Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Merhaba sevgili arkadaşlar.Bir alacak davam var.Şöyle bir sorum olacak.Mahkeme sürecinde davalı lehine kanun değişikliği var.Bu durumda bu kanun değişikliği davalı tarafa etki eder mi? Ya da benim davam olması farketmez.Herhangi bir davada yapılan kanun değişikliği davalı kişilerin lehineyse uygulanır mı? Teşekkür ederim.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Büyüdüm büyüdüm Efes'le büyüdüm.Sokaklar bana dardı barlarda büyüdüm:)))
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Bana yanıt verecek ilk kişiye "yumiyum" hediye edeceğim.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Alıntı:
istanbul since 1453 rumuzlu üyeden alıntı
Mahkeme sürecinde davalı lehine kanun değişikliği var.Bu durumda bu kanun değişikliği davalı tarafa etki eder mi? Ya da benim davam olması farketmez.Herhangi bir davada yapılan kanun değişikliği davalı kişilerin lehineyse uygulanır mı? Teşekkür ederim.
İlgili kanunun, ne zaman yürürlüğe gireceği ve hangi işlemlere uygulanacağı kendi hükümleri içerisinde veya yürürlüğüne dair kanunda belirtilir.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Daha açık söyleyeyim.Bir alacak davasında ,davalıyım.Ancak dava sürecinden önce benim lehime olacak şekilde bir kanun değişikliği oldu.Bu duruşma günü lehime olacak bir durum mudur?
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Daha önce cevap vermeye çalıştığım gibi.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Olayı daha açık anlatsanız ............
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
TSK dan 7 yıl fiili hizmet sonunda ihraç edildim.Zorunlu hizmet 15 yıldı.15000 lira tazminat talebinde bulundular.Kabul etmedim.Mahkemeye verin dedim.Çok geç dava açtılar.Daha duruşmaya var.Ancak dava gününden tam 1 sene önce zorunlu hizmet süresi 10 yıla düşürüldü.Ancak benden gene de 15000 tl tazminat talep ediliyor.Şimdi duruşma günü zorunlu hizmetin düşmesinden dolayı hak talep etsem bunun uygun görülmesi mümkün müdür? Neredeyse yüzde 70 indirim olacak çünkü.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Anladığım kadarı ile olayınız ceza hukukuna yatkın sanık lehinelik söz konusu olsa gerek
- - - Updated - - -
T.C.DANIŞTAYOnbirinci DaireEsas No: 2009/02407Karar No: 2009/11048
ÖZET:Astsubay sınıf okulunu bitirerek doğrudan astsubaylığa nasbedilenlerin, bu okulda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması için 18 yaşını bitirmiş olmaları şartının aranmayacağı hakkında.
T.C.YARGITAyOnbeşinci Hukuk DairesiEsas No: 1996/01846Karar No: 1996/02991Tarih:29.05.1996
Hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Av. Altan ile davalılar vekili Av. Atilla geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulanan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili; davalı Cem'in subay olarak görev yapmakta iken yabancı uyruklu bir kadınla evlenmesinden dolayı görevinden istifa etmiş sayıldığını ileri sürerek, kendisine yapılan masrafların dört katından, ifa ettiği hizmet karşılığı miktar düşüldükten sonra bakiye 367.921.584 TL'nin sarf tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davalı Cem ile diğer davalı kefil Fahriye'den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ise, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne hükmetmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Deniz Lisesi ve Harb Okulu'na girerken alınan ve dosyada bulunan 02.09.1977 ile 18.02.1983 günlü yüklenme senetleri, okul masraflarının, öğrencinin okuldan çıkarılması nedenine bağlı olarak tahsil edilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Davalı Cem, okulu bitirip subay çıktığına göre, okul