Adalet Bakanlığı icra iflas yasası değişikliği için görüş bekliyor

Biraz evvel İstanbul Barosu'ndan e-posta adresime gelen mesaj şu şekildedir. Eleştirimi ise en alta yazacağım...

Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğünce, İstanbul Barosu Başkanlığına yazılan yazıda, ekonomik krizin sürdüğü bir ortamda işletmelerin daha sağlıklı işleyebilmesini sağlamak amacıyla İcra ve İflas Yasasında bazı değişiklikler yapılması için görüş ve öneriler beklendiği bildirildi.

Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürü Hâkim K. Ö. imzalı yazıda, ekonomik düzende rekabet edemeyen işletmeler ve girişimcilerin bulunduğu, alacaklı ile borçluyu gözeten şeffaf bir İcra İflas hukukunun işletmeler ve girişimciler için etkili bir çıkış yolu ve yeniden yapılandırılmalarına olanak vereceği ve bu durumun da ekonomik istikrar getireceği belirtildi.

Özellikle küresel krizin kıskacında bulunan şirketlerin iyileştirilmesi amacıyla “iflasın ertelenmesi”, “konkordato” ve “yeniden yapılandırma” kurumlarına ilişkin hükümlerde acil bir değişiklik ihtiyacının olabileceği belirtilen yazıda şöyle denildi: “Yapılması muhtemel değişikliklerin ihtiyaçları karşılayacak ve problemleri çözebilecek nitelikte olabilmesi için, söz konusu kurumlara ilişkin uygulamadan ve mevzuattan kaynaklanan sorunlarla bunların çözümüne ilişkin görüş ve önerilerinizin mümkün olan en kısa sürede bildirilmesini rica ederim”.

Öncelikle kanunlar genel müdürlüğünün EKONOMİ konusundaki bu duyarlılığına hayran kaldığımı belirteyim. Demek ki artık ekonomik çözüm yollarını maliye bakanlığı değil, KGM. buluyor!

Konkordato, iflasın ertelenmesi, yeniden yapılanma gibi müesseseler global veya ülkesel bir ekonomik krizin etkilerini gideremezler. Tek istisnası tüm şirketlerin hep beraber konkordato veya iflasın ertelenmesi istemesi halidir.

Bir şirketin (borçlu) yükünü diğer şirkete (alacaklı) yüklemek, krizi vatandaşa yüklemekten öteye gitmez. Üstelik gerçekten borç batağında olmayıp da bazı ekonomik menfaatleri temin etme aracı ve hatta kayırma aracı olarak da kullanılacağına eminim.

Keşke KGM icra iflas yasası değişikliği ile "özel borç ilişkilerinde af" önereceğine, hükümete "vergi indirimi", "vergi borçlarının faizsiz yeniden yapılandırılması", sanayii açısından elektrik, su, yakıt vs. enerji indirimleri gibi şirketlerin maliyetini ve dolayısiyle vatandaşa getirdiği yükü hafifletmeyi akıl edebilseydi.

Kriz ortamında konkordato vs. değişiklikler yapıp ülkedeki krizi bu yöntemle gideremeyeceği bir yana KRİZİ derinleştirmekten öteye gidemeyecek bu çözüm ve değişiklik önerisini bir hukukçu olarak asla kabul etmiyorum. Bu durum krizin etkilerini engellemez tam tersine insanları iflasa, konkordatoya özendirerek ülke ekonomisinin tam tamına iflasını sağlar.

Bunlar yerine sanayiciyi çalışmaya teşvik edici, maliyetleri düşürücü, vergi ve ssk yükünü hafifletici önlemler önerilseydi daha iyi olmaz mıydı? Neden iflasa özendirelim, tam tersine çalışmaya özendirelim.

Merhaba
Aslına bakarsanız böyle bir değişikliğin olmasını bekliyordum.
Çünkü 70 sene önceki iik günümüze hiç uymuyor. İşin aslınada bakacak olursak mevcut kanun ne alacaklıya nede borçluya fayda sağlıyor. Sadece icra dairelerine gün geçtikce artan bi iş yükü getiriyor. Hatta kanaatimce kanunda değişiklik değil tamamen yenilenmesi gerekir.

