Kesinleşmemiş yargı kararına istinaden yapılan icraya nasıl itiraz etmeliyim

Alacak davamızda mahkeme davayı zaman aşımı ve esastan reddetti, süresinde temyiz ettim.
Karşı tarafın avukatı, vekalet ücreti için hemen gidip icra başlatmış, henüz kesinleşme kararı yok.

İcrayı nasıl durdurabilirim? dosyayı iptal ettirebilir miyim?
itirazlarım şunlar;

1) kesinleşme kararı olmadığı ve temyize başvurulduğu için
2) Avukatın tarafımıza herhangi bir ödeme emri / fatura göndermemiş olması sebebiyle
3) icraya başvuru tarihi ile mahkeme duruşması karar tarihi arasında faiz işletmiş
(gerekçeli karar veya tebliğ tarihini dikkate almalıydı hiç değilse, duruşma tarihi itibariyle faiz işletilmiş)

a) vekalet ücreti kdv ye tabidir ve kdv dahil bir meblağdır.
b) Karşı taraf bize fatura bile kesmediği halde ödeme talep etmemelidir.
c) Vekalet ücreti, gerekçeli kararda yazan bir tutar olduğuna göre, nasıl duruşma tarihi itibariyle faiz işletebilir ki?
d) Duruşma tarihinde karar numarası yer almıyor, yani avukat gerekçeli karar gelince icraya başvurmuş, o zaman faiz açısından duruşma tarihini değil, karar tebliğ tarihini referans almalıydı.

itirazımı nasıl yapmalıyım? icra dairelerinin hepsi anadolu adliyesinde, eskisi gibi yetkisizlik durumları oluyormu, yanlış daireye başvurmuş olma olasılığı var mıdır? onu nasıl sorgulamalıyım?

itiraz için dilekçe mi yazmalıyım?
icra müdürlüğüne gidip borca itiraz mı etmeliyim?
borcun tamamına mı itiraz etmeliyim, faiz kısmına mı itiraz etmeliyim?
icra dosyasını iptal ettirebilir miyim? yoksa sadece icrayımı durdurabilirim?
icra dairesine gidip "bu dosyada belirtilen tutar borcumuzla örtüşmediğinden iptali" mi demeliyim?
karşı taraf icra mahkemesine giderse, faiz hesabı sebebiyle davayı kaybeder mi?

http://www.resmigazete.gov.tr/eskile...20110204-1.htm

MADDE 117- Muaccel (ödeme günü gelmiş) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.

Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.


MADDE 121- Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.Buna aykırı olarak yapılan anlaşmalar, ceza koşulu hükümlerine tabi olur.


Görüşüm: Mahkemenin verdiği vekalet ücreti kararı , kdv dahil olan bir meblağdır. Bu sebeple alacaklı, önce görevini yaparak borçluya serbest meslek makbuzunu kesip ödeme talebinde bulunmalıdır. Ödeme yapılmadıysa icraya başvurularak, faiz talebi için 121.maddede belirtilen icra başvurusu tarihi başlangıç olmalıdır.

yeni borçlar kanunun çıkmış olması sebebiyle eski yargıtay kararlarının artık geçersiz olduğunu düşünüyorum.

Kesinleşmeden takibe konulamayacak ilamlardan ise iptali için icra hakimliğine şikayet yollu itiraz edebilirsiniz bu itirazda sair itirazlarınızı da ekleyebilirsiniz.

asliye ticaret mahkemesi kararıydı, bakındığım kadarıyla kesinleşme bekleyin diyen bir yazı yok.
icra müdürlüğüne itiraz dilekçesi mi verilmeli? yoksa icra hakimliği ayrı mı?

