Basit Cinsel Saldırı Suçu

Merhaba,

Bir holdingte yaklaşık 3,5 senedir çalışıyorum ve departman arkadaşlarımın 6'sı da bayan ve samimi güzel bir iş ortamımız var. 38 yaşındayım ve 7,5 senedir evliyim. Eşim 2,5 aylık hamile. Herhangi bir sabıkam olmadığı gibi trafik cezam dahil yok. Daima hakkını arayan tüketici mahkemelerini kazanan, vatandaşlık görevimi en iyi şekliyle yapmaya çalışan doğma büyüme İstanbullu Yüksek Mühendis bir kişiyim. Anadolu yakasında ikamet ediyorum (4 senedir aynı sitede kiracıyım). Düzenli ve güzel bir hayatım var. Geçtiğimiz günlerde amcamı kaybettiğim için işimden izin aldım ve cenazesi için Avrupa yakasına geçtim. Ulaşım ve trafik bakımından metrobüsü tercih ettim. Normal şartlarda toplu taşıma kullanmıyor ve servisle işime gidip geliyorum. İlk başta amcamın ailesinin evine dua için gidecektim. Ama geç olacağı ve karşıda oturduğum için cenaze dönüşü uzakta oturan babamı teselli edip hamile eşimi yalnız bırakmamak adına akşam evime dönüşe geçtim. Üstümde gömlek pantolon varken mezarlık dönüşü mecburen kirlenen kıyafetlerimi sırt çantama attım ve metrobüse bindim. Metrobüs yolculuğum uzundu ve sıcakladığım için kalın montumu da elime aldım. Sol omuzumda yana ve öne doğru sırt çantam, sağ kolumda da önüme doğru tuttuğum montumla metrobüs seyahatine başladım. Ardından aktarma yaptım ve arka kapıdan bindiğim metrobüste uygun yer bulamadım, kapı ağzında durmayayım diye oturanların arasında ayakta yolculuğuma başladım. Önümde genç bir bayan oturuyordu, yanında cam kenarında daha genç bir delikanlı. Sol kolumda ve omuzumda asılı çantam, sol elle askıları vs tutuyor ve sağ kolumda önümde tuttuğum montumla yolcuk yapıyordum. Kulağımda kulaklık ise telefon için ve radyo dinlemek için bulunuyordu (cenazem olduğu için müzik dinlemiyor güncel haber vb radyo dinliyor ve konulara odaklanıyordum). En az 20-25 dakika olarak tahmin ettiğim bu yolculuk kafamın karışık ve üzgün haliyle devam ediyordu. Dalgın dalgın önümdeki bayanın bazen telefonuna gözüm gidiyor (bayan sürekli telefonuyla yazışıyor ve işlemler yapıyordu), bazen etrafa bakıyor, bazen de yanındaki delikanlı gençle gözgöze geliyorduk. Hatta o benden daha çok bayanın telefonuna bakıyordu. Normalde hiçbir kimsenin yazışmasına veya gazetesine dahil bakmam. Ancak keyifsiz ve demoralize şekilde boşboş refleks olarak sürekli kurcalanan telefona istem dışı kafamı eğip baktığım oluyordu. Bu ayıp bir şeydi ama mesafeliydim ve rahatsız edici bir konumda değildim. Arada bir insanlar arkamdan geçiyor, geçerken montuma ve çantama doğru kafamı eğip mesafeye bakarak dikkat edip öne doğru yanaşıp insanların geçmesine müsade ediyordum. Sonra metrobüs tabii kabalıklaşmıştı. Neyse olayın son bulacağı durağa gelmeden birkaç durak önce birden önümdeki bayan toparlanıp hızlı bir şekilde kalktı ve hafif kaba şekilde çarparak kapıya doğru hatta metrobüsün biraz daha önüne doğru hareket etti. İçimden "bu nasıl kalkış" gibi düşünce geçirdim. Sonra bir şeyler mi söylendi anlamadım. Kalabalıktı ve insanların içine dalmıştı. Bende de kulaklık vardı. Sonra gençle birbirimize bakıp o bana ben ona ne oldu gibi sorduk. Genç "bir şey mi oldu, bir şey mi yaptın veya söyledin" gibi sordu. Ben de "hayır, sen bir şey gördün mü?" dedim, "hayır" dedi. Sonra ben bayanın yerine geçip oturdum. Bu arada duraklardan geçtik, inenler oldu, binenler oldu. Sonra uzaktan bayan bir şeyler söylenip duruyordu. Ben en son dayanamadım, döndüm bayana "bir şey mi oldu, size bir şey mi yaptım, size çarptım mı, bana mı söylüyorsunuz" diye sormak istedim, bana kızdı söylendi "sen ne yapıyorsun, terbiyesiz" gibi ağır laflar etti. Bir şeyler söylüyor ama anlamsız olarak ortada kalıyordu lafları. Sonra gitti geldi, gururuna mı dokundu anlamadım. Çok ağır sözler söyledi, şaşırdım kaldım. Kafam da çok yoğun ve moralsizdim. Kafamı sallayıp kaale bile almadım. İnsanlar da benim üslup ve yaklaşımımla bayanın üslubuna bakakaldılar. Sonra gençle muhabbet etmeye devam ettik. Bana "bir şey olmayacak bana bu kadar laf edecek, kamerada var yukarıda ispat ederim, gidip döverim bunu" dedi. Ben de "yok artık, boş ver daha neler. Sorunlu