Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Merhaba,
Ozellikle Turkiyede mevcut olan Icra Iflas Kanunuyla alakali bir konuyu sormak istiyorum.Turkiye Cumhuriyeti vatandasi olan taraflar arasinda alacak durumunu goz onune alirsak borclu var olan borcu odemekle yukumludur.Buraya kadar hersey anlasilir durumda.Kamuoyunda 3cu yargi paketi olarak bilinen hukuki duzenlemeler cikmadan once alacakli tarafin avukati gerekli icra islemlerini baslatarak borclu tarafin evini veya isyerini ziyaret ederek gereken esya kaldirma veya haciz islemlerini yapiyordu.3cu yargi paketinde bu konuya ozellikle esya haczine belirli sinirlama getirildi ama uygulamada fazla degisen birsey yok.Buraya kadar da hersey anlasiliyor.
Peki alacakli tarafin avukati var olan borcu tahsil etmek yerine bunu uzun sure bekletme hakkina sahipmidir?Karsilastigimiz bir durumda alacakli tarafin avukati ne esya haczine geldi'ne gelir-maas uzerine haciz uygulamasina gitti ne de telefonla arayarak herhangi birsey soyledi.Alacakli tarafin avukatiyla temas kurdugumuzda da biz nasil olsa bunu faiziyle beraber aliriz o yuzden bizim acimizdan zaman sorunu yoktur diyor.
Avukatin bu tur uygulama yapma hakki varmidir?Mevcut yasal duzenlemeler alacaklinin borcunun makul bir surede tahsilini belirtmiyormu?Bildigim kadariyla haciz dosyalarinda sure 1 yildir ve 1 yil doldugunda islem yapilmazsa dosya dusuyor.Peki eger bu dogruysa avukat hangi hakka istinaden sureyi uzatarak faiz yoluyla borcun artmasini elinde silah olarak kullaniyor?Yasal ve etik acidan bu ne kadar dogrudur.
Okudugunuz ve zaman ayirdiginiz icin tesekkur ederim.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Borcunuzda zaman aşımı 10 yıldır, 10 yıl boyunca dilediği kadar bekleyebilir.
Borcunuzu ödemeniz için herhangi bir şey yapmasına gerek var mı peki?
Borç sizin borcunuz zaten, biliyorsunuz da kesinleşmiş borcunuzu. Ne kadar geç öderseniz o oranda faiz de ödeyeceğinizi biliyorsunuz.
Etik olmayan ne var bu durumda onu anlayamadım.
Etik olmayan,
borç ödensin diye bekleyenin davranışı mı,
borcun varlığını ve işleyen faizi bilmesine rağmen ödemeyen borçlunun davranışı mı?
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Sayın Kırcalı'ya katılmak ile beraber, alacaklı için faizin bir kazanç kaynağı olarak kullanmasının da engellenmesine yönelik düzenlemeler yapılması gerektiği kanaatimi paylaşmak isterim. Ayrıca 10 yıl boyunca yasal takibi yapılmayan bir borç 10 yıllık sürenin son anlarında bile bir takibe uğrarsa veya borçlu kısmi ödeme yaparsa vb bazı durumlarda zamanaşımı yeniden başlar ve 10 yıllık yeni bir süre daha öngörülür.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
İsmail hocam sizin bilgiler tazedir bir de alacaklının temerrüdünü değerlendirerek konuya yeni bir katkı yapılabilir mi?
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Sayın Oğuz,
Malumunuzdur ki alacaklı temerrüdü, ifanın gerçekleşmesi alacaklının katılmasına bağlı olduğu hallerde alacaklının yapılacak ifayı kabulden kaçınması veya alacaklının kendisi tarafından yapılması lazım gelen hareketlerden kaçınması hallerinde ortaya çıkan hukuki durumdur. Koşulları: Borç muaccel olmalı, borçlu ifayı teklif etmiş olmalı ve alacaklı ise ifayı red etmiş olmalıdır. Borç konusunun veya satış bedelinin tevdi edilmesi suretiyle borçtan kurtulma söz konusudur.
Somut olayda eğer alacak takibe uğramışsa borçlunun borcunu tevdi edeceği yer İcra Dairesidir. Değilse tevdi mahalli tayini mahkemeden talep edilebilir.
Alacağın temerrüdü olayın kurgusal anlatımı itibarıyla kanaatimce somut olayda söz konusu değildir.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Alıntı:
Erdoğan Kırcalı rumuzlu üyeden alıntı
Borcunuzda zaman aşımı 10 yıldır, 10 yıl boyunca dilediği kadar bekleyebilir.
