aldatma ve zinaya dayalı boşanma ve kadının sevgilisinden çocuk aldırması...

Bir kadının kocası yurt dışında kadın kocasını aldatıyor dünya umurunda değil gibi davranıyor sevgili ile aynı evde yaşıyorlar ikametgahına kadar aldırmış sevgilisinin yanına sarmaş dolaş ve dahada sansürlü fotoğraflar sosyal medyada mevcut rahat rahat paylaşıyorlar kocası da bunları öğreniyor ve aldatma ve zinaya dayalı boşanma davası açıyor ve birde temmuz 2015 te bir ultrason resmi bulunuyor bayanın sosyal medya hesabında hastane adı tarih var üstünde adam kesinlikle benden değil diyor o dönem yurt dışında olduğu için 8.4 cm ( 13 yada 14 haftalık ) yazıyor ultrasonun üstünde yani yasal sürenin dışında alındı bebek muhtemelen çünkü çocuk yok ortada bu nasıl ortaya çıkar mahkeme araştıracak muhtemelen ama hastanede bu durumu gizli tutacaktır ne yapılabilir?

Devlet hastanesindeyse bu durumu koca boşanma davası actıgı zaman mahkemeden talep edebilir. Ancak 13-14 haftalık hamile bir bayan yasal olarak kürtaj olamaz. Özel hastane bile olsa bu tarz müdahaleleri yaparken bildirmek zorundadır. Bayanın cok yakını bile olsa buna cesaret edebilcek doktor olacagını zannetmiyorum. Özel hastanelerde Sisteme "müdahale" diye girip kürtaj gercekleştirdikten sonra acıga cıkarsa doktorun ilişiği kesilir ve bunu göze alamaz. Ayrıca saglıkcı değilim ama kürtaj gibi bir müdahalenin aradan cok cok zaman gecmediği sürece hastane raporu alınırken doktora bildirilirse işin uzmanları tarafından gerçekleşip gerçekleşmediğinin anlaşılabilceğini düşünüyorum. bunu da koca nın kendi imkanlarıyla değil bosanma davasında belge talep ederken bizzat bildirmesi gerekir. Kadının alenen yaşadıgı bu iliski facede paylasılan fotograflar taraflar bosanma asamasında bile olsa sadakat yükümlülüğü devam edeceğinden mahkemede bayanın alehine olacaktır

özel hastane devlet değil kocasının avukatı özel hastaneye yazı yazılmasını talep etmiş ancak kadının sağlık kaydını çıkarttığımda ben o dönemde o hastanenin ismini bulamadım yok yani kesin gizli yapılmış bir olay nasıl çıkacak ortaya bu durum neticede o hastanede o tarihte bir ultrason çekilmiş muhakkak bununla ilgili bilgi vermek zorunda değil mi hastane?

- - - Updated - - -

muhtemelen özel hastane evet bizde bu kişi ultrason çektirdi ancak sonrasını bilemeyiz derlerse ne olur ayrıca yine o dönemlerde başka özel hastaneye 4 yada 5 defa daha gitmiş bunlarda evet bu kadın hamileydi ancak sonrasını bilemeyiz derse bu sefer kadın mahkemeye hesap vermek zorunda kalmaz mı?

Özel hastane dahi olsa Sağlık Sosyal Yardım Müdürlüklerine, ilçelerde Hükümet tabipliklerine bildirmeye zorunludur. Ayrıca kürtaj da eşin de rızası aranır. ( Eşin rızası aranız, cocugun babasının değil ) Bu durumun acıklıga kavusması için mahkemeden daha önce kürtaj olup olmadıgına dair rapor aldırmasını talep edebilirsiniz. Bu konuyla alakalı erkek sosyal ortamda paylasılan fotografların ekran görüntüsünü almıstır umarım.

Yani bu olayın bir şekilde çıkması lazım ortaya en büyük kanıt ultrason zaten evet aslında kürtaj yapılmış mı yapılmamış mı talep edilebilir üstünü kapatmaya çalışacaklar muhtemelen peki mahkemenin ikna edici cevap alması gerekmez mi bu konuda bayandan yani irdelemez mi bu konuyu ayrıca kocası bütün fotoğrafları aldı teşekkürler.

- - - Updated - - -

Bu gibi durumla karşılaşan yok mu hiç acaba ?

Erkek sadece beyan la boyle bisey ortaya atsa mahkeme kadini sirf kocasinin soykedikleri icin hastaneye yollamaz. Kocasi esinin facebook da paylastigi ultrason goruntulerini ve bayanin illegal iliskilerini ispat eden belgeleri de mahkemeyle paylasip, dusuncelerini dile getirirse hakim degerlendirecektir.

