-
Boşanma - Velayet
Tuna Zavalli Yavrum. Bu Boşanma Denen Virüs Aslinda Bir Toplumun Yokolmasina Yol Açan Kimyasal Nükleer Ve Ya Biyolojik Silahlardan Bile Daha Tehlikeli Ve Tahribati Daha Da Yüksek Bir Hastalik Bence. Direndim ...denedim.. Mağlup Oldum. Eşimin Ve De Ailesinin Iftira Yalan Ve Kişkirtmalarina Fazla Dayanamadim Geleceğe Yönelik Bu Yikim Kararina Boyun Eğdim. şimdi Ne Olacaklar Safhasindayiz. Velayet Ben Demi Yoksa Annesindemi Kalacak Nafaka Kime Nasil Verilecek Safhasinda Yani ölüyü Toprağa Gömerken Uygulanan Prosedürler Nasil Uygulanacağin Peşindeyiz şimdi. Neyse
Ben Ve Oğlum Bu Güne Kadar Bir çok Mağduriyet Ve De Sikinti Yaşadik. Ilk Mahkemem De Boşanmayi Reddetmem Doğrultusunda Eşim Gizli Oturum Isteyip. Bana şu Suçlamalari Yöneltti (gerçekle Uzaktan Yakindan Alakasi Olmayan Delilsiz Ispatsiz Mesnetsiz Ahlaki Yönden Düşük Seviyeli) Evlilik Hayatimiz Boyunca Ablasina Karşi Birtakim Tacizkar Tavirlar Sapikça şeyler Yani, Diğer Suçlama Ise Aile Mahremiyetimizin çarpitilmiş Hali (cinsellikle Alakali Iğrenç şeyler), Söz Hakki Bana Geçtiğinde: Ben Eşimi Taniyamadiğimi Boşanma Uğruna Bu Iftiralara Ve De Ithamlara Siğinmasini Benim Vicdanimin Rahat Olduğunu Allah şahidimdir Diyerek. Bu Durumda Boşanmaktan Başka çaremin Kalmadiğini Ifade Ettim. Tabi Eşim Bunlari Sözyler Ken Kekeledi Sikildi şekilden şekile Girdi O An Ona Acidim Ama Elden Ne Gelir 6 Yillik Kader Arkadaşim çocuğumun Annesi Bana Ailesinin Kişkirtmasi Ve De Nefretini Sürüklemesi Neticesinde Bu Yakişiksiz Iftira Ve De Ahlaki Açidan Iğrenç Suçlamalari Yöneltti. Ben De Boşanmaya Razi Oldum. çünkü Bu Olay Bitmiş Ve De Diretmenin Anlami Yoktu. Eşim Iki Tanik Getirmişti Biri Ablasi Diğeri Babasi Belliki Defalarca Provasini Yaptiklari Oyunu Oynayacaklardi Kötü Adam Bendim Ablasi Beni Ahlaksizlikla Suçlayacak Babasi Destekçi Konumda Olacakti Ve Allah Bilir Neler Söyleyeceklerdi. Dava 20 Temmuza Ertelendi. Benden De Eşimden De Taniklar Istendi.velayeti Ve Nafakayi Karşilikli Istedik (çocuk 5 Yaşinda Erkek). Parantez: Ablasinin Başindan Iki Evlilik Geçmiş Bir çocuğu Ve De Düzensiz Larç Bir Hayati Mevcut, Ilişkileri Sağliksiz çocuğu Ile Genelde Annesi Ilgileniyor. Portre Kabaca Bu , Eşimde öğretmen Ablasina Ayak Uydurmuş Tam Anlamiyla Değişmiş Fiziki Ve Fikri. Annesi Kaba Ve Kesinlikle Yapici Değil . Babsi Ise Etkisiz Eleman Tam Anlamiyla Anne Otoritesi Olan Sağliksiz Bir Aile Ortami. Benden De Beklentileri Bu Idi. Etkisiz Olmam Ve Her Denileni Yapmam. 6 Yilin Sonunda Ortaya çikan Resim Bu.elimde Eşimin Hakaret Küfür Ve Aşşağilama Dolu Sözler Içeren Cep Tel Ve Mail Kayitlari Var. Eşimde Ise Mesnetsiz Iddialar Yalanci Taniklar Ve Kişkirtmalarindan Dolayi Cevaplarim ,ilk Gün Ses Kaydimi Alip Mahkemeye Sunduğu Ses Cd Si Mevcut. Bu Durumda Ne Yapabilirim. Lütfen Yardimlarinizi Esirgemeyin. Bu Sağliksiz Aile Ortamina çocuğumu Birakmaya Ne Vicdanim Ne De Gönlüm Razi. Bu Yaptiklari Ayak Oyunlari Onlarin Yanina Kar Kalmamali....!