süresiyle sınırlı olarak verilmiş olan bu senetler, artık hükmünü yitirmiş bulunmaktadır. Bu senetlere dayanılarak, masraflar talep edilemez. Davacı Bakanlık da, zaten bu senetlere göre değil, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 112. maddesine dayanarak işbu davayı açmıştır. Burada, davalının yasadan doğan sorumluluğu söz konusudur. Öyle olunca, anılan masraflara hangi tarihten itibaren faiz yürütüleceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Davalının, subay olduktan sonra yabancı uyruklu bir kadınla evlenmesi nedeniyle "istifa etmiş sayılması" halinde, okul masraflarına yürütülecek faizin başlangıcını gösteren yeni bir yükümlülük senedi ayrıca düzenlenmemiştir. Davalının, yurt dışına çıkarken imzaladığı 29.12.1988 tarihli senette faiz başlangıcı gösterilmiş değildir. Faizin başlangıcına, anılan yasada da işaret edilmemiştir. Bu durumda, yasa ve taahhütnamelerde aksine bir hüküm bulunmadığına göre, faizin başlangıcı, 05.06.1957 gün 12 - 21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca "hizmetten ilişiğinin kesildiği" tarihtir. O itibarla, açıklanan tarih yerine, okul ve yurt dışı masraflar yani asıl alacak yönünden, yasalarımızda yeri olmayan "ortalama tarih"in esas alınması suretiyle anılan tarihten itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 112. maddesinde işaret edilen "dört katı tazminat"tan maksat, "bir kat" asıl alacak ve "üç kat" da cezai şarttır. Cezai şarta ise, daha önce temerrüt gerçekleşmediğinden, ancak dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Bu durumda, "üç kat" cezai şarta dava tarihi yerine, yine yasalarımızda yeri olmayan "ortalama tarih"ten itibaren faiz yürütülmesi, ayrıca bozma nedeni sayılmıştır.
Temyiz olunan kararın (2.) ve (3.) bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA) , ve (1.) bent uyarınca sair temyiz itirazlarının (REDDİNE) , 750.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının davalılara iadesine, 29.05.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİBozma ilamının 3. fıkrasında cezai şart alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi kabul edilmiştir.
Oysa gerek 05.06.1957 gün ve 12/21 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ve gerekse HGK'nın 23.12.1970 gün ve T/1563 - 965 sayılı kararları uyarınca cezai şart alacağına uygulanacak faize ilişiğin kesildiği tarihten itibaren hükmolunması gereklidir.
Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
- - - Updated - - -
Bilmiyorum yardımcı olur mu?
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Tazminat değil cezai şart olabilir istenilen. Avukatınızdan bu dosyada sizi temsil etmesini isteyin.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Alıntı:
Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı
Tazminat değil cezai şart olabilir istenilen. Avukatınızdan bu dosyada sizi temsil etmesini isteyin.
Hocam cezai şarttan ne demek istediğinizi anlamadım ama durumu daha açık özetlemek istiyorum.Malum TSK Personel Kanunu'nun 112.maddesinde, TSK dan her ne sebeple ilişkisi kesilenler ,öğrenciyken kendilerine yapılan masrafları zorunlu hizmetlerinin kalan kısmıyla orantılı olarak yasal faiziyle birlikte öderler diye bir ibare yer almaktadır.Açılan dava bu madde gereğidir.8 senem kalmıştı zorunlu hizmetimin bitmesine,bununla orantılı olarak 15000 lira tazminat istediler.Ben kabul etmiyorum dava açın dedim.İhraç tarihimden 2.5 sene sonra dava açıldı.Bundan 1 sene önce de zorunlu hizmet 10 seneye düştü.Bizden istenen tazminatta zorunlu hizmetle orantılı olduğuna göre duruşma günü ,bu durumu belirtsem istenen tazminatta bir düşüm olabilir mi? Derdim bu.Yoksa bir ceza davası değil bu.