Alıntı:

---

gizlilik rumuzlu üyeden alıntı

...... birde temmuz 2015 te bir ultrason resmi bulunuyor bayanın sosyal medya hesabında hastane adı tarih var üstünde .....

---

Ultrason fotoğrafı tek başına kadının hamile olduğunu göstermez.. Ancak o paylaşımın altında paylaşan kullanıcının hamile olduğuna dair kendi mesajı ya da başkaları tarafından gönderilmiş kutlama mesajları var ise bir anlam ifade eder.
Yoksa her gün herkes sosyal medyada bir sürü fotoğraf paylaşıyor (otomobil, yat, motosiklet, silah, para, ev, araba gibi) her paylaşılanın kişiye ait olduğu anlamı çıkmamalı bundan.
Belki de kişi ultrason fotoğrafını imrendiği için, bir çocuğu olmasını istediği için paylaştı, ya da bir arkadaşına nazire yapmak için..
Sonuç itibari ile çocuk sahibi olmak ciddi bir iştir.. hem doğurması - bakması hem de kürtaj yolu ile aldırılması zor ve saklanması güç bir durumdur..

Evet ama neticede ultrason resminin üzerinde tarih var hastane adı var ve o tarihte kadın o ultrasonun çekildiği şehirde normal de başka şehirde yaşasa da bu olay araştırılmaz mı yani üstü kapatılır mı? Bunun üstüne nasıl gidebiliriz?

Ultrason fotoğrafı tek başına bir şey ifade etmez. Fotoğraf sürecin bir parçası, ispat için çocuğun varlığını ortaya koymak gerek. Yani nüfus kayıtları, doğum belgeleri, varsa kürtaj bilgileri,
Siz hollywood filmlerindeki gibi bir dedektiflik anlayışı bekliyorsunuz, şüpheleriniz var, ortadaki ultrason fotoğrafından o hamileliğin kime ait olduğuna varmaya çalışıyorsunuz.
Bizde işler öyle yürümüyor ne yazık ki; Kesin ve net bilgiler sunacaksınız mahkemeye; örneğin... Şu hastahanede, şu tarihte, şu saatte operasyonla kürtaj yapıldı, bunlarda belgeleri, teyit etmek için hastahaneye müzekkere yazılması ..... diyeceksiniz.
Sosyal medyada paylaşılan o ultrason fotoğrafı için ilgili kişi kendisine ait olduğuna dair bir mesaj - açıklama da bulunmuş mu ? Paylaşımdan sonra eş-dost-arkadaş-akraba çevresi kutlama mesajı göndermiş mi.?
Diğer yandan kürtaj yaptıran / yaptıracak olan kişi neden ultrason fotoğrafını paylaşsın?

Peki bu iş gizli yapıldıysa nasıl çıkar ortaya avukat hakime hastaneden bilgi alınması diye yazmıs yani kadın bu ultrason resmi benim değil dese hemen hakim inanır mı kadına sorgulamaz mı hiç kimin ne için koydun gibi yorumları göremiyorum arkadaş olmadığımızdan dolayı? Karşımızda ki şahsiyet farklı düşüncede olan biri olduğu için ultrason resmini göstermiş olabilir neticede kocasını aldatan ve sevgilisi ile müstehcen fotoğraflarını rahat rahat paylaşan bir kadından söz ediyoruz ve aynı zamanda kendi çocuğunu yani şuanda velayet davası için uğraştığımız çocuğu da öldürmeye düşürmeye ve aldırmaya kalkan bir kadın....

İddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir.
Siz eğer kürtaj oldu ya da o ultrason görüntüleri ilgili kişiye ait diyorsanız ispat etmek durumundasınız?
Hukuk maddi delillerle iş yapar, faraziyelerle olursa güvenilirliliği sorgulanmaya başlar.. Bu da toplumda kaosa neden olur.
Söz konusu olaylardaki taraf / görev yanınızı bilmiyoruz. Ancak bu kadar ilgi ya işgüzar bir yakın akraba / arkadaş ya da taraflardan bir tanesi olduğunuzu çağrıştırıyor.

