Failin elinden suç aletini alıp, faile karşı kullanmak (Soru)

Sevgili arkadaşlar merhaba;

Bundan 1 ay önce işten çıkıp evime doğru ilerlerken, kaldırımın kenarında oturan bir genç tarafından saldırıya uğradım. Kulağımda kulaklıkla eşimde telefonla konuşurken, eşime karşı ağzımdan kötü bir kelime çıktı. Bu arada bir saniyeliğine gençle gözgöze geldik. O göz göze gelme esnasında küfürü kendisine ettiğimi düşünmüş. Ben tam oturduğum apartmanın bahçesine giriyordum ki arkamdan bana seslendi. Arkamı dönüp "Buyur kardeşim" dedim. Ben ne olduğunu anlayamadan malûm şahıs bana saldırmaya başladı. Kaşım patladı, suratımda şişlikler meydana geldi. Gözüm morardı. Bu kavga olayı binamızdaki kameranın tam önünde oldu. Yani kamerada darp edildiğim apaçık belli oluyor. Sonra bu olay yerinden uzaklaşırken, yere düşen gözlüğümü aramaya başladım. Bir taraftan şahıs arkasını dönüp küfürler ediyordu. Ben kendisine küfür etmemesini söyledim. Bana neden saldırdığını sordum. (O ara kameranın görüş açısından çıkmışız) Şahıs tekrar yanıma gelip, koluma girdi. Gel konuşalım, sana neden saldırdığımı söyleyim dedi ve konuşa konuşa bir alt sokağa indik. Bana yanında kız arkadaşı olduğunu ve benim kendisine küfür ettiğimi söyledi. Ben kendisine telefonda eşimle konuştuğumu kendisine karşı herhangi bir kötü sözüm olmadığını söyledim. Bana "Eşini bilmem ne yaparım, yalan söyleme lan" gibi bir laf söyleyince bu kez ben sinirlenip, kendisine adam gibi konuşmasını söyledim. Bu arada bana " Adam gibi konuşmazsam ne olur? Bu mahallede herkes beni tanır. Seni öldürürüm, sen dayaktan anlamıyorsun her halde" diyip cebinden bir bıçak çıkardı. Ben bıçağı görünce bir kaç adım geri gittim. Üstüme doğru geldi. Beni öldüreceğini düşünüp çok korktum. Tabii bu arada "Yanlış anladın, bak buna gerek yok, ben sana kötü bir söz söylemedim" gibi laflar söyleyip, yatıştırmaya çalışıyorum. Etrafta kimse yoktu o arada, yardım da isteyemedim. Kaçmak geldi aklıma ama arkamdan gelip beni öldürebilir diye düşünüp kaçamadım. Konuşup sakinleştirmeye çalıştım. Özürler dileyip, yanlış anladığını falan söyledim. Hatanın bende olduğunu falan söylüyordum. Ama o beni öldürmekle tehditlerine devam ediyordu. O sırada ben kendisinin boş bir anını denk getirip, elindeki bıçağa vurdum. Bıçak bir kaç adım ileri düştü. Bir bıçağa bir de bana baktı, o ara ben kaçmak için arkamı dönmüştüm ki beni yakaladı ve yerdeki bıçağa doğru çekiştirmeye başladı. Elinden kurtulmaya çalıştım ama kurtulamadım. Son çare geri dönüp, bıçağa ulaşamasın diye kendimi yere bıçağın üzerine doğru attım. Amacım bıçağı yerden alıp daha uzak bir yere atıp kaçmaktı. Ben yere atlayınca malûm şahıs beni tekrar yerde tekmeleyip yumruklamaya devam etti. Bir süre kendimi korudum ama devamlı vuruyordu. Elinden kurtulmayı başaramayınca elimdeki bıçağı rastgele şahısa doğru salladım. Şahıs beni bırakır bırakmaz da kendisine başka hiç bir fiziki müdahalem olmadan canımı kurtarmak için olay yerinden uzaklaşıp eve gittim. Eve giderken de bıçağı sokaktaki çöpe doğru fırlattım. O durumda bıçağın kendisini yaraladığını anlayamadım. Kendi yaralarım için de hastaneye gidip rapor almadım. Şikayetçi de olmadım. Yalnız şahıs bacağından bıçakla yaralandığı için işin içine polis girmiş. Ambulansla hastaneye kaldırmışlar. Kaç gün rapor aldığını bilmiyorum. Olaydan 2 gün sonra polisler gelip beni aldığında şahsın sağ baldırından yaralandığını öğrendim. İfadem de bu şekildedir.