İlamlı ödeme emrine icra hakimliğinde ilamsız ödeme emrine icra dairesine itiraz edilir.

kdv sorununun çözümünü buldum, maliye zaten daha önce nasıl yapılacağını belirtmiş, aksi uygulamalar içinde herbir makbuz için ceza kesiyormuş.



http://www.muhasebetr.com/yazarlarimiz/muhsin/003/

AVUKATLAR, İCRA DAİRELERİNDEN TAHSİL ETTİKLERİ VEKALET ÜCRETLERİ İÇİN BORÇLU ADINA SERBEST MESLEK MAKBUZU DÜZENLEYECEKLER

Tarih: 25.10.2007

Maliye Bakanlığı 23.2.2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımladığı 356 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde icra dairelerince alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen vekalet ücretlerinin belgelendirilmesine (B maddesi) ilişkin olarak bir uygulama getirmiştir.

Bu genel tebliğ maddesinde bakanlık, uygulamada icra dairelerince borçludan alınarak, müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretlerinin belgelendirilmesi hususunda tereddüde düşüldüğü gerekçesi ile bu konuda uyulması gereken kuralları açıklamış.

Söz konusu genel tebliğ açıklamasına göre, "İcra dairelerince borçludan alınarak müvekkili adına takibat yapan alacaklı taraf avukatına ödenmesine karar verilen avukatlık (vekalet) ücretinin avukata ödendiği anda, avukat tarafından borçlu adına en az 2 nüsha serbest meslek makbuzu düzenlenecek ve makbuzun avukatta kalan nüshasına da icra dairesince ödemenin yapılmış olduğuna dair bir şerh düşülerek, ödemeyi yapan memur tarafından (sicil numarası da yazılarak) imzalanacaktır. Bu belirtilen şekilde yetkili memura imzalattırılmadığı tespit edilen her bir serbest meslek makbuzu için ayrı ayrı Vergi Usul Kanunu'nun 352-II/7'nci maddesine göre söz konusu avukat adına usulsüzlük cezası kesilecektir." Bu uygulama bazı barolar tarafından iptal davasına konu edilmiştir. Danıştay 4. Dairesi E. 2006/2026 sayılı dosya kapsamında 20.6.2006 tarihli ara kararı ile 356 sayılı genel tebliğin konumuza ilişkin (B) maddesinin yürütülmesini durdurmuştur.

Meslek hayatımda gördüğüm en berbat dilekçe :DD

:( gerçektenmi, keşke sebeplerini de yazsaydınız ona göre düzeltmeye çalışırdım

Önce onu yapacaktım ama neresini düzelteyim bunun dedim vazgeçtim :DD açıkçası davalarınızı bu kabil dilekçelerle yürütüyorsanız kaybetmenize şaşırmayıp kazandıklarınız varsa onlara şaşırmak gerek. Çünkü dilekçe davanın etidir kemiğidir gerisi kılı tüyü. Hakim dilekçede yazan talep ve iddialarla savunmalarla bağlıdır talepten fazlasına hükmedemez abuk subuk şekilde izah edilen konuyu anlamak için doğruya yorup düzeltmek için hareket edemez zira iki tarafın menfaatini gözetmek ve tarafsızlığını korumak zorundadır. Tavsiyem avukatla davanızı takip etmeniz yok kıyamıyorsanız hiç olmazsa dilekçenizi yazdırın.

bazen karışık yazıyorum o konunun farkındayım ama bir örnek görmedikçede hatamı bulamıyorum doğal olarak. dilekçemi yazdırabileceğim , bana fikir desteği verecek zaman zamanda yol gösterecek (suraya git şunu yap gibi) varsa, yardım almaya hazırım. ama yok, ne forumdan nede çevremde böyle bir çözüm çıkmıyor. burda da genelde bitek siz zaman ayırıyorsunuz benim yazılarıma. bunun için teşekkür ederim.

dilekçedeki açıklamalara mı, itirazlaramı, sonuç ve istem e mi düzeltme gerekiyor. ana hatları çizerseniz ben düzeltmeyi deneyeyim.

prensipte hata yok sanırım sadece izah şeklimi sorunlu? veya baştan aşağı hatalıysa biryerden başlamam için biraz yardımcı mı olsanız?