Bu kadar ilginin nedeni hala olmamdan kaynaklanıyor Abdullah Bey yani kısaca yargı kendiniz bulun diyor bazı şeyleri bulunmuş bir şey var ortada somut bir ultrason resmi ve bilindiği üzere kürtaj 10 haftadan sonra yasak ve fotoğrafta 8.4 cm yazıyor yani yaklaşık 13-14 haftalık oluyor peki bunu neden mahkeme araştırma yoluna gitmiyor bir olayın başını getirince sonunu da mahkemenin getirmesi gerekmiyor mu diyorsunuz ki Hukuk maddi delillerle iş yapar eee biz kadının sevgilisinin göçmen kaçakçılığından 4 kez sorguya alındığını söylediğimiz halde ki emin kaynaklardan öğrendik zaten emin olmasak böyle bir suçlama yapmazdık ve ahlaksızlık yüzünden işinden atıldığını kanıtlı bir şekilde yolladığımız halde neden araştırmaya tenezül etmedi bana bunu cevaplar mısınız?

Aile mahkemesinin işi boşanma veya ayrılık veya evliliğin devamı için yeterli neden var mı yok mu bunu tespit etmek ve gereğini yapmaktır. Savcılık /dedektiflik yapması beklenemez elbette.
Bizim hukuk sistemimizde dosyayı doğru şekilde doldurmadığınızda bile davanız reddedilebiliyor. Bir basit kalem hatası her şeyi mahvedebiliyor.
Dolayısı ile elde olan delillerin, tanık ifadelerinin, olguların, doğru ve uygun bir dille ve vurguyla ifade edilmesi, beyanların buna göre yapılması kaçınılmaz oluyor.
Ultrason tarihi ve verilerinden yola çıkarak elde edilen bilgi yasa dışı kürtaj ise bu durumun değerlendirileceği yer aile mahkemesi değildir. Başka bir dava konusudur.
Ancak başka bir savcılık soruşturması ya da mahkemede konu edilmiş ve hükme yol açmış bir kürtaj uygulaması var ise aile mahkemesinde değerlendirilir. Yani bir başka davadaki hüküm aile mahkemesinde değerlendirilebilir. Ancak başka bir dava konusu olay aile mahkemesini doğrudan ilgilendirmez.
burada sunum / ifade ediş / beyan öne çıkıyor.
Herhangi bir kişinin göçmen kaçakçılığı yapmış olması onun herhangi birisi ile ilişki yaşayamayacağı anlamına gelmez. Kişinin iştimai mevkii aile mahkemesini ilgilendirmez.
Ya da ahlaksızlık yüzünden işten atılması da aile mahkemesini ilgilendirmez.
Aile mahkemesini ilgilendiren şey karı-koca arasındaki olayların aile birliğinin devamı yada bitirilmesi için yeterli olup olmadığıdır.
kadının ya da erkeğin 3 ncü bir şahısla yaşadığı ilişkinin doğrudan zina / sadakatsizlik anlamında ispatı halinde boşanmaya karar verilebilir.
3 ncü şahsın ne iş yaptığının, kaç yıl / ay hüküm giydiğinin, kaç çocuğu, kaç evliliği, ne kadar parsı olduğu, nereli olduğu gibi bilgiler aile mahkemesini ilgilendirmez.

- - - Updated - - -


Ultrason fotoğrafının % 100 o kişiye ait olduğundan emin olsanız bile ortada sonuç yok. Yani ya çocuk doğmuş olacak ya d a kürtaj yapılmış olacak.
Kişi çocuğu doğurmuş olsa idi mahkemeden var olan bu somut durum karşısında DNA testi veya babalık testi talep edilerek sonuca gidilebilirdi.
Ya da elinizde kişinin adı soyadı ve benzer bilgileri ile kürtaj yapıldığına dair bir belge (hastahane rapor vs) olsa idi bu da mahkemede sadakatsizlik / zina için delil olarak kullanılabilirdi.
Ya da 3 ncü kişi ile hayatın olağan akışına aykırı yazışmaları / mesajları / fotoğrafları / videoları / ses kayıtları olsa idi bunlarda mahkemeye sunulsa idi mutlaka değer görürdü..
Elbette ki sizin dosyaya koymuş olduğunuz her bilgi hakim tarafından değerlendirilir, şahsi kanatini de mutlaka etkiler, ancak hukuk ne yazık ki böyle işlemez..

Bizim o göçmen kaçakçılığına ve ahlaksızlıktan dolayı işten atılmasına vurgu yapmamızın nedeni çocuğumuzun o adamla aynı evde yaşamasından kaynaklanmaktadır yani ikametgahı o adamla aynı kadın onun yanına aldırmış ikametgahını göçmen kaçakçılığının bir çok nedeni var sizde bilirsiniz ki ve bu bizim çocuğumuz için risk oluşturabilir ve ahlaksızlık yüzünden işten atılmasına gelince bu konu içine de bir çok neden girmektedir en ürkütücü olanda cinsel taciz bunlar bence basite alınacak kadar önemsiz şeyler değil Abdullah Bey zaten Türkiye de ki yargı sistemini çözmek imkansız oysa ki kanunlarımız var ancak tam anlamıyla uygulandığını düşünmüyorum.