filan sanırım" diyerek umursamadım ve kendi acımla başbaşa kaldım. Yine aradan kısa bir müddet sonra bağıra çağıra geldi, hakkımda söylemediği laf kalmadı. Herkesin içinde rencide etti, ne sapıklığım kaldı, ne başka bir şeyim. Uygunsuz bir halde olduğumu söyledi, çantamı ve montumu gösterip insanlara kendimi normal halde olarak ispat etmek zorunda kaldım aklanmak için. Kimse de yanlış bir şey görmedi en başından beri ve bana laf etmedi. Bayan sonra yine bağıra bağıra söylene söylene görevliyle geldi. Güvenlik görevlisiyle gelince ben atladım, "benden bahsediyor bu bayan dedim" ve söylenmeye başladım. "Bakın burada güvenlik kamerası var ve şikayetçiyim" dedim. Genç delikanlıyı da çağırdım ama o dahil metrobüste akşam kimse bana şahitliğe gelmedi. Ne kaçtım, ne küfür ettim, ne hakaret ettim. Sadece şaşkın şaşkın bana hakaret eden kişiye bakıyor ve "ne saçmalıyorsun sen" diye bağırıyordum. Durakta indik. İki görevli vardı. Baktılar ben de şikayetçiyim ve hareket etmiyorum. "Siz geçin sakin olun" diyordu. "Bu ne diyor ben evli barklı insanım, evimde hamile eşim beni bekliyor, cenazeden dönmüşüm zaten psikolojim iyi değil" diyordum. Bağırıp çağıran bayan da "ben de cenazeden dönüyorum" demez mi? Şaşkın kaldım. Güvenliğe ve ardından gelen polislere ne dese beğenirsiniz. 4-5 defa sert bir şey değmiş kendisine metrobüste, sonra da bir bakmış sonradan da ben telafuz bile edemiyorum, uygunsuz haldeymişim mi ne? Bir insana 4-5 defa bir şey değene kadar insan hiç mi tepki vermez? Anladığım kadarıyla o şok ve psikolojiyle cümleleri böyle idi. Benim kesinlikle vücudumun hiçbir yeri değmemişti ve dikkat ediyordum buna eminim. Zaten ilk başlarda metrobüs daha boştu ve mesafeliydim. Sonra da uygun mesafeliydim ve araya montumu ve çantamı tutuyordum. Dikkat ediyordum ama hadi çantam değmiş olsun. Yine de 4-5 defa rahatsız edici bir şey değse bir insana tepki gösterip kızar ve en azından bir bakar, bakış atar bir insan. Kesinlikle öyle bir şey yoktu. Telefonuna bakıyordum da acaba bir şey mi yazıyordu özel, aniden ona mı tepki verdi, yoksa başka bir olay mı anlamaya çalışıyordum. Anlam veremedim. Alkollü müydü bilmiyorum. Ama bana davranışı ve çirkefçe hakaretleri normal değildi. Sonra polisler sadece onu dinledi ve bir ekip otosu onu, diğer ekip otosu beni alıp en yakın emniyete götürdüler. Kimseye haber veremedim, veremezdim de. Eşim zor bir hamilelik geçiriyor (özel sağlık sebepleri), babam ve ailem de cenaze ve dua derdindeydiler. Yakın arkadaşlarım da karşıda vs. Zaten olayın belli boyutlara geleceğini düşünmüyordum, rahattım. Sonra bayanı ifade almaya odaya aldılar. Bu sırada duyduğum kadarıyla bayan da ailesini veya birilerini değil nışanlısını çağırmış. Yaklaşık 45-60 dk ben bekledim. Onun ifadesi alındı ve onu gönderdiler, beni odaya çağırdılar. Odaya geçerken birden kapıdan geri dönüp nışanlısını üzerime saldırmak için (amaç kıskandırmak veya benzeri bir durum mudur bilemiyorum her şey aklıma geliyor) "şunun suratına patlatın diye gaz verdi" nışanlısı da kim olsa aynı tepkiyi vereceğinden bana karşı bağırıp saldırmaya kalktı. Onun davranışı gayet normaldi. Sonuçta nışanlınız metrobüste bir erkekle uygunsuz bir durum (bayana göre) yaşamış gözüküyordu. Ben döndüm ve polislere "bakın işte bu normal değil, bana hep böyle saldırıyor" dedim, "görüyorsunuz şahitsiniz" dedim, yanımdaki polis bana "geç içeri" diye bağırarak içeri odaya soktu. Suçlu duruma düşmemek için gayet dikkatli davranıyordu. Aslında yorgunluk ve üzüntü sebebiyle de rüya gibi geliyordu her şey. Sonra onları da çıkardılar ve benim ifadem alındı. Benzer şeyleri anlattım ifademde. Sonra güvenlik kamera kayıtlarını istedim. Polis memurunun biri "yok metrobüste kamera" dedi ısrarla. "Hayır var ve ben gördüm" diye itiraz ettim. Neyse sonra bekledim. Savcı filan arandı. Beni bırakmadılar. Ben de şikayetçi oldum ve uzlaşmak istemediğimi belirttim. Rezil kepaze olmuştum. Polisler de ilk olarak bana tepkiliydi, karşı taraf bayan olduğu ve nışanlısı da geldiği için. Benimle konuştukça bana daha kibar davranıp insanca yaklaşmaya başladılar. Onlara kişiliğim yansımaya başlamıştı. Sonra