İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
İSTANBUL BAROSU BAŞKANLIĞINDAN OLAĞANÜSTÜ GENEL KURUL DUYURUSU ve TARİH - YER;
Değerli Meslektaşım,
Son yıllarda mesleğimizin yaşadığı sorunlar sizin de malumunuzdur. Ne yazık ki yargının kurucu üç unsurundan olan savunmanın, onun temsilcisi avukatın bu konum ve niteliği siyasi iktidarlar ve yargının bizzat kendisince bir türlü kabul edilmemekte, avukat Adliyenin bir parçası olarak değerlendirilmemektedir. Başta özel görevli mahkemeler olmak üzere mahkemelerde avukat şekli bir unsur olarak görülmekte, savunma hakkı kısıtlanmakta, çeşitli hukuksuzluklara maruz kalmaktadır. Bu yetmiyormuş gibi fiziki saldırıların dışında, mesnetsiz ve delilsiz olarak avukatlara mesleki faaliyetleri sebebiyle soyut olarak örgüt ve benzeri suçlamalar yöneltilmekte, hukuka aykırı olarak büroları basılıp aranmakta, kolaylıkla gözaltına alınıp tutuklanmakta, yoğun bir medya propagandasıyla mesleğimiz kriminalize edilmeye, suç örgütleri ile yan yana getirilmeye çalışılmaktadır. Bunun bir parçası olarak da bu kez, avukatların örgütlü gücü, meslek kuruluşu olan Barolar hedefe konulmuştur. Mesleği ve meslek onurunu korumak adına Kanunumuzdan kaynaklanan yetki ve görevi kullanan İstanbul Barosu Başkan ve Yönetim Kurulu üyelerine, TCK 277.madde kapsamında 2-4 yıl hapis istemiyle hukuksuz ve maksatlı dava açıldığı gibi, birçok soruşturma da açılmış bulunmaktadır. Gene bunun bir parçası olarak Baronun seçilmiş, meşru yönetimine yani sizin iradenize bir darbe teşebbüsü söz konusudur. Genel Kurul ile seçilen başkan ve yönetim, kanun maddeleri çarpıtılarak, genel kurul iradesi yok sayılarak, gayrımeşru ve gayrı ahlaki şekilde yönetimden alınmaya çalışılmaktadır. Mesleğimize yönelik saldırılar artık tahammül edilemez bir boyuta ulaşmıştır ve gücümüzü gösteremezsek artarak da sürecektir.
Bunun üzerine Yönetimimiz, tek gündem maddesi avukatlara, barolara ve baromuza yönelik bu hukuksuz saldırıların ele alınıp tartışılacağı seçimsiz olağanüstü genel kurul kararı almış bulunmaktadır. Bir adalet ve direniş şöleni olacak bu olağanüstü genel kurul 17 Mart 2013 Pazar günü 10:00'da Haliç Kongre Merkezinde yapılacak, Türkiye'den tüm barolar ve pek çok avukat meslektaşımız, yabancı hukukçular ve çeşitli sivil toplum kuruluşu başkanları da bu genel kurula katılacaktır.
Sizi, tarihsel bir öneme sahip bu Genel Kurulumuza katılarak mesleğimize yönelik bu hukuksuzluklara ve saldırılara dur demeye, mesleğinize, meslek onurunuza, baronuza, genel kurulda beliren iradenize sahip çıkmaya, gücünüzü göstermeye davet ediyorum. Aksi halde yarın çok geç olabilir. Tek tek değil, hep birlikte güçlüyüz.
En içten sevgi ve saygılarımla
Av. Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL
İstanbul Barosu Başkanı
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
İstanbul Barosu başkanının Silivrideki Balyoz davası duruşmasına Avukatlık Kanunu gereğince katılarak; Savunma hakkı, Avukatlık mesleğinin Yargılamanın bir parçası olduğuna dair ders niteliğindeki konuşmalarına dair video (Bu konuşma nedeniyle İstanbul Barosu Yönetim kurulu üyeleri hakkında dava açıldı) : http://www.odatv.com/vid_video.php?id=8B914
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Bir kısım insanımız baro da nedir ki? Diyebilir. Ancak pasifize edilmek istenen son halka yargının son halkasıdır barolar, daha doğrusu avukat birliği. Avukatlık yasası kaale alınmasa da adil savunma hakkının teminatıdır avukatlar. Zaten İstanbul barosu yönetiminin Avukatlık kanunundan aldığı hak, yetki ve görev sonrasında, balyoz soruşturmasında, sayın yargıça "adil yargılama yap, sanık avukatlarına söz ver, söz almak isteyen avukatlara polis zoruyla müdahale etme" yasal uyarısını yapma hakkı veren bir kanuna dayanmıştır İstanbul barosu yönetimi.... Yanıt: "Sen sus bakayım, bizim senin denetimimize ihtiyacımız yok. Bizi denetleyenler var... Oysa ki sayın yargıç bir an için belki de gücünü kanunlardan aldığını unutuvermiştir. Oysa avukatlık kanununu da bir yasadır ve avukatlar örgütüne yargılama esanasında adil yargılamayı engelleyen bir durum varsa yargıyı uyarma görevi verilmiştir. Şimdi mi ne olacak bu yasa göze batmıştır. Vatandaşın son kalesi olan bu kanun emin olun ki kısa zamanda değiştirilecek, bir çok süslü maddenin arasında avukatların yargıdaki rolü minimize edilecek, sadece işinize bakın denilecektir. Bekleyin görün.
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
Vatandaşın son kalesi olan bu kanun emin olun ki kısa zamanda değiştirilecek, bir çok süslü maddenin arasında avukatların yargıdaki rolü minimize edilecek, sadece işinize bakın denilecektir. Bekleyin görün.
Vatandaşın son kalesi olduğuna ben inanmıyorum eğer vatandaşın son kalesi olsaydı meslek ahlakına aykırı hareket eden avukatlar hakkında gereği yapılırdı ( vatandaş mahkemeden çok vekilden korkar hale gelmiştir)
Hani imamlarımızın bir sözü
kul ile ALLAH arasına girilmez bu dinde aracı yoktur (mesleğin kutsallığını anlatma bakımından adaletin kutsallığını )
diye bir sözü vardır eğer bu memlekette vatandaş adalet için adalete derdini anlatmak için avukata ihtiyaç duyuyorsa bir aracıya gereksinim duyuyorsa adalet ayrı vatandaş ayrı ise........
yapılan vekil şikayeti Adalet bakanlığı onayına tabi iken vatandaş savcının insafına bırakıldıysa buna da hiçbir vekilin baronun sesi çıkmıyorsa .....
Şahsi görüşümdür vatandaş ayrı yargı mensupları ayrı sınıftır buna bu zamana kadar sesi çıkmayanlar yargı mensuplarının da kendi arasında sınıflandırılması girişiminden mi rahatsız oluyor
Bir hakim neye dayandığı belli olmayan takdir yetkisi ile keyfi bir karar verip hukuku çiğnediği vakit müvekkili mağdur olan vekilin sesi çıkmıyor barolar ayağa kalmıyorsa zaten vatandaşın kalesi yıkılmıştır da kalenin bundan haberi yoktur
Umarım kale bu eleştirilerimi dikkate alır da vatandaş vekil elele adalet kalesini inşa ederiz.
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Avukat bodyguard değildir sayın ismail. Avukatlık bir sınıf değildir. Bir meslek gurubudur. Özü vatandaştır, hukuk eğitimi almıştır, hukukla yoğrulmuştur. İşi yasal çerçevede, kendisine yasalarca tanınmış hak ve yetkileri kullanmaktır. Vatandaş savcının insafına, avukat ise soruşturalacaksa adalet bakanlığının onayına tabidir diyorsunuz da siz avukat hakkında soruşturma izni verildiğinde suç ne olursa olsun ağır ceza mahkemesinde yargılanacağını bilmiyorsunuz demektir. Kısacası suçlu bir avukat vatandaş gibi cezalandırılmaz, daha ağır cezalandırılır. Vatandaşın adalete sözünün geçmesi için avukatın sözünün adalete geçmesi gerekir. Çünkü bu işin uzmanı (her meslekte olduğu gibi) avukattır. Eğer biz insanlar uslu durabilseydik, yargıya da avukata da ihtiyaç olmazdı. Demek ki önce kendimize bakacağız.
Toplumsal olaylarda ise avukatlık kanunu barolara hak ve yetki verir. Mesela adil yargılanma hakkı ihlal edildiyse, bunu dile getirmek, illegal yargılama konusunda uyarmak hak, yetki ve görevidir. Vatandaşın bireysel olaylarına ise baro değil, baronun bir üyesi olan avukat bakar. Mesele sizin baktığınız gibi FB-GS maçı gibi algılanamaz. Yargı mensupları sınıflanmamıştır. Mesleğini HUKUKA uygun olmadan icra eden HAKİME, gel sen hukuk kurallarına göre yargılama yap hatırlatmasıdır. Orada hakime şahsi hakkını savunmak için değil, insan hakları ve hukuk kurallarını uygula diye bildirim yapılır. Vekil olan bir avukata ise verilen hak ve yetki konusuna göre, temyiz etmek, adalet bakanlığına veya ilgili üst kuruma şikayet etmek veya itiraz etmektir. Bundan daha fazlası yasalarca tanınmamıştır. Baronun her olaya müdahale etme şansı ise zaten fiziki olarak imkansızdır.
Vekil vatadanaş elele sloganınızı ise çok beğendim. Keşke bunu vekalet akdinden dolayı sadece avukatlar ile vatandaşa değil de seçimler nedeniyle aldığı vekaleti kendi çıkarlarına göre kullanan vekiller için de söyleseydiniz.
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
ismail32, sanırım başka konuları tartışıyoruz. Bir ülkede hukuka aykırı uygulama yapana ilk müdahale hukukçudan gelmelidir. Bir ülkede tıbba aykırı işlem yapana nasıl doktorlar (hekimler) müdahale edecekse, mimari skandalları mimarlar engelleyecekse bu görev de doğal olarak avukatların daha doğrusu onların meslek örgütünündür (BARO). O da konuşmayacaksa benim gibi inşaat işçisinin yargıya doğrusunu gösterme hakkı, daha doğrusu yeteneği yoktur. Onu anlatmak istedim...
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Avukat bodyguard değildir sayın ismail. Avukatlık bir sınıf değildir. Bir meslek gurubudur. Özü vatandaştır, hukuk eğitimi almıştır, hukukla yoğrulmuştur. İşi yasal çerçevede, kendisine yasalarca tanınmış hak ve yetkileri kullanmaktır. Vatandaş savcının insafına, avukat ise soruşturalacaksa adalet bakanlığının onayına tabidir diyorsunuz da siz avukat hakkında soruşturma izni verildiğinde suç ne olursa olsun ağır ceza mahkemesinde yargılanacağını bilmiyorsunuz demektir. Kısacası suçlu bir avukat vatandaş gibi cezalandırılmaz, daha ağır cezalandırılır. Vatandaşın adalete sözünün geçmesi için avukatın sözünün adalete geçmesi gerekir. Çünkü bu işin uzmanı (her meslekte olduğu gibi) avukattır. Eğer biz insanlar uslu durabilseydik, yargıya da avukata da ihtiyaç olmazdı. Demek ki önce kendimize bakacağız.
Toplumsal olaylarda ise avukatlık kanunu barolara hak ve yetki verir. Mesela adil yargılanma hakkı ihlal edildiyse, bunu dile getirmek, illegal yargılama konusunda uyarmak hak, yetki ve görevidir. Vatandaşın bireysel olaylarına ise baro değil, baronun bir üyesi olan avukat bakar. Mesele sizin baktığınız gibi FB-GS maçı gibi algılanamaz. Yargı mensupları sınıflanmamıştır. Mesleğini HUKUKA uygun olmadan icra eden HAKİME, gel sen hukuk kurallarına göre yargılama yap hatırlatmasıdır. Orada hakime şahsi hakkını savunmak için değil, insan hakları ve hukuk kurallarını uygula diye bildirim yapılır. Vekil olan bir avukata ise verilen hak ve yetki konusuna göre, temyiz etmek, adalet bakanlığına veya ilgili üst kuruma şikayet etmek veya itiraz etmektir. Bundan daha fazlası yasalarca tanınmamıştır. Baronun her olaya müdahale etme şansı ise zaten fiziki olarak imkansızdır.
Vekil vatadanaş elele sloganınızı ise çok beğendim. Keşke bunu vekalet akdinden dolayı sadece avukatlar ile vatandaşa değil de seçimler nedeniyle aldığı vekaleti kendi çıkarlarına göre kullanan vekiller için de söyleseydiniz.
Vekil vekildir ister mecliste ister baroda adalet adalettir ister mecliste ister baroda ister kürsüde.........
Benim ne demek istediğimi pek çok kişi anlamıştır bazı şeyleri anlamak için yaşamak lazım.
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Bir mesleğin uzmanı meslektaşını eleştirmeye, ona doğru yönü göstermeye en ehil kişidir. Doktorun hatasını doktor görür... Hukukçunun hatasını da hukukçu görür. Doktor hukukçunun, hukukçu doktorun hatasını en azından meslektaşı kadar göremez. Bu nedenle size katılmıyorum.
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Ergenekon Davası’nda savcının verdiği mütalaayı değerlendiren Ankara Barosu Başkanı Metin Feyzioğlu “Biz direneceğiz, başaramayacaklar!” diyerek, herkesi omuz omuza mücadeleye çağırdı.
Antidemokratik yollarla demokrasi kurulamayacağını belirten Feyzioğlu, “Asimetrik savaş yaşanıyor. 90 yıl önce yaşanan bu kez yargı eliyle yürütülüyor” ifadesini kullandı.
Feyzioğlu, İmralı Süreci’nin de bu senaryonun bir parçası olduğunu belirtti ve “Avukatlara saldırı faşizmin sonunu getirecek” dedi.
-------------
Yapılan her eylemin planlı olduğu, daha önceden nasıl sonuçlanacağı bilindiği üzere, biz avukatlar üzerinde oynanan bu oyunun sonunun adalet açısından kötü olmamasını temenni ediyorum. Avukatların adliyelerde istenilmediği, adliyede biber gazı sıkıldığı, gözaltına alındığı, pilot adliyelerde önbürolardan itibaren geçişin dahi kapalı olduğu, saat 15:00'ten sonra icra dairelerinde katiplerimizin işlem yapmasının yasaklandığı, çalışacak yerin ayrılmadığı, kısacası "iş yapmayın" denildiği bir zamandayız. İleride ne olacak?
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
Bir mesleğin uzmanı meslektaşını eleştirmeye, ona doğru yönü göstermeye en ehil kişidir. Doktorun hatasını doktor görür... Hukukçunun hatasını da hukukçu görür. Doktor hukukçunun, hukukçu doktorun hatasını en azından meslektaşı kadar göremez. Bu nedenle size katılmıyorum.
Eğer bu yanıt bana ise tartışmayı özelimize mi taşıyalım buradan mı devam edelim?
Cevap: İstanbul Barosu Olağanüstü Genel Kurul Toplantısı
Alıntı:
litigation rumuzlu üyeden alıntı
avukat bodyguard değildir sayın ismail. Avukatlık bir sınıf değildir. Bir meslek gurubudur. Özü vatandaştır, hukuk eğitimi almıştır, hukukla yoğrulmuştur. İşi yasal çerçevede, kendisine yasalarca tanınmış hak ve yetkileri kullanmaktır. Vatandaş savcının insafına, avukat ise soruşturalacaksa adalet bakanlığının onayına tabidir diyorsunuz da siz avukat hakkında soruşturma izni verildiğinde suç ne olursa olsun ağır ceza mahkemesinde yargılanacağını bilmiyorsunuz demektir. Kısacası suçlu bir avukat vatandaş gibi cezalandırılmaz, daha ağır cezalandırılır. Vatandaşın adalete sözünün geçmesi için avukatın sözünün adalete geçmesi gerekir. Çünkü bu işin uzmanı (her meslekte olduğu gibi) avukattır. Eğer biz insanlar uslu durabilseydik, yargıya da avukata da ihtiyaç olmazdı. Demek ki önce kendimize bakacağız.
Toplumsal olaylarda ise avukatlık kanunu barolara hak ve yetki verir. Mesela adil yargılanma hakkı ihlal edildiyse, bunu dile getirmek, illegal yargılama konusunda uyarmak hak, yetki ve görevidir. Vatandaşın bireysel olaylarına ise baro değil, baronun bir üyesi olan avukat bakar. Mesele sizin baktığınız gibi fb-gs maçı gibi algılanamaz. Yargı mensupları sınıflanmamıştır. Mesleğini hukuka uygun olmadan icra eden hakİme, gel sen hukuk kurallarına göre yargılama yap hatırlatmasıdır. Orada hakime şahsi hakkını savunmak için değil, insan hakları ve hukuk kurallarını uygula diye bildirim yapılır. Vekil olan bir avukata ise verilen hak ve yetki konusuna göre, temyiz etmek, adalet bakanlığına veya ilgili üst kuruma şikayet etmek veya itiraz etmektir. Bundan daha fazlası yasalarca tanınmamıştır. Baronun her olaya müdahale etme şansı ise zaten fiziki olarak imkansızdır.
Vekil vatadanaş elele sloganınızı ise çok beğendim. Keşke bunu vekalet akdinden dolayı sadece avukatlar ile vatandaşa değil de seçimler nedeniyle aldığı vekaleti kendi çıkarlarına göre kullanan vekiller için de söyleseydiniz.
Bu beklenen adalettir. TEORI yani... :)
- - - Updated - - -
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Vatandaşın son kalesi olduğuna ben inanmıyorum eğer vatandaşın son kalesi olsaydı meslek ahlakına aykırı hareket eden avukatlar hakkında gereği yapılırdı ( vatandaş mahkemeden çok vekilden korkar hale gelmiştir)
Hani imamlarımızın bir sözü
kul ile ALLAH arasına girilmez bu dinde aracı yoktur (mesleğin kutsallığını anlatma bakımından adaletin kutsallığını )
diye bir sözü vardır eğer bu memlekette vatandaş adalet için adalete derdini anlatmak için avukata ihtiyaç duyuyorsa bir aracıya gereksinim duyuyorsa adalet ayrı vatandaş ayrı ise........
yapılan vekil şikayeti Adalet bakanlığı onayına tabi iken vatandaş savcının insafına bırakıldıysa buna da hiçbir vekilin baronun sesi çıkmıyorsa .....
Şahsi görüşümdür vatandaş ayrı yargı mensupları ayrı sınıftır buna bu zamana kadar sesi çıkmayanlar yargı mensuplarının da kendi arasında sınıflandırılması girişiminden mi rahatsız oluyor
Bir hakim neye dayandığı belli olmayan takdir yetkisi ile keyfi bir karar verip hukuku çiğnediği vakit müvekkili mağdur olan vekilin sesi çıkmıyor barolar ayağa kalmıyorsa zaten vatandaşın kalesi yıkılmıştır da kalenin bundan haberi yoktur
Umarım kale bu eleştirilerimi dikkate alır da vatandaş vekil elele adalet kalesini inşa ederiz.
Bu sağlanan Adalettir. PRATIK yani. :)