ATO başkanı Sinan Aygün'ün çağrısı (offtopic)

Sinan Aygün'ün çağrısı...
ARKADAŞLAR BUNU YAPMAK ZOR DEĞİL.
BEN YAPTIM .GEÇEN HAFTA 2 AYLIK FİŞİMİN HEPSİNİ ÇIKARTTIM VE ERİNMEDEN
HESPLADIM. YANİ DANONE YERİNE SÜTAŞ,NİVEA YERİNE ARKO ALMIŞIM VS.

2 AYDA 900 YTL PARAM TÜRKİYEDE KALMIŞ ,TEK BAŞIMA OKADAR SADECE 100 KİŞİ
DÜŞÜNÜN..... HEM BENCE BU BİR İBADETTİR DEĞİLMİ.....BUNUDA DÜŞÜNÜN

ATO'dan tüketiciye '869' çagrisi

Ankara Ticaret Odası (ATO) Başkanı Sinan Aygün, ithal ürünler yerine Barkodu '869' ile başlayan yerli malı ürünleri satın alma çağrısı yaptı.. Aygün, tüketim malı ithalatına giden her 6 bin 500 dolarınTürkiye'de bir kişiyi işsiz bıraktığını belirterek, '869'u al, çocuğun İşsiz kalmasın' dedi..

Aygün, yaptığı yazılı açıklamada, yabancı markalı Ürünlerin market raflarını istila ettiğini ve ithal ürün tüketimi Nedeniyle Türkiye ekonomisinin çıkmaza girdiğini kaydetti.. Aygün, bir ürünün Barkoduna

bakarak hangi ülkeye ait olduğunun anlaşılabileceğini anımsatarak, Türkiye ekonomisinin kurtuluşunun 869 rakamında gizli olduğunu savundu..

Aygün, Şöyle konuştu: 'Türkiye ekonomisi bugün güçlü ekonomiler karşısında bağımsızlık savaşı veriyor. Bu savaşta parolamız 869'dur. Yani Türk'ün şifresi 869'dur.Savaşı kazanmak ve başı dik gezmek istiyorsak ülkemizin ürünlerine sahip çıkalım. İthal ürünlere verdiğimiz her kuruş, ekonomimizi çıkmaz sokağa götürüyor, yerli sanayinin bacası tütmez oluyor. Gençlerimize istihdam yaratılamıyor. Yerlisi varken yabancı mal almak, kıt kaynaklarımızın dışarıya gitmesi ve yatırımların azalmasıdır. Azalan yatırım, çoğalan işsizliktir.'
.............Lütfen bu maili forward ediniz... yani başkalarına da gönderiniz...............

Peki Sayın Sinan Aygün aynı kaliteyi aynı fiyata alabileceğimizin garantisini veriyor mu?

Arenadaki görüntüler hala hafızamızdayken, gıda ürünlerini geçtim devlet organı serum yapımında atlara işkence ederken aynı serumu yapan almanya'da ise atların her türlü sorunu ile ilgilenirken aynı kaliteyi sayın Sinan Aygün bize verebilir mi.

İşkence ile kesilen hayvanların ürününü kullanmak helal midir?

Sinan Aygün (seviyorum bu adamı, her ne kadar ufak ufak siyasete hazırlık yapıryormuş gibi bir görüntü verse de!) bu çağrıyı yapadursun; kendi alanında, tamamen yerli sermaye ile milli duyguları gıdıklar bir cesaretle dünya devi iki şirkete Coca Cola ile Pepsi'ye kafa tutan ya da en azından efelenen -ki, bu bille milli cesaret bakımından mühimdir- Ülker'e kendi ülkesinde, rakiplerinin ısmarlamasıyla rekor ceza veriliyor. İşin enterasan olan yönü; tamamen Coca Cola ile Pepsi'nin kendilerinin hazırladığı ve ABD eski büyükelçisi kanalıyla sanayi bakanı Ali Çoşkun'a elden iletilen bir rapora dayanılarak. Müstemleke komiseri tiz ceza kesile diye eyledi ferman herhalde. Peki Ülker'e kesilen 32.000.000-YTL'lik ceza kaç kişinin işsiz kalması demek?

alisinkay,
yazdıklarınız, cem yılmazın, vizontele filmindeki "zeki müren'de bizi görecek mi ?" esprisini hatırlattı ;)

Sayın Sinan Aygün yerli üreticiyi düşünürken yerli üreticinin neden kaliteli malları yurt dışına ihraç edip "yerli tüketicisinin" sağlığını parasını vs. hususlarının hiçe sayıldığını düşünmüyor acaba?
Evet böyle bir hususta hassasiyet beklenebilir ama bu hassasiyet tek taraflı olmamalı önce malların kalitesi yükseltilmeli en azından yurt dışına ihraçta gösterilen hassasiyet yurt içinde de gösterilmeli.Elbette Türk malı almak isteriz ancak; Türk malı denince nedense! insanlar durup bir daha düşünüyor önce bunlara çözüm aranmalı diye düşünüyorum.Ayrıca neden ithal mallar genelde daha düşük fiyata satılırken yerli mallarda bunu göremiyoruz..
Umarım bir gün,Türk malı alırken bunları gönül rahatlığıyla alabiliriz de kıt kaynaklarımız da içerde kalır!..