nöbetçi savcıya mı ne çıkarılacaktım sanırım, telefon açıldı, sabıkam vb olmadığı söylendi. Sonra ne oldu bilmiyorum. Birini arayıp arayamayacağım soruldu. Kimseyi akşam akşam telaşlandırmak istemedim. Gerek yok dedim, çünkü aksi bir durum beklemiyordum ve rahattım. Sonra beni doktora götürüp muayene ettiler ve bir darp alıp alınmadığım soruldu. Hayır dedim ve bir kağıt verdiler yanımdaki polislere yine döndüm emniyete. Her şeyime el kondu, ayakkabı bağcıklarımı alındı. Beni nezarete gözaltına aldılar. Dilim tutuldu ve şoktaydım. Sabaha kadar tuttular. Gözüme uyku girmedi. İşyerimin de haberi yoktu. Eşimi arasam bir türlüydü aramasam bir türlüydü. Öyle kala kaldım. Sabah oldu, sersem gibiydim. Hayatımda karakolun kapısından girmemiştim. Şaka desem şaka değildi. Sonra beni çıkardılar. Eşyalarımı verdiler. Sabah gelen polislere de durumu anlattım, ancak sinirlerim iyice bozulmuştu. Bana çok iyi ve sıcak davranıp moral verdiler. "İnanmıyorum ben nasıl nezarete atılırım, o insan elini kolunu salladı gitti, evinde yatıyor" diye isyan ettim. Tekrar doktora götürüldüm ve beni kontrol ettiler, bir kağıt daha verildi. Sonra parmak izlerim alındı, suçlu gibi fotoğraflarım çekildi. Ardından adliyeye götürüldüm. Sıra ve yoğunluk çok fazla diye öğleden sonraya kaldım. Sonra savcı beni mahkemeye hakime sevk etmiş. Herkes şaşırdı. Normalde savcı kolay kolay mahkemeye sevk etmezmiş. Bunu da etraftakilerden, polislerden ve barodan istediğim avukattan öğrendim. Sonra cuma öğleden sonra son kişi olarak zar zor beni alelacele duruşmaya aldılar. Kişisel bilgilerim dışında hiçbir şey sorulmadı. Avukat da bir şey demedi, serbest bırakıldım. Yalnız sonradan öğrendim ki ev adresime en yakın belirttiğim karakola dava sonuçlanıncaya kadar haftanın iki günü akşam 17:00'a kadar imza atma yükümlülüğü vermişler. Oysa ben düzenli bir yerde çalışıyordum. Nasıl olacak diye kalakaldım, herhangi bir işlem o an yapılmadı. Tabii tüm psikolojim bozuldu. Serbest kaldım, metrobüsle artık korkarak mecburen eve dönerken ne yapacağımı şaşırdım. Ertesi akşam eve varabildim. Eşime sabah telefonuma kavuşunca "merak etme gelince anlatırım" diye mesaj atmıştım. Mecburen ve olay büyüyünce eşimi heyecanlandırmadan konuyu kendisiyle yüzyüze paylaştım. Şaşırdı, inanamadı. Kendisinin bana güveni sonsuzdu. Kağıtta yazan "Basit Cinsel Saldırı" suçu konusuna iyice hayret etmişti. Çünkü bu konuya çok hassas olduğumu, insanları kolladığımı bile çok iyi bilmektedir. 14 senelik beraberliğimiz ve 7,5 senelik evliliğimiz beni iyi tanıdığının ispatıdır. Birkaç imza günü geçti, ancak imzamı atarken çok zorlanıyorum. Öğlen şirketten gizli gelip uzak meafedeki karakola imza atıyorum. Kimseye özellikle de iş yerime söyleyemedim. Söylenecek bir durum değil. Büyük bir holding ve bu şirkette çok huzurlu bir hayatım var. Açıkçası cesaret edemedim, iş hayatımı her türlü zedelemeye. Geçtiğimiz günlerde barodan ayarlanmış olan bayan avukat sağolsun dilekçe vermiş ve imza günümün çalışmam sebebiyle uygun bir saate alınmasını talep etmiş. O da ne zaman sonuçlanacak bilemiyorum. Ya işimden ya da imzadan olacağım. Asıl konu ise ne zaman sonuçlanacak ve neden hala bunları yaşadım bilemiyorum. Polisler de "bu bayan durup dururken neden böyle yapsın" demişlerdi, onu da bilemiyorum. Onun yanıtı da bende değil. Hiçbir sabıkam yok ve uzun süredir çocuk sahibi olmak isterken sevincim bu hale geldi. Psikolojim allak bullak. Karşıdaki şahsın birilerini devreye sokup bu hale gelmeme yol açtığını bile düşünüyorum. Her şeyden korkar oldum. Çünkü kanunları araştırıyorum, kalabalık bir ortamda yaşanan ve hiçbir şahidi bile olmayan bu dengesiz, psikolojisi bozuk bayanın suçladığı konuyu ispat etmesine bile gerek olmayan yasalar çıkmış. Kendi kendime kuruyorum. Acaba kamera kayıtları ne oldu, acaba bayanın kafamı önüme eğip telefonuna bakmam da suç mu? Ne yapmam lazım, ne olacak, ne kadar sürecek? Lütfen biraz aydınlatıp yardımcı olun. Avukat bekleyeceğiz diyor. Bu işi atlatıp ciddi bir tazminat davası açsam, benim kimsenin parasında işim yok. Yaşadığım bana kaldı diyorum. Sabıkam ve geri kalan iş ve özel hayatım ne olacak?