kaybettiğim davalara gelince,
hukuk ve kanunları ezerek mahkeme zaman aşımı verdi. her bahse varımki, kaybettiğim davalardan hiçbirini, bir avukatla da kazanmam mümkün değildi. keşke sizle karşılıklı bir görüşme imkanımız olsa da bu konuda dilekçeleri ve mahkeme kararlarını detaylıca görseniz. belki sizin fikriniz değişir, belki de benim ;p

Başta ortada sonda hatalar gırla tek tek saymaya kalksam mı bilmiyorum hadi yaptım burdan dilekçe oluşturmak neticesine varacak o da forum kurallarına ve meslek kurallarına aykırı.

hataları tanımlamadığınız için ben neyi hata gördüğünüzü anlayamıyorum ki.
mesela kdv den bahsetmem mi hata, yoksa yazış şeklim mi?

hatalarımı gösterme yoluna gitseniz, düzeltmelerle sadece bana değil daha sonra bu tip bir konuda sorusu olana da faydası dokunur.

forum kuralına aykırı olsa, icra formları vb şeylerde sabit başlıklarda yayınlanmazdı değil mi?


ilk itirazınızda 2 cümle önerseniz, şimdiye ben dilekçeyi yeniden düzenlemiştim.

neyse kendi kendime yeni bir dilekçe daha oluşturdum , bu dilekçe hakkındaki yorumunuzu da paylaşırsanız sevinirim.
biraz da açıklayıcı olursanız daha iyi olur kanımca

- - - Updated - - -

İstanbul .....İCRA MÜDÜRLÜĞÜ,

Dosya No : ....... / .....

SAYIN İCRA MAHKEMESİ HAKİMLİĞİ’NE

ŞİKAYET EDEN
BORÇLU : .......
ALACAKLI : ........
VEKİLİ ) : ........

KONU : ....... tarihinde tarafımıza tebliğ edilen ilamlı takibe ilişkin ödeme emrine yasal süresi içerisinde itirazımızdır

TEBLİĞ TARİHİ : ......

ŞİKAYET NEDENLERİ :

1) devamı aşağıdadır

Sayın freelander size en doğru ve en sağlıklı cevabı vermek gerekir onu da ancak karara ve size yollanan ödeme emri icra emri neyse ona bakmak gerek aksi halde ciddi söylüyorum bu dilekçe ile şikayetiniz red edilir karşı tarafa gene mahkeme ve icra vekalet dava masrafı çıkar kafadan 700-800 lira daha kaybedersiniz. Başta bir hatayı düzeltmişsiniz evet itiraz eden yerine şikayet eden yazmışsınız doğru ama hala başta usulen olmaması gereken hatalar var ortada ve sonuçta yanlışlar duruyor kanun maddelerinin tamamı konuya uygun değil ve dava dilekçeniz "beni bir an önce red et" diye bağırıyor adeta. Şimdi kararı ve ödeme-icra emrini eklemeniz gerekir benim de oturup yazmam gerekir böyle olmalı diye o da cidden mümkün değil bu forumda ben editörüm bir de avukatım kurallara uymam lazım.

hakim olsanız , bu dilekçeyi neden reddersiniz, bunu yazsanız da ben bir huzura kavvuşsam :)
red gerekçenizi bir hakim gibi yazarmısınız. sanki dosya size gelmişte red ettiniz, gibi.

son kısmı biraz daha değiştirdim ama siz beğenmeyeceksiniz eminim.



Yukarıda arz edilen nedenlerle, şikâyetimizin kabulüyle;

a) icra işleminin durdurulmasını
b) icra dosyasındaki faizin iptalini
c) vekalet ücreti, harç , masraf2 adı altındaki borçların iptalini
d) icra emrinin iptalini ve

her türlü harç masraf tespit ücretleri ile vekalet ücretinin alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla talep ederim

Bir hakim olsam ve bu talepleri kabul etsem gene işinizi görmez ki :DD

icra emrinin iptali kabul edildikten sonra daha artık ne lazım bana? ödeme emri kapanırsa karşı taraf ya vazgeçicek, yada gidip icra mahkemesine başvuracak.

buraya kadar zaten bilinen şeydi. anlaşılmamak üzerine niye bu kadar ısrarcısınız bi bilsem.