Zamanaşımı meselesi netleşmeli her işlemde kesilip yeniden başlayan zamanaşımı sayesinde ömür boyu dosya gündemde kalıyor ama tahsilde edilemiyor. Gereksiz iş yükü. ve bu gidişle yakın zamanda herkes ailesine miras olarak borç bırakacak.

iik 82. madde yeniden ele alınmalı pek lüzumlu mutfak eşyaları tanımlanmalı.
70 sene önce ile günümüz şartları çok değişti o tarihte lüx olan buzdolabı şimdi zaruri ihtiyaç. Kanaatimce mütevazi bir buzdolabı. tv. kanepe. borçluda olsa bir aile için olmazsa olmaz. hatta ev eşyası haciz edildiğinde alacaklının alacağını almasında bir fayda sağlamıyor. değerinden çok ucuza satıldığı için anca nakliye hammaliye tellaliye ve yediemin deposunun kirasını karşılıyor. Hatta bazende satılmıyor. Buradaki hacizin amacıda üzüm yemek değil bağcıyı dövmek oluyor.

son olarakda haciz edilen menkul ve gayrimenkullerin değerine daha yakın bir fiyatlara satılabilmesini düzenlenmeliki amacına uygun olarak borcu haciz yolu ile kapatılabilsin.

Nacizane görüşlerim böyle belki yanlış bulabilirsiniz katılmayanlar elbette olacaktır ancak tartışmaya açık bir konu herkes kendi fikrini söylerse eminim en doğru olan bulunur.
Hatta bu görüşlerimi sizden fikir isteyenlere gönderebilirseniz memnun olurum.
SAYGILARIMLA

Sayın litigation çoğu görüşlerinize katılıyorum. Kişiler veya şirketler arasındaki alacaklara dolaylı af düşünüleceğine, devletin bizzat fedakarlık yapması çok daha pratik sonuçlar doğurur. Olası tasarının ratio legisi ekonomiyi canlandırmak ise bunun ÖZEL olarak konkordato, iflasın ertelenmesi veya borcun yeniden yapılandırılması şeklinde değil, GENEL ve herkesi kapsayacak bir düzenleme olması ve en önemlisi bunun külfetinin alacaklı şirket veya kişlere değil, devlete yüklenmesi gerekir. Örneğin şu anda yürürlükte olan %8 KDV oranı piyasayı canlandırır, ancak konkordato gibi iflas içi veya iflas dışı hukuki işlemler şirketleri kapatmaya, iflasa özendireceği gibi canlılık yerine kaos yaratır düşüncesindeyim.

Sayın litigation katıldığım ve katılmadığım düşünceleri var.

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Öncelikle kanunlar genel müdürlüğünün EKONOMİ konusundaki bu duyarlılığına hayran kaldığımı belirteyim. Demek ki artık ekonomik çözüm yollarını maliye bakanlığı değil, KGM. buluyor!

---

Başbakanlık, gerekli bakanlıkları, bakanlıklarda birimlerini ve diğer müdürlükler vs. harekete geçirerek fikir alabilirler almalıdırlarda. Krizin aşılabilmesi için ülkenin her kesiminden ve her kesimine yönelik detaylı araştırma ve önlemler alınmalıdır diye düşünüyorum. Bu nedenle yukarıdaki görüşüne katılmıyorum.

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Keşke KGM icra iflas yasası değişikliği ile "özel borç ilişkilerinde af" önereceğine, hükümete "vergi indirimi", "vergi borçlarının faizsiz yeniden yapılandırılması", sanayii açısından elektrik, su, yakıt vs. enerji indirimleri gibi şirketlerin maliyetini ve dolayısiyle vatandaşa getirdiği yükü hafifletmeyi akıl edebilseydi.

Kriz ortamında konkordato vs. değişiklikler yapıp ülkedeki krizi bu yöntemle gideremeyeceği bir yana KRİZİ derinleştirmekten öteye gidemeyecek bu çözüm ve değişiklik önerisini bir hukukçu olarak asla kabul etmiyorum. Bu durum krizin etkilerini engellemez tam tersine insanları iflasa, konkordatoya özendirerek ülke ekonomisinin tam tamına iflasını sağlar.

Bunlar yerine sanayiciyi çalışmaya teşvik edici, maliyetleri düşürücü, vergi ve ssk yükünü hafifletici önlemler önerilseydi daha iyi olmaz mıydı? Neden iflasa özendirelim, tam tersine çalışmaya özendirelim.