Bu sitenin eskisi olarak söyleyebilirim ki bu kadar uzun ve paragrafsız bir yazıyı okuyacak kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.Sakın ha hukuki makamlara vereceğiniz ifadenizde de olayı bu şekilde uzatmayın zira okunmama ve ciddiye alınmama durumuyla karşılaşabilirsiniz.Daha önce bu bayanın buna benzer şikayetleri yoksa başınıza sıkıntılı bir ihale almışsınız gibi gözüküyor.Üstünüzle başınızla alakalı durumları(oraları da tam anlamış değilim), bayanın telefonuna bakmanızla alakalı açıklamalarınızda garip ve şüpheli gelebilir.Bence sakın ha sakın bir avukat olmaksızın savunma yapmayın.Bu davalar diğer bütün davalardan ayrı olarak kanıt istenmeyen, inandırıcılığa bakılan, tek ayağı sallanan davalardır.Sürekli irtibatta olduğunuz, bu işi eni konu kovalayacak gerekirse bayanı arayıp(bir bayan avukat bunu daha iyi de yapabilir) sizin işinde gücünde evli ve çocuk bekleyen bir kişi olduğunuzu, olayın yanlış anlaşılma olabileceğini vb. izah etmesi de önemli olabilir.Geçmiş olsun.

Öncelikle dönüşünüz için teşekkür ederim. Gelebilecek bazı sorulara şimdiden yanıt vermek ve tüm detayları anlatmak ve bu yönde yardım almak için bu kadar uzun yazdım. Belki de içinde bulunduğum psikolojiden. Genelde takım elbise veya benzeri kıyafetle yolculuk yaparim. Karşınızdakinin saçı sakalı ve kıyafeti de insanlar için önyargı sebebidir. Bu sebeple böyle bi ifade kullandım. Ben karşı dava açıp bu durumlara düşmemin hesabını sormayı düşünürken, sizden bir nevi bayana kendimi biri aracılığıyla acindirmak ve bu işten kurtulabilme fikrini alıyorum. Açıkçası endişem arttı.