Şahıs ise ifadesinde kavga ettik, arkamdan beni takip edip bıçakladı demiş. Yani bıçağın kendisinde olmadığını, ilk benim çıkardığımı söylemiş.

Durum bundan ibaret. Bende herhangi bir bıçak yarası yok. Bu işin meşru müdafaa'ya girmesi için illa benim de bıçakla yaralanmış olmam mı gerekiyordu? Ya da olayda iki tane bıçak olması mı gerekiyordu? Meşru müdafaa'dan yararlanabilir miyim? Ne ben bu iddiaları kanıtlayabilirim ne de karşı taraf. Dediğim gibi kanıtlanan tek eylem şahsın beni darp ettiğidir. Sırf beni bırakması, kaçabilmem için bıçağı salladım.

Bana aşağı yukarı ne kadar ceza alabileceğimi ve ne gibi bir savunma yapmam gerektiği konusunda bilgilendirmenizi rica ederim. Cevap veren vermeyen herkese teşekkür ederim. Zahmet edip okuyan arkadaşlar haklarını helal etsinler.

Bu ifade değil filim senaryosu olmuş.Bunları kimse okumaz, bu anlatım ifadeyi daha samimiyetsiz hale getirir(üstüme atladı, ben yana düştüm, bir bıçağa bir bana baktı sonra ikimiz aynı anda bıçağın üzerine düştük, göz göze geldiydik vs.).Rapora bakılır ona göre ceza çıkar.Daha önce benzer suç yoksa hagb çıkma veya cezanın ertelenmesi/paraya çevrilmesi söz konusu olur.

Sayın Engin Ünalmış Beye tamamen katılıyorum. Bu senaryoya hakim ve savcıların inanacağını düşünüyorsanız ülkede hukukun nasıl işlediğini hiç bilmiyorsunuz demektir.

Anlattığınız senaryonun hayatın olağan akışı içerisinde mümkün olamayacağını her savcı ve hakim bilir.

Daha az ceza ile kurtulmak istiyorsanız olayı dosdoğru anlatın. “Kaldırımda oturan gence şu nedenle küfür ettim, aramızda kavga çıktı, cebimden bıçağımı çıkararak bıçakladım.” Şeklinde ifade vermeniz alacağınız cezayı düşürecektir.

Aksi halde takdiri indirim de uygulanmaz.

Siz burada yerden göğe kadar haklısınız. Adam kız arkadaşı ile kaldırımda herkesin gözü önünde uygunsuz davranışlar yapıyor. Bu duruma bir vatandaş olarak müdahale etme hakkınız varken hiçbir şey yapmıyorsunuz.

Muhtemelen bu kişi kaldırımda kız arkadaşı ile uygunsuz hareketler yaptığından sizin ona küfür ettiğinizi sanmıştır.

Siz ona değil, eşinize küfür ettiğiniz halde kendisine küfür edildiğini sanıp sizi darp ediyor.

Üstelik bununla da yetinmiyor ve bıçağını çekip sizi öldürmeye kalkıyor. Siz tamamen meşru müdafaa hakkınızı kullandığınızdan size hiçbir ceza verilmez.

Karşı taraf ise kaşınızı patlatacak, yüzünüzde morluklar oluşacak şekilde sizi darp ettiğinden ağır ceza alır. Hiç merak etmeyin.

Hukukla ilgili önemli husussa vurgu yapmak istiyorum: Hukukumuzda, beyanlarımızı destekleyen delil (tanık, kamera kayıtları, birde hayat olağan akışı ilkesi argümanı) yok işe, beyanlarımız ve davranışlarımız hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ediyorsa, beyanlarımız Ceza Mahkemeleri nezdinde kıymeti harbiyesi yoktur. Bir diğer değişle, kurduğumuz her cümleyi delil veya hayatın olağan akışına, aykırılık teşkil etmeyecek biçimde olması gerekir.



KANITSIZ BEYAN = YOK HÜKMÜNDEDİR.

Alıntı:

---

ayberk_08 rumuzlu üyeden alıntı

Hukukla ilgili önemli husussa vurgu yapmak istiyorum: Hukukumuzda, beyanlarımızı destekleyen delil (tanık, kamera kayıtları, birde hayat olağan akışı ilkesi argümanı) yok işe, beyanlarımız ve davranışlarımız hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ediyorsa, beyanlarımız Ceza Mahkemeleri nezdinde kıymeti harbiyesi yoktur. Bir diğer değişle, kurduğumuz her cümleyi delil veya hayatın olağan akışına, aykırılık teşkil etmeyecek biçimde olması gerekir.