-
Çocuğunuz 5yaşında. Yaş itibariyle anne bakım ve sevgisine muhtaç olduğundan, velayetin anneye verilmesi ihtimali daha yüksek olabilir. Ancak, eşiniz ve ailesinin, iddia ettiğiniz gibi, düzensiz ve sağlıksız bir yaşantılarının sözkonusu olduğunu tanık vs. delillerle ispat etmeniz durumunda velayetin tarafınıza verilmesi sözkonusu olabilir.
Tarafınıza yöneltilen haksız iddialar konusunda ise, hakimin delilleri inceledikten ve tanıkları dinledikten sonraki kanaati önemlidir. Zira, son karar hakimin takdirindedir.
Nafaka konusunda ise, tarafların ekonomik durumları dikkate alınarak bir karara bağlanacaktır. SAYGILARIMLA..
-
Ses Kaydindan Bahsetmiştim Bir önceki Iletimde, Bu Ses Kaydi Içeriğinde Barindirdiği Benim Sarfettiğim( Kişkirtma Neticesinde Bu Kayitta Yok) Sözler Ve Sinir Anindaki Yüksek Sesle Cevap Verdiğim Konu Itibariyle Hakaret Diye Adlandirilabilecek Sadece -ablanin Ve Sülanenin Psikolojisi Bozuk. Diye Geçen Bağrişmalarim Var.
Kisacasi Bu Ses Kaydi Ailemin Sonunu Hazirlama Ve Beni Mağdur Durumda Birakma Amaci Güttüğü Açiktir. Ayrica Haberim Olmaksizin Yapilmiştir.
Sorum şu: Bu Durumda Evliliğim Dağilmiş, Mağduriyet Içersinde (maddi Manevi) Kalmiş,aşağilanmiş Biri Olarak Hukuki Haklarim Doğrultusunda Bu Konuyla Alakali Eski Eşimi Ve Ailesini Dava Edebilirmiyim. şu Anda Delil Olarak Eşim Boşanmak Için Cd Kaydini Yapip Mahkemeye Sunmuş Bulunmakta! Dava Açarsam Boşami Kürek Sallamiş Olurum. Bunu Yipratmak Veya Intikam Almak Için Değil. Kişilik Haklarima Saldirinin Kanuni Olarak Bir Bedelinin Olup Olmadiğini öğrenmek Için Istiyorum. şimdiden Teşekkür Eder. Saygilar Sunarim. Bu Konuyu örnek Davalrla Açiklayabilirseniz Sevinirim.
-
İlgimi çektiği için soruyorum. Gizli oturum ne demektir? Kimler katılır? Hangi durumlarda istenir? Bu oturumdaki bilgilere ait tutanaklarda gizli mi kalır?
-
fulya1212 ya yanıt
GİZLİ OTURUM TARAFLARDAN BİRİNİN BOŞANMA DAVASINDA YAŞADIĞIM KADARIYLA AİLEVİ ÖZEL MESELELERİN (CİNSELLİK,AHLAKİ HUSUSLAR,SAPKINLIK) AÇIKLANACAĞI ZAMAN DAVAYI İZLEYENLERDEN ARINDIRINDIRMAK ANLAMINA GELİYOR. TABİKİ BU HASAS GERÇEKLE ALAKASI OLMAYAN SUÇLAMALARA ZEMİN HAZIRLAMAK İÇİNDE OLABİLİYOR AYNI BENİM DAVAMDA OLDUĞU GİBİ. BU OTURUM BİR TARAF İSTERSE KANUNA GÖRE YERİNE GETİRİLMEK ZORUNDA OLAN BİR TALEP.
