Affetme Hakkında

Öncelikle böyle yararlı bir forum sayfası hazırlayıp yardımcı oldugunuz için teşekkürler.
Esımle en son tartışmamızda evı terk edıp ailesinin yanına gıdıp ıkı gun sonrada dava dılekçesi verdı (10/05/2017). Dava dilekçesi verdikten sonraki gunlerde okul çıkışı - ikimizde öğretmeniz- gorusup konustugunuzda ılımlı ve eve donmeye ısteklıydı. Ertesi gunler yine konusmalarımız devam etti. Kendi aramızda barıştık ama 35 yaşında olasına ragmen aılesının ısteksız oldugunu ızın vermeden donemeyecegını beyan ettı. Yıne semıner dönemi-11.06.2017-30.06.2007- toplantılarda beraber yanaya ve semıner cıkısı musterek evımıze gıttıgımıze sahit pek cok arkadaş var. Musterek evımızde fotoğraflarımız mevcut. Yinr bu seminer donemı ıcinde mesterek evde aılesını etkılemek icin cocuk yapmayı bile demedık. Yinr bu donem aılesıne yakın yerden ev kıralamak ıcın beraber ev baktıgımızda yazısmalarda sabit(aılesınin ılımlı olması için).
Bize aracı olan (abısıni eşi) aıle uyelerini ikna etmıs en son babaların ıkna konusuna gelmısler ve babasının gıderse evlatlıktan red ederim restıyle eve gelemedı( tum bu surec ınstagram dm de esım tarafından anlatıldı).
Yıne esımın eve donecegıne daır onceden sms mesajlrı ve dm den beyanı var.

Esım 10/05/2017 de actıgı davaya tanık ya da delil sunmadı.

12/09/2017 de ki on inceleme durusmasından once yarın sen de bosamak istiyorum de uzmaasın yoksa takı ve tazmınat talebinde bulunacagım dedıgı smsler mevcut

12/09/2017 de dava durusmasında avukatı dılekceyı ıslah ederek tazmınat ve bosanma talebinde bulundu.

Sunu öğrenmek ıstıyorım esımın dava dan sonra kı tavrı affetmiş ya da hoş gormus oldugu ıcın davanın reddine karar vermesı gerekmez mı hakımın?

Öncelikle önceki tartışmanızda Darp veya Adliyelik durum oldu mu ?

Boşanmada kusurlu olan Tazminat öder.Takılar her halükarda Eşin hakkıdır.her zaman isteyebilir Boşanma olsun olmasın.

Eğer ağır Kusurunuz yoksa Boşanmak istemez iseniz Hakim genellikle Boşamaz

Elinizdeki her türlü Delilleri sunun durumunuzu anlatın

Yanıtınız için teseşşkurler.

Klasık olarak müvekkılı ıslah ederken ıddalarda bulunmus darp hakaret vs vs yalancı tanık bulabilirler. Dılekce ıslah edilirken zaten barısma cabamızdan önceki olaylara dayanıyor onlar affedılmıs ya da hosgorulmus olmuyor mu?

Alıntı:

---

Freetosun rumuzlu üyeden alıntı

Yanıtınız için teseşşkurler.

Klasık olarak müvekkılı ıslah ederken ıddalarda bulunmus darp hakaret vs vs yalancı tanık bulabilirler. Dılekce ıslah edilirken zaten barısma cabamızdan önceki olaylara dayanıyor onlar affedılmıs ya da hosgorulmus olmuyor mu?

---

Sayın Freetosun Olaylar üzerinden 6 Ay geçtiyse Afedilmiş sayıl sada Hakimin Taktirine kalmıştır.
Fakat bu İddiaları her zaman ileri sürebilirler.
Siz çok sağlam sinirlere sahip olmalısınız bu Davalarda çok şeyler karşınıza çıkabilir Çünkü karşınızda bir AİLE var
Daha önce belirttiğim gibi Delillerinizi toplayıp adımlarınızı dikkatli atın

Boşanma Davasında Eşi Affetmek veya Affetme Niteliğinde Davranışlarda Bulunmak

Eşler, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında eşini affettiğine dair bir beyanda bulunur veya buna yönelik davranışlar gösterirlerse davanın reddi gerekecektir. Peki af nedir ve eş hangi hallerde affetmiş sayılır ?

