeri tezahürlerinin “ahlak” ile değil ama, daha çok “edep” ile ilgili olduğunu düşünüyoruz.
Kanun, kumarı ve dilenciliği beşeri cinselliğin hukuka aykırı toplumsal tezahürleri arasında düzenlemiştir. Bunun isabetli bir düzenleme olduğunu sanmıyoruz. Madde gerekçelerinde tercihin nedenini açıklayan inandırıcı bir bilgi bulunmamaktadır.

Saygılar.

Alıntı:

---

mtolga06 rumuzlu üyeden alıntı

bende bişey sorabilirmiyim ben 1991 dogumluyum kız arkadasım 1993 dogumlu nisan ayınca ılıskıye gırdık temmuz da 18 olcam kız arkadasımda bende ısteyerek cınsel ılıskıye gırdık bakıreydı ben kız arkadasımdan ayrılmak ısteyınce aılesıne anlatmıs sıkayetcı olcaz dıyorlar ceza alırmıyım alırsam ne kadar nasıl bı ceza alırım para cezasımı hapıs cezasımı alırım

---

Karşı taraf harbi kaşarlanmışsa çetrefilli bi ifade werirse ceza alma olasılığın yüksektir.Şikayetçi olunduysa iyi bir awukat tutmanı tawsiye ederim ki hiç şakası yok bu olayın.Ceza alıp almayacağını sadece mahkemene giren hakim we o anki psikolojisi bilebilir bunu.

arkadaşalar bugünlerde benim başımda da benzer bi olay var
benim olayımda kız 16 erkek 15 yaşında erkeğin savcılıktaki ifadesinde şikayetçi olup olmadığı sorulmamış ve de erkek hakkında kızın şikayetinden dolayı 104. maddeden dava açılmış bende kızı da şikayetten vazgeçirebilmek ve yahut kızında ceza alması için kız hakkında şikayette bulundum. bakalım önümüzdeki zaman zarfı içinde dava açılacak mı. eğer açılmazsa mutlaka takipsizilik kararına karşı itiraz edecek dolayısı ile elimde emsal bir karar olacak ama bence de bu suç iki taraflı bir suçtur. eğer her iki tarafta 15 - 18 yaş arasında ve de şikayet varsa müşteki - şüpheli olurlar. saygılar

Öncelikle Herkese Iyi Geceler Dilerim :)

Benim bir sorum olacakti. Ben 1992 dogumluyum. Sevgilim 1982 dogumlu. Kendi istegimle iliskiye girsem bu onun icin büyük bir suc olur mu ?

Simdiden Tesekkür Ederim. :)

Alıntı:

---

xxSevdimSenixx rumuzlu üyeden alıntı

Öncelikle Herkese Iyi Geceler Dilerim :)

Benim bir sorum olacakti. Ben 1992 dogumluyum. Sevgilim 1982 dogumlu. Kendi istegimle iliskiye girsem bu onun icin büyük bir suc olur mu ?

Simdiden Tesekkür Ederim. :)

---

Siz veya aileniz şikayetçi olursanız evet.

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ

Madde 104 - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) (İptal fıkra: Anayasa Mah.2005/103, 2005/89 K. ve 23.11.2005 tarihli iptal kararı ile)

Günaydin öncelikle ve tesekkür ederim tekrar :)

Alıntı:

---

xxSevdimSenixx rumuzlu üyeden alıntı

Günaydin öncelikle ve tesekkür ederim tekrar :)

---

Rica ederim, iyi günler.

Burada benim de bir sorum olacak. Reşit olmayanla ilişki sonucunda hamilelik durumu ortaya çıkarsa veya reşit olmayanla ilişki patronu veya öğretmeni veya aile içi nüfuz sahibi biriyle olursa ve ortada şikayet yoksa durum ne olur?

merhabalar , benim erkek arkadaşımla ilgili sormak istediğim bir soru var , nasıl anlatacağım bilmiyorum ama elimden geldiği kadar anlatmaya çalışacağım .

erkek arkadaşımında içinde bulunduğu bir grup , 2 tane yurtta kalan kıza tecavüz ettikleri iddası ile şikayet ediliyo , kızlardan biri 18 biri 16 yaşında . kızlar olaydan sonra ayrılıyorlar , ikisi farklı şehirlerde şikayetçi oluyor , ifadelerinde birkaç tane net çelişki var . sadece 4 kişinin adını veriyorlar fakat grup yaklaşık 7 kişi , sadece erkek arkadaşım ve yakın arkadaşı 19 yaşında olduğu için diğer kişiler çocuk şubeden serbest bırakılıyor . erkek arkadaşım ve arkadaşı şuan cezaevindeler , mahkemenin ne zaman olacağı henüz belli değil ama içeri gireli tam 1 ay oldu . erkek arkadaşımın verdiği ifadede kendisinin olay yerinde bulunduğu fakat kızlardan herhangi biriyle cinsel ilişkiye girmediği yazıyor , kızlardan sadece biri erkek arkadaşımdan şikayetçi (18 yaşında olan) , çok sorduk fakat erkek arkadaşım kesinlikle yapmadığını söylüyor . birkaç avukatla görüşüldü fakat kesin bir sonuç yok . kızlar şikayetini alırlarsa veya mahkemeye gelmezlerse dava düşer mi ? kız rapor çıkartılmasına razı olmuş , daha önceden de yakın akrabaları tecavüz ettiği için ikiside koruma altına alınmış yani bozma yok . ilişkiye girildiyse böyle bir suçun cezası ne kadar olur? girilmediyse olay kamu davasına dönüşürmü?

lütfen yardım edin .

REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ
Madde 104 - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Maalesef benim görüşüm böyle karar verilmediği yönünde:
Annesi velayeti kendinde olmayaraktan, oğlunun, o zaman 6 yaşında, kendisini ziyaretinde, kendi evinde öz oğlu ile 4 senelik cinsel ilişki kurmuş (Cocuğun Polise verdiği ifade) ve eğer bunu herhangi bir kimseye söylersen seni kendi elimle öldürürüm diye de ölüm tehditleri savurmuş, ama gel gelelim, annenin poliste sorgusunda her şeyin babası bunları oğluna öğretmiştir, demesiyle kurtulmuş herhangi bir cezai işlem olmadan. Daha ötesi, şimdi kadın cocugun babası hakkında dava acmayı tasarlamakta, siz ne buyurursunuz böyle bir durumda?

İlgi konu ve davalar için mahkeme huzurunda gizlilik esası ile muhakeme söz konusudur. Dinleyici alınmaz ilgisizler asla duruşmalarda bulunmazlar. Hatta savcının bile çıkması gereken durumlar vardır. Hal böyle iken böylesi aleni bir ortamda eksik tek yanlı anlatımlar ile neyin mütalaası bekleniyor?

Bu ve benzer konulara son derece temkinli yaklaşılması gerektiği kanaatindeyim. Hatta kanaatimce bu gibi konularda herkes herşeyi yazamamalı.