TUTANAKTA GİZLİ KALIR. HAKİMİN İSTEĞİ DOĞRULTUSUNDA TUTANAĞA GİZLİ İBARESİ KONULUR
-
Tuna Bey, aşağıda ilgili kanun maddelerini yazıyorum. Duruşmada, bu ses kayıtlarının bilginiz ve rızanız dışında alındığını beyan etmenizi, delil olarak kabul edilmemesini talep etmenizi ve bu beyanlarınızı zabta geçirtmenizi öneriyorum.
Dava açmanız halinde ise sonuç alıp alamayacağınızı öngörmek mümkün değil.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal
MADDE 132 - (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur......
Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması
MADDE 133 - (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları, taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki aydan altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aya kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Yukarıdaki fıkralarda yazılı fiillerden biri işlenerek elde edildiği bilinen bilgilerden yarar sağlayan veya bunları başkalarına veren veya diğer kişilerin bilgi edinmelerini temin eden kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu konuşmaların basın ve yayın yoluyla yayınlanması halinde de, aynı cezaya hükmolunur.
Özel hayatın gizliliğini ihlal
MADDE 134 - (1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.
Kişisel verilerin kaydedilmesi
MADDE 135 - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme
MADDE 136 - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
-
Tuna Bey, ayrıca sizden iletilerinizi küçük harflerle yazmanızı rica ediyorum. Büyük harf kullanımı iletilerin okunmasını güçleştirmektedir.
-
Sayın Tuna2002 öncelikle, iletilerniz küçük harfle yazın. Bu hem site kuralarına hem de internet kurallarına aykırıdır.
İkinci olarak, kendinizi haklı çıkarmamızı sağlayacak şekillde olayı anlatmaktan vazgeçip, lütfen tüm ayrıntıları ile sorunu açın. Siz, kendi açınızdan olayları anlatıyorsunuz. Elbette ki karşı taraf da başka iddialarda bulunuyordur.Olayı tam olarak kavramadan yardımcı olma şansımız ne yazık ki yok. Biz size hak verebiliriz ya da anlattıklarınıza göre, değerlendirme yapabiliriz. Ancak hakimin elindeki dosyada tüm kanıtlar ve tarafların iddiası mevcut. Siz iyinietli olabilirsiniz ama şöyle bir örnek vereyim. Hekime gidip öksürdüğünüz söylüyorsunuz ama sigara içtiğinizi saklıyorsunuz. Sağlıklı bir teşhis bekleyebilir misiniz
-
Kusura bakmayın yazılarımın boyutunun bu kadar yer kaplayacağını tahmin edemedim. Tabiki bütün bu olanları kendi açımdan anlattığım için objektif olamadım, şunuda açıkça söyleyeyim hiç bir objektiflik bariz ve de somut bir iftirayı haklı gösteremez. Olayı kendi açımdan değerlendirmemdeki sebeplerin en başında karşı tarafın aksettirdikleri dışında bana karşı kapalı bir kutu olmasından kaynaklanıyor. Kısacası ayrılığın ilk gününden bu güne ne bana ne de aracı olmak isteyen kişilere hiç bir gerekçe göstermeden uzak durmaları (bu arada dava açan eşimi yaklaşık 4 aydır göremiyorum abartısız) konuşma isteklerini geri çevirmeleri bildikleri yoldan ilerleyip zaman zaman tansiyonu arttırıp söz düellosuna girmeleri (bu rada özeleştiri yapmak gerekirse buna ayak uydurmamam gerekiyordu) ne kadar kararlı olduklarını ve içeri dönük olduklarını ortaya koyuyor. yanıtlarınızdan ve de ilginizden dolayı teşekkür ederim.
Not : İlk haftalar olabildiğince uzak kalıp durumun gergin bir ortama sürüklenmesi safhasında bir araya gelip diyalog kuramayacağımızı anladığımdan aile mahkemesi kanalı ile eve geri dön çağrısı yaptım tabiki reddedildi. çocuğumun kreş hayatı devam etsin ve de eşim mağdur olmasın diye akrabaları kanalı ile kapalı bir zarfta elimde ne varsa yolladım, geri çevrildi. defalarca gerek cepten gerekse bana karşı kaba oldukları dönem bile konuşmamız ve kendi aramızda çözmemiz gerektiğini ifade ettim ama nafile, kapılmış bir rüzgara gidiyordu. Son 2 aydır tahammül sınırlarım o kadar zorlandı ki onlara ayak uydurdum üzgünüm! iki dilekçemdede davayı redettim ama mahkemede ilk defa karşımda duruyor ve hiç bir birlikteliğimiz yada ortak bir noktamız, yaşanmışlığımız olmamış gibi elinde notlar olabildiğince yabancı ve bi o kadar acımasız savruluyordu cümleler... o anda yenilgimi kabul ettim..
