Içinde büyücülükte çikan (sicili bozuk semt) borç altina sokma tuzaği(şartsiz)

Arkadaşlar bu şekilde bir durumla karşı karşıyayım..Anlatılanların maalesef hepsi belgeli doğru ve şahitli...Mahkemeye vermeye hazırlandığım şikayet dilekçem.. Ayrıca nasıl yol izlemeliyim..Avukat tutmam bana ne kazandırır..Süreden kazandırır mı? Savcılığa başvuru ya hazırlanıyorum..Bu sürecin en hızlı cevaplanması için ve Kesin sonuç almam için izlemem gereken yol..Ve dilekçedeki olayların hepsi belgeli ve şahitli olması hasebiyle, şansım nedir? ilginize şimdiden teşekkürler...Hazırladığımız dilekçe: ((( 2013 Yılında 2014 Kamu Personeli Seçme Sınavına hazırlık için; İzmir Karşıyaka Körfez Dershanesine gittim .(2 senedir yaşanan üzücü olaylar gerçekleşmeden önce). Hedefim yeterli puan alıp, memurluğu kazanıp, bunun yanında da Mezun olduğum Meslek Yüksek Okulunu; Açık Öğretim Kamu Yönetimi Şeklinde hak olarak tanınan biçimde bitirmekti. Emniyet ya da Kaymakamlık ya da İdari Memurluk gibi bu bölüm mezunlarına tanınan haklardan yararlanıp bu bölümlerde memurluk hedefim vardı. Bir sene hazırlandığım sınavdan (76.39192) puan alıp; bu puana en uygun memurluk olan ADLİYE MEMURLUĞU için de, Bornova Halk Eğitim Merkezine Klavye Kursuna başvuruda bulundum. Kontenjan dolu olduğu için o an kayıt yaptıramadım. Daha sonra bu boşlukta İzmir Bornova Semtinde bir mağazada üç günlük deneme süreçli çalıştığım ve mağazaya işe giderken mağazaya yakın Semt esnafının, imalı bir şekilde mağaza önündeki vitrin mankenlerinin, bir şekilde düşürülmesiyle, adeta benim aylar sonra geçireceğim motor kazasına işaret etmişliğini de belirtmek isterim. Genelde çay içmek ya da boşlukta iken vakit geçirmek için bu Semt te bulunduğum anlarda, benim düşman kazanmaya uygun hareketim, en fazla yaşlı bir amcayla ufak bir tartışma haricinde; seneler önce görev ihmali yapan Halk bankası Bornova Şube Müdürü ile sitem niteliğinde bir ufak tartışmam olmuştur. Deniz bank Şubesinden gelen telefon mesajı ile ön onaylı kredim olduğu bilgisiyle çalışma şartı ve evrak şartı olmadan, şaibeli bir şekilde kredi aldım. (TCK 5237 158/1 jilet(harf kodlandı) Memurluk hedefim olmadığı zamanlardaki, aklımdaki iş olan çiğ köftecilik işini yapmak için Mevlana Mahallesi Muhtarı Mustafa DÖVDÜ nün yaklaşık 13 metrekarelik mekanını tutup bu işe başladım. Lazım olan elektrikli motosiklet aldım. (Paket servisi için)..Burada bazı anormal olaylar yaşadım. Tuttuğum mekana yakın bölgede ve mahalle genelinde atık su giderlerinin tamiri yani demir üst kapaklarının değişmesine rast geldim. Açtığım ve çalıştırdığım bu dükkanda daha anormal olaylar ki: bir yakınımın şüphelenip bilgili ve bu işi kötü maksat ve amaçla yapmayan şahıslara baktırıp; şahsımda BÜYÜ olduğunu öğrendim. (1 den fazla). Daha sonra da yaşadıklarımdan bunun kesinliği aleni ortaya çıkmıştır. TCK 5237 kanun 58/1) Hatta burada 2 defa olmak üzere motor kazası geçirdim ki; kapalı evde sol ayaktaki bazı varlıklar vücut içerisinden beni rahatsız edip (tıktık içerden vurup) sürekli olarak evde istem dışı olarak bağırtırken ne hikmetse aylar sonra aynı bacak üzerine düşüp bir hafta acısıyla kıvrandım ve bunu arkadaşlarda bizzat gördü.. Yenilen ya da içilen bir gıda maddesinden olabilir kanısındayım.(TCK 5237 85/1 86/1 89/1). ((Bunun üzerine konuyu derhal şikayet olarak netteki büyücülük sitelerini dikkat çekerek başkalarının mağdur olmaması için Başbakanlık İletişim Merkezine olayı bildirdim)).. (22.12.2015) 1244252..(04.01.2016) 8562 numarası ve tarihli şikayet dilekçelerine cevaben: ((bahsedilen sitelere ilgili işlem yerine görevlerini ihmal denilen; sitelerin tek tek yazılması gerektiği bildirildi))..Anayasanın Kazanılmış Hakların Korunması İlkesi kapsamında. Memurluk için yeterli olan puan (76.39192) elimden çalınmıştır. Yapılan ya da yaptırılan büyüler ve bankalardan alınan şaibeli, belgesiz evraksız çalışma şartsız, verilen krediler ve uçuk K. kartı Limitleri D.B (6700 KREDİ 5500 K. Kartı Limiti) Yapı Kredi bankası toplam 3 kredi yaklaşık 24.000 lira ve 3800 K. Kartı limiti(5237 kanun 157,158,158/1 bolu 158/1 can, 158/1 jilet: (harfler kodlanmıştır).).Yüklü borç altına itilip hacizle şantaj ve intihara itmek(5237 84 ve 107/1).Ayrıca Bayramlarda beş parasız bırakılıp kişinin şeref ve haysiyetine dokunmak(5237 125/1).Ayrıca İzmir Bornova Şubeleri Deniz Bank ve Yapı Kredi bankaları Kredi verirken yaptıkları suçu(5237 207/1); Müşteri Hizmetleri tarafından yapılan hatalı ve şaibeli işlemlerin ve Ayrıca kanunen yapılandırılmış K. Kartı Borçlarının ekstralarında tutarsızlık ve birçok anormal durumda da tespit ettik. Bunun akabinde bu başvuruyu yapacağım günden birkaç gün önce sanal ortamda Milliyet gazetesinin (26.02.2010 )tarihli ve ( Kadın Bankacıya Papaz büyülü oyun başlıklı ) haberinde aynı semt ve il olan İZMİR/BORNOVA da gerçekleşen olayda şüpheli durumları artırmıştır. Bu bağlamda ve kapsamda büyü yaptırılarak yanlış karar vermemize sebep olan ve maddi parasal konulara anormal durumda tesir eden, olumsuz gelişmelere neden olan birçok etken olmuştur. Yine ayrıca hazırlandığım memurluk sınavı neticesinde tüm emeklerimin boşa gitmesine ve yüklü borç altına itilip tehlikeli şekilde motosiklet kazasına varıncaya kadar; İntihara teşebbüse itilebilecek durum olan (TCK da 84/1 maddede suç olan) Yüksek kredi ve Yüksek kredi kartı limitleri ile yüklü borç altına atılıp; Telefon mesajı ve İhbarname ile şantaj niteliği taşıyabilecek banka tarafından haciz tehdidi ile oluşan tüm bu anormal olaylar ve T.C.K. da suç sayılan (kastım büyülenerek; algılama yeteneği zayıf olan şahsa evraksız şartsız kredi vermek gibi 157/1, 1581/c) durumlardan dolayı mevcut banka işlemlerimin ve banka ile yapılan telefon görüşmelerimin incelenmesini saygıyla arz ederim. Yaklaşık 7000 lira ile başlayan borcun, şu an kanuni yapılandırma ile iki banka için yaklaşık 34.000 lira gibi rakama ulaşması; bu durumlar neticesinde enteresandır. Sonuç olarak yaşanan olumsuz hadiseler ve Anayasanın kazanılmış Hakların Korunması İlkesi Kapsamında kaybettiğim memurluk hedefi ve üst hedefim olan Emniyette ya da Kaymakamlıkta Uzmanlık gibi emeklerimin büyü ve bu hadiselerle çalındığı kesinliğe yakındır. ((Yazdığım ve anlattığım olayların tüm gerçekliğine sadece ve sadece tarafıma yapılan büyü meselesini öğrendikten sonra; Başbakanlık İletişim Merkezine Yaptığım şikayetler delil olarak yetecektir)). Ayrıca düşündürücü olan bir hadisede Kredi çektiğim bankanın (Deniz bank) önünde akşam saatlerinde 3 sivil polis ki; kimlik sorgusuna olumlu yanıt vererek kimliğimi gösterdim ve acelem olduğunu söyledim. Tartaklamaya yakın (arkadan fiili şekilde itilerek) hareketleri neticesinde; hemen ilgili üst merciler olan İzmir Emniyeti