- - - Updated - - -
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Anladığım kadarı ile olayınız ceza hukukuna yatkın sanık lehinelik söz konusu olsa gerek
- - - Updated - - -
T.C.DANIŞTAYOnbirinci DaireEsas No: 2009/02407Karar No: 2009/11048
ÖZET:Astsubay sınıf okulunu bitirerek doğrudan astsubaylığa nasbedilenlerin, bu okulda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması için 18 yaşını bitirmiş olmaları şartının aranmayacağı hakkında.
T.C.YARGITAyOnbeşinci Hukuk DairesiEsas No: 1996/01846Karar No: 1996/02991Tarih:29.05.1996
Hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Av. Altan ile davalılar vekili Av. Atilla geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulanan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili; davalı Cem'in subay olarak görev yapmakta iken yabancı uyruklu bir kadınla evlenmesinden dolayı görevinden istifa etmiş sayıldığını ileri sürerek, kendisine yapılan masrafların dört katından, ifa ettiği hizmet karşılığı miktar düşüldükten sonra bakiye 367.921.584 TL'nin sarf tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davalı Cem ile diğer davalı kefil Fahriye'den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ise, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne hükmetmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Deniz Lisesi ve Harb Okulu'na girerken alınan ve dosyada bulunan 02.09.1977 ile 18.02.1983 günlü yüklenme senetleri, okul masraflarının, öğrencinin okuldan çıkarılması nedenine bağlı olarak tahsil edilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Davalı Cem, okulu bitirip subay çıktığına göre, okul süresiyle sınırlı olarak verilmiş olan bu senetler, artık hükmünü yitirmiş bulunmaktadır. Bu senetlere dayanılarak, masraflar talep edilemez. Davacı Bakanlık da, zaten bu senetlere göre değil, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 112. maddesine dayanarak işbu davayı açmıştır. Burada, davalının yasadan doğan sorumluluğu söz konusudur. Öyle olunca, anılan masraflara hangi tarihten itibaren faiz yürütüleceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Davalının, subay olduktan sonra yabancı uyruklu bir kadınla evlenmesi nedeniyle "istifa etmiş sayılması" halinde, okul masraflarına yürütülecek faizin başlangıcını gösteren yeni bir yükümlülük senedi ayrıca düzenlenmemiştir. Davalının, yurt dışına çıkarken imzaladığı 29.12.1988 tarihli senette faiz başlangıcı gösterilmiş değildir. Faizin başlangıcına, anılan yasada da işaret edilmemiştir. Bu durumda, yasa ve taahhütnamelerde aksine bir hüküm bulunmadığına göre, faizin başlangıcı, 05.06.1957 gün 12 - 21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca "hizmetten ilişiğinin kesildiği" tarihtir. O itibarla, açıklanan tarih yerine, okul ve yurt dışı masraflar yani asıl alacak yönünden, yasalarımızda yeri olmayan "ortalama tarih"in esas alınması suretiyle anılan tarihten itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 112. maddesinde işaret edilen "dört katı tazminat"tan maksat, "bir kat" asıl alacak ve "üç kat" da cezai şarttır. Cezai şarta ise, daha önce temerrüt gerçekleşmediğinden, ancak dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Bu durumda, "üç kat" cezai şarta dava tarihi yerine, yine yasalarımızda yeri olmayan "ortalama tarih"ten itibaren faiz yürütülmesi, ayrıca bozma nedeni sayılmıştır.
Temyiz olunan kararın (2.) ve (3.) bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA) , ve (1.) bent uyarınca sair temyiz itirazlarının (REDDİNE) , 750.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının davalılara iadesine, 29.05.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİBozma ilamının 3. fıkrasında cezai şart alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi kabul edilmiştir.
Oysa gerek 05.06.1957 gün ve 12/21 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ve gerekse HGK'nın 23.12.1970 gün ve T/1563 - 965 sayılı kararları uyarınca cezai şart alacağına uygulanacak faize ilişiğin kesildiği tarihten itibaren hükmolunması gereklidir.
Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
- - - Updated - - -
Bilmiyorum yardımcı olur mu?