-
Sayın Forum Katılımcıları,
Sayın baba 1968..
Sizle çok benzer bir sürecin içindeyim. Ben de 6 ve 7 yaşlarında olan çocuklarımın velayetini alma mücadelesi veriyorum. Benim davam hala devam ediyor.
Ayrıldığınız eşinizin başka birine aşık olduğunu ve bu nedenle ayrılmak istediğini belirtmişsiniz. Bundan kastettiğiniz evlilik sürecinde bir sadakatsizlikmi ve eğer öyle ise bunu bir şekilde mahkemede delillendirebilme imkanınız oldumu? Ne tür delilleriniz vardı?
Lütfen sayın hukukçulardan ricam, bir başkasıyla yapılmış aylarca gece gündüz süren, 100 lerce tel+mesaj trafiği, birlikte çekilmiş resimler (arabada, vapurda vs.).
1-Bu durum, boşanma gerekçesi olarak Zinamıdır, yoksa Şiddetli Geçimsizlik! mi? Yani zina delilleri yetersiz olunca, boşanma gerekçesi olarak, hakim Şiddetli Geçimsizlik mi der, yoksa Sadakatsizlik mi?
2- Sadakatsizlik boşanmada hukuksal sonuçları itibariyle, Zina ile aynımıdır. (Çocuklar ve mal paylaşımı yönünden)
Cevaplar için şimdiden çok teşekkür ederim.
-
sayın babaahmet,
eşinizin sadakatsizliğini mahkemede ortaya dökmeniz velayet açısından hakimin gözünde hiçbir şey ifade etmeyecektir bundan emin olun. boşanmada eşiniz tamamen kusurlu bile bulunsa velayete hakim tamamen kanatine göre karar veriyor ve kanaatleride ne hikmetse hep anneden yana oluyor. ben avukat değilim. ancak yaşadığımız ülkede fiili durum bu
-
Değerli Forumcular,
Ben de kendimce haksız yere suçlanmış ve buruşturulup bir kenara atılmış biriydim. Ama boşanmamdan 10 yıl sonra anlıyorum ki, ben de sütten çıkma ak kaşık değilim.
İğne ve çuvaldız konularına gelince; karşımızdakine batırdığımız çuvaldız sonrası bir de iğneyi alıp kendimize batıralım bakalım. Biz gerçekten suçsuz muyuz? Mevcut durumumuza sebep olan adımlarda bizim hiç mi yanlışımız, hatamız yok. Babaahmet, baba198 ya da forumu ilk başlatan kişi; sizler (ben de dahil) eşlerinizi ayrılmaya götüren sebeplerin kaynağı olamaz mısınız?
Bence bizler de suçluyuz, ilişkiyi götüremedik, aldattık, ya da aile saygı-ahlak ortamından zamanla dışarı çıktık, şimdi de durmuş onları suçluyoruz. Şapkanızı çıkarın ve düşünün ve de kabullenin..... Ben böyle yaptım, iki çocuğumu onlar istedikçe görüyorum ve sonunda rahatladım. Bu kaderimiz bizim. Adaletin kestiği parmak acımaz. Yeni bir hayat kurun ve unutun.
Saygılar.
-
merhabalar, benim bikac cevaba ihtiyacım varda yardmcı olursanız sevinirim:
cok yakın bir dostumun aile içi ciddi problemleri var. kayınvalidesi evde huzursuzluk cıkarıyor. tabiri caizse eşininde aklı dışarda. yani anlayacagınız olası bir boşanma çok yakında. fakat eşinin ve özellikle kaynanasının amacı mal mülk koparmak. fakat tanıdıgımın uzerıne tapulu sadece bir daire var. birde kucuk cocukları var 5 yasında. sımdı ogrenmek ıstedıgım su eger bayan yakınımdan bosanmaya kalkarsa birşey koparabilir mi? cocugun velayetini alma durumu nedır? cocukları erkek ve yakınım ıslerı ıyı gıdıyor bayan ıse calısmıyor. bu konuda benı aydınlatırsanız sevınırım..