- - - Updated - - -

O an barodan bayan bir avukat verilmişti bana. Bu bayanla sürekli irtibat halindeyim. Acaba bu davayı o mu takip eder, yoksa ilk duruşma için ilgilendi, artı konuyu takip etmez mi?

Üstüne basarak söylüyorum, hukukta iddia sahibi iddiasını belgelerle, kanıtlarla ispatla mükelleftir.Bunun tek bir istisnası var cinsel suçlar.Mağdurun sadece beyanıyla ceza verilen tek dava türü cinsel davalardır.Şu an için karşı dava açmaya kalkmak mantıklı olmaz.Ancak olay sizin anlattığınız gibi ise ve yarın bir gün bayan da size iftira attığını kabul ederse ve aklanırsanız o zaman tazminat davası söz konusu olur.Bu bayanın daha önce benzer şikayetleri var ise zaten bu sizin inandırıcılığınız noktasında avantaj.Bayan eğer mahkemede gelir ağlayarak olayı hakimin gözlerinin içine baka baka tutarlı ve net bir şekilde anlatırsa(hakimlerde insan sarrafı kişileridir) hakim inanacak ve hüküm verecektir.Böyle bir şey olmadı ve bu kişi(bilmem ne sebeple) sadece yanında durdu diye size iftira attıysa o zamanda mahkemede ki hal ve hareketleri, ifadelerindeki çelişkiler, tavırları ve geçmişiyle(sürekli bu tarz şikayetlerde bulunmuş, kişilerden karşılığında para veya menfaat talep etmiş biri vs.) ortaya çıkacak ve aklanacaksınız.Bir şey yapmadıysanız endişeniz artmasın.Sıkı bir avukatla bu iddialar mahkemede çürüyecektir.

Yazınızı okudum, Ancak Sayın Bill187'nin de dedği gibi uzun dilekçe yazmayın, Çoğunlukla dördüncü kelime okunmayacaktır, ilk üç kelime. Şaka yaptığımı abarttığımı da düşünmeyin. Devlete verdiğim dilekçelerde önceleri bunu kavrayamamıştım, Milli eğitim bakanlığına web sitelerindeki bir arızayı bildirdiğimde bakanlık bunu İl Milli eğitim müdürlüğüne gönderince, "bu bilgi işleme gitmeli" diye itiraz etmiştim. Bu sefer de ilçe milli eğitim müdürlüğüne gönderilene dek, hiç değilse 5-6 kelime okunduğunu düşünmüştüm, ama yazılarımı incelediğimde, böyle yapılabilmesi için dördüncü kelimenin okunmadığını anlamıştım.

Bayanla tartışmıştık ve olay büyümüştü.Bu kadar kolay tavirla bana bunu yaşatan biri artık geri adam atmaz diye düşünüyorum. Benzer bir olay yaşadı mi bilemiyorum, olmadigindan yola çıkmam lazım. Varsa zaten dediğiniz gibi. Ancak sonuç olarak yasa bu tip durumda ne olursa olsun sikayetcinin özellikle de bayanın yaninda mi oluyor? O zaman bir insan olmayan bir durum ya da yanlış anlaşılan bir durum (çanta değdiğini farz edelim) için hapse bu kadar kolay girebilir mi? Yani hapis cezasına bu kadar yakın miyim? Psikolojim iyice bozuldu.