Hala direniyorsunuz.
Sizin bahsettiğiniz olaylar aile mahkemesinin ilgi alanında değil..
Şöyle yapabilirsiniz;
3 ncü şahısı savcılığa şikayet eder yada hakkında göçmen kaçakçılığı, cinsel taciz, kişiyi hürriyetinden yoksun koyma, reit olmayan çocuğa cinsel taciz, alıkoyma vs.. her ne suç işliyorsa şikayet / dava edersiniz.
Kişi bu eylemlerinden dolayı suçlu bulunur, hüküm giyer, sizde elde bulunan bu mahkeme kararını gerekçe gösterip, kişinin hukuk sistemimizce tescillenmiş fena yaşamının çocuğun gelişimi için zararlı olduğunu gerekçe göstererek aile mahkemesinde konu edebilirsiniz,
Bu gerekçelerle boşanma ve çocuğun velayeti talebinde bulunulabilir.
Ancak sırf siz iddia ettiniz diye hiç kimse hakkında böyle bir karar verilmez.
Çocuğun velayeti hususunda fenomen olmuş bir yanıt vereyim size.. Bu ülkede çocuğun velayetinin hayat kadını olan annesine verildiği bilinir.

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

gizlilik rumuzlu üyeden alıntı

...
Bir kadının kocası yurt dışında kadın sevgilisi ile aynı evde yaşıyorlar

ikametgahına kadar aldırmış sevgilisinin yanına

sarmaş dolaş ve dahada sansürlü fotoğraflar sosyal medyada mevcut

.....

---

Boşanmaya yeterli olacak deliller yukarıda sıralanmış zaten, bunların mahkemeye ibraz edilmesi yasal eş lehine boşanma için yeterli sebeptir.
Ancak zinanın varlığını ispat zordur. Eşini aynı yatakta yarı çıplak yakalayan kocaya hakimin "emin misin zina yaptıklarından, sen içeri girdiğinde dühul olmuşmuydu" diye sorulduğu bilinir.
Bu durum bizim hukuk sistemimizde ancak, sadakatsizlik ve buna dayalı güven bunalımı nedeni ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması olarak tanımlanır.

- - - Updated - - -

Ne kadar güzel değil mi alkışlanacak bir karar sonra da neden bu hale geldi bu ülke suç oranı neden bu kadar yükseldi ne kadar hayırsız bir insan burada kim suçlu peki çocuk mu suçsuz taraf mı anne yada baba yada mahkeme mi? Burada mantık mı ön planda duygu mu bence duygular ancak duygular her zaman doğruya götürmez yanıltıcı kararlarda verdirebilir haksız mıyım eminim büyük bir çoğunlukçada insanı doğru yolu bulduran doğru kararlar verdiren ve aldıranda asıl ve kalıcı olan mantıktır.

- - - Updated - - -

"BİR ÜLKEDE NAMUS ERBABI OLANLAR DA NAMUSSUZLAR KADAR CESUR OLMADIKÇA, O ÜLKE İÇİN KURTULUŞ UMUDU YOKTUR" İsmet İNÖNÜ
NE ZULÜM, NE MERHAMET...SADECE ADALET... gerçekten mükemmel bir söz ....

Duygularınızla hareket ediyorsunuz, anlaşılmadığınızı, yazdıklarınızın ve düşüncelerinizin hatta haklılığınızın bir önemi olmadığını düşünüyor olabilirsiniz.
Ancak dediğimiz gibi; hukuk maddi delillerle iş yapar, olaylar ve yasalar arasındaki illiyet bağının doğru ifade edilmesi, yalın ifade edilmesi sonuca götürür.
Hukuk sisteminde her eylemin bir karşılığı vardır.
Önemli olan eylem ile yasa arasındaki bağı doğru ifade edebilmektir.
Dolaylı ifadeler, dava konusu ile doğrudan ilgisi olmayan olayların anlatımı mahkemenin kararını etkilemez.

Ultrason belgesi ile ilgili olarak; kürtaj ille de ultrason çektirilen yerde yapılmak zorunda değil. Böyle bir yanılgıya da düşmemek lazım.