Bu çok farkı bir durum ama. Benim olayım da cezai şart durumu olmadığı gibi,verdiğiniz örnek eski kanunlara göre yapılmış bir yargılama sonucu.Çok değişiklik oldu.
- - - Updated - - -
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Anladığım kadarı ile olayınız ceza hukukuna yatkın sanık lehinelik söz konusu olsa gerek
- - - Updated - - -
T.C.DANIŞTAYOnbirinci DaireEsas No: 2009/02407Karar No: 2009/11048
ÖZET:Astsubay sınıf okulunu bitirerek doğrudan astsubaylığa nasbedilenlerin, bu okulda geçen sürelerinin fiili hizmet süresinden sayılması için 18 yaşını bitirmiş olmaları şartının aranmayacağı hakkında.
T.C.YARGITAyOnbeşinci Hukuk DairesiEsas No: 1996/01846Karar No: 1996/02991Tarih:29.05.1996
Hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Av. Altan ile davalılar vekili Av. Atilla geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulanan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR
Davacı Milli Savunma Bakanlığı vekili; davalı Cem'in subay olarak görev yapmakta iken yabancı uyruklu bir kadınla evlenmesinden dolayı görevinden istifa etmiş sayıldığını ileri sürerek, kendisine yapılan masrafların dört katından, ifa ettiği hizmet karşılığı miktar düşüldükten sonra bakiye 367.921.584 TL'nin sarf tarihinden itibaren hesaplanacak faiziyle birlikte davalı Cem ile diğer davalı kefil Fahriye'den müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili ise, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme, davanın kabulüne hükmetmiştir.
Kararı, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
Deniz Lisesi ve Harb Okulu'na girerken alınan ve dosyada bulunan 02.09.1977 ile 18.02.1983 günlü yüklenme senetleri, okul masraflarının, öğrencinin okuldan çıkarılması nedenine bağlı olarak tahsil edilmesi amacıyla düzenlenmiştir. Davalı Cem, okulu bitirip subay çıktığına göre, okul süresiyle sınırlı olarak verilmiş olan bu senetler, artık hükmünü yitirmiş bulunmaktadır. Bu senetlere dayanılarak, masraflar talep edilemez. Davacı Bakanlık da, zaten bu senetlere göre değil, 926 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu'nun 112. maddesine dayanarak işbu davayı açmıştır. Burada, davalının yasadan doğan sorumluluğu söz konusudur. Öyle olunca, anılan masraflara hangi tarihten itibaren faiz yürütüleceği sorunu ortaya çıkmaktadır. Davalının, subay olduktan sonra yabancı uyruklu bir kadınla evlenmesi nedeniyle "istifa etmiş sayılması" halinde, okul masraflarına yürütülecek faizin başlangıcını gösteren yeni bir yükümlülük senedi ayrıca düzenlenmemiştir. Davalının, yurt dışına çıkarken imzaladığı 29.12.1988 tarihli senette faiz başlangıcı gösterilmiş değildir. Faizin başlangıcına, anılan yasada da işaret edilmemiştir. Bu durumda, yasa ve taahhütnamelerde aksine bir hüküm bulunmadığına göre, faizin başlangıcı, 05.06.1957 gün 12 - 21 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca "hizmetten ilişiğinin kesildiği" tarihtir. O itibarla, açıklanan tarih yerine, okul ve yurt dışı masraflar yani asıl alacak yönünden, yasalarımızda yeri olmayan "ortalama tarih"in esas alınması suretiyle anılan tarihten itibaren faiz yürütülmesi doğru olmamıştır.
926 sayılı TSK Personel Kanunu'nun 112. maddesinde işaret edilen "dört katı tazminat"tan maksat, "bir kat" asıl alacak ve "üç kat" da cezai şarttır. Cezai şarta ise, daha önce temerrüt gerçekleşmediğinden, ancak dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerekir. Bu durumda, "üç kat" cezai şarta dava tarihi yerine, yine yasalarımızda yeri olmayan "ortalama tarih"ten itibaren faiz yürütülmesi, ayrıca bozma nedeni sayılmıştır.
