-
Üç bilinmeyenli denklem? +18
Merhabalar;
Ofiste patronun sekreteri allem etti kullem etti ve beni ayarttı. Görüşme için geldiğimde patronun odasına alıp üzerime atladı desem abartı olmaz.
Ne var bunda diyeceksiniz. Aslında bu tür şeylere kızar ve her durumda nefsime olan hakimiyetimle övünürdüm.
Patron çağırdı. Sekreter hamileymiş. Makamında ki kamera da herşeyi kaydetmiş. Bizim sekreter patrona çocuk senin diyormuş. Patronda bana bu suçu üstlene yoksa görüntüleri savcılığa vereceğim diyor.
Ben evliyim. Patron evli. Sekreter evli. Çocuk kimin? Bu stresten nasıl sıyrılacağım. İş mi, eş mi, onur mu?
Keşke maya takvimindeki kıyamet gerçek olsaydı. Ya da intihar mı etsem?
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Çocuk DNA kiminle uyuşursa onun. Allah kolaylık versin.
- - - Updated - - -
Çocuk DNA kiminle uyuşursa onun. Allah kolaylık versin.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Biri patron biri iş arkadaşı biri koca -çocuk kimden olabilir.
Eskiden olsa kocadan derdik yeni nesil paradan diyor.
Anlaşılan patonda tık yok kocada tık yok seni gözüne kestirmiş, tık olunca da karı koca oturup konuşmuşlar bu bebeye bakmak masraflı iş patronun üstüne geçirelim.
Birde bu denklem kamera kaydından dolayımı 3 bilinmeyenli apartman mahalle ve mobeseyede bakmak lazım.
Sorunun yanıtına gelince patron savcıya ne diyecek sekreterim beni iş arkadaşı ile aldattı? :DD
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
olay çok karışık ama çok net açıklamıssınız. bir kadın 3 erkek ama çocuk kimden o meçhul... bu durumda en suçlu sekreter oluyor, tabi sekreterin kocasıda suçlu, bu kadar boş bırakmasaydı kadını bole olmazdı ama olay mahkemeye kadar gelmişse kanımca patron suçsuz çunku suçlu olsaydı savcılıga başvurma geregi duymazdı. sonuçta DNA testiyle çocugun babasının kım oldugu çıkacagı bilincindedir heralde... ihale size kalabılır bu durum ciddi sonuç olarak sekreterin ve sizin yuvanız dagılabilr allah korusun. çocugun sizin olmadıgından adınız gibi emin olabılırsiniz ama görüntüler yinede yuvanızı dagıtmaya yeterli bi kanıttır... sekreteri ikna edin diyecegim olan çocuga olacak öz babasını hiçmi hiç bilemeyecek. allah yardımcınız olsun durumunuzu kımseye düşürmesin olay hapisten çok ailenizi yansıtmamaya dikkat edin saygılarımla kalın kendi yorumlarım bu kadar.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Keşke maya takvimindeki kıyamet gerçek olsaydı.
Ben de mi ölseydim?
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
tolg rumuzlu üyeden alıntı
Ben de mi ölseydim?
İnanın bu kısmı hiç düşünmemiştim. Ben bencilin önde gideniyim. Ya uçkurumun davasına tüm sevdiklerimi, hiç tanımadığım milyarlarca insanı, bir o kadar canlıyı bir kalemde sildim.
Ben hatalarım ile varım. Değerimi doğrular kadar yanlışlarım da belirliyor. İşin kötü tarafı bu sınavda mevcut hata tüm doğrularımı sildi.
Şimdi,
1.Hiç bir şey olmamış gibi işime gidip geleceğim. Patronun tazminatımla işten atmasını bekleyeceğim. Davalara göğüs gerip mücadele edeceğim.
2.İstifa edip, bir gecede pılı pırtıyı toplayıp terki diyar edeceğiz. (Bütçe ve mali durum, çevreye mantıklı açıklama yapamama kısıtlamaları)
3.Mızıkçılık yapıp tek başıma sırra kadem basacağım.
4.İLAHİ ÇÖZÜM Tanrım bana verdiğin nefsi ilk kulun ADEM gibi kontrol edemedim. İki cihanda kendimi LANETLİYORUM. 38 Simith Wesson'umu bir gün kendi başıma dayayabileceğimi düşünmemiştim. (Bu icraatın planlaması bile ayrı nefis, yetenek gerektirecek.):'(
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Arkadaşım öncelikle geçmiş olsun ilk yazdıklarını okuyunca ve açıkcası mizahi bir şekildede aktarınca yaşadıklarını, pişkinliğinde böylesi dedim ama son iletindeki yazdıklarından sonra kazın ayagının öyle olmadıgını birazda empati yapınca anladım...
Öncelikle inançlı biri oldugun yazdıklarından belli fakat ilahi çözüm olarak gördüğün şeyin Yaradanın verdiği canı Yaradandan başkasının almasının cezasınıda az çok biliyorsun, içinde bulundugun psikolojı ile bunuda düşünemeyebilirsin fakat bu düşüncenin hiçbirşey kazandırmayacagını sende çok iyi biliyorsun, hangimiz hata yapmıyoruz herşey insan için, bir anlık nefise hakim olamamanın sonucu yaşama son vermekmi, olay gün yüzüne çıktıgında herkes ne düşünür diye takılma çevrendeki herkes Hz. Ömer gibi adaletli dürüstmü, hangimizin hatası yok lütfen bir daha bir daha düşün...
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Tavsa bile oynarken son Ana Kadar bekleriz.. Nedeni her an 6-6 gelebilecek olmasidir. Her sucu biz mi ustlenmeliyiz... Bir cocuk Var 3 VEya daha fazla Baba Adayi. En Az. Hamile birakma olasiligi ise Sizin. Hamide Kalmak cok kolay mi saniyorsunuz. Siz Maya takvimine bakacaginiza hanimefendi kendi yumurtlama takvimine Baskin.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Görüntüleri savcılığa vermesi! Ne ile suçlanacağınız merakımı celbetti. Suçunuz nedir sizin?
Zina, kanunlarımıza göre suç değildir. Boşanma nedenidir. Boşanma davasını da savcılık açmaz. Eşiniz ya da siz açarsınız.
Bilakis patronunuz suç işliyor görünüyor. Dik durun. Hata yapan ilk insan siz değilsiniz. En dürüstçesi eşiniz ile durumu paylaşmanızdır. Siz dürüst yaklaşırsanız, kendinize inancınız pekişir ve insanlar da size inanır. Af etmek erdemdir; fakat hak edeni...
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Görüntüleri savcılığa vermesi! Ne ile suçlanacağınız merakımı celp etti. Suçunuz nedir sizin?
Zina, kanunlarımıza göre suç değildir. Boşanma nedenidir. Boşanma davasını da savcılık açmaz. Eşiniz ya da siz açarsınız.
Bilakis patronunuz suç işliyor görünüyor. Dik durun. Hata yapan ilk insan siz değilsiniz. En dürüstçesi eşiniz ile durumu paylaşmanızdır. Siz dürüst yaklaşırsanız, kendinize inancınız pekişir ve insanlar da size inanır. Af etmek erdemdir; fakat hak edeni...
Asli ve feri cezalar var ise patronum akıllı. Feri suç (toplumumuzda örf adet hukuku) yasal hukuktan önce geliyor. İddia; Çekmecemdeki ....TL para ....TL kıymetli evrak çalındı.
"Aaa Aman Allah'ım sekreterim ile en güvendiğim çalışanım odama girip çıkıyormuş bakın. Birde masamda neler yapmışlar neler."
Şimdi ben hırsızlıktan aklansam kaç yazar. İş yerinde hayasızca davranışlardan 10 yıllık tazminat güme gidecek. Çocuk konusu sekreter tarafından ortaya atılacak. Onun istediği belli. Hedefi patronum. Patron ile aralarında kalan 100.000 liralık bir eksiklik. Gücüm yetse sekreterin istediği evin kalan 100.000 lirasını karşılayabilsem.
Patron "verdiğime razı ol." yoksa ikinizi de hayasızlıktan işten atacağım. Sen babalık davası açıncaya kadar kim öle kim kala diyor.
Beni bağlayan olayların feri yanları. İki kişinin çekişmesinde ilk önce ben malzeme oluyorum. (Buraya kadar her şey normal. Yaptığımın bir bedeli var ve bunu ödemek zorundayım.)
Şimdi, öncelikle eşim ve çocuklarım bu denklemin en etkisiz elemanları. Tek kusurları benim gibi bir eşe ve biyolojik olarak da babaya sahip olmaları. Patronun eşi ve çocukları için de aynı şeyi söyleyebilirim. Sekreterin aile yapısını bilmiyorum.
Türk Adalet Sisteminde etkisiz elemanların kişilik haklarının korunabileceğini düşünüyor musunuz? Önce gazetelerde gözlerimizde küçük bir bant ve belki o da olmayacak. Sonra ad ve soyadlarımızın baş harfleri ile şirketin önünde fotoğraflarımız.
Güncel gazetelerin İnternet yayımlarında meraklı okuyucuların yorumları.
Sonrasında mahalle baskısı...
-Hiişşt kıız duydun mu? Filancanın kocası ne cevizler kırmış şirkette. Ayol Dalles dizisini geçmiş kıız. Bizde yanımızda koca diye öküz gezdiriyoz ayol. Bak adamı sekreterler bile paylaşamıyor. (Egom acayip şişiyor ama Nemesis'in gazabından korunmaya yetmiyor.)
Zavallı karım. Aldatılmak. Her sabah kapıdan üşenmeden beni işe uğurlarken aşkım sözcüklerini eksik etmeyen ve bana bakarken gözlerinin içi gülen aşkım. Evimin Amazon Kraliçesi, savaşçısı çocuklarına bu hain adama saygı göstermelerini tembihleyen Themis.
Aç gözlerini aç. Ben sana ve çocuklarına layık bir eş değilim. Yalvarırım aç gözlerini. :'(
Enaniyet mücadelesi yapacak ONUR ancak ONURLU insanda olur.
Çözüm etkisiz elemanların hakkını koruyabilmek üzerine olmalıdır.
SONUÇ: Kaçmak onursuz, İntihar günah olsa da, eğer bir günah bir masuma zarar veriyor ise ikinci günah ne kadar ağır olsa da masumu kurtaracak ise işlenmelidir.
Anlaşılmaz gibi ama aslında çok basit. Düşman eline geçmek istemeyen yaralı asker arkadaşlarını kurtarabilmek için bombanın pimini çekebiliyorsa ben niye tetiği çekmeyeyim?
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Değerli arkadaşım yapma etme demeyeceğim ama ne olacak sanıyorsun sen tetiği çektikten sonra yaşanılacakları bir düşünsene...
Peki patronunun blöfünü görsen yani tamam Dna testi yaptıralım desen sonuçta %66 şansın var?
Ve yine tekrarlıyorum hangimiz hata yapmıyoruz ve kim ikinci bir şansı haketmiyor eşine anlatabilme şansın yokmu eminim ona anlatırsan senin açından herşey çok daha farklı olabilir yolu yarılayabilirsin evet bir hata yaptın ama eşine ne kadar pişman oldugunu gösterirsen ikinci bir şansı verecektir sana bir süre hiçbirşey eskisi gibi olmayacak ve bunun altında ezilebilir en ufak bakışından bile farklı anlamlar çıkarabilirsin ama zamanla herşey yoluna girebilir ve bu tamamen sana baglı ama öncelikle anlaşılmaz gördügün karar hangi masumu kurtaracak bunuda düşün lütfen.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
İtibarsızlaştırma cezası hukukumuzda olmamasına rağmen sosyal yaşamda fiili durumu itibarıyla çoğu birey için idamdan daha ağır bir ceza olduğu yadsınmaz gerçek. Hatta bazı bireylerin itibar kaybı durumunda itibar kaybının yaşama sarılma şevkini yok ettiğini ve kendilerini öldürdüklerini de gözlemliyoruz.
O ne der? Filanca ne düşünür? Şuna buna haksızlık yaptım, ben yok olmalıyım gibi soru ve yorumlar zihni meşgul ettiğinde sağlıklı bir muhakeme söz konusu olmayabiliyor. İnsan en önce kendi yaşamını öncelemeli. O yaşamın civarında olanların yaşamına etkisi sonraya ait değerlendirmeler...
Kendinizi suçlu görüyorsunuz.
Bir değer nedenli değil, değer yargısı kökenli bir suçluluk psikolojisi...
Topluma hakim olan değer yargıları x, y, z iş ve işlemlerini suç saydığı için kendinizi suçluyorsunuz. Siz, o toplumdan kopunca, toplum akmaya devam edecek ve bir gün o toplum, bugün sizi suçladığını meşru sayacak, doğal görecek; fakat siz artık olmayacaksınız...
Doğal bir hormon olayını abartıp yaşamdan kopmanıza neden addetmeniz sizin için doğrusu sağlıklı bir muhakeme olmayacaktır.
Toplum yaşamındaki itibar kaygınız ve sizinle ilintili yaşam sahiplerine yönelik bir haksızlık içinde olduğunuz duygusu ile de ciddi anlamda savaşmanız gerektiğini ifade ederek, bu hususta profesyonel psikolojik destek almanızı öneriyorum.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Pardon ama siz kendinizi ne kadar çok seviyorsunuz? o kadar çok seviyorsunuz ki hesap vermemek için ölümü çözüm değilde kurtuluş olarak görüyorsunuz...hakaret olmasa size akılsız demek istiyorum...merak etmeyin siz ölmek istemiyorsunuz bunu yapmazsınız da..bunu bir uzman olarak söylüyorum..siz günümüzde artık pek çok şeyi yadırgama bir tarafa normal karşılanacak bir şeyi yapmışsınız...ha etik ve edep yönü tartışılır ve sonuçta değişmez...yani kısacası zamana bırakırsanız sizin düze çıkacağınıza eminim...çok büyütmeyin gözünüzde yaptığınız hatayı telafi edin..kendini ortadan kaldırmakla bu mümkün değil...ki sizin istediğiniz de bu ..kendinizi cezalandırmak istiyorsanız eşinizin sizi dövmesi için eline bir sopa verin,bir kaç kırıkla hırsını alacaktır...sizi affetme konusuna gelince bundan şüpheniz olmasın ki affeder..siz onu duygularınızla aldatmadıkça bu tekrar etmedikçe affeder..affederiz ama sizde bk... u çıkarmayın..şimdiden kendini affetme yolları düşünün..
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Değerli Üyeler;
Yaratıcı, her canlıya yaşam kodlarını verirken ilk ve en önemli koruyucu benliği yerleştiriyor. Sen ben istemedikçe oyundan çıkamazsın. (Hayatta kalma içgüdüsü)
Ne oluyor da bu kadar muhkem bir içgüdüyü dahi aşmak için çabalıyoruz? Angut kuşunun yaşam hikayesini bir çoklarımız biliriz. Onun davranışları nasıl açıklanır?
Sevgili ARSLAN sağlıklı akıl ile -yaşananların tamamen dışından bakar gözle- doğruları söylemektesin.
Sayın DEMİR Psikoloji veya benzeri alanında eğitimli olduğunuz yazılanlardan belli.
Elbette ki X kişi bu durumda farklı tepkiler verebilecektir. Örneklerini çok sık görmekteyiz. Belki sağlıklı sekiz saatlik bir uyku sonrasında sabah erkenden uyanabilseniz kararlarınız çok daha farklı olabilecektir. 24 saat kuralım vardı hayatta. Her mutluluk ya da öfke patlamasının sonrasında KARAR almak için 24 saat beklerdim. Bu süreç güzel bir uyku ile desteklenirdi.
Hayatın kısa devre yapması nasıl anlatılır. Plak okuyucu kafası bu olayın açtığı izde takıldı kaldı. Birilerinin okuyucu kafayı kaldırması gerek. Ya da kafa her plak üzerine temasta o izde takılıp kalıyor.
İtibarsızlaştırma hukukta yeri olmamasına rağmen kullanılan ceza. Geçmiş ve gelecekten alıntılar yaparken atladığımız BU GÜNDÜR.
İster alın yazısı densin ister matematik, Kesinlik özgür bir insanı daima çıldırtır.
Bu eseri yazan âlim, mensubu olduğu tarikatın şeyhi Yunan filozof İbni Parmen’in ölümsüzlük hakkındaki fikirlerini açıklayıp yorumlamıştı.
İbni Parmen adındaki bu filozof Fisagorcular denilen cemaati terk etmiş, fakat onların ilginç bir fikrini reddetmemişti.
Risâlede bu bahsi izah etmek için şöyle bir örnek verilmişti:
Sözgelimi Amr, belli bir tarihte doğup zamanla büyüdüğü vakit Zeyd ile arkadaş olduktan sonra, arkadaşına ihanet ederek onun tarafından öldürüldüğünde,zaman döngüsel olduğu için tekrar doğacak, yine Zeyd ile karşılaşacak, yine öldürülüp yine doğacaktı. Bu döngü sonsuza kadar sürecekti. İşte, zaman döngüsel olduğu için sadece geçmişi değil, geleceği hatırlamak da mümkündü. Kısacası hatırlama ile kehanet aynı şeydi. Öte yandan, filozof Aristâtalis gözler nasıl ki ışığı ve kulaklar da sesi algılıyorsa, hafızanın da zamanı algıladığını ileri sürmüştü. Müridinin yazdıklarına bakılırsa, İbni Parmen de hafızanın, tıpkı göz ve kulak gibi bir duyu organı olduğunu söyler görünüyordu. Bununla birlikte hafıza geçmişi ve geleceği algılamaktaydı.
Ancak bu filozof, geçmişin ve geleceğin olmadığını söyleyerek Fisagorculardan ayrılıyordu.
Mesela, “Bir dedem var idi.” dendiğinde bundan, dedenin artık var olmadığını, “Bir oğlum olacak,” dendiğinde ise oğlun henüz var olmadığı sonucu çıkıyordu. Öyleyse var olduğu söylenen herhangi bir şey geçmişte ve gelecekte olamazdı.
“Her ne kadar uzakta olsalar da zihinde şimdi bulunan şeylere bir bak.” diyen İbni Parmen’e göre, ‘şimdi çocuk olduğunu’ ve ‘şimdi ihtiyar olduğunu’ hatırlayan, dolayısıyla ‘algılayan’ biri yanılmaktaydı.
O, aynı zamanda hem çocuk hem ihtiyar olamazdı. Ne çocuk ne ihtiyar olan biride, ezelî ve ebedî bir ‘şimdi’ içinde yaşıyor demekti.
İşte bu yüzden o kişinin ölümsüz olduğunu kabul etmemiz gerekiyordu.
SONUÇ:İster alın yazısı densin ister matematik, Kesinlik özgür bir insanı daima çıldırtır.
(AMAT, ANAR İhsan Oktay)
Sayın DEMİR yapılacakları yapmaktayım. Emin olun. Yine bu forum benim için birçok terapiden iyi gelir durumda. Farklı insanların farklı bakışları altında olayı kavramak ve kabullenmek daha rahatlatıcı. Narsisistik tanımlamanıza katılmıyorum ama keşke olsaydım. M.Kemal ATATÜRK için de bu tanımlama yapılır. En azından egom biraz yükselirdi.
Kişileri hayatta başarılı yapan en önemli unsur bence olaylara verdikleri tepki. Biz orduda patlayan bombanın olay olduğunu ve bizlerin bu olaya vereceği tepkinin geleceğimizi şekillendireceğini anlatırdık.
Şimdi sağlıklı akıl ile bunları söylerken vaka anı organizmanın verdiği tepkiler anlamsızlaşıyor. Bilim insanı değilim ama araba örneğinden gidersek soğutma sistemindeki arızada kontak açıldığı anda aracın harareti yükselir. Psikolojik sorunların fiziki arazlarla ilintili olabileceğini düşünüyorum ama psikoloğum bunun da bir sanrı olduğunu düşünüyor.
Dizideki benzer vaka bile bende aynı terleme, kalp çarpıntısı ve boğulma hissini yaratıyor. Fiziksel olarak bir saat ağır spor yapmışçasına terliyorum.
Destek ve paylaşımlar için yürekten teşekkür ederim. Hakikaten çokta üstüme gelirseniz yaptığımı ben de dahil diğerleri de normal bir şey sanmaya başlayacak. Hepten sütten çıkmadım.
Sorun etkisiz elemanlar. Bekar olsam demek geliyor ama bu sefer anne, baba kardeş vsr. vsr...
Ah "Bekar olana kolaydır avrat boşamak." var mı ötesi.
Sağlıcakla kalın.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Değerli Üyeler;
Yaratıcı, her canlıya yaşam kodlarını verirken ilk ve en önemli koruyucu benliği yerleştiriyor. Sen ben istemedikçe oyundan çıkamazsın. (Hayatta kalma içgüdüsü)
Ne oluyor da bu kadar muhkem bir içgüdüyü dahi aşmak için çabalıyoruz? Angut kuşunun yaşam hikayesini bir çoklarımız biliriz. Onun davranışları nasıl açıklanır?
Sevgili ARSLAN sağlıklı akıl ile -yaşananların tamamen dışından bakar gözle- doğruları söylemektesin.
Sayın DEMİR Psikoloji veya benzeri alanında eğitimli olduğunuz yazılanlardan belli.
Elbette ki X kişi bu durumda farklı tepkiler verebilecektir. Örneklerini çok sık görmekteyiz. Belki sağlıklı sekiz saatlik bir uyku sonrasında sabah erkenden uyanabilseniz kararlarınız çok daha farklı olabilecektir. 24 saat kuralım vardı hayatta. Her mutluluk ya da öfke patlamasının sonrasında KARAR almak için 24 saat beklerdim. Bu süreç güzel bir uyku ile desteklenirdi.
Hayatın kısa devre yapması nasıl anlatılır. Plak okuyucu kafası bu olayın açtığı izde takıldı kaldı. Birilerinin okuyucu kafayı kaldırması gerek. Ya da kafa her plak üzerine temasta o izde takılıp kalıyor.
İtibarsızlaştırma hukukta yeri olmamasına rağmen kullanılan ceza. Geçmiş ve gelecekten alıntılar yaparken atladığımız BU GÜNDÜR.
İster alın yazısı densin ister matematik, Kesinlik özgür bir insanı daima çıldırtır.
Bu eseri yazan âlim, mensubu olduğu tarikatın şeyhi Yunan filozof İbni Parmen’in ölümsüzlük hakkındaki fikirlerini açıklayıp yorumlamıştı.
İbni Parmen adındaki bu filozof Fisagorcular denilen cemaati terk etmiş, fakat onların ilginç bir fikrini reddetmemişti.
Risâlede bu bahsi izah etmek için şöyle bir örnek verilmişti:
Sözgelimi Amr, belli bir tarihte doğup zamanla büyüdüğü vakit Zeyd ile arkadaş olduktan sonra, arkadaşına ihanet ederek onun tarafından öldürüldüğünde,zaman döngüsel olduğu için tekrar doğacak, yine Zeyd ile karşılaşacak, yine öldürülüp yine doğacaktı. Bu döngü sonsuza kadar sürecekti. İşte, zaman döngüsel olduğu için sadece geçmişi değil, geleceği hatırlamak da mümkündü. Kısacası hatırlama ile kehanet aynı şeydi. Öte yandan, filozof Aristâtalis gözler nasıl ki ışığı ve kulaklar da sesi algılıyorsa, hafızanın da zamanı algıladığını ileri sürmüştü. Müridinin yazdıklarına bakılırsa, İbni Parmen de hafızanın, tıpkı göz ve kulak gibi bir duyu organı olduğunu söyler görünüyordu. Bununla birlikte hafıza geçmişi ve geleceği algılamaktaydı.
Ancak bu filozof, geçmişin ve geleceğin olmadığını söyleyerek Fisagorculardan ayrılıyordu.
Mesela, “Bir dedem var idi.” dendiğinde bundan, dedenin artık var olmadığını, “Bir oğlum olacak,” dendiğinde ise oğlun henüz var olmadığı sonucu çıkıyordu. Öyleyse var olduğu söylenen herhangi bir şey geçmişte ve gelecekte olamazdı.
“Her ne kadar uzakta olsalar da zihinde şimdi bulunan şeylere bir bak.” diyen İbni Parmen’e göre, ‘şimdi çocuk olduğunu’ ve ‘şimdi ihtiyar olduğunu’ hatırlayan, dolayısıyla ‘algılayan’ biri yanılmaktaydı.
O, aynı zamanda hem çocuk hem ihtiyar olamazdı. Ne çocuk ne ihtiyar olan biride, ezelî ve ebedî bir ‘şimdi’ içinde yaşıyor demekti.
İşte bu yüzden o kişinin ölümsüz olduğunu kabul etmemiz gerekiyordu.
SONUÇ:İster alın yazısı densin ister matematik, Kesinlik özgür bir insanı daima çıldırtır.
(AMAT, ANAR İhsan Oktay)
Sayın DEMİR yapılacakları yapmaktayım. Emin olun. Yine bu forum benim için birçok terapiden iyi gelir durumda. Farklı insanların farklı bakışları altında olayı kavramak ve kabullenmek daha rahatlatıcı. Narsisistik tanımlamanıza katılmıyorum ama keşke olsaydım. M.Kemal ATATÜRK için de bu tanımlama yapılır. En azından egom biraz yükselirdi.
Kişileri hayatta başarılı yapan en önemli unsur bence olaylara verdikleri tepki. Biz orduda patlayan bombanın olay olduğunu ve bizlerin bu olaya vereceği tepkinin geleceğimizi şekillendireceğini anlatırdık.
Şimdi sağlıklı akıl ile bunları söylerken vaka anı organizmanın verdiği tepkiler anlamsızlaşıyor. Bilim insanı değilim ama araba örneğinden gidersek soğutma sistemindeki arızada kontak açıldığı anda aracın harareti yükselir. Psikolojik sorunların fiziki arazlarla ilintili olabileceğini düşünüyorum ama psikoloğum bunun da bir sanrı olduğunu düşünüyor.
Dizideki benzer vaka bile bende aynı terleme, kalp çarpıntısı ve boğulma hissini yaratıyor. Fiziksel olarak bir saat ağır spor yapmışçasına terliyorum.
Destek ve paylaşımlar için yürekten teşekkür ederim. Hakikaten çokta üstüme gelirseniz yaptığımı ben de dahil diğerleri de normal bir şey sanmaya başlayacak. Hepten sütten çıkmadım.
Sorun etkisiz elemanlar. Bekar olsam demek geliyor ama bu sefer anne, baba kardeş vsr. vsr...
Ah "Bekar olana kolaydır avrat boşamak." var mı ötesi.
Sağlıcakla kalın.
Biraz daha iyisiniz...
Aslında ben sizin kendinizi iyi hissetmenizi istemiyorum.bilmeyerek buna sebep olmuşsam üzgünüm! İnanmıyorsunuz,tanrıya.araba örneği ,ateist psikolog ,nereden bakarsanız zor...sanırım duygu lazım ,pişman olmalısınız ama siz pişman değilsiniz..beklemediğiniz sonuçla karşı karşıyasınız..arabaya bindiğiniz için değil ,yanlış durağa geldiğinizdir sizi terleten,bunları hissetmekte fena sayılmaz Yukarıda saydıklarınız korkuya kapılan insanlarda görülür ,panik.Pişman olanlarda pek rastlanmaz....neyse korkuda iyidir,yani hiç bir şey hissetmemekten iyidir.pişman olmayı tavsiye edebilirim size ...
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
SEA DEMİR rumuzlu üyeden alıntı
Biraz daha iyisiniz...
Aslında ben sizin kendinizi iyi hissetmenizi istemiyorum.bilmeyerek buna sebep olmuşsam üzgünüm! İnanmıyorsunuz,tanrıya.araba örneği ,ateist psikolog ,nereden bakarsanız zor...sanırım duygu lazım ,pişman olmalısınız ama siz pişman değilsiniz..beklemediğiniz sonuçla karşı karşıyasınız..arabaya bindiğiniz için değil ,yanlış durağa geldiğinizdir sizi terleten,bunları hissetmekte fena sayılmaz Yukarıda saydıklarınız korkuya kapılan insanlarda görülür ,panik.Pişman olanlarda pek rastlanmaz....neyse korkuda iyidir,yani hiç bir şey hissetmemekten iyidir.pişman olmayı tavsiye edebilirim size ...
Sayın DEMİR,
Sanırım cevabı Iphone gibi bir araç ile verdiniz. İkici satırı anlamlandıramadım.
Siz duygu tanımı yaparken ben ortaya koyduğum her davranış örüntüsüne tepki diyorum. Clinton'un Levinsky ile yaşadıklarını dünya yedi bitirdi. Yeltsin, alkol duvarını aşmış halde bayan milletvekilini gözümüzün önünde p.ndikledi. Türkiye'ye gelmeye korkuyorum.
Oturup Clinton'un ağzından gerçek duygularını almak isterdim.
Pişmanlık aciz insanların baskıdan ve cezalardan korktukları için geliştirdikleri savunma mekanizması değil mi? Tartışmamızın hangi evresinde yaptıklarıma haklılık kattım. Kişisel hiçbir ceza beni yıldırmaz. Toplum benim davranışlarımla bir başkasını cezalandırmadığı sürece (mahalle baskısı)
Nasıl korkmazsınız? Ölümün karşımıza dikildiği anlar da yaşadık bu duyguları. Cesur, kahraman bu organizmayı harekete geçirmek için sağlanan itkidir. Be 24 yıl boyunca hep yaşadım bunu. Geri dönüp kaçtım mı? Hayır ama bu korku bütün kanı beynime yönlendiriyordu. 1000 metre ötedeki çıtırtıyı duyuyor, ışığın hızı ile orantıladığımız merminin en geç 3 saniye sonra yanımızda olacağını hesaplayabiliyorduk. Edinilmiş paranoyalarla hayatta kaldık.
Yaşamak için göğsümüze basılıncaya kadar elimizi tetiğe götürmeyecek kadar sabırlıydık. Yenilmek ben olaya böyle bakıyorum. Yaptığımdan değil yapamadığımdan dolayı yenilmişlik duygusu içerisindeyim. Pişmanlık değil yenilmişlik. Üstelik bu mücadelenin kaybedeni ben değilken yenilmiş olmak olayın en acı tarafı. Osmanlının müttefikleri yenilince oda yenik sayıldı derlerdi ortaokul çağlarımızda. İşte böyle. Müttefiklerim benim yüzümden yenik ve ezik.
Olayın hormonsal yönü oluşum değil tartıştığımız. Bu kadar basit açıyla bakıldığında insan olma erdemimizi kaybediyoruz. Belki birçok erkek yerimde olmak için neler vermezdi. Lakin hepsi sonunda aynı kirlenmişlik duygusuyla boğulur bocalardı.
Ben biraz histrionik davranıyor olabilirim ama sonuç değişmeyecektir bundan eminim.
Değişseydi gençlik yıllarımızın tatminleri bizi suçluluğa itmezdi. Ben hiç suçluluk duymadım diyen he cinslerim kusura bakmayın ben buna inanamam.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Diyalektiğiniz güçlü. Fakat sorun çok karmaşık değil aslında. Basit bir aldatma vakası ve vakıa mahsulü sıkıntılar zinciri... Basit olan aldatmak değil; vakıanın kendisi... Aldatmak eylemine yükleyeceğiniz vicdan muhasebesi sizin kazanımlarınız ilintili bir süreç ihtiva ederken, vakıanın hukuk ve cemiyet dünyasındaki yansıması belki o muhasebeyi hiçe sayarak kendi mecrasında akacaktır.
Bendeniz sizin kendi iç muhasebenizin dış dünyada en azından yakın ilişki içinde olduğunuz bireyler tarafından dikkatli biçimde değerlendirileceği kanaatindeyim; fakat hukuksal açıdan muhatap olduğunuz şantaj fiili, mobing uygulaması ve ayrıca cemiyet yaşamını kapsamayan durağan hukukun bir ayıbı biçilmemiş don mesabesindeki itibarsızlaştırma cezası sizin daha farklı ve teknik bir yöntem izlemenizi gerektirmektedir.
Değer yargılarını da bu denli önemsememenizi öneririm. Onur ile şerefi birbirine karıştırmamak lazım... İnsan olmanız gereği doğum ile size yapışanın adı onurdur; şeref dediğimiz ise kültürün sıfatlamasıdır. Dün töre saiki ile öldürülen kızın katiline az ceza veren şerefli sistem, bugün bu saiki ağırlaştırma nedeni saymakta onurlu ise ve yine dün şeref saiki ile zina suç sayılır iken bugün sadece eşe fiili boşanma açısından bir neden olarak kullanmasından başka bir misyon yüklememiş ise sizin yaşayan toplumun değerlerini, onun şeref saydığını saymadığını çok da ciddiye almamanız hayrınıza olacaktır. Birikiminiz de doğrusu bunu algılayabilecek kapasitede olduğunuz çağrışımı yaptı.
Yukarıda yazdıklarıma ek olarak bunları da yazmak istedim.
Patronunuzun bir hukuk dışı uygulamasına prim vermemenizi, vereceğiniz her tavizin onurunuza saldırı olasılığını artıracağını -şerefi merefi bir tarafa bırakarak- ifade ile somut olayda ayrıntılı bir anlatım ile hukuksal danışmanlık da almanızı ayrıca öneririm.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Patronunuzun size yaptığı (savcılık) bir suç olup ispatlamanız yeterli sanırım.
ŞantajMADDE 107. - (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Diyalektiğiniz güçlü. Fakat sorun çok karmaşık değil aslında. Basit bir aldatma vakası ve vakıa mahsulü sıkıntılar zinciri... Basit olan aldatmak değil; vakıanın kendisi... Aldatmak eylemine yükleyeceğiniz vicdan muhasebesi sizin kazanımlarınız ilintili bir süreç ihtiva ederken, vakıanın hukuk ve cemiyet dünyasındaki yansıması belki o muhasebeyi hiçe sayarak kendi mecrasında akacaktır.
Bendeniz sizin kendi iç muhasebenizin dış dünyada en azından yakın ilişki içinde olduğunuz bireyler tarafından dikkatli biçimde değerlendirileceği kanaatindeyim; fakat hukuksal açıdan muhatap olduğunuz şantaj fiili, mobing uygulaması ve ayrıca cemiyet yaşamını kapsamayan durağan hukukun bir ayıbı biçilmemiş don mesabesindeki itibarsızlaştırma cezası sizin daha farklı ve teknik bir yöntem izlemenizi gerektirmektedir.
Değer yargılarını da bu denli önemsememenizi öneririm. Onur ile şerefi birbirine karıştırmamak lazım... İnsan olmanız gereği doğum ile size yapışanın adı onurdur; şeref dediğimiz ise kültürün sıfatlamasıdır. Dün töre saiki ile öldürülen kızın katiline az ceza veren şerefli sistem, bugün bu saiki ağırlaştırma nedeni saymakta onurlu ise ve yine dün şeref saiki ile zina suç sayılır iken bugün sadece eşe fiili boşanma açısından bir neden olarak kullanmasından başka bir misyon yüklememiş ise sizin yaşayan toplumun değerlerini, onun şeref saydığını saymadığını çok da ciddiye almamanız hayrınıza olacaktır. Birikiminiz de doğrusu bunu algılayabilecek kapasitede olduğunuz çağrışımı yaptı.
Yukarıda yazdıklarıma ek olarak bunları da yazmak istedim.
Patronunuzun bir hukuk dışı uygulamasına prim vermemenizi, vereceğiniz her tavizin onurunuza saldırı olasılığını artıracağını -şerefi merefi bir tarafa bırakarak- ifade ile somut olayda ayrıntılı bir anlatım ile hukuksal danışmanlık da almanızı ayrıca öneririm.
Sevgili Arslan,
(Bilgilerinde öğrenci geçtiği için bu ifadeyi kullandım.) Bloğunuzda yazdıklarınızı okuyordum. İltifat olarak görme. İnan uzunca süredir ilk defa olaylardan sıyrıldım. Halen daha okuyorum. Kanaatim o ki, hukuk alanını puanın değil sevdiğin için seçmişsin. Dilerim ileride ÖZEKES gibi başarılı bir hukukçu olursun. Vaktim oldukça bloğunu okuyacağım. Düşüncelerini ve yazma tutkunu hiç kaybetme olur mu? Bana Wilhelm REİCH'in günlüklerini hatırlatıyor.
Ayrıca bizde bir deyim vardı. Kötüye bir şey olmaz ya da İyiler erken ölür diye. Psikolog görüşmeleri öncesi cheq-up sonucuma göre de doktor ömrümün sonuna kadar yaşayacağım konusunda garanti bile verdi.
Süreci burada mutlaka paylaşacağım.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Şimdi benim anlayamadığım,burada tartışılan bir romandan alıntımı yoksa hemde iş yerinde yaşanan iğrençlik,yanlışlık,iradesizlik,saygısızlık mı?
Sayın üye olayın oluşunu,olabilecek şeyleri,duygularını öyle bir romantik anlatıyor ki tebrik ederim doğrusu.Zaten bu formu okumamın sebebide açıkca romantik bir dille anlatılmış olmasıdır.:DD
Aslında 6 bilinmeyenli denklem var bunda.Siz ve eşiniz,patron ve eşi,sekreter ve eşi.En magdur olanı bence hiç olayın içinde olmayan sekreterin eşi.Ama benim gözümde 6 mutsuz insan ve 3 mutsuz aile.Yazık ve yuhh.
Sitenin içeriği gereği klasik bir cevap vereyim size.Bir avukattan destek alınız.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi benim anlayamadığım,burada tartışılan bir romandan alıntımı yoksa hemde iş yerinde yaşanan iğrençlik,yanlışlık,iradesizlik,saygısızlık mı?
Sayın üye olayın oluşunu,olabilecek şeyleri,duygularını öyle bir romantik anlatıyor ki tebrik ederim doğrusu.Zaten bu formu okumamın sebebide açıkca romantik bir dille anlatılmış olmasıdır.:DD
Aslında 6 bilinmeyenli denklem var bunda.Siz ve eşiniz,patron ve eşi,sekreter ve eşi.En magdur olanı bence hiç olayın içinde olmayan sekreterin eşi.Ama benim gözümde 6 mutsuz insan ve 3 mutsuz aile.Yazık ve yuhh.
Sitenin içeriği gereği klasik bir cevap vereyim size.Bir avukattan destek alınız.
Bebeyi unuttun :)
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Bebeyi unuttun :)
Sayın üye feyyar, bilinmeyenlerden bahsetmiş. Bebe, denklemin bilinen öğesi :)
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi benim anlayamadığım,burada tartışılan bir romandan alıntımı yoksa hemde iş yerinde yaşanan iğrençlik,yanlışlık,iradesizlik,saygısızlık mı?
Sayın üye olayın oluşunu,olabilecek şeyleri,duygularını öyle bir romantik anlatıyor ki tebrik ederim doğrusu.Zaten bu formu okumamın sebebide açıkca romantik bir dille anlatılmış olmasıdır.:DD
Aslında 6 bilinmeyenli denklem var bunda.Siz ve eşiniz,patron ve eşi,sekreter ve eşi.En magdur olanı bence hiç olayın içinde olmayan sekreterin eşi.Ama benim gözümde 6 mutsuz insan ve 3 mutsuz aile.Yazık ve yuhh.
Sitenin içeriği gereği klasik bir cevap vereyim size.Bir avukattan destek alınız.
Sayın Feyyar,
Voltaire'e atfedilen bir sözü kişiselleştirerek yanıtlamak isterim. Düşüncelerinizin bir kısmına katılmıyorum ama sadece forum kıdemli üyesi olmanızla bile yorum hakkınız olduğunu kabul ederim. Yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
Sayın ARSLAN'ın yorumlarında tarif edilen itibarsızlaştırma suçu ve kendimce de mahalle baskısı dediğim negatif tutum sizin yorumlarınızda da gözlenmekte. Öfkeniz kişiliklerimize mi? Eylemimize mi? Cinsiyetinizi bilmiyorum ama sizin başınıza böyle bir olay gelseydi sanırım çelik iradenizle durumu kotarırdınız. Yorumunuzdan bunu anlıyorum.
Olayın size sunuluşu roman yazmak amacımdan değil, okuyana saygımdandır.
Sanırım iki üç cevap geri giderseniz dünya liderleri hakkındaki gerçekleri de yoruma kattım. O'nlar ile kendi irademi sınadım. Yaptıklarım toplumun değerleri bazında haklı kılınmıyor ancak insan nefsinin sinirler gibi olduğunu iddia etmek de sanırım yanlış olmaz. Bir çok tepkimizi(duygumuzu) istemli olarak kontrol edebilirken, kalp gibi, bazı tepkilerimizde(istemsiz) gelişebiliyor.
Profesyonel destekten kastınız bir avukat yardımı ve olayın yargıya taşınması ise, kullanacağım en son araç olacaktır. Eğer konuyu en başından takip etmekteyseniz amacımın; gerek üçüncü kişilere en az zararı vermek ve gerekse ruh halimi düzeltmek için çözüm aramak olduğu ana fikrine hemen ulaşabilirsiniz.
Hukuksal çözümün sıkıntılarını da bir alıntı ile cevaplamak isterim.
"İşe hukuksal açıdan bakıldığında da, çözülemeyen, uyuşmazlıklar genel olarak adli organlara gönderilir ki, bu durumda dahi tarafların zaman ve maddesel kayıpları, ayrıca bunlara eklenen zihinsel yorgunluk oldukça yüksek olabilir. Dahası, yargı kararları işin doğası gereği bir tarafın kaybetmesi, bir tarafın kazanması sonucunu doğururlar. Bu sonuç ise, gerçek anlamda bir uyuşmazlık çözümü değildir. Çünkü çok az insan yargı sonucunu tamamen kabullenir. Genelde yargıda kaybeden taraf tatmin olmadığı için uyuşmazlığı değişik boyut ve alanlarda devam ettirme eğilimine girer. Kazanan tarafa yönelen öfke, aynı konuda olmasa bile farklı sorunlarda kendini sıkça gösterir.
Bunun yanı sıra uyuşmazlığın daha çok maddesel boyutuna odaklanan yargı organları, ele aldıkları sorunun ilişkisel boyutu üzerinde yeterince durmazlar. Haklı olarak buna vakit ve imkânları da pek yoktur. Ancak düzeltilmeden bırakılan ilişkiler, taraflar arasında mevcut sorun halledilse dahi yeni uyuşmazlıklara davetiye çıkarır." (Yılmaz M.Ercan Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü )
Saygılarımla.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Adliye, Mülkiye, Askeriye (Aslında psikolog görüşmelerini paylaşmak istemiştim ama yaşanan onun önüne geçti.)
Bu Halk kimseden çekmedi üçünden çektiği kadar.
Psikoloğumdan çıkmış evime doğru yürüyorum. Her zaman önünden geçtiğim küçük midyeci çocuğa ulaşmama Kurtuluşun ilk köşesi kalmıştı. Köşeden önce yerlere saçılan midyeler arkasından kapaklanarak beni karşılayan midyeci çocuk. Hışımla koşan iki zabıta dağılmış tepsisi ile artık yakalamışlığın anlamı kalmamışçasına boş tepsiye bir tekme savurarak uzaklaştılar.
Yavaşça kaldırdım çocuğu yerden. Soğuğun kuruttuğu yüzü ve tam orta yerinden çatlamış yarı mürfeli, yarı kanlı alt dudağı burun kanatlarına uyum içerisinde titriyordu.
Sermaye yerlere saçılmış O da herkes gibi meraklı ve birazda korkulu gözlerle midyelerini izliyordu. Reşit Mardinli küçük midyeci. Kimdir? Kaç kardeştir? Okula gider mi? Neden midye satar? Anne baba ne yapar? sorulabilecek o kadar çok soru vardı ki..
Zabıta "Hayvan bunlar hayvan. İnsan sağlığını düşündükleri yok." diye sıralıyordu.
Açıkta yiyecek satılmamalıydı. Portör muayenesini yaptırmış olmalıydı. Önlüğü, şapkası, eldiveni, kolonyası, peçetesi olmalıydı. Belki küçük bir dükkan, içinde lavabo-tuvalet, 2-3 masa olmalıydı. Kira ödemeliydi dükkan sahibine. Elektrik, su parası ödemeliydi belediyeye. Vergi levhası olmalıydı. Bir muhasebecisi olmalıydı devlet ile olan işlerini takip edebilecek.
Sonra kalanı rızık diye evine götürmeliydi.
Bu Halk kimseden çekmedi üçünden çektiği kadar.
Hangi zabıta, polis, Avukat, Savcı, Hakim Psiko-motor testlerden geçer. Ruh durumu işine nasıl yansır? Usturası elinde sakal tıraşı yapacak berberinizin keyfi usturayı sol kulağınız ve çeneniz altından sağ kulağınıza kadar çekivermesinin sonuçlarını düşündünüz mü?
Regl olamamış bir Hakime'nin cezayı alt mı yoksa üst sınırından mı ya da hangi objektif kritere göre vereceğini nasıl kestirebiliyorsunuz?
Hiç avukat seçerken, ya da mahkemede -geçin bunları- berberde siz psiko-motor testlerden geçtiniz mi? Ruh haliniz bu iş için müsait mi diye soran var mı?
Yakaladıkları sanıkları öldüresiye döven polisler gördüğünüzde o sanık ben olsaydım diye düşündüğünüz oldu mu?
Reşitin 70 liralık midyesi varmış. Hepsini birlikte topladık. Sağlamlarından 8-10 adedini uzaklara fırlamış limonu da bulduktan sonra ben yedim. Reşit'e 100 lira bıraktım.
Sizlere Afiyet Olsun.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Çelik irade ile durumu kurtarmak mı? :DD şahsım adıma diyebilirim ki elle dahil telefon vede sözlü olarak pek çok kez tacize uğradım hiç birine pas vermediğim gibi şikayetçi de olmadım sinkaflı olmamak kaydı ile hakarette dahi bulundum diyebilirsiniz ki senin iraden çelik gibi alakası yok benim bu kişileri görmeme lüksüm vardı aynı işyerinde olma zorunluluğum olsaydı iradem çelik olsa kırılır demir olsa yamulurdu diye düşünüyorum bu bağlamda kişiyi uzaklaştırma iradesine sahip olan patrondur o yüzden her ne kadar sekreterin kabahati büyük olsa da patronun kabahati de ondan az değildir.
- - - Updated - - -
Bu arada olay patlak verirse sakın ola ki eşinize suç patronun ve sekreterindi gibi bir savunmada bulunmayın yemez, ben olaya hukuki olarak yaklaşmak istiyorum eşinize savunma yapmak durumunda kalırsanız suç ve ceza ilişkisindeki en önemli faktör kast ve etkin pişmanlıktır zaten pişman olduğunuz ortada bunu hissettirin unutmayın başkalarını suçlamak sizin suçunuzu yok etmez sevmekten vazgeçmeyin bu her ne kadar onun acısını hafifletmesede beratınız yolunda verilecek kararda vicdani etmendir :)
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Çelik irade ile durumu kurtarmak mı? :DD şahsım adıma diyebilirim ki elle dahil telefon vede sözlü olarak pek çok kez tacize uğradım hiç birine pas vermediğim gibi şikayetçi de olmadım sinkaflı olmamak kaydı ile hakarette dahi bulundum diyebilirsiniz ki senin iraden çelik gibi alakası yok benim bu kişileri görmeme lüksüm vardı aynı işyerinde olma zorunluluğum olsaydı iradem çelik olsa kırılır demir olsa yamulurdu diye düşünüyorum bu bağlamda kişiyi uzaklaştırma iradesine sahip olan patrondur o yüzden her ne kadar sekreterin kabahati büyük olsa da patronun kabahati de ondan az değildir.
- - - Updated - - -
Bu arada olay patlak verirse sakın ola ki eşinize suç patronun ve sekreterindi gibi bir savunmada bulunmayın yemez, ben olaya hukuki olarak yaklaşmak istiyorum eşinize savunma yapmak durumunda kalırsanız suç ve ceza ilişkisindeki en önemli faktör kast ve etkin pişmanlıktır zaten pişman olduğunuz ortada bunu hissettirin unutmayın başkalarını suçlamak sizin suçunuzu yok etmez sevmekten vazgeçmeyin bu her ne kadar onun acısını hafifletmesede beratınız yolunda verilecek kararda vicdani etmendir :)
Eğer ortada bir iftira yoksa ve kişi eylemi inkar edemiyorsa neyin savunmasını yapabilirsiniz? Diyarbakırlı Avukat, kardeş katili müvekkili için "Namusunu Temizlemiştir." diye savunma yapıyor ya. Benim savunmam da buna benzer olur herhalde."CMYLMZ'ı seyretmiştim. Sanırım oradan cinsellik bilincimde kalmış. Hormonların da aşırı olduğu o anda sekreterde durumumdan faydalandı. Çaresizce tecavüze uğradım. Kadın resmen faydalandı benden. Şikayetçim. Ruh sağlığım ileri derecede bozuldu Hakime Hanım(!)."
Benzin açıkta ise benim gibi s.l.kl.r ne kadar dikkat ederlerse etsinler ummadıkları bir anda çakmağı çakıverirler. Ortamdaki benzin buharı parlama için yeterlidir. Fırınlarda da buna benzer olaylar yaşanır. Bilir misiniz un zerrecikleri belli bir yoğunlukta havada uçuşmaya başladığında eğer kibrit veya çakmak çakarsanız benzinden daha korkunç bir patlamaya sebep olursunuz.
Merak ettiğim olay mahkemeye taşınır ve celse gizli de olsa görüntüler izlenirse, Sanık X anlat bakalım olay nasıl gelişti? tarzı filli durum karşısında ne yapacağım? Bu tür duruşma yaşayan hukukçularımız var mı?
İşte psikoloğum bunları anlatabilecek cesarete ulaştığımda sağlığıma kavuşacağımı söylüyor.
Ben de bunları anlattıktan sonra sağlığıma kavuşma değil, hayasızlığın ar damarını çatlatma evresine geçeceğim için artık her dişiye bıyık buran bir kart horoz durumuna geleceğimi düşünüyorum.:utangac
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
İlahi hiç güleceğim yoktu mahkeme salonunda büyük ekran led kola patlamış mısır servisi ikide bilir kişi :DD
Benim anlayamadığım neyin mahkemesi oluyor ve bu olayın üstünden ne kadar zaman geçti zira kayıtlar otomatik silinir belli bir zaman sonra ha aksi takdirde kimse kameranın önünde sey yapmayacağına göre sizin kamera konusunda bilginiz olmadığı kesin sekreterinde yoksa zaten bu kayıtlar hukuki delilmidir tartışılır. Değilse zaten mahkemede bir anlam ifade etmez izlenmez bana kalırsa kola servisi yattı.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
"Merak ettiğim olay mahkemeye taşınır ve celse gizli de olsa görüntüler izlenirse, Sanık X anlat bakalım olay nasıl gelişti? tarzı filli durum karşısında ne yapacağım?"
"Şeytana uydum Hakime Hanım" iyi bir savunma cümlesi olabilir...
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
Kantaroncu rumuzlu üyeden alıntı
"Merak ettiğim olay mahkemeye taşınır ve celse gizli de olsa görüntüler izlenirse, Sanık X anlat bakalım olay nasıl gelişti? tarzı filli durum karşısında ne yapacağım?"
"Şeytana uydum Hakime Hanım" iyi bir savunma cümlesi olabilir...
Ben hala anlayamadım ortada mahkemelik bir durum yok ki patron ahlaksızlık diye şikayet etti ne yani ahlaklı olan patronun yaptığımı bu açıkça hakları kötüye kullanmak zaten bir de şantaj var ortada patron iki kere suçlu bebeğin babasının ispatı için desek adam dna testini kabul etmese delil derim testi kabul etmeyen de yok ortada zaten bu kayıtların saklanması yasal olarak suç patronun adımını attığı yer suç, bu kayıtların hukukiliği tartışılır olay anlatımından anladığım yasal olarak delil bile değil.
Konu dram yazılanlara hukuki olarak baktığımda romantik komedi :DD
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Feyyar,
Voltaire'e atfedilen bir sözü kişiselleştirerek yanıtlamak isterim. Düşüncelerinizin bir kısmına katılmıyorum ama sadece forum kıdemli üyesi olmanızla bile yorum hakkınız olduğunu kabul ederim. Yorumlarınız için teşekkür ediyorum.
Sayın ARSLAN'ın yorumlarında tarif edilen itibarsızlaştırma suçu ve kendimce de mahalle baskısı dediğim negatif tutum sizin yorumlarınızda da gözlenmekte. Öfkeniz kişiliklerimize mi? Eylemimize mi? Cinsiyetinizi bilmiyorum ama sizin başınıza böyle bir olay gelseydi sanırım çelik iradenizle durumu kotarırdınız. Yorumunuzdan bunu anlıyorum.
Olayın size sunuluşu roman yazmak amacımdan değil, okuyana saygımdandır.
Sanırım iki üç cevap geri giderseniz dünya liderleri hakkındaki gerçekleri de yoruma kattım. O'nlar ile kendi irademi sınadım. Yaptıklarım toplumun değerleri bazında haklı kılınmıyor ancak insan nefsinin sinirler gibi olduğunu iddia etmek de sanırım yanlış olmaz. Bir çok tepkimizi(duygumuzu) istemli olarak kontrol edebilirken, kalp gibi, bazı tepkilerimizde(istemsiz) gelişebiliyor.
Profesyonel destekten kastınız bir avukat yardımı ve olayın yargıya taşınması ise, kullanacağım en son araç olacaktır. Eğer konuyu en başından takip etmekteyseniz amacımın; gerek üçüncü kişilere en az zararı vermek ve gerekse ruh halimi düzeltmek için çözüm aramak olduğu ana fikrine hemen ulaşabilirsiniz.
Hukuksal çözümün sıkıntılarını da bir alıntı ile cevaplamak isterim.
"İşe hukuksal açıdan bakıldığında da, çözülemeyen, uyuşmazlıklar genel olarak adli organlara gönderilir ki, bu durumda dahi tarafların zaman ve maddesel kayıpları, ayrıca bunlara eklenen zihinsel yorgunluk oldukça yüksek olabilir. Dahası, yargı kararları işin doğası gereği bir tarafın kaybetmesi, bir tarafın kazanması sonucunu doğururlar. Bu sonuç ise, gerçek anlamda bir uyuşmazlık çözümü değildir. Çünkü çok az insan yargı sonucunu tamamen kabullenir. Genelde yargıda kaybeden taraf tatmin olmadığı için uyuşmazlığı değişik boyut ve alanlarda devam ettirme eğilimine girer. Kazanan tarafa yönelen öfke, aynı konuda olmasa bile farklı sorunlarda kendini sıkça gösterir.
Bunun yanı sıra uyuşmazlığın daha çok maddesel boyutuna odaklanan yargı organları, ele aldıkları sorunun ilişkisel boyutu üzerinde yeterince durmazlar. Haklı olarak buna vakit ve imkânları da pek yoktur. Ancak düzeltilmeden bırakılan ilişkiler, taraflar arasında mevcut sorun halledilse dahi yeni uyuşmazlıklara davetiye çıkarır." (Yılmaz M.Ercan Uyuşmazlık Analizi ve Çözümü )
Saygılarımla.
Öncelikle ben bir erkeğim.
Eleştirim hem kişiliğinize hem de eyleminize tabi sakıncası yoksa.
Çelik irademin olduğunu söylemiyorum,sadece bu kadar basit,hafif bayanlarla işim olmaz diyebilirim.
Vıp üye,kıdemli üye,yeni üye ayrımı bence doğru değil,herkesin fikrini iletme hakkı vardır.
Müsadenizle bir kaç sorum olacak.
Hukuki boyut kullanacağınız en son yol ise,neden bir hukuk sitesinde,yaptığınız başarısız ve basit çapkınlık durumunu anlattınız.
Patronun kamaralı odasında neden sekreterin üzerinize atlamasına izin verdiniz.İşin toplumsal veya ahlaki boyutunu sorgulamak bana düşmez orada haklısınız.Çok klasik banada hak verin.İş,sekreter,işve,cilve.Kamaralı oda da sizin acemiliğiniz olmuş neyse.Umarım anlatabilmişimdir.
Eşimi aldatmayı hiç düşünmedim,ama eğer zorda olsa bir gün olacak ise değmeli.Çok kaliteli ve heyecanlı olmalı ki o çelik iradeni kırdığına değsin.Olduktan sonra nasıl olursa olsun farketmez düşüncesindeyseniz ona birşey diyemem.
Mesela o bayanla yemeğe,gezintiye,seyahate çıksaydınız,yani birşeyler paylaşsaydınız daha heyecanlı olmazmıydı.Hem daha heyecanlı olurdu hem de bu kadar kendinizi ve kafanızı yormamış olurdunuz.
Tecrübeyle sabittir aslında siz bu yaptığınızla övünür gibisiniz.İletilerinizden öyle bir eda sezinledim.İnsan pisikolojisini de çok iyi bilmek gerekiyor bence.
Saygılar.İyi forumlar herkese....
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Sayın Feyyar,
Cevaplarım daha iyi anlaşılsın diye hemen yazılarının altına mavi ile iliştirildi.
Öncelikle ben bir erkeğim.
Eleştirim hem kişiliğinize hem de eyleminize tabi sakıncası yoksa.
Kişiliğime eleştiriyi aşağılarda "eğer bir gün aldatacak olursam değmeli" sözünüz yüzünden reddediyorum. Eylem zaten kendini anlatır durumda. Onu herkes eleştirebilir.
Çelik irademin olduğunu söylemiyorum,sadece bu kadar basit,hafif bayanlarla işim olmaz diyebilirim.
Olayı anlatırken sekreterin basit ve hafif bayan tiplemesine giren bir detay verdiğimi sanmıyorum. Sanırım bu karara da sezgileriniz ile ulaştınız.
Vip üye,kıdemli üye,yeni üye ayrımı bence doğru değil,herkesin fikrini iletme hakkı vardır.
Elbette, sonuna kadar destekliyorum. Ben kıdeminizle forum tecrübenize değinmek istedim.
Müsaadenizle bir kaç sorum olacak.
Hukuki boyut kullanacağınız en son yol ise, neden bir hukuk sitesinde, yaptığınız başarısız ve basit çapkınlık durumunu anlattınız?
Mahkemeler keşif, Ordular tatbikat, bilim adamları deney yapar. Hukuki.net in başında güzel bir söz var. Ben onu biraz değiştirerek yazmak istiyorum. "Gerçeklerden kaçamazsınız. Er ya da geç kapınızı çalacaktır."
Başarısız, basit çapkınlık tabirleri hala beni itibarsızlaştırma amacına yönelik. Forumda yazışmamın bir terapi olması yararını önceki yazılarımda anlatmıştım.
Patronun kamaralı odasında neden sekreterin üzerinize atlamasına izin verdiniz?
Clinton Levinsky'ye Oval Ofiste neden saksafon çaldırdıysa ben de o yüzden izin verdim. Boris Yeltsin alkol duvarını aşmış halde DUMA'da kameraların gözü önünde bayan millet vekilini neden taciz etmiş işse ben de o yüzden izin verdim. Muhalefet Partilerimizden birin eski bir genel başkanı bu işi kameralar önünde neden yapmış ise ben de o yüzden izin verdim. Ki önem atfettiğimiz, idol gördüğümüz sürü başlarımızın bir çok tekrar ile sabitlenmiş eylemlerinden ötürü kişilik ve davranışları sorgulanmazken idam kararımı vermenizden ürktüm. İsmail ARSLAN üyemizin bloglarını tavsiye ederim.
İşin toplumsal veya ahlaki boyutunu sorgulamak bana düşmez orada haklısınız.
Bence sorgulayabilirsiniz. Çünkü toplumun bir bireyisiniz. Sadece bireyin bireysel olarak yapılanları yargılama hakkı olmamalı. Toplum cinsellik konusunda neden TABULAR yaratır. Koruyup kollamak istediği gizli amaç nedir? Çok eşli toplumlarda aldatma hukuku nasıl oluşmuştur?
Çok klasik banada hak verin. İş, sekreter, işve, cilve. Kamaralı oda da sizin acemiliğiniz olmuş neyse. Umarım anlatabilmişimdir.
Hala itibarsızlaştırma çabası içerisindesiniz. İşin acemilik ve ustalık evresini tanımlayarak. Acaba hiçbir kayıt olmasaydı, denklemin patron ayağı olmasaydı bu yasak ilişki taraflara sıkıntı vermeden devam eder miydi? Kastınız bu mu? Ya da ruhsal yıkımlara sebep olmaz mıydı? Eğer düşündüğünüz buysa gençlik yıllarımızın bireysel tatminlerinin dahi bende suçluluk yarattığını yaratmaz diyen hemcinslerime de inanmadığımı anlatmıştım.
Eşimi aldatmayı hiç düşünmedim, ama eğer zorda olsa bir gün olacak ise değmeli. Çok kaliteli ve heyecanlı olmalı ki o çelik iradeni kırdığına değsin. Olduktan sonra nasıl olursa olsun farketmez düşüncesindeyseniz ona birşey diyemem.
Aldatmanın değeni olur mu? Değerli aldatma, orta değerli aldatma, değersiz aldatma. Bu notu kim verecek? Aldatılan eş mi yoksa mahkemeler mi? TCK 49 (değişmediyse bizim zamanımızda öyleydi) Zorunluluk hali diye bir madde vardı. Neredeyse o hükümle birde değerli aldatma derecesini yakalayabilseymişim beni beraat ettirecekmişsiniz ama aldatma değersiz olduğu için çakıldık.
Mesela o bayanla yemeğe, gezintiye, seyahate çıksaydınız, yani birşeyler paylaşsaydınız daha heyecanlı olmaz mıydı? Hem daha heyecanlı olurdu, hem de bu kadar kendinizi ve kafanızı yormamış olurdunuz.
Sayın Feyyar,
Bence siz bir kadınsınız. Sekste romantizm aramak ağırlıklı kadın içgüdüsüdür. Lakin anlattıklarınızı yapan kişide KAST unsuru oluşmaktadır. İstemli davranış söz konusu. Hoşlanma duygusunun da desteklediği aldatmalarda artık aldatılan eş tamamen yok sayılmaktadır. Bence ahlaki olarak eleştirilecek insan tiplemesi bu olmalıdır. Eğer eşiniz bu fikirlerinizden haberdar olur ise inanın boşanmak isteyebilir. Zihinde yaşanan ve KAST ile desteklenen aldatmalar eşleri daha çok yaralar. En azından beni diyeyim ki yeni bir tartışma konusu yaratmayayım.
Tecrübeyle sabittir aslında siz bu yaptığınızla övünür gibisiniz. İletilerinizden öyle bir eda sezinledim. İnsan pisikolojisini de çok iyi bilmek gerekiyor bence.
Sabit tecrübe Avukat ya da Hukukçu tecrübesi mi? Hiç falso vermemiş çapkın tecrübesi mi? Yapılanın övünülecek bir tarafı yok. Saklı kimlikler ile tartışıyor olmanın rahatlığı belki sizde bu sezgiyi oluşturdu. Zaten bu sorunu açık kimlikler ile tartıştığımda en azından kendi ruh sağlığımda önemli bir takıntıdan kurtulmuş olacağımı psikoloğum söylüyor.
Saygılar. İyi forumlar herkese....
Teşekkür ederim. Umarım forum üyeleri ve sizi yazdıklarımla sıkmıyorumdur. Kimliğimi gizlemek amacı ile bazı olaylar, ana konunun özü değişmemek üzere tarafımdan abartılıyor veya değiştiriliyor.
- - - Updated - - -
Alıntı:
ismail32 rumuzlu üyeden alıntı
Ben hala anlayamadım ortada mahkemelik bir durum yok ki patron ahlaksızlık diye şikayet etti ne yani ahlaklı olan patronun yaptığımı bu açıkça hakları kötüye kullanmak zaten bir de şantaj var ortada patron iki kere suçlu bebeğin babasının ispatı için desek adam dna testini kabul etmese delil derim testi kabul etmeyen de yok ortada zaten bu kayıtların saklanması yasal olarak suç patronun adımını attığı yer suç, bu kayıtların hukukiliği tartışılır olay anlatımından anladığım yasal olarak delil bile değil.
Konu dram yazılanlara hukuki olarak baktığımda romantik komedi :DD
Sayın İsmail32,
Elbette ki hep bir faraziyeden bahis ediyoruz. Olay patladığında suyun eğim ve yerçekimi etkisi ile akması misali eğim nerede, yerçekiminin etkisi ne olacak? Hesaplamaya çalıştığım bu.
Büyük ihtimal ile patron olaya müdahil olmayacak. Bir hırsızlık suçlaması ile polise şikayette bulunacak. Delil olarak da görüntüler. (Bu görüntülerin saklanma süresi mi var? Örnek 30 gün sonra delil olarak ileri süremez mi? CD'ye çekip eve gönderse HUKUKSAL olarak suç işlediğini ispat edebilir miyim? Tabi sağ kalırsam.)
Çapkınlık, hırsızlık suçlamasının feri kısmı kalacak. Irak'ın kimyasal silahları misali.
Sonra sekreter karşı atağa geçecek. Babalık davası açacak. Patron sekreter konusunda iffetsizlik suçlamasında bulunacak. Eşi ve beni baba adayı olarak gösterecek. DNA testleri. İşin can sıkıcı tarafı bir de baba olma ihtimalimiz olacak. Çocuk daha dünyaya gelmeden hayat onun için sorunlarla başladı. Onun gözüyle de kader bu olsa gerek.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Sn.Atilda09 yasadıgınız sıkıntıya ragmen konuyu anlatım seklınız oldukca eglencelı, uzun bır suredır sıtedekı bır konuyu ızlerken hıc bu kadar gulmemıstım acıkcası. Gulusum olaya degıl akıcı ve sıkmayan anlatım tarzınıza yanlıs anlamayın lutfen.
Sn.Ismaıl ın sordugu soruya cevap gerekıyor bence oncelıkle, gerısı sızın ıc cekısmenız ve ınsallah olmaz ama aıle ıcı cıddı bır sorununuz olacaktır.
Davayı kım, hangı sebeple acacak?
Patron dava acamaz hamılelık konusuyla ılgılı, en fazla ısınıze son verebılır, o da hak dusurucu sureyı kacırdıgı ıcın tazmınatınızı opdeyerek ancak:)
Sekreter, kamera kayıtları nedenıyle herhangı bır zorlama ıddıasıyla acamaz davayı.
Patron sekreterın esıne kayıtları ızletebılır, es davayı acabılır bu durumda. O zaman sekreterden ayrılmak ısteyen esın acacagı dava kuvvetle muhtemel sızın bOsanma davanızı tetıkleyecektır halıyle.
Bosanma davaları netıcesınde eslerınızın dıgerınızden tazmınat taleplerı de olabılecek halıyle.
Sekreterın acacagı babaık davası da elbette canınızı sıkacak bır dıger sonucu cıkartabılecektır. Bır anda buyumus bır cocugun babası olarak kayıtlar degısebılır!
Isyerınde bırlıktelık yasamak, oyle 2sn.de gelısebılecek bır durum degıl bence. Oncesınde bır cesıt cılvelesme-flort benzerı bır durum vardır ıllakı dıye dusunuyorum.
Hal boyle olunca, etrafta da bu durum dıkkat cekececktır mutlaka. Fısıltı gazetesı dıye de bır sey var sonucta.
Anlattıklarınızdan, patron-sekreter ılıskısıne bır sekılde dahıl edıldıgınızı dusunuyorum.
Acılacak bır davada patronu da dna testıne dahıl edecegınızı bılmelerı en azından bır tarafı bıraz sakınlestırecektır.
Allah kolaylık versın
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Sn.Atilda09 yasadığınız sıkıntıya rağmen konuyu anlatım şekliniz oldukca eğlenceli, uzun bir süredir sitedeki bir konuyu izlerken hiç bu kadar gülmemiştim açıkçası. Gülüşüm olaya değil akıcı ve sıkmayan anlatım tarzınıza yanlış anlamayın lütfen.
Askerlik yıllarımızda aşırı kuvvet kullanan bireylerimizi engellemek için ceza hukuku dersinde öğretilen bir sözü kullanırdık. "Suçluyu kazıyın altından insan çıkar." Bu söz zihnimden hiç silinmedi. Benim öfkemin otomatik şalteridir. İnsan olmanın sorumluluğudur acılarımdan hemcinslerime fayda sağlayabilmek. Gülmek konusuna gelince, psikoloğumun seanslarımızda cevap almada karşılaştığı baş belası. Dışarıdan biri gibi bakarsak dediğinde yakalandığım krizlerdir.
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Sn.İsmail ın sorduğu soruya cevap gerekiyor bence öncelikle, gerisi sizin iç çekişmeniz ve inşallah olmaz ama aile içi ciddi bir sorununuz olacaktır.
Davayı kim, hangi sebeple açacak?
Bu sorunun cevabı çok önemli değil kim açarsa açsın sonuç ÜÇÜNCÜ DÜNYA savaşının çıkacağı gerçeğidir. Birilerinin taraflara "Savaşın kazananının, barışın kaybedeninin olmadığını" telkin etmesi gerekiyor.
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Patron dava açamaz hamilelik konusuyla ilgili, en fazla işinize son verebilir, o da hak düşürücü süreyi kaçırdığı için tazminatınızı ödeyerek ancak:)
Sekreter, kamera kayıtları nedeniyle herhangi bir zorlama iddiasıyla açamaz davayı.
Patron sekreterin eşine kayıtları izletebilir, eş davayı açabilir bu durumda. O zaman sekreterden ayrılmak isteyen eşin açacağı dava kuvvetle muhtemel sizin boşanma davanızı tetikleyecektir haliyle.
Boşanma davaları neticesinde eşlerinizin diğerinizden tazminat talepleri de olabilecek haliyle.
Sekreterin açacağı babaık davası da elbette canınızı sıkacak bir diğer sonucu çıkartabilecektir. Bır anda büyümüş bir çocuğun babası olarak kayıtlar değişebilir!
Bir kaç satır ile DÜNYA SAVAŞINI tanımlıyorsunuz. Oysa ben her satırdan alacağım ilk cümlenin altına olabilecekleri yazmaya başladığımda sanırım iyi bir roman ortaya çıkar. Ki geleceğin yaşatacağı ve öngöremediğimiz iyi yada kötü daha birçok sonuç varken.
Ey Themis sen işi Nemesis'e taşere ediyorsun ama taşeronun senin gözlerinin bağlı olduğunun farkında. Ölen her bir Nazi askerine karşılık köyden getirttiği ve çocuk, kadın, yaşlı ayrımı yapmadığı on masumu kurşuna dizdiren SS Subayları gibi O çok acımasız. Suçlu-suçsuz, haklı-haksız ayırmıyor.
Aç gözlerini Themis. Kapalı gözlerin, Eğrilmiş terazinle elindeki ZEUS'un kılıcı olsa kaç yazar. Avukatların arkana geçmiş nanik yapıyor. Yükseklere oturttuğun hakimlerin bile gözlerinin kapalı olduğunun farkında. Sanık konuşurken onlar masalarında kağıtları karalıyorlar. Dinlemekten bıkmış, anlattıklarımdaki şehveti, fantezileri akşam yakalayıp yakalamayacaklarının endişesindeler.
Savcı, iddia ederken bile kendine inanmıyor. Gözleriyle "Bende, bende yapardım bu hayasızlığı. Sen üzülme." diyor.
Bir haber okuyorum. Çağlayan adliyesindeki kart hakimin mübaşirine yaptığı tacizler konulu. Acaba o hakim beni yargılarsa yırtabilir miyim diye geçiriyorum içimden. Ayrıca bu haberi Feyyar Üyeye atfediyorum.
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
İşyerinde birliktelik yaşamak, öyle 2sn.de gelişebilecek bir durum değil bence. Öncesinde bir çeşit cilveleşme-flort benzeri bir durum vardır illaki diye düşünüyorum.
Hal böyle olunca, etrafta da bu durum dikkat çekecektir mutlaka. Fısıltı gazetesi diye de bir şey var sonuçta.
Anlattıklarınızdan, patron-sekreter ilişkisine bir şekilde dahil edildiğinizi düşünüyorum.
Açılacak bir davada patronu da dna testine dahil edeceğinizi bilmeleri en azından bir tarafı biraz sakinleştirecektir.
Allah kolaylık versin.
Ah yönetici ah. Evet bilir olmakla deşiyorsunuz olayları. Var illaki var. Hatta bu denklemin benim sekreter ayağı da var. İki sekreterin iddia malzemesiyim. Sekreterim küs bana. Ona iddiayı kaybettirdiğim için. Bakın yeni bir bilinmeyen çıktı.
Forumda ki bu konu neden bu kadar hit alıyor biliyor musunuz? Yazımın güzelliği ya da anlatımım değil. Acizane fikrim ile okuyanların %85 inin içinde kendilerini bulmalarından diye düşünüyorum.
Saygılar...
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Sayın Atilda09,
eğer ifşanın kaçınılmaz olduğu noktasında kesin bir fikre sahip iseniz kanımca zemin, zaman ve stratejisini titizlik ile planlayarak öncelikle eşiniz ile bu konuyu paylaşmanız, olayı sizin aktarımız ile bilmesi isabetli olabilir.
Birilerinden, bir şekilde eksik noksan haberdar olacağı bir hikayeye tepkisi sizden duyduklarından daha ağır olacaktır.
Yok haberdar etmeden bu hususun çözümüne dair bir çıkış bulabilirseniz de yine kanımca asla haberdar etmemenizi ve bu olayı geçmişinize gömmenizi öneririm.
İnsan sanıldığından daha güçlü bir varlık... Farkındasınızdır somut olaya özgü 'asla kaldıramam, yapamam, kabul edemem' noktasından daha farklı bir yerdesiniz.
'Ben nasıl böyle bir oyunda başrol oldum' faslını geçmiş olduğunuza inanarak, zararı en aza indirmeye ve buradan güçlenerek çıkmaya bakmakta fayda var...
Sürekli gündeme getirdiğiniz şu hırsızlık meselesi olaya oturmuyor. Bunun ile ilgili detay verecek misiniz?
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
CD leri eve göndermesi santajın sonuç doğurmasıdır yani şikayet ettiğinizde ceza alacaktır ayrıca o kameranın oraya konulmasındaki maksat güvenliktir görüntülerin amaç dışı kullanımı özel hayatınızın gizliliğini ihlal edilmesini ifade eder bunların saklaması da suçtur yani patronunuz salak değilse yada dengesiz böyle bir şey yapmaz.
Siz kendinizce seneryolar kurup hep kendi hem de çevrenizdekilerin psikolojilerini bozuyorsunuz.
Delil diyorsunuz neyin delili olacak bu görüntüler ben bunu anlayamadım sizin hakkınızda nasıl bir dava açılacak ki bu görüntüler delil olacak.
Ayrıca patronunuzun da görüntüleri olsa gerek süre ile söylemek istediğim normalde kayıtlar belli bir sürede silinir diskte yer olmadığı için yani patronunuz kendi görüntülerinin silinmesini bekleyecektir ha diyebilirsiniz ki o görüntüleri silmiştir belli bir bölümü silmesi şüphe yaratır onun özel hayatı hayat ta sizinki değil mi? Hırsızlığa gelince kamera kayıtları orada da delildir masum olduğunuza dair.
Ben size somut olarak durumu izah edeyim bu patron olacak adi bu kızcağızı kullanmış belki işe alama maksadı zaten buydu kız buna aşık olmuş ancak kullanıldığını kabul edememiş onun canını yakmak için kameranın karşısında sizinle olmuş bir sekreter patronun odasında kamera olup olmadığını bilir yanlış mı?
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Kuzum sız nerede calısıyorsunuz, Ewıng petrolde mı?
Rahmetlı JR olsaydı aman allahım dedırtırdınız kesınlıkle.
Sızın sekreterınızle, dıger sekreter ıddıaya ne ıcın gırmısler? Sızı bastan cıkartma konusunda sanırım ıddıa. Sıtem ettıgıne ,kùstügúne gore gırıs-gelısme-sonuc-skor her seyden haberdar yanı.
Butun bunları anlattıgınız psıkologunuzun psıkolojısı ne durumda merak ettım ınanın.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Bence hiç korkulacak bir durum yok.
hak var hukuk var. bi dna tesi etmeden siz kendi kendinizi öldürdünüz üstüne üstlük kıyameti koparttınız.
Olabilecek en güzel çözüm Dna testi istemenizdir. Baka çıkar yoluda yok. KAmera kayıtları ile kimi kime ediyor. O sizi tehdit ederken bi ses kayıt cihazı alın sizde onu tehdit edin.
O mu sizin evinizi yıkacak. Bir şekilde eşinizle konuşur anlaşırsınız bu kadar güzel diliniz varken sizi yoksayacak değildir. Ondan sonra siz bir güzel teditinizi basın olayı çözersiniz derim.
Gururunuzla oynayanın gururuyla, Şerefinizle oynayanın şerefiyle oynayın.
Bu olayı aynı şekilde gazetelere bile verebilirsiniz. Emin olun halk arkanızda durur..
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
İsmail Arslan rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Atilda09,
eğer ifşanın kaçınılmaz olduğu noktasında kesin bir fikre sahip iseniz kanımca zemin, zaman ve stratejisini titizlik ile planlayarak öncelikle eşiniz ile bu konuyu paylaşmanız, olayı sizin aktarımız ile bilmesi isabetli olabilir.
Birilerinden, bir şekilde eksik noksan haberdar olacağı bir hikayeye tepkisi sizden duyduklarından daha ağır olacaktır.
Yok haberdar etmeden bu hususun çözümüne dair bir çıkış bulabilirseniz de yine kanımca asla haberdar etmemenizi ve bu olayı geçmişinize gömmenizi öneririm.
İnsan sanıldığından daha güçlü bir varlık... Farkındasınızdır somut olaya özgü 'asla kaldıramam, yapamam, kabul edemem' noktasından daha farklı bir yerdesiniz.
'Ben nasıl böyle bir oyunda başrol oldum' faslını geçmiş olduğunuza inanarak, zararı en aza indirmeye ve buradan güçlenerek çıkmaya bakmakta fayda var...
Sürekli gündeme getirdiğiniz şu hırsızlık meselesi olaya oturmuyor. Bunun ile ilgili detay verecek misiniz?
Sevgili İsmail,
Öncelikle gerçekten teşekkür ederim. Bu noktaya gelişimde KAZAN KAYNAYINCA başlıklı blog yazının inkar edilemez terapisi var. Sanırım bir gün gerçek kimliklerimiz ile tanışmak istediğim sanal genç arkadaşım olacaksın.
Domino taşı yıkma gösterilerinden en az bir kaçını izlemişsindir. Bizim olayımız buna çok benziyor. Her birimizin bir domino taşı olduğu bu denklemde ilk taşın yıkılması için gereken itkiyi neyin sağladığı değil, benim için itkinin başlatacağı yıkımdır.
Patron sekreterini stabil kalmaya razı edemez isem bu itkiyi sağlayacak eylem olarak odasında yaşanan bir kaybı ya da hırsızlığı bahane edecek. Güvenlik kayıtları bir incelesin bakalım diyecek. Sonrası malum.
Patron ABD ise Sekreteri Rusya. Ellerindeki bilgi gerçek birer atom desem değil, nötron bombası. Düğmeye kimin önce bastığı sonucu değiştirmiyor.
Bana acilen "Nükleer silahların sınırlandırılması antlaşması"nın bir örneği lazım. Belki içeriğinden taraflara bir konsensüs önerebilirim.
Benim durumuma gelince,
Nasrettin Hocamız Kadıdır.
Bir mağdur gelir. "Hocam filanca enseme bir şaplak attı." der. Hoca sanığı huzura alır. sanığımız "Evet Hocam içimden geldi. Şaplağı ensesine patlattım." der.
Hoca kararını verir. 5 akçe idari para cezası uygular.
Mağdur ertesi gün tekrar gelir.
"Hocam adam gene şaplak attı." der.
Hoca sanığı huzura alır. "Evet hocam içimden geldi. Şaplağı ensesine patlattım." der.
Hoca kararını verir. 10 akçe idari para cezası uygular. Huzurdan çıkarlarken sanık, mağdurun ensesine bir şaplak daha patlatır ve hemen hocaya 15 akçeyi öder.
Hocadan şahane karar duyulur.
"Sende bu ense, adamda bu akçeler oldukça daha çok şaplak yersin."
- - - Updated - - -
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Kuzum siz nerede çalışıyorsunuz, Ewing petrolde mi?
Rahmetli JR olsaydı aman Allah'ım dedirtiniz kesinlikle.
Sizin sekreterinizle, diğer sekreter iddiaya ne için girmişler? Sizi baştan çıkartma konusunda sanırım iddia. Sitem ettiğine ,küstüğüne göre giriş-gelişme-sonuç-skor her şeyden haberdar yani.
Bütün bunları anlattığınız psikoloğunuzun psikolojisi ne durumda merak ettim inanın.
Sayın Kırcalı,
Şu kadarını tanımlayayım. Formül odasına girmek için 3 güvenlik kapısından geçilir. Son kapıya patronun kartı ve şifresi olmadan girilmez. Türki Cumhuriyetlerden Afrika'ya kadar geniş ölçekte pazarımız var. 25 mavi yakanın dışında tüm çalışanlar ODTÜ, BİLKENT, BOĞAZİÇİ gibi üniversitelerin beyaz yakalıları. Sekreterlerin bir kaç dili akıcı konuştuğunu söyleyebilirim. Beyaz yakanın en alt eğitimlisi benim ama Hiyerarşide Patronun sağına çıkan bir kutucukta özel bir görevim var. Aslında patronuma babam kadar saygım var. (Olayı kenara koyarsak.)
O da, bende irade konusunda örnek gösterilirdik. Ben kendimi öğrendim ama asıl şok O'nu öğrenince geldi. Hiç bir zaman astlarım ile mesafem kaybolmamıştır. Hiç bir şüpheli davranışa müsaade etmezdim. Sekreterim patronun sekreteri ile baş başa yemeğe çıktığımı bu yüzden iddia kaybettiğini şakayla karışık ifade ediyor. Ben Paranoid kişilikle huylanıyorum belki ama gözlerindeki alaycı gülümseme gözlerine bakmama engel halde. Öyle ki konuşanın gözlerine bakmak hasletim bile kayboldu.
Psikoloğum sizler kadar mutlu. Artık Muhteşem Yüzyılı bile izlemiyormuş. Sağlık sigortası sanırım yüklüce ödemeler yapıyor.
Bu gün Psikiyatr konsültasyonu ile Remeron diye bir ilaca başladık. Az önce yarım tablet aldım. Uyku düzenleyici olduğu söylendi. Bedenim uyumak için çırpınıyor. Zihnim uyanık. Litrelik Silver Select Jack Daniel's i tek başıma içmiş gibiyim.
Tüm Hukuki.net üyeleri için belirtmek isterim ki, ortada henüz hiç bir şey yok. Belki hiç bir şey olmayacak. Amacım, gelişebilecek olaylar karşısında, olayın dışındaki sağlıklı bireylerin fikirlerinden SENTEZ oluşturabilmek.
Benim TEZİM, sizlerin ANTİTEZİ ve Psikoloğumun ve sonrasında benim onaylayacağım SENTEZ.
Keşke, Muhalefet Partisi eski genel başkanı deneyimlerini benimle paylaşabilseydi. Eminim çok yol alırdım.
Herkese iyi geceler. Yatmaz isem masamda uyuyacağım.
Artık iş ile ilgili detay yok.
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
Atilda09 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın Feyyar,
Cevaplarım daha iyi anlaşılsın diye hemen yazılarının altına mavi ile iliştirildi.
Öncelikle ben bir erkeğim.
Eleştirim hem kişiliğinize hem de eyleminize tabi sakıncası yoksa.
Kişiliğime eleştiriyi aşağılarda "eğer bir gün aldatacak olursam değmeli" sözünüz yüzünden reddediyorum. Eylem zaten kendini anlatır durumda. Onu herkes eleştirebilir.
Çelik irademin olduğunu söylemiyorum,sadece bu kadar basit,hafif bayanlarla işim olmaz diyebilirim.
Olayı anlatırken sekreterin basit ve hafif bayan tiplemesine giren bir detay verdiğimi sanmıyorum. Sanırım bu karara da sezgileriniz ile ulaştınız.
Vip üye,kıdemli üye,yeni üye ayrımı bence doğru değil,herkesin fikrini iletme hakkı vardır.
Elbette, sonuna kadar destekliyorum. Ben kıdeminizle forum tecrübenize değinmek istedim.
Müsaadenizle bir kaç sorum olacak.
Hukuki boyut kullanacağınız en son yol ise, neden bir hukuk sitesinde, yaptığınız başarısız ve basit çapkınlık durumunu anlattınız?
Mahkemeler keşif, Ordular tatbikat, bilim adamları deney yapar. Hukuki.net in başında güzel bir söz var. Ben onu biraz değiştirerek yazmak istiyorum. "Gerçeklerden kaçamazsınız. Er ya da geç kapınızı çalacaktır."
Başarısız, basit çapkınlık tabirleri hala beni itibarsızlaştırma amacına yönelik. Forumda yazışmamın bir terapi olması yararını önceki yazılarımda anlatmıştım.
Patronun kamaralı odasında neden sekreterin üzerinize atlamasına izin verdiniz?
Clinton Levinsky'ye Oval Ofiste neden saksafon çaldırdıysa ben de o yüzden izin verdim. Boris Yeltsin alkol duvarını aşmış halde DUMA'da kameraların gözü önünde bayan millet vekilini neden taciz etmiş işse ben de o yüzden izin verdim. Muhalefet Partilerimizden birin eski bir genel başkanı bu işi kameralar önünde neden yapmış ise ben de o yüzden izin verdim. Ki önem atfettiğimiz, idol gördüğümüz sürü başlarımızın bir çok tekrar ile sabitlenmiş eylemlerinden ötürü kişilik ve davranışları sorgulanmazken idam kararımı vermenizden ürktüm. İsmail ARSLAN üyemizin bloglarını tavsiye ederim.
İşin toplumsal veya ahlaki boyutunu sorgulamak bana düşmez orada haklısınız.
Bence sorgulayabilirsiniz. Çünkü toplumun bir bireyisiniz. Sadece bireyin bireysel olarak yapılanları yargılama hakkı olmamalı. Toplum cinsellik konusunda neden TABULAR yaratır. Koruyup kollamak istediği gizli amaç nedir? Çok eşli toplumlarda aldatma hukuku nasıl oluşmuştur?
Çok klasik banada hak verin. İş, sekreter, işve, cilve. Kamaralı oda da sizin acemiliğiniz olmuş neyse. Umarım anlatabilmişimdir.
Hala itibarsızlaştırma çabası içerisindesiniz. İşin acemilik ve ustalık evresini tanımlayarak. Acaba hiçbir kayıt olmasaydı, denklemin patron ayağı olmasaydı bu yasak ilişki taraflara sıkıntı vermeden devam eder miydi? Kastınız bu mu? Ya da ruhsal yıkımlara sebep olmaz mıydı? Eğer düşündüğünüz buysa gençlik yıllarımızın bireysel tatminlerinin dahi bende suçluluk yarattığını yaratmaz diyen hemcinslerime de inanmadığımı anlatmıştım.
Eşimi aldatmayı hiç düşünmedim, ama eğer zorda olsa bir gün olacak ise değmeli. Çok kaliteli ve heyecanlı olmalı ki o çelik iradeni kırdığına değsin. Olduktan sonra nasıl olursa olsun farketmez düşüncesindeyseniz ona birşey diyemem.
Aldatmanın değeni olur mu? Değerli aldatma, orta değerli aldatma, değersiz aldatma. Bu notu kim verecek? Aldatılan eş mi yoksa mahkemeler mi? TCK 49 (değişmediyse bizim zamanımızda öyleydi) Zorunluluk hali diye bir madde vardı. Neredeyse o hükümle birde değerli aldatma derecesini yakalayabilseymişim beni beraat ettirecekmişsiniz ama aldatma değersiz olduğu için çakıldık.
Mesela o bayanla yemeğe, gezintiye, seyahate çıksaydınız, yani birşeyler paylaşsaydınız daha heyecanlı olmaz mıydı? Hem daha heyecanlı olurdu, hem de bu kadar kendinizi ve kafanızı yormamış olurdunuz.
Sayın Feyyar,
Bence siz bir kadınsınız. Sekste romantizm aramak ağırlıklı kadın içgüdüsüdür. Lakin anlattıklarınızı yapan kişide KAST unsuru oluşmaktadır. İstemli davranış söz konusu. Hoşlanma duygusunun da desteklediği aldatmalarda artık aldatılan eş tamamen yok sayılmaktadır. Bence ahlaki olarak eleştirilecek insan tiplemesi bu olmalıdır. Eğer eşiniz bu fikirlerinizden haberdar olur ise inanın boşanmak isteyebilir. Zihinde yaşanan ve KAST ile desteklenen aldatmalar eşleri daha çok yaralar. En azından beni diyeyim ki yeni bir tartışma konusu yaratmayayım.
Tecrübeyle sabittir aslında siz bu yaptığınızla övünür gibisiniz. İletilerinizden öyle bir eda sezinledim. İnsan pisikolojisini de çok iyi bilmek gerekiyor bence.
Sabit tecrübe Avukat ya da Hukukçu tecrübesi mi? Hiç falso vermemiş çapkın tecrübesi mi? Yapılanın övünülecek bir tarafı yok. Saklı kimlikler ile tartışıyor olmanın rahatlığı belki sizde bu sezgiyi oluşturdu. Zaten bu sorunu açık kimlikler ile tartıştığımda en azından kendi ruh sağlığımda önemli bir takıntıdan kurtulmuş olacağımı psikoloğum söylüyor.
Saygılar. İyi forumlar herkese....
Teşekkür ederim. Umarım forum üyeleri ve sizi yazdıklarımla sıkmıyorumdur. Kimliğimi gizlemek amacı ile bazı olaylar, ana konunun özü değişmemek üzere tarafımdan abartılıyor veya değiştiriliyor.
- - - Updated - - -
Sayın İsmail32,
Elbette ki hep bir faraziyeden bahis ediyoruz. Olay patladığında suyun eğim ve yerçekimi etkisi ile akması misali eğim nerede, yerçekiminin etkisi ne olacak? Hesaplamaya çalıştığım bu.
Büyük ihtimal ile patron olaya müdahil olmayacak. Bir hırsızlık suçlaması ile polise şikayette bulunacak. Delil olarak da görüntüler. (Bu görüntülerin saklanma süresi mi var? Örnek 30 gün sonra delil olarak ileri süremez mi? CD'ye çekip eve gönderse HUKUKSAL olarak suç işlediğini ispat edebilir miyim? Tabi sağ kalırsam.)
Çapkınlık, hırsızlık suçlamasının feri kısmı kalacak. Irak'ın kimyasal silahları misali.
Sonra sekreter karşı atağa geçecek. Babalık davası açacak. Patron sekreter konusunda iffetsizlik suçlamasında bulunacak. Eşi ve beni baba adayı olarak gösterecek. DNA testleri. İşin can sıkıcı tarafı bir de baba olma ihtimalimiz olacak. Çocuk daha dünyaya gelmeden hayat onun için sorunlarla başladı. Onun gözüyle de kader bu olsa gerek.
Sekste romantizm genelde kadına özgü demeniz ve bundan dolayı beni bir kadın sanmanız olayın ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor zaten.Kendinizi itibarsızlaştırıyorsunuz farkında değilsiniz.Neyseki bu düşüncede olmanız ve yaşadığınız olay birbiriyle örtüşüyor.
Sekreterin basit bir bayan olduğunu zaten siz söylemediniz ki,onu anlamayan yoktur sanırım.O fikre varmam için zaten ayrıca belirtmenize gerek yok.Anlaşılan pisikolog sizi çok yumuşatmış.İyi gelmiş yani buna sevindim ayrıca.
Evet aldatma değmeli,sapına kadar değmeli kardeşim.Ama sekste romantizmi genelde kadınlar ister düşüncesinde olan bir insana bunu anlatamazsın.
Burada kimse sizin isteklerinize göre yorum yapmak,yaşanılan olaya şakşak yapmak ve tebessüm göstermek zorunda değil.Bu formdaki bende dahil hiç bir üyenin pisikolog gibi bir sorumluluğu yok sanırım.Dikkatli olsaydınız başınız ağrımazdı.Eşinizi sevmiyorsanız,aile yapınız bozulacak buda umrunuzda değilse diyecek zaten birşey yok.Ne hukuksal ne toplumsal süreç zaten umrunuzda olmaz o zaman.
Eğer umrunuzdaysa zaten benim dediklerim geçerli.Yani basit ve beceriksiz tabirlerim.Kusura bakmayın biraz sert yaptıysam,kırdıysam özür..Ama düşüncelerim bunlar....
-
Cevap: Üç bilinmeyenli denklem? +18
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Sekste romantizm genelde kadına özgü demeniz ve bundan dolayı beni bir kadın sanmanız olayın ne kadar vahim olduğunu ortaya koyuyor zaten.Kendinizi itibarsızlaştırıyorsunuz farkında değilsiniz.Neyseki bu düşüncede olmanız ve yaşadığınız olay birbiriyle örtüşüyor.
Sayın Feyyar,
Eğer herkes aynı fikirde ise orada hiçbir şey yapılmıyordur. "Bozuk saat dahi güne iki kez doğruyu gösterir." Elbette antitezlerinizi dikkatle yorumlamaya çalışıyorum. Lakin bana İstanbul'un kuşatmasında kilisede meleklerin cinsiyetlerini tartışan Ortodoks Papazlarını hatırlatıyorsunuz.
Belki kendinizi ifade etme eksikliği (duygularınızı kelimelere dökmek anlamında), belki de bilinçli olarak sert bir tavır takınıyorsunuz.
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Sekreterin basit bir bayan olduğunu zaten siz söylemediniz ki, onu anlamayan yoktur sanırım. O fikre varmam için zaten ayrıca belirtmenize gerek yok. Anlaşılan pisikolog sizi çok yumuşatmış. İyi gelmiş yani buna sevindim ayrıca.
Teşekkür ederim. Gerçekten gerek psikoloğum ve gerekse forum sohbetleri eh birde psikiyatrın reçete ettiği Xanax ve Remeron adlı ilaçlar epey mesafe kat etmemi sağladı.
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Evet aldatma değmeli, sapına kadar değmeli kardeşim. Ama sekste romantizmi genelde kadınlar ister düşüncesinde olan bir insana bunu anlatamazsın.
Erkek argo jargonu kullanmaya çalışıyorsunuz ama ancak bir kadın aldatırsa s.p.n. değebilir. Erkeğin hedefi aldatmada d.b.ni bulmaktır. Yaptıklarımı alkışlayın demiyorum ama forum sohbetlerimizin dilini de seviyemizin altına düşürmeyelim derim. Kadın ve erkeğin seks konusunda beklentileri doğaları gereği farklıdır. Bunu ben değil konunun uzmanları söyler. Detayları bu linkten öğrenebilirsiniz. Yine de sizin bir kadın olduğunuzu düşünüyorum.
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Burada kimse sizin isteklerinize göre yorum yapmak, yaşanılan olaya şakşak yapmak ve tebessüm göstermek zorunda değil. Bu formdaki bende dahil hiç bir üyenin pisikolog gibi bir sorumluluğu yok sanırım. Dikkatli olsaydınız başınız ağrımazdı. Eşinizi sevmiyorsanız, aile yapınız bozulacak buda umrunuzda değilse diyecek zaten birşey yok. Ne hukuksal ne toplumsal süreç zaten umrunuzda olmaz o zaman.
Sanırım siz ancak s.p.n. değeceğiniz aldatmayı tecrübe ettiğiniz zaman empati yapabileceksiniz. Beni kendi halime bırakın. Ben nasıl olsa yolumu bulurum. Umarım siz bu tecrübeyi yaşayarak hayatınızı berbat etmezsiniz.
Alıntı:
feyyar rumuzlu üyeden alıntı
Eğer umrunuzdaysa zaten benim dediklerim geçerli. basit ve beceriksiz tabirlerim. Kusura bakmayın biraz sert yaptıysam, kırdıysam özür.. Ama düşüncelerim bunlar....
Özür dilemenizdense ifadelerinizde biraz retorik olsa ben de kırılmayıp tebessüm etsem daha iyi olmaz mı? Hem bana vermek istediğiniz ahlaki mesajlar aklımda daha uzun süre kalmış olur.
Saygılarımla Feyyar Hanım.