Meslek edindirme kursu, resmi belgede sahtecilik

müvekkilim, sanat okulda İŞKUR tarafında finanse edilen, 8-9 kursiyerin bulunduğu 70 iş günlü bir meslek edindirme kursunda eğitici olarak katılmış, ancak kursa gelmeyen biri yerine başka bir kursiyer imza föyüne atmış, kursa katılan eğitici öğretmenlerde durumdan haberli olmadan, özensiz davrandıklarından imza föylerini dikkatli kontrol etmeden imza atmış, kursa müvekkilim 12 gün katılmasına rağmen imza föyünde 13 tane kontrol eden sıfatıyla imzası var. Ancak 12 gün girdikten sonra bu gelmeyen kişi yerine imza atılmaya devam edilmiş ve diğer eğiticilerde fark etmeyerek gelmeyen kişiye kursu tamamlatmışlar.
Savcılık müvekkilim hakkında tck 204/1, 43/1 ve 53 maddelerinde ağır ceza mahkemesine dava açılmış, savcı iddiasında gelmeyen kişi yerine 7-8 kişilik bir kursta gelmeyenin yerine imza atılmasından haberinin olmadığı hayatın olağan akışına aykırı diyerek yargılanmayı gerektirir derece şüphe oluştuğu
iddiadasında bulunmuş.
Müvekkilim bu işten herhangi bir menfaati söz konusu değil, gelmeyen kişi gelse de gelmese de kurstan alacağı üçret değişmiyor ve müvekkilim bu kursları verirken asli görevlerinin dışında vermiş ve imza föylerini kontrol ederken özensiz davrandığını söylüyor. Müvekkilimin suç vasfı hakkında yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden tüm tecrübeli arkadaşlarıma başarılar dilerim. Not: Gelmeyen kursiyer devam ettiği hergün için 15 tl üçret almış, durum ortaya çıkınca aldığı üçretleri iade etmiştir. İmza föyüne yerine imza atan ile parayı alan diğer kursiyerin kendi imzası arasında açıkça fark görülüyor ve müfettiş raporunda bu hususta yazılmış.Bir de bu nedenle imza föyünün de iğfal kabiliyeti var mı?

Avukat mısınız acaba profilinzde memur gibi gördüm?

İşin içinden çıkamadım. İnsanın yok artık diyesi geliyor. Yorumları merak ediyorum.

aslında kamuda görev yapıyorum.

Avukatsanız memur olmanızın kamuda görev yapmanızın mahsuru yok bizim için, değilseniz avukatmışsınız zannını uyandıracak argümanları kullanmamanızı önermek içindi sorum.
Bana resmi belgede sahtecilikten ziyade görevi ihmal gibi geliyor sahtecilikten belgede imzası olan sorumlu tutulabilir kanaatindeyim.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Avukatsanız memur olmanızın kamuda görev yapmanızın mahsuru yok bizim için, değilseniz avukatmışsınız zannını uyandıracak argümanları kullanmamanızı önermek içindi sorum.
Bana resmi belgede sahtecilikten ziyade görevi ihmal gibi geliyor sahtecilikten belgede imzası olan sorumlu tutulabilir kanaatindeyim.

---

iddia makamı zaten gelmeyen kursiyer yerine imza atan diğer kursiyere sahtecilik suçunu işlediği, eğiticinin ise durumdan haberi olmamasının hayatın olağan akışına aykırı diyerek imza föyüne kontrol eden sıfatıyla son imzayı atan eğiticinin de bu suça katıldığını belirtiyor, yani imza çizelgesinde eğiticilerin de imzası var ve bir de parayı alan kursiyere ise hem dolandırıcılık hemde sahtecilikten dava açmış,
Sayın Engin bey görevi ihmal suçu ancak memurun görevi gereği yürüttüğü bir işlem ise olur, eğiticiler bu kursu asli görevlerinin dışında verdiğini söylüyor.

