Aile içi cinsel istismar suçlarında istisnai durumlar nasıl olur?

Merhaba ben özge. İstanbul'da bir üniversitede okul öncesi öğretmenliğinde okuyorum. öğrenci olduğum için maddi yükümlülüklerim sınırlı olduğundan sanal yoldan siz avukatlara danışma gereksinimi duydum. 1991 doğumluyum ve 6 - 18 yaş yılları arasında yani 12 yıl boyunca aile içi cinsel istismara maruz kaldım. beni istismar eden kişi 1987 doğumlu ve o yıllar arasında kendisi 10 ile 22 yaş arasındaydı. yani 10 yaşından 22 yaşına kadar buna devam etti. bu süreçte bir kere 1985 doğumlu o zamanlar 15 16 yaşlarındayken abim istismara tanık oldu. anneme bu durumu anlattı annem benimle ve istismar eden şahısla (ki o da abim) konuştu ama o olaydan sonra da 9 yıl daha devam etti istismar süreci. yani annemin hareketi işe yaramadı. ve ben annemden korktuğum için bu olayı tam olarak anlatamadım. daha sona bu olay 2009 yılının sonlarında ortaya çıktı ve ailem herhangi bir yasal işlemde bulunmadı. şuan herhangi bir istismar olayı yaşamıyorum 2009 yılından beri yaşamadım. ailem o kişiyi benim evde olduğum saatlerde evden uzaklaştırma gibi bir yöntem uyguluyorlar. benim sorum ise şuan o kişiden davacı olsam; birincisi cezası ne olur? ikicisi ailem herhangi bir ceza alır mı sustukları için? abim 15 yaşından sonra olayı görmesine rağmen anneme söylemek dışında bir şey yapmadığı için bir ceza alır mı? üçüncüsü ben nasıl yasal bir süreçten geçerim? aslında forumu araştırdım ama benim konum biraz farklı olduğu için tam cevaplar bulamadım o yüzden üye olup sorma gereksinimi duydum. forum kurallarını okudum biliyorum cevap vermeme ihtimaliniz var ama cevap verirseniz eğer çok mutlu olabilirim :) şimdiden teşekkür ederim.

Öncelikle durumuna üzüldüğümü belirtmek isterim.Olayın üzerinden epey zaman geçmiş ve anlaşılan sizin elinizde ifadeniz dışında bir ispat yok.Eğer diğer abiniz veya anneniz sizi desteklerse şikayetinizden ihtimal sonuç alınabilir.Onun dışında en son istismarın üzerinden 3 sene geçmiş ki bu durum raporla kanıtlanmasını beklemek gerçekçi olmaz.Bu durumu annenizle paylaşmanıza rağmen nasıl devam etti anlamıyorum.Bu istismarlar zorla mı yoksa sizin o an ses çıkarmamanız neticesinde sessizce mi gerçekleşiyordu.Eğer bağırtı çağırtı oluyordu ise bu sırada bu olaya şahit olan akraba komşu vs. birileri daha bulunabilir mi tabi bunları bilmek lazım.Ayrıca bu iğrenç hareketler tacizle sınırlı mı kaldı yoksa tecavüze vardı mı oda önemli başka bir husus.Ben olsam önce ailemle bu işi mutlaka yargıya taşıyacağımı söyler kendilerinden destek beklerdim.Ruh sağlığınızın bozulduğuna dair rapor almakta şikayet sonrası eğer yönlendirme o şekilde olursa atılacak bir başka adım.Böyle bir durumda varsa aileden size destek olabilecek biri(baba, amca, teyze vs.) onunla hareket etmek ve bir şekilde avukat desteği almaya çalışmak uygun olur düşüncesindeyim.Peşini bırakmamanızı tavsiye ediyor size burada da yardımcı olunacağını ümit ediyorum.