Temyiz olunan kararın (2.) ve (3.) bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar yararına (BOZULMASINA) , ve (1.) bent uyarınca sair temyiz itirazlarının (REDDİNE) , 750.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında kendilerini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının davalılara iadesine, 29.05.1996 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİBozma ilamının 3. fıkrasında cezai şart alacağına dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi kabul edilmiştir.
Oysa gerek 05.06.1957 gün ve 12/21 sayılı İçtihadı Birleştirme kararı ve gerekse HGK'nın 23.12.1970 gün ve T/1563 - 965 sayılı kararları uyarınca cezai şart alacağına uygulanacak faize ilişiğin kesildiği tarihten itibaren hükmolunması gereklidir.
Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.
- - - Updated - - -
Bilmiyorum yardımcı olur mu?
Cezai şart durumu, yurtdışında staj ,kurs ,eğitim vb.icraatlerde bulunanlardan ihraç edilmeleri durumunda uygulanıyor.
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Kendi isteğinizle mi ihraç edildiniz ben olaya hukuki olarak bakıyorum ortada anayasaya aykırı bir kanun varsa gereğini yapması lazım hakimin; her ne sebeple olursa olsun diye bir madde olamaz haksız şartın yasallaşması diye bir hukuki kalıp varda benim mi haberim yok
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Kendi isteğinizle mi ihraç edildiniz ben olaya hukuki olarak bakıyorum ortada anayasaya aykırı bir kanun varsa gereğini yapması lazım hakimin; her ne sebeple olursa olsun diye bir madde olamaz haksız şartın yasallaşması diye bir hukuki kalıp varda benim mi haberim yok
Hocam kendi isteğinle ayrılma imkanı yok zaten. :) .Buradaki her ne sebeple olursa olsundaki kasıt, ordudan ihraç edilmenin 3 şeklinden biri anlamındadır.Yani ister İdare kararı ,ister YAŞ kararıyla ihraç edilme durumunda (diğer 3.sünü unuttum :) ) öğrenciyken yapılan masrafın zorunlu hizmete oranıyla bir tazminat talebi oluyor.Herşey için teşekkür ederim.Bugün ilk duruşma oldu.Emsal dosyalara baktım.Yargıtay bütün 15 yıla göre olan davaları 10 yıla düşürmüş.Benim davamda büyük ihtimalle yargıtay sürecine gitmeden 10 yıl üzerinden olacak.Bu arada hayatımda ilk kez davalı konumunda bir mahkeme salonuna çıktım.İnanılmaz bir duygu.Ama var ya hakime hanım hiç cana yakın biri değildi.Kendimi bir ara dişi aslanın pençesine düşmüş afrika mandası gibi hissettim :).Askeri eğitim almış sanki.İki de bir katibe bayanı azarlıyordu.Bir de çok çirkindi yaf.Gezi parkında valiye kocamla burada öpüşebilecek miyim diyen hanımefendiye çok benziyordu :) Valla kocası olsam öpüşmeyi bırak eve hiç gelmem.Hayatında ağzına alkol almamış olan ben herhalde meyhanelerde karaciğerimi çürütürdüm :)
Cevap: Mahkeme sürecinde kanun değişirse ne olur?
Sevgili arkadaşlar..Bu davamla ilgili ilk olarak istenen tutarın yarıdan fazla düşeceğine artık kesin gözüyle bakıyorum.Bununla birlikte birkaç kaleme de itiraz ettim.Eğer uygun görülmesi durumunda tazminat tutarı 5000 tl nin baya altına düşecek.Şayet böyle olduğunu farzettiğimde aklıma bir soru takıldı.Bu durumda asliye hukuk mahkemeleri görevsizlik kararı verebilir mi? Çünkü yanılmıyorsam yaklaşık 6000 tl üzerinde istemi bulunan davalar asliye hukuk ta görülüyor.Fikirlerinizi bekliyorum