Sahte belge düzenlemeyen imzalamayanın resmi belgede sahtecilikten sorumluluğu tartışılır sanıklar arasında menfaat ilişkisi iddia ve tespit edilebiliyorsa belki.

Sayın Engin bey öncelikle ilginiz ve görüşleriniz için teşekkür ediyorum, şimdi söz konusu imza föyünün giriş-çıkış kısmına başkası yerine sahte imza atılmış, eğitici ise giriş-çıkış kısmının yanında bulunan kontrol bölümünü imzalamış ve bu da sahtecilikten suçlanmış, eğitici ile kursa hiç devam etmeyen arasında herhangi bir menfaat ve illiyet bağı yoktur. Kursta yerine imza atan ile de herhangi bir menfaat ilişkisi yoktur. Ancak demem o ki bu imza föyünün resmi belge özelliği ve iğfal kabiliyeti var mı? Çünkü müfettiş raporunda atılan imzanın açıkça sahte imza olduğu anlaşılıyor diye belirtilmiş.

İmza föyünün somut olayla ilgili olarak resmi niteliğe sahip olduğunu düşünüyorum resmi bir kurum tarafından sonunda resmi bir belge verilecek kurs için bir durumu (kursiyerin devamlığını) tespit etmektedir çünkü. İğfal kabiliyeti burada nasıl bir etki yapar tartışmaya açık. İmzanın kursiyerin daha önce attığı imzalarla karşılaştırma görevi denetleyiciye yüklenebilir mi acaba? Bir kursiyer sırf muziplik olsun diye her gün farklı bir imza atabilir ki ben bile bunu daha önce yapmıştım :)

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Sahte belge düzenlemeyen imzalamayanın resmi belgede sahtecilikten sorumluluğu tartışılır sanıklar arasında menfaat ilişkisi iddia ve tespit edilebiliyorsa belki.

---

Bende bu yüzden çıkamadım işin içinden sebep sonuç ilişkisi yok bazı söz gelimi bir ağır vasıta muavini ehliyet almak için başvurduğunda kurslara gelmiyor zira zaten pratikte o aracı kullanıyor işin ehli bu olayda kişi meslek erbabı ise sadece bunu belgelendirmek için başvurmuş demektir geçerli bir mazereti de var ise yasanın iyi niyetle bağladığı durumlarda ceza verilmeyebilirde. Yine olayın zincirleme olması da mantık dışı 204/1 ede konduramadım.

Sayın Engin bey insan hiç bilerek ya da isteyerek aralarında herhangi bir illiyet bağı ve menfaat ilişkisi olmayan biri için sırf sahte imza föyündeki imzası için,neden sahtecilik suçuna katılır ki, sahtecilik suçlaması ağır olmamış mı? Bir insan sırf keyif olsun diye kendisine 2-5 yıl arası olan bir suça katılır ve mesleğini riske atar. Ortada böyle bir olgu varken ve kişi aleyhine herhangi bir olumsuz beyan ve kişiyi suça iten bir neden de yoksa beraat etmesi gerekmez mi?

Kursa geldigi halde, ögrenciyi aktif yani devamsız ,kursa gelmiyor göstermek belgede sahteciliğe girermi? ögrenci nakillerinin kanuni bir tarafı varmı ?yoksa tamamen idari bir işlemmi?cevap verecek hukukcularımıza teşekkür ederim.

Alıntı:

---

severgin rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Engin bey insan hiç bilerek ya da isteyerek aralarında herhangi bir illiyet bağı ve menfaat ilişkisi olmayan biri için sırf sahte imza föyündeki imzası için,neden sahtecilik suçuna katılır ki, sahtecilik suçlaması ağır olmamış mı? Bir insan sırf keyif olsun diye kendisine 2-5 yıl arası olan bir suça katılır ve mesleğini riske atar. Ortada böyle bir olgu varken ve kişi aleyhine herhangi bir olumsuz beyan ve kişiyi suça iten bir neden de yoksa beraat etmesi gerekmez mi?

---

Ben de bu yüzden görevi ihmale benzetmiştim. Altı üstü 8-9 kişi olan kursiyerlerin devamlılığını belgelemede yetersizlik ya da gevşeklik gösteren memurun da yaptığı iş değil ama :)

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

ebru1978e rumuzlu üyeden alıntı

Kursa geldigi halde, ögrenciyi aktif yani devamsız ,kursa gelmiyor göstermek belgede sahteciliğe girermi? ögrenci nakillerinin kanuni bir tarafı varmı ?yoksa tamamen idari bir işlemmi?cevap verecek hukukcularımıza teşekkür ederim.

---

Belgede sahtecilik suretiyle yapılıyorsa elbette... Öğrenci nakilleri derken? bir ceza evinden diğerine nakiller mi?

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Ben de bu yüzden görevi ihmale benzetmiştim. Altı üstü 8-9 kişi olan kursiyerlerin devamlılığını belgelemede yetersizlik ya da gevşeklik gösteren memurun da yaptığı iş değil ama :)

- - - Updated - - -



Belgede sahtecilik suretiyle yapılıyorsa elbette... Öğrenci nakilleri derken? bir ceza evinden diğerine nakiller mi?

---

Görevi savsama diye bir suç var mı?
Yoksa değişip ihmal mi oldu?
İçtahatta okumuştum savsamayı.

Halkeğitim içersinde, örnek Taksimdeki kursta kayıtlı ögenciyi, Ataköye göndermek gibi nakil keyfi yani yetkilinin seni Ataköydeki kursa gönderiyorum demesi sadece idari bir işlemmi?

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Görevi savsama diye bir suç var mı?
Yoksa değişip ihmal mi oldu?
İçtahatta okumuştum savsamayı.

---

Evet öyle oldu görevi ihmal savsama demektir.

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

ebru1978e rumuzlu üyeden alıntı

Halkeğitim içersinde, örnek Taksimdeki kursta kayıtlı ögenciyi, Ataköye göndermek gibi nakil keyfi yani yetkilinin seni Ataköydeki kursa gönderiyorum demesi sadece idari bir işlemmi?

---

İdari işlem söylenen şeyin gerçekleştirilmesi ile olur. Mevzuata rızaya uygun yapılmayan işlemden idarenin idarecilerin sorumluluğu doğabilir.

Son soru ihmal ciddiye almama gereğini yapmamayı ifade erderse imza durumu yalan beyan olur mu? (o zamada görev suçu olmuyor) gereği denildiği vakit akla gelen doğru sayım anlamış mıyım? sizi ihmale yönlendiren sebep neydi?

Degerli hukukcular, Halkegitimde meslek edinme Kursuna devam eden kayıtlı kursuyeri, 1ay sonra Pasif kursa gelmiyor göstermek hukuken sucmudur? bunu yapan usta öğretici, yani Kursun hocası keyfi olarak resmi belge göstermeden kursuyeri A kursundan B Kursuna gönderiyor yani halkegitimin aynı egitimi veren başka semtteki kursuna gönderiyor, kursuyerse kesintisiz kursuna burda devam ediyor ama A kursundaki usta ögretici B kursuna kendisinin gönderdigi ögrenciyi kursu bıraktı devamsız gösteriyor,( amac kursuyerin kurs bitiminde devamsızlıktan belge alamamasını saglamak) bu Türkceza kanununa göre suc oluştururmu? madur edilen kursuyer hakkını nasıl aramalı yardımcı olmanızı rica ediyorum lütfedip cevap verecek olan hukukcularımıza teşekkür ederim Saygılarımla...

Sayın ismail bey, eğitici devam eden kursiyerlerin yetişkin (ortalama 25-30 yaş gurubu) olmalarından ve onlara güvendiğinden giriş-çıkış imza föyünü günlük olarak takip etmemiş, sonra imzalarını bir kaç defada toplu olarak atmış ve kursa gelmeyen birini bu nedenle gözden kaçırdığını söylüyor.

- - - Updated - - -

Sayın Engin bey, aslında gevşeklik ya da yetersizlik değil, aşağıda belirtiğim gibi kursa devam edenlerin yetişkin olmaları hatta eğiticiden yaşça büyük olmaları ve meslek öğrenmeye gelmelerinden, eğitici onlara güveniyor, verilen kursun temel amacı meslek edindirme becerisi vermek olduğundan böylesi bir olayın meydana geleceğinin tahmin etmemesinden kaynaklanıyor.

[QUOTE=severgin;477683]Sayın ismail bey, eğitici devam eden kursiyerlerin yetişkin (ortalama 25-30 yaş gurubu) olmalarından ve onlara güvendiğinden giriş-çıkış imza föyünü günlük olarak takip etmemiş, sonra imzalarını bir kaç defada toplu olarak atmış ve kursa gelmeyen birini bu nedenle gözden kaçırdığını söylüyor.

- - - Updated - - -



İfade sebep sonuç ilişkisini kapsıyor.






Engin Bey son sorumu iptal ediyorum düşündüklerimi kendimde anlayamadım :)

Alıntı:

---

severgin rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Engin bey, aslında gevşeklik ya da yetersizlik değil, aşağıda belirtiğim gibi kursa devam edenlerin yetişkin olmaları hatta eğiticiden yaşça büyük olmaları ve meslek öğrenmeye gelmelerinden, eğitici onlara güveniyor, verilen kursun temel amacı meslek edindirme becerisi vermek olduğundan böylesi bir olayın meydana geleceğinin tahmin etmemesinden kaynaklanıyor.

---

Kasıt yoksa taksir vardır söz konusu suçun taksirli hali yasada düzenlenmemiştir. Arkadaşınızın avukatı değilseniz avukat tutmasını önermelisiniz vesselaaam...

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Kasıt yoksa taksir vardır söz konusu suçun taksirli hali yasada düzenlenmemiştir. Arkadaşınızın avukatı değilseniz avukat tutmasını önermelisiniz vesselaaam...

---

Sayın Engin bey ekte sunduğum örnek olay ise kamu görevlisine yalan beyan sonra ise dolandırıcılık olmuş, gel de bu işin içinden çık çıka bilirsen...


Ceza Genel Kurulu 2004/YYB-111 E., 2004/134 K.
• DEVLET MEMURUNUN MUHAKEMESİ
• DOLANDIRICILIK SUÇU
• GÖREVSİZLİK KARARI
• 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 343 ]
• 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 504 ]
• 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 64 ]
• 765 S. TÜRK CEZA KANUNU (MÜLGA) [ Madde 79 ]
• 1412 S. CEZA MUHAKEMELERİ USULÜ KANUNU (MÜLGA) [ Madde 353 ]
"İçtihat Metni"
Öğretmen olarak görevli olan sanıklardan Yusuf Ö.......'in yalan beyanda bulunduğu iddiasıyla, TCY.nın 343/1 ve sanık Seher Ö.......'in de diğer sanığı bu suça azmettirdiği id-diasıyla TCY.nın 343/1, 64/2 maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle 05.10.2000 günlü iddianame ile Palu Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açılmış,

Mahkemece 23.11.2000 gün ve 66-65 sayı ile; sanıkların eylemlerinin TCY.nın 528. maddesi 2. cümlesine uyduğu ve bu nedenle sanık Yusuf'un çıkartılan önödeme ihtaratına uya-rak gereğini yerine getirdiği gerekçesi ile hakkındaki kamu davasının TCY.nın 119. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına, sanık Seher'in ise yüklenen suçu işlediğine dair yeterli kanıt elde edilemediğinden bahisle beraatine karar verilmiştir.

Üst C.Savcısının temyizi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesince 11.6.2002 gün ve 5274-8070 sayı ile;

"Sanıkların eylemlerinin TCK.nun 79. maddesinin yollamasıyla aynı Yasanın 504/7. maddesine uyan suçu oluşturup oluşturmadığına ilişkin delillerin takdir ve tartışmasının üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilmeden yargılamaya devamla yazılı biçimde hüküm kurulması" isabetsizliğinden hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

Palu Asliye Ceza Mahkemesince bozmaya uyularak yapılan yargılamada 12.9.2002 gün ve 44-56 sayı ile sanıklar hakkında TCY.nın 504/7. maddesi uyarınca yargılanmaları için Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verilmiştir.

Elazığ 1. Ağır Ceza Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 25.12.2002 gün ve 309-358 sayı ile; " Hernekadar sanıklar hakkında görevsizlik kararı ile dosya TCY.nın 504/7. maddesi uyarınca cezalandırılmaları istemiyle gönderilmiş ise de CMUK.nun 353/4. maddesi amir hükmüne göre mahkemenin izin şartına tâbi tutulduğu suçlardan olması nedeniyle Milli Eğitim Bakanlığına bağlı eğitim hizmetleri sınıfında bulunan sanıkların kendi kurumlarınca düzenlenen seminer çalışmasında hem görevleri nedeniyle suçun meydana geldiği anlaşıldığından ve memur oldukları belirlendiğinden 4483 sayılı Yasa gereğince usulünce verilmiş ve aşamalardan geçerek kesinleşmiş soruşturma izni verilmesi ya da verilmemesi kararı alınmadığından iş bu kamu da-vası açıldığından sanıklar hakkında aynı Yasa gereğince soruşturma izni alınmasına" gerek-çesiyle yargılamanın durdurulmasına ve dosyanın Palu Kaymakamlığına gönderilmesine karar verilmiştir.

Palu Kaymakamlığı 26.2.2003 gün ve 256 sayı ile; "Bir memurun toplantıya gelmeyen bir memur arkadaşının veya memur olan eşinin yerine imza atarak toplantıya gelmiş gibi gös-termesi görevi sırasında işlenmiş bir eylemdir. Memurun görevi toplantıya katılmaktır. Başkası yerine imza atarak kamu kurumunu dolandırmak memurun görevi sebebiyle işlediği bir suç de-ğildir.

4483 sayılı Kanunun memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında uygulanabilmesi için suçun görev sebebiyle işlenmesi gerekir. Görevleri sebebiyle olmayıp görevlerini yaptıkları sırada işledikleri suçlarda memurlar ve diğer kamu görevlileri 4483 sayılı Kanunun getirdiği izin sisteminden istifade edemeyeceklerdir. Böylece görev sırasında ve görev sebebi dışında bir ne-denle işlenen suçlar aynı Kanunun 1 ve 2. maddeleri kapsamı dışında olup idarece herhangi bir işlemin yapılmasının mümkün olamayacağı" gerekçesiyle dosyayı iade etmiştir.

Bu suretle olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan bahisle gönderilen dosya; Yargıtay C.Başsavcılığının "incelenmeksizin iade" istekli 24.05.2004 günlü tebliğnamesiyle Birinci Baş-kanlığa gönderilmekle, Ceza Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.

CEZA GENEL KURULU KARARI

Sanıkların karı-koca olup Palu ilçesinde bir ilköğretim okulunda öğretmen olarak görev yaptıkları, okulda yılbaşı mesleki çalışma semineri toplantısının yapıldığı, sanık Seher'in kılık-kıyafet yönetmeliğine aykırı davranışları nedeniyle toplantıya alınmadığı, bunun üzerine sanık Yusuf'un eşi olan diğer sanığın ek ders ücretini almasını sağlamak ve hakkında disiplin işleminin yapılmasına engel olmak amacıyla diğer sanığın katılımı ve teşviki ile toplantı sırasında düzen-lenen listeye onun yerine imza attığı böylece sanıkların kişi hürriyetine ve sıfatına ilişkin yalan beyanda bulunmak suçunu işledikleri iddiasıyla sanık Yusuf Ö.......'in TCY.nın 343/1, sanık Seher'in ise TCY.nın 343/1, 64/2. maddeleri gereğince cezalandırılmaları istemiyle açılan kamu davasında, Palu Asliye Ceza Mahkemesince sanıkların eylemlerinin TCY.nın 504/7. maddesine uyduğundan bahisle görevsizlik kararı verilmesi üzerine, Yerel Mahkemece TCY.nın 504/7. maddesinde düzenlenen, dolandırıcılık suçu nedeniyle sanıklar hakkında 4483 sayılı Yasa uya-rınca soruşturma izni gerektiği görüşüyle yargılamanın durdurulmasına karar verilerek, dosya Palu Kaymakamlığına gönderilmiş, Kaymaklıkça, sanıkların eylemlerinin görev nedeniyle işlen-mediği, genel hükümler uyarınca işlem yapılması gerektiği görüşüyle dosya iade edilmiştir.

Memurların görevlerinden doğan veya görevlerini yaptıkları sırada işledikleri suçlardan dolayı yapılacak soruşturma işlemlerini düzenleyen MMHKM, 4.12.1999 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında 4483 sayılı Kanunun 18. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ancak aynı Yasanın Ge-çici 1. maddesindeki kanunun yürürlüğe girmesinden önce MMHKM. hükümlerine göre baş-latılmış bulunan işlemlerin MMHKM. hükümlerine göre sonuçlandırılacağı düzenlemesi ile bir süre daha yürürlükte kalması sağlanmış, 16. maddesinde ise, "Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanacağı belirtilen hallerde bu kanun hükümleri uygulanır.

Kanunlarda Memurin Muhakematı Hakkında Kanunu Muvakkatın uygulanmayacağı be-lirtilen hallerde genel hükümler uygulanır." kuralına yer verilmiştir.

Öte yandan, 4483 sayılı Yasanın 3. maddesinin (a) bendinde, ilçede görevli memurlar ve diğer kamu görevlilerinin, görevleri sebebiyle işledikleri suçlarda kaymakam tarafından izin verileceği, 9. maddesinde ise, kaymakam tarafından"soruşturma izni verilmesine veya verilme-mesine" ilişkin karara karşı yargı çevresindeki Bölge İdare Mahkemesine itiraz edilebileceği ön-görülmüş, Ceza Genel Kuruluna her hangi bir görev ve yetki verilmemiştir. Ceza Genel Kurulu-nun görevi 1684 sayılı Yasanın 1 nci maddesinden doğduğundan ve kaymakamlık yargı yetkisi-ne haiz bir merci olmadığından, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken bir görev çekiş-mesinden söz etmeye olanak bulunmamaktadır.

Bu itibarla Kaymakamlığın 26.02.2003 günlü yazısının yasada öngörülen izin niteliğinde bulunduğu ve itiraz edilmeksizin kesinleştiği kabul edilerek yargılamaya devam edilmesi ve 4483 sayılı Yasa hükümleri uyarınca sonuçlandırılması gerekmekle dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesine karar verilmelidir.

SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken bir uyuşmazlık bulunmadığından, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE, 08.06.2004 günü tebliğnamedeki isteme uygun olarak oybirliğiyle karar verildi.

sayın editörler mahmekeye çıktık, duruşma savcısı sanıklar hakkında 257/1-2 kapsamında değerlendirme ihtimalinden dolayı ek savunma istedi, yani sanıklar yukarıdaki maddelerden ötürü mü ceza alacaklar. Hakimler resmi belgede sahtecilikten ceza verebilirler mi,

Büyük ihtimal öyle görünüyor.

Sayın Engin bey öncelikle cevaplarınız ve ilginiz için teşekkür ediyorum. Suç konusu kurs öğretmenlerin asli görevleri dışında verilmiş yani başka bir kurum tarafından görevlendirme ile görevliler. Burada 257. madden ceza tayini için bu kişilerin asli görevleri ile ilgili olmaları gerekmiyor mu, yoksa memur olmaları yeterli mi

sayın severgin davanız nasıl sonuçlandı acaba