Boşanma Davasında Affetmek Nasıl Gerçekleşir ?

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan davalarda affa yönelik davranışlar davanın red ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim affın varlığı halinde evlilik birliğinin devam etme koşulu sağlanmış olacak, kamu düzeni gereği evlilik birliğinin sona ermesine dair açılan bu boşanma davası sonuçsuz kalacaktır. Af niteliğinde sayılan davranışlar şu şekildedir :

1. Karı Kocanın Barışması
2. Yaşanan Olayları Affetmek
3. Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak
4. Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek

Bu hallerin varlığı halinde bir eşin diğerini affettiği varsayılmalıdır. Nitekim uygulamada da Aile Mahkemesi hakimleri af hususuna önem göstermekte, affa dair iddiaları ve delilleri özellikle değerlendirmektedir. Aile Mahkemesi Hakimi, affa dair davranışın varlığı ve tespiti halinde davayı kesin bir şekilde reddedecek ve hükmünü buna göre kuracaktır. Affa dair yukarıda saydığımız davranışları detaylıca değerlendirmek istersek :

Karı Kocanın Barışması

Karı ve kocanın yaşanan olaylar doğrultusunda barışma idaresi göstermesi evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dair açılan davada red kararını ortaya çıkaracaktır. Nitekim Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlarda da meydana gelmiş ve boşanma nedeni bir olaydan sonra eşler bir araya gelmiş ve evlilik birliğini devam ettirme iradesiyle birlikte yaşamaya karar vermişlerse barışma öncesi nedenlere dayalı olarak boşanma davası açamayacaklardır görüşü baskındır.

Eşlerin barışma girişiminde bulunması da Aile Mahkemelerince af niteliği taşımaktadır. Bu nedenle açılmış bir boşanma davasında barışma girişimi var ise af kabul edilecek ve davanın reddine karar verilecektir.

Bazı durumlarda eşlerin davranışları barışma anlamına gelmemektedir. Bunlara örnek olarak ; müşterek çocukları görmek için bir araya gelen eşlerin barışma girişiminde bulundukları kabul edilmez.

Yaşanan Olayları Affetmek

Türk Hukukunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davalarında davadan feragat etmek, feragat öncesi meydana gelmiş olayları affetmek anlamı taşımaktadır. Fakat feragat sonrası meydana gelen olaylara dayanarak boşanma davası açılabilecektir. Aile Mahkemesi de yargılama yaparken feragatin varlığı halinde feragat sonrası boşanma nedenlerine göre hareket edecek ve feragat sonrası boşanmaya neden olan olayların ispatını isteyecektir.

Yargıtay’a göre eş tarafından affetmeye dair beyanların içerdiği ve eşe çekilen ihtar da önceki olayları affetmek manası taşır. İhtar noter aracılığıyla çekilebileceği gibi Aile Mahkemesi vasıtasıyla da yapılabilir.

Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak

Eşlerin meydana gelen ve boşanmaya neden olan fiilleri/davranışları hoşgörü ile karşılaması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının red ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim meydana gelen bir hadise karşısında tepkisiz kalmış ve normal yaşantısına devam etmiş bir eşin, meydana gelen olayı hoşgörü ile karşıladığı kabul edilir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre boşanma davasına temel teşkil eden olayların meydana gelmesinden sonra eşlerin birlikte tatile çıkması, olayların hoşgörü ile karşılandığı anlamına gelmektedir. Yine eşlerin boşanmaya neden olan olaydan sonra birlikte yaşaması da olayların hoşgörü ile karşılandığı manası taşır ve af niteliğindedir. Tabii ki zorunlu nedenlerden dolayı aynı evde kalma hususunu ayrı tutmak faydalı olacaktır çünkü bu halde hoşgörü ile karşılama hususu söz konusu değildir, zorunluluk hali vardır.