Borcunuzu ödemeniz için herhangi bir şey yapmasına gerek var mı peki?
Borç sizin borcunuz zaten, biliyorsunuz da kesinleşmiş borcunuzu. Ne kadar geç öderseniz o oranda faiz de ödeyeceğinizi biliyorsunuz.
Etik olmayan ne var bu durumda onu anlayamadım.
Etik olmayan,
borç ödensin diye bekleyenin davranışı mı,
borcun varlığını ve işleyen faizi bilmesine rağmen ödemeyen borçlunun davranışı mı?
Erdogan Bey,
Cevabiniz icin tesekkur ederim.Bahsettigim konuda alacakli taraf biziz.Ben sadece genel ifadelerle durumu acikladim.Yurtdisinda da ticari faaliyette benzer durumlarla karsilastik.Ornek vermek gerekirse ABD de X eyaleti alacaklinin borcunun borclu tarafindan kesin ve net bir tarihte odenmesini on goruyor ve borc odenmedigi takdirde ise polis karisiyor ve para meblagi kadar ( kanunda ilgili duzenleme var ) hapis soz konusu ( borclu icin ) oluyor.
Benim uzerimde durdugum nokta su:
Alacakliyi temsil eden avukatin Turkiye Cumhuriyeti kanunlari ve ilgili yonetmeliklerine dayanarak dediginiz gibi 10 yil beklemesi ne kadar dogrudur?Eger kanunda ve ilgili yonetmelikte borclunun maasina haciz uygulanir ( eger borclu sigortali bir iste calisiyorsa ) gibi aciklamalar varsa avukat bunu neden uygulamaz?Burada borclunun faiz yuku altina girmesi hic etik degil,avukatin ilgili faizlerle fazla kazanc saglamasi ise hic dogru degil.Yanlismiyim?
Etik olmayan borc odensin diye bekleyenin davranisi mi demissiniz ama bu ulkede borcun icra yoluyla nasil odenecegi,alacakli tarafin avukatinin neler yapmasi gerektigi de acikca belirtilmistir ( maas haczi ve benzeri uygulamalar ).
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Alacaklı avukatının borcu tahsil için derhal haciz yoluna başvurmaması alacaklının iyi niyetini gösterir, borçluya yapılmış bir "jest" tir diye düşünüyorum.
Borçlu ne kadar borcu olduğunu ve ödemediği her zaman dilimi için ne kadar faiz ödeyeceğini zaten bilmektedir. Borcu ne zaman ödeyeceği de kendine bırakıldığına göre -daha doğrusu çok geniş bir zaman bırakıldığına göre- kendi hesabını yapar, eğer bu faizi ödemek kendisi için daha avantajlı ise borcu geciktirir, faiz ödemek zararına ise, borcunu bir an önce öder. Bu da borçluya seçme hakkı verdiğinden, borçlunun lehine bir durumdur.
Ben ya bahsettiğiniz olayı anlamadım, ama anladıysam alacaklı avukatının tahsil için borçluyu "cendereye" sokmamasında hukuki bir sorun yok, ben de ayrıca etik dışı ya da vicdan dışı bir durum görmüyorum.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Geçen aylık yüzde 5 faizden bahsediliyordu. Eğer gerçekten böyle bir faiz varsa alacaklının borcunu tahsilini olabildiğince gecikdirmesi gayet mantıklı. Hatta bir punduna getirip çaktırmadan 3 - 4 sene faiz çalıştırabilse makul bir borç bile ödenemez bir hale gelecek. Aylık faiz borçlunun gelirini geçince adam hiç bir zaman borcunu kapatamıyacak. Borçlu ömür boyu alacaklının kölesi olacak.
Ayrıca dünyanın hiç bir medeni ülkesinde ticari borçdan dolayı insanlar hapse gitmez. O ortaçağda kalmış bir uygulama.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Alıntı:
cemil1 rumuzlu üyeden alıntı
Ayrıca dünyanın hiç bir medeni ülkesinde ticari borçdan dolayı insanlar hapse gitmez. O ortaçağda kalmış bir uygulama.
Dünyanın geldiği noktada medeni ülkelerin durumunu görüyoruz. Millet ortaçağ adaletini mumla arar oldu.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Alıntı:
Av.Engin Oğuz rumuzlu üyeden alıntı
Dünyanın geldiği noktada medeni ülkelerin durumunu görüyoruz. Millet ortaçağ adaletini mumla arar oldu.
