Kadın Erkek eşit olmalı buna canı gönülden inanıyorum

KONU:Yetim aylıkları
HUKUKİ NEDENLER: Dilekçe kapsamı, ilgili yasalar, sosyal nedenler, metin kapsamı vs.
AÇIKLAMALAR:
1-Hiç şüphe yok ki modern bir toplumda kadın ve erkek eşit haklara sahip olup herhangi bir ayrımcılığa tabi tutulamaz bu durum kadının en doğal haklarından olmakla modern toplumunda bir gereğidir yerleşik bir düşünce haline gelmiş kadın erkek eşitliğini sağlamak adına yapılan bu mücadelede her T. C. Vatandaşı üzerine düşen sorumluluğu ödevlerini yerine getirmelidir. Kanun ve yasalarımızda yer alan yetim aylığı ölen ebebeynden çocuklarına intikal etmekte erkek çocuk eğitim nedeni ile 25 yaşına kadar bu aylığı alabilmekte kız çocuklarında ise yaşa bakılmaksızın evli olmama (BOŞANMA) şartı aranmaktadır kadınlara erkekle eşit olma hakkının tanınması gereği erkeğe de bu hakkın tanınması gerektiği aşikardır erkeğe medeniyetle bağdaşmayan bu haksızlık en başta kadınlarımızın eşitlik isteğine zarar vermektedir.

a)SİYASİ VE MEDENİ HAKLAR ULUSLAR ARASI SÖZLEŞMESİ
-Hukuk önünde eşitlik: Herkes, hukuk önünde eşittir ve hiç bir ayrımcılığa tabi tutulmaksızın hukuk tarafından eşit olarak korunma hakkına sahiptir. Hukuk bu alanda her türlü ayrımcılığı yasaklar ve herkese ırk, renk, cinsiyet, dil, din, siyasal veya başka bir fikir, ulusal veya toplumsal köken, milliyet, doğum veya başka bir statü ile yapılan ayrımcılığa karşı etkili ve eşit koruma sağlar
- Cinsiyet eşitliği Bu Sözleşmeye Taraf Devletler, bu Sözleşmede yer alan bütün kişisel ve siyasal hakların kullanılmasında eşit haklar sağlamayı taahhüt eder.

b) ANAYASA:
5- Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır
10 – Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.
11- Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.
Kanunlar Anayasaya aykırı olamaz.



14- Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.
17. – Herkes, yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.
II. Zorla çalıştırma yasağı MADDE 18- Hiç kimse zorla çalıştırılamaz.


SONUÇ VE İSTEM :
Belirttiğim nedenlerle eşitlik ilkesine ve diğer yasalara aykırı olan bu uygulamanın terk edilerek Anayasa madde 10’a son gereği yasal düzenleme gerekmeksizin bu aylıkların erkeğe de bağlanması,
gereğini

- - - Updated - - -

Olumlu olumsuz bir yorum alaydık bari eşitlik istemek suç mu?

Erkek de evlenmediği sürece yaş kaç olursa olsun devletten yani toplumun cebinden aylık almaya devam etsin diyorsunuz. Eşitlik bu şekilde icra edilirse suiistimallerin önüne geçilemez. Türlü sebeplerle evlenmeyen ya da beraber yaşayıp resmiyete dökmeyen nice asalaklar peyda olur. Hedef kadının da devletten aylık almadan yaşamını idame etme yönünde olmalıdır erkeği de aynı duruma eşitlemek olamaz. Kadınlar zaten erkekler yüzünden okuyamaz çalışamaz kendini geliştiremez namusuyla hayatını idame edemez bir de kadın kılıklı erkekler oluşturmanın alemi yok.
Yeni icatlar çıkarmayın. :)

Gelişmiş ülkelerde 25 yas üstü yetim maaşı diye bir kavram yok.
Gelişmiş ülkelerde finansal yoksul olanlara aç ve açıkta kalmayacak hiç kimseden borç istemeyecek bir şekilde kontrollü ve koşullu BORC destekleri mevcut.
Devlet borç veriyor finansal durum düzelirse ihtiyaç fazlası bölümden verdiği borcu geri alıyor.
Yeni anayasa taslağında böyle bir düzenleme var sanırım.

Anayasa lardaki zaruri finansal eşitlik ilkesini böyle sağlıyorlar.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Erkek de evlenmediği sürece yaş kaç olursa olsun devletten yani toplumun cebinden aylık almaya devam etsin diyorsunuz. Eşitlik bu şekilde icra edilirse suiistimallerin önüne geçilemez. Türlü sebeplerle evlenmeyen ya da beraber yaşayıp resmiyete dökmeyen nice asalaklar peyda olur. Hedef kadının da devletten aylık almadan yaşamını idame etme yönünde olmalıdır erkeği de aynı duruma eşitlemek olamaz. Kadınlar zaten erkekler yüzünden okuyamaz çalışamaz kendini geliştiremez namusuyla hayatını idame edemez bir de kadın kılıklı erkekler oluşturmanın alemi yok.
Yeni icatlar çıkarmayın. :)

---

Ben konuya hukuki bir yaklaşım beklerdim.
Ancak sosyal boyut değerlendirmesine yanıt vermem gerekirse kadın kılıklı erkek ne demektir kadınlar başımızın tacıdır bu söylemle kadının aşağılanmasını hoş bulmuyorum o kadınlar ki kurtuluş savaşında top mermilerini taşımış erkeğine destek olmuştur Cumhuriyetimizin inşasında erkeği ile omuz omuza mücadele vermiş işte ben bu yüzden kadın kılıklı olamakla ancak onur duyarım bu sebeple ki bu savaşta erkeklerinde canları ile mücadele verdiğinin bu kılıkla unutulmasını engellemiş olurum.
Üstelik namusu bacak arasına sabitleyen bu tip anlayışlarında (unutmayın zina boşanma sebebidir suç değil isteyen istediği ile olur kadınlara bu zihniyetle baskı yapmayınız) kadına büyük bir hakaret olduğunu düşünüyorum kaldı ki çalışmak için okumak mı gereklidir istek mi? geçmiş klasik zihniyetinin temeli de bu geri kafalı düşüncelerdir geçmişimiz zihniyetinde bir erkeğin evlenebilecek vasıfları olması evinin arabasının sağlam bir maaşının olmasına bağlıdır işte bu zihniyet kadını asalak ve zavallı konumuna düşürmüştür ne münasebet kadın erkek eşittir ve kimse çalışmaya zorlanamaz hele ki fıtratı için.
Kaldı ki evlenmeyi düşünen yetim erkeğinde çeyiz yardımı almaya hakkı vardır kadın yetimdir de erkek değil midir?
Kimse kendini ailenin reisi sanmasın hak vardır hukuk vardır medeni kanun vardır artık toplum bu reislik geri kafalı zihniyetinden kurtulmalıdır üstelik bu zihniyet hukuka ve yasaya aykırıdır.
Resmi kanallarda dahi bu durumların altı çizilmiyor mu? hatta hocalarımız bu kanallarda ailenin eşitlik esasına tabi olduğunu söyleyip dinde reislik kavramı diye bir şey olmadığını anlatmaya çalışmıyorlar mı? medeniyet böyle diyor din böyle diyor hukuk böyle diyor artık bu geri kafalı zihniyetlerden kurtulalım
Bir idam cezasını öven meslektaşlarınızın sonunu gayet iyi bilirsiniz bir hukukçu olarak böylesi negatif bir zihniyeti nasıl savunabilirsiniz ben sizden bu medeni düşüncemin savunucusu olmanızı beklerdim düşüncelerimi desteklemenizi.

Bu arada ikon koymayı unutmuşum :)

Alıntı:

---

Hakkaniyetli rumuzlu üyeden alıntı

Gelişmiş ülkelerde 25 yas üstü yetim maaşı diye bir kavram yok.
Gelişmiş ülkelerde finansal yoksul olanlara aç ve açıkta kalmayacak hiç kimseden borç istemeyecek bir şekilde kontrollü ve koşullu BORC destekleri mevcut.
Devlet borç veriyor finansal durum düzelirse ihtiyaç fazlası bölümden verdiği borcu geri alıyor.
Yeni anayasa taslağında böyle bir düzenleme var sanırım.

Anayasa lardaki zaruri finansal eşitlik ilkesini böyle sağlıyorlar.

---

Sayın Hakkaniyetli bizde yetim aylığı diye bir şey var bu aylığın erkeğe de bağlanması hukuki midir sizce? görüşünüz nedir?

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Hakkaniyetli bizde yetim aylığı diye bir şey var bu aylığın erkeğe de bağlanması hukuki midir sizce? görüşünüz nedir?

---

Anayasamizda esitlik ilkesi var.
Bayanlar icin hak olan erkekler icinde hak olmasi gerekir.
Burada bariz bir sekilde Anayamizin esitlik ilkesi zedelenmistir.

Çalışmak çabalamak yerine boş gezmeyi ve devletten gelen yardıma aylığa tamah etmeyi tercih edebilecek erkekleri kastettim ama nasıl okuduysanız artık baştan aşağı kadınlar lehine cevabı bi acaip çarpıttınız te kurtuluş savaşına götürdünüz vay anam vay...

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Çalışmak çabalamak yerine boş gezmeyi ve devletten gelen yardıma aylığa tamah etmeyi tercih edebilecek erkekleri kastettim ama nasıl okuduysanız artık baştan aşağı kadınlar lehine cevabı bi acaip çarpıttınız te kurtuluş savaşına götürdünüz vay anam vay...

---

Bazen Engin Beye sevgimiz sayın editöre saygımızın önüne geçebiliyor aslında bende size yanıt babında döküp saymışım izlenimine kapıldım birazda utandım

ama çaktırmıyorum :utangac

Böyle bariz bir cinsiyet ayrımcılığının yapıldığı başka bir medeni ülke yok. Türk usulü insan hakları ve hukuk ancak bu kadar oluyor herhalde.

Savcı abinin şiddeti

Savcı ağabeyi, B.G.’yi üniversite sınavına girmesin diye eve kapattı. B.G., evden kaçıp polise başvurdu. Sığınma evinde ailesi bulunca, Ankara’ya götürüldü, kimlik bilgileri ve sınav yeri değiştirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22784252.asp

Memlekette tahsili kültürü her seviyede bu tür mahlukatın nesli tükenmedikçe kadınlara pozitif ayrımcılığa devam.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

Savcı abinin şiddeti

Savcı ağabeyi, B.G.’yi üniversite sınavına girmesin diye eve kapattı. B.G., evden kaçıp polise başvurdu. Sığınma evinde ailesi bulunca, Ankara’ya götürüldü, kimlik bilgileri ve sınav yeri değiştirildi.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/22784252.asp

Memlekette tahsili kültürü her seviyede bu tür mahlukatın nesli tükenmedikçe kadınlara pozitif ayrımcılığa devam.

---

Benim karşı olduğum pozitif ayrımcılık adı altında yapılan yanlış değerlendirmeler ve uygulamalardır.
Verdiğiniz örnek pozitif ayrımcılık içermiyor ki sosyal devlet yapması gerekeni yapmış ayrımcılık bunun neresinde.

La havleeee :)
Devlet burda yapması gerekeni yapabilmiş diyelim herkes bu kadar şanslı mı? herkese yetişebiliyor mu devlet? pozitif ayrımcılığa örnek değildi bu örnek neden bu ayrımın yapılması gerektiğine okyanustan bir damla örnekti.

Alıntı:

---

Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı

La havleeee :)
Devlet burda yapması gerekeni yapabilmiş diyelim herkes bu kadar şanslı mı? herkese yetişebiliyor mu devlet? pozitif ayrımcılığa örnek değildi bu örnek neden bu ayrımın yapılması gerektiğine okyanustan bir damla örnekti.

---

Anladım ve çok güdüm.
Tersten anlama site rekoru bende :DD
Sabrınıza hayranım teşekkürler :)

- - - Updated - - -

Ben negatif ayrımcılığa da karşıyım.

Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik kavramı mutlak değildir. Maddedeki eşitlik, doktrinde yatay ve dikey eşitlik kavramını ortaya çıkarmıştır. Yatay eşitlik, aynı statüde bulunanlara aynı, dikey eşitlik ise farklı statüde bulunanlara farklı normların uygulanmasını ortaya koyar.

Maddeyi hatırlayalım:

MADDE 10- Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir.
(Ek fıkra: 7/5/2004-5170/1 md.) Kadınlar ve erkekler eşit haklara sahiptir. Devlet, bu eşitliğin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür. (Ek cümle: 12/9/2010-5982/1 md.) Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.

(Ek fıkra: 12/9/2010-5982/1 md.) Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz.
Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.
Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar.

Her olay kendi içinde değerlendirmeye tabi tutulur. Doktrinin iletinizi bağlayıcı ilkesi
Şahsi ve hukuki görüşüm açısından düşüncenize katılmıyorum.

Anayasadaki 'Bu maksatla alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamaz.' cümlesi açısından detaylı bir araştırma yararlı olacaktır.

A bendindeki yasanın geneli anayasayı bağlar nitelikte olup çek için uygulanan hapis cezasının kalkma sebebidir (her ne kadar Burhaniye ceza mahkemesinin bu konuda anayasa mahkemesine başvurusu olsa da)
Yine anayasa yorumlanırken hakkaniyet ve hukuk dışına çıkılamaz. Amacından sapmış genelleme şeklindeki bir uygulamanın eşitliği sağlama amacını gütmesi mümkün değildir.

Sayın ismail32,

Anayasa Mahkemesi Kararlarında Eşitliğin Dar Yorumu başlıklı Yrd. Doç. Dr. Selda ÇAĞLAR'ın makalesi ile

http://www.ankarabarosu.org.tr/sitel.../2012-3/02.pdf

Anayasa Mahkemesi'nin 10 madde bağlamındaki değerlendirmelerini haiz aşağıdaki kararını konu ile ilgilenenlerin dikkatine sunmak istiyorum.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskile...0120519-14.htm

Esenlik dilerim.

İsmail Bey katkınız için çok teşekkür ederim konuyu okuyorum ancak şu ana kadar edindiğim izlenim düşüncemi destekler niteliktedir en yakın zamanda detaylı bir düzenleme yapacağım
Teşekkürler.........

Alıntı:

---

İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı

Anayasanın 10. maddesindeki eşitlik kavramı mutlak değildir. Maddedeki eşitlik, doktrinde yatay ve dikey eşitlik kavramını ortaya çıkarmıştır. Yatay eşitlik, aynı statüde bulunanlara aynı, dikey eşitlik ise farklı statüde bulunanlara farklı normların uygulanmasını ortaya koyar.

---

Yatay.. Dikey... Bende çaprazı ekleyeyim. Bulmaca çözer gibi eşitlik anlayaşı olur mu?

Bunların hepsi keyfi sınıflandırma...

Alıntı:

---

cemil1 rumuzlu üyeden alıntı

Yatay.. Dikey... Bende çaprazı ekleyeyim. Bulmaca çözer gibi eşitlik anlayaşı olur mu?

Bunların hepsi keyfi sınıflandırma...

---

Sayın CEMİL her şey siyah yada beyazdan ibaret değildir
önemli olan hakkaniyettir doğruyu gerçeği anlamak ve ifade edebilmektir

Alıntı:

---

İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı

Sayın ismail32,

Anayasa Mahkemesi Kararlarında Eşitliğin Dar Yorumu başlıklı Yrd. Doç. Dr. Selda ÇAĞLAR'ın makalesi ile

http://www.ankarabarosu.org.tr/sitel.../2012-3/02.pdf

Anayasa Mahkemesi'nin 10 madde bağlamındaki değerlendirmelerini haiz aşağıdaki kararını konu ile ilgilenenlerin dikkatine sunmak istiyorum.

http://www.resmigazete.gov.tr/eskile...0120519-14.htm

Esenlik dilerim.

---

Sayın Arslan bütün bakışımı değiştirdiniz şu ana kadar olan mantığım alt üst oldu ancak bir şeyi fark ettim ki gerek yatay gerekse dikey eşitlik kavramları yetersiz ve sapmalı sonuçlar doğuruyor matematiksel açıklamaya tabi tutulamıyor kuramsal bir teori ile ifadesi mümkün görünmüyor bu konuda her hangi bilginiz mevcut mudur?
bu sorum tüm üye arkadaşları da kapsar ( lütfen dalga geçtiğimi düşünmeyiniz)

Sosyal yaşamda her yaşanan farklıdır; ne kadar benzerlik ihtiva etse bile...

Hukukun herkesi tatmin etmesi hayaldir.

Kültürel değerler, medeniyet ölçütleri değiştikçe yargılar da değişiyor. Dolayısıyla dünün sorgulanamaz gerçeklik totemi bugün poposuna tekme atılan kıymetsiz bir sıradanlık olabiliyor.

Kanımca gücün iki cephesi var. Doğada maruf olan ve insanın uydurduğu kadar var olan...

Doğa, ergeç her uyduruk kıymeti alt edecektir.

Buradan bakınca her sapma sanal üretim hatasıdır. Doğa ürettiğinde ise sapma söz konusu değildir.

Şu an kuramsal bir teoriyi kaba taslak oluşturdum denklemlerdeki sorunları gidermeye çalışıyorum bu konuda bildiğiniz bir çalışma varsa daha hızlı yol almamı sağlayacaktır.

Yaralı ve zayıf halde ona sığınan bir kızın şefkat ile saçlarını okşarken, ilerleyen saatlerde şehvet ile göğüslerini süzebilengiller taifesi insandan çıkma her ne olursa olsun çok temkinli olmak faydalıdır kanısındayım.

Pek alakalı olmadı görünürde; fakat bence öz buradadır.

:DD Nereye çekersen oraya gider.
Konu bağlamında değerlendirme yaparsak deli olduğumu düşünmüyorum doğa kanunları denkleme tabidir bununla beraber çözüm yolunda yardımcı olma açısından bir ileti ise bunu anlamam zaman alacağa benziyor ömrüm yeter mi bilmiyorum? :)

- - - Updated - - -

Bu konuda bir çalışma yoksa bunu belirtmeniz de yeterlidir biraz garip ve saçma görünen bir konu olduğunun ve böylesi çoklu ve soyut kavramların somutlaştırılmasının zorluğunun ve dahi imkansız göründüğünün bende farkındayım o yüzden saygı ile karşılarım.

Davacının iddiası:
Bekar, dost hayatı ve gayri resmi evli gibi yaşayan; eşinden ayrılıp kocası ile fiili evliliğini sürdüren, pek çok taşınmazı ve mülkü olupta refah içinde yaşayan kadınlara bağlanan yetim aylığının kendilerinede bağlanması gereğini bunun yetimlere tanınan bir hak olduğunu uygulamanın bunda şüpheye yer bırakmadığını bu aylığın yardım amacı güdemeyeceğini aksi tadirde bu aylığın SGK değilde Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Fonu • SYDTF tarafından hak sahibi yetimlere ödeneceğinden bahisle SGKnın bu aylığı kendilerinede bağlaması gereğini beyan eder.

Davalının savunması ise uygulamanın eşitlik ilkesi ile çelişir bir yönü olmadığı zaten bu aylık yüzünden sarsılan kurum bütçesinin davanın kabulü ile çökeceğini kamu menfaati gereği davanın reddini talep etmiştir
mahkemenin vereceği karar gerekçesi de şöyle olabilir

Öncelikli tartışılıp değerlendirilmesi gereken konu bu aylıkların SGK tarafından bağlanmasının ANAYASAya uygun olup olmayacağı yönünde olsa da bu yönde talep olmadığından işin esasına geçelim.
Biraz öncede belirttiğim nedenle yasa koyucunun haklı nedeni ile ilgili karar verme talep dahili olmadığından iş bu aylığın bağlanmasında gelir seviyesi gözetilmediğinden evli imiş gibi yaşamanın dahi bu aylığın bağlanmasında etkisi olmadığından bırakınız bekar olmayı evli kişiler açısından dahi bu aylığın bağlanmasının önünde bir engel kabul edilemez ……………


Geçek şuki demokrasi ve özgürlük alanında bu hakların en geniş ve güzel şekilde uygulandığı ilk site demiyorum tek sitedir Hukuki net yargı mensuplarının tekelinde pek çok hukuk sitesi vardır ancak bu sitelerin zihniyeti hukukun hukukçuların tekelinde olduğunu adalet konusunda vatandaşın söz hakkı olmadığı temelinde yükselmektedir bunca pozitif temele sahip olan sitemizin üye zihniyeti incelendiğinde çıkan sonuç hukukun araç olduğu amaç olamadığı yönündedir konuya müdahil yargı mensuplarının yorumlarına baktığımda görebildiğim kamu menfaati adına hukukun askıya alınabileceği temel zihniyeti hakimiyetini görmekteyim ancak görmezden gelinen gerçek ise en baştan hukuk amaç edinilse idi zaten kamu menfaati korunmuş olacaktı ve yine hukukun katlini gösterdiğim bu konuda bir kaç hukukçunun istemsiz tartışmadan kaçınırcasına konuya açıklık getirmektense üstünü örtercesine tavır takınmalarıda beni ziyadesi ile üzmüştür o yüzdendir ki yatay eşitlik ve haklı neden konularına eğilmeden bu yazımı noktalıyorum sonuçta kimse kendisi ile tartışamaz fikir alış verişinde bulunamaz
Hukukun araç değil amaç edinildiği günleri görmek umuduyla ......................

Üstad,

Kaçırmışım konuyu. Cevabım da seninki gibi linkli olsun. Günler önce başka bir konuya cevap yazmıştım. Aslında senin cevabın olabilir. Tıklayın Lütfen

Bahsettiğiniz kadar basit bir durum değil ideal hedefinde oluşum temelli zorlama ile hukuki zihniyet oluşturma gayreti
Amaç hukuki gibi görünse de ideal konusu gümüz medeniyetinin karanlığa saplanmış yönlerini geçmiş hukukumuzun karanlığı ile harmanlamaktadır, dolayısı ile iki karanlıktan bir aydınlık elde edebilecek bir denklem kurmak imkansız o yüzden toplumdaki adalet inancı her geçen gün daha sarsılıyor

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Bahsettiğiniz kadar basit bir durum değil ideal hedefinde oluşum temelli zorlama ile hukuki zihniyet oluşturma gayreti
Amaç hukuki gibi görünse de ideal konusu gümüz medeniyetinin karanlığa saplanmış yönlerini geçmiş hukukumuzun karanlığı ile harmanlamaktadır, dolayısı ile iki karanlıktan bir aydınlık elde edebilecek bir denklem kurmak imkansız o yüzden toplumdaki adalet inancı her geçen gün daha sarsılıyor

---

21 günde iftira ve hakaret hakkındaki şikayetimden takipsizlik kararı çıktı. Bu bile adalete inancımı sarsmadı. SMS mesajını arkadaşıma çeken sanığın bu mesajı bana yazmadığı için dikkate almadılar. Yine aynı kişiye şahsıma yapılan hakaretleri yineleyerek ve böbürlenerek mesaj attı.
Sizce bu hakaretler noter huzurunda mı yapılmalı?
Belki ben şu anda duygusal davranıyor ve bu yüzden hakkaniyet kurallarını atlıyor olamaz mıyım?
Mevlana her ne ararsan kendinde ara derken sanırım bu durumu özetliyor.
Saygılar.

Olayda yasa uygulanmış bunda bir şey yok.
Tazminat davası açarsınız pişman olur. Tazminatı alınca da tekrardan savcılığa verirsiniz yasadan kaynaklanan hakkını kötüye kullanma emniyeti su istimal mi? :)

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Olayda yasa uygulanmış bunda bir şey yok.
Tazminat davası açarsınız pişman olur. Tazminatı alınca da tekrardan savcılığa verirsiniz yasadan kaynaklanan hakkını kötüye kullanma emniyeti su istimal mi? :)

---

İsmail Bey;
Konuyu detayı ile ilgili konusunda anlattım. Okumuşsunuzdur. Takipsizlik kararına itiraz edeceğim. Arkadasın ifadesini ve telefon SMS lerini notere tasdik mi ettirmeliyim?

Sayın Arslan, Sayın Kırcalı ve Sayın Oğuz'dan hiç yorum alamadım.

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Olayda yasa uygulanmış bunda bir şey yok.
Tazminat davası açarsınız pişman olur. Tazminatı alınca da tekrardan savcılığa verirsiniz yasadan kaynaklanan hakkını kötüye kullanma emniyeti su istimal mi? :)

---

Soruşturmayı yürüten savcının yardımcısına veya eşine senin Amir'in / kocan var ya, diye başlasam sonra da hakaretleri sıralasam hakaret etmemiş mi oluyorum?

Hiç bir koruyucu önlem veya tazminat hakkımız olmayacak mı?

Biraz önce okudum olayı da tam anlayamadım neyse

''Eksik inceleme ile hüküm kurmak usul ve yasaya aykırıdır

gereğini


Ek:delilleri iliştirirsiniz ''


kötü niyet korunamaz suçta ısrar vs.

Alıntı:

---

ismail32 rumuzlu üyeden alıntı

Biraz önce okudum olayı da tam anlayamadım neyse

''Eksik inceleme ile hüküm kurmak usul ve yasaya aykırıdır

gereğini


Ek:delilleri iliştirirsiniz ''


kötü niyet korunamaz suçta ısrar vs.

---

Bu cevap hoşuma gitti. Lakin yeter demek geliyor içimden. Yeldeğirmenlerinin kanatlarından ürktüm.

Bir hukuk sevdalısı ben miyim? SMS in muhattabı A.Y. Söylenenlere tepki vermiyorken kraldan daha kralcı olmaya lüzum yok gibi. :)