Alıntı:

---

astro1976 rumuzlu üyeden alıntı

Bayanla tartışmıştık ve olay büyümüştü.Bu kadar kolay tavirla bana bunu yaşatan biri artık geri adam atmaz diye düşünüyorum. Benzer bir olay yaşadı mi bilemiyorum, olmadigindan yola çıkmam lazım. Varsa zaten dediğiniz gibi. Ancak sonuç olarak yasa bu tip durumda ne olursa olsun sikayetcinin özellikle de bayanın yaninda mi oluyor? O zaman bir insan olmayan bir durum ya da yanlış anlaşılan bir durum (çanta değdiğini farz edelim) için hapse bu kadar kolay girebilir mi? Yani hapis cezasına bu kadar yakın miyim? Psikolojim iyice bozuldu.

---

Merhaba;
Büyük Geçmiş olsun ve umarım beraat ile size atılan bu iftira yada yanlış anlaşılmadan kurtulacaksınız, Hukukcu kimliğim olmadan vatandaş olarak söylüyorum ki, mahkemede kesinlikle bukadar detaya inmeyin , bayanın telefonuna bakıyodum falan hiç demeyin, baksanız da suç değil ama sonuçta hakim yorum yapacak yanlış anlaşılmaya sebep olacak, kafa karıştıracak bilgilerden fayda gelmez, Ben olsam ısrarla kamera kayıtlarından bahsederdim mahkemede, kamera kayıtları konusundaki ısrarım benım zaten çekinecek bir durumum olmadığını ve haklı olduğumu gösterecektir, Hakim kamera kayıtlarını bile istemeden kararını zaten bir kaç duruşmada en geç verecektir ve haklı olduğunuz kanaati oluşacaktır. ve s sonrasında sizede tazminat davası hakkı doğacaktır.

Çok teşekkür ederim. Kamera kayıtlarını istedim ancak bulundu mu, ne nasıl gözüküyor tabii bilemiyorum. Şimdi arada bir kafamı öne eğip telefonuna bakmam kamerada gözükürse farklı bir algı ortaya çıkar mi, kafamda kurmaya başladım. Bir de avukat tutmsm tavsiye ediliyor, ben neden durup dururken avukat tutup cebimdeki paranın çıkmasına seyirci kalacağım? Sonuçta neden zararlı ben oluyorum?

Alıntı:

---

astro1976 rumuzlu üyeden alıntı

Çok teşekkür ederim. Kamera kayıtlarını istedim ancak bulundu mu, ne nasıl gözüküyor tabii bilemiyorum. Şimdi arada bir kafamı öne eğip telefonuna bakmam kamerada gözükürse farklı bir algı ortaya çıkar mi, kafamda kurmaya başladım. Bir de avukat tutmsm tavsiye ediliyor, ben neden durup dururken avukat tutup cebimdeki paranın çıkmasına seyirci kalacağım? Sonuçta neden zararlı ben oluyorum?

---

Giderken yoldaki bir taşa takıldınız ve düştünüz, kötü şekilde yaralandınız, doktora gidip birçok zahmet çekmeniz ve birçok para harcamanız gerekti. Bunun gibi düşünün.
Ayrıca avukat konusunda önerileri ciddiye almanız gerekir. Zira yapacağınız küçük bir usül hatası size çok büyük zararlar olarak dönebilir. Avukat bunları minimize eder. Ayrıca dava sonucunda haklı bulunursanız, zararlarınızı (maddi ve manevi) karşı taraftan layıkı ile almak konusunda da şimdiden yapmanız gereken şeyler olacaktır, bunları da yine avukatınızla konuşmalısınız.

Avukat için çalışmalara başladım. Olumsuz bir sonuç olursa ki yasa soruşturmaya alehimde başlıyor biliyorsunuz, ne gibi sonuçlar doğabilir? Sabika kaydim, iş hayatim nasıl bir yol alacaktır? Bu kadar kolay mi bir insanın geleceği ve hayatını bitirmek?

Alıntı:

---

astro1976 rumuzlu üyeden alıntı

Avukat için çalışmalara başladım. Olumsuz bir sonuç olursa ki yasa soruşturmaya alehimde başlıyor biliyorsunuz, ne gibi sonuçlar doğabilir? Sabika kaydim, iş hayatim nasıl bir yol alacaktır? Bu kadar kolay mi bir insanın geleceği ve hayatını bitirmek?