Geçenlerde ekonomist dergisinde vardı. Batı dillerinde iflas (borcunu ödeyememe) için kullanılan ifade italyanca ve Venedik kökenli olup, kırık tezgah anlamına geliyormuş. O devirlerde bir tacir borcunu ödeyemeyince adamın tezgahını başında paralıyorlarmış. Örnek alınması gereken bir tedbir.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Cemil bey sizin işin sonuna ben işin başına bakıyorum sorun burda. Bir eylemin sonunda can yakıcı bir tedbir varsa önüne gelen o işe atlamaz. Eskiden babalar çocuklarına bir dükkan bırakırlardı veya biraz sermaye çocuk da onunla hayatını geçindirirdi. Şimdi bir tanıdık bul bankadan çek karnesi al sıfır parayla trilyonluk sermaye. Müeyyide ağır olur ama yargılama yapılır bakılır söz konusu kişi borçlu satış yapamamış veya çalışmış zarar etmiş ekonomik kriz etki neyse o kişiye o cezai müeyyide elbette o katılığıyla uygulanmaz.
Masamın üstünde bir sürü dosya var bakıp söylüyorum şimdi size mesela; banka şubesi anadolu yakasında borçlu şirket avrupa yakasında kıytırık bir şirket hiç bir çekini ödememiş üstelik çekleri şirket sahibi ciro edip para karşılığı satmış gerçek alış verişler değil yani benim müvekkilime ise mal sattığı müşterisi vermiş. Şirket yok ya da bedeli tahsil etmek mümkün değil. Şu anda ülkemizde borçlu dediğimiz kimselerin kahir çoğunluğu budur. Basit bir şirket ya da şahıs firması kurup çekle senetle piyasayı dolandırmak. Sizin düşündüğünüz bir avuç gerçek esnaf mağdur insanlar için cılızlatılan müeyyidelerden alçaklar istifade ediyor. Esasen bu gerçek esnafı da bu alçaklar mağdur ediyor iflasa sürüklüyor.
Şimdi misal hırsızlığın cezası idam olsa elbette çok insan idam edilir ama benim dediğim farklı bir şey o cezanın kanunda yeri hırsızlığın bittiği noktadır.
Cevap: Icra ve Iflas Hukukunda Anlasilmasi Zor Noktalar
Alıntı:
senoleker rumuzlu üyeden alıntı
Alacaklı avukatının borcu tahsil için derhal haciz yoluna başvurmaması alacaklının iyi niyetini gösterir, borçluya yapılmış bir "jest" tir diye düşünüyorum.
Borçlu ne kadar borcu olduğunu ve ödemediği her zaman dilimi için ne kadar faiz ödeyeceğini zaten bilmektedir. Borcu ne zaman ödeyeceği de kendine bırakıldığına göre -daha doğrusu çok geniş bir zaman bırakıldığına göre- kendi hesabını yapar, eğer bu faizi ödemek kendisi için daha avantajlı ise borcu geciktirir, faiz ödemek zararına ise, borcunu bir an önce öder. Bu da borçluya seçme hakkı verdiğinden, borçlunun lehine bir durumdur.
Ben ya bahsettiğiniz olayı anlamadım, ama anladıysam alacaklı avukatının tahsil için borçluyu "cendereye" sokmamasında hukuki bir sorun yok, ben de ayrıca etik dışı ya da vicdan dışı bir durum görmüyorum.
Sayın Eker,
Ticari faaliyette alınan paranın geri gelmesi mecburiyet arz eden bir durumdur.Alınan bu para geri gelmediği zaman eksik olduğu tarafı oldukça büyük sıkıntıya sokmaktadır.Alcakalı avukatının tahsil için borçluyu cendereye sokmamasında hukukı,etik ve vicdanen bir sorun yok diyorsunuz.Peki o zaman yine icra davalarında alacaklı tarafın avukatları neden tebligatın 7 gunluk suresi biter bitmez sıradan vatandaşın evinin kapısına dayanarak perdeden ütüye kadar herşeyi haczediyordu?Bu eski uygulama ülkemizde çok meşhurdu ve hepiniz bunu iyi biliyorsunuz.Aynı İcra Davasında iş alacaklı tüccar ve borçlu tüccara gelince neden uygulama değişiyor?Benim itiraz ettiğim nokta bu.Alacaklı ve borçlu kim olursa olsun uygulama net ve kesin olmalıdır.