Eşin doğumdan sonra eve getirilmesi, eşi baba evinden alıp eve getirmek, birlikte umre/hac görevini yerine getirmek, düğün hazırlıklarının devam etmesi, cinsel ilişkiye devam etmek vb. nedenler ; boşanmaya neden olan eylemlerin hoşgörü ile karşılandığını yani affedildiği anlamına gelir.

Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek

Evlilik birliğini sarsan olaydan sonra eşlerin evlilik birliğini makul süre sürdürmesi af niteliği taşır ve boşanma davasının reddini gerektirir. Nitekim zorunluluk hali hariç aynı evde yaşamaya devam etme söz konusuysa eşlerin yaşanan olaylara rağmen evlilik birliğini sürdürme gayesinde olduğu kabul edilecektir. Aynı evde oturma hali her zaman af niteliği taşımayacaktır. Nitekim zorunluluk halinin yanı sıra eşler istekleri doğrultusunda aynı evi paylaşabilirler. Bu nedenle Aile Mahkemesi Hakimi, aynı evde yaşayan eşlerin affa dair hal ve hareketlerinin tespitini yani affa dair diğer delilleri toplamalıdır. Kısaca aynı evde yaşamaya devam etmek tek başına af anlamı taşımamaktadır.

Peki makul süre hususu nedir ? Makul süre hususu Aile Mahkemesi Hakimi tarafından takdir edilecek bir süredir. Kimi boşanma nedenlerinde makul süre 2-3 ay olabileceği gibi kimi olaylarda da makul süre daha uzun bir tarih aralığı olarak kabul edilebilir. Bu nedenle boşanma nedeninde makul süreyi somut olaya göre değerlendirmek yerinde olacaktır.

Alıntı:

---

Stj.Av.Yusuf Selçuk Ateşkan rumuzlu üyeden alıntı

Boşanma Davasında Eşi Affetmek veya Affetme Niteliğinde Davranışlarda Bulunmak

Eşler, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasında eşini affettiğine dair bir beyanda bulunur veya buna yönelik davranışlar gösterirlerse davanın reddi gerekecektir. Peki af nedir ve eş hangi hallerde affetmiş sayılır ?

Boşanma Davasında Affetmek Nasıl Gerçekleşir ?

Evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan davalarda affa yönelik davranışlar davanın red ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim affın varlığı halinde evlilik birliğinin devam etme koşulu sağlanmış olacak, kamu düzeni gereği evlilik birliğinin sona ermesine dair açılan bu boşanma davası sonuçsuz kalacaktır. Af niteliğinde sayılan davranışlar şu şekildedir :

1. Karı Kocanın Barışması
2. Yaşanan Olayları Affetmek
3. Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak
4. Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek

Bu hallerin varlığı halinde bir eşin diğerini affettiği varsayılmalıdır. Nitekim uygulamada da Aile Mahkemesi hakimleri af hususuna önem göstermekte, affa dair iddiaları ve delilleri özellikle değerlendirmektedir. Aile Mahkemesi Hakimi, affa dair davranışın varlığı ve tespiti halinde davayı kesin bir şekilde reddedecek ve hükmünü buna göre kuracaktır. Affa dair yukarıda saydığımız davranışları detaylıca değerlendirmek istersek :

Karı Kocanın Barışması

Karı ve kocanın yaşanan olaylar doğrultusunda barışma idaresi göstermesi evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dair açılan davada red kararını ortaya çıkaracaktır. Nitekim Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlarda da meydana gelmiş ve boşanma nedeni bir olaydan sonra eşler bir araya gelmiş ve evlilik birliğini devam ettirme iradesiyle birlikte yaşamaya karar vermişlerse barışma öncesi nedenlere dayalı olarak boşanma davası açamayacaklardır görüşü baskındır.

Eşlerin barışma girişiminde bulunması da Aile Mahkemelerince af niteliği taşımaktadır. Bu nedenle açılmış bir boşanma davasında barışma girişimi var ise af kabul edilecek ve davanın reddine karar verilecektir.