-
benzer bir durum yaşıyorum...eşim mart 2005 te evi terketti...boşanma davası açtı...ekim 2005 te boşandık mahkeme kızımın velayetini yaşı 4 olduğu için annesine bıraktı......şubat ayında çalıştığı işyerinden biriyle çıkmaya başlamış.bu olayın öncesinin olduğunu düşündüğümden içim rahat değil..kızımın velayetini alma şansım varmı....eşimin evli olduğumuz döneme ait tel fatura detaylarını buldum tesadüfen...gece 23.40 gibi geç saatlerde şu anda birlikte olduğu kişiyle mesajlajmalar var....bunlar bir anlam ifade edermi.... velayet konusunda çocuğun fikri sorulurmu dikkate alınırmı...yada kaç yaşında dikkate alınır....
-
Sayın Eski eş,
Formu başlatan biri olarak size kendimle alakalı ne kadar objektif olursam olayım, size inandırıcı gelmeyeceğini tahmin ediyorum, tabiki karşılıklı bri takım problemlerimiz olmuştur. En mutlu evliliklerde bile buna rastlanır. Benim bahse konu olan ve de ön plandaki husus iftiraya maruz kalmam, aile içindeki mahremiyetin (ne olursa olsun anlatılmaması gerekir) çarpıtılması, şimdi size söylüyorumher evlilikte dönem dönem karşılıklı olarak eşler hadlerini aşabilirler, belkide birbirlerini kırabilirler. Eğer bu karşılıklı anlayış ve tahammül ortamında çözülmeyecekse birlikteliğin ne anlamı var. Eğer her sorun yaşayan mahkeme kapısına dayanıp (keyfi) o anki sinir harbiyle bu girişimde bulunursa o zaman bu müessesenin ne anlamı kalır. Evlilik kurumunun geleceği işte böyle kararıyor ve yok oluyor. Sevgi ,Sadakat,Birliktelik Tahammül,Anlayış, Özveri, İyi Niyet bu gibi değerlerin varolmadığı dünyada insanların hayatını devam ettirip sosyal bir varlık olabilmeleri bence imkansız! Şu anda bile bu forma katılanların ve de okuyanların bana eşim ve ailesinden daha fazla duyarlı davrandığını ve söz hakkı tanıdığını söylesem size durumu yeterince açıklar mı? bilemiyorum!
-
arkadaşlar farkında mısınız?
kadınların ezildiği toplumdan bahsedilirken, hukuk önünde asıl ezilenler bizleriz.
neymiş anne sevgisiymiş. geçin bunları eskidenmiş.... şimdiki anneler kendilerini sever..[}:)]
erkeklerin yavrularına olan sevgileri nerede kaldı... her erkek umursuz değildir... birilerinin bunlarını mahkemedekilere anlatması gerekli, baba sevgisi nasıl dolacak pekii...[:I]
-
Şahsi fikrimi sorarsanız eğer. toplumda eğer kadın erkek arasındaki dengeler bozulmuşsa bunun nedeni. Eşit hak ve hürriyetler prensibinin kadınlar açısından daha çok kullanılması. Kanunlarda da öyle.. biraz abartılı yaşıyor ve de düşünüyoruz. Eziklik politikası önüne geçilemez bir hal aldı. Kadın dövülüyor kadın okuyamıyor kadın hor görülüyor... Uyanın millet bu ve buna benzer yanlışlar çok geçmişte kaldı. Artık kadınlar erkeklerden çok haklara sahipler ve de sonuna kadar kullanıyorlar. Eşitlik statüsü çoooktaan delindi bile yani millet olarak suyunu çıkardık. Düşünün kadın çalışıyor erkekle aynı statüde müdür amir, rütbeli,milletvekili olabiliyor. Hak ve özgürlükler aynı her açıdan. Okuyamıyor deniliyor hayır yüzbinlercesi okuyor. Köyleri Aşiretleri örnek gösterip kadınların hakları gasp ediliyor diyemezsiniz. Kentlerde yaşıyoruz çoğumuz bunu biliyoruz. Baba kadar annede mesai yapıyor, yani anne şefkati ilgisi bakımına muhtaç olgusu geçmişte kaldı. Kestirmeden yuvalara kreşlere ana okullarına emanet ediliyor (Adıda sosyalleşme oluyor) düşünün annelerimizle hep bir aradaydık çocukluğumuzda o nereye biz oraya, ya şimdi daha 3-4 yaşından itibaren kreşlere ana okullarına oradan eğitim hayatına atılıyor çocuklarımız. Neresinde anne bakımı ilgisi muhtaçlığı, anneden uzak sadece akşam vakitleri ve de hafta sonları. Yani Eşitlik ilkesi kanunlar önünde hala anneye daha çok uygulanıyor gerçekte öyle olmasa bile!