---

Bu görüşe ise katılıyorum. Özellikle ve öncelikle, şirketlere ve halka yük getiren enerji, su, vergi gibi gibi konularda indirimlere ve yeniden düzenlemelere gitmeleri gerektiklerini düşünüyorum. Gerçi şu anda birtakım vergi indirimleri yapmaya çalıştıklarını görüyoruz ancak bu indirimler tüm sektörlere yönelik ve tüm ülkeye yönelik yapılmalı. Ayrıca tüm bunların mümkün olan en eşgüdümlü zamanlarda yapılmasının daha sağlıklı olacağı inancındayım.

evet kesinlikle böyle bir değişim lazım.Bu durum hem alacaklıyı hem borçluyu rahatlatacak.En azından 1000 tl altındaki işlemler için haciz ve icra işlemi olmasın bu durum avukatlarıda çek senet tahsilatçısı durumuna sokuyor.

Sayın modem, iletimi 2 bölüme ayırmışsınız. Devletin tüm organlarının koordineli şekilde krizi düşünmeleri çok güzel. Ancak 1.ci adım olarak yapılan iş şu: Ekonomik tedbir... Nedir bunlar biliyorsunuz. Örnek olarak araba satışlarında kdv. oranı %8'e indirildi. Ekmek mi bu, zorunlu ihtiyaç mı? Veya tek sektörümüz otomotiv mi? Mesaj şu: "Hadi hadi inanmam size, paranız var... hadi araba alın"...
2.ci adım da İİK önerisi olsun hadi... Peki piyasayı rahatlatma amacı mı güdüyor? Cevap belki... Ama nedense devlet taşın altına elini sokmuyor. A şirketi B şirketini affetsin diyor. Yani özel alacaklarda rahatlama, ama vergi,ssk gibi kalemlerde devletin bir fedakarlığı yok. İşte hassas olan KGM burada da hassasiyet göstermeliydi. İngiliz sözünü hatırladım: "birine balık vereceğine, balık tutmayı öğret..."

Alıntı:

---

kadir gökgöz rumuzlu üyeden alıntı

evet kesinlikle böyle bir değişim lazım.Bu durum hem alacaklıyı hem borçluyu rahatlatacak.En azından 1000 tl altındaki işlemler için haciz ve icra işlemi olmasın bu durum avukatlarıda çek senet tahsilatçısı durumuna sokuyor.

---

Sayın Kadir gökgöz, değişiklik önerisi ticari hayatla ilgili ve özellikle şirketlerin yapılandırılması ile ilgili görünüyor. Kısacası şahısların borçlarını ilgilendiriyor gibi gelmedi bana...Ayrıca alacak miktarınının çokluğu veya azlığı avukatın niteliğini değiştirmez. Korkum o ki böyle giderse yeni düzenlemelerle karşınızda hukuk adamlarını değil gerçek tahsilatçıları göreceksiniz...

litigation evet onu anladım ama değişikliğin her alanda yapılması gerekiyor bence sayın uçucu arkadaşında söylediği gibi amaç artık üzüm yemek değil bağcıyı dövmek olmuş çünkü çok küçük miktarlar inanılmaz rakamlara çıkıyor.Birde yeddiemin depolarının son halini görseniz umarım bana hak vereceksiniz.Sonuçta hepsi birer milli servet benim üniversite mezunu bir depocu arkadaşım var bırak beyaz eşyayı burdaki bilgisayarlar 300 tane okulu komple donatır diyor borç ödeniyormu hayır çürüyor işe yaramaz hale geldiğindede açık arttırmayla satılıyor .

Alıntı:

---

litigation rumuzlu üyeden alıntı

Sayın modem, iletimi 2 bölüme ayırmışsınız. Devletin tüm organlarının koordineli şekilde krizi düşünmeleri çok güzel. Ancak 1.ci adım olarak yapılan iş şu: Ekonomik tedbir... Nedir bunlar biliyorsunuz. Örnek olarak araba satışlarında kdv. oranı %8'e indirildi. Ekmek mi bu, zorunlu ihtiyaç mı? Veya tek sektörümüz otomotiv mi? Mesaj şu: "Hadi hadi inanmam size, paranız var... hadi araba alın"...
2.ci adım da İİK önerisi olsun hadi... Peki piyasayı rahatlatma amacı mı güdüyor? Cevap belki... Ama nedense devlet taşın altına elini sokmuyor. A şirketi B şirketini affetsin diyor. Yani özel alacaklarda rahatlama, ama vergi,ssk gibi kalemlerde devletin bir fedakarlığı yok. İşte hassas olan KGM burada da hassasiyet göstermeliydi. İngiliz sözünü hatırladım: "birine balık vereceğine, balık tutmayı öğret..."