KANITSIZ BEYAN = YOK HÜKMÜNDEDİR.

---

Ayberk Bey,

Dikkatinizi çekerim, olayda bu arkadaşın darp edildiğine dair kamera kayıtları var.

Şimdi bu arkadaş telefonda kendi eşine küfür etmesine rağmen kaldırımda oturan şahıs küfürün kendisine edildiğini düşünerek bu arkadaşa saldırıyor ve darp ediyor. Buna ilişkin kamera kaydı var.

Bununla da yetinmiyor bıçakla öldürmeye kalkıyor. Burada bir nefsi müdafaa durumu söz konusu olduğundan ceza verilmemesi gerekir.

Asıl ceza alması gereken kişi küfürün kendisine edildiği şeklinde bir yanılgı ile bu arkadaşa saldırıp darp eden kişidir diye düşünüyorum.

Sayın Metalmaster,

Siz bir avukat tutun. Başta kamera kayıtları olmak üzere lehinize olan tüm delilleri toplasın. Tanık bulmaya çalışsın. Olayda sizin bir suçunuz yok. Tahminimce karşıdaki kişi ciddi ceza alacaktır. Siz sadece nefsi müdafaada bulunduğunuzdan bir ceza alacağınızı sanmıyorum.

Alıntı:

---

Der Kanisterköpfige Mann rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Metalmaster,

Siz bir avukat tutun. Başta kamera kayıtları olmak üzere lehinize olan tüm delilleri toplasın. Tanık bulmaya çalışsın. Olayda sizin bir suçunuz yok. Tahminimce karşıdaki kişi ciddi ceza alacaktır. Siz sadece nefsi müdafaada bulunduğunuzdan bir ceza alacağınızı sanmıyorum.

---

Böyle yorum mu olur kardeşim? Bence siz önce aynada kafanızın şekline bir bakın, ondan sonra yorum yazın.

Türkiye'deki hukukun işleyişine göre her durum olabilir. Sonuçta hukukumuz, kendi canını yada malını her türlü savunabileceğin bir hukuk sistemi değil. Size durup dururken bıçakla saldırana, sizde bıçakla saldırdığınızda, bıçakların boyutunu, santimini karşılaştıracak kadar saçma, işlevsiz bir hukuk.
Birkaç sene arayla, ülkede bir tarafta kaçan hırsızı vurana hapis cezası yokken, diğer tarafta, evindeki hırsızı vurana 10 sene hapis...
Avukat olmadan hakim karşısına kesinlikle çıkılmamalı ayrıca. Derdinizi falan anlatamazsınız. Hukuki hakkınız olsa bile bu, sizi konuşturmaz. En son gittiğim (tanık olarak geçen hafta) mahkemede, benden önceki davada, sanığın kafasına dava dosyası uçtu bir adet, hakim tarafından, bir yandan ciyak ciyak azarlayarak. (ha bu arada bu davalara isteyen elini kolunu sallayarak girebiliyor. benim özelim, dışardan insan olmasın deme gibi bir hakkınızda yok. mübaşire sordum, hakim karar verir sorarsanız dedi, hakime sormak gibi bir ahmaklık tabiki yapmadım, bu yaştan sonra eli belinde varoş mahalle kadını gibi tiplerden azar işitmeye niyetim yok :)

ifadenizi okuduğumda benim gözümde canlandırdığım şu oldu.Evet darp edildiniz.Mağdur oldunuz.Sonra eve girdiğinizde bu durumu hazmedemediniz ve evden bıçak alıp,geri döndünüz.Ve bıçaklanan şahıs da çöpe attığınız bıçağı aldı ve kamera kayıtlarını hesap edemeden sizden şikayetçi oldu.Bu tamamen anlatılanların ben de oluşturduğu bir tahminden ibarettir.Ve olay nasıl yaşandıysa yaşansın bence her iki tarafın tanığı olmadığı için başrollerde 'bıçaktaki parmak izi' ve 'kamera kayıtları' olacaktır.

