Printable View
Bilirkişi, kasten gerçeğe aykırı rapor vermiştir. Mahkeme de bu rapora göre hüküm kurmuştur. Yargıtay da temyiz itirazlarını hiç dikkate almadan kararı onamıştır. Kasten hatalı rapor vererek davanın haksız bir şekilde hükme bağlanmasına sebep olan Bilirkişileri, dilekçe ile bilirkişinin bulunduğu ilin savcılığına mı, Yoksa ilk derece mahkemesinin bulunduğu ilin savcılığına mı şikayet etmeliyiz?
Bu konuda tecrübesi olan arkadaşların görüş ve yorumunu talep ediyorum. Şimdiden teşekkürler.
Böyle suç olmaz.Bilir kişi mahkemeye raporunu sunarken raporunun sonunda takdiri değerlendirmesi Mahkemeye ait olmak üzere diye rapor sunar.Sonucuna mahkeme karar verir , bilir kişi değil.Bilir kişinin raporuna itiraz edebilirdiniz,beyanda bulunmak için süre isteyebilirdiniz,bunları yaptınızmı bilmiyorum.İtiraz ettiyseniz buna rağmen rapor kabul gördü ise bu mahkemenin sorumluluğundadır.Sonuçta bilir kişiye rapor sunma görevini mahkeme verir.
Öncelikle görüşünüz için çok teşekkür ederim.
Bilirkişinin bu yaptığı suç değil ise neden TCK madde 276 şu şekildedir ;
TCK MADDE 276. - (1) Yargı mercileri veya suçtan dolayı kanunen soruşturma yapmak veya yemin altında tanık dinlemek yetkisine sahip bulunan kişi veya kurul tarafından görevlendirilen bilirkişinin gerçeğe aykırı mütalâada bulunması hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
evet, bilirkişiler TAKDİRİ MAHKEMEYE AİTTİR diyor. Ancak Mahkeme hakimi dava konusuna ehil bir hakim değil, bu yüzden bilirkişi raporunun aynısı gerekçeli karar oluyor. Hakim in kendisi de kararın bozulabileceğini, %100 kararın isabetli olup olmadığını bilmediğini kabul ederek, tedbir vb. taleplerin tamamını reddedip, yargıtay ın onamasına bırakıyor.
Yargıtay a temyiz ediyoruz, yaklaşık 5 farklı emsal gerekçeden bozma kararı varken yargıtay da ilamda aynı hatayı yaparak, kendi dairesinin verdiği emsal kararlarla da çelişen kararı ONAMA veriyor.
Bilirkişi, davanın baştan aşağı haksız olduğunun farkında, ancak gerçeğe aykırı surette rapor vererek davanın haksız bir şekilde hatalı karara bağlanmasına sebebiyet veriyor. Yani bilirkişi, TCK madde 276 da belirtilen suçu apaçık işliyor.
Siz hükmü verip işi karara bağlamışsınız bu benim yorumum
ancak olayı detaylı anlatsaydınız yorum farklı olabilirdi
Bilirkişinin gerçeğe aykırı mütaalada bulunduğu sabittir.
Sorunun esası, Bilirkişinin işlediği bu suçtan dolayı savcılığa dilekçe verirken, dilekçeyi bilirkişinin bulunduğu ilin savcılığına mı yoksa davanın görüldüğü adliye nin savcılığına mı vermeliyiz. Bu konuda tecrübesi olan arkadaşların yorumunu bekliyorum.
Suç yeri diye düşünüyorum
Bu konularda tecrübem olmasaydı zaten yazmazdım
İki ay içinde sonucu paylaşırsanız şaşırmayacağım.
Amacım bilirkişiyi cezalandırmak değil, yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunacağım, HUMK 375. madde gereği bu talepte bulunabilmem için bilirkişinin kasten rapor verdiğinin kovuşturma sonucu ispat edilmiş olması gerekiyor. Bu sebepten dolayı bu yola başvuruyorum.
dava izmir de görüldü, bilirkişi raporu ankara dan talep edilmiştir. Hangi savcılığa dilekçe vermem doğru olur. Bu durumda suç yeri ankara mı oluyor yoksa izmir mi.
İzmir olsa gerek yargılamanın yinelenmesi talebinde bulunacağınız zaten bellidir söylemenize gerek yok bilir kişinin mesleği varsa bağlı olduğu kurum ve olay sonucu etkileyecek olanlarAlıntı:
tugrulbey rumuzlu üyeden alıntı
Görüşünüz için çok teşekkür ederim İsmail bey. Bilirkişiler akademisyen. Suç yeri arasında kalmıştım, nereye versem dilekçeyi diye. Davanın görüldüğü ilin mahkemesi doğru olan olur bu durumda.
Siz dilekçenizi davanızın görüldüğü adliyedeki savcılığa verin yetkili değillerse zaten yetkili yere yollarlar.
Bence bu konuyu bir avukata danışın daha fazla yorum yapmak istemiyorum (tecrübeli bir kişi olarak) akademisyen memur sınıfındaysa zaten Adalet bakanlığı işin içine girer (Gözetir)
Bilir kişi suç işledi
Hakim işinin ehli değildi zaten
Yargıtayda hata yaparak onadı
Bu yazılanlara bakılırsa sn. ismail32 nin düşünüp de yazmadıklarına ortak oluyorum adeta.Muhtemelen bu şikayetin sonucunda da şikayet merci yanlış bir karara imza atacak ve bu işin sonunda benim tahminim hiç bir şey çıkmayacak.Kolay gelsin.
Bulunduğum ilçede davanın konusunda anlayan avukat bulamadım. Gittiğim her avukat dava konusuna ya ehil değildi, yada davayı almadı.
Bende mecburen davayı 1. celseden Yargıtay a kadar kendim takip etmek zorunda kaldım ve etmeye devam ediyorum Anayasa mahkemesi ve AİHM 'ye kadar....
Hayırlısı artık, yargıtay karar düzeltmeyi de red ederse, bu sefer yargılamanın yinelenmesini talep edecem, bununla birlikte anayasa mahkemesine de başvuracam. Sonucu da forumda başka arkadaşlara tecrübe olsun diye sonuçlanınca paylaşırım. Teşekkürler.
- - - Updated - - -
Bill187 hocam, sizin açınızdan kendi yazdıklarımı okuyunca bende sizin gibi düşünüyorum. Ama malesef gerçekten dava böyle bir absurt durumda. Yani hakim in kendisi de davayı kabul ederken kararın bozulabilecegini ifade etti. Yargıtay da dosyayı hiç incelemeden onadı. Herkesin başına gelen birşey bu bence. Burası Türkiye.Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
Hakim bilir kişi kararı ile bağlı kalmaz yerleşik içtahatlardandır onamayı engellemek için temyizin.............
Karar düzeltme için kırmızı kartlı futbolcunun oyuna devam etmesi gerek yani çok önemli bir usul ve esas hatası olmuş olmalı.
Bilirkişiyi cezalandırmak için husumet yöneltmesi gerek
ama siz maşallah çözmüşşünüz
Vatandaşla polemiğe girmeyin tuttuğu yol doğrudur bi de şansına tutturursa arzu ettiği neticeye de ulaşır burası Türkiye.
Siz nasıl uygun görürseniz sayın editörüm :)Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
bilirkişinin sahtelik yapması, hakim in verdiği karara güvenmemesi, yargıtay ın da kararı incelemeden onaması.
sonuç: Vatandaş Yargı Mağduru
konunun özeti bu şekilde :)
Yargıtayın dosyayı ciddiyetle incelemediği bir gerçekliktir daha bir hafta önce gelen bir onama kararında "dosya kapsamnına toplanan delillere mevcut delillere..." diye özetlediği onama kararından bunu çok iyi anlıyorum. Sadece temyiz dilekçesinin ekindeki açıklamalı banka dekontuna baksa kararı bozardı...
evet Engin bey, benim davada aynen bahsettiğiniz gibi bir durumda. Dosya incelense, karar bozulacak. Ama incelemiyor yargıtay, tarafların talebi, mahkemenin kararını ilama geçirip ; "DOSYA İÇERSİNDEKİ BİLGİ VE BELGELERE, MAHKEMENİN KARARINDAKİ GEREKÇELERİN TARTIŞILIP DEĞERLENDİRİLMESİNDE USUL VE KANUNA AYKIRI BİR YÖN BUNUNLAMASINA GÖRE TÜM TEMYİZ İTİRAZLARI YERİNDE DEĞİLDİR" diyor, oysaki kendi yazdığı ilam bile USÜL VE KANUNA AYKIRI.
Yargıtay ın bu şekilde dosya inceleme şekline GÜLSEK Mİ AĞLASAK MI.......
NOT: Bu arada 2007 yılındaki yargıtay kararlarına bakınca imrenerek tebrik ediyorum yargıtay üyelerini, dosyayı incelerken, giydikleri o cübbenin hakkını vererek incelemişler. Demekki dosyanın incelenip incelenmemesi üyelerin insiyatifi ile alakalı bir durum.
Yetkili Adliye suç yeri olarak belirlenir ancak sanırım karmaşa suçun nerede işlendiği yönünde.Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Savcılar iyi kapışacak :)
- - - Updated - - -
Sayın Bill187,Alıntı:
Bill187 rumuzlu üyeden alıntı
Bozuk saat bile günde iki kez doğruyu gösterir. Ya Tuğrulbey söylediklerinde harfiyen haklı ise. Olamaz mı?
Sonuç çıkmayabilir. Lakin bu onun haksızlığının onanması değil mevcut şartlar ile oluşan sonucun onayıdır.
İnanmak yolun yarısıdır. Eğer gerçekten bilirkişinin TCK 276 da tanımlı suçu işlediğini ispat edebilirse dava yenilenir. İç hukuk tükendiğinde Avrupa insan hakları mahkemesi. Her yol denendikten sonra sonuç ne olursa olsun Tuğrulbeyin kabul etmesi gerekecek.
Biz de kendisini azim ve inançlarından ötürü takdir edeceğiz.
Kendime düşen hisse. 26 sında tüketici mahkemesi duruşması var. Ben TCK 276 hakkındaki görüşümü duruşma zaptına geçirtmeye çalışacağım.
Ne diyordu Danıştay Başkanı;
Polis savcı, mübaşir yazı işleri müdürü, bilirkişide HAKİM olmuş. OLMAZ BÖYLE ADALET YA...
Bu kadar yüksekten tutan nota karşısında sayın Tuğrulbey'in sesini nasıl eleştirebiliriz ki, AKORTSUZ diye.
Yolunuz ve bahtınız açık olsun.
Saygılarımla.
malesef ,siz dava dilekçesine istediğiniz kadar özenli cevap yazın,istediğiniz kadar yasaları bilin hiç önemli değil,hakimler dosyayı hemen bir bilirkişiye sevk ediyor gelen cevaba göre de kopyala yapıştırla kararını veriyor,,ben açmış olduğum bir davamı geri çektim,karşı tarafın avukatı hem müvekkiline hemde bana dava değeri üzerinden 150 bin tl icra takibi yaptı,gerekçe ise müvekkilinin benimle sulh olmuş iddası ,,oysa davayı açan da feragat eden de benim , mahkeme ben davamdan feragat ettiğim için karşı taraf avukatı (yani davacı avukat için )için 2000 tl vekalet ücreti takdir ve beni yargılama giderlerine mahkum etti,,mahkeme davayı bir avukat bilirkişiye verdi ,üstelik aynı ildeki bir başka avukata ve belki inanmayacaksınız ama bilirkişi ile davacı avukat aynı ilin baro yönetim kurulunda beraber üyeler ,,,düşünebiliyormusunuz ,,,,davacı ;avukat , dava konusu; vekalet alacağı, bilirkişi ;avukat ve davacı ile aynı ilin baro yönetim kurulunda üye,,tüm itirazlarımıza rağmen bilirkişi raporunu verdi ve bizi 150 bin tl ödemeye mahkum etti,mahkum etti diyorum çünkü mahkeme harfi harfine bilirkişi raporuna uydu ,,,ve sıkı durun yargıtay da bu davayı onadı,,,şu an karar düzeltme safhası devam ediyor,,tabi hiç ümit yok aynen red edilecek ,,,,buyrun size adalet .....