ve Bornova Karakolu gibi yerlere polislerin kesinliği konusunda telefon açarak bilgi almak ve haberdar etmek istedim. Neticesinde ise olumsuz sonuç alınmıştır. Yüksek okul mezunu ve G.B.T m temiz ve Türk vatandaşlığını gururla söyleyebilen bir şahıs olarak. Bu konuyu da ayrıca bilgilerinize saygıyla arz ederim. Netice olarak İzmir BORNOVA Şubesindeki iki banka olan; Deniz ve Yapı Kredi Bankaları haricinde hiçbir bankanın evraksız, belgesiz kredi vermemesi ve saydığım ve yaşadığım tüm olumsuz olaylar ve ayrıca şu an hala ilgili ve bilgili şahıs ve eğitimli hocalara tedavi olmak için uğraştığım ve kimin tarafından yapıldığı tam olarak netleşmeyen TCK da kesin bir şekilde suç unsuru taşıdığı aleni açık olan bu olaylarla bahsettiğim bankalara iftira ve itham değil, şaibe ve şüpheli durum ihbarı ile tarafınızı bilgilendirmek ister ve gereğinin ilgili mercilerce halledilmesini, saygılarımla arz ederim. Yine ayrıca bu süreçte Meslek Yüksek Okulu mezunlarına ve Bölümüm olan Çini İşlemeciliği Bölüm mezunlarına tanınan, açıktan Kamu Yönetimine geçiş yaparak hedeflediğim; bunun neticesinde Kaymakamlık gibi kariyer hedeflerimin T.C.K da suç sayılan (büyü) şekilde çalındığı kesindir. Tarafınızdan çalınan bu hakkımın iadesini Saygılarımla arz ederim. Ayrıca daha öncede bu konuyla ilgili ulusal basın organlarına da yansımış, bu olay ki: ‘’Kadın bankacıya papaz büyülü oyun’’ şeklinde halka duyurulmuş haber de ayrıca işin ciddiyetini ve bu Semt olan BORNOVA da adeta büyü illetiyle haksız yere zamanımın çalınmasını ve bahsi geçen iki banka arasında; şaibeli ve her koşulda art niyet kesinliği aleni belli olan durumdan dolayı, şahsi şeref ve haysiyetimle oynanırcasına mekik dokuyarak zamanımdan, İzmir için bile yeterli olan puanla memurluğumdan, kariyer hedefim olan Kaymakamlık gibi İdari Mesleklerden, hak çalınması ile mahrum bırakılmışımdır.. Bundan dolayı; özellikle ilgili ve olayların bu hale gelmesine sebebiyeti kesinliğe yakın olan, bu konuda şaibeli Semt BORNOVA da görev yapmayı ayrıca arzu ettiğimi tarafınıza yine saygılarımla iletmek isterim.. İşin maddi kayıp kısmı olan parasal konularda ki talebim ise; aynı semtin, bankacılık ve bu konudaki (büyü, usulsüz kredi, delil yok etme girişim gibi) sicilinin bozukluğu; 2010 yılında Ulusal ve yerel yazılı haber organlarına da haber olmuş, rakamsal boyutu 700.000 Türk Lirası gibi olan, müşteri hesaplarındaki vurgunla sonuçlanmış bir olay ki itham ve taleplerin ciddiyetinin ne olduğunu ortaya çıkarmaktadır.. Bu kapsamda tarafınızdan talebim şudur ki: hukuki olmayan yollarla ve art niyetli şekilde verildiği ki; işin rengine, ispat kısmına, belgelere bakıldığında neredeyse kesin olan, kredi ve kart borçlarımın iptalini, yine özellikle altını çizerek belirteyim ki, İzmir için bile Zabıt Katibi Personeli taban puanı 71 iken, 2014 Memurluk sınavından aldığım, 76 küsuratlı memurluğa yeterli puanımın boşa gitmesi neticesinde, şu an itibariyle benim durumumdaki alt kademeden başlayan, bahsettiğim memur maaşı yaklaşık olarak 2.500 Türk lirasıdır. Süre olarak bu süreçten kaybım ki 24 aya yakındır… Yani; sadece memurluktan parasal kaybım yaklaşık 60.000 Türk lirasıdır. Ayrıca hedefim olan Meslek Yüksek Okul mezunlarına(ilgili bölümlere) +2 yıl Kamu Yönetimini bitirme şansı olarak tanınan hakla, kazanabileceğime kesin gözle inandığım, Kaymakamlık ya da İdari Memurluk hedefimin de çalınması neticesinde, kaybımın ölçütü bilmem ne kadar parayla ölçülebilir. Bundan dolayıdır ki; bu süreçte kaybım olan yaklaşık 50.000 Türk Lirasının ve maddi bahsi geçen önceki tutarların, iadesine muhatap olan tarafların, olayla art niyetli ve kesin bir şekilde alakalı ve ilgili olduklarını belgelerle de ispatlayabileceğimiz, hangi kurumlar ve şubeleri olduklarını takdirinize bırakarak, tüm maddi manevi ve şahsi şeref bakımından bu süreçteki kayıp ve mağduriyetlerimi belirtmek isterim.. Ayrıca, tam memurluk döneminde ve hedeflerimizin olduğu dönemde, hiçbir şartsız ve sayısal oranı çok fazla (4 ayrı kredi: 30.000 Türk Lirası yaklaşık olarak) kredi ve yine ayrıca kart limitleri (5500 ve 3800), iki farklı banka şubesi olmak üzere, normal şartlar altında bu kredilere ve limitlere ulaşabilmemin, kendi banka görevlilerinin de ağzından kaçırdıkları ifade ki; çalışma şartsız, evraksız, kredi ve kart limitlerinin ya da artırım oranlarının gelire göre belirlendiği bilgisidir. Sizlerin takdirine sunduğum bu ayrıntı: Yaşadığım olayları başından sonuna kadar ayrıntılı bir şekilde anlatmaya çalıştığım ve hiç de hafife alınacak türden olmayan bu meseleler için fikir verecek farklı bir bilgidir. Yine ayrıca, bu suç duyurusunda ki muhatapların kimler ve ithamlarımın gerçekliği ve iade edilmesi istenen haklarımın boyutunun ciddiyeti konusunda ve elbette ki tarafınızın olaylara yaklaşımı, karar tespiti, kaybımın maddi rakamsal boyutunun hakkaniyeti ve gerçekliği bu bilgiyle ayrıca aydınlatılacaktır. Bonkörce verilen kredi ve kart limitlerinin yüksekliği, işin rengini ve muhatapların niyetlerinin ne olduğunu belli etmektedir.. Netice de; çaldırdığım memurluktan, yaklaşık 2 yıllık süre için 60.000 Türk Lirası. İlaveten hak olarak tanınmış ve her süreçte açıktan 2 yılla tamamlanabilecek Kamu Yönetimi mezunlarının çalışma alanlarından olan Kaymakamlık, İdari Memurluk gibi kariyer hedefimin çalınması ve bu anlatılanların gerçekliği, maalesef tarafımca zaten kesindir. Eğer ki değeri ölçülebilirse; 50.000 Türk Lirasıyla ölçülendirdiğim üst düzey memurluk hedefim de çalınmıştır. Üstüne üstlük bu süreçte ve bahsettiğim semtte 2010 yılındaki şaibeli olay, kişisel şeref ve haysiyetimin yıpratıldığı aşikar olduğu için, belki tarafımca hedeflenen ve taraflarca dolaylı ya da kesin yollarla çalındığı aşikar olan hedeflerimin iadesi kararına etki eden bir faktör olabilecek olup, T.C.K da suç olan büyü illetinin bu konuda kim ve kimler tarafından yapıldığı bilinmemektedir. İlgili ve konuyla eğitimli şahıslar ki; şahsımıza aktardıkları bilgiler doğrultusunda da, şahsımın bu konudan (büyücülük) senelerce mağdur olduğu kesin ve hala tedavisi süren bu sürece biraz daha geç kalınsa daha vahim olaylara itilebilecek durumlara, yaptıkları Dinimize uygun tedavi şekilleriyle engel olmuşlardır. Bu durumu, bu suç duyurusuna tekrar ekleyerek, mağduriyetlerimin giderilerek taraflardan tarafıma iadesini ve konunun asıl unsuru olan ve T.C.K da suç olduğunu her fırsatta belirttiğim büyü illetinin kim ve kimlerce tarafıma yapıldığının tespitini ve cezalandırılmalarını. Eğer bu süreçte tarafıma hazırlanan, şahsımın canına kast sayılacak tuzak varsa, taraflarının da bulunup Yüksek mahkemenizden ve tarafınızdan cezalandırılmalarını Saygılarımla arz ederim…..))))
Ad Soyadı: Hüseyin CAN Tarih:

Bunu birisinin okuyacağına inanıyor musunuz?

ayrıntılarıyla tüm konuyu aktarmak istedim..İşin içinde ki her şeyi yani..Uzun oldu ama eksik aktarmayalım konuyu...

Alıntı:

---

Can Hüseyin rumuzlu üyeden alıntı

ayrıntılarıyla tüm konuyu aktarmak istedim..İşin içinde ki her şeyi yani..Uzun oldu ama eksik aktarmayalım konuyu...

---

Uzunluğu sorun değil. Ama Türkçe imla kurallarına uygun olmayan, her yeri anlatım bozukluğu ile dolu bir metni insanlar okusa da da anlayamaz ki.

Mesele uzunluğu değil. Bir satır başı, bir paragraf bile koyulmamış bir yazı olması. Bakmak bile başımı ağrıttı. Okumaya kalksam Allah hak getire.

evet düzeltelim..programdan yazıp direk kopyala yapıştır yapıştır yaptık düzelmeye çalışıp tekrar paylaşalım.

Arkadaşlar burası büyüdür hacı hocadır forumu değil.Psikiyatri forumu hiç değil.Görevim de gereği aslında kimsenin okumayacağı bu uzun, akıl dışı, imla ve anlatım bozukluklarıyla dolu yazıyı sabırla okudum.Bunları bir savcı okursa(ben 3. satırından sonrasına ihtimal vermem) bunu yazanı mutlaka tedbirli şekilde bir hastaneye sevk etmesi gerekir.Şimdilik konuya müdahale etmeyi düşünmüyorum ancak lütfen aklı başında şeyler yazalım konuşalım.

Bir kişi gelip bu sayfayı görse sanırım forumumuzun ciddiyetini sorgulayacak, burada konuşulanları ihtimal anlamsız/komik/alakasız bulacaktır.Soruyu sorana tavsiyem mutlaka profesyonel destek alsın, elbette kastım hukuki destek değil.İyi forumlar..

Sorunuzun uzun olduğunu düşünenlerin aksine ben çok kısa buluyorum (Cidden)
sizin çocukluğunuza kadar inmek lazım bayağı bir eksik anlatmışsınız. Sorunu en başından anlatırsanız forumu okuyan doktor arkadaşlar size yardımcı olabilir hukuki bir sorun yok çünkü.

Bakın Engin Bey,bu yazdıklarımı İzmir Cumhuriyet Başsavcılığına şikayet için hazrlık aşamasında fikir bazında yazdım. BİMER aracılığıyla yaptığımız başvuruya verilen cevap ki;delil ve belgeleri topla gel olmuştur..Valla büyü meselesiyle ilgili hukuk davası görüpte bu konulara inanmayanlar olarak size soruyorum..Kardeşim inanmadığın bi şey için müvekkilini nasıl savunacaksın sen..Çocukluğa inme kısmına gelince avukat tutmak lazım bu dava da zannedersem avukat olursanız buyrun beraber inelim derim,,Ayrıca inanmadığın davayı savunurken yada bu şekilde bir davayla size gelen müvekkilleri nasıl savunuyosunuz merak ettim..

- - - Updated - - -

http://www.milliyet.com.tr/kadin-ban...undem-1204404/ Buyrun kardeşim....Bu kadınnı da sevketmişler ama maalesef hapsaneye..Akıbeti noldu onu ben bilmem Allah bilir artık

Ahahahahaha Can Bey savcının cevabını paylaşın da biraz gülelim ne olur.

Sayın Hüseyin Bey,

Size büyü yapıldığı bu kadar açık ortada iken yukarıdaki dilekçeyi savcılığa vermek için daha neyi bekliyorsunuz? Birkaç büyü daha yapılarak birkaç bankanın daha size usulsüz ve şaibeli krediler vererek borçlandırmasını mı?

Size yapılan büyü ve benzeri işlemler hukukumuzda suçtur. Ancak yazmış olduğunuz 5237 s. TCK daki maddelerden değil de, 677 s. Kanun kapsamında adı geçen bankaların üst yönetimleri hakkında savcılık dava açacaktır.

Keza büyü yaparak KPSS’den aldığınız bu puana rağmen herhangi bir işe girmenizi engelleyenleri de bulup ortaya çıkartarak haklarında aynı Yasa gereği dava açmak yine savcılığın görevidir.

Ancak savcılık, memuriyete girememeniz nedeni ile oluşan 50 – 60 bin TL lik maaş kaybınızın size ödenmesine karar veremez. Zira böyle bir yargı yetkisi bulunmamaktadır. Bunun için, büyüyü yapanlar aleyhine asliye hukuk mahkemesinde Borçlar Kanunu hükümlerine dayanarak bir tazminat davası açmanız gerekmektedir.

Ayrıca adı geçen bankalarca size verilen krediler usulsüz ve şaibeli olduğundan bu bankalar aleyhinde de birer menfi tespit davası açarak borçlu olmadığınızın tespitini isteyeceksiniz.

Bunca işi kendiniz takip edecek durumda değilseniz bir doktora noterden vekaletname vererek davaları takip etmesini sağlayabilirsiniz. Kolay gelsin.

Alıntı:

---

Der Kanisterköpfige Mann rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Hüseyin Bey,

Size büyü yapıldığı bu kadar açık ortada iken yukarıdaki dilekçeyi savcılığa vermek için daha neyi bekliyorsunuz? Birkaç büyü daha yapılarak birkaç bankanın daha size usulsüz ve şaibeli krediler vererek borçlandırmasını mı?

Size yapılan büyü ve benzeri işlemler hukukumuzda suçtur. Ancak yazmış olduğunuz 5237 s. TCK daki maddelerden değil de, 677 s. Kanun kapsamında adı geçen bankaların üst yönetimleri hakkında savcılık dava açacaktır.

Keza büyü yaparak KPSS’den aldığınız bu puana rağmen herhangi bir işe girmenizi engelleyenleri de bulup ortaya çıkartarak haklarında aynı Yasa gereği dava açmak yine savcılığın görevidir.

Ancak savcılık, memuriyete girememeniz nedeni ile oluşan 50 – 60 bin TL lik maaş kaybınızın size ödenmesine karar veremez. Zira böyle bir yargı yetkisi bulunmamaktadır. Bunun için, büyüyü yapanlar aleyhine asliye hukuk mahkemesinde Borçlar Kanunu hükümlerine dayanarak bir tazminat davası açmanız gerekmektedir.

Ayrıca adı geçen bankalarca size verilen krediler usulsüz ve şaibeli olduğundan bu bankalar aleyhinde de birer menfi tespit davası açarak borçlu olmadığınızın tespitini isteyeceksiniz.

Bunca işi kendiniz takip edecek durumda değilseniz bir doktora noterden vekaletname vererek davaları takip etmesini sağlayabilirsiniz. Kolay gelsin.

---

Hepsi iyi güzel de, davaları kendisi takip etmeyecek ya da edemeyecekse davaların takibi için neden avukat yerine bir doktora vekalet verecek onu anlayamadım.

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

Hepsi iyi güzel de, davaları kendisi takip etmeyecek ya da edemeyecekse davaların takibi için neden avukat yerine bir doktora vekalet verecek onu anlayamadım.

---

Burada kullanılan “doktor” kelimesi “hekim” anlamında değildir. 1136 s. Yasa gereği elbette bir avukata vekalet vermesi gerekecek.

Ancak cinlerin bile duruma göre müdahil olabileceği davaların içinden öyle sıradan bir avukatın çıkmasını kolay görmüyorum.

Bu nedenle hukuk eğitimi konusunda akademisyenlik, doktora yapmış “doktor” ya da “profesör” unvanı taşıyan bir avukatın ancak bu işlerin altından kalkabileceği düşüncesi ile “doktor” dedim. Değilse kastım “hekim” değil tabii.

Olayı ciddiye alıp yardımcı olanlara ve yol gösterenlere, hatta rencide edici şekilde seviyeyi düşürmeyerek ilgili kanunları dahi gösteren arkadaşlara da gerçekten, Teşekkürlerimi sunarım...Hocam Maalesef inanmayanlar ve işi tiye alanlar var ama, bu kadar geç kalmamızda soyulmuş ''soğan meselesi olayı'' var. Birde yaklaşık sırf bu meselelerden hastalanıp yatağa düşme meselesi var ki; bir ara doğruyla yanlışı dahi ayırt etmek bile büyük meseleydi benim için..Ayrıca Forum giriş işlemlerinde, özellikle uyarı var: Avukat arkadaşlara şunu bunu sormayın şeklinde...Forumdaki normal vatandaş ve sıradan meslek harici kişilerinde, bu şekilde bilgi aldığını gördüm(bu konuda özür gerekirse kusura bakmasınlar) sizlerden belki bilgi verebilen olur şeklinde bu hazırladığım, belki eksik, yazım hatalı ama maalesef gerçek olayları barındıran dilekçeyi paylaşmak istedim. İlgilenenlere tekrar Teşekkür ederim..

- - - Updated - - -

((Ancak savcılık, memuriyete girememeniz nedeni ile oluşan 50 – 60 bin TL lik maaş kaybınızın size ödenmesine karar veremez. Zira böyle bir yargı yetkisi bulunmamaktadır. Bunun için, büyüyü yapanlar aleyhine asliye hukuk mahkemesinde Borçlar Kanunu hükümlerine dayanarak bir tazminat davası açmanız gerekmektedir.)) Bu dilekçeden, hak iade taleplerini ki, bankalardan almayı düşündüm..Çıkartıp hak iade talepleri için, ayrıca asliye mahkemesine bu konuda dava açmak lazım yani anladığım kadarıyla...

Size büyü vs yapılarak çektiğiniz kredileri ne yaptınız? 50-60 bin TL'yi cinlerle mi oturup yediniz?

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Size büyü vs yapılarak çektiğiniz kredileri ne yaptınız? 50-60 bin TL'yi cinlerle mi oturup yediniz?

---

Bakın Engin Bey, meselede bu zaten..Eğer yemek denilirse bu aldığım kredilerin sadece,ilk olanı: 6000 TL ile açtığım iş yeri ki; olayları anlatırken bu kısmı da oraya ekledim zaten...Ufak bir iş yeri, bunun haricinde, menkul, araç yada başka bir şey için para harcanmadı..Bu iş yerini de taş çatlasın en fazla 6000 TL ye mal ettik..Olayların bahsettiğim dolandırıcılık diye tabir ettiğim kısmını da, burada öğrendim. Yani bu iş yeri haricinde bir şey yok. Buhar ve işlerin çorba olma meselesi.. Karşılıksız bonkörlüğün sebebini de yaşanılan ve öğrenilen olaylar zaten açıklamakta..Yani zevk için, eğlence için yada gece hayatı için; ne gelirse aklınıza, zerre miktar bunlar için kullanılan para yok...

- - - Updated - - -

Hatta çekiln kredi tutarı 4 farklı kredi 2 banka şubesi..Toplam 30.000 TL.

Sayın Hüseyin Bey,

Siz bu işlerin içinden kendiniz çıkamazsınız. Olayın savcılık boyutunu halledebilseniz bile açılması gereken diğer davalar konusunda çok bocalarsınız ki, yazmış olduğunuz ilk savcılık dilekçesi bile hatalarla dolu.

Bu nedenle benim size tavsiyem;

Doğruca İzmir Barosu'na gidip olayı kısaca özetleyerek ve avukat tutmak için maddi durumunuzun iyi olmadığını da ekleyerek konusunda uzman, ücretsiz bir avukat talep ettiğinizi belirtmenizdir. Onlar size gerekli yolu göstereceklerdir. Kolay gelsin.

Teşekkürlr

Alıntı:

---

Der Kanisterköpfige Mann rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Hüseyin Bey,

Siz bu işlerin içinden kendiniz çıkamazsınız. Olayın savcılık boyutunu halledebilseniz bile açılması gereken diğer davalar konusunda çok bocalarsınız ki, yazmış olduğunuz ilk savcılık dilekçesi bile hatalarla dolu.

Bu nedenle benim size tavsiyem;

Doğruca İzmir Barosu'na gidip olayı kısaca özetleyerek ve avukat tutmak için maddi durumunuzun iyi olmadığını da ekleyerek konusunda uzman, ücretsiz bir avukat talep ettiğinizi belirtmenizdir. Onlar size gerekli yolu göstereceklerdir. Kolay gelsin.

---

Tekrar özür dileyerekk..Bu konularda, yani her iddiamızda yazılı delil sunabileceğimizi ve yapılan usulsüzlüklerde de aynı şekilde, belge gösterebileceimizi..Hatta bankacılık kannlarında ki; Tüketiciyi koruyan müşteriyi koruma esaslarını ve, gelire göre kredi verilmesi yönündeki kanun ve madde ve mezvuatlardaki esasları dikkate alarak..Benim tüm maddi ve manevi zararımı bankalardan, hem kredi borçlarını sıfırlatıp hemde süresel maddi kayıplaımki talep olarak belirteceğiz onu da tanzim etme olasılığım nedir? Teşkler şimdiden..

- - - Updated - - -

Bir de işi ciddiye almak ve hızlı sonuçlandırmak ve hatta garantiye almak adına..Bu davayı; özel bir avukat tutup , bankalardan alınacak olan tanzim edilen, rakamdan sonra ücrteini tahsis etme yönünde anlaşabileceğimiz özel bir avukatın, hem uzmanlık hem de işi garantilemek makasadıyla, bu şekilde açmak ne kadar mantıklı olur ve Adli yardım yada özel avukat bu konuda ne kadar fark eder...

Savcılığa verdiğiniz dilekçede belirttiğiniz o işlerden anlayan bir tanıdığınız ve o tanıdığınızın danıştığı bu işleri bilen kişiler, evet ben büyücüye gittim baktırdım, evet ben büyü işleriyle ilgilenirim, bana geldi bu arkadaşın arkadaşı ve ona büyü yapıldığını gördüm DİYECEKLERMİDİR???

Alıntı:

---

Can Hüseyin rumuzlu üyeden alıntı

Tekrar özür dileyerekk..Bu konularda, yani her iddiamızda yazılı delil sunabileceğimizi ve yapılan usulsüzlüklerde de aynı şekilde, belge gösterebileceimizi..Hatta bankacılık kannlarında ki; Tüketiciyi koruyan müşteriyi koruma esaslarını ve, gelire göre kredi verilmesi yönündeki kanun ve madde ve mezvuatlardaki esasları dikkate alarak..Benim tüm maddi ve manevi zararımı bankalardan, hem kredi borçlarını sıfırlatıp hemde süresel maddi kayıplaımki talep olarak belirteceğiz onu da tanzim etme olasılığım nedir? Teşkler şimdiden..

- - - Updated - - -

Bir de işi ciddiye almak ve hızlı sonuçlandırmak ve hatta garantiye almak adına..Bu davayı; özel bir avukat tutup , bankalardan alınacak olan tanzim edilen, rakamdan sonra ücrteini tahsis etme yönünde anlaşabileceğimiz özel bir avukatın, hem uzmanlık hem de işi garantilemek makasadıyla, bu şekilde açmak ne kadar mantıklı olur ve Adli yardım yada özel avukat bu konuda ne kadar fark eder...

---

Bence diyebileceklerrdir çünkü Kesinlikle bu işi usulüne göre yani Dine göre Kranla şifa sunan kişiler ...Hatta konuyu ogrenınce direk şikayet etetiğim sitelerinde büyü nasıl yapılır tarifini bile veren medyumculukla kesinlikle alakalı yoktur..Bundan dolayı o konuda içimiz rahat ..Hatta aynı semtte bu aynı kurumlarla iligili 2010 da da yaşanılan olaydan sonra kacıncı hadise .

Alıntı:

---

Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı

Savcılığa verdiğiniz dilekçede belirttiğiniz o işlerden anlayan bir tanıdığınız ve o tanıdığınızın danıştığı bu işleri bilen kişiler, evet ben büyücüye gittim baktırdım, evet ben büyü işleriyle ilgilenirim, bana geldi bu arkadaşın arkadaşı ve ona büyü yapıldığını gördüm DİYECEKLERMİDİR???

---

Bence diyebileceklerrdir çünkü Kesinlikle bu işi usulüne göre yani Dine göre Kranla şifa sunan kişiler ...Hatta konuyu ogrenınce direk şikayet etetiğim sitelerinde büyü nasıl yapılır tarifini bile veren medyumculukla kesinlikle alakalı yoktur..Bundan dolayı o konuda içimiz rahat ..Hatta aynı semtte bu aynı kurumlarla iligili 2010 da da yaşanılan olaydan sonra kacıncı hadise .

Konuyu başından beri ciddiyetle takip ediyorum ve tüm yazılanları okudum.

Özetle, devlet dairesinde bir iş arayışında olmanız nedeni ile KPSS sınavına girmiş, yeterli puanı almış olmanıza rağmen size yapılan büyü nedeni ile atanamamış ve bu nedenle de bir çiğköfteci dükkanı açmaya karar vermiş, bunun için de bankalar tarafından size usulsüz ve şaibeli krediler verilerek ağır şekilde ve aldığınızın birkaç katı borçlandırılmışsınız.

Keza yapılan büyü nedeni ile çiğköfte servisi için almış olduğunuz elektrikli motosikletle kaza yaparak ayağınızı kırmış, yine bu büyü nedeni ile atanamamış ve bundan dolayı da 50 - 60 bin TL maaş kaybınız olmuş.

Taleplerinize gelince;

1- Büyü yapanların cezalandırılması,
2- Bankalara olan borçlarınızın sıfırlanması,
3- Büyü nedeniyle işe girememenizden dolayı oluşan 50 - 60 bin TL maaş kaybınızın size tazminat olarak ödenmesi.

Daha önceden de yazmış olduğum gibi büyü yapmak 677 s. Kanun gereği suçtur ve başvurmanız halinde savcılık bunu yapanları bulup ortaya çıkartarak haklarında ceza davası açacaktır.

Ancak bu bir ceza davası olduğundan mahkeme yalnızca sanıkları cezalandıracak, bankalara olan borçlarınızın sıfırlanması, ve işe girememeniz nedeni ile oluşan maaş kayıplarınız hakkında bir karar veremeyecektir.

Bankalara olan borçlarınızın sıfırlanması konusunda açacağınız davada kazanma şanşınız oldukça yüksek. Zira burada bankalar tarafından verilen krediler usulsüz ve şaibeli. Hiçbir gelir belgesi vb talep edilmeden kredi verilmiş. Üstüne üstlük muhtemelen bu bankalar tarafından bir de büyü yapılmış. Linkini eklediğiniz haberde de görüleceği üzere bankalarda bu tür işlerin olabileceği açıkça görülüyor.

Yine, size yapılan büyü nedeni ile devlet memuriyetine girememenizden oluşan 50 - 60 bir TL maaş kaybınızdan 6098 s. Türk Borçlar Kanunu'nun 49. maddesi gereği bu büyüyü yapanlar sorumludurlar ve açacağınız bir tazminat davası ile bu parayı kendilerinden tazmin edebilirsiniz.

Ayrıca büyü yaparak çiğköfte dağıtımı için almış olduğunuz elektrikli motosiklet ile kaza yapmanıza neden olanlar hakkında da yine Borçlar Kanunu 49. maddeye dayanarak maddi manevi tazminat davası açabilirsiniz.

Benim tavsiyem bunları konusunda uzman bir avukat yardımı ile yapmanızdır. Kolay gelsin.

Evet kesınlıkle doğru..Semtten oldukça şüpheliyim ben..Aynı semtte olaydan uyanıp büyünün etksınden kurtuluncaya kada,r bir krediyle daha öncekileri kapatma hesabı yapıp kredi başvurusu yaptığım şube ki önceki banka kartlarınızın limitlerini düşürün diye mesaj atmışlar.(kredi felan yok neticede) .Enayilik ettim hatta sıfırlattık ..Anladık ki delil yok etmek istemişler. kredi felan yok neticede.. Onu da Banka Genel merkezden tutarsız bı rakamı teyit için yonlendırılerek gittim..Kimsenin olmadığı bi saatte dövmedikleri kaldı..Bizde pislik yapmasak tartışmasak yani, ekstra belgesini bile alamayacağız..Ve yazılı olan tek ekstra da bu(limit 5500 olan) Tekrar ilginize teşekkür edip..Adli yardımla talep edilen avukatla bu iş neticelenir mi? bankalardan tanzim edilen ücretten sonra ödemek koşuluyla özel bir avukatın ayrıcalığı olur mu? Yani her bahsettiğim meselenin delil ve şahitini de sayacak olursak..Her halukarda gasbedilen hakkımızı alabilir miyiz? Kolaylıklar diler hayırlı geceler dileklerimi sunarım..

Alıntı:

---

Can Hüseyin rumuzlu üyeden alıntı

Evet kesınlıkle doğru..Semtten oldukça şüpheliyim ben..Aynı semtte olaydan uyanıp büyünün etksınden kurtuluncaya kada,r bir krediyle daha öncekileri kapatma hesabı yapıp kredi başvurusu yaptığım şube ki önceki banka kartlarınızın limitlerini düşürün diye mesaj atmışlar.(kredi felan yok neticede) .Enayilik ettim hatta sıfırlattık ..Anladık ki delil yok etmek istemişler. kredi felan yok neticede.. Onu da Banka Genel merkezden tutarsız bı rakamı teyit için yonlendırılerek gittim..Kimsenin olmadığı bi saatte dövmedikleri kaldı..Bizde pislik yapmasak tartışmasak yani, ekstra belgesini bile alamayacağız..Ve yazılı olan tek ekstra da bu(limit 5500 olan) Tekrar ilginize teşekkür edip..Adli yardımla talep edilen avukatla bu iş neticelenir mi? bankalardan tanzim edilen ücretten sonra ödemek koşuluyla özel bir avukatın ayrıcalığı olur mu? Yani her bahsettiğim meselenin delil ve şahitini de sayacak olursak..Her halukarda gasbedilen hakkımızı alabilir miyiz? Kolaylıklar diler hayırlı geceler dileklerimi sunarım..

---

Bu konuda değişik birkaç avukatla görüşecek sizinle yapacakları sözleşmenin şartlarını inceleyip kararınızı kendiniz vermelisiniz.

Ortadaki şahit, belgeler ve tüm delil durumuna da dikkate alırsak ben şahsen kazanma olasılığı oldukça yüksek olan böyle bir davayı % 10 - 12 ile alabilecek avukat sayısının az olmayacağını düşünüyorum.

Örneğin avukatınız davayı kazanır ve bankalardan 50 bin TL tazminat almaya hak kazanırsanız bunun 5 - 6 bin TL sini avukatnız alır ve geri kalanını size öder.

Bir kaç sorum var?
- İçerden tık tıklanan ayağınız için düşüp kırmadan önce hiç doktora gittiniz mi, doktor ayağımda böyle bir şey var nedir nedendir diye?
- Sizin hasbelkader geçtiğiniz bir caddedeki esnafın size imalı baktığını ve o esnada düşen bir vitrin mankeni ile aylar sonra alacak olduğunuz motorla kaza yapmanıza işaret ettiğini nasıl anladınız? Tüm semt esnafı ileriyi gören, neler olacağını bilen doğa üstü yeteneklere sahip , SİZİN HAYATINIZI KARARTMAK ÜZERE SEÇİLMİŞ kişilermiymiş?
- KPSS dan aldığınız puan nasıl çalındı?
- Türkiye Cumhuriyeti Savcılığı'nın, size büyü yapanlar kimlerdir, nasıl büyük bir güçtür, bu insanla ne dertleri var da bu kadar büyük ve başarıyla işletilen bir organizasyonla sizin hayatınızı karartmaya neden çalıştığını bulmaya çalışacağını gerçekten düşünüyormusunuz?
- Ailenizle aranız / ilişkileriniz nasıl?
- Hocalardan aldığınız tedavi dışında bir tedavi gördünüz mü hiç?

konuyu ilk okuyanlardanım. iyiki okur okumaz cevaplamamışım zira fikrim konu sahibinin ciddi psikolojik rahatsızlık geçirdiği yönünde idi. sonraki yorumlarında gayet aklı başında görünce şaşırdım. ne aklı başında insanlar görüyorum stres altında mantıklı davranmaktan konuşmaktan uzaklaşıyorlar o yüzden konu sahibinin de benzer stres altında derdini hala tam olarak izah edemediğini düşünüyorum. hüseyin bey size tavsiyem yazdıklarınızı 3. kişi olarak okuyup bu yazılanlardan karşının ne anlayabileceğini kendi kendinize yorumlayın. çünki çok iç içe ve karışık yazıyorsunuz.

yinede ne kadar anlaşılır yazsanızda empati kurarak anladığım kısımlarından yola çıkarak boşa yorulma ihtimalinizinde yüksek olduğunu düşünüyorum. şöyle bir mantık kurun. siz borç harç bir motor aldınız ve size bir araba çarptı diyelim. oluşan zarardan aracı suçlayabilirsiniz.araç size çarpmadı ama kaza yapmanıza neden oldu. bunda da aracı suçlayabilirsiniz. ama birini bana beddua etti kaza yapmamı diledi ve kaza yaptım diye suçlayamazsınız. çünkü somut değil soyut bir idda. beddua kısmını büyü olarak değiştiğinizde de durum değişmeyecektir. telkin yoluyla bilinç altına müdahale edilebildiğini biliyorum bunun henüz ne kadar bilimsel olduğunu bilmiyorum. bu konuyu bilimsel olarak araştırıp size uygulanan şeyin somutlaştırılması lazım. yoksa diyelim böyle bi dava açtınız. hakim bu konuda medyum memişi mi bilir kişi olarak dinleyecek ?

Banka konusuna gelirsek bir gelir göstermiş ve kredi almışsanız bankaya karşı bir yaptırım şansınız yok. bir çok kredi çektim. bu işleri bankalar sıkı tutar ödeyemeyeceğim krediyi bana verdiler şimdi ödeyemiyorum aklım başımda değildi çekerken demenizin pek bir yeri yok. olsaydı kredi borcu olan herkesin dayanağı olur bankacılık sistemi emsal bi kararla çökerdi.altına imzanızı attığınız her kredi sözleşmesinden dolayı yükümlüsünüz.

Belki konunun ürkütücülüğünden dolayı yada ciddiyetinden dolayı...Şu da var, bir kısmın konuya inanmadığı için, ön yargıyla baktığından dolayı... Birde benim konuyu çok uzatıp anlatım bozukluğumdan dolayı, olay ciddiyete alınmamış olabilir..Şunu özellikle vurgulamak isterim; konu belki sizleri bu yöne itti ki, akıl hastası olmakla bile itham edildik ilk başlarda..Şükürler olsun değiliz..Ukala diye düşüneceksiniz belki;2014 Memurluk sınavından, mezun olduğum okuldan ve meslek lise ve meslek yüksek okul çıkışlı olduğumdan dolayı 10 sene sonra, bu sınavdan, iyi puan aldığımı düşünüyorum(76.391)..Hatta soruların çok da zor olduğu bir seneye rasgeldiğini düşünürsek..Ayağımdaki bu içerden rahatsız edip vuran cisimlere gelince; bende konu kendi başıma gelince araştırmak zorunda kaldım ve araştırdım: Yenilen ve içilen şeylerden, ya da yapılan bir muska tarzı(dinimizde yeri olmayan bir şey) bir beladan veya birsinin sizi okutmasından(üfürükcülük)... Maalesef bunların bu kadar kesin olduğuna bende anca başıma geldikten sonra inandım Ayağımda ki bu üç harfliler diye tabir edilenler bu yolla vücuda girmiş olabilir. Şunu da söyleyeyim: Eğer ki, bu konuda maneviyatınız yoksa yada maneviyatı yüksek olan tanıdığınız yoksa, zaten direk sanal alemde boy boy siteleri olan, hatta gençlere aşk büyüsünü, yuva yıkma büyüsünü, ya da bir insanın ticareti nasıl bozulur, bu gibi illetleri sizlere para karşılığı satan insanların kucaığına düşeceksiniz( medyumculuk) Kimse bu şekil de bir konuyla tabiri caizse; eğitimde ve hukuk konusunda bizlere beş basan ve basacak olan şahısların önünde kendine güldürmek ya da bu duruma düşürmek istemez..Şunu tekrar belirtmek isterim, meselenin ciddiyeti konusunda; İnternetten araştırdım bunu da,maalesef kişilerin hastalanıp yatağa düşmesine yada Allah göstermesin Ölümüne neden olabilecek bir konu da, yani dine muhalif olan meselede(Yapanların yatacak yerlerinin olmadığı belirtilmekte), Dinle, Kuranla şifa sunan yerlere gitmekle akıllılık ettik..Buradaki mağdurların, hocalara anlattıklarından her şey anlaşılıyo zaten: Milletin evinden, arabasından, yuvasından, sağlığından, işinden gücünden ve yuvasından hatta zamanından çalıp adeta zevkden dört köşe olmakla ne kazanılır hem dünya hem de ahiret için..Hatta bir Müftülük görevlisine yada İmama gitseniz Dinimizde büyü diye bir şey var mı? Var olduğunu söyleyecektir.. Ama maalesef bu konuda bilgisinin yetersiz olduğundan dolayı, 2 sure önerecektir..( Bu sureler, bu konuda Allah a sığınma sureleri)..Kredilerin arkadaşın bahsettiği şekilde..usulüne göre verildiğini düşünürsek eğer; Ben bu şartlarda bu kredileri aldım, hiçbir yazılı belgesiz yada anormal derecede şişirilen kredi kartları..Eğer benim memurluk konusunda hedefim olmasaydı, kamu yönetimini bitirip güzel hedeflerim olmasaydı,yada itham değil şüpheli olabileceklerini vurguladığımız tarafların tuzağı olmasaydı, kimse bana kredi verir miydi?..Bu ayrıcalıkları sunar mıydı? İşin empatiyle ve mantıkla yaklaşılıp düşünülecek tarafı.Eğer ki ; bu konuda yani birisine tuzak kurma yolunda yada içeriye alıp onu yüklü borç altına alma durumunda,benim konuyla alakalı ve yaşadığımdan dolayı.böyle bir pislikle(gayriahlaki) birisinin intiharına, ya da borçları için başkalarından para istemesine iterek onun şerefine dokunuluyorsa, emsal teşkil etsin isterim..Birde, motor kazasından sonra hastaneye gitmedim maalesef..işin boyutunu öğrendikten sonra olsaydı kesinlikle sırf bu raporu almak için giderdim

Sayın Hüseyin Bey,

Büyünün, muskacılığın, üfürükçülüğün her ne kadar dinimizde yeri olmasa da bunların gerçek olduğu, insanlara yapıldığı ve yapılan insanlarda sizinkine benzer pek çok olumsuz durumun yaşandığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Cinlerin var olduğu ise Kur’anı Kerim’deki Cin suresi ile sabit.

Yaşadığınız bunca olumsuz olay nedeniyle bacağınızın içinden gelen “tık tık” şeklindeki itmeleri, vurmaları ayağınıza cin girmesine bağlıyor olmanız gayet doğal.

Kuşkusuz bunlar cin olmayıp size iradeniz haricinde yedirilip içirilen okunmuş, üflenmiş birtakım yiyecek içecekten kaynaklanabileceği gibi normal fiziksel bir rahatsızlıktan da kaynaklanabilir.

Bunun için dini paraya dökmemiş gerçek bir din adamından yardım istemek eğer doğaüstü bir durum söz konusu değil ise bir hastanenin ortopedi servisinde bir doktora görünmeniz gerekecektir.

Krediler konusunda ben yukarıda fikir yürüten arkadaşlar gibi düşünmüyorum. Banka kredi vereceği kişinin ödeme gücünü, kredinin geri dönememe riskini önceden hesaplamalı, .buna göre kredi açmalıdır. Hiçbir araştırma yapılmadan, gelir belgesi istenmeden verilen krediler, çıkartılan kredi kartları usulsüz ve şaibelidir.

Hem usulsüz ve şaibeli kredi vereceksiniz, alan kişi bunu elinde olmayan nedenlerle ödeyemedi diye de borcunu katlayıp peşine düşeceksiniz. Bunu hukuk kabul etmez. Bankalar burada bir riske girmiştir ve riskin sonucuna da katlanmalıdır.

Alıntı:

---

Der Kanisterköpfige Mann rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Hüseyin Bey,

Büyünün, muskacılığın, üfürükçülüğün her ne kadar dinimizde yeri olmasa da bunların gerçek olduğu, insanlara yapıldığı ve yapılan insanlarda sizinkine benzer pek çok olumsuz durumun yaşandığını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Cinlerin var olduğu ise Kur’anı Kerim’deki Cin suresi ile sabit.

Yaşadığınız bunca olumsuz olay nedeniyle bacağınızın içinden gelen “tık tık” şeklindeki itmeleri, vurmaları ayağınıza cin girmesine bağlıyor olmanız gayet doğal.

Kuşkusuz bunlar cin olmayıp size iradeniz haricinde yedirilip içirilen okunmuş, üflenmiş birtakım yiyecek içecekten kaynaklanabileceği gibi normal fiziksel bir rahatsızlıktan da kaynaklanabilir.

Bunun için dini paraya dökmemiş gerçek bir din adamından yardım istemek eğer doğaüstü bir durum söz konusu değil ise bir hastanenin ortopedi servisinde bir doktora görünmeniz gerekecektir.

Krediler konusunda ben yukarıda fikir yürüten arkadaşlar gibi düşünmüyorum. Banka kredi vereceği kişinin ödeme gücünü, kredinin geri dönememe riskini önceden hesaplamalı, .buna göre kredi açmalıdır. Hiçbir araştırma yapılmadan, gelir belgesi istenmeden verilen krediler, çıkartılan kredi kartları usulsüz ve şaibelidir.

Hem usulsüz ve şaibeli kredi vereceksiniz, alan kişi bunu elinde olmayan nedenlerle ödeyemedi diye de borcunu katlayıp peşine düşeceksiniz. Bunu hukuk kabul etmez. Bankalar burada bir riske girmiştir ve riskin sonucuna da katlanmalıdır.

---

Bakın mantıklı bir gerekçe daha..Müşteri temsilcisini borç ve haczetme için aradığığı konuşmada, yargıya başvuracağımı sölediğimde...Zaten bunları siz çektiniz..ödemelisiniz deyip rengini belli etmesi her seyi acıkladı..Yni haklı olan bir kurum , tamam yargı kararına bakalım diye cevap verecektir

Sitenin varolma sebebine bakınca, konu içeriği ve önerilerin sitenin içeriğiyle bir ilgisi olmadığı ortada.
Üfürük-muska- hoca- büyü- 3 harfli vs. ile ilgili çözüm-öneri vb yanıtları sitemiz dışında , bahsedilen o sitelerde aramaya -vermey devam edebilir dileyen üyelerimiz.
Site varoluş amacına uygun içeriğe sahip olmadığından konu kilitlenmiştir.

Soru sahibi üyemize önerim,
dilerseniz savcılığa suç duyurusunda bulunabilirsiniz, ancak karşınızda suçlu olarak tanımlayabileceğiniz gerçek kişi isimleri bildirmek durumundasınız.

Bankalardan çekilen krediler içinse, banka çalışanın söylediğinde bir hata yok, çektiğiniz kredilerin karşılığını ödemek durumundasınız, bundan kurtuluşunuz olmadığı gibi, sizi o kredileri geri ödemekten muaf tutabilecek bir yetkili makam da yok banka dışında.