Nerden nerelere geldik. Amerikan mallarını protesto edenleri komunist diye suçlayan bir zihniyettten, ulusalcılığa dönüş.
Tekelci sermayenin ulusu olmuyor ne yazık ki. Yerli malı olarak lanse edilen pek çok firmanın yabancı sermaye ortaklığı ile yürüdüğünü bilmeyen yok sanırım. Ama yine de, ulusal bilincin artması açısından olumlu bir çağrı.
Ancak bunu yapana kadar, yabancı sermayenin ülke ekonımisine ve özellikle bankalara egemen olmasını engelleyecek tedbirlerin alınması daha doğru olmaz mı?
Sayın Yasemin Yoktur'a katılamıyorum ne yazık ki. Sanırım eksik bilgilenme ile bu yazıyı yazmış.
Nişasta bazlı şeker kullanımı 4634 sayılı yasa ile belirlenmiş ve muhalefet edenlere uygulanacak idari para cezaları da bu yasa ile belirtilmiştir.
Keza Türkiye Şeker Kurumu da yüksek yoğunluklu tatlandırıcalın ithal ve kullanım esaslsrını ayrıca belirlemiştir.
Hal böyleyken, Bir firma, yasaları hiçe sayarak nişasta bazlı ve yüksek yoğunluklu tatlandırıcı üretimine başlayarak haksız rekabet yaratmıştır. Aslında Şekeri Carlgil den aldığını da dünya alem biliyor ya neyse.
Sonuç olarak, yasaya uygun bir ceza tahakkuk edildi. Cezanın yasaya uygun olup olmadığı ya da haklı olup olmadığı da bizim tartışma alanımızın dışında olup mahkeme karar verecek elbet.
Ancak, Yerli sermayeye yabancı sermaye saldırdı. Emir verdi biçiminde bir yaklaşımın doğru olmadığı kanısındayım.
Zira haksız olarak elde edilen ürün, hem aşırı çevre kirliliğine neden olmakta hem de binlerce pancar üreticisinin ekmeğine mani olmakta. Soruna bir de bu açıdan bakmak gerek

burada S.Aygün'ün vermek istediği mesaj şu ise ; "yabancı marka veya yurtdışında üretilen ürünleri tüketince, zaten fakir olan ekomimiz daha da fakirleşiyor, yerli şirketlerimiz zayıflıyor, gün geçtikçe rekabet gücümüz azalıyor, ileride gençlerimize çocuklarımıza yurtiçinde iş imkanı bile bulamayacağımız günler yaklaşıyor, ekonomimiz zayıfladıkça ülke savunmasında, uluslararası arenada gücümüz kalmayabilir ve yurtiçi sağlık, eğitim ve adalet sistemlerinin hepsinde birden topyekün gerileme başlayabilir. yerli ürün ve markaları tercih ederek yurtiçi ekonomimizi güçlü tutmak yarınlardaki egemenliğimiz ve daha iyiye gidişimiz için gereklidir ." mesajın anafikri bu ise, ben bu fikre kesinlikle katılıyorum. bu arada yurtdışındaki ürün kalitesi yüksekse eğer, bence onların kalitesinde üretilmiş yerli ürünler de var, bunları tercih edebiliriz. ben ülkemizde yapılan herşeyin kötü , yurtdışında yapılan herşeyin ise harika olduğu fikrine de katılamıyorum maalesef, bu fikir size de biraz önyargılı gelmiyor mu?

Sayın Av.Ragıp Atay,
Benim hak ve usule göre verilen bir cezaya asla itirazım olamaz. Sanırım gazetelerin de etkisiyle o süreçteki uslüptu beni rahatsız eden. Verdiğiniz malumat için teşekkür ederim. Saygılar.

Sayın Ozalp,
Siz bu sözlerin ciddiyetine inanıyor musunuz? Gerçekten Türk Sanayicisi para kazanamıyor ve ilerde iş imkanı dahi yaratmayacak öyle mi. Peki neden toplamda 700 milyona bile mal olmayan içci yüzünden mi. Kalitesiz malları satın almayan, kaliteli malları ise pahalıya almak istemeyen tüketici yüzünden mi?

Peki nasıl oluyor da bunlar yatlarla geziyor.Hawaiilerde tatil yapıyor. Ferrari alabilmek için yarışıyor. Kişi başına milli gelir 5000 doları geçmiş. Ne mutlu bize. Zil takalım.