---

Merhaba
Bu ve bundan sonraki iletinizde son derece haklısınız evet otomotiv sekterü önemli bir sektör ama desteklenecek daha pek çok sektör var. Bu paket sadece parası olana yarar sağlar paran var hadi vergi indi araba al nitekimde öyle olduğunu gördük otomotivciler iş yok diye kıvranırken ötv inişi ile sektör harekete geçtiği an stokları geri çekerek zam yaptılar para kazandılar.
Bu ülkede yaşayan engelli bir T.C. vatandaşı olarak açılan 6 pakette bana bir yararı olmadı yine gelecek kaygısı yaşıyor ve haftaya ne olacağını kestiremiyorum. Ayrıca bir sonraki mesajda gerçek tahsilatcı ile karşılaşırsınız demişsiniz bu zaten oluyor bu forumda kredi kartları ve bankacılık hukukunda banka mafya ile anlaşmıs başlıklı konuda daha yeni işlendi.
Son sözlerimse bu iik ile ne alacaklı alacağını tahsil edilebiliyor nede borçlu borç ödeyebiliyor sadece icra ihalesinde çok ucuza mal alıp satan ikinci elciler kazanıyor.
Bir evin zaruri ihtiyaçları günümüz şartları ile bellidir ama buna rağmen buzdolabı kombi haczi yapılmakta sadece amaç borçlunun canını acıtmak intikam duygusu ile yapılıyor.
Güya haber alma özgürlüğü var ve haber alma özgürlüğünü engellemek ülkemizde suç ancak borçlu isen böyle bir hakkın yok. Kanunun kendisi tv ni haczederek bu hakkı elinizden alıyor.
Benim bu düşünceme siz ne dersiniz belki yanlış düşünüyorum olaya tek taraflo bakıyorum ama durum bu.
Haczedilen ev eşyası borç ödemiyor sadece kendi haciz masrafını karşılıyor durum böyleyken hala bağcı dayak yemeye devam etmelimi?

Konu adalet ve hukuk ise o zaman alacaklının da hakları olduğunu, alacağını isteme hakkı olduğunu kabul etmeliyiz. Örneğin siz, size borçlu olan birinin borcunu ödememesi nedeniyle, alacaklılarınıza borçlarınızı ödeyememiş olabilirsiniz. Bu nedenle alacaklıyı zalim, borçluyu ise mağdur gören zihniyete karşıyım. (Borcun mesnedi haksız olmadığı sürece).

Akbaba şirketler (bankalardan alacakları temlik alanlar) ve ihale mafyaları ile ilgili sözlerinize aynen katılıyorum. Zaten tasarıya da itirazım bu noktada başlıyor. Siz vatandaşa bir diğerindeki alacak için gizli af getirebilirken, devlet olarak ben alacağımı sonuna kadar tahsil ederim diyemezsiniz.

Dilerdim ki, devlet başta olmak üzere sanki konkordato varmış gibi herkes borcunun bir kısmını tahsil etsin. İşte bu piyasayı canlandırır. Ama devlet alacağından feragat etmez, örneğin vergisini tam toplamaya çalışırsa, siz alacağınızın yarısından feragat edemezsiniz. Çünkü o vergiyi benden alacağınız parayla ödeyeceksiniz.

Saygılar.