- - - Updated - - -

Öncelikle durumuna üzüldüğümü belirtmek isterim.Olayın üzerinden epey zaman geçmiş ve anlaşılan sizin elinizde ifadeniz dışında bir ispat yok.Eğer diğer abiniz veya anneniz sizi desteklerse şikayetinizden ihtimal sonuç alınabilir.Onun dışında en son istismarın üzerinden 3 sene geçmiş ki bu durum raporla kanıtlanmasını beklemek gerçekçi olmaz.Bu durumu annenizle paylaşmanıza rağmen nasıl devam etti anlamıyorum.Bu istismarlar zorla mı yoksa sizin o an ses çıkarmamanız neticesinde sessizce mi gerçekleşiyordu.Eğer bağırtı çağırtı oluyordu ise bu sırada bu olaya şahit olan akraba komşu vs. birileri daha bulunabilir mi tabi bunları bilmek lazım.Ayrıca bu iğrenç hareketler tacizle sınırlı mı kaldı yoksa tecavüze vardı mı oda önemli başka bir husus.Ben olsam önce ailemle bu işi mutlaka yargıya taşıyacağımı söyler kendilerinden destek beklerdim.Ruh sağlığınızın bozulduğuna dair rapor almakta şikayet sonrası eğer yönlendirme o şekilde olursa atılacak bir başka adım.Böyle bir durumda varsa aileden size destek olabilecek biri(baba, amca, teyze vs.) onunla hareket etmek ve bir şekilde avukat desteği almaya çalışmak uygun olur düşüncesindeyim.Peşini bırakmamanızı tavsiye ediyor size burada da yardımcı olunacağını ümit ediyorum.

Sevgili Umut kardeşim; Forumda ilk kez birine hitap ederken kardeşim dedim.
Beni derinden yaraladın.Lütfen korkma ve elinden geleni yap.Burada belki sosyal çalışmacılar varsa seni yönlendirirler.Forumu takip edeceğim.Baktım olmuyor, ben yardım edeceğim sana.Şu dünyada tahammül edemediğim şeylerden biri bu iğrençlik.
Ben bir olay anımsıyorum.Geriye yıllar öncesine dönük istirmarı şikayet edebilecekleri söylenmişti bir danışana ve televizyonda.Teyzelerinin eşiydi şahıs.O zamanlar savunmasız ve küçükler tabi.Ama o kardeşimize ablası tanıklık edecekti ve uzman kişiler yol göstermişlerdi.Lütfen korkma.Annen korkmuş belli.Diğer kardeşinde o zamanlar küçükmüş belli ki..Çocuk farkında olamayabilir.Gitme eve protesto et tavırlarından dolayı.Bak güneydoğudaki gençkız ölümlerinin bir kısmı bu yüzden..İntihara zorlanıyorlar.Şimdi hiç kimse saldırmasın bana burada.Buradan siyasi,ırkçı malzeme falanda çıkarılmaya çalışılmasın.Yadıklarım tamamen insani.Bizzat tecrübem var.Nasıl mı...Ankara da tanıştığım güzel mi güzel tatlı bir kız vardı.Tanıdıklarında kalıyordu.İş buluyor çalışıyor ve ayakta kalmaya çalışıyordu.Birgün sordum..Niçin böylesine zor mücadele veriyorsun diye.İşte o zaman anlattı..Öz amcasının tacizlerine katlanamaz hale gelmiş.Üstelik yengesi,ablası, annesi de farkında ve biliyorlar ama herkes gözlerini kapatıyor.Belki aileden başkalarıda biliyordur.Fakat ben inanın onu soramadım.Vicdanım kaldırmadı.
Güzel kardeşim,korkma.Aslında korkma demek kolay da sonrası ne olacak.Aile cephe alacak.Belki eve almayacaklar,çevreye iftiracı diyecekler.İşte o zaman insanların senin yanında olmaları gerekiyor.Eğer kararlı isen her türlü bilgi akışını sunmaya ben kendi adıma hazırım. Sevgiyle kal..Seni kucaklıyorum

Geçmiş olsun öncelikle. Anlattıklarınız cidden hem çok üzücü hem de genç bir insanın çaresizliğinin açık kanıtı durumunda.
Konu ile ilgili olarak aşağıda bazı kanun maddelerini yazdım.
yapmanız gereken şey şu (bence) savcılığa gidip suç duyurusunda bulunun. yaşadığınız travmada suçlu olan her kim var ise cezalandırılacaktır.
Suçluyu ihbar etmemek suç olmadığından dolayı ve suçlunun ailenin bir ferdi olmasından dolayı diğer ağabeyiniz ve anneniz suçlu duruma düşmeyecektir. Ancak bilgilerine mutlaka başvurulacaktır.
Yasal süreçte sizinde bilginize başvurulacak mutlaka, ayrıca yaşadığınız taciz olayının sizin psikolojinize etkileri araştırılacak ve dr. / psikolog muayenesinden geçeceksiniz mutlaka.
Dava sonrasında suçlu bulunursa ağabeyiniz ceza alacaktır, hakim res'en tedbir kararı verip aileden uzaklaştırılmasını da sağlayabilir.
Sessiz kalmanız, tepkisi olmanız yaşayacağınız adli ve süreçten çok daha fazla yaralayacaktır sizi. Sayın melehatgüloğlu nun da dediği gibi. Yaşadıklarınız konusunda bizlerde elimizden geleni yapmak isteriz.