Örnek 1:
Elinizdeki ultrason belgesi ile savcılığa gidip yasa dışı kürtaj yapıldığına dair suç duyurusunda bulunabilirsiniz, savcılık dava açar ve bu dava sonucunda söz konusu hastahanenin yasa dışı kürtaj yaptığı tescillenirse bu karar şikayetçi / müşteki olmanız nedeni ile sizin aile mahkemesinde boşanmaya gerekçe olarak kullanılabilir.
Ancak o ultrason tek başına aile mahkemesinde bir şey ifade etmez (itiraf olmadığı sürece)

Örnek 2:
Aynı ultrason belgesi ile Sağlık Bakanlığına şikayette bulunursunuz, müfettişler soruşturma başlatır rapor düzenler ve Sağlık Bakanlığı hastahaneye yaptırım / ceza uygular, bu müfettiş raporunu ve / veya yaptırım kararını mahkemede şikayetçi / müşteki olmanız nedeni ile boşanmaya gerekçe olarak kullanabilirsiniz.

Umarım anlatabilmişimdir..

Çok teşekkürler .....

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

gizlilik rumuzlu üyeden alıntı

....... temmuz 2015 te bir ultrason resmi bulunuyor bayanın sosyal medya hesabında hastane adı tarih var üstünde ...n 8.4 cm ( 13 yada 14 haftalık ) yazıyor ultrasonun üstünde yani yasal sürenin dışında....

---

TCK Madde 99-
(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adli para cezasına hükmolunur.

Eğer o ultrason belgesi üzerinde hastanın adı soyadı TCKN gibi bilgiler var ise Savcılığa kişi hakkında TCK 99 ncu Maddeyi ihlal ettiği için suç duyurusunda bulunulabilir.

Yapılan suç duyurusu başvuru bilgileri de aile mahkemesine beyan ile sunulabilir.

Ultrasonun üstünde sadece tarih hastane adı ve cm var başka hiçbir şey yok maalesef....

Kişiler arasındaki hukuk çoğu zaman böyle durumlarda kağıda yazılı hukuktan daha çabuk çözüm üretebilir.
Benzer durumları yaşayan bir çok kişi elinde bulunan bilgi belge ve delilleri karşıdaki kişiye karşı bir baskı aracı olarak kullanarak ( aileye - çevreye - eşe - dosta söylemekle korkutmak suretiyle) sonuca ulaşabiliyorlar.
Kusurlu tarafta "rezillik çıkmasın, daha kötü şeyler yaşamayayım" diye durumu kabullenebiliyor.

Ancak velev ki bu gerçekleşmedi, o zaman babaya (ve sizlere) düşen görev; çocuğu ile görüşmesine izin verilen tüm zamanları kaliteli verimli ve konforlu geçirecek, varlığı, yakınlığı, samimiyeti, sevgisi ve sağladığı imkanları ile çocuğu için önceleri vazgeçilmez sonra yanında yaşanabilecek en ideal insan olmayı başarmak olmalıdır.

Bu durumda bir kaç yıl sonra çocuk babayı tercih edecek, anne ne kadar baskı yaparsa yapsın babadan vazgeçmeyecektir.

Bu süreçte çocuğa annesi kesinlikle kötülenmemeli, çocuk baskılanmamalıdır. Zaman içerisinde çocuk gerçekte kendisi için en doğru ve hayırlı olanı düşünen ve seçenin kim olduğunu görecek ve tercihini daha sağlıklı bir şekilde yapacaktır.

Evet buna bizde inanıyoruz inşallahta öyle olur çok sağolun ....

Alıntı:

---

gizlilik rumuzlu üyeden alıntı

Evet buna bizde inanıyoruz inşallahta öyle olur çok sağolun ....

---

Rica ederim.. Sonucu bildirirseniz seviniriz, bilgilenmiş oluruz..

Tabi ki bildireceğim hatta bir gazeteci yazdı isterseniz bu konuyla ilgili görüşelim bu konularla ilgili çok haber yaptığını belirterek kazansak ta kazanmasak ta basında bu konuyla ilgili insanları bilgilendirmeyi düşünüyorum kazanırsak örnek olarak kazanmazsak en azından bizden sonra dava açanların seslerini daha iyi duyurabilmek adına ....

Sadece Hukuki.net forumlarında Aile Hukuku ile ilgili 10.642 konu ve 60.151 ileti var. Bunların büyük bir çoğunluğu tecelli edemeyen adaletle ilgilidir.
Ağırlık ise velayet, nafaka, ve sadakatsizlik konuludur.
Defalarca dile getirilmesine rağmen, yazılmasına çizilmesine rağmen ne yazık ki su üstüne yazılan yazı gibi bir süre sonra kaybolup gidiyor.
Umarım dilediğiniz gibi olur... Yardımımız olursa / olduysa da seviniriz..