Bazı durumlarda eşlerin davranışları barışma anlamına gelmemektedir. Bunlara örnek olarak ; müşterek çocukları görmek için bir araya gelen eşlerin barışma girişiminde bulundukları kabul edilmez.

Yaşanan Olayları Affetmek

Türk Hukukunda evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davalarında davadan feragat etmek, feragat öncesi meydana gelmiş olayları affetmek anlamı taşımaktadır. Fakat feragat sonrası meydana gelen olaylara dayanarak boşanma davası açılabilecektir. Aile Mahkemesi de yargılama yaparken feragatin varlığı halinde feragat sonrası boşanma nedenlerine göre hareket edecek ve feragat sonrası boşanmaya neden olan olayların ispatını isteyecektir.

Yargıtay’a göre eş tarafından affetmeye dair beyanların içerdiği ve eşe çekilen ihtar da önceki olayları affetmek manası taşır. İhtar noter aracılığıyla çekilebileceği gibi Aile Mahkemesi vasıtasıyla da yapılabilir.

Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak

Eşlerin meydana gelen ve boşanmaya neden olan fiilleri/davranışları hoşgörü ile karşılaması, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının red ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Nitekim meydana gelen bir hadise karşısında tepkisiz kalmış ve normal yaşantısına devam etmiş bir eşin, meydana gelen olayı hoşgörü ile karşıladığı kabul edilir. Yargıtay’ın yerleşik uygulamalarına göre boşanma davasına temel teşkil eden olayların meydana gelmesinden sonra eşlerin birlikte tatile çıkması, olayların hoşgörü ile karşılandığı anlamına gelmektedir. Yine eşlerin boşanmaya neden olan olaydan sonra birlikte yaşaması da olayların hoşgörü ile karşılandığı manası taşır ve af niteliğindedir. Tabii ki zorunlu nedenlerden dolayı aynı evde kalma hususunu ayrı tutmak faydalı olacaktır çünkü bu halde hoşgörü ile karşılama hususu söz konusu değildir, zorunluluk hali vardır.

Eşin doğumdan sonra eve getirilmesi, eşi baba evinden alıp eve getirmek, birlikte umre/hac görevini yerine getirmek, düğün hazırlıklarının devam etmesi, cinsel ilişkiye devam etmek vb. nedenler ; boşanmaya neden olan eylemlerin hoşgörü ile karşılandığını yani affedildiği anlamına gelir.

Yaşanan Olaylara Rağmen Evlilik Birliğini Sürdürmek

Evlilik birliğini sarsan olaydan sonra eşlerin evlilik birliğini makul süre sürdürmesi af niteliği taşır ve boşanma davasının reddini gerektirir. Nitekim zorunluluk hali hariç aynı evde yaşamaya devam etme söz konusuysa eşlerin yaşanan olaylara rağmen evlilik birliğini sürdürme gayesinde olduğu kabul edilecektir. Aynı evde oturma hali her zaman af niteliği taşımayacaktır. Nitekim zorunluluk halinin yanı sıra eşler istekleri doğrultusunda aynı evi paylaşabilirler. Bu nedenle Aile Mahkemesi Hakimi, aynı evde yaşayan eşlerin affa dair hal ve hareketlerinin tespitini yani affa dair diğer delilleri toplamalıdır. Kısaca aynı evde yaşamaya devam etmek tek başına af anlamı taşımamaktadır.

Peki makul süre hususu nedir ? Makul süre hususu Aile Mahkemesi Hakimi tarafından takdir edilecek bir süredir. Kimi boşanma nedenlerinde makul süre 2-3 ay olabileceği gibi kimi olaylarda da makul süre daha uzun bir tarih aralığı olarak kabul edilebilir. Bu nedenle boşanma nedeninde makul süreyi somut olaya göre değerlendirmek yerinde olacaktır.

---

Burda yazılanları baz alacak olursam esımın dayandıgı sebeplerı affettıgı davanın red olması gerektıgını anlıyorum yanlış mı yorumluyorum? Olaylardan sonra cınsel ılışkı, beraber fotoğraflar, berbaber ev bakıp yenı duzen kurma amacı, barısma ıstegı aılenın reddi bunlatın ıspatı mumkun

Sayın Selçuk ATEŞKAN çok açıklayıcı ve doyurucu bilgileri azimle yazmış.