---

mrb anlattıklarınızı okudum.
Ne kadar dogru yazdıklarınız bılemıyorum ama okurken kendı basıma gelmıs gıbı hıssettım.Bankacıyım sıteyı oylesıne takıp edıyorum.Ulkemızde her turden ınsan var.Sosyal medyada kımı kesımlerın bu gıbı tıplere "kezban" yakistirmasi yapiyor her ne kadar katilmasamda bayanlara boyle kotu isimler takilmasini.
Universitedeyken yoldan gecen bir bayana adres sormak istemistik ama o ona asiliyoruz zannetmisti dusun.
Metrobus demisken aklima bir video geldi metrobüste yanına erkek oturtmayan kadın
(https://eksisozluk.com/metrobuste-ya...kadin--4012302)
.
bir baska metrobun vakasi
tacizcisini instagram hesabından afişe eden kız
(https://eksisozluk.com/tacizcisini-i...z--4029454?p=3)

daha yanina erkek oturmasina musade etmeyen bayanlarin(kimi kesimlerin deyisine gore ''kezbanlarin") bulundugu bir ulkede sizin olayinizi cok iyi anliyorum.metrobuste yasanan bir suru vaka var ne yazikki.
Adiniza uzuldum umarim hakliliginizi ispatlayarak aklanirsiniz

Iyi niyetiniz için çok teşekkür ederim. Hayirlısiyla inşallah her şey yoluna girer. Bir yandan da düşünüyorum gerçekten bayanların yaşadığı olaylar da var bunu da biliyorum. Ama bu kadar basit olmamali.

[QUOTE=astro1976;507379]Iyi niyetiniz için çok teşekkür ederim. Hayirlısiyla inşallah her şey yoluna girer. Bir yandan da düşünüyorum gerçekten bayanların yaşadığı olaylar da var bunu da biliyorum. Ama bu kadar basit olmamali.[/QU

Benzer bider dertten müzdaribim. neolacak nasıl olcak bilemiyorum, adamlar iş yerinde odama geliyorlar 2 kişi beni darp ediyolar. ifadelerinede bizi öldürmekle tehdit etti lafını koyuyolar. bir şahitle savcıyı kandırıp . siz sanık , suç işleyen madur oluyor ve bu şekilde hakim karşısına cıkıyosunuz. olası bir ceza alırsanız vay halinize sicil yüzünden iş hayatı bitme noktsına geliyor, iftiraya uğramanız sizi bitiriyor asıl suçluların rahatlığına kahroluyosunuz ve asıl beni üzen mahkemede 1-0 geride başlıyorsunuz. inşalah mahkemeler gerçektende halkın vicdanıdır

Sizinki de farklı ama aynı koşullara iten bir durum. Hakimlerin burada dürüst olup öncelikle insanların siciline ve özel hayatına inip bakması da gerekiyor. Yasa bu şekilde diye ispatsiz şekilde bir kalemde gelecegimizle oynanmamali. İnşallah en kısa zamanda atlatiriz. Allah yardımcınız olsun.

Bir sorum olacak. Mahkemeye cagirilacagim, doğru mu? Mahkeme sonrası durum belli mi olacak? Soruşturma anında mahkeme olmadan olumlu veya olumsuz neticelenme ihtimali var mi?

Şu ilk kelime yanıltmamalı. "Basit"... İsnat edilen suç, öyle bir suç ki 10 yıl ceza alma olasılığı vardır.

Anlatıyı kaba tutmak kadar, ayrıntıya boğmak da tehlikelidir.

Bir fikir versin anlamında söyleyeceğim: Somut olay anlatınızı okudum ve bu anlatıdan isnat edilen fiili işlemiş olabileceğiniz kanısına vardım.

"Nasıl olur? Bu ne kadar saçma..." demeden önce "kurgu sağlam, birşey çıkmaz" psikolojisinden sıyrılın ve kesinlikle profesyonel hukuksal destek alın.

"Neden böyle düşündünüz?" sorunuz olur diye de hemen cevap vereyim. En lehinize olasılık ile anlatınızda duruş pozisyonunuz itibarıyla iddia edilen fiili işlemiş olma olasılığınız kuvvetli. Telefona bakarken eğildiğinizi ve çantanızın kadına dokunduğunu ve bu dokunuşun defalarca olmuş olabileceğini ve her dokunuşun bir temas olarak algılanmış olabileceğini kadının gösterdiği tepkiden anlamak mümkün. Burada sizi ayakta tutacak "kasıt" kasıt yok ise fiilin vasfı değişir. Hukuksal destek kastın olmadığını savunmaya yönelik olacak.