Yazınıza istinaden yeni üye olmuş biri olarak bu yazıya tam zamanında şahit olduğumu düşünerek sevindim.Nedenine gelince İİK.daki bazı belirsizlikler vede yoruma açık cümleler hem alacaklıyı hemde borçluyu zor durumda bırakmaktadır.
Şöyleki bir örnek verecek olursam,kendim bir sigorta şirketinde iç acentalık sistemiyle komisyon ücreti alarak çalışmaktayım.Bundan yaklaşık bir ay önce iş yerime 4.icradan(Küçükçekmece)icra yazısı geldi.Vede buna istinaden komisyon alacaklarım durdurulduğunu öğrendim.Yaklaşık bir aydır geçimimi sağlamakta güçlük çekiyorum.İcra dairesinden gönderilen yazı şöyledir:
Borçlunun iş,bu sebebiyle almakta olduğu maaşı veya ücretinin borç bitinceye kadar 1/4'ü maaş dışında kalan diğer alacak ve haklarının bu arada ikramiye, fazla mesai,temettü,nema ve emekli olması halinde alacağı tazminat ve ihbar ve kıdem tazminatının borca yeterinin haczine karar verilmiştir...
İşyerim icra dairesinin yazısında net bişey olmadığı için komisyon rakamını bloke etmiş durumda.İcra dairesinden net bir yazı istiyor.(Komisyon rakamının sadece 1/4ünü bize gönderin diye.)Neden ise biz maaş almayıp sadece komisyon aldığımız için.
Şimdi siz site sakinlerine soruyorum.Sizce sadece komisyon geliri ile geçinen bir kişinin gelirinin tamamına haciz konulması vicdani hukuka göre doğrumudur?yada burdaki belirsizliğin yada boşluğun suçunu borçlu olan benim çekmem ne kadar doğrudur.Belkide diyebilirsiniz bu duruma getirmeseydiniz diye...Evet kimse bu duruma düşmek istemez.İİK.daki ücret kısmı net olarak açıklanmamış her neviücret olarak yazılmış.serbest meslek sahibi olan bir kişinin başka geliri yoksa gelirinin tamamının haczi olabilirmi?Bu konuda hakkımı sonuna kadar arayacağım ama neden belirsizlikler bizim ülkemizde daha belirgin bunu anlamak güç.İsviçre hukuk sisteminde icra iflas olaylarına bakan icra memurları asgari hukuk fakültesi mezunu olmak zorunda.Vede olaya onlar karar veriyorlar.Aile geliri,eğitim düzeyi hepsi araştırılıp ona göre karar verilebiliyor.Aslında bazı kaynaklardan okuduğum kadarıyla,''borçlunun çevresindeki kişilere ve akrabalarına karşı zavallı ve ailesini idareden aciz duruma düşürülmemesinede dikkat edilmelidir.''İcra ve iflas kanunumuz maaş ve ücret haczinde, icra müdürüne takdir hakkı tanımıştır.Ancak uygulamada bu yapılmıyor.
İcra ve iflas kanunundaki ücret kavramının yeni tasarıda net olarak açıklanmasını çok isterim.Ancak bu konuda tek başıma sesimi duyuramam.bu sadece benim konum değil benim gibi çalışan komisyon geliri ile çalışan tüm kişileri etkileyen bir konudur.Bu konuya yorum getirecek herkese şimdiden teşekkür ederim.
Sormak istediğim ise, bir kişinin geliri sadece komisyon geliri ise başka geliri yok ise geçimini sağlamak için,işine devam etmek için...v.b. bu gelire ihtiyacı var ise komisyonu gelirinin tamamına haciz konulabilirmi?Konulursa ben ne yapabilirim? Site üyelerinden konu hakkında görüş bildirebilecek herkesin görüşlerini almak isterim.Saygılarımla

Aynen Almanyada oldugunu gibi kişisel iflas yasası çıkmalı ve tüm borçlar igortayla verilmeli....

Böylece ocaklar sönmez insanlar ölmez siğorta masrafları karşılayacagı için avukatlar ücretlerini peşin alır...

Topluma huzur gelir.........

Ben alacaklı tarafındayım.
Ev eşyasına el koyamıyoruz zaten istemiyoruz da. Kullanılmış buzdolabının, televizyonun, oturma grubunun kimseye hayrı olmaz, icra md.leri de avukatlar da zaten buna karşı biz de..
Ancak, adamın evi var, arabası var kaydı başkasının üzerinde, kumarı sigarası eksik değil. Tek kusuru ! emekli olması. Emekli maaşına icra koyuyoruz itiraz ediyor haciz kalkıyor.
Netice çek yasası ile ticaret felç olmak üzere; her geçen artıyor ödenmeyen çekler.. Emekli maaşına icra konulsun istiyoruz. :)

Açıkcası önceki sayfada gördüğüm bazı mesajlara katılıyorum. Ki bunlar değişikliğin gerekli olduğu ile ilgili. Mevcut icra iflas kanunları ile her geçen gün icra müdürlüklerine daha fazla yük biniyor. Artık değişmeleri gerek diye düşünüyorum.

Her ne olursa olsun fikir alınmasınıda çok çok olumlu buldum açıkcası.