Ölümü beklemek

İki ortak, ortaklığı sonlandırmak istiyor. Ellerindeki mallar kolaylıkla bölüşülebilecek özellikte olduğu halde ortaklardan biri, ederinin çok çok üstünde bir fiyatla diğerinin bu malları satın alarak kendisine nakit para vermesini istiyor. Bunu kabul etmezse, öldüreceğini söylüyor ve diğer ortak, bunu gerçekten yapacağı endişesi taşıyor.
İstediği parayı (ortaklığa konu olan malların toplam değerinden -kendi payına düşenden değil, toplamından- daha fazla bir para) ortağın vermesi mümkün değil. O kadar parası yok. Malların tamamı satılsa da o kadar etmiyor.
Bu durumda kanunlarımıza ve uygulamaya göre, ayrılmak isteyen ortağın diğerini öldürmesini mi beklemeliyiz?
Çünkü ortada henüz bir suç yok.
Yoksa var da ben bir şeyi mi kaçırıyorum?

T.C.K.

Tehdit

MADDE 106. - (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise, mağdurun şikâyeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silâhla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hâle koyması suretiyle, imzasız mektupla veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten yararlanılarak,
İşlenmesi hâlinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar verme suçunun işlenmesi hâlinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.

Tam da bunu kastediyorum. Alacağı ceza 2 yıldan az olacağından zaten HAGB'ye tâbi. Yani iki kere duruşmaya katılmak dışında hiç bir şey olmayacak. Davacı ondan daha fazla uğraşacak.
Ayrıca hakkında dava açıldığını öğrendiği anda zaten tehdidini gerçekleştirecek. Ortağını öldürecek. Bunu biz biliyoruz. En azından ciddi şekilde yaralayacak.
Yani sonuç olarak süreci hızlandırmaya gerek olmadığına göre, doğrudan öldürmesini beklememiz mi gerekiyor?

Eylem bundan ibaretse 106/1-1. cümle uyarınca 6 aydan 2 yıla kadar cezalandırılmasına karar verilir, büyük ihtimalle altsınırdan verilir. HAGB olur.Kaymakamlıktan koruma talebinde bulunulabilinir.

Şayet Allah korusun tehdidini gerçekleştirir ve mağduru öldürürse, kasten öldürmeden müebbet hapis cezası alır. Ayrıca hagb kararı da kaldırılır tehditten aldığı cezası da infaz olunur.

Koruma talebi reddedilirse veya gereği gibi korunulmazsa, ölenin mirasçıları ilgililer hakkında bu yönden şikayetçi olunulabilir.

Bayka yapacak birşey yok.

Boşanmış eşler için verildiğini duyduğum "yaklaşmama" tedbiri burada uygulanamaz sanırım.

Hayır uygulanamaz. Sadece can güvenliğinizden endişe ediyorsanız bu konuda bulunduğunuz yerdeki mülki idare amirliğine başvuru yapmanız lazım koruma tahsisi için. Yaygın bilinenin aksine korumayı savcılık değil, mülki idare amirleri (Valilik) tahsis eder.

Tehdit suçunda her hangi bir şart yoktur yani bana şunu vermezsen bunu yapmazsan seni öldüreceğim demek yoktur seni öldüreceğim vardır kayıtsız şartsızdır oysa anlatılan olayda şartlı tehdit vardır bu malları istediğim fiyattan almazsan seni öldüreceğim denilmektedir TCK 148. madde kapsamında değerlendirebilir miyiz soruyorum?

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Tehdit suçunda her hangi bir şart yoktur yani bana şunu vermezsen bunu yapmazsan seni öldüreceğim demek yoktur seni öldüreceğim vardır kayıtsız şartsızdır oysa anlatılan olayda şartlı tehdit vardır bu malları istediğim fiyattan almazsan seni öldüreceğim denilmektedir TCK 148. madde kapsamında değerlendirebilir miyiz soruyorum?

---

Avukat Bey, duruma göre yağma kapsamında değerlendirilebilir. Doğru diyorsunuz.

Sayın Oğuz, TCK 150 somut olay ile örtüşüyor kanısındayım. Yani yine TCK 106'ya döneriz.

Alıntı:

---

İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Oğuz, TCK 150 somut olay ile örtüşüyor kanısındayım. Yani yine TCK 106'ya döneriz.

---

Örtüşmüyor zannedersem. Çünkü benim anlatımımda bir eksiklik var: Ortaklık resmi değil.
%25 gayrıresmî hissesine karşılık, ortaklığın malvarlığının tamamından daha fazlasını talep ediyor.

Adi Ortaklık sözleşmeleri sözlü dahi kurulabilir. Burada resmiyet dediğiniz eğer tescil anlamında ise bunun çok bir önemi yok. Ortaklığın varlığı her türlü delil ile ispatlanabilir ve ortaklığın var olduğu sübut olduğunda, ortaklığı ilgilendiren hukuk da söz konusu olur. Bu izahat ile tekrar bakılır ise 150'ye oturuyor gibi...

Hmm. Anladım. Teşekkürler.

Rica ederim, fakat cevabım beni tatmin etmedi. Bu konuda üç beş sayfa itiraz yazabilirim kendime.

Sonuçta alacağından fazlasını talep ve bu talep ile ilgili cana kast derecesinde bir tehdit söz konusu.

Bir suç duyurusunda yarar var. Siz mevzuyu olduğu gibi nakledin, bırakın savcı nereye koyacağını kendi tespit etsin.

Önce konuyu delillendirmek gerek. Umarım sorun, savcılığa gitmeyi gerektirecek raddeye gelmeden sorunsuz bir şekilde hallolur.

Burada hukuki bir alacağın tahsili yok bence madde metninin geniş yorumlamamak gerek 150. madde daha çok çek senet fatura mahkeme ilamına kira vs alacağına dair alacağın tahsilini kastediyor şayet bu olayda resmi olsun olmasın diğer ortak hakkına düşen payı ödemeyen ortağa bu tehdidi yöneltseydi 150 kapsamında kalabilirdi yani ortaklardan biri ne gelirse cep yapmış diğer bir ortağın payına düşeni ödememiş o da bana düşen payımı vermezsen seni gebertirim derse burda 150 olur yok "ben sıkıldım ortaklıktan bana bir milyon ver şirketin neyi varsa senin olsun demiş şirketin neyi var neyi yok 100 bin etmiyorsa burda yağma var diyebilmemiz gerekir kanımca bilmem katılır mısınız?

- - - Updated - - -

Bu tür durumlarda önce il-ilçe emniyet müdürlüğü gasp büro amirliğine müracaatın daha yararlı olacağını düşünüyorum mesele iyi izah edilir yardım dilenirse delil kısmını elde etmede ve önlemede netice elde edilebiliyor.

Sayın Oğuz,

Somut olayı 150'ye sokmak ya da sokmamak için savunma geliştirilebilir; fakat kanımca ifade ettiğiniz biçim maddi gerçeği ifadede daha başarılı.