Bunu size Avukatınız bile bu kadar açıklamaz ))))

Yukarıda bilgilerden durumunuza göre hareket edersiniz.

Alıntı:

---

muratmurat1 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Selçuk ATEŞKAN çok açıklayıcı ve doyurucu bilgileri azimle yazmış.

Bunu size Avukatınız bile bu kadar açıklamaz ))))

Yukarıda bilgilerden durumunuza göre hareket edersiniz.

---

O acıklamaları ben de okudum nette ogrenmek istedıgım sudur esınız le aranızda gecenlere gore sızı aaffetmıs ya da hos gormus sayılır dava o nedenlere dayandırılamaz reddi gerekır mi? Gerekmez mı. Yukarda ki metnın dogrulugu işlevsellıgi ne kdar??

Alıntı:

---

Freetosun rumuzlu üyeden alıntı

O acıklamaları ben de okudum nette ogrenmek istedıgım sudur esınız le aranızda gecenlere gore sızı aaffetmıs ya da hos gormus sayılır dava o nedenlere dayandırılamaz reddi gerekır mi? Gerekmez mı. Yukarda ki metnın dogrulugu işlevsellıgi ne kdar??

---

Sayın Freetosun Diyelim afetmiş sayılsın Şahitler çıkıp daha öncede baskı şiddet uyguluyordu af ettik ama devam etti derse Hakim ne gözle bakar acaba.
Biz burda Kanunla ilgili yazı yazdık ama Yeri gelir Hakimin vereceği kararı kestirmek mümkün olmaz
Ve bunun içinde üst Mahkeme var.
Burda belirttiginiz Şiddet veya baskı karşı tarafın psikoloji durumu alınan raporlar Şahitlerin ifadeleri vs bunları burda kestirmek mümkün değil.
Eğer böyle bir Dava olursa size Tavsiyem Aile Avukatı ile açık bir şekilde yüz yüze görüşmeniz

Alıntı:

---

muratmurat1 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Freetosun Diyelim afetmiş sayılsın Şahitler çıkıp daha öncede baskı şiddet uyguluyordu af ettik ama devam etti derse Hakim ne gözle bakar acaba.
Biz burda Kanunla ilgili yazı yazdık ama Yeri gelir Hakimin vereceği kararı kestirmek mümkün olmaz
Ve bunun içinde üst Mahkeme var.
Burda belirttiginiz Şiddet veya baskı karşı tarafın psikoloji durumu alınan raporlar Şahitlerin ifadeleri vs bunları burda kestirmek mümkün değil.
Eğer böyle bir Dava olursa size Tavsiyem Aile Avukatı ile açık bir şekilde yüz yüze görüşmeniz

---

Tesekkurler ılgınız ıcın
Yok zaten o barısma cabamızdan sonra yuzyuze gelmedik yenı birsey olamdı.

Affettiğine dair bariz emareler var. İddalarınızı kanıtlayabileceğinizi düşünüyorum. Aile baskısı nedeni ile affettikten sonra hiçbir neden yokken boşanmaya direniyor iddası bence yeterli gelecektir. Hakimlerde bu toplumun evladı bu kanaate varmak zor değil. Size tavsiyem red halinde eşinizi anlayışla karşılayıp tekrar ailenizi biraraya getirmek için azim edin. Tazminat nafaka ziynet alacağı mal paylaşımı derken kimi ailelerin malesef gözleri dönüyor.

Alıntı:

---

alphaRomeo rumuzlu üyeden alıntı

Affettiğine dair bariz emareler var. İddalarınızı kanıtlayabileceğinizi düşünüyorum. Aile baskısı nedeni ile affettikten sonra hiçbir neden yokken boşanmaya direniyor iddası bence yeterli gelecektir. Hakimlerde bu toplumun evladı bu kanaate varmak zor değil. Size tavsiyem red halinde eşinizi anlayışla karşılayıp tekrar ailenizi biraraya getirmek için azim edin. Tazminat nafaka ziynet alacağı mal paylaşımı derken kimi ailelerin malesef gözleri dönüyor.