İşkence
MADDE 94. - (1) Bir kişiye karşı insan onuruyla bağdaşmayan ve bedensel veya ruhsal yönden acı çekmesine, algılama veya irade yeteneğinin etkilenmesine, aşağılanmasına yol açacak davranışları gerçekleştiren kamu görevlisi hakkında üç yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2) Suçun;
a) Çocuğa, beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye ya da gebe kadına karşı,
b) Avukata veya diğer kamu görevlisine karşı görevi dolayısıyla,
İşlenmesi hâlinde, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Fiilin cinsel yönden taciz şeklinde gerçekleşmesi hâlinde, on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(4) Bu suçun işlenişine iştirak eden diğer kişiler de kamu görevlisi gibi cezalandırılır.
(5) Bu suçun ihmali davranışla işlenmesi hâlinde, verilecek cezada bu nedenle indirim yapılmaz.

ALTINCI BÖLÜM
Cinsel Dokunulmazlığa Karşı Suçlar

Cinsel saldırı
MADDE 102. - (1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, iki yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle işlenmesi durumunda, yedi yıldan oniki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dahil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı,
d) Silâhla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
İşlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Suçun işlenmesi sırasında mağdurun direncinin kırılmasını sağlayacak ölçünün ötesinde cebir kullanılması durumunda kişi ayrıca kasten yaralama suçundan dolayı cezalandırılır.
(5) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, on yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Çocukların cinsel istismarı
MADDE 103. - (1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar,
Anlaşılır.
(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.
(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Reşit olmayanla cinsel ilişki
MADDE 104. - (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fail mağdurdan beş yaştan daha büyük ise, şikâyet koşulu aranmaksızın, cezası iki kat artırılır.
Cinsel taciz
MADDE 105. - (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikâyeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Bu fiiller, hiyerarşi veya hizmet ilişkisinden kaynaklanan nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle ya da aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan yararlanılarak işlendiği takdirde, yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur işi terk etmek mecburiyetinde kalmış ise, verilecek ceza bir yıldan az olamaz.

Cinsel istismar suçu KAMU DAVASI na konudur.
Cinsel istismar suçunda dava zamanaşımı kural olarak suçun işlendiği tarihten başlayacaktır. Ancak T.C.K madde 66/6 ya göre:
“ Çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren.” Dava zamanaşımı süresi başlayacaktır.

öncelikle çok teşekkür ederim çok şaşırdım içtenliğiniz çok mutlu etti beni. :) şimdi şöyle bir durum var birincisi o çocuk beni taciz etmeye başladığında çok küçüktü 10 yaşındaydı. yani bu yasal süreci etkilemez mi? bilmiyorum belki de ona yapılanı bana yapıyordu. okul öncesini okumaya başlayınca çok fazla kızamaz oldum daha çok anlamaya çalışıyorum... hazmetmek de zorlandığım şey bunun 22 yaşında kadar devam etmesi. bunu mantıklı hale getiremiyorum kafamda. ayrıca bana hiç bir zaman fiziksel olarak bir zarar vermedi. sadece taciz ediyordu ve küçükken farkında olmadığım için oyun gibi bir şey olmuştu. yani bazen buna ben de izin veriyordum. zaten çok da bilinçli değildim yani 10 yaşında bana dokunduğu için hamile kalacağımı zannediyordum o kadar bilinçsizdim. sadece iki defa tecavüzden kurtulmak için evden kaçtım ikimiz evde yalnızdık o yüzden bunu kanıtlamam imkansız. şahit olarak birebir tanık olan diğer abim olabilir diye düşünmüştüm. yani onun dışında şahidim de yok. ayrıca bir tehdit yoktu sadece ailem islamcı olmayan muhafazakarlardan oldukları için sürekli baskı kuruyorlardı üzerimde ben de daha fazla baskı kurmalarından korkutuğum için anlatmadım, bizim evimiz küçük bir arabistan gibidir erkek çocukları kız çocuğundan kıymetlidir. suçu bana atarlardı ki nitekim abim anneme bir şeyler anlattıktan sonra ben evimin içinde bile dizlerime gelen şort askılı gibi şeyler giyemedim, annem giyimimi daha bol kapalı hale getirdi. ve erkekler konusunda baskı da arttı. yani susmamın sebebi buydu. psikolojik olarak testlere gelirsek 2010 yılında psikiyatra gittim şimdi ise geçtiğimiz aralık ayından beri ayda 4 defa (haftada bir ) terapiste gidiyorum. aslında sinirlendiğim şey bu olay ortaya çıktığında ailemin kimseye duyurmamalıyız diye cümleye başlamasıydı. eğer davacı olursam mutlu olabilir miyim bilmiyorum. eğer o kişinin profiline gelirsek kendisi sabıkalı bir çocuk şuan devam eden davaları da var sanırım. yani psikolojik olarak çok çok problemli bu olaylar ortaya çıktıktan sonra kötü bir hale geldi. bu arada tekrar çok teşekkür ederim. belki bilmek istersiniz biraz kişilik bozukluğu dışında çok büyük problemlerim yok 12 yıllık bir sürece göre başarılı bir hayat sürdürmeye çalışıyorum. :) sevgiler dilerim