Ben ne olursa burada yazıyorum ve sonuçlanana kadar da ve sonucunu da yazacağım tabi ki yardımınız oldu ve olacağına da inanıyorum her şey için sağ olun...

Sizi tenzih ederim. yazmayacağınızı kastetmedim, mutlaka yazarsınız, yazmak istersiniz,
Söylemeye çalıştığım; Basın yoluyla defalarca anlatıldı, hatta dernekler kuruldu ama toplum duyarsız olunca böyle oluyor..

Bu ultrason resminde sadece tarih ve hastane adı var bu konuda adliyeye ve sağlık bakanlığına verilmek üzere kocasindan imzali yazi alsak cunki farklı ülkede bende o kağıdı götürüp versem gerekli yerlere ultrason ile birlikte yada şu şekilde olsa kendisi posta yoluyla gönderse adliye ve saglik bakaligina olur mu ?Ne önerisiniz kadının kocasının avukatı hâkimden sadece hastaneye yazı yazilmasi diye belirtmis.

Ultrason görüntüsü sadece tespiti ortaya koyar. Mutlaka kayıt altına alınmak zorunda değil. Üstelik o ultrason görüntüsünün şüphelendiğiniz kişiye ait olduğunun ispatı zor. Başkasına da ait olabilir. Tabii hastahane de kayıt tutulmadı ise, kayıt varsa zaten her şey ortaya çıkacaktır.
Dün sizin yazılarınız üzerine internette bir araştırma yaptım. Binlerce ultrason fotoğrafı buldum.
Sağlık Bakanlığına ne diye başvuracaksınız. Bu ultrason fotoğrafını çekeni bulun mu diyeceksiniz. Bu ülkede ultrason çekmek / çektirmek suç değil ki ?
Adliyeye başvursanız dahi, Aile mahkemesinin işi değil ki, bu dediğiniz dedektiflik işi.
Mahkeme kaleminden hastahaneye bu müzekkerenin yazılıp yazılmadığını avukatınız aracılığı ile takip edebilirsiniz, yazılmış ise müzekkereye cevabın gelmesini bekleyeceksiniz.
Hastahaneler başka kurumlar gibi değildir, ellerindeki bilgi ve belgeleri talep edilmesi halinde mahkemeye gönderirler. Ama siz ille de kendim uğraşacağım diyorsanız işiniz zor.
Hasta hakları denilen bir kavram var, hiç bir hastahane hastalarına ait bu tür bilgileri özel şahıslarla paylaşmazlar.

Muhtemelen üstü kapatılacak çünkü kadının o dönem gittiği hastane kayıtlarına baktığımda o hastane yok o dönemde başka bir hastaneye gitme yoğun yani 4 yada 5 kez gitmiş kocası yurt dışından dilekçe gönderse durumdan bahsetse araştırılmasını talep etse savcılıktan ve sağlık bakanlığından olmaz mı diyorsunuz?

Savcılık neyi araştıracak. Ortada suç yok ki. Zina suç değil, sadece boşanmaya sebep olacak bir kusur. Adli - idari bir yaptırım yok.
Bahsettiğiniz hastahaneye kayıtlı gitmemiş olabilir,
Başka isimle gitmiş olabilir,
Tanıdığı aracılığı ile gitmiş olabilir,
Sonuçta yapılan ultrason işlemi yasa dışı değil, kişi yada bebek sağlığına olumsuz etkisi de yok.
Bahsettiğiniz başvuru şekillerinden hiç bir sonuç alamazsınız.

Sizin gayretiniz; kadının fena hayat sürdüğünü, zina yaptığını, sadakatsizliğini ispat edip, boşanmayı bu gerekçelere dayandırmak ve bu gerekçeleri de öne sürerek ortak çocuğun velayetinin babaya bırakılmasını sağlamak.

Bunu tek başına ultrason görüntüleri ve kürtaj nedenleri ile yapamıyorsunuz, bu durumda, mahkemeden kadının ikametgahının olduğu mahalle muhtarlığından kayıt bilgileri istenebilir, Böylece kadının ve birlikte olduğu kişinin aynı evde yaşadığı ispat edilebilir. Nüfus Vatandaşlık İşleri bu kayıtları tutuyor ve mahkemeler MERNİS aracılığı ile bu kayıtlara ulaşabiliyor. Ya da birlikte yaşadıklarını elektrik su abonelik bilgileri (faturalar) veya bina yönetimi / bina görevlisi tanıklığı ile ispat edilebilir. birlikte yaşadığı kişi ile sosyal paylaşım alanlarındaki fotoğrafları delil olarak mahkemeye sunulabilir, hatta birlikte yaşadığı kişi mahkemeye tanık olarak bildirilip, duruşmada bu kişiye bir kaç şaşırtmalı soru ile itiraf etmesi sağlanabilir. Yine kadına ait telefonun trafik bilgileri de talep edilebilir.