Evet eskiden %5 lik kesim 5345453423423443235 dolar kazanırken artık 5345453423423443235 üzeri iki kazanmaya başladı. Ne mutlu bize. Eskiden zenginlerimiz yat alacaktı şimdi jet alacaklar.

Bir malı bana aldırabilmek için Vatan Millet Sakarya edebiyatından daha iyi bir edebiyat yapmanız gerekecek. Siz bize saygı duyun ve kaliteli ürün üretin. Biz de size saygı duyalım yerli malı alalım.

Aynı fabrikada, aynı işci ve makinelerle üretilen aynı model çamaşır makinesinin fiyatı neden 2 yılda %50 azaldı. Üstelik maliyetler artmasına rağmen. Demek ki eskiden kazığın kalın tarafı varmış. Şimdi biraz incelttiler.

Bir atletin birkaç yıl önce eski tl 700 liraya mal edilip 7 milyona satıldığını biliyorum. Bu kadarı bana yeter.
Halkı daha fazla aptal yerine koymasınlar ve iğneyi önce kendilerine batırsınlar. Biz çuvaldız yiye yiye oturacak halimiz kalmadı...

Sayın alisinkay,
Burada yerli veya yabancı üründen bahsedilmiyor. Bir çok yabancı ürün Türkiyede üretiliyor, dolayısı ile isdihtam yaratıyor ve kaliteli.
Bu, yerli veya yabancı, ama Türkiyede üretilen ürünlerin barkodu '869' ile başlıyor.
Mesela Calgonit yerine Pril, Omo,Tursil vs. ; Gilette yerine Arko,Derby kullanmak gibi.
2.dünya savaşından sonra Amerikalılar Almanyayı ne yapalım diye düşünüyorlardı, seçenekler arasında tüm Almanyayı patates tarlası yapmakta vardı. Ancak almanların zekası (-ki bu geçenlerde kanıtlandı), çalışkanlığı ve know-how'ın dan yaralanmayı tercih ettiler. Bugün yabancı sermaye ile Almanların nereye geldikleri ortada. Almanlar hiçbir zaman kime çalıştıklarına bakmadılar. Zaten aç olduklarından sadece çalıştılar. Bu arada sendikalarını güçlendirdiler, dolayısı ile işçilerini ezdirmediler. Almanlar, bugünkü refah düzeyini sendikalara borçlular. Bu Türkiyede olmadı. O günün solcuları yabancı sermayeye hep karşı çıktı. Daha sonra (1980'lerde) Türkiye üzerinde oynanan çeşitli oyunlarla tüm sendikaları zayıflattılar ve bu güne geldik.
Türkiye geçte olsa yabancı sermayenin önemini anladı. Ama halkının refahını yüksek tutacak politikalar uygulayamadı. Zaten globalleşen dünyada Türkiyeye yatırım yapmanın çok ta önemi kalmadı. Tren kaçtı. Bizden daha ucuza çalışan ülkelere yöneldiler. Örneğin 100 dolara mağazada satılan bir Adidas marka ayakkabıyı Çin'de 50 sente mal ediyorlar, doğru duydunuz 1 dolar bile değil.

Alıntı:

---

.Bir atletin birkaç yıl önce eski tl 700 liraya mal edilip 7 milyona satıldığını biliyorum.

---

Alıntı:

---

Örneğin 100 dolara mağazada satılan bir Adidas marka ayakkabıyı Çin'de 50 sente mal ediyorlar, doğru duydunuz 1 dolar bile değil...

---

ilk örnekte 1e 10 kazanmış birisi. adidas ise 1e 200 kazanmış. Sayın Alisinkay, yabancı ürünler/markalar sanıyorum sizin öfkeli olduğunuz yerli girişimcilerden daha fazla kazık atıyorlar tüm dünyaya. (kazık sizin ifadeniz, bana kalsa onun adı kar ). sonuçta biz tüketicilerin her hareketinden her tercihinden birileri mutlaka ve mutlaka kar ediyor. ne yaparsak yapalım bu böyle. bunu değiştiremiyoruz ama kime para kazandıracağımıza karar verebiliriz. zaten buradaki konu da bu; parayı kime kazandıralım? s.aygün de bunu kastetmek istemiştir diye algılıyorum ben. bence parayı ; bu ülkenin bugününe ve yarınına faydası olan , ülkenin üniter yapısına, Cumhuriyetine, laikliğine, egemenliğine , kendi geleceğini yönlendirme hakkına el sürmeyecek olan birilerine kazandırmak lazım. ileride çocuklarımıza teslim edeceğiz bu ülkeyi. olabildiğince güçlü ve saygın bir ülke bırakmalıyız. Atatürk'ün bize emanet ettiği Türkiye bile, bugünkü Türkiye'den daha çarpıcı başarılara sahipti.
saygılar

Sayın Özalp,
ben kime para kazandıracağımı düşünmem. Cebimdeki para bana ay sonuna kadar ne kadar marjinal fayda sağlar ona bakarım.