Peki bilgi saklıyor sanılmasın diye bir şeyler yazmış olayım takibin durdurulması, icra emrinin iptali takibi sona erdiren hükümler değildir takip durdurulursa örneğin kesinleşince devamına karar verilir icra emrinin iptali bu mevzu için ancak usuli bir yanlışlık varsa karar verilir ancak düzeltilip yeniden çıkarılır yollanır. Faizin iptali demişsiniz açıklama kısmında da kanun maddeleri eklemiş bi ton izah yazmışsınız dedim ya kararı ve icra emrini görmek gerek diye temerrüt faizine karar verilmemişse ve icraya konu edilmişse ki pek ihtimal vermiyorum bu takdirde talebiniz kabul görür bence yasal faiz talep edilmiştir ki bu talebiniz red olur. Serbest meslek sahiplerinde tahsil esası geçerlidir para ellerine geçtiğinde makbuz kesmeleri gerekir önceden kesip yollanmaz ayrıca avukatlar borçluya makbuz kesmez icra dairesine veya en doğru olanı müvekkiline keser çünkü kararda avukata verilmesine yazmaz avukat ücreti müvekkili adına alır ondan alır yani. Sözün özü zikrettiğiniz yasa maddeleri size yarayacak maddeler değildir size yarayacak maddeler İİK ve HMK'da vardır. Bu dilekçe ile dava açtığınızda red edilirse veya kısmi kabul verilirse karşı tarafa vekalet ücretine hükmedilebilir.

%9 luk bir faiz var, yasal faiz belkide.

makbuz konusunda gelince maliye "icra kanalında vekalet ücreti tahsilatı yapan avukat, borçlu adına serbest meslek makbuzunu 2 nusha halinde düzenler, birini borçluya verir, diğerine icra dairesinden tahsilat yaptığına dair memur imzası vb şeyler yazar , aksi durumda makbuz başına cezaya tabidir" demiş. 1.sayfada link ve metin mevcut.

eğerki avukat muvekkil adına tahsilat yapıyorsa, o zaman müvekkilin bana kdv dahil toplam meblağ için fatura düzenlemesi gerekir, ki bu da yok. revize dilekçemde bu olasılığı da yazdım.

ticari işlerde fatura kesilmeden bedel ödenmez. market , alışveriş, vb tüm işlerde bu böyledir.

ama anladığım kadarıyla bu durumu dikkate almazlar konudan uzak diyorsunuz.
e faiz itirazım hatalıysa, makbuz işi de hatalıysa, biraz boşluğa düşmüş oldu dilekçe :)


en son revize hali aşağıda , dün düzenlemiştim.



ŞİKAYET NEDENLERİ :

1) Takibe konu olan yargı kararı henüz kesinleşmemiştir, yargılama temyiz aşamasında devam etmektedir. Kesinleşmemiş bir kararda geçen vekalet ücreti kayıtsız şartsız kesin olarak ödenmesi gereken bir borç halinde değildir .İtiraz hakkı tanınmış ve ortadan kalkması mümkün bir haldedir. Bu sebeple vekalet ücreti tahsilatı için kesinleşmiş yargı kararı beklenmelidir.

Şayet kesinleşmenin beklenmemesi gerektiği yönünde bir görüş varsa;

2) Takibe konu davada alacaklı; dava konusu dilekçelerinde vekalet ücreti talep ederken faiz talebinde bulunmamıştır, henüz kesinleşmemiş mahkeme kararında da alacaklı lehine hükmedilen sadece vekâlet ücretidir, buna rağmen alacaklı işbu ödeme emri ile karara aykırı olarak faiz, ek vekalet ücreti, harç ve masraf 2 adı altında ek taleplerde bulunmuştur.