Mahkemeye zaten beraber yaşadıklarını söylediler hatta fotoğraflarını bile yolladılar yani inkar etmediler. Eşinden boşanıp o adamla evleneceğini söylemiş savunmasında. Ben onların hepsini buldum hangi tarihte ikametgah alınmış sevgilinin yanına daha sonra dava açıldıktan sonra tekrar hangi tarihte ailesinin yanına ikametgahı aldırdığı ve şuan sözde çocuğun yaşadığı semt yani kadının ailesinin yaşadığı yer suç oranlarının yoğun olduğu semt bir baba Bayburt ta sırf bu yüzden 3 tane çocuğunun velayetini almış. Ancak kadın ikametgahını aldırsa da hala adamla yaşadığına dair fotoğrafları rahat rahat paylaşıyor ve çocukta yanında çünkü sağ olsun mahkeme hiç bir tedbir almadı bu konuda.

- - - Updated - - -

Bu ultrasonda amaç kadını cezalandırmak ve tazminat ödeyemeyecek olsada tazminata hükmedilmesi zaten kocası aldatmadan dolayı tazminatta istedi ancak bu ultrasonla da hapis cezası ve tazminatta alınabilirmiş zaten boşanma ve velayet için delillerimiz yeterli aslında ama sağ olsun hakimlerimiz ...

Dostum Abdullah bey in her yazdıgına harfiyen katilmakla beraber, burda söz konusu kadinin islemiş olduğu bir suç yok. Kusur var. Zina suç değil kusurdur. Sizin amacınız kadını hapislerde surundurmekse bosuna zahmet etmeyin. Ancak sizin amacınız bosanma davasını kazanmaksa eğer, beyanınıza göre sözkonusu bayan zaten mahkemeye esinden başka bir erkekle birliktelik yaşadıgıni soylemiş ve size bir çok fırsati zaten altın tepsiyle sunmuş. Siz ilave olarak baskasından olan cocugu aldirdigini, kanitlamis olsaniz bile mahkemeyi iki kere kazanmis olmuyorsunuz sonucta. O yüzden elinizdekiler yeterli sayılır zaten. Koca bu durumda 3. Sahistan evli oldugunu bilerek bir kadinla birlikte oldugu icin tazminat talebinde bulunabilir. Kadinin gercekten erkekle birlikte olma gibi bir ifadesi geciyorsa, bosanma davasi da 3. Sahsa acilmis veya acilacak tazminat davasini da kazanmasi muhtemel goruluyor.Gereksiz cabaya girmek sizi yormak, ve bu surecte daha cok uzmekten baska hicbir ise yaramaz. Gecmis olsun

Zinanın suç olmadığını biliyorum zaten sadece boşanma nedeni bakın boşacanak kişi 2.eşi yani bizimle alakası yok bizim amacımız çocuğu almak ve kocasının da iffetsizlikten dolayı boşanma davası açtığını belirtmek ki belirtildi zaten mahkemeye evet kadının eğer bebek aldırdıysa her türlü cezalandırılmasını elbet istiyorum neticede bu durumun ortaya çıkması da bizim işimize daha çok yarayacak bizim çocuğumuzu da yani kendi çocuğuna hamileyken öldürmeye düşürmeye ve aldırmaya çalıştığını tespit ettik. Delilleri mahkemede sunacağız.

Tamam. Elindeki delliller, kadinin acikca kocasindan baska erkekle birlikte oldugunu soylemesi , yani kisaca kocadan daha kusurlu olmasi cocugun velayetini babanin almasini kolaylastiracaktir. Avukatiniz zaten hastaneden bilgi alinmasini talep etmistir. Buna ek olarak olarak illa avukattan bagimsiz olarak birseyler yapmak istiyorsaniz Abdullah bey in iki onerisini dikkate alabilirsiniz. Ancak birinci oneriye giderseniz yani hastaneyi sikayet ederseniz avukatiniza danismaniz biseyleri onarmak isterken yikmamanz acisindan sizin icin daha saglikli olur. 2. Yolu denemeniz sizin acinizdn daha saglikli. Ancak bu yolu denerken de muhakkak kesinlik bildiren cumleler kullanmayin. Cunku boyle bir itham asilsiz cikarsa zarar gorme ihimalinizi goz onunde bulundurun.