-
sayın Tuna Bey,
ne güzel özetlemişsiniz kadınlarımızın geldiği yerleri.!! etrafınıza bir bakın lütfen o gösterdiğiniz örnekler parmakla sayılacak kadar azdır. yasalarda zaten kadınların geneline bakar. keşke her kadın sizin düşündüğünüz gibi maddi manevi açıdan güçlü olsa. bu sitedeki yazılanları okudukça kadınların (annelerin) daha çok eğitim alması maddi güçlerini daha bir iyi seviyeye çıkarması gerektiğini görüyorum.
ki böyle olursa eşlerine karşı söz hakları olacaktır, kendi geçimini sağlayacak, ayaklara yere sağlam basan kadınlarımız (anneler) kimseye minneti olmadan da, eşine dahi ezik ve sessiz kalmayacaktır. erkekler kadınların bu durumuma gelmesini istemezler. çünkü içlerine sindiremezler.
-
Esra Hanim Hiç Dikkatinizi çektimi Bilmem Ama Son Dönemler De Boşanma Vakalari Tavan Yapti Yani Istatistiklere Göre % 50 Artti Toplumun Temel Yapi Taşi Olan Aile Parçalanma Sürecinde, Peki Bu Oluşum Sizce Neden Kaynaklanmaktadir. Yoksa Sizin Takildiğiniz Kadin Haklari Hususunun Biraz Abartilmasindan Olmasin! Ekonomik özgürlük Hak Ve Hürriyetler, Eziklik Politikasi (sömürüye Açik Olan Kadinlari Cesaretlendiren Konular) Bu Ve Buna Benzer Lakirdilar.... Bu Durum Daki Bir Kadinin Haliyeti Ruhiyesini Ben Gerek çevremde Gerekse Kendi Hayatimda Bizzat Yaşadim Ve Gördüm. Bu Pozisyondaki Kadinlarin Ne Kadar Ileriye Gidebileceğine Tanik Oldum (boşan Gitsin), Hiçbir şeye Tahammülü Olmayan, En Ufak Tartişmalarda Bunu Koz Olarak Kullanip Evini Terk Edenler O Kadar Fazlaki Bunu Görmezden Gelmezsiniz. Unutmayin Bir Kadini Değerli Kilan En önemli Unsur (anne) Olabilmektir, Anne Olabilmek Içinde Bir Aileye Sahip Olmak Gerekir, Başiboş Bir Hayata Değil...!
-
Arkadaşlar,
Medeni Kanun uygulamalarındaki (iyi niyetle yapılagelen) pozitif kadın ayrımcılığı, artık azımsanamayacak oranda kadın tarafından istismar ediliyor. Ve bence daha kötüsü, bu istismara göz yumuluyor.
Duruşmada hakimden sahsi görüşmem için ayda iki haftasonu yatılı olarak izin istiyorum. Hakim eşime aynen soruyor"-yazıktır bu adama, belli ki çocuklarına çok düşkün, çok seviyor, izin ver de ayda iki gece çocuklarıyla geçirsin.. Cevap "-hayır." . Eşimin sadakatsizliği ap açık ortada. Çocuklar bebek değill 6-7 yaşlarında.
Tabiiki pozitif kadın ayrımcılığı olsun. Köylerde okutulmamış, çile çeken, baskı gören, şiddet uygulanan kadınlara yazıktır günahtır. Ama pırlantanın karat'ına bozulup, sadakatsizlik yapanlar için pozitif ayrımcılığa da gerek yok. Toplumun temeline dinamiti koy, yık yuvayı, al çocukları, paylaş varlığı, hayatını yaşa.