3) Takibe konu olan vekalet ücreti için tarafımıza düzenlenen herhangi bir serbest meslek makbuzu – fatura bulunmamaktadır , ödeme emrine kadar yapılan herhangi bir bildirim / ihtar bulunmamaktadır. Hayatın akışı gereği; ÖNCE ALACAKLI , borca istinaden tarafımıza serbest meslek makbuzu/fatura düzenlemeli, göndermeli ve alacağını talep etmeliydi, İyi niyet çerçevesinde borç temerrüde düştükten sonra yani alacağını alamaması halinde icra yoluna başvurmalıydı,

4) Alacaklı tarafından ihtarda bulunulmaması sebebiyle borç temmerüde düşmemiştir. [ 6098 Borçlar Kanunu MADDE 117- Muaccel (ödeme günü gelmiş) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer. ]

5) Daha öncesinde herhangi bir ihtarda bulunmayan alacaklı, işbu icra ödeme emri ile ihtar eylemini gerçekleştirdiğine göre, masrafları kendi karşılamalı, sadece alacağı olan vekalet ücreti ile ödeme emri (ihtar) tarihi sonrasında günlük yasal faiz talebinde bulunmalıydı.
6) İcra takibi dosyasında geçmişe yönelik faiz uygulanmıştır. OYSA6098 borçlar kanunu madde 121 e göre, temerrüde düşen borç icra takibine başlanıldığı tarih itibariyle temerrüd faizine konu olabilir. Temerrüd için de ihtar gerekir.

7) Varsayalım ki; alacaklının geçmişe yönelik faiz hakkı bulunsun, (ki mümkün değil) faiz başlangıcı olarak uygulanan ..... tarihi son duruşmanın yapıldığı tarihtir. Bu tarihte henüz vekalet ücretinin ne kadar olduğu belli değildir. Vekalet ücreti tutarı ancak gerekçeli karar da belirtilen bir meblağdır ve en erken gerekçeli kararın tebliğ tarihinde öğrenilmesi mümkündür. Bu sebeple de faiz hesaplamasında kullanılan tarih hatalıdır.

8) Bilindiği üzere vekalet ücreti “avukata” verilen bir ödül-haktır. Avukatın kendi hakkını almak için ayrıca tekrar vekalet ücreti talep etmesi, sebepsiz zenginleşmesine sebep olur. Şayet avukatın müvekkil adına tahsilat yaptığı düşünülecek olursa, müvekkilin, borçluya fatura kesmesi gerekir, oysa işbu ödeme emrine istinaden alacaklı serbest meslek makbuzu düzenleyecektir.

9) Yukarıda belirttiğimiz usul ve yasaya aykırılıklar nedeniyle icra emrinin iptalini talep etme zorunluluğu doğmuştur


HUKUKİ NEDENLER : 6098 Borçlar Kanunu
MADDE 117- Muaccel (ödeme günü gelmiş) bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; haksız fiilde fiilin işlendiği, sebepsiz zenginleşmede ise zenginleşmenin gerçekleştiği tarihte borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır.

MADDE 121- Faiz veya irat borcunu ya da bağışladığı bir miktar parayı ödemekte temerrüde düşen borçlu, icra takibine girişildiği veya dava açıldığı günden başlayarak, temerrüt faizi ödemekle yükümlüdür.Buna aykırı olarak yapılan anlaşmalar, ceza koşulu hükümlerine tabi olur.

MADDE 77- Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.


SONUÇ VE İSTEM:

Yukarıda arz edilen nedenlerle, şikâyetimizin kabulüyle;

a) icra işleminin durdurulmasını
b) icra dosyasındaki faizin iptalini
c) vekalet ücreti, harç , masraf2 adı altındaki borçların iptalini
d) icra emrinin iptalini ve

her türlü harç masraf tespit ücretleri ile vekalet ücretinin alacaklı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini saygılarımla talep ederim

şöyle birşey buldum,
yargıtay aşamasında icranın geriye bırakılması diye yazmamıştım, yerel mahkemeden icranın geriye bırakılması kararı nasıl çıkar? birde bu süreçte faiz işler mi?

Her ne kadar kararın temyiz edilmesi, onun yerine getirilmesini durdurmazsa da İcra ve İflâs Kanununun 36 ncı maddesinde öngörüldüğü üzere, kararı temyiz eden borçlu, teminat göstermek suretiyle bölge adliye mahkemesi veya Yargıtaydan “icranın geri bırakılması (tehiri icra) kararı” getirebilir. Bu suretle borçlu, bölge adliye mahkemesi veya Yargıtayca verilecek karara kadar, kararın yerine getirilmesini durdurmuş olur. Bu husus, maddenin ilk fıkrasının ikinci cümlesinde belirtilmiştir.

- - - Updated - - -

yerel mahkemenin kararı :
1= zaman aşımı sebebiyle davanın reddi,
4= reddedilen yönünden davalı vekili için taktir olunan 3385tl nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine

ilamlı icra emri :
2nolu davalının , mahkeme kararı gereğince 3385/2 = 1692tl , vekalet ücreti , karar tarihi ile icra tarihi arasında %9 yıllık faiz : 32,12tl , toplam 1724,12tl tutarındaki alacağına ,

vekalet ücreti : 165tl , harç : 106,5tl , masraf 2 : 14,50tl olarak toplam borç 2010,12tl + günlük faiz2 : 0,00tl ödemeniz gerekmektedir.

icra emrinde yer alan bilgiler : alacaklı firma, adı adresi vergi dairesi , vergi nosu
alacaklı vekili , adı adresi vergi dairesi vergi nosu
borçlu (ben) : firma ünvanı , adresi

Birader karar ve icra emri diyorum onu görse bir avukat yeter belki :) ben fikrimi söylüyorum karar kesinleşmeden icraya konulamayacak kararlardan ise bu sebepten şikayet yeterli diğer sebepleriniz yerinde değil eski belki şu an geçerli olmayan sık sık değişen yönetmelikleri maliyenin tebliğlerini yazıyorsunuz hala evet bir ara icra dosyasından para çekerken borçlu adına makbuz kesiyorduk borçlu suretini dilerse gelir dosyadan alırdı hala da bunu uygulayan var ama bence yanlış çünkü biz paramızı müvekkilimizden alırız makbuzu da ona keseriz yaptığımız tahsilatların hiç biri kendi adımıza değildir borçlu vergi mükellefi alacaklı değilse avukatın borçluya makbuz kesmesi pratik kolaylık sağlar kaldı ki icra hakimliği bu sebebi irdelemez kanaatimce neyse... faiz de yasal faiz olduğu için temerrüde düşürmek gerekmez karar tarihinden itibaren yasal faiz istenebilir. Talepleriniz de bence isabetli değil takibin durdurulması tedbiren istenip neticede takibin iptali talep edilmesi daha isabetli olurdu. Yok bana takibin karar kesinleşene dek durdurulması kafi diyorsanız bunu icra müdürü de yapabilir temyiz ettiğinize dair bir derkenar sunarsınız.
Ama belki de çok şugar bir dilekçedir ve sorununuzu tam çözer sizi avukata yönlendirdim baştan siz zorlaya zorlaya fikrimi aldınız neticeden sorumlu değilim ha :) bu arada olmuş mu olmamış mı derken kısa süresi olan itiraz hakkınızı da kaçırmayın.
Bu konunuza verdiğim son cevaptır forum kurallarına aykırı dilekçe örneklerini adminler görmeden kaldırmanız gerekmektedir.

ben sizin söylemlerinize dikkat veriyorum ve önerilerinizi zaten düşünüyorum. bu konuda bir şüpheniz olmasın kesinlikle.
kararı da yazdım, icra emrini de, daha gizli saklı mı kaldı ki :)

ilglili dosyada, borçlu bir vergi mükellefi.

şimdi sorum şu: temyiz dilekçesi esnasında aldığım "alındı" belgesi ile icra müdürlüğüne gitsem, icranın , karar kesinleşinceye kadar durmasını sağlarmı? durmasını sağlamak bu kadar kolay ise, icra başlangıcı ile, kararın kesinleşmesi süresi boyunca günlük faiz işler mi?

mümkünse, "evet faiz işler, hayır faiz işlemez" şeklinde anlaşılması kolay;p cevap olsun, icranın durması içinde, sadece alındı belgesini bir dilekçe ekinde icra müdürlüğüne sunmam yeterli mi?


makbuz-fatura kısmına gelirsek, borçluya birinin KDV içeren fatura veya serbest meslek makbuzu kesmesi gerekiyor.
bunu yapacak olan kimdir? avukat mı, müvekkili olan şirket mi?
eğer olay icraya yansımamış olup ben avukatı arayp para vericem deseydim, avukat bana serbest meslek makbuzumu kesecekti? yoksa müvekkilinin hesap numarasını verip buraya yatır, sana fatura kessinler mi diyecekti (bugune kadar hep avukat kendi hesabını verip makbuz kesti)

Evet temyiz ettiğinize dair derkenarla icra dairesine gider talepte bulunursanız icraya kesinleşmeden konmayacak ilamlardan ise teminatsız takip durdurulabilir. Faiz her halükarda işlemeye devam eder. Makbuzu size avukat da verebilir şirket de muhtemelen avukat sizden aldığını kendine alacak bu durumda makbuzu onun vermesi uygun olur ben işin olması gerekeninin yazdım avukatlık ücreti peşindir işi veren ücreti peşin peşin verir avukat karşıdan aldığımı müvekkiline iade eder aksine sözleşme anlaşma yapılabilir yani avukat karşıdan aldığını da kendine alabilir diye bu durum makbuzun kimin kime keseceğini belirler ben kiminle muhatap olacağım derseniz avukatla tabi ona söylersiniz parayı yatırdım makbuzumu verin gerekeni yapar yapmalıdır.

sorun şurda başlıyor, avukata "makbuzumu ver" dediğimde "icra dairesine kesiyoruz ordan al" diyecek, ben gidicem icra dairesine, icra dairesi adına kesilmiş makbuz benim hiçbir işime yaramayacak , yani KDV kaybım olacak, buna çözüm de makbuzun bana kesilmesi gerekiyor ki bu anlamda maliyenin kararı bence en uygunuydu.

derkenar nedir ayrı bir belge mi? alındı kağıdına derkenar mı deniyor?

kesinleşme gerekmeyen her davada icranın durdurulması veya iptali mümkün değil (usul hataları hariç) diye anladım.
faiz de karar tarihinden itibaren işliyor. oysa benim tutarı öğrendiğim tarih karar tarihi değil , yazılan kararın tebliğ tarihi.
al sana hukuk skandalı.


şu mümkün mü? icra tutarını ödeyeyim, (faiz işlemesin diye) , ama kesinleşme gerçekleşince davalıya veya avukatına ödeme yapılsın. kesinleşme olmazsa da geri alayım.

Makbuz icra dairesinde borçluya kesilir, derkenar mahkemece kararın temyiz edildiğine dair verilen belgedir, kesinleşme gerekmeyen davalarda teminatla icranın geri bırakılması kararı verilebilir, alacaklının parayı çekmesine engel konulduğunda faiz işlemeye engelin kalktığı tarihe dek devam eder.
Hepten işi beleşe getirdiniz bravo adamı cevap verdiğine vereceğine pişman etmek bu olsa gerek rumuzunuzu bir yere yazıyorum açtığınız konuları tıklamayacağım bile bundan sonra :DD

şaşırtınız beni ilk defa kısa öz ve açıklayıcı olmuş yazınız. teşekkür ederim