İnşallah dediğiniz gibi olur ....

Kadının yasa dışı kürtajını kullanıp hapis cezası almasını, buna dayanarak da çocuğun velayetini talep edeceksiniz sanırım. Planladığınız şey bu...
İspatı oldukça zor bir durum, şu anda ağabeyinizin elde etmiş olduğu avantaj, forumda yaşadıklarını yazan bir çok erkeğin hayali bile olamadı.
Elinizde bulunan bu aldatma-sadakatsizlik kozunu iyi kullanıp, kadının üzerinde psikolojik bir baskı ile velayet karşılığında anlaşmalı boşanma (yada özgürlüğü) seçeneğini kullanabilirsiniz.
Avukatınız bunu karşı tarafa iletip bir pazarlık / anlaşma zemini yaratılabilir.

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

gizlilik rumuzlu üyeden alıntı

Mahkemeye zaten beraber yaşadıklarını söylediler hatta fotoğraflarını bile yolladılar yani inkar etmediler. Eşinden boşanıp o adamla evleneceğini söylemiş savunmasında. Ben onların hepsini buldum hangi tarihte ikametgah alınmış sevgilinin yanına daha sonra dava açıldıktan sonra tekrar hangi tarihte ailesinin yanına ikametgahı aldırdığı ve şuan sözde çocuğun yaşadığı semt yani kadının ailesinin yaşadığı yer suç oranlarının yoğun olduğu semt bir baba Bayburt ta sırf bu yüzden 3 tane çocuğunun velayetini almış. Ancak kadın ikametgahını aldırsa da hala adamla yaşadığına dair fotoğrafları rahat rahat paylaşıyor ve çocukta yanında çünkü sağ olsun mahkeme hiç bir tedbir almadı bu konuda.

- - - Updated - - -

Bu ultrasonda amaç kadını cezalandırmak ve tazminat ödeyemeyecek olsada tazminata hükmedilmesi zaten kocası aldatmadan dolayı tazminatta istedi ancak bu ultrasonla da hapis cezası ve tazminatta alınabilirmiş zaten boşanma ve velayet için delillerimiz yeterli aslında ama sağ olsun hakimlerimiz ...

---

Bir de yazarken arada nokta, virgül gibi nefes almaya kapı açacak işaretler koysaymışsınız tam olacakmış. :) Teknik kafa işte..

Bu durum ters tepebilir mi Abdullah Bey şikayet ederlerse bizi bir şey olur mu yani şantaj yapıyorlar gibi ? Yani adamın avukatı mı arasın karşı tarafın avukatını yoksa bizim avukatlar mı ne yapalım? Yada kocası kadına açık açık dese git velayetini ver boşanalım hemen diye olur mu?

- - - Updated - - -

Beni şu durumda bile güldürdünüz çok sağ olun. Şimdi genelde teknik bölümlerde müdürler idari müdür oluyor, yani teknik değil ve benim raporumda tek dikkat ettikleri şey nokta virgül oluyor. Aynen sizde öyle oldunuz ama dediğinizde çok haklısınız. Elimden geldiğince bu cümlelerime dikkat ettim. :)

Hiç bir şey olmaz.
Bu tür görüşmeler sulh görüşmeleri kapsamında değerlendirilir. Yani bir nevi uzlaşma görüşmesi gibi.
Kimi kime şikayet edecekler. velev ki bu konuyu mahkemeye taşıdılar. Aile mahkemesine dilekçe verip "efendim bizi tehdit ettiler, şantaj yaptılar" dediler.
Mahkeme bunu dikkate almayacaktır bile.
Zira sizin bu eylemi; ortak çocuğun geleceğini, psikolojisini düşünerek yaptığınız ortada.
Onlar böyle bir şikayette bulunurlarsa siz bana ulaşın ben mahkemeye beyanı kendim yazar veririm size.. Endişelenmeyin.
Yasal kocanın avukatı karşı tarafın avukatına böyle bir teklif götürebilir. Çocuğun velayeti, kayıtsız şartsız ve tam FERAGAT la boşanmayı kabul etmesi halinde anlaşmalı olarak boşanmayı mahkemeye sunacağız desin.
Karşı taraf akıllı ise bu teklifi kabul eder, değilse mahkeme kararı ile sadakatsizliği ve zinası tescillenmiş olur.

Abdullah Bey çok ama çok teşekkürler. Şimdi harekete geçiyorum bu durumla ilgili bakalım neler olacak.