Alıntı:

---

Fixit rumuzlu üyeden alıntı

Türkiye'deki hukukun işleyişine göre her durum olabilir. Sonuçta hukukumuz, kendi canını yada malını her türlü savunabileceğin bir hukuk sistemi değil. Size durup dururken bıçakla saldırana, sizde bıçakla saldırdığınızda, bıçakların boyutunu, santimini karşılaştıracak kadar saçma, işlevsiz bir hukuk.
Birkaç sene arayla, ülkede bir tarafta kaçan hırsızı vurana hapis cezası yokken, diğer tarafta, evindeki hırsızı vurana 10 sene hapis...
Avukat olmadan hakim karşısına kesinlikle çıkılmamalı ayrıca. Derdinizi falan anlatamazsınız. Hukuki hakkınız olsa bile bu, sizi konuşturmaz. En son gittiğim (tanık olarak geçen hafta) mahkemede, benden önceki davada, sanığın kafasına dava dosyası uçtu bir adet, hakim tarafından, bir yandan ciyak ciyak azarlayarak. (ha bu arada bu davalara isteyen elini kolunu sallayarak girebiliyor. benim özelim, dışardan insan olmasın deme gibi bir hakkınızda yok. mübaşire sordum, hakim karar verir sorarsanız dedi, hakime sormak gibi bir ahmaklık tabiki yapmadım, bu yaştan sonra eli belinde varoş mahalle kadını gibi tiplerden azar işitmeye niyetim yok :)

---

Sayın Fixit,

Haklısınız. Malesef duruşmalarda böyle şeyler çok oluyor.

Ama Anayasamızda ve CMK'da duruşmaların açık olduğu, isteyen herkesin duruşmayı dinleyebileceği (bazı kapalı duruşmalar hariç) açıkça yazmasına rağmen pekçok mahkemede hakimlerin emri ile mübaşirler duruşma salonuna dinleyici olarak girmek isteyenlere müdahale etmekte ve sorun çıkartmaktadırlar.

Bununla birlikte siz tanıkmışsınız. Aynı davanın birden fazla tanığı varsa bunların aynı anda salonda bulunmalarına ve birbirinin ifadelerini duymalarına yasal olarak imkan olmadığını da mutlaka biliyorsunuzdur, eminim. Bunu sizin için değil bilmeyenler olabileceğini düşündüğüm için yazdım.

Benim asıl canımı sıkan nokta, şu yukarıdaki garip bir kafaya sahip olan üyenin yorumları. Bu şekilde bir mantık nasıl yürütülebilir, hayret ediyorum.

Sayın Metalmaster,

Size güzel bir ifade hazırladım. Bu ifade sizi en az ceza ile kurtaracaktır.

Olay günü işten çıkıp evime dönerken kaldırım üzerinde bir genç kız ve erkeğin kendi değer yargılarıma göre uygunsuz vaziyette olduklarını düşünerek uyardım. Aramızda sözlü tartışma çıktı, küfürleştik ama kavga etmedik.

Daha sonra olay yerinden ayrıldım yoluma devam ettim. Meğerse bu genç, kız arkadaşını göndermiş ve beni evime kadar arkamdan takip etmiş. Apartmanımızın bahçe kapısından içeri girerken arkamdan seslendi, aramızda kavga çıktı ciddi şekilde darp edildim.

Sonra genç olay yerini terk etti. Ancak ben yediğim bu dayağı içime sindiremedim. Arkasından takip etmeye başladım. Bir sokak aşağıda arkasından yaklaştım ve bıçağımı çıkartarak baldırından bıçakladım.

Namus bekçiliği yaptığım ve kendisini bıçakladığım için son derece üzgünüm ve pişmanım. Kendisinden özür diliyorum. Maddi, manevi zararlarını karşılamaya hazırım. Takdir mahkemenizindir.

Alıntı:

---

Der Kanisterköpfige Mann rumuzlu üyeden alıntı

Ayberk Bey,

Dikkatinizi çekerim, olayda bu arkadaşın darp edildiğine dair kamera kayıtları var.

Şimdi bu arkadaş telefonda kendi eşine küfür etmesine rağmen kaldırımda oturan şahıs küfürün kendisine edildiğini düşünerek bu arkadaşa saldırıyor ve darp ediyor. Buna ilişkin kamera kaydı var.

Bununla da yetinmiyor bıçakla öldürmeye kalkıyor. Burada bir nefsi müdafaa durumu söz konusu olduğundan ceza verilmemesi gerekir.

Asıl ceza alması gereken kişi küfürün kendisine edildiği şeklinde bir yanılgı ile bu arkadaşa saldırıp darp eden kişidir diye düşünüyorum.

---

Değerli Üyemiz,

Hukukumuzun, temel hükümleri bazında cevap yazdım, bu olayın bir kısmını kanıtlayan kamere ve darp raporlarının olduğunu gayet net biliyorum. Dikkat ederseniz şahsi, cevabımda: Soruya cevap verecek niteliğinde değil, tam aksine herkesin az çok bildiği, genel hükümleri göz önünden kaçmasın veya göz ardı edilmesin diye ilgili yazımda belirttim.

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Metalmaster,

Size güzel bir ifade hazırladım. Bu ifade sizi en az ceza ile kurtaracaktır.

Olay günü işten çıkıp evime dönerken kaldırım üzerinde bir genç kız ve erkeğin kendi değer yargılarıma göre uygunsuz vaziyette olduklarını düşünerek uyardım. Aramızda sözlü tartışma çıktı, küfürleştik ama kavga etmedik.

Daha sonra olay yerinden ayrıldım yoluma devam ettim. Meğerse bu genç, kız arkadaşını göndermiş ve beni evime kadar arkamdan takip etmiş. Apartmanımızın bahçe kapısından içeri girerken arkamdan seslendi, aramızda kavga çıktı ciddi şekilde darp edildim.

Sonra genç olay yerini terk etti. Ancak ben yediğim bu dayağı içime sindiremedim. Arkasından takip etmeye başladım. Bir sokak aşağıda arkasından yaklaştım ve bıçağımı çıkartarak baldırından bıçakladım.

Namus bekçiliği yaptığım ve kendisini bıçakladığım için son derece üzgünüm ve pişmanım. Kendisinden özür diliyorum. Maddi, manevi zararlarını karşılamaya hazırım. Takdir mahkemenizindir.

---

Beyefendi siz arzuhalci misiniz yoksa falcı mı? Olayın bu şekilde olduğunu nereden biliyorsunuz? Ya anlattığı gibi olduysa? Neden sizin yazdığınız ifadeyi versin?

Bence siz arzuhalciliği bırakıp falcılığa başlasanız daha iyi edersiniz. Hem daha çok kazanırsınız.

Ayrıca kış günü Hakkari’nin -20 derece soğuğunda biri gelecek de dilekçe yazdıracak diye beklerken kafaya şarapnel parçası veya hava fişek yemektense evde sıcacık sobanın başında oturup fal bakmak daha iyi değil mi? :)

Alıntı:

---

Der Kanisterköpfige Mann rumuzlu üyeden alıntı

kafaya şarapnel parçası veya hava fişek yemektense

---

Sizin kafanıza şarapnel parçası veya havai fişek isabet ettiğinden bu hale dönüştü galiba.

Daha kötüsü Hakkarinin bir yerinde, kafanıza şarapnel parçası, mermi falan gelme ihtimalinin olması değil mi? Hemde bu mermi illa terör örgütünden gelecek diye birşeyde yok. Resmi mermide olabilir.

Sn. Hakkarili Arzuhalci'miz hayatın olağan akışını(ki hukukta çok önemli bir yere sahip) dikkate alarak bir fikir yürüttü.Soruyu soran arkadaşımızın anlattıkları bir kaç kez adliye görmüş başlangıç seviyesinde hukuk bilgisi olan herkes için dinlenmeyecek bir hikayeden ibaret.Öyle ki yazılan çoğu şey hukuken hiç bir şey ifade etmiyor(bana pis pis baktı, bıçak bir anda sol tarafımıza fırladı, göz göze geldik, aynı anda bıçağa doğru uçtuk vs.) ve gerçekten başını dosyalardan kaldıramayan bir hakim bir savcı okusa daha da siniri bozulacak.O yüzden samimi ifade vermesi ve gereksiz ayrıntılardan ifadesini ayıklaması gibi çok önemli bir yol gösterildiği düşüncesindeyim.Yoksa kişilerin tek taraflı anlatımlarıyla hiç bir dava yürümeyeceği için buradan öyle bir gerçeklik olabilir dersek hem soruyu soranı hem bu sayfadan fikir almaya çalışanları ciddi derecede yanıltmış oluruz düşüncesindeyim.

Alıntı:

---

Fixit rumuzlu üyeden alıntı

Daha kötüsü Hakkarinin bir yerinde, kafanıza şarapnel parçası, mermi falan gelme ihtimalinin olması değil mi? Hemde bu mermi illa terör örgütünden gelecek diye birşeyde yok. Resmi mermide olabilir.

---

Sayın Fixit,

Benim kafama mermi gelse sorun değil, çeker giderim öteki tarafa da, diğerininkine gelirse 19 litre su boşa gidecek ona yanarım.