Dikkat ederseniz fiil dedim, suç demedim!

Bu fiili suç vasfına sokan ile ilgili bir antitez oluşturmalısınız.

Esenlik dilerim.

Haklısınız ama dürüst ve olanı anlatıyorum. Amacım sadece buydu. Duruşma mahkeme olmadan sonuçlanabilir mi, mahkemeye çıkarılır miyim?

Alıntı:

---

astro1976 rumuzlu üyeden alıntı

Haklısınız ama dürüst ve olanı anlatıyorum. Amacım sadece buydu. Duruşma mahkeme olmadan sonuçlanabilir mi, mahkemeye çıkarılır miyim?

---

Evet .Soruşturma anında kovuşturmaya gerek kalmıyor bazen, Savcı eğer suç unsuru oluşmadığı kanaati getirirse. Ancak sizin olayınız için de böle olur düşüncesi olmasın. Herşey Savcı ve Hakimin yorumu, deliller, şahitler vs.. Bu arada haklısınız belki hakimler kişiliğinize yaşam şeklinizie de bakmaları gerekir ama önlerinde yığınla dosya varken iş yükü arasında pek bakmıyorlar. Bu arada mahkeme esnasındaki tavır da çok önemli,

Mahkemeye çıkmadan alehimde de sonuçlanabilir mi? Yani hiç savunma olmadan herhangi bir şey yaşamadan direkt suçlu da bulunabilir miyim, karar verilir mi? Bu durumda ne yapabilirim? Bir de hapis cezası gibi ciddi bir durum söz konusu olursa, isim, hayatım, hamile eşim vs ne olacak? Her şeye veda mi?

Alıntı:

---

astro1976 rumuzlu üyeden alıntı

Mahkemeye çıkmadan alehimde de sonuçlanabilir mi? Yani hiç savunma olmadan herhangi bir şey yaşamadan direkt suçlu da bulunabilir miyim, karar verilir mi? Bu durumda ne yapabilirim? Bir de hapis cezası gibi ciddi bir durum söz konusu olursa, isim, hayatım, hamile eşim vs ne olacak? Her şeye veda mi?

---

Bence öle düşünmeyelim, Karamsar olmanın hiç faydası yok. Sonuçta siz bir suç işlemediniz ve hakimler gerçekten insan zarrafı kişiler, Ayrıca HAGB kararı denen bir olay var, Size isnat edilen suçun cezası 2 yıla kadar ise , siciliniz temiz ise ve tekrar bir suça karışmayacağınız kannati hakimde oluşursa, ceza alsanız bile HAGB kararı ile sonuçlanıyor genelde, yani 3 ile 5 yıl arası, kasıtlı bir suç işlenilmediği takdirde size verilen ceza ve dava düşüyor. Müsterih olun bu olasılık sizin hapis cezası alma olasılığınızdan cok daha yüksek

Not : Hukuçu kimliğim olmadan yorumlanmıştır

Zor günlerimde böyle beni aydınlatıp destek olduğunuz için Allah razı olsun. Çok sordum ama en kötüyü düşünmek istiyorum. Başka duruşmaya çıkmadan suçlu ilan edilir miyim? Suçlu bulundum diyelim. Alacağım ceza 2 ile 7 yıl değil mi? Çünkü temas ettiğim iddiası vardı. Yeni yasalar bunu getiriyor. Bu durumda sabıkam da olmadığı için HAGB kararı ile sonuçlanır mi? İş hayatım, sabıkam bundan sonra nasıl devam eder? En kötü olabilecekleri düşünüyorum. Bütün gece senaryolarla kafamda kurdum, uyku girmedi.

Savcı soruşturmayı yürütür. Suç ithamı konusunda iddianame düzenlenmesine gerek olduğuna kanaat getirir ise, iddianame hazırlar. Kovuşturma, iddianamenin mahkemece kabulü ile başlayan ve ceza alıp almayacağınızın netleşeceği süreç. Dolayısıyla savcılık aşamasında bir ceza söz konusu olmayacaktır.

Ben aynı gün savcıdan hakime yönlendirilmiş ve hakim karşısına çıkmıştım. Herhangi bir soru sorulmadan hızlı bir şekilde işlemler yapılıp hiçbir sorgulama yapılmadan kimlik bilgilerim alınarak serbest birakilmistim. Dediğiniz geçerli mi? Aldığım evrak duruşma sonuçlanıncaya kadar imza zorunluluguydu.