---

Diyelim ki dediğiniz gibi hakim önceki olayları affedilmiş olarak kabul etti ve açılan boşanma davasını belirtilen nedenlerin affedilmiş olması sebebiyle red etti.
Sonrasında ne olacak?
İki kişiden birinin istemediği ( aile baskısı, artık istememek vs gibi sebeplerle) bir evliliğe sen bu evliliğe devam etmek zorundasın mı diyecek? Evliliği sürdürme istemediğini açıkça beyan eden kişiyi boşamakta ısrar mı edecek?
Açtığı boşanma davası red edilen kişi artık o evliliğe hayatının sonuna kadar katlanmak zorunda mı bırakılacak?

Erdoğan bey ilk mesajda eşinde barışmaya istekli olup aile baskısı altında bu aşamaya gelindiği görülüyor. Red halinde eşin geri döneceği kuvvetli bir ihtimal. Dönmez ise üyenin anlaşarak boşanmasını tavsiye ederim. Evli kalmayı istemeyen biri eninde sonunda zaten boşanacaktır.

Alıntı:

---

Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı

İki kişiden birinin istemediği ( aile baskısı, artık istememek vs gibi sebeplerle) bir evliliğe sen bu evliliğe devam etmek zorundasın mı diyecek? Evliliği sürdürme istemediğini açıkça beyan eden kişiyi boşamakta ısrar mı edecek?
Açtığı boşanma davası red edilen kişi artık o evliliğe hayatının sonuna kadar katlanmak zorunda mı bırakılacak?

---

Türk kanunlarına göre kişi kendi kusuruna dayanarak boşanma talep edemez.
Yani karşı tarafın boşanmaya neden olacak kusurunu ispatlaması gerekir.
Bu nedenle karşı taraf boşanmayı istemiyorsa ve karşı tarafın kusuru yoksa, boşanma kararı verilmez.

İkinci nokta, kusur affedilmiş ise davada bu boşanma sebebi olarak kabul edilmez.
Burada, boşanma davası açıldıktan sonra eşlerin barışma ihtimali için görüşmesinden çok öte bir durum söz konusu:
Çocuk sahibi olmak için bir araya gelmek. Davadan sonra bu şekilde bir birliktelik (eğer karşı tarafa zorlama yapılmadıysa) olduysa, önceki olayların affedildiği anlamına gelir.

Bu işin hukuki yönü. Elbette zorla güzellik olmaz. Dolayısıyla evliliği sürdürme ihtimali kalmadıysa, işi uzatmamak, geçmişten kopup yeni bir başlangıç yapmak için adım atmak lazım.

Diyelim ki bu dava reddedildi. Karşı tarafın ailesi baskın çıktı, bir araya gelmeyi engelledi. Üç yıl sonra açılacak davada kesin boşanma kararı çıkacak. Bu sırada iki tarafın da boş yere yılları heba olacak.

Yanıt veren herkese tesekkurler eşimin biraz dik durması gereken mevzuydu aıle terapıstının cok rahatlıkla cozebılecegi kıslanclık sorunları vardı belki de benim fark edemedıgım. Konuyu okuyan çıftlere tavsıyemdır aıle terapısti. Avukata vekalet verip takıp edecegım artık ama dava dılekcesınde karsı avukatın yazdıkalrını okudugumda kı soku unutamam)) iftiralar ve carpıtmalar o dılekcede ki en ufak konunun karsı ıspatının yapılması adeletı yanlış yonlendırme ve ıftıra suclarına gırmıyor mu? Vekalet oldugu icin muvekkıle dava acma hakkım vardır sanırım.
Bosanıp bosanmamayı gectım su kadar para verirsen uzatmadan kapatalım laflarının donmesı bile mide bulandırıcı oluyor her sekılde.

Boşanma davasında davacının davalıyı affetmesi açık ve şüpheye yer vermeyecek şekilde bir irade beyanına dayanabileceği gibi, davacı eşin davalı eşini affettiğine yönelik örtülü bir irade ile de olabilir. Bu durumda davacı eşin affetmeye yönelik davranışlarının varlığı konusunda hâkim tarafından tespitlerin yapılması gerekmektedir.

Boşanma davası açarak taraflar evlilik birliğinin artık sürdürülemez hale geldiğini iddia etmektedirler. Fakat eşlerin ortak hayatı sürdürüp, birlikte tatile gitmeleri, evlilikten kaynaklanan yükümlülüklerin eksiksiz ve evliliğin devam ettiğine işaret eder şekilde sürmeleri, eşlerin boşanma davası açarak iddia ettikleri durumla çelişmektedir. Boşanma davalarındaki özel yargılama usulü gereği bu çelişki giderilmediği taktirde boşanma veya ayrılık kararına hükmolunamayacaktır.

Davacı eşin affetmeye yönelik davranışları bulunuyorsa, hâkim davacı eşin davranışlarını sübjektif ölçütlere göre değerlendirip bir sonuca varacaktır. Dikkat edilecek husus ise eşlerin evlilik birliğini artık sürdüremeyecek olmalarına dair olgunun ispatıdır.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin E. 2007/719, K. 2007/12658 sayılı, 25.9.2007 tarihli kararına göre affedilen ve hoşgörüyle karşılanan olaylardan dolayı eşin kusurlu sayılamayacağı ve bu olaylara dayalı olarak affeden lehine tazminata hükmedilemeyeceği ifade edilmiştir. Yani affetme ve hoşgörü eyleminde bulunan eş, birtakım noktalarda hakları konusunda olumsuz sonuçlarla karşılaşmaktadır.

Davacı eş, boşanma davası açarak davalı eş ile evlilik birliklerini sona erdirme iradesini ortaya koymaktadır. Davacı eş bu iradeyi ortaya koyarken kanunda sayılı nedene veya nedenlere dayanmalıdır. Ayrıca davacı eşin boşanma nedenlerini somut olgularla desteklemesi gerekmektedir. Davacı eşin davadan feragat etmesi evlilik birliğinin sona ermesi isteminden vazgeçmesidir. Davadan feragat iradesi ortaya konulurken davacı eş tarafından aksi bir şerh düşülmediği taktirde, davada dayanılan olayların affedildiği sonucu olacak şekilde yorum yapılabilir. Bu konuda Boşanma Davalarında Af başlıklı yazıyı okumanızda fayda vardır.

Boşanma davasında af sayılan örnekler nelerdir sorunun yanıtı, somut olaya göre değişkenlik göstermektedir. Fakat daha önce çıkmış uyuşmazlıklarda af sayılma durumlarını sayacak olursak;

Eşlerin ortak konutta yaşamaya devam etmesi affetme sayılan hususlardandır. Fakat bu durumun ekonomik nedenlerden ötürü zorunlu olarak ortak konutta yaşanılıyor olmasından ayrılabilir olması gerekmektedir. Yani ekonomik nedenlere dayalı olarak ortak konutta yaşanılıyor olması affetme iradesinin varlığı için yeterli değildir.
Eşlerin barışmış olması, barışmadan önce yaşanan olayların affedilmiş olduğunu göstermektedir.
Eşin açık ve şüpheye yer vermeyecek şekilde veya örtülü affetme irade beyanında bulunması doğrudan affetmedir.
Davacı eş, davalı eşin boşanma sebebi oluşturacak hal ve davranışlarını hoşgörü ile karşılıyorsa yine affetme iradesinin var olduğuna dair emareden bahsedilebilir.
Af sayılan örnekler dikkate alınırken değerlendirilmesi gereken hususlardan bir diğeri de davranışın boşanma nedeni oluşturacak olaylardan sonra olmasıdır. Yani boşanma nedeni oluşturacak olaydan önce hoşgörülü tavrın bulunması veya eşlerin barışması, davalı eşin affedildiğini göstermemektedir. Aksine davacı eş davalı eşin bu davranışlarına dayanarak boşanma davası açma hakkına sahiptir.