Zavallı babalar....ZAVALLI ÇOCUKLAR..
-
boşanmaların ne kadar fazla oludu bi gerçek.bunu üzülerek görebiliyorum. ama boşanmaların asıl sebebine inmek önemli bence. bir ailede anne ne kadar önemliyse babada ailenin önemini bilmeli. ne yazıkki günümüzdede hep aynı sorun ya eşine (kocana) boyun eğeceksin yada bu evliliği sürdüreceksin!!!. erkeklerin yaptığı söylediği tek şey var evliliklerini "ben böyleyim, işine gelirse"tavrı ile bakmaları. bu yüzdende kadınlarımız (henüz o aşamaya gelemedi inşallah artık herkesin gözü açılacak) haklarını sonuna kadar korumalı ezik kalmamalı. bu arada babalarıda ilgilendiren babalardan yana olan okadar yasa varki. sizlerde o haklarınızı kullanabilirsiniz. önemli olan saygıyı yitirmeden (eski eş veya devam eden eşinizle) hak ve özgürlükleri beraber kullanmak.
-
zamanında platon da denemşti ama olmadı yani ütopik bir dünya sadece hayal mahsulu olarak kalabilir. bir takım nesnel kanunlarla ilintili eşit hak ve özgürlükler deniliyor. Toplumun neresinde bütün bu hak ve özgürlükler uygulanıyor ya da yaşatılıyor. Bizlerin sadece yaptırımlar ve bir takım kanunlara takılıp kalmamız gerekiyor. söylermisiniz aile içi ilişkileri , hangi kanun denetliyor yada belirliyor. bu güne kadar süregelen kanunların yetemediği yerde devreye giren örf adet ve de anenelerimiz nerde. işte sonun başlangıcı burada başlıyor. örf adet ve de anene gibi gerek ailemizi gerekse toplumu bir arada tutan değerleri unuttuk özellikle kadın haklarını kullanarak yıkmaya başladılar. Uyanın millet gafletin içine düşmüşüz hala benim haklarım az onunki fazla diye birbirimizi yıpratıp laf ebeliği peşine düşmüşüz. Buna bir son vermemiz lazım. Yakın geçmişi hatırlayın. Mesela İran'da yaşanan kadın hakları ile ilgili gerginlik! Bu hak arayışı mücadelesinde ne gariptirki kadınlar birbirine girdi! yıkılmakta olan tabulara sımsıkı bağlı bağlı bir taraf , diğeri ise yıkım peşinde (örnek belki bizim toplumumuzu ilgilendirmez ama ) bu olay şu gerçeği anlatıyor hemcins bile olsan ahlaki değerlerin örf adet ve anenelerin yitip gitmemesi uğruna savaş verebiliyorsun!
-
ha şunuda eklemek isterim;
GÖZ AÇILMADAN GÖNÜLDE AÇILMASI GEREKİYOR!
ASIL ÖNEMLİ OLAN BUDUR!
ÇÜNKÜ DOĞRUYU ARARKEN GÖZÜNÜ AÇIP ÇIKAR İLİŞKİLERİ PEŞİNDE KOŞMAK YERİNE. GÖNLÜNÜ AÇIP SEVMEYİ VE TAHAMMÜL ETMEYİ ÖĞRENEBİLİRİZ.
-
gönlünün açık olmasına katılıyorum. tabiki sevgi saygı herşeyin başındagelir. karşılıklı sevgi sayğı ama bahsettiğim. (her iki eşiçinde söylüyorum)hiç bir şey yapmadan, aile içinde bulunduğu konumun hakkını vermeden sevgi beklemek saygı beklemek yersiz. ama günümüzde boşanma olaylarına baktığımızda kadın erkek olarak ayırmak yanlış olur sonuçta öyle yada böyle yuvalar yıkılıyor çocuklar ailesiz kalıyor. bunun nedenini tek tarafa yıkmak yanlış. her şey karşılıklıdır. evlilğin getirdigi yüklerin başında. iyi bir anne, iyi bir baba, karşılıklı sadakat, hoşgörü, güven, sevgi ve arksında saygı vardır. öncelikli bunlardan hangisini yerine getirmediğimizi bulalım. insan önce kendini eleştirebilmeli. her şeyin koptuğu noktada yasalar hak ve hukuk arınır. önemli olan kopma noktasına gelmemek. bu sitedeki çoğunlukta zaten kopma noktasına gelmiş. yapıcı oldum yıkmak istimiyorum diyenler ise lafta icraatta birşey yok. önce kendimizi eleştirelim eksiklikleri bulalım. yasalar zaten kadın ve erkeğin arkasında.
-
Bu konuya başlarken de söyledim ve yine tekrar ediyorum! Öz eleştiri yaptım yapmayada devam ediyorum. Ama ne kadar öz eleştiri yaparsam yapayım, aleni olarak yaşanan bir takım olumsuz şeylerin üzerinde bir haksızlık doğurmuyor benim açımdan. 6 Yıllık evli olmam ve eşimin bunun tas tamam 6 yılınıda görmezden gelmesi (severek evlendik) evliliği işkence gibi görmesi bana hiç mantıklı gelmiyor. Bunun özeleştiri yapmam ve ya kendimi suçlamamla ne alakası var! 6 yıl boyunca çocuk sahibi oluyorsun,birikim yapıyorsun, gelecekle ilgili planlar yapıyorsun, bütün bunların arasına serpiştirilmiş yaşanmış bir çok tatlı anıların var. Daha düne kadar bu modda yaşıyorsun sonrada ufacık bir olumsuzlukta ne eşine ne de yuvana katlanabiliyorsun, terk ediyorsun!Unuttum gitti diyorsun! Eziyet diyorsun! İnkar ediyorsun !Hata yaptım diyorsun! Ne kadar kolay ne kadar basit bu mudur annelik bu mudur kadınlık. En can alıcı noktası ise Eğitim düzeyi yüksek bir öğretmen bunu yapan! Ekonomik özgürlüğü, saygın bir mesleği hak ve özgürlüğü kısıtlanmamış, hayatına dilediği gibi yön verebilen, baskı altında olmayan biri. Kısaca anlatmak istediğimi bu örnek çok iyi açıklıyor.
-
Re: Boşanma - Velayet
Sayın hukukçular affınıza sığınaraktan bu olaylar benim yaşadığım olaylada ilintili olduğu için banada yardım etmenizi rica ediyorum…:
merhabalar ben 32 yaşında bir ev hanımıyım 5 yaşında bir oğlum war kocamla ewliliğimiz kötü gitmektedir, üstelik kocam beni
aldatıyor bu durumu kocam bizzat bana kendisi söyledi. elimde bir belgem yok henüz davada sunabileceğim fakat yaşadığımız
ilçede kocamın başka bir ilişkisi olduğunu bilen kişi çok var ben nafaka peşinde değilim sadce 5 yaşındaki oğlumu düşünüyorum
kocam ben den ayrılır ayrılamaz başka bir ewlilik
yapacak(bunuda kocamdan bizzat duydum) we oğlumun üvey bir annesi olacak o daha çok küçük benim maddi bir gelirim yok.
kocam bana anlaşmalı
başanabileceğimizle ilghili bir belge sundu bu anlaşamaya göre çocuğumun velayeti babasında kalacakmış,ayrı bir ikametgah
halinde oğlumu görmem temmuz 1-30u arası ve dini bayramlarda 3gün olark yer alıyor.ki kcamın işi gereğince
tayini çıkabilir.eğer ikametgah farklılığı olmazsa istediğim zamn oğlumu görme imkanım olabilirmiş.ben oğlumu
en azndan hafatada 2 gün görmek istiom biliorm mahkeme kararıyla çocuğumun velayeti bana geçmesi çok zor çünkü maddi bir
gelirim yok ama eğer kocamn beni aldattğını belgeleyebilirsem telefon konuşmaları veyada ses bandlarıyla çocuğumun velayetinin bana geçmesi mümkn olabilir sizce?lütfen bana acil bir cvp yazın çünkü kocam anlaşmayı imzalamam için beni sözle taciz edyor....ayrıca çocuğumdan ayrılacağım psikolojisiyle çok kötü şeyler yapabilirm lütfen bana acil cvp yazınn......:confused: