-
İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Merhaba arkadaşlar sormak istediğim şey şu;
İETT'de çalışan bir şöför garaja özel aracıyla gitmektedir.Her gün aracı garajın dışında bir yere parkederek garaja yürümektedir.Olay günü aynı şekilde aracını garaj dışında parkedip işine giderken yine İETT'de çalışan ve yine özel aracıyla işe gelmekte olan ve geri manevra yapmakta olan İETT şöförü tarafından farkedilmeyip aracın çarpması sonucunda iş göremez hale gelmiştir.Hali hazırda müvekkilimize çarpan adama davayı açtık fakat bu davaya İETT'yi de dahil edebilir miyiz?
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
İşe gelirken bindiği Servis içindeki çalışan iş kazası geçirdiğine göre işe gelirken yaşanan bu olay BENCE iş kazasıdır ve sorumsuz sorumluluk ilkesi gereği işveren tazminat yükü altındadır.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
KTK. Madde 85: Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Madde 86: İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Madde 87: Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.
Sayın Atilda09 sorumsuz sorumluluk ile sanırım kusursuz sorumluluk tanımlamasını kast ettiniz.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
KTK. Madde 85: Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.
Madde 86: İşleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bir bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın, kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya bir üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulur.
Madde 87: Sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi, kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakim, durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebilir.
Sayın Atilda09 sorumsuz sorumluluk ile sanırım kusursuz sorumluluk tanımlamasını kast ettiniz.
Kulağımı tırmalayan ters bir tını fark ediyordum lakin şiir gibi olduğu için kafiyeyi bozmaya gönlüm razı olmadı. Sorumsuz = KUSURSUZ
Üstadım teşekkür ederim düzeltme için. :)
Ben olayda kişinin geçirdiği kazanın işi ile olan bağlantısını vurgulamaya çalıştım.
Kişi işini yaparken (işe geliş ve eve gidiş süreleri iş süresinden sayılır ) bu olay başına geldiğine göre iş hukuku açısından İŞ KAZASIDIR. diye düşünürüm.
Saygılarımla.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
İşvrenin sağladığı taşıma araçlarıyla işe gelirken veya iş çıkışında araçtan ininceye kadar olan sürede olan kaza iş kazası sayılır sn.atilda, servis araçlarında işyerine veya eve ulaşım için geçen süre iş sürsinden sayılmaz.
Bana göre işe başlamak üzere işyeri sınırları içinde hazır bulunduğu sırada yaşanan bu kaza iş kazasıdır.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Üstadım bu bir iş kazasıdır. Davaya dahil etmenizi tavsiye ederim.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
İşvrenin sağladığı taşıma araçlarıyla işe gelirken veya iş çıkışında araçtan ininceye kadar olan sürede olan kaza iş kazası sayılır sn.atilda, servis araçlarında işyerine veya eve ulaşım için geçen süre iş sürsinden sayılmaz.
Bana göre işe başlamak üzere işyeri sınırları içinde hazır bulunduğu sırada yaşanan bu kaza iş kazasıdır.
Sayın Üstad;
Şimdi gerekçeli kararı bulamayabilirim ama hikayeleştirirsem sanırım anlaşılır. Evindeki kolluk, icapcı doktor işe çağrıldığı anda iş hukuku başlamıştır şeklindeydi.
Doğrusu da budur. İdareyi zarara uğratmayarak kendi imkanları ile işe gelen çalışan için işverenin "benim aracımda değildi" savunması hakkaniyet ilkesi ile bağdaşmayacaktır.
Hakim makul süreyi takdir edecektir. 8:00 da iş başı yapılan bir işyerine Çorum'da ise azami +10 dakika, İstanbul Beşiktaş daki işyerine Tuzla'dan gelen işçi için asgari +60 dakika eklenmelidir diye düşünürüm.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Bana göre işe başlamak üzere işyeri sınırları içinde hazır bulunduğu sırada yaşanan bu kaza iş kazasıdır.
1-Kazaya sebep olan araç işverene ait değildir
2-Kazanın olduğu mahal, işyeri sınırları içinde değildir, İşyerinin kapısının dışında, sokaktadır.
3-Kaza, işin kendisi ile ilgili değildir, işe gelirken yolda meydana gelmiş bir kazadır
Bence olayın iş kazası ile ilgisi yoktur.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Araç, şoförün özel aracı.
Kaza anlatılana göre garaj dışında olmuş.
Kanuna göre iş kazası değil sanırım..
Sayın Atilda09;
bahsedilen yolculuk sürelerinin (eklenen süreler) ne anlamı var bilmiyorum..
yani iş süresinden sayılırsa kaza iş kazasımı olacak?
Eğer öyle ise belirli süreler eklemek yanlış olur...
dakikalarla hukuki sonuç değişmiş olur..
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
meraklıüye rumuzlu üyeden alıntı
Araç, şoförün özel aracı.
Kaza anlatılana göre garaj dışında olmuş.
Kanuna göre iş kazası değil sanırım..
Sayın Atilda09;
bahsedilen yolculuk sürelerinin (eklenen süreler) ne anlamı var bilmiyorum..
yani iş süresinden sayılırsa kaza iş kazasımı olacak?
Eğer öyle ise belirli süreler eklemek yanlış olur...
dakikalarla hukuki sonuç değişmiş olur..
Aslında davanın özünde mağdur işçi iş görmez durumdadır ve Sosyal Güvenlik Kanunu açısından bu durum; Adi malul müdür? Vazife malulü müdür? kararı verilmesi için önemlidir.
Maluliyete sebep olayın iş ile bağlantısı araştırılmaktadır. İfade etmek istediğim nokta burasıdır.
Amaç dâvâcının mağduriyetinin MALULİYET açısından irdelenmesidir. Mağdur işverene iş görmek üzere yola çıkmıştır. İŞ HUKUKU yola çıkmakla başlamaktadır.
Çalışma saatlerine eklenen yolda geçen sürelerin ifade ettiği anlam KUSURSUZ SORUMLULUK ilkesi ile sanırım budur.
Eğer işverene husumet yöneltme gerekçemi açıklayabilmiş isem bu olay bir İŞ KAZASIdır.
Amerika'da lokanta merdiveninde düşüp kalçasını kıran kadın tazminat hak etmiştir. Üstelik düşmesine sebep ayağına dolaşan kendi yaramaz çocuğu olduğu halde.
Umarım KUSURSUZ SORUMLULUĞU haddinden fazla esnetmemişimdir. :)
Elçilerimizin, Asker ve polisin görevlerinden dolayı hiç olmadık zaman ve yerde uğradıkları saldırılar dahi kişinin vazife kaynaklı maluliyetini gerektirir.
Asayiş görevi olmayan bir büro polisi, eve giderken tesadüf ettiği suça müdahale etmek istesin. Çatışma anında heyecanla yolun karşısına geçmeye çalışırken ölüm korkusuyla olay mahallinden kaçmaya çalışan sıradan vatandaşın arabası altında ezilsin. Olay trafik kazası mıdır? İş Kazası mı?
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Polis is hukukuna tabi degildir sn.atilda :)
Is hukuku, isverenin gorevlendirmesi ile baslar, kismen haklisiniz.
Hangi surelerin calisma suresinden sayildigi sayilmadigi is kanununda oldukca acik sekilde belirlenmis, incelemenizi oneririm.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Polis is hukukuna tabi degildir sn.atilda :)
Is hukuku, isverenin gorevlendirmesi ile baslar, kismen haklisiniz.
Hangi surelerin calisma suresinden sayildigi sayilmadigi is kanununda oldukca acik sekilde belirlenmis, incelemenizi oneririm.
Sayın Kırcalı;
İlk fırsatta inceleyeceğim. Yorumlarımı malum kişisel hukuk algımla yapıyorum. İlgili arkadaşın bu fikirleri sentezlemek sorumluluğu var.
Olayımızın kahramanı polis değilde özel güvenlik görevlisi olsa veya sıradan vatandaş olsa da İDAREnin KUSURSUZ SORUMLULUĞU ile mağdurun zararını tanzim etmesi gerekir.
Acizine görüşüm bu yönde. Sonuçta arkadaşımız İETTyi davaya dahil etmek için bir gerekçe sunacak. Yaptığımız ona bu gerekçeleri bulmasını sağlamak.
Gerekçenin kabul ya da reddine ilgili mahkeme karar verecektir. Göle maya çalmakta bence mahsur yok. Ya kabul görürse! "Müvekkilinin namusunu temizlediğini savunan Avukatın Sav'ından daha iyi değil mi?
Saygılar.
5510 sayılı Kanuna göre iş kazası;
1- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
2- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
3- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
4-Emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
5- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında,
meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olaydır.
Kazaya uğrayanın kanun kapsamında sigortalı olması gerekir. Sigortalı olmayanların iş kazası geçirmeleri halinde kanun kapsamında iş kazasından faydalanmaları söz konusu değildir.
İstisna olarak sigortalı sayılmayan ancak bu kapsamda sosyal güvenlik destek birimi kesilenler, iş kazası meslek hastalığı sigortalarına tabi tutulmuş olanlar, 3308 sayılı Çıraklık ve Meslek Eğitimi Kanunun kapsamında Aday çırak, çırak ve işletmelerde meslek eğitimi gören öğrenciler de iş kazası ve meslek hastalığı halinde bu kanundan sağlanan haklardan faydalanırlar.
4857 SAYILI İŞ KANUNU
ÇALIŞMA SÜRESİNDEN SAYILAN HALLER
Madde 66 - Aşağıdaki süreler işçinin günlük çalışma sürelerinden sayılır:
a) Madenlerde, taşocaklarında yahut her ne şekilde olursa olsun yeraltında veya su altında çalışılacak işlerde işçilerin kuyulara, dehlizlere veya asıl çalışma yerlerine inmeleri veya girmeleri ve bu yerlerden çıkmaları için gereken süreler.
b) İşçilerin işveren tarafından işyerlerinden başka bir yerde çalıştırılmak üzere gönderilmeleri halinde yolda geçen süreler.
c) İşçinin işinde ve her an iş görmeye hazır bir halde bulunmakla beraber çalıştırılmaksızın ve çıkacak işi bekleyerek boş geçirdiği süreler.
d) İşçinin işveren tarafından başka bir yere gönderilmesi veya işveren evinde veya bürosunda yahut işverenle ilgili herhangi bir yerde meşgul edilmesi suretiyle asıl işini yapmaksızın geçirdiği süreler.
e) Çocuk emziren kadın işçilerin çocuklarına süt vermeleri için belirtilecek süreler.
f) Demiryolları, karayolları ve köprülerin yapılması, korunması ya da onarım ve tadili gibi, işçilerin yerleşim yerlerinden uzak bir mesafede bulunan işyerlerine hep birlikte getirilip götürülmeleri gereken her türlü işlerde bunların toplu ve düzenli bir şekilde götürülüp getirilmeleri esnasında geçen süreler.
İşin niteliğinden doğmayıp da işveren tarafından sırf sosyal yardım amacıyla işyerine götürülüp getirilme esnasında araçlarda geçen süre çalışma süresinden sayılmaz.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Olayı sağlıklı değerlendirme açısından diyelim ki çarpan işyerinden arkadaş değilde 3. bir şahıs misal doktor hastaneyi mi dava edeceğiz?
diğer taraftan olayı ceza hukukuna bağıntıladığımızda kast asli hukukta niyete dönüşüyor işe gelme kastıyla, niyetiyle bu kazaya uğramıştır.
Amerikadan verilen örnek ise saçamalıktan ibaret tabi dosyayı bilmemiz gerek çarpıtılmışta olabilir anacak bu örnekte olayımıza kurabileceğimiz bağıntı zorlama ilişkisidir kişi işine gelmeye mecburdur sorumludur ama lokantaya hemde çocuğu ile tercih hakkı olduğu gözetilmeden verilmiş yanlış bir karar kaldıki kusura göre değerlendirme yapıldığında çocuk ve onu yetiştiren kusurludur bu bağlamda kusur ilkesi gereği verilen bu kararı saçma bulduğumu belirtmek isterim.(ortak kusurda tazminat olamayacağı bağlamınde değerlendiriniz)
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Olayı sağlıklı değerlendirme açısından diyelim ki çarpan işyerinden arkadaş değilde 3. bir şahıs misal doktor hastaneyi mi dava edeceğiz?
diğer taraftan olayı ceza hukukuna bağıntıladığımızda kast asli hukukta niyete dönüşüyor işe gelme kastıyla, niyetiyle bu kazaya uğramıştır.
Amerikadan verilen örnek ise saçamalıktan ibaret tabi dosyayı bilmemiz gerek çarpıtılmışta olabilir anacak bu örnekte olayımıza kurabileceğimiz bağıntı zorlama ilişkisidir kişi işine gelmeye mecburdur sorumludur ama lokantaya hemde çocuğu ile tercih hakkı olduğu gözetilmeden verilmiş yanlış bir karar kaldıki kusura göre değerlendirme yapıldığında çocuk ve onu yetiştiren kusurludur bu bağlamda kusur ilkesi gereği verilen bu kararı saçma bulduğumu belirtmek isterim.(ortak kusurda tazminat olamayacağı bağlamınde değerlendiriniz)
Sayın İsmail,
İş kazası dediğimizde 5510 Sayılı kanunu incelemeliyiz. Çünkü bu kanun iş kazasının tanımını yapmakta.
İşverence sağlanan servis aracında kaza geçiren işçi veya nerede olduğuna bakılmaksızın emzirme süresinde emziren anne işte sayılıp iş kazası kapsamında değerlendiriliyor.
Demek ki, Boğaz Köprüsü'nde işyeri servis aracı arızalansa ve 3 saatlik sürede orada kalsa ve araçtan inen işçi kaza geçirse iş kazasına uğramıştır.
Kanun Koyucunun emziren Anneyi pozitif ayrımcılığa tutmasını anlayabiliyorum.
Lakin işine sadık özverili işçi servisi bırakıp taksi tutsa ve işyeri kapısında kazaya uğrasa adamacağız PERT oluyor. Buradaki hukuksuzluk patronlar lehine pozitif ayrımcılıktır. Servis imkanı sağlayabilen patron tazminatıda karşılayabilecek. Servis sağlayamayacak gariban patron kayırılmalı.
Örneğimizde sebep olan ile ilgilenmiyoruz. Mağdurun uğradığı zarar ile iş ilişkisini irdeliyoruz.
Mağdur işe gelirken kaza geçirmiştir. İlliyet bağı burada.
Amerika örneği algı farkını göstermek için. Bizim hukukumuzda sebepsiz zenginleşmeye de yer yoktur.
Sayın Kırcalı,
5510u inceleyince aslında olayın iş kanunu ile ilgisi olmadığını bu yüzden işçi veya memur ayrımının yapılamayacağını düşünüyorum.
Saygılarımla.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
İletiyi doğru değerlendirmediğiniz belli işverene açılacak davanın kazanma yolu yazıyor dikkatli okuyunuz. :DD
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
İletiyi doğru değerlendirmediğiniz belli işverene açılacak davanın kazanma yolu yazıyor dikkatli okuyunuz. :DD
Kişinin vazifeden kaynaklı mağduriyetini elbette ki vazifeyi veren karşılayacak.
Ah bir domino taşlarının ilişkisini anlatabilsem. AYİM vazife maluliyeti kapsamında ayrıca idarenin tazminat ödemesine hükmetmektedir.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Domino taşlarına cevabı yazdım ancak sildim. Kısaca kişi işe gelmekle sorumlu olduğu için yola çıkıyor mecburiyetten kast ve niyet bu durum sorumluluk karşılıklıdır
Araç sürücüsünü işin içine katmak dikkat dağıtır vicdani kanati saptırır
Kusur oranına girmek 100 binle ifade edilen tazminatı tepe taklak eder kısaca davanın ilerleyişini ve sonucunu etkileyen faktörleri değerlendirmiştim.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Domino taşlarına cevabı yazdım ancak sildim. Kısaca kişi işe gelmekle sorumlu olduğu için yola çıkıyor mecburiyetten kast ve niyet bu durum sorumluluk karşılıklıdır
Araç sürücüsünü işin içine katmak dikkat dağıtır vicdani kanati saptırır
Kusur oranına girmek 100 binle ifade edilen tazminatı tepe taklak eder kısaca davanın ilerleyişini ve sonucunu etkileyen faktörleri değerlendirmiştim.
Sayın İsmail;
Harkulade bir beyin fırtınası yaptığımızı düşünüyorum. Umarım Sayın Onur'a faydalı olabilmişizdir.
ZeitGeist (zamanın ruhu) çoğu zaman fikirler ihtiyaç duydukları ortamı bulamadıkları için sinmiştirler.
İnşallah İETT şoförü hak ettiği tazminatı alır. Bence Önemli olan bu. Gerisi teferruat :)
İETT idare gibi büyük ihtimal ile kazaya sebep olana ödediği tazminat için rücu davası açacaktır.
Basınımızda sıkça yer alır. Şoför içindekilerle araçı uçurur. Kendisi ve içindekiler ölür. Asli kusurlu şofördür. İdare hepsinin tazminatlarını öder. Sonrada şoförün mirasçılarına ödediği tazminatlar için rücu eder. Ondan sonrası basının ağzında sakızdır. Hukukun basın yollu katledilişini izleriz.
Neden ? Tikelci (ilişki temelli) toplum olmamızdan. :)
Saygılarımla
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Araç sürücüsünü işin içine katmak dikkat dağıtır vicdani kanati saptırır Kusur oranına girmek 100 binle ifade edilen tazminatı tepe taklak eder
Bence de...
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Alıntı:
tolg rumuzlu üyeden alıntı
Bence de...
Bunlar hukuki düşüncelerim ancak sonuç alma imkanı iki nedenden zayıf
1-Açılan dava dosyaların birleşmesi ile sonuçlanabilir o vakit ikinci davanın bilincinde açılmayan birinci dava dilekçesindeki anlatım iddia ve talepler 2. davaya olumsuz etki edecektir.
2-Kurum avukatlarıda boş duracak değil.
Ben olsaydım eda ile birlikte menfi tespit davası açardım kişinin şöförlük mesleği açısından iş göremez hale geldiğini ünvanı ve hakları (maaş) korunarak çalışabileceği bir kadroya yerleştirilmesi tedavi süresince maaşının eksiksiz ödenmesini aksi halde tespit sonucunu (300bin gibi olur diye düşünmekteyim ) kurumdan tahsilini talep ederdim.
kişi %90 engelli kadrosuna geçerdi hem toplumdan kopmamış, hemde zararı giderilmiş, kurumda işçisine sahip çıkmış olurdu.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Mesai saatleri içerisinde araç ile satış pazarlama yapan bir işçi trafikte bir yayaya çarpıyor ve yaya ölüyor. Zanlının yapmış olduğu bu kazasıyı iş kazası olarak değerlendirebilir miyiz?
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Kazada vefat eden kişi , işi gereği orada bulunan bir İŞÇİ ise, vefat eden açısından bakıldığında iş kazası olabilir ama çarpan işçi açısından iş kazası olarak yorumlanamaz.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Merhabalar Size sormak istediğim bir Konu var Kardeşim 26.11 2017 tarihinde işe giderken iş yerine yaklaşik tahminen 50 metre kala kaza yapıyor ve hayatını kaybediyor calıstığı kurum servis tahsil etmiyordu ve mecburen kendi motoru ile gidiyordu iş yeride şehir dışında yaklasık 5 6 km uzaklıktaydı gece 24.00 sabah 08.00 gitmişti Şimdi bu konu uzerine bu iş kazasi olarak giriyormu Kardeşimden onceki nobetci nobet yerini terk edip gidiyor kısım amirine haber etmiyor kısim amiri ne kardeşime nede bana ulasıyor Basına bir seymi geldi diye kolluk kuvetlerine bildirmiyor Gerçi kardeşimin öldüğü sabah benden ögreniyor calıstıgı kurum ve kısım amirleri hic bir sekilde hic birinin kardesimin oldugunden haberi yok artı konturol eden bırıde yok sizce ben nasıl bır yol haritasi cizmeliyim bu konuda
bana kıdem tazminati dilekcesi yazdirken soyle yazdırmıslardı 26.11.2017 tarihinde gecirdigi trafik kazzasi sonucu hayatını kaybeden oğlumun calısmıs oldugu suretcteki kidem tazmınatınızı tarafınızdan arz ederım diye ama Ben bunu şu şekilde değiştirdim 26.11.2017 tariğinde görev yaptığı iş yerine giderken gecirdiği trafık kazası sonucu hayatını kaybeden oğlumun calısmıs oldugu surectekı kıdam tazmınatını tarafınızdan arz ederım diye ama calsıtıgı kurum bızle alakası yok dıe dılekceyı onaylamıyor yanı sucu kabul etmıyorlar ve kusurlarını 19 ay boyunca kardesım hıc bır sekılde ızın vs gıbı haklarını vermedıler bana yardımcı olurmusunuz
- - - Updated - - -
Merhabalar Size sormak istediğim bir Konu var Kardeşim 26.11 2017 tarihinde işe giderken iş yerine yaklaşik tahminen 50 metre kala kaza yapıyor ve hayatını kaybediyor calıstığı kurum servis tahsil etmiyordu ve mecburen kendi motoru ile gidiyordu iş yeride şehir dışında yaklasık 5 6 km uzaklıktaydı gece 24.00 sabah 08.00 gitmişti Şimdi bu konu uzerine bu iş kazasi olarak giriyormu Kardeşimden onceki nobetci nobet yerini terk edip gidiyor kısım amirine haber etmiyor kısim amiri ne kardeşime nede bana ulasıyor Basına bir seymi geldi diye kolluk kuvetlerine bildirmiyor Gerçi kardeşimin öldüğü sabah benden ögreniyor calıstıgı kurum ve kısım amirleri hic bir sekilde hic birinin kardesimin oldugunden haberi yok artı konturol eden bırıde yok sizce ben nasıl bır yol haritasi cizmeliyim bu konuda
bana kıdem tazminati dilekcesi yazdirken soyle yazdırmıslardı 26.11.2017 tarihinde gecirdigi trafik kazzasi sonucu hayatını kaybeden oğlumun calısmıs oldugu suretcteki kdem tazmınatınızı tarafınızdan arz ederım diye ama Ben bunu şu şekilde değiştirdim 26.11.2017 tariğinde görev yaptığı iş yerine giderken gecirdiği rafık kazası sonucu hayatını kaybeden oğlumun calısmıs oldugu surectekı kıdam tazmınatını tarafınızdan arz ederım diye ama calsıtıgı kurum bızle alakası yok dıe dılekceyı onaylamıyor yanı sucu kabul etmıyorlar ve kusurlarını 19 ay boyunca kardesım hıc bır sekılde ızın vs gıbı haklarını vermedıler bana yardımcı olurmusunuz
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Anladım Ama ki Şu durum Var Servis verilmediği için kendi araçı ile gidiyordu tek taraflı olan bir kaza iş yerine 50 metre kala motorunu sadece kaydırıp beledıye ait olan bir yolda kaza yapıyor calıştığı kurum belediye nobet yerıde sabaha kadar kimse beklememiş vefat eden kardeşimin öldügünü benden öğreniyorlar kusurları var hukıken hem tazmınat davası hemde ceza davası açabilirmiyim
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Merhabalar Kardeşimden Kolayı Şöyle Bir dilekçe yazdim iş yeri kdem tazminatını öderken kabul etti 26.11 2017 tarihinde Görev Yaptığı İş yerine Giderken Geçirdiği Trafik kazasından Dolayı diye Bu durumda Suçlarını Açık şekilde Kabul ediyorlar Bu durumu İş kazası Niteliğinde Kendi Alehime Çevirme İmkanım Nedir.
- - - Updated - - -
Merhabalar Kardeşimden Kolayı Şöyle Bir dilekçe yazdim iş yeri kdem tazminatını öderken kabul etti 26.11 2017 tarihinde Görev Yaptığı İş yerine Giderken Geçirdiği Trafik kazasından Dolayı diye Bu durumda Suçlarını Açık şekilde Kabul ediyorlar Bu durumu İş kazası Niteliğinde Kendi Alehime Çevirme İmkanım Nedir.
- - - Updated - - -
Merhabalar Kardeşimden Kolayı Şöyle Bir dilekçe yazdim iş yeri kdem tazminatını öderken kabul etti 26.11 2017 tarihinde Görev Yaptığı İş yerine Giderken Geçirdiği Trafik kazasından Dolayı diye Bu durumda Suçlarını Açık şekilde Kabul ediyorlar Bu durumu İş kazası Niteliğinde Kendi Alehime Çevirme İmkanım Nedir.
- - - Updated - - -
Merhabalar Kardeşimden Kolayı Şöyle Bir dilekçe yazdim iş yeri kdem tazminatını öderken kabul etti 26.11 2017 tarihinde Görev Yaptığı İş yerine Giderken Geçirdiği Trafik kazasından Dolayı diye Bu durumda Suçlarını Açık şekilde Kabul ediyorlar Bu durumu İş kazası Niteliğinde Kendi Alehime Çevirme İmkanım Nedir.
https://www.hukuki.net/showthread.php...afik-kazasi-mi
Yönetim: Lütfen açtığınız ilk konudan devam edin, aynı konuyu farklı başlıklar altında tekrarlayarak konu bütünlüğününü bozulmasına ve forum kirliliğine neden olmamaya özen gösterin.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Merhaba İsmail Bey Sormak istediğim Olay Karmaşık bir durumda İşçi Ve iş veren kanunu borçlanmasında iş verenin işçiye borclu olduğu hükümlerin hiç birinin Tutulmadigi ve gece vardıyalarında iş verenin işçiye servis tahsil etmesi gerektiği servis tahsil etmiyorsa işçi kendi imkanları doğrultusunda hayatını ortaya koyup işyerine kendi araçı ile giderken iş yerine 30 saniyelik bir mesafede kaza geçirip hayatını kaybetmesi Haftalk ve senelik izinlerinin hiç bir şekilde verilmemesi ve verilmeyen izinlerinde üçrete dökülüp ödenmemesi ve yol guzargagında yolun bozuk olması ve ısıklandırmama olmaması diyer nobetçinin iş yerini kısım amirlerine haber etmeden gitmesi sorumluların benım tarafından kardesımın vefat etiğini benden öğrenmeleri Bu durumda benım bu olayı kusurlar oldugundan dolayı iş kazasına nasıl Olmasını sağlayabılırım ve hukiki işlemler doğrultusunda cezai işlem nasıl uygulanabilir sorumlulardan dolayı Ve ben calıstıgı kuruma Şu şekilde Dilekce Yazmiştim Kabul Oldu bu dilekce sayesınde Bu olayın iş kazasına girme ihtimali ne kadardır. Şöyle Bir dilekçe yazdim iş yeri kdem tazminatını öderken kabul etti 26.11 2017 tarihinde Görev Yaptığı İş yerine Giderken Geçirdiği Trafik kazasından Dolayı diye Bu durumda Suçlarını Açık şekilde Kabul ediyorlar Bu durumu İş kazası Niteliğinde Kendi Alehime Çevirme İmkanım Nedir.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
İşyerine giderken, yolda olan kaza ile ilgili işverenin nasıl bir sorumluluğu/kusuru/ suçu olduğunu düşünüyorsunuz?
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
4.2.İşverenin Araç ve Malzeme Sağlama Borcu
Yeni BK’da düzenlenen işverenin borçlarından biri de işçiye araç ve
malzemelerin sağlanmasıdır Bu husus da 4857 sayılı İş Kanunu’nda ele
alınmamaktadır. BK m. 413’de aksine anlaşma ya da adet yoksa işverenin işçiye iş
içi gerekli araç ve gereçleri sağlamakla yükümlü olduğu, işçinin kendi araç ve
malzemesiyle çalışması halinde işverenin uygun bir karşılık ödemesi gerektiği
belirtilmiştir.48 Bununla beraber 818 sayılı BK’da işçinin kendi araç ve gereçleriyle
çalışmasına ilişkin işverenin karşılık ödeme yükümlülüğü mutlak olarak
öngörülürken, yeni BK’da bu yükümlülüğün mevcudiyeti aksinin kararlaştırılmaması
veya aksine adet olmamasına bağlanmıştır.
4.3.İşverenin İşçinin Yapmış Olduğu Giderleri Ödeme Borcu
Borçlar Kanununun 414. maddesinin 1. fıkrası uyarınca “İşveren, işin
görülmesinin gerektirdiği her türlü harcama ile işçiyi işyeri dışında çalıştırdığı
takdirde, geçimi için zorunlu olan harcamaları da ödemekle yükümlüdür.”
BK 414/2’ye göre yazılı olarak yapılmış bir iş akdinde veya toplu iş sözleşmesinde
bizzat işçi tarafından karşılanması kararlaştırılan örneğin işyerine gidiş
dönüş, yemek, konaklama ve buna benzer amaçlarla yapılmış olan harcamaların,
işçiye götürü biçimde günlük, haftalık veya aylık olarak ödenmesi öngörülebilir.
Ancak bu ödeme, zorunlu harcamaları karşılayacak miktardan az olamaz.
Adı geçen maddenin son fıkrasında işçiyi koruyucu emredici bir kural
getirilmiştir. Bu hükme göre, zorunlu harcamaların tamamen veya kısmen işçi
tarafından bizzat karşılanmasına ilişkin anlaşmaların yapılamayacağı, aksi takdirde
böyle bir anlaşmanın geçersiz olacağı kabul edilmiştir.
47 SÜZEK, 2013, s.426.
48 “İşçi işverenle anlaşarak kendi araç ve malzemesini işin görülmesine özgülerse, aksi anlaşmada
kararlaştırılmadıkça veya yerel adet bulunmadıkça işveren, bunun için işçiye uygun bir karşılık
ödemekle yükümlüdür”, Y9HD 4.12.200, 19042/18050
24
Borçlar Kanununun 416. maddesinin 1. fıkrasında işçinin harcamalarının ödenme
zamanı öngörülmüştür. Buna göre, işçinin yapmış olduğu giderlerden doğan alacağı,
daha kısa bir süre kararlaştırılmamışsa veya yerel adet yoksa, her defasında ücretle
birlikte ödenir. Adı geçen maddenin 2. fıkrasında ise, işçinin sözleşmeden doğan
borçlarını yerine getirmek için düzenli olarak masraf yapması halinde avans alacağı
düzenlenmiştir. Bu koşulun gerçekleşmesi halinde, işçiye en az ayda bir olmak üzere
belirli aralıklarla avans verilir.
Öte yandan, işçi işin görülmesi için taşıma aracı kullanıyorsa Borçlar Kanununda
işverene bunun giderlerini karşılama zorunluluğu getirilmiştir. BK’nun 415/1.
maddesi uyarınca işçi, işin görülmesi için anlaşarak işverenin veya kendisinin
sağladığı taşıma aracını kullanıyorsa, taşıtın işletilmesi ve bakımı için gerekli olağan
giderler, hizmet için kullanıldığı ölçüde işverence karşılanır.
İşçinin işverenle anlaşarak kendi motorlu aracını kullanması durumunda, işveren
sadece işletilme ve bakımın gerektirdiği olağan giderlerden değil ayrıca bunların
vergi, zorunlu mali sorumluluk sigortası primleri ve aracın yıpranması karşılığında
uygun bir tazminatı, hizmet için kullanıldığı ölçüde işçiye ödemekle yükümlüdür
(BK 415/2).
4.4.İşverenin İşçinin Kişiliğini Koruma Borcu
İş sözleşmesinin işçi ile işveren arasında kişisel ilişki kuran niteliği işçi
açısından sadakat borcunu doğururken işvereni de işçiyi gözetmekle yükümlü kılar.49
4857 sayılı İş Kanunu’nda işverenin işçiyi gözetme borcu, işverenin borçları arasında
genel olarak düzenlenmemiştir. İşverenin söz konusu borcu geniş kapsamlı bir borç
olup bu borcun içeriğinde hangi hususların yer aldığını baştan belirlemek mümkün
değildir. Ancak bunların başında işçinin kişiliği ile yaşamının ve vücut bütünlüğünün
geldiğini belirtmek gerekir. Yeni BK “işçinin kişiliğinin korunması” başlığı altında
bu hususlara yer vermiştir. Yeni BK m.417’de işçinin kişiliğinin korunması genel bir
hükümle düzenlenmiş, m.418’de ev düzeni içinde çalışmada, m.419’da ise kişisel
verilerin kullanılmasında işçinin kişiliğinin korunması ele alınmıştır.
49 EYRENCİ 2010, s.144; ÇELİK, 2010, s.177; SÜZEK, 2008: s.346
25
İşçinin kişiliğinin korunması, onun yaşamının, sağlığının, bedensel ve ruhsal
bütünlüğünün, şeref ve haysiyetinin, kişisel ve mesleki saygınlığının, özel yaşamının,
ahlaki değerlerinin ve genel olarak özgürlüğünün korunması anlamına gelmekte
olup, hakkında kanuni düzenleme bulunmasa dahi işverenin işçiyi gözetme borcunun
bir gereği olduğu için bütün iş ilişkilerinde işverenin borçları arasında yer alır.50
Yeni BK m.417/I’de işverenin, iş ilişkisi boyunca işçinin kişiliğini korumak ve saygı
göstermek ve işyerinde dürüstlük ilkelerine uygun bir düzeni sağlamakla, özellikle
işçilerin psikolojik ve cinsel tacize uğramamaları ve bu tür tacizlere uğramış
olanların daha fazla zarar görmemeleri için gerekli önlemleri almakla yükümlü
olduğu açıkça ifade edilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında ise işverenin iş sağlığı ve
güvenliği önlemlerini alma borcu düzenlenmiştir. İşverenin iş sağlığı ve güvenliği
önlemlerini alma borcu da işçiyi gözetme borcunun bir gereğidir51 ve işverenin
işçinin kişiliğini koruma borcundan bağımsız bir borçtur.
İşverenin m.417/I’de öngörülen işçinin kişiliğini koruma borcu ile m.417/II’de
öngörülen iş sağlığı ve güvenliğini koruma borcunu ihlal etmesinin sonuçları
maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenmiştir. Bu hükme göre, işverenin kanuna ve
sözleşmeye aykırı davranışı nedeniyle işçinin ölümü, vücut bütünlüğünün
zedelenmesi veya kişilik haklarının ihlaline bağlı zararların tazmini, sözleşmeye
aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tabidir. Benzer bir düzenleme 818 sayılı
BK m.332/II’de de mevcuttur. Ancak söz konusu maddede işverenin iş sağlığı ve
güvenliğini sağlama yükümlülüğünü ihlal etmesi sebebiyle işçinin ölmesi halinde
onun yardımından mahrum kalanların bu yüzden uğradıkları zararlara karşı
isteyebilecekleri tazminatın sözleşmeye aykırılığa ilişkin hükümlere tabi olacağı
öngörülmüştür. Tasarıda da önce 818 sayılı BK’nın ilgili hükmü dilde
sadeleştirilmeye gidilerek benimsenmiş, kanunlaşma aşamasında isabetli olarak
işçinin vücut bütünlüğünün zedelenmesi ve kişilik haklarının ihlaline bağlı zararlar
da hükmün kapsamına alınmıştır. Böylelikle bu zararlara ilişkin tazminat davalarının
sözleşmeye aykırılık hükümlerine tabi olması sonucu zamanaşımı süresi 10 yıl
50 SÜZEK, 2008, s.347
51 EYRENCİ, 2010, s.286; SÜZEK, 2008, s.348
26
olacak ve işçi yahut onun desteğinden yoksun kalanlar işverenin kusurunu ispatlama
külfetinden kurtulacaklardır.
52
İşçinin kişiliğinin korunması başlığı altında ele alınan bir diğer düzenleme
işverenle birlikte ev düzeni içerisinde yaşayan işçilere ilişkindir. Yeni BK m. 418
hükmü ile işçinin işverenle aynı ev düzeni içerisinde çalışması halinde işveren için
iki sorumluluk öngörülmüştür. İşveren öncelikle işçiye yeterli gıda ve uygun bir
barınak sağlamakla yükümlüdür. Bu doğrultuda işçinin işveren ile birlikte yaşaması
halinde, işveren tarafından karşılanan gıda ve barınması ücretine dahil olmayacaktır.
Yeni BK m. 418’de işveren için öngörülen ikinci yükümlülük, işçinin hastalık
veya kaza gibi sebeplerle iş görme edimini yerine getirememesi halinde işçinin
bakımının ve tedavisinin sağlanmasıdır. Kanun bu yükümlülüğün doğumunu çeşitli
şartların varlığına bağlı kılmış ve süreye ilişkin sınırlandırma öngörmüştür. Hükme
göre işverenin bakım ve tedavi yükümlülüğünden bahsedebilmek için, işçinin iş
görme edimini ifa edememesinde kusuru olmamalı, sosyal sigorta yardımlarından53
yararlanmamalıdır. İşveren kıdemi bir yıla kadar olan işçinin bakım ve tedavisini iki
hafta, kıdemi bir yıldan fazla olan işçinin ise dört haftayı aşmamak üzere, bir yılı
aşan her hizmet yılı için bu süreye iki gün eklenmesi suretiyle bulunacak süre
boyunca sağlamalıdır. Maddenin son fıkrasında işverenin gebelik ve doğum halinde
de aynı edimleri yerine getirmekle yükümlü olduğu belirtilmiştir.
Yeni BK’da işverenin işçinin kişiliğini koruma borcu başlığı altında son olarak
kişisel verilerin kullanılmasında işçinin kişiliğinin korunması ele alınmaktadır. Yeni
BK m. 419’a göre, işverenin, işçiye ait kişisel verileri, ancak işçinin işe yatkınlığıyla
ilgili veya iş sözleşmesinin ifası için zorunlu olduğu ölçüde kullanabileceği ve özel
kanun hükümlerinin saklı olduğu öngörülmüştür. Benzer bir düzenleme 4857 sayılı
İş Kanunu’nda yer almamaktadır
6. BORÇLAR KANUNUNDA DİNLENME SÜRELERİ
Yeni Borçlar Kanunu “Tatiller VE İzinler” yan başlığı altında iş hukukumuzda
yer alan iş ilişkisinde dinlenmeye ait süreleri düzenlemiştir. Ancak 818 Sayılı
Borçlar Kanunu’nun 334. maddesinde “iş sahibi işçinin istirahati için mutat olan
saat ve günlerde müsaade vermekle mükelleftir.” şeklinde yer alan ve 4857 sayılı İş
Kanunu m.68’de de düzenlenmiş olan “ara dinlenmesi” yeni BK’da yer
almamaktadır.
6.1.Hafta Tatili
Mevzuatımızda hafta tatiline ilişkin hükümler İş Kanununda, Basın İş
Kanununda, Hafta Tatili Hakkında Kanunda ve Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanunda yer almıştır. Hafta Tatili Hakkında Kanunda, kişinin haftanın 6
gününden fazla çalıştırılmasının yasak olduğu; Ulusal Bayram ve Genel Tatiller
Hakkında Kanunda, hafta tatil günün pazar günü olduğu belirtilmiştir. İş Kanunu’nun
46. maddesinde yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat
dinlenme (hafta tatili) verileceği düzenlenmiştir.
Yeni Borçlar Kanununda konunun 421. maddede düzenlendiği görülmektedir.68
Söz konusu düzenlemeyle hafta tatil gününün kural olarak pazar günü olduğu, durum
ve koşulların gerekli kılması halinde başka bir günde de izin (hafta tatili)
verilebileceği belirtilmiştir. Başka bir ifadeyle, durum ve koşulların hafta tatilinin
pazar gününde verilmesini olanaksız kılması halinde pazar günü dışındaki başka bir
günde hafta tatili verilebilecektir.
6.2.Yıllık İzin
6.2.1.Hak Kazanma Koşulları ve Süresi
Anayasanın 50. maddesinde çalışanların dinlenme hakkı güvence altına alınmış
ve yıllık ücretli izin hakkının kanunla düzenleneceği hükme bağlanmıştır. Yeni
BK’nın 422. maddesinde ise, “yıllık ücretli izin hakkı” İş Kanununda olduğu gibi
açıkça düzenlenmiştir43
.
68 Tatil ve izin hakları yönünden kaynak kanuna paralel ve mevcut yasaya göre oldukça ileri
düzenlemeler getirildiği ileri sürülmüştür, SOYER, 2008: 160.
31
Yıllık ücretli izne hak kazanma hizmet süresi yönünden şarta bağlı kılınmıştır.
Buna göre, yıllık ücretli izne hak kazanmak için en az 1 yıl69 çalışmış olmak
gerekmektedir.
Buna mukabil, İş Kanunundan farklı şekilde çalışma süresi (kıdem) esas alınarak
yıllık ücretli izin sürelerinin belirlenmediği dikkat çekmektedir. Başka bir ifadeyle,
çalışma süresi esas alınarak, hak edilen yıllık ücretli izin gün sayısı kademeli biçimde
artırılmamıştır. Dolayısıyla, işçinin hizmet süresinin uzunluğu ne kadar olursa olsun,
işçi çalıştığı süre boyunca her yılsonunda en az 2 hafta izne hak kazanacaktır.70
Diğer taraftan, İş Kanununda olduğu gibi maddede yıllık izin süresinin “işçilerin
yaşı” esas alınarak farklı belirlendiği görülmektedir. Buna göre, en az bir yıl çalışmış
olan 18 yaşından küçük işçilere, elli yaşından büyük işçilere en az 3 haftalık yıllık
ücretli izin verilmesi gerekmektedir. İş Kanununda da aynı yaşlar sınır olarak
belirlenmiş ve bu yaştaki kişilere verilecek yıllık ücretli izin süresinin 20 günden az
olamayacağı öngörülmüştür (İşK.m.53).
Yıllık ücretli izin süresinin kural olarak aralıksız kullanılması gerektiği, ancak
tarafların anlaşması ile istisnaen ikiye bölünerek kullanılabileceği belirtilmiştir (m.
424). Bu hükmün gereği olarak, yıllık izin süresinin ikiden daha fazlaya bölünmesi
mümkün değildir.
İkiye bölünerek iznin kullandırılması halinde, bir kerede verilecek izin süresinin
en az kaç gün olması gerektiği açıklanmamıştır. Buna göre örneğin tarafların
anlaşması halinde işçi 2 haftalık yıllık izin süresini 3 gün ve 11 gün olarak 2’ye
bölerek kullanabilecektir. İş Kanunu’nun 56. maddesinde ise, izin sürelerinin
tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe
bölünebileceği belirtilmiştir. Yeni BK bu noktada yıllık izin süresinin en fazla ikiye
bölünebileceğini ifade ederek İş Kanundan ayrılmıştır.
6.2.2.Yıllık Ücretli İzni Kullanmada Zorunluluk İlkesi
Yukarıda da belirtildiği üzere, yıllık ücretli izin hakkı anayasal haktır. Söz
konusu hak işçinin sağlığı, sosyal yaşamı için kabul edilmiştir. Hangi amaçla olursa
olsun bu hakkın kullanılmaması her şeyden önce işçinin sağlığını olumsuz
etkileyecektir.
Bu anlayış doğrultusunda, işçinin yıllık izne hak kazanması halinde, işverenin
yıllık izin hakkının kullandırılmasıyla yükümlü olduğu benimsenmiştir (m. 422).
Buna göre, işveren yıllık ücretli izin yerine ücretin ödenmesini teklif edemez. Aynı
şekilde, işçi de bu hakkın yerine ücret verilmesini talep edemez71.Dolayısıyla, İş
Kanununda olduğu gibi, yeni Borçlar Kanununda da yıllık iznin kullanılmasında
“zorunluluk ilkesinin” benimsendiği ortaya çıkmaktadır.72
6.2.3.Yıllık Ücretli İzin Süresinden İndirim Yapma Hakkı
818 sayılı Borçlar Kanununda ve İş Kanununda, işverenin yıllık ücretli izin
süresinden indirim yapmasını sağlayan hüküm bulunmamaktadır. Yeni Borçlar
Kanununda ise, işverenin işçinin yıllık ücretli izin süresinden indirim yapabilmesi
belirli şartlar altında mümkün hale getirilmiştir (m. 423). İşverenin yıllık ücretli izin
süresinden indirim yapma hakkının doğması için, işçinin bir hizmet yılı içinde kendi
kusuruyla toplam bir aydan daha uzun süre ile iş görme borcunu yerine getirmemesi
gerekmektedir. Dikkat edilirse, kusur nedeniyle borcun ifa edilemediği toplam bir
aylık süre, “takvim yılı” içinde değil, “hizmet yılı” içinde söz konusu olmalıdır.
İndirim yapılabilecek süre, her tam ay için bir günle sınırlandırılmıştır (m. 423).
Maddenin kaleme alınış şekli tamamlanmayan aylar için oranlama yapılmasını
mümkün kılmamaktadır.
Maddenin üçüncü fıkrasında, gebelik ve doğum nedeniyle iş görme ediminin en
çok üç ay süreyle yerine getirilmemesi durumunda indirim yapılamayacağı
belirtilmiştir. İkinci fıkrada olduğu gibi, bu düzenlemenin de zıt anlamından doğum
ve gebelik nedeniyle 3 aydan fazla çalışamayan kadın işçinin yıllık ücretli izin
süresinden indirim yapılabileceği sonucu çıkmaktadır.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Borçlar kanunu genel bir kanun olup, ancak özel düzenlenmiş kanunların olmadığı konular ve özel düzenlenmiş olan kanunlarda da belirsiz kalan durumlar için geçerli olur. Sizin durumunuz için, Çalışma hayatını, işveren ve işçinin yükümlülüklerini, cezai yaptırımları düzenleyen bir kanun var , İş Kanunu.
Kardeşinize allahtan rahmet dilerim,
ancak evden çıkıp işe giderken , işverenin hiç bir sorumluluğunun olmadığı bir genel alanda, işle ilgili bir görevlendirme de yokken, salt işe giderken vefat ettiği için işvereni suçlu bulma çabanızdan bir şey elde edemezsiniz.
Olayınızın, iş kazası tanımı ile uzaktan yakından hiç bir bağı yok.
1 yılı aşan çalışması olup vefat eden çalışan için yakınlarına kıdem tazminatının ödenmesi iş kanununda tanımlanan bir durumdur. Kıdem tazminatı ödenmesi talepli dilekçenizde işe giderken geçirilen kazada vefat etmiş olduğunu belirtmeniz ve işverenin bu dilekçeye göre kıdem tazminatı ödemesi yapmış olması ,işverenin o trafik kazasında suçu olduğunu kabul ettiği anlamına gelmez.
-
Cevap: İş kazası mı yoksa trafik kazası mı?
Haklısınız Ama aynı Şekilde Gece Vardıaysıana servis veriliyor uzaklık mesafesı olarak aynı km ede olmasına rahmen kardesıme bu servıs tahsıl edılmıyordu Şimdi olayda 2 yıl servıs yok bızım servısımız vardı bınmedı ayağına yatıyorlar yanı olay sacma bır durum alıyor