Kız Arkadaşımı Dava Etmek İstiyorum

Arkadaşlar eski kız arkadaşım beni yaklaşık bi 4 5 kere terkedip tekrar birlikte olmak istedi. 1 sene önce haziran ayına kadar 10 aylık bir ciddi ilişki içerisindeydik ardından Haziran 2012 yılında ailesinin baskısı nedeniyle beni terketti ve bir başkasıyla nişanlandırıldı. 10 Aylık ilişkide bir kaç kere keyfi sebepler nedeniyle ayrılmak isteyip tekrar barışmak isteyen bu şahıs nişanlandıktan sonra beni unutmadığını bahane ederek nişanlısından ayrıldı ve geri dönmek istedi olan olaylar dolayısıyla tekrardan beraber olduk bu süreç içerisinde bana çeşitli vaadlerde bulundu birlikte gelecek hayalleri kurdu ve gerçekleşmesini istedi, hatta ve hatta açıkca evlenme talebi bile verdi bunun olması için çok çeşitli sözler vererek beni kandırdı ve nişanlısından ayrıldı 5 aylık bir birliktelik sürecinde başka şehirde yaşan bu şahıs benim şuan yaşadığım şehirdeki ablasının yanına bana yakın olabilmek için taşındı bu süreç içerisinde çok ciddi kararlar alırken ailelerimize durumlardan bahsettik ve aramızda okul biter bitmez evlilik kararı aldık . Bu süreç içerisinde bir markette çalışan kız arkadaşım bana telefon üzerinden oldukça samimi mesajlar gönderdiği 15 Haziran 2013 gününün ardından aradan 24 saat bile geçmemesine rağmen 16 haziran 2013 günü benden ayrılmak istediğini görüşmek istemediğini yaşanan 15 aylık ilişkinin yalan olduğunu beni sevmediğini belirterek beni terk etti ve ben bu terk edilmeler sebebiyle stres yüzünden mide rahatsızlıkları geçirdim.

Sorum şu ki ben bu şahısa manevi tazminat davası açabilir miyim ?

Bir insan istediği kişiyle istediği zaman istediği kadar arkadaşlık yapabilir.Bir gün seni çok seviyorum derken ertesi günden senden ayrılmak istiyorum diye mesaj da çekebilir.Bunları kısıtlayan kanunlarımızda herhangi bir madde yok.Yani hukuk sistemi gönül işlerine bakmaz.Bir insana gerektiğinden fazla değer verip sonra üzülmek hukuki bir olay değil sosyal bir olaydır.Bir kız bana yüz vermedi dava edeyim, onun yüzünden hastalandım veya arkadaşım bana bir gün çok sıcak ertesi gün soğuk davranmakta moralim bozuldu bir diğer örnekse evlenecek gibiydik sürekli karar değiştirmekte allak bullak oldum gibi sebeplerle manevi tazminat davası açılmaya kalkınırsa yüksek harç ve dava bedellerine ek olarak karşı tarafın temsil bedelinin de size yükleneceği hiç bir şey elde edemeyeceğiniz bir süreç sizi bekler.Siz izin vermezseniz kimse sizin duygularınızla ve sağlığınızla bu şekilde oynayamaz.Bilginize...

Yazdıklarınızdan Medeni Kanun'da düzenlenmiş olan nişanlanmaya ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulabileceğini düşünüyorum. MK m.122'de belirtilen 1 yıllık zamanaşımı süresi içinde davalının yerleşim yeri Aile mahkemesinde m.121 hükmü uyarınca(121'de şartlar sağlandığı takdirde) manevi tazminat olarak uygun bir paranın ödenmesini talep ve dava edebilirsiniz.

MADDE 118.- Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur.

MADDE 121.- Nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevî tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.

MADDE 123.- Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları, sona ermenin üzerinden bir yıl geçmekle zamanaşımına uğrar.

Yazılana göre taraflar arasında bir nişan birliği yok, sadece bir arkadaşlık söz konusu.Bahsi geçen bayan bu süre içerisinde bir başkasıyla nişanlanıp ayrılmış.Yani özetle konu bazen yakın bazen uzak ulunan, her an birleşip ayrılınabilen bir arkadaşlıktan ibaret.Ülkemizde ki tazminat hukukunun işleyişini de düşünürsek kanımca bir manevi tazminat davasından sonuç alınması söz konusu değil.Bolca adliye havası alınması ve masraf edilmesi dışında bir şey çıkmaz.

- - - Updated - - -

Yazılana göre taraflar arasında bir nişan birliği yok, sadece bir arkadaşlık söz konusu.Bahsi geçen bayan bu süre içerisinde bir başkasıyla nişanlanıp ayrılmış.Yani özetle konu bazen yakın bazen uzak ulunan, her an birleşip ayrılınabilen bir arkadaşlıktan ibaret.Ülkemizde ki tazminat hukukunun işleyişini de düşünürsek kanımca bir manevi tazminat davasından sonuç alınması söz konusu değil.Bolca adliye havası alınması ve masraf edilmesi dışında bir şey çıkmaz.

Sayın Mahir Ersoy'un yazdıklarına katılmakla birlikte eklemek gerekir ki,

Nişanlanmanın varlığı iki tarafın karşılıklı evlenme vaadinde bulunmasına bağlıdır. Sadece bir tarafın evlenme vaadi, nişanlanmanın oluşmasına imkân vermez . Nişanlanma vaadinin yapılması şekle bağlı değildir. Bu bağlamda, nişanlanma için merasim yapılması ya da yüzük takılması ne nişanlanmanın varlığı ne de geçerliliği için bir şarttır . Fakat her ne kadar, tarafların yüzük takıp takmaması ya da nişan merasimi yapılmış olup olmaması nişanın varlığı için önemli değilse de, ileride bir ihtilafın çıkması halinde, nişanın varlığı ya da yokluğunu ispat yönünden önemli bir rol oynar.

Dolayısıyla karşı tarafın inkarı halinde nişanlı olduğunuzu ispata yarayacak bir argümana sahip olmadığınız açıktır.

Ayrıca, özellikle nişanlının terk edilmesi, onun şerefini yaralıyor ve çevresinde küçük düşürüyorsa kişilik hakkının zarara uğradığı söylenebilir. Manevi tazminatı haklı kılacak olay, nişanlının sağlığının bozulması ya da tehlikeye düşmesi de olabilir. Örneğin; nişanın bozulması sonucunda nişanlının depresyon geçirerek uzun süre tedavi edilmek zorunda kalması manevi tazminat talebini haklı gösterebilir.

"hatta açıkca evlenme talebi bile verdi bunun olması için çok çeşitli sözler vererek beni kandırdı". Bu kısımdan bir evlenme vaadi olduğu sonucu çıkmıyor mu?

- - - Updated - - -

Dolayısıyla karşı tarafın inkarı halinde nişanlı olduğunuzu ispata yarayacak bir argümana sahip olmadığınız açıktır.

Sayın Yavuz, belki de sahiptir. :)

Alıntı:

---

Mahir Ersoy rumuzlu üyeden alıntı

"hatta açıkca evlenme talebi bile verdi bunun olması için çok çeşitli sözler vererek beni kandırdı". Bu kısımdan bir evlenme vaadi olduğu sonucu çıkmıyor mu?

---

Nişanlanmanın varlığı iki tarafın karşılıklı evlenme vaadinde bulunmasına bağlıdır. Sadece bir tarafın evlenme vaadi, nişanlanmanın oluşmasına imkân vermez . Tazminat isteyen şahıs da evlenme vaadinde bulunmalı, bulundu ise nişanlanmaya ilişkin hükümler (sizin de belirttiğiniz gibi) uygulanabilecek ise de davacı olacak şahsın nişanlı olduğunu ispata yarayacak bir argümana sahip olmadığınız açıktır.

Varsa ne ala :)

Bir merasim olmadıysa bunun ispatı ne şekilde olacak? Laf arasında geçen konuşmaların iş mahkemeye hakime savcıya geldiğinde nerelere uçtuğunu bilirsiniz sanıyorum.Birlikte olan her erkek ve bayan arasında zaten evlilik muhabbeti bazen yarı şaka yarı ciddi laf arasında az yada çok geçmiyor mu?Bu memlekette her arkadaşlığı bitip üzülen tazminat mı alıyor yada şöyle sormak lazım bu ülkede arkadaşlığı bitip üzülüp karnı ağrıyan, başı dönen, bayılan ve bu nedenle tazminat kazanmış bir Allah'ın kulu var mıdır?Bence bu arkadaşımızı ve bu yazıyı okuyup benzer durumda olan kişilere; haklısın aç davanı dersek kötülük etmiş oluruz ve onlara para ve zaman kaybettirebileceğimiz gibi psikolojik olarak daha zor durumlara sokarız.Değerli fikirlerinize saygı duymakla beraber bunları da söylemeden edemeyeceğim.Bu da benim fikrim olarak bu sayfada bulunsun.

Alıntı:

---

Bill187 rumuzlu üyeden alıntı

Bir merasim olmadıysa bunun ispatı ne şekilde olacak? Laf arasında geçen konuşmaların iş mahkemeye hakime savcıya geldiğinde nerelere uçtuğunu bilirsiniz sanıyorum.Birlikte olan her erkek ve bayan arasında zaten evlilik muhabbeti bazen yarı şaka yarı ciddi laf arasında az yada çok geçmiyor mu?Bu memlekette her arkadaşlığı bitip üzülen tazminat mı alıyor yada şöyle sormak lazım bu ülkede arkadaşlığı bitip üzülüp karnı ağrıyan, başı dönen, bayılan ve bu nedenle tazminat kazanmış bir Allah'ın kulu var mıdır?Bence bu arkadaşımızı ve bu yazıyı okuyup benzer durumda olan kişilere; haklısın aç davanı dersek kötülük etmiş oluruz ve onlara para ve zaman kaybettirebileceğimiz gibi psikolojik olarak daha zor durumlara sokarız.Değerli fikirlerinize saygı duymakla beraber bunları da söylemeden edemeyeceğim.Bu da benim fikrim olarak bu sayfada bulunsun.

---

Katılıyorum, zaten vurgulamaya çalıştığım nişanlı olduğunu ispata yarayacak bir argümana sahip olmadığı ve dava açmasında yarar olmadığıdır. İkinci vurgulamak istediğim de tazminata hak kazanabileceği böyle bir kurum var, ancak bu tarz olaylarda gündeme gelmesinin mümkün olmadığı idi, teşekkürler.

Alıntı:

---

Bill187 rumuzlu üyeden alıntı

Bir merasim olmadıysa bunun ispatı ne şekilde olacak? Laf arasında geçen konuşmaların iş mahkemeye hakime savcıya geldiğinde nerelere uçtuğunu bilirsiniz sanıyorum.Birlikte olan her erkek ve bayan arasında zaten evlilik muhabbeti bazen yarı şaka yarı ciddi laf arasında az yada çok geçmiyor mu?Bu memlekette her arkadaşlığı bitip üzülen tazminat mı alıyor yada şöyle sormak lazım bu ülkede arkadaşlığı bitip üzülüp karnı ağrıyan, başı dönen, bayılan ve bu nedenle tazminat kazanmış bir Allah'ın kulu var mıdır?Bence bu arkadaşımızı ve bu yazıyı okuyup benzer durumda olan kişilere; haklısın aç davanı dersek kötülük etmiş oluruz ve onlara para ve zaman kaybettirebileceğimiz gibi psikolojik olarak daha zor durumlara sokarız.Değerli fikirlerinize saygı duymakla beraber bunları da söylemeden edemeyeceğim.Bu da benim fikrim olarak bu sayfada bulunsun.

---

Sayın BİLL187, yukarıda "haklısın davayı aç" şeklinde bir ifade kullanılmadı. Dikkat ederseniz "Mk m.121'deki şartlar gerçekleştiği takdirde" ifadesini kullandım.

Bende yukarıda kullanıldı demedim zaten sayın Ersoy, yada siz kullandınız da demedim, böyle bir ifade kullanırsak doğru olmaz dedim.İlgimi çeken bir sayfa ve konuydu, ihtimal başka yorumlar da gelebilir ve bu durum sonraki yorumlarda da geçebilir düşüncesiyle fikrimi açıkça beyan ettim o kadar.Saygılarımla..

Alıntı:

---

AdemYavuz rumuzlu üyeden alıntı

Nişanlanmanın varlığı iki tarafın karşılıklı evlenme vaadinde bulunmasına bağlıdır. Sadece bir tarafın evlenme vaadi, nişanlanmanın oluşmasına imkân vermez . Tazminat isteyen şahıs da evlenme vaadinde bulunmalı, bulundu ise nişanlanmaya ilişkin hükümler (sizin de belirttiğiniz gibi) uygulanabilecek ise de davacı olacak şahsın nişanlı olduğunu ispata yarayacak bir argümana sahip olmadığınız açıktır.

Varsa ne ala :)

---

"ailelerimize durumlardan bahsettik ve aramızda okul biter bitmez evlilik kararı aldık". Bu ifadeye binaen nişanlanmaya ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulabileceğini söylemiştim.

Alıntı:

---

Bill187 rumuzlu üyeden alıntı

Bir insan istediği kişiyle istediği zaman istediği kadar arkadaşlık yapabilir.Bir gün seni çok seviyorum derken ertesi günden senden ayrılmak istiyorum diye mesaj da çekebilir.Bunları kısıtlayan kanunlarımızda herhangi bir madde yok.Yani hukuk sistemi gönül işlerine bakmaz.Bir insana gerektiğinden fazla değer verip sonra üzülmek hukuki bir olay değil sosyal bir olaydır.Bir kız bana yüz vermedi dava edeyim, onun yüzünden hastalandım veya arkadaşım bana bir gün çok sıcak ertesi gün soğuk davranmakta moralim bozuldu bir diğer örnekse evlenecek gibiydik sürekli karar değiştirmekte allak bullak oldum gibi sebeplerle manevi tazminat davası açılmaya kalkınırsa yüksek harç ve dava bedellerine ek olarak karşı tarafın temsil bedelinin de size yükleneceği hiç bir şey elde edemeyeceğiniz bir süreç sizi bekler.Siz izin vermezseniz kimse sizin duygularınızla ve sağlığınızla bu şekilde oynayamaz.Bilginize...

---

Alıntı:

---

Mahir Ersoy rumuzlu üyeden alıntı

"ailelerimize durumlardan bahsettik ve aramızda okul biter bitmez evlilik kararı aldık". Bu ifadeye binaen nişanlanmaya ilişkin hükümlerin uygulama alanı bulabileceğini söylemiştim.

---

açıkcası evlilik kararını bir çok kere konuşarak aldık, yani okul bitince evlenelim diyoduk birbirimize, fakat nişanlanmayı kanıtlayacak bir argüman yok maalesef

Alıntı:

---

igezmis rumuzlu üyeden alıntı

açıkcası evlilik kararını bir çok kere konuşarak aldık, yani okul bitince evlenelim diyoduk birbirimize, fakat nişanlanmayı kanıtlayacak bir argüman yok maalesef

---

Nişanlanma, evlenme vaadiyle olur. Evlilik kararı alındığını ailelerinizin tanıklığı veya başkaca deliller (telefon mesajları) ile ortaya koyabilirseniz nişanlılığı kanıtlamış olacaksınız. Bununla birlikte nişanın bozulması sebebiyle manevi tazminata hükmedilebilmesi için sizin, nişanının bozulmasında kusurlu olmamanız bunun yanında ayrıca fahiş bir surette zarara uğramış bulunmanız gerekir.

Örneğin üzüntü duymak başlı başına manevi tazminatı gerektirmez. Manevi tazminat talep edebilmek için, kişilik haklarının ihlali, terkedilen nişanlının şeref ve namus duygularının yaralanmış olması veya çevresine karşı küçük düşmüş, itibarının zedelenmiş olması gibi sebepler gerekir. Bunun yanında mide rahatsızlıklarınızın bu arkadaşınız sebebiyle ortaya çıktığını örneğin bir doktor raporu ile ortaya koyabilirseniz (ki çok zor) bence manevi tazminata hükmedilmesi gerekir.

Tüm bu anlattığınız olaylar, nişanlanmanın hukuki sonuçlarından olan manevi tazminat ödenmesi gereğinden ziyade karşı tarafın haksız fiil ve eylemlerinden doğmuş kişilik haklarınıza saldırı niteliğindedir, ve Borçlar Kanunu'nun ilgili hükümleri gereğince tarafınız lehine manevi tazminata hükmedilmelidir şeklinde düşünüyorum.