Sayın üye... her şeyden önce yazdıklarınıza duyarsız kalmamız olası değil. İnsan olarak, ebeveyn olarak mutlaka bir tepki gelişecektir hepimizde.

Anlatımlarınızda her ne kadar diğer şahsa karşı bir acıma ve kollama ile birlikte " zaten çok sıkıştırmamıştı, ailemde destek olmamıştı, acaba şimdi dava açsam olaylar yeniden gündeme gelirse huzursuz ve mutsuz olur muyum" endişeleri ve kaçak hali hissedilse de içinizde bir yerlerde şahsınıza yapılmış olan haksızlık ve hakaretler nedeni ile tepki verme ve sonucunu görme isteği duruyor.

İşin psikolojik boyutu psikoloğunuzu ilgilendirir. Ancak fiilen dava açmanız halinde; yaşadıklarınız açığa çıkacaktır, kişi yakalanacak sorgulanacaktır, başka davalarının olduğunu söylüyorsunuz diğer davaları ile sizin davanız arasında irtibat kurulabilir (kişilik bozukluğu, kişisel sapkınlık vs gibi) aileniz mutlaka bu olaydan haberdar olur, aile bireylerinin bilgisine başvurulacaktır bu nedenle sizin üzerinizde aile bireylerinizin baskısı olacaktır.
Mahkemeye gidiş gelişler, yaşayacağınız uzun ve sıkıntılı muhakeme süreci sizi yorabilecektir.
ancak diğer yandan bir ömür boyu içinizi bir kurt gibi kemirecek " keşkelerinizden" kurtulacaksınız. Çocuklarınızı yetiştirirken daha bilinçli sorumlu ve sağduyulu bir ebeveyn olacaksınız, kendinize olan inancınız ve öz güveniniz üst düzey bir cesaretle perçinlenecektir. Hayata daha farklı bir pencereden daha cesur ve daha adil bakacaksınız.

Tavsiyem... Önce yüreğinizin sesini dinleyin, sonra mantığınızla eşleştirin. sonra da bunu psikoloğunuzla konuşun. Sonra karar vermeniz kolay olacaktır.

Şahsi görüşüm ise; siz bana göre bu siteye yaşadıklarınızı anlatarak cesaretinizi, öz güveninizi, sağduyunuzu büyük bir olgunlukla ispat ettiniz zaten.

Bedeninize ve ruhunuza yapılan saldırılardan dolayı suçlu bulduğunuz kişiyi hem kendi dünyanızda hem kendi dünyasında en ağır cezaya çarptırmışsınız.

Ruhunuzun sükuna ermesi için bir desteğe bir işarete ihtiyacınız var. Bunu size ya beşeri adalet ya ilahi adalet verecek.

Başta da söylediğim gibi.. Anlattıklarınızda sizin beyanınız esas bizim için, doğruysa mağdursanız biz (hukuk severler) sizin yanınızdayız.

Geçmiş olsun..

Abdullah Bey, sözleriniz beni çok etkiledi.. çok teşekkür ederim tekrar. ben sadece korkuyorum; çünkü tek bir pişmanlık ibaresi görmüyorum o insanda ve hem bana karşı hem aileme karşı çok öfkeli. sanki bana iyi davranmasının sebebi; sadece anne ve babasının gözündeki yerine yönelik çıkarcı bir yaklaşım. ailemin bana karşı cephe almasından onun bana zarar vermesinden korkuyorum. ona göre onun hayatını mahveden ben olabilirim çünkü bunları ortaya ben çıkardım. bir yanım sindirilmek istemiyor bir yanımda geleceği düşünüyor. yani ben ekonomik olarak özgür bir insan değilim. mesleğimi elime alana kadar aileme muhtacım onlara karşı bir hareket benim geleceğimi de etkileyebilir. o insan bana zarar verebilir. ilk bu konuyu açtığımda, öfkeliydim hem aileme karşı iyi bir aile olup beni koruyamadıkları için hem de o şahsa karşı beni ömrüm boyunca uğraşmam gereken sıkıntılara soktuğu için. şuan ise kafam karışık. siz diyorsunuz ki dava süreci yine her şeyi alt üst edecek, yine birşeylerin üstü kazınacak. başta ailem sonra ben bu süreci sağlıklı atlatabilir miyiz bilemiyorum... galiba kafa karışıklığımla vaktinizi, zihninizde yaptığını düşünme mesainizden çaldım; özür dilerim..

Sayın üye..

Şu anda şahsınıza karşı bahsettiğiniz cinsel istismar suçu işlenmiyor ise bir süre daha bekleyin. Ekonomik özgürlüğünüze ulaştığınızda dava açın.

Cinsel istismar suçu KAMU DAVASI na konudur.
Cinsel istismar suçunda dava zamanaşımı kural olarak suçun işlendiği tarihten başlayacaktır. Ancak T.C.K madde 66/6 ya göre:
“ Çocuklara karşı üst soy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren.” Dava zaman aşımı süresi başlayacaktır.

denilmektedir.
Bu durumda dava açmak için hukuksal anlamda zamanınız var. Ancak içinizdeki kırgınlık ve kızgınlık şimdi açmaktan yana ise o zaman bazı zorlama baskı ve olumsuz yaklaşımlar ile zorlu sürece kendinizi hazırlamalısınız.

o zaman zaman aşımı 2009 yılından itibaren başladı, kaç yıl devam edecek? yani kaç yıl sonra dava hakkımı kaybedeceğim? bir de ben o kişinin hapishane gibi bir cezadan çok rehabilite olacağı bir sürecin olup olmadığını merak ediyorum.

5237 S.lı Türk Ceza Kanunu MADDE 66
Dava zamanaşımı
(1) Kanunda başka türlü yazılmış olan haller dışında kamu davası;

a) Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda otuz yıl,

b) Müebbet hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmibeş yıl,

c) Yirmi yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasını gerektiren suçlarda yirmi yıl,

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda onbeş yıl,

e) Beş yıldan fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl,

Geçmesiyle düşer.

(2) Fiili işlediği sırada oniki yaşını doldurmuş olup da onbeş yaşını doldurmamış olanlar hakkında, bu sürelerin yarısının; onbeş yaşını doldurmuş olup da onsekiz yaşını doldurmamış olan kişiler hakkında ise, üçte ikisinin geçmesiyle kamu davası düşer.

(3) Dava zamanaşımı süresinin belirlenmesinde dosyadaki mevcut deliller itibarıyla suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri de göz önünde bulundurulur.

(4) Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur; seçimlik cezaları gerektiren suçlarda zamanaşımı bakımından hapis cezası esas alınır.

(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/8 md.) Aynı fiilden dolayı tekrar yargılamayı gerektiren hallerde, mahkemece bu husustaki talebin kabul edildiği tarihten itibaren fiile ilişkin zamanaşımı süresi yeni baştan işlemeye başlar.

(6) Zamanaşımı, tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden, teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden, kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği ve zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden, çocuklara karşı üstsoy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun onsekiz yaşını bitirdiği günden itibaren işlemeye başlar.

(7) Bu Kanunun İkinci Kitabının Dördüncü Kısmında yazılı ağırlaştırılmış müebbet veya müebbet veya on yıldan fazla hapis cezalarını gerektiren suçların yurt dışında işlenmesi halinde dava zamanaşımı uygulanmaz.

- - - Updated - - -

Türk Ceza Kanunu

Madde 103

(1) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Cinsel istismar deyiminden;
a) Onbeş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukukî anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.

(2) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, sekiz yıldan onbeş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(3) Cinsel istismarın üstsoy, ikinci veya üçüncü derecede kan hısmı, üvey baba, evlat edinen, vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, sağlık hizmeti veren veya koruma ve gözetim yükümlülüğü bulunan diğer kişiler tarafından ya da hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle veya birden fazla kişi tarafından birlikte gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehdit kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.

(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.

(6) Suçun sonucunda mağdurun beden veya ruh sağlığının bozulması hâlinde, onbeş yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur.

(7) Suçun mağdurun bitkisel hayata girmesine veya ölümüne neden olması durumunda, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.


Reşit olmayanla cinsel ilişki

Madde 104
(1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, onbeş yaşını bitirmiş olan çocukla (15 - 18 yaş arasında) cinsel ilişkide bulunan kişi, şikâyet üzerine, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

- - - Updated - - -

Şahsınıza karşı işlenen cezasını ilgili kanun maddelerinden bulun. asgari (en az) cezanın karşılığı olan zaman aşımı süresi sizin olayınızda ki zaman aşımı süresidir.

d) Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda on beş yıl,

2009 + 15 = 2024

- - - Updated - - -

Şahsın 1987 doğumlu olduğunu yazmışsınız Şu anda 26 yaşında siz davayı 3 -4 sene sonra açsanız olacak 30..
sizce 30 yaşına gelmiş ve başka bir sürü suçtan dolayı sabıkası olan yada olacak birisi rehabile edilebilir mi ?
Bir ara psikoloğunuza bunu da sorarsınız.

İmzamı iyi okuyunuz..

Ne merhamet, ne eziyet... sadece adalet...

Sizin istediğiniz nedir ?

Kararı verecek olan sizsiniz kişiyi cezalandırmak isterken siz cezalandırılacaksınız (psikolojik anlamda) ancak konuya ilişkin düşüncem sizi etki altında bırakmasın kendiniz için iyi olanı tercih edin sizi mutlu edecek olanı dedikten sonra.
Toplum menfaati gereği bu kişilerin öncelikle tedavi ve cezalandırılmasından yanayım tedavisi mümkün değilse tecrit edilsin ki topluma (sizin durumunuz da başkaları da olabilir)daha fazla zarar vermesinler daha önce benzer bir konudaki düşüncemden dolayı geri kafalılıkla suçlanmıştım oysaki ben kişiler için doğru olduğunu düşündüğümü söylemiştim gerçekçi olmuştum kalıba tabi olmamıştım
neyse
bu noktada anne ve babanın da cezalandırılması gerek ki bana göre asıl suçlular onlardır kardeşiniz değil 10 yaşındaki bir çocuktaki değişimleri görüp hem sizi hem kardeşinizi tedavi ettirmeleri gerkirdi ki aile bunu örtbas etmeye kalkmıştır bu sağ duyuyu gösterebilselerdi bu gün kardeşiniz başka suçlar işlemeyebilirdi belki aranızda ki ilişki dört dörtlük olmasa da abi kardeş olabilirdiniz sizin için üzüldüğüm kadar kardeşiniz içinde üzülüyorum şimdi gene buradan bana saldıracaklar suçluyu koruyorsun diye her ikinizin de psikolojik durumunu az çok çözdüm kardeşiniz suçluluk duygusu içinde ve bu durum size (kedini suçsuz görmek için karşıdakini suçlama gibi bir şey) ve aileye öfke olarak yönleniyor şizin içinizde de suçluluk duygusu var kendi içinize dönmeye dahi korkuyorsunuz
Açıklık getireyim eşinden şiddet gören kadın ben kötü bir kadınım ki eşim beni dövüyor diye düşünür.
bana göre burada suçlu ailedir ne siz ne kardeşiniz önce kendinizle barışın siz insansınız
Yoruma alacağım olumsuz eleştiriler düşüncesi ile son veriyorum. (olumsuz yorum yapacağımdan değil düşüncemin anlaşılmayacağından zira derdimi anlatma konusunda cümle yapım yüzünden zorluk çekiyorum)

tekrar çok teşekkür ederim ilginiz ve alakanız için. iyi çalışmalar dilerim herkese